HÜDA PAR Bingöl İl Başkanlığı: Direniş uykudaki vicdanları uyandırdı
HÜDA PAR Bingöl İl Başkanlığı düzenlediği basın açıklamasında “Gazze halkının kararlı ve dik duruşu, dünya halklarına bir muştu, bir rehber ve bir yol gösterici olmuştur.” denildi.
7 Ekim 2023'te başlayan Aksa Tufanı'nı desteklemek, Gazze'de yaşanan vahşeti kınamak ve tepki göstermek için HÜDA PAR Bingöl İl Başkanlığı basın açıklaması düzenledi.
Cuma namazı sonrası Bingöl Merkez Ulu Camii önünde gerçekleştirilen basın açıklamasını, HÜDA PAR Bingöl İl Başkanlığı adına Şefik Börü okudu.
Gazze’de 7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden saldırıların 600 günü aştığına dikkat çeken Börü, “Kur'an-ı Kerim'de buyurulduğu üzere, 'Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir.' (Şuara Suresi: 227). Bu ilahi ikaz, bugün Gazze'de yaşanan insanlık dramı karşısında bir kez daha anlam kazanmaktadır. 7 Ekim 2023'ten bu yana 600 günü aşkın süredir devam eden saldırılar, tarihin en karanlık sayfalarında yerini alırken, Gazze'yi bir harabeye çevirmiş ve insanlık haysiyetini ayaklar altına almıştır.” dedi.
"Direniş, tüm hatları ve cepheleriyle uykuda olan vicdanları uyandırdı"
“Allah'a hamdolsun ki, bu zulme karşı direniş, tüm hatları ve cepheleriyle uykuda olan vicdanları uyandırmıştır." diyen Börü, "İzzet ve onurun İslam'da olduğunu yaşayarak ve mücadele ederek gösteren Gazze halkı, 70 binn yakın şehit vermiş, 2 bin 483 Filistinli aile tamamen yok olmuş, 42 binden fazla çocuk yetim kalmıştır. Şehitlerin büyük çoğunluğunu çocuk ve kadınlar oluşturmaktadır. Siyonist rejimin savaş suçlarını dünyaya duyurmaya çalışan 300'e yakın gazeteci şehit edilerek, soykırımın üzerinin kapatılması amaçlamıştır." bilgilerini paylaştı.
Börü, "Ancak bu vahşet karşısında dünya halkları, devletlerden çok daha cesur adımlar atmış, insanlık haysiyetini omuzlamıştır. Dünya halkları aynı çatı altında toplanarak zulme karşı tek ses, tek nefes olmuş; mazlumların çığlığını duyurmuş ve tepkilerini dile getirmiştir. Gazze halkının kararlı ve dik duruşu, dünya halklarına bir muştu, bir rehber ve bir yol gösterici olmuştur. Direniş, uykudaki vicdanları uyandırmış, sokaklar dolup taşmış, meydanlar zulme karşı tek yürek olmuştur.” ifadelerini ekledi.
“Gazze direnişi, dünya halklarına yol gösterdi”
Gazze halkının kararlı duruşunu “bir muştu, bir rehber ve yol gösterici” olarak niteleyen Börü, “Siyonist rejimin Gazze'ye yönelik insani yardım ablukasını kırmak üzere dünyanın dört bir yanından aktivistler 'Küresel Gazze Yürüyüşü' için Kahire'de buluşmuş ve Refah Sınır Kapısı'na doğru yürümüştür. Mısır'dan, El Ariş'ten, Mağrip'ten konvoylar yola çıkmıştır. Bu yürüyüşlere ses ve nefes olmak adına meydanlara akın eden Bingöl halkı olarak, Gazze için atılan her adımın destekçisi olacağımızı bir kez daha yineliyoruz. Bu gelişmelerle birlikte, uluslararası kurumlar ve dünya devletleri ne yazık ki 'üç maymunları' oynamakta, uluslararası hukuk ayaklar altına alınmakta ve modern çağın zulümlerine karşı kör, sağır ve dilsiz kalmaktadır. Gazze'de yaşanan soykırım, modern çağın karanlık ve çirkin yüzünü gözler önüne sermektedir.” diye konuştu.
“İslam dünyası ayağa kalkmalı, Gazze konvoyu organize edilmeli”
İslam ülkelerine çağrıda bulunarak artık sadece kınamanın yeterli olmadığını, somut adımların atılması gerektiğini söyleyen Börü “Siyonist rejimin Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve İran'a yönelik saldırıları, işgali bölgesel boyutlara taşımanın açık göstergesidir. 'Vaat edilmiş topraklar' hezeyanıyla hareket eden Siyonist rejim, bölge barışının önündeki en büyük engel ve küresel güvenliğe yönelik en büyük tehdittir. Genel Başkanımız Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu'nun da belirttiği gibi, 'Siyonist terör örgütü beslendiği fikri yapıdan dolayı bu tanımı hak ediyor. Ama sadece bu da değil: Hiçbir terör örgütünün elinde F-35 savaş uçağı yok. israil denen bu siyonist, soykırımcı terör örgütünün elinde çok gelişmiş silahlar var.' Filistin, Lübnan, Yemen, Suriye ve İran'dan sonra gözünü dikeceği yerin Türkiye olduğunu görmek ve bu tehdidin farkında olmak zorundayız. Türkiye de güçlü bir Siyonizm tehdidiyle karşı karşıyadır. Eylem zamanı: İslam dünyasından somut adımlar bekliyoruz! İslam dünyası yöneticileri, insanlık onurunu hedef alan bu zorbalık karşısında yalnızca kınamakla yetinmemelidir. Artık topluca ayağa kalkma, Gazze'deki soykırımı durdurma ve abluka zincirlerini kırma zamanıdır. Bu, sadece Gazze halkına değil, tüm insanlığa karşı kaçınılmaz bir sorumluluktur. Tarih bu pasifliği asla affetmeyecek, zalimlerin sonuysa şüphesiz yakındır. Unutmayalım ki, adaletsizlik ne kadar artarsa, inananlar için zafer o kadar yakın olacaktır.” ifadelerine yer verdi.
Börü, atılması gereken somut adımları şöyle sıraladı:
"Gazze’de süren ahlaksız kuşatmayı sonlandırmak için, denizden ve karadan yüz binlerin katılımıyla oluşturulacak bir insanlık zinciri olan 'Gazze Konvoyu' vakit kaybetmeden organize edilmelidir. Dünya, bu zulme karşı tek yürek olmalı, suskunluğunu bozmalıdır. İşgal rejiminin yayılmacı ve saldırgan tutumuna karşı derhal sert tedbirler devreye sokulmalıdır. Türkiye başta olmak üzere, bölge ülkeleri güçlerini 'amasız, fakatsız' birleştirmelidir. İnsanlık haysiyetini omuzlamak için, Gazze'ye giden sınır kapıları derhal açılmalı ve bölgedeki insani krizin bir an önce sona erdirilmesi sağlanmalıdır. Günümüzün somut bir cihad gücü olan HAMAS ve diğer direniş hareketleri, siyasi, bürokratik ve askeri olarak kesintisizce desteklenmelidir. Siyonist işgal rejimine destek sağlayan ürünler kesintisiz olarak boykot edilmeli ve bu destek artırılarak sürdürülmelidir. Unutmayalım ki boykot, halklar ve devletler için en büyük silahlardan biridir. Bu boykot, geçici bir eylem değil, ömür boyu sürecek bir Müslüman bilinciyle devam etmelidir. Soykırım suçlarına katılan çifte vatandaşlara yönelik kanun teklifimizin acilen Meclis Genel Kurulu’na getirilip yasalaşması sağlanmalıdır."
İşgal rejiminin İran’a yönelik saldırısında içeride yapılan suikastlar ve saldırıların "içimizdeki siyonistlerin varlığının Türkiye’nin güvenliği için büyük bir tehdit" olduğunu gösterdiğini ifade eden Börü, "Artık tüm ihtilafları, mezhep kavgalarını, sınır tartışmalarını ve şahsi hesaplarınızı bir kenara bırakın! Para ve koltuk sevdanızdan vazgeçin! Bu ümmetin onurunu, şerefini ve geleceğini korumak için birleşin! Bu siyonist ve emperyalist virüsü bölgemizden köklü bir şekilde söküp atın. Bugün birleşmezsek, yarın hiçbirimizin ne makamı ne sınırı ne de devleti kalacaktır." dedi.
Program yapılan dua ile sona erdi.