Suruç Katliamı nedir, kimler ölmüştür? Katliamda kaç kişi tutuklanmıştır?

GÜNDEM

Suruç Katliamı'nın yedinci yıldönümünde Diyarbakır ve İstanbul'da anma etkinlikleri düzenlendi. Kadıköy'de, katledilen 33 kişi için ‘adalet zinciri’ eylemi yapıldı. Bu olay ardından Suruç Katliamı gündemde merak konusu oldu. Peki, Suruç Katliamı nedir, kimler ölmüştür? Katliamda kaç kişi tutuklanmıştır? İşte detaylar...

Suruç Katliamı'nın yedinci yıldönümünde Diyarbakır ve İstanbul'da anma etkinlikleri düzenlendi.

Kadıköy'de, katledilen 33 kişi için ‘adalet zinciri’ eylemi yapıldı.

Bu olay ardından Suruç Katliamı gündemde merak konusu oldu.

Peki, Suruç Katliamı nedir, kimler ölmüştür?

Katliamda kaç kişi tutuklanmıştır?

İşte detaylar...

20 Temmuz 2015 günü, Kobanê’deki çocuklara oyuncak ve yardım eşyası götürmek isteyen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinin, Amara Kültür Merkezi bahçesinde basın açıklaması yaptığı sırada IŞİD’in canlı bomba saldırısına uğradı. Abdurrahman Alagöz’ün patlattığı bomba ile 33 insan hayatını kaybetti, 150’den fazla insan da yaralandı. Katliamın ardından yaralılar, tanıklar, aileler ve avukatlar uzun soluklu adalet mücadelesi başlattı. 7 yıl süren davada bir arpa boyu yol alınamazken; istihbarat bilgisine rağmen katliama göz yuman polisler verilen para cezalarıyla ödüllendirildi. Suruç Katliamı ana davasında ise tüm suç tek tutuklu sanık Yakup Şahin’e yüklenerek gerçek sorumluları gizlemek için dava kapatıldı. Faillerin bulunmaması nedeniyle mahkemeye tepki gösteren 9 kişi hakkında ise, “tehdit ve hakaret” iddiasıyla soruşturma açıldı. Adalet mücadelesi yürüten aileler gözaltına alındı, tutuklandı. Suruç aileleri 7 yıldır yaşadıkları adalet mücadelesini Evrensel’e anlattı.

"Çocukların Yarasını Sarmak İstiyorlardı"

Acımız ilk günkü gibi taze” diyor İsmet Şeker’in kızı Dilek Şeker ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Benim babam inşaat işçisiydi. Orada bir hastane yapmak istiyordu. Burada biraz birikmiş parası vardı. ‘Kızım ben bir hastane yapacağım, oradaki çocuklar bundan faydalansın’ diyordu. Çünkü oğlunu kan kaybından orada kaybetmişti. Belki orayı da görmek istiyordu. Çok mutluydu. Babam çocuk bezleri, torununun oyuncaklarını, mahallede topladığı şekerleri hazırladı. O mutlulukla gidiyordu. O istekle gidiyordu. Biz o gece hiç uyuyamamıştık. 18-19 Temmuz hiç uyuyamadık. Onları böyle gülerek eğlenerek halay çekerek uğurladık. Kobanê’deki çocukların yarasını sarmak istiyorlardı. Hangisinin elinde silah, hangisinin elinde bomba vardı? Ellerinde yalnızca oyuncaklar vardı.”

"Katliamı Yapan Değil Adalet İsteyen Biz Yargılanıyoruz"

Katliam sonrasında adalet istedikleri için çeşitli baskılarla karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Şeker, “Adalet istediğimiz için tutuklanıyoruz, gözaltına alınıyoruz. Ailelere soruşturmalar açılıyor. Bir yargılama var ama bu yargılama katliamı yapana değil adalet isteyen bizlere karşı. Katil var mı ortada? Hayır katil de yok. Davutoğlu, ‘Ben anlatırsam yer yerinden oynar’ diyor.  Anlat, neden anlatmıyorsun? Bırak yer yerinden oynasın, bizim ciğerimiz yanıyor. 7 yıl geçti çıksın karşımıza konuşsun. Babamı kim öldürdü? 33’leri kim öldürdü? Ankara Katliamı’nı, Diyarbakır Katliamı’nı kim yaptı bunları açıklasın” diye konuştu.

‘İşbirlikçileri Tanıyoruz'

Arbas, şöyle devam etti: “Sürdürdüğümüz adalet mücadelesinde Suruç katilleri ve işbirlikçilerini tanıyoruz. Karşımızdakiler Suruç’un, Ankara’nın, Deniz Poyraz’ın, Berkin Elvan’ın, Nadira’nın, Rabia Naz’ın, Hande Kader’in, Soma’da maden işçilerinin ve nicemizin katilleridir. Yoksulluğumuzdan sorumlu olanlardır, devrimcileri işkencelerde katledenlerdir, kadınlara, LGBTİ+’lara yönelik saldırıların failleridir. Amed, Suruç ve Ankara'nın öfkesiyle buradayız.”