1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe - Mustafa Önsel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe kimin eseri? 1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe kitabının yazarı kimdir? 1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe konusu ve anafikri nedir? 1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe kitabı ne anlatıyor? 1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe PDF indirme linki var mı? 1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe kitabının yazarı Mustafa Önsel kimdir? İşte 1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Mustafa Önsel

Yayın Evi: Galeati Yayınevi

İSBN: 9786058234482

Sayfa Sayısı: 256

1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mustafa Önsel, bu kez diğer kitaplarından çok farklı bir profil ile çıkıyor karşımıza… Bu çalışmasıyla dört kişinin üzerinden Türkiye’nin çok çarpıcı, farklı bir hikâyesini gözler önüne seriyor.

İnsanları geçmişle yüzleştiriyor; kırmadan, dökmeden, yaraları kaşımadan. Emperyalizmin her daim kullandığı toplumsal sinir uçlarında sarsıcı bir gezinti yapıyor…

Evet, sarsıcı ve uyarıcı…

Mustafa Önsel, bu kitapla emperyalizme karşı bir direnişin ateşleyiciliğini yapmaya çalışıyor…

Kitap içerisinde;

“Amerikalının; “Orada bir ordu yetişiyor, başa çıkmak zor olur.” dediği Köy Enstitüleri gerçeği…

“İsmet Paşa ölür, leşi ortada kalır.” sözü kime ait?

27 Mayıs 1960 darbesini bir de böyle okuyun…

Darbe olarak anılmayan darbe…

62-63 Darbe girişimi ve Harbiye’de Atatürkçü-İnönücü

çekişmesi…

Korkut Özal ile DEV-GENÇ liderinin buluşmasında yaşananlar…

CIA ajanı Mihri Belli’ye ne söyledi?

Mahir Çayan’ın ilk banka soygununda paraları saklayan subay kimdi?

Yılmaz Güney cezaevinde kimlerle kaldı?

9 Mart öncesi Madanoğlu - Ruzi Nazar buluşması…

Hücreye atılan subay nasıl zaman geçirir?

Ziverbey ve 12 Eylül İşkenceleri…

Haydar Baş birlikte hapis yattığı solcular için ne dedi?

Türkeş, Fetullahçı ve Menzilciler için neler söyledi?

Kozmik odada aranan neydi?

Adım adım işgale hazırlanılan bir ülke;Türkiye!!!”ve birçok ayrıntıyı bulacaksınız…

İyi okumalar diliyoruz…

1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe Alıntıları - Sözleri

  • Hayrettin'in lise yillarında Demokrat Parti iktidardadır. Halk arasında "DP buğday getirdi karnımız doydu" diye konuşulup kıtlık yıllarına gönderme yapıldığı günlerdir. Bu buğday nereden geliyor diye sorgulayan yoktur. Zaten o nesil iki şeyle büyümüştü. Rus işgali sırasında ortaya çıkan ve birkaç yıl süren "muhacirlik" ve Íkinci Dünya Savaşı sırasında da Türkiye'de yaşanan kıtlık... Yaşı biraz geçkinlerin bir araya geldiğinde konuştukları başka bir konu yok gibidir. Güzel ülkemde değişen ne var hiç bir şey yıl 2021 hala karnımız doyuyor diye şükrediyoruz bir adım ileri gidememişiz.
  • Sadece sahneye bakanlar kuklacıyı görmez ,kuklalara bakar. Kuklalardan birini sağ ,diğerini sol eli ile oynatır kuklacı. Kuklacıyı bilirsek tanırsa kuklaların yaptıklarını daha iyi yorumlayabilir,daha sağlıklı analizler yapabiliriz .Kuklalar kuklacı için vardır...Onlar olmazsa kuklacı hayatını idame ettiremez.
  • Tarihi iyi öğrenmeyenler onu yeniden yaşamak durumunda kalırlar...
  • Yeri gelmişken bir gerçeğin ifadesi olarak belirtelim ki Abdülhamid'in 16, Abdülmecid'in 22 eşi olmuştur. Vahdettin' in ise 6 karısı bulunmaktadır. O, 18 yaşındaki altıncı karısını aldığı sıralarda, 18 yaşında mehmetçiklerin şehit düştüğü Sakarya Savaşı devam etmektedir.
  • Atatürk zamanında, ikinci sınıf görülen kadınlara 1934 yılında sadece seçme değil, seçilme hakkı da verilmiştir. Düşünün ki bu hakkı henüz Avrupa'daki pek çok ülke dahi kadınlarına vermemiştir. Türkiye'de kadınlarımıza bu hak verilir verilmez meclise giren kadın sayısı 18'dir. Bu, o günün dünyasında ilklerdendir. Atatürk Türkiye'sinin 1934 tarihinde verdiği bu hakları, Fransa 1944, İtalya 1948, Japonya 1950, İsviçre ise ta 1971 yılında vermiştir.
  • 1980 darbesi ile yapılanlarla, 2008-2013 arası isimli davalarla yapılanlar o kadar benziyordu ki. İkisinde de samimi vatansever askerler saldırıya uğramışlar, "yeşil kuşak projesi çocuklarının" önü açılmıştı.
  • 1980 darbesi ile yapılanlarla, 2008-2013 arası isimli davalarla yapılanlar birbirine o kadar benziyordu ki. İkisinde de samimi vatansever askerler saldırıya uğramışlar, böylece "yeşil kuşak projesi çocuklarının" önü açılmıştı.
  • Öğrencinin biri yedi almış. Hoca yazarken hata yapmak istemiyor. Diğerine sormuş, " Hocam habu uşak aldı yeti. Yazarken yanluşluk yapmayalım.(bir kağıda t ve d yazarak) Yeti rakamindaki habu harfi, habule mi yoksa habule mi yazacağuk." Diğeri bakmış bakmış işin içinden çıkamamış, "Ula ver oğa sekiz gitsin da" demiş
  • Vardallı Köyü'nde ortanın sağı dediğimiz partiler pek oy alamazlar (...) Bütün referandumlarda da hayır oyu kullanmıştır.
  • DP iktidarı, 1950 yılında bakanlar kurulu kararıyla Kore'ye asker gönderme kararı aldı. Halbuki bunun meclis kararıyla olması gerekiyordu. Tamamen NATO'ya girebilmek için yapılan bu uygulama sonunda, Kore'de 734 şehit 2147 yaralı verdik.
  • Atatürk tarafından açılan Halkevleri, Menderes tarafından " Halkevleri faşist bir anlayışın ürünüdür" denilerek 1951'de kapatıldı.
  • Sandıkta halk Demokrat Parti'yi seçmiş ve politikalarına onay vermişti. O zaman kim DP'ye muhalefet ediyorsa milleti karşısına alıyor demektir. Günümüzden de oldukça tanıdık bir yaklaşım değil mi?
  • CHP'nin birinci çıktığı Malatya ikiye bölünüyor, Adıyaman il yapılıyordu. Böylece bütün illere de gözdağı veriliyordu.
  • 29 Kasım 1955 günü Menderes grup toplantısında, partisindeki milletvekillerine, "Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz" diyecekti.
  • Bak oğlum, öteki ayakkabı (polis) kıçınıza girerse kolay çıkar. Bendeki (asker) girerse bir daha çıkmaz. Bunu git arkadaşlarına da söyle.

1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Cok akıcı bir kitap yazmış, ellerine saglik , yüregine saglık.. yakın tarihe kişiler ve kişilerin ilişkileri üzerinden bakışlar : cımbızlanmış köşe taşı niteliginde başlıklar.. dogrusu youtube videolarindan tanidigim, hayatini asker olarak gecirmis bir kisinin kalem yonünden bu kadar guclu olmasi sasirtti.. tavsiyemdir. (Murat YAZICI)

DARBENİN ARKASINDAKİ YAŞAMLAR: Yazar ülkemizde yaşadığımız darbeleri ve girişimlerini günün tanıkları ile birlikte anlatmış. Anlattıkları aslında o zaman çözümlenebilse belki bir ders çıkardık. Hala anlatılanlardan tam manasıyla ders çıkardığımızı söylemek mümkün değil. Şair dediği gibi "Ders alsaydık tarihten hiç tekerrür eder mi" sözünün gerçek hayat hikayeleri. Aynı köyden insanların aslında aynı kaygılarını farklı yollarla gidermeye çalışması ve bunu yaparken kimisi bilerek kimisi bilmeyerek kendini dış güçlere kullandırmasının ülke genelinde derin izler bırakması. Yazar akıcı bir üslupla anlatmış hikayeleri. Kitabın sonunda tarihin tekerrür etmemesi için tavsiyeler de bulunmuş. Yazar gibi düşün bir çok bilim adamın yaptığı gibi. İnşaallah bu uyarıları daha çok insan dikkate alır. Türk'ün düşmanı daima tetiktedir. (Üzeyir Bayındır)

Türkiye’nin yakın tarihini bu kadar iyi özetleyen başka kitap görmedim eline emeğine sağlık yazarın emperyalizmin ne oyunlar çevirdiğini emellerini ve ülkemizde bu güne kadar nice kanları nasıl hangi oyunlarla kardeşi kardeşe kırdırarak döktüğünü gözler önüne seriyor (Bora akçam)

1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe PDF indirme linki var mı?

Mustafa Önsel - 1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de 1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mustafa Önsel Kimdir?

Mustafa Önsel Kitapları - Eserleri

  • Ağacın Kurdu
  • 1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe
  • Bellek
  • Aşil'in Topuğu, Fetö'nün "O Gecesi"
  • Beşiktaş'ta Sırtlan Pususu
  • Casusluk Kumpası
  • Silivri'de Firavun Töreni
  • İstanbul'dan İzmir'e Casusluk Kumpası Kim Bunlar?

Mustafa Önsel Alıntıları - Sözleri

  • İnkâr ve iftira örgütün dün de bugün de değişmeyen iki temel ilkesidir. (Ağacın Kurdu)
  • Said-i Nursi'nin eserlerindeki şirk, Tevhid'e ve Kuran-ı Kerim'e imanı olan kişileri dehşete düşürecek derecededir. "Ben Kur'an'ı sözlerimle övmüyorum, sözlerimi Kur'an ile övüyorum."* bunlardan sadece sadece biridir. (Ağacın Kurdu)
  • Sandıkta halk Demokrat Parti'yi seçmiş ve politikalarına onay vermişti. O zaman kim DP'ye muhalefet ediyorsa milleti karşısına alıyor demektir. Günümüzden de oldukça tanıdık bir yaklaşım değil mi? (1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe)
  • Sonuç olarak kısaca şunu ifade etmek istiyorum ki; ‘şu anda taşlar ve sopalar bağlı, köpekler serbesttir.’ (Beşiktaş'ta Sırtlan Pususu)
  • Aldılar, bu elleri kelepçelediler. Bu ayakları prangalara vurdular. Gözlerimize bant çektiler. Yüreğimizi ateşlere attılar. Ama onurumuzu alamayacaklar. Bu can bu bedende durdukça başımız dik olacağız.. Kimseye eyvallah etmeyeceğiz işte o kadar… (Beşiktaş'ta Sırtlan Pususu)
  • “ Mücadele edenler, savaşın hakkını verenler, düşmanlarına yenilmezler. Yenildikleri sadece kaderleridir.” (Beşiktaş'ta Sırtlan Pususu)
  • Anlatacağım konuyla ilgili fareler ve şempanzeler üzerinde deneyler yapılmış. İkisi de benzer biçimde. Ben şempanzeler üzerinde yapılanı anlatayım. Bir kafese birkaç şempanze konulur. Daha sonra uzunca sopayla onlara vurulmaya başlanır. Şempanzeler dayak yedikçe, canları yandıkça sopaya ve onun gerisindeki ele ulaşmaya çalışır. Ama her seferinde kafesin demirleri onları engeller. Yani kendilerini döven ele ulaşamazlar. Bu arada dayak faslı devam etmektedir. Hayvanlar kendilerini sopalasan ele uzanamadıkça gerginlikleri artar. Aşırı öfkelenirler. Ancak değişen bir şey yoktur. Dayak fasılasız ve aralıksız devam eder. Bir süre sonra ilginç bir gelişme olur. Şempanzeler dayak yedikleri sopayı tutan uzanamadıkları ele değil, birbirlerine saldırırlar. Duydukları öfkeyi, yanlarında kolayca ulaşabildikleri hemcinslerine yöneltirler. Hayvanlar üzerinde uygulanan ve yukarıda anlattığım bu ve benzer deneyler üzerinden terör olayları ile ne yapılmak isteniyor açıklamaya çalışalım. (Bellek)
  • Üsteğmen bizi karşısına alıyor, saatlerce bize nutuk atıyor ve bizi sürekli azarlıyor. Söylediklerinden şu anda aklımda kalan en çarpıcısı şu, ''Türk Silahlı Kuvvetlerinin akıllı adama ihtiyacı yok. Bakın bana. Ben çevremde çok akıllı bir adam olarak tanınmam. Beni sorarsanız denileni harfiyen yapan biri olarak tanırlar. Bizim bu gibi adamlara ihtiyacımız var.'' Ayrıldıktan bir yıl sonra öğrendim ki adam kurmaylığı kazanmış. (Ağacın Kurdu)
  • Biliyorsunuz bizler, CMK’nın 250. maddesi kapsamında terör suçlularının yargılandığı maddeden yargılandık. Tutuklu sanık sayısı 2012 yılı itibarıyla nedir biliyor musunuz? Tam 250 kişi. Temmuz 2010’da mahkeme, içerisinde benim de bulunduğum 102 sanık hakkında, hukuksuz bir biçimde, yakalama emri çıkarttı. Peki, 102 rakamı bize neyi hatırlatıyor? Fethullah Gülen ile ilgili daha önce başlatılmış olan soruşturmada ki şüpheli sayısı olan 102’yi. 11 Şubat 2011 günü, Balyoz (1) davasında mahkeme, 163 kişi hakkında tutuklama kararı verdi. Bu sayı bize neyi hatırlatıyor? 765 sayılı TCK’da ki irtica ile ilgili 163. maddeyi. Balyoz (2) ile ilgili, hakkında dava açılan sanık sayısı ne kadardır? 28 kişi. Peki, bu size neyi hatırlatıyor? Meşhur 28 Şubat‘ı. Sonrasında Balyoz 3’ten de tamamı 143 kişiye dava açıldı. Bu sayıda da bir keramet aradık, çünkü sanık sayısı daha da fazla olabilirdi. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen bir kısım personelle, sanık durumunda olanların arasında herhangi bir fark yoktu. Yaptığımız incelemede bir başka sayıya ulaştık ve 143’ün kerametini çözdük. Şöyle ki; Balyoz 1’de, 196 kişi (163’ü tutuklu), Balyoz 2’de 28 kişi, Balyoz 3’te 143 kişi yargılanıyor. Bunun toplamı ne kadar ediyor? 367. Peki, 367 sayısı bize neyi hatırlatıyor? “Sözde değil özde Atatürkçü Cumhurbaşkanı” söylemleri arasında, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı seçiminde, kriz çıkarken meclis yeter sayısını. Bunlara; sayıların gücü mü, hukukun gücü mü, bir başka güç mü, yoksa tamamen “tesadüf” mü diyelim? “Balyoz Davası”nda “tesadüfler” biter mi? O kadar çok ki. Biz birkaç tanesini daha vermekle yetinelim. (Bellek)
  • Damda hırsızın çıkardığı sesin kedinin çıkardığı ses olmadığı söylendi defalarca, ama kim çıkacaktı dama “ Kedidir o kedi” dendi. Hırsız bacağını pencerenin kenarına koydu.” Bakın bu kedi değil işte, resmen hırsız, tedbir almazsak malın yanında can da gider.” diyenler oldu. Gözlerini kapatanlar şimdi “hırsız var “ diye bağırsaklarda artık faydasızdır.. (Beşiktaş'ta Sırtlan Pususu)
  • Ergenekon, Balyoz... davalarının şehvetli bir şekilde devam ettiği sıralarda, bu operasyonlarla eş zamanlı yapılan örtülü veya sinsi balyoz diyeceğimiz operasyonlar; omuzlarında rütbe taşıyan ve bu anlamda TSK'ye bağlı olması gereken ancak iradesini CIA güdümündeki Fetullahçı Örgüte vermiş bulunan, örgütten alacağı emri bütün bilimselliği bir kenara koyarak uygulamaya geçiren "Fetullah'ın askeri doktorları" eliyle gerçekleştirilmiştir. (Ağacın Kurdu)
  • Aldılar, bu elleri kelepçelediler. Bu ayakları prangalara vurdular. Gözlerimize bant çektiler. Yüreğimizi ateşlere attılar. Ama onurumuzu alamayacaklar. Bu can bu bedende durdukça başımız dik olacağız.. Kimseye eyvallah etmeyeceğiz işte o kadar… (Beşiktaş'ta Sırtlan Pususu)
  • Tarihi iyi öğrenmeyenler onu yeniden yaşamak durumunda kalırlar... (1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe)
  • “ Sana nasılsın demeyeceğim. Çünkü şu anki ruh halini en iyi anlayacaklardan biri benim. Seni hapsetmiş olabilirler. Ama ruhunu özgür kılmak senin elinde. Onu cezaevine sokma! Onu Özgür kıl ! En sıkıldığın an şunu düşün, hapishanede sadece taşlar kalır” (Beşiktaş'ta Sırtlan Pususu)
  • “ Mücadele edenler, savaşın hakkını verenler, düşmanlarına yenilmezler. Yenildikleri sadece kaderleridir.” (Beşiktaş'ta Sırtlan Pususu)
  • Uygulamalara bakıldığında bunlara alternatifin diğer cemaatler olarak görüldüğü gerçeği ile karşı karşıyayız. Diğer cemaatlerin Fetullahçı çetenin panzehri olarak görüldüğünün güçlü emarelerini alıyoruz. Bu durumun kabul edilebilirliğin ötesinde acı acı gülünesi bir durum olduğunu söyleyebilirim. Kısa süre sonra bunun nerelere evrildiğini herkes görür. (Bellek)
  • “ Ben doğduğumda vatanım yoktu, çünkü ingiliz Kıbrıs’a el koymuştu. Neler yaşadığımızı, neler hissettiğimizi anlatmama kelimeler kifayet etmez. Onun için Vatanımızın kıymetini bilin! Onu koruyun! Kaybettikten sonra geriye almak için çok daha fazla gayret göstermeniz gerekebilir”.. (KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş).. (Beşiktaş'ta Sırtlan Pususu)
  • Bu silah arkadaşlığı ne menem şeydir o zaman? Var mıdır Silah Arkadaşlığında, yaralanan arkadaşını düşmanın eline bırakmak? Şu kadarını belirtmeliyim ki, bırakan yaralısını, arkadaşının ölüsünü bile bırakmaz gerçek silah arkadaşları.. Nedir bu duyarsızlığın, hatta korkaklığın sebebi? (Beşiktaş'ta Sırtlan Pususu)
  • Bir ağaç dalları budanarak yaprakları kesilerek öldürülebilir mı? Gövdesini kesseniz dahi kök kurumamışsa o ağaç yaşamaya devam edebilir. Eğer ağacı öldürmeyi amaçlıyorsanız mutlaka kökü kurutacaksınız. (Ağacın Kurdu)
  • Atatürk zamanında, ikinci sınıf görülen kadınlara 1934 yılında sadece seçme değil, seçilme hakkı da verilmiştir. Düşünün ki bu hakkı henüz Avrupa'daki pek çok ülke dahi kadınlarına vermemiştir. Türkiye'de kadınlarımıza bu hak verilir verilmez meclise giren kadın sayısı 18'dir. Bu, o günün dünyasında ilklerdendir. Atatürk Türkiye'sinin 1934 tarihinde verdiği bu hakları, Fransa 1944, İtalya 1948, Japonya 1950, İsviçre ise ta 1971 yılında vermiştir. (1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe)