Müslüman Köyün Tek Süryanisi
Köyüne 36 yıl aradan sonra geri dönüş yapan Mardinli Süryanilerden 65 yaşındaki İskender Debasso, yaşadığı köye bölgenin ilk botanik parkını yapmak istiyor.
Midyat’a bağlı Narlı (Halexe) Köyü’nden 36 yıl önce Avrupa’ya göç eden Süryani aileler köylerine geri dönmenin sevincini yaşıyor. Bölgede sağlanan güven ve huzur ortamıyla birlikte göç ettikleri anayurtlarına geri dönmenin mutluluğunu yaşayan Süryani Debasso ailesinin ileri gelen isimlerinden İskender Debasso köyüne yaptırdığı dev konaklarının yanında şimdi de köyde 50 dönüm üzerinde botanik park merkezi açacak. Debasso, köylüler için gelir kapısı olacak projesine destek bulmak için Dicle Kalkınma Ajansı Uzmanlarını köyüne davet etti.
DEBASSO AİLESİ
Dört bir yanı tarihi yapılarla çevrili, dinlerin ve dillerin yüzyıllardır beraber kardeşçe yaşadığı Midyat’a bağlı Narlı Köyü’nde yaşayan Debasso ailesi, önce göçle birlikte harabeye dönen 700 yıllık konaklarını tarihi özelliklerini koruyarak, dünyaca ünlü Nahit taşı katori ile yeniden inşa ettiler. Yaklaşık 2 milyon TL’ye mal olan 150 kişilik konak köyün en ihtişamlı yerinde, yöresel mimari tarzı korunarak inşa edildikten sonra konağın içi ise bölgenin bütün kültür motiflerini barındıran tarihi eserlerle döşendi.
Müzeyi arattırmayan konağın bahçesinde 4. yüzyıldan kalma Süryani Metropoliti Aziz Yuhanna D’kfone’nin anısına bir şelale ve Süryanice yazılmış bir kitabe yapan Debasso, evinin bütün duvarlarında ise üzüm, güvercin, zambak ve güneş rölyefleri yapmış.
Yaz sıcaklığında soğuk hava depolarını arattırmayan konağın kayalardan yontulmuş odalarında misafirlerini ağırlayan Debasso, ikisi zemin, yer seviyesinden itibaren de üç kat olmak üzere beş kat yükselen yeni konakta, 30 oda, altı banyo, biri büyük üç mutfak, çamaşırhaneler, teraslarda yazın uyumak için dörder kişilik dört taht, 90 yetişkin ve 50 çocuğun aynı anda geceleyebiliyor.
Evin ne kadara mal olduğu sorusuna cevap vermekten kaçınan Debasso,”Bunu konuşmak ayıp olur. Emanet para ile mukayese olunmaz. Paranın ne anlamı var bu evin hatırası yanında. Bu evi miras değil, dedelerimden kalan bir emanet olarak görüyorum. Benim Hıristiyan olarak düşünseydim, Kudüs’e gidip kendime ev yapardım. İstesem, bu parayla İsveç’te de bina yapardım, kirasından torunlarım faydalanırdı. İster Süryani olan ister Müslüman olsun kim gelirse gelsin kapımız herkese açık.”ifadelerini kullanıyor.
ROBERT MEZUNU 6 DİL BİLİYOR
Robert Koleji mezunu, altı dil bilen ve Avrupa’da çeşitli üniversitelerde 15 yıl eğitim almış ve sosyal çalışma uzmanı olan Debasso, köye geri dönüşünü Müslüman komşularına bağlıyor. Debasso, “1950’li yıllarda köyümüz, 250 haneli ve bin nüfusluydu. Köyün tek Süryani ailesi olarak da biz vardık. Küçüklüğümde Deyrulzafaran Manastırı’nda Metropolit Yuhanna Dolabani’den İngilizce öğrenince ailem beni İstanbul’a, Robert Kolej’ine gönderdi. Kolejden sonra köye dönüp Diyarbakır NATO Üssü’nde İngilizce-Türkçe çevirmenlik yapmaya başladım. Diyarbakır’da yaşadığımız kötü muameleden dolayı yurtdışına gitmek zorunda kaldık. Köydeki malımızı mülkümüzü biz komşularımıza verdik, kimse zorla almadı bizden. Tarlalarımızı ekip biçiyorlardı, tarlaların geliri ile de köyün elektrik su gibi ortak masrafına veriyorlardı. Onlardan kira almıyorduk. Bu şartı dört yıl önce vefat eden babam koymuştu. Debbaso ailesi olarak dönmemizin nedeni, köylülerimizin samimiyeti, dürüstlük ve insaniyeti. Kadın, çocuk, erkek, yaşlı; herkes dönüşümüze sevindi. Bende yalnız köy değil, vatan sevgisi var. Memleketimi seviyorum. Bu eve baktığım zaman bu kadar güzel bir netice alacağımızı tahmin etmiyordum. Evi onarırken köyde yaşayan Müslüman ailelerin çok yardımı oldu. Onlar bize cesaret verdi ve onların sayesinde bugün buradayım.”dedi.
KÖYDE YAŞAYAN TEK SÜRYANİ
Köyde yaşayan tek Süryani olarak köye geri dönüş sürecinde ve sonrasında hiçbir sıkıntı ve sorunla karşılaşmadığını dikkat çeken Debasso, “Köydeki Müslümanlar arasında tek başıma yaşamak hiçte zor değil. Bundan da çok mutluyum, bahtiyarım. Köyün yüzde 90’ı ile birimize gidip geliyoruz. Onlarda beni çok seviyorlar ben de onları. İbadetlerimi yerine getirmekte zor değil. Bir telefonla arabama binip istediğim yerde inancımı yerine getirebiliyorum. Ailemize köye yatırım yapacağız dediğimde hepsi önce tamam dediler ama sonradan sözde kaldı. Sonradan çocuklarımı çağırdım birlikte toplandık kendilerine ben ya Suriye’ye gideceğim ya da Türkiye’ye döneceğim dedim. Sonra burayı onarmayı karar verdik. Karar vermek basit bir şey ama 3-4 yıl boyunca burada hummalı bir çalışma ile burası bu hale geldi. Her hafta burada çalıştığımda buranın fotoğraflarını çekip İsvec’e mail gönderiyordum. Orada çocuklar yaptığımız çalışma üzerinde yeni projeler çiziyorlardır. Bana en büyük desteği torunlarım verdi. Bana yeter ki köyde bir tuvaletimiz olsun diyorlardır.”diye konuştu.
TÜRKİYE’DEKİ EĞİTİMLE HAZMETMEK ZOR
Yurtdışında yaşayan Süryanilere geri dönme çağrısı da yapan Debasso, şunları söyledi:
“Süryanilere çağrımız şudur gelsinler yerinde görsünler. Ben bir Süryani olarak yalnız başıma yaşıyorum sadece ben varım burada. Artık buralara gelip birazda başka kültürleri öğrensinler, hürmet etsinler. Onların dilini, yaşamlarını, edebiyatını öğrensinler. Mardin Valisi veya başka biri gelse burada 4 dinle 4 dille karşılaşır. Burada Yezisi de, Müslümanı da Süryanisi de Yahudisi de var. Tabii, Türkiye’deki bir eğitimle bunu hazmetmek çok zordur. Gelip burada bir ay staj görseler. Bu köyden çok şey öğrenirler. Köyümüz ve bu köyümüzün etrafında yaşayan bütün Müslümanlar, Süryanilere ait ellerindeki arazi, tarla ve mülkleri hiçbir sıkıntı çıkarmadan hemen devr ediyorlar. Hatta bazıları tapusu kendi üzerlerinde olmasına rağmen asıl sahipleri olan Süryanileri çağırıp gelin arazinizi üzerimden alın beni bu azaptan kurtarın diyorlar. Bunlar çok güzel gelişmeler. Bugüne kadar hiçbir sorun sıkıntı ile karşılaşmadım. Yalnız gelir gelmez köyümüzün kalkınması için bir dernek kurmuştuk ama derneğimizle ilgili iki sefer para cezasına çarptırıldık. Türkiye’de bazı şeyler çok farklı işliyor.”
3 BİN KİTAP BAĞIŞLADI
İsveç’te yaşadığı günleri anlatan Debasso, “Burada altı aylık İsveççe kursundan sonra Uppsala Üniversitesi’nin Ekonomi Bölümü’ne girdim. İkinci sınıfta terk ederek sosyoloji üzerine okudum. Bir buçuk yıl Ortadoğu ve Avrupa iktisadi tarihi, iki yıl sosyoloji, bir yıl da kariyer psikolojisi okuduktan sonra çocuk ve yetişkin psikolojisi üzerine de eğitim aldım. Daha sonra sosyonom olup, üniversitede Ortadoğu Medeniyet Tarihi dersleri vermeye başladım. Okuduğum bölümler sayesinde çok iyi bir kütüphanem oluştu. Kütüphanemden Türkiye üzerine yazılmış İngilizce, Türkçe, Arapça, Süryanice üç bin kitabı Uppsala Şehir Kütüphanesi’ne bağışladım. Çok sayıda makalenin yanı sıra ‘Neden Bazı Erkekler Kadınları Dövüyor’ ve ‘İsveç’teki Asuri Sorunu’ adlı iki de kitap yazdım.”dedi.
KÖYÜ BOTANİK MERKEZİ HALİNE GETİRECEK
İskender Debasso, köye kesin dönüş yaptıktan sonra köylülere bir gelir kaynağı bulmak için harekete geçti. Köy meydanına çeşme yaptıran, taziye evi kuran Debasso son olarak Dicle Kalkanıma Ajansına başvurarak köyde projesini çizdiği botanik bahçe için destek istedi.
Köyü ziyarete gelen DİKA Uzmanlarını önce tarihi evinde ağırlayan ve kendilerine evi tanıtan Debasso daha sonra köyde kurmak istediği projesi hakkında bilgi verdi. Debasso,“Köyüme kesin dönüş yaptıktan sonra önce bu evi yaptım şimdi ise birinci hedefim bu köyün sosyolojisi üzerine bir kitap yazmak. Diğer hedefim ise geri dönüş yaptığım köylülerin refah düzeyini artırmak için botanik bahçesi kurmak. Bölgenin endemik türlerini çok iyi bilirim. Bunun üzerine birçok araştırma yaptım.”dedi.
Projenin kabul edilmesi halinde botanik park içinde birçok endemik bitkinin yetiştirileceğini, nesli tükenmekte olan bitkilere öncelik vereceklerini, ilk etapta bine yakın çeşit bitki ekimi yapmayı düşündüklerini, daha sonra yıllar içinde bu bitki çeşidini artıracaklarını belirten Debasso, “Mardin Mezopotamya’nın kalbi. Yaşam buradan yayılmış bütün dünyaya. Hali ile buradaki biyolojik çeşitliliği, endemik, ender ve tehdit altındaki bitkileri koruyarak desteklemek istiyoruz. Bu şekilde hem köyümüzü, ilçemizi ilimizin tanıtımını yapmış oluruz hem de çevremizi korumuş oluruz. Mesela gittikçe artan bir tehdit oluşturan susuzluğa dayanıklı bitkileri yetiştirerek ve dünyadaki erozyonla ve çölleşme ile mücadeleye de yardım edebiliriz. Bu botanik bahçe sayesinde köylülerimiz içinde bir gelir kapısı açılmış olur. ”şeklinde konuştu.
DİKA HER TÜRLÜ GELİŞİME DESTEK VERİYOR
İbrahim Debasso ile köyde kurulması düşünülen Botanik Park Merkezi hakkında görüş alışverişinde bulunan ve projeyi inceleyen DİKA Uzmanı ve Mardin Yatırım Ofisi Müdürü Selim Duran da DİKA olarak bölgenin gelişimini sağlayacak her türlü projeye destek vermeye hazır olduklarını söyledi. Duran, “İskender Bey bizlere başvurup buraya bir botanik bahçe yapmak istediğini ifade etmişti. Bizler de buraya gelerek projeyi yerinde görüp inceleme imkanımız oldu. Öncelikle Mardin bölgemizin bir Süryani kimliği var. Bizlere başvuran Süryaniler çok ilginç çok samimi çok özel projelerle geliyorlar. Mesela bu proje için konuştuğumuzda hem turizm açısından köyünü tanıtımı hem de köylüler için ek bir gelir kaynağı olarak önem veriyoruz.”dedi.
Kendisinin okumuş kimliği ile gelip buralara yatırım yapıp buralarda halka rehberlik görevini yerine getirmesinin kendilerini sevindirdiğini anlatan Duran, “Kendi kültürünü, köyünü, halkını kalkındırmak istemesi takdire sayan. Kalkınma sadece ekonomik unsurlarla değil, bilinçle insanların sahiplenmesi ile olacak bir şey. Köye baktığımızda Mardin’deki birçok köyden farklı olarak burada bir azim çalışma var. İskender beyin projesine baktığımızda buraya botanik bir park yapak istiyor. Bunun için arazisini almış, bazı alanlarda denemesini yapmış, projesini sürdürüyor. Kendisine iki alanda desteğimiz olabilir. Bizler de kendisine Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinde böyle projelerde kendisinin muhatabı olabilecek insanlarla bir araya getirmek istiyoruz. Çevredeki üniversiteleri buraya yönlendireceğiz. İnsanların burayı fark etmesi görmesi ile turizm anlamında tarım anlamında İskender beye destek olabilecek teşvik edebilecek fon olabilir mi? Kendisi ile istişare ederek bazı fonları sağlamayı düşünüyoruz.”diye konuştu.