Kartalkaya Otel yangını davasında ilk duruşma! Mağdur avukatı salonu terk etti
Bolu'da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangını davasında ilk duruşma başladı.
Bolu Grand Kartal Otel'de 78 kişi yaşamını yitirdiği, 133 kişinin ise yaralandığı yangın faciasına ilişkin 32 sanığın yargılanacağı davanın duruşması başladı. Mağdur avukatı Yüksel Gültekin "İki aracı kurtarmak için onlarca insanın yanmasına nasıl göz yumdunuz? Vicdanınız buna nasıl el verdi? Sahte gözyaşlarınızı görmek istemiyorum" diyerek salonu terk etti.
Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonundaki duruşmaya 19'u tutuklu 32 sanığın tamamı katıldı. Sanıklarla ilgili kimlik tespiti ve yoklama alınmasıyla başlanan duruşmada; CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, TBMM Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Otel Yangınını Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok da kendilerine ayrılan kısma oturup, duruşmayı takip etmeye başladı.
SANIKLARI GÖRÜNCE FENALAŞTI
Sanıklar içeri girdiği sırada yangında oğlu Yılmaz Sarıtaş (51) ile torunları Doruk ve Nehir'i kaybeden Gülizar Sarıtaş fenalaştı. Gülizar Sarıtaş, sağlık ekibinin müdahalesi sonrası salondan çıkarıldı.
AVUKAT SALONU TERK ETTİ: SAHTE GÖZYAŞLARINIZI GÖRMEK İSTEMİYORUM
Gazeteci Emrullah Erdinç'in aktardığına göre; mahkeme heyeti, mağdur avukatı Yüksel Gültekin'e söz hakkı verdi. Gültekin, "Bu dava siyasallaşmamalı. Suç şahsidir ve bu kişiler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Oğlum Boğaziçi mezunuydu, üç çocuk babasıydı. Gelinim ODTÜ mezunuydu, 18 çocuğa burs veriyordu. Diğer canlar da bizim evlatlarımızdı. Sorumlulara soruyorum: İki aracı kurtarmak için onlarca insanın yanmasına nasıl göz yumdunuz? Vicdanınız buna nasıl el verdi? Sahte gözyaşlarınızı görmek istemiyorum. Bu yüzden salondan çıkıyorum." diyerek salondan ayrıldı.
ACILI AİLELERDEN OTEL MÜDÜRÜNE TEPKİ
Grand Kartal Otel'in sahibi Halit Ergül, duruşmada aylık gelirinin 100 bin TL olduğunu söyleyince mağdur aileler tepki gösterdi. Ergül'ün ardından kürsüye çıkan Gazelle Otel Müdürü Sanık Ahmet Demir, "İddialara geçmeden önce, yaşanan bu elim olay nedeniyle çok samimi duygularımla özür diliyorum. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. O gün yaşananlar hâlâ aklımdan çıkmıyor. O insanların yaşadığı tarifsiz acıları unutamıyorum" dedi. Bu sözler üzerine, acılı aileler bir kez daha araya girerek tepkilerini ortaya koydu.
- Ahmet Demir ifadesinde şunları söyledi: "Kadir Özdemir beni telefonla arayıp Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü'nde halledilmesi gereken bir evrak olduğunu söyledi. Ben evrakın içeriğini bilmiyorum. İtfaiye Müdürü Sedat'ı aradım, 'Hafta içi gerekli arkadaşlara ileteceğim' dedi.Yılbaşına doğru beni tekrar aradı ve 'İşlem tamamlandı' dedi. Ama yine de evrakın ne olduğunu bilmiyorum."
- Sanık avukatı: "Bu işlemin tamamlandığını kim söyledi, Sedat mı Kadir mi?"
- Ahmet Demir: "Net olarak hatırlayamıyorum."
Bu cevabın ardından salon yeniden gerildi.
- Sanık Ahmet Demir'in avukatından aileleri kızdıran sözler: "Bu bir kazadır, olası kast burada yoktur."
"ONLAR ARABALARINI KURTARIRKEN BİZİM CANLARIMIZ İÇERİDE BOĞULUYORDU"
Öte yandan; , duruşma salonunun önünde grup adına basın açıklamasını yapan 'Başka Canımız Yok Derneği' üyesi Zeynep Kotan şunları söyledi:
"Biz bugün burada evlatlarını, kardeşlerini, eşlerini, annelerini, babalarını, torunlarını, yeğenlerini, en sevdiklerini 21 Ocak 2025 gecesi Grand Kartal Otel'de kaybeden aileler olarak bulunuyoruz. O gece yalnızca bir yangın çıkmadı. O gece göz göre göre gelen, bile bile yapılan ve engellenmeyen bir katliam yaşandı. Bunun adı ihmal değil, bunun adı cinayettir. Grand Kartal Otel, Kartalkaya'daki en büyük ve en bilinen otellerden biri. Otelin sahipleri ve yöneticileri bu binayı avuçlarının içi gibi tanıyordu. Yangın riskini, güvenlik açıklarını, eksik yangın tüplerini, olmayan yangın merdivenlerini, yıllardır bakımı yapılmayan sistemleri biliyorlardı. Ve biliyorlardı ki bir yangın çıkarsa burada insanlar ölecek. Yine de hiçbir önlem almadılar. Ve ne yazık ki yangın sırasında bile Grand Kartal Otel'in sahipleri, yöneticileri ve çalışanları hiçbir şey yapmadı. Ne bir uyarı verdiler ne bir alarm sistemi devreye girdi. Misafirler tek bir kelimeyle bile uyandırılmadı. Onlar arabalarını kurtarmaya giderken bizim canlarımız içeride dumandan boğuluyordu. Bizim sevdiklerimiz ölümden ölüm beğenirken, otel sahipleri çoktan karşı otele geçmiş. Meyvelerini yiyorlardı. Bu nasıl bir umursamazlık, nasıl bir merhametsizlik, nasıl bir vicdansızlıktır? Biz her şeyi takip ettik, ediyoruz. Olaydan yalnızca bir ay önce hazırlanan ve otelde yangın önlemlerinin eksikliğini açıkça ortaya koyan, ancak otel sahiplerinin 'bu önlemler çok masraflı olur' diyerek geri çektirdiği yangın raporunu biliyoruz. Bu ihmale göz yuman yetkilileri, yangının söylenenden daha erken başladığını, yangın anında yalnızca ayrıcalıklı misafirler için yapılan kurtarma operasyonunu, tüm otel yöneticilerinin ve personelinin kurtulduğunu, bilirkişi raporunda da açıkça belirtilen 'altın zamanın', canlarımızı kurtarmak için değil, otel sahiplerinin arabalarını çıkarmak için kullanıldığını, karartılan delilleri, silinen kamera kayıtlarını da biliyoruz. Artık tek bir beklentimiz var. Yargılama süreci şeffaflıkla yürütülsün ve tüm gerçekler gün ışığına çıksın."