Katil rejimin tehlikeli yola yönlendirdiği yardım tırı devrildi: 20 şehit, onlarca yaralı
Siyonist rejimin dayattığı açlık ve kaos politikası Gazze'de bir kez daha can aldı. Yardım bekleyen aç sivillerin üzerine devrilen bir kamyon nedeniyle 20 Filistinli şehit oldu, onlarcası yaralandı. Olayın ardında "mühendislik ürünü" bir kaos planı olduğu belirtiliyor.
Siyonist rejimin Gazze'de uyguladığı "aç bırakma ve kaos mühendisliği" politikası, dün gece bir başka faciaya yol açtı. Hükümete bağlı medya ofisinin aktardığına göre, orta Gazze bölgesinde yardım bekleyen aç sivillerin üzerine devrilen bir kamyon, 20 kişinin şehadetine, onlarcasının ise yaralanmasına neden oldu.
Yapılan açıklamada, "İşgalciler, yardım taşıyan kamyonların güvenli olmayan, daha önce bombalanmış ve geçişe elverişli olmayan yollardan ilerlemesini şart koşuyor. Bu yollar sivil kalabalıklarla dolu ve her biri ölümcül birer tuzağa dönüşüyor." denildi.
Yetkililer, siyonist rejimin kasıtlı olarak yardım araçlarını açlıktan kırılan sivillerin yoğunlaştığı bölgelere yönlendirerek kargaşa çıkardığını, bu şekilde yardım tırlarının yağmalandığı, insan onurunun aşağılandığı ve kaosun körüklendiğini vurguladı.
"Mühendislik ürünü açlık ve kaos"
Filistinli yetkililer bu durumu, işgal rejiminin yıllardır uyguladığı bir strateji olan "aç bırakma ve kaos mühendisliği" olarak tanımlıyor. Açıklamada, son aylarda yaşanan benzer olaylarda yüzlerce sivilin şehit veya yaralandığı hatırlatıldı.
Son olayda devrilen yardım kamyonunun siyonist rejim tarafından belirlenen rotayı kullanmak zorunda kaldığı, o yolun daha önce bombalanmış ve tehlikeli olduğu bildirildi. Bu durumun işgalcilerin sivilleri bilinçli olarak ölüm rotalarına yönlendirdiğinin açık göstergesi olduğu ifade edildi.
Uluslararası topluma çağrı
Açıklamada siyonist rejim ve başta ABD olmak üzere bu sistemin parçası olan ülkeler açıkça sorumlu tutuldu. "Bu felaket, işgalcilerin bilinçli olarak sivilleri açlıkla terbiye etme ve iradelerini kırma çabasının bir sonucu" denildi.
Gazze'deki yetkililer, uluslararası toplumu, Birleşmiş Milletleri ve insan hakları kuruluşlarını bu gidişata karşı harekete geçmeye, ablukanın tam olarak kaldırılmasını, yardımların güvenli, sürekli ve siyasi şartlar olmaksızın ulaştırılmasını sağlamak için baskı yapmaya çağırdı.
Aksi takdirde yaşanan her yeni ölüm, sadece işgalcilerin değil, sessiz kalan dünyanın da sorumluluğunda olacak.