1440 Dakika - Nil Gün Kitap özeti, konusu ve incelemesi
1440 Dakika kimin eseri? 1440 Dakika kitabının yazarı kimdir? 1440 Dakika konusu ve anafikri nedir? 1440 Dakika kitabı ne anlatıyor? 1440 Dakika kitabının yazarı Nil Gün kimdir? İşte 1440 Dakika kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Nil Gün
Yayın Evi: Kuraldışı Yayınları
İSBN: 9789752750586
Sayfa Sayısı: 189
1440 Dakika Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Zamanı ve Hayatını Yönetebilmek
Einstein'a izafiyet teorisini basitçe nasıl anlatabileceğini sormuşlar. Bir cümleyle yanıt vermiş: "Bir dakikayı dişçi koltuğunda geçirmekle sevgilinin dudağında geçirmek arasındaki fark." Zaman aynı. Zaman içindeki hareket hızını belirleyen, senin bakış açın, alışkanlıkların, önceliklerin, bilerek ya da bilmeyerek yaptığın seçimlerin, keyif alıp almadığındır.
Zaman yönetimi ile ilgili tüm "kurallar" insan doğasıyla çelişir. Güçlü psikolojik etkenler, ne yapmamız gerektiğini bildiğimiz halde yapmamamızın da nedenidir.
Bu kitap 1440 dakikana yeni dakikalar eklemeyecektir; ama zamana bakış açın, alışkanlıkların, önceliklerin ve seçimlerin değişecek, hayatının kalitesi ve keyfi artacaktır.
Dakikalarının değerini bilerek zamanına "kalite kontrolü" getirmek, seni hayattan daha doyum alır hale getirecektir.
(Arka Kapak)
1440 Dakika Alıntıları - Sözleri
- ''Başkalarına gösterdiğini söylediğin ilgiyi, saygıyı kendine de gösteriyor musun?''
- ''Zaman bazen kuş gibi uçar, bazen salyangoz gibi yol alır; ama insanın en mutlu anları zamanın hızlı mı yavaş mı akıp gittiğinin farkında olmadığı anlardır.'' İvan Turgenyev
- ''Geç kalmanın en emin yolu, çok zamanın olmasıdır.'' Leo Kennedy
- ''Sorunların başkalarından kaynaklandığına inanıyorsan işin zor. Çünkü kendimizi değiştirmek zaten yeterince zorken başkalarını değiştirmek imkansızdır.''
- ''İnsanın kalitesinin ölçüsü, boş zamanlarında ne yaptığındadır.''
- ''Acil şeyler kriz ve stres; önemli şeyler değer ve özsaygı yaratır.''
- ''O akşam gideceği partiye ne giyeceğiyle ve nasıl görüneceğiyle bütün gün meşgul olan ama kitap okumaya zaman bulamadığını söyleyen ne çok ünlümüz var.''
- ''Her anın değerini bil. Çünkü hiçbir an geri gelmeyecek.''
- ''... Araştırmanın sonuçlarına göre, başarı için zekadan daha önemli üç faktör var: özgüven, öz disiplin, amaç belirlemek. Bunların içinde de en önemlisinin amaç belirlemek olduğu ortaya çıkıyor.''
- Çoğumuz başarının kolay yolla gelmesini hatta mümkünse kucağımıza düşmesini bekliyoruz. Zengin olmak istiyoruz. Popüler olmak istiyoruz. Karnemizdeki notların yüksek olmasını bekliyoruz. Neden böyle? Çünkü sonucu hemen şimdi görmeyi yani anında doyum bekliyor çoğu insan günümüzün hızlı dünyasında. Hap yut zayıfla. Hap yut baş ağrın geçsin. Tuşa bas istediğin kişiyle anında konuş. Amaçlarımız için de anında çabuk sonuç almadığımızda kolaylıkla vazgeçiyor ve amacımızı unutuyoruz. Neden?
- ''Bilgelik sözlerde değil, davranışlarda kendini gösterir.''
- ''Başarılı insanları etraflarına yaydıkları özgüvenleri ve alçakgönüllülükleri ile anında tanırız.''
- ''En zor kısım başlamaktır.''
- ''Zaman en bilge danışmandır.''
- Modern insan, bir şeyleri çabucak yapamazsa zaman ''kaybettiğini'' düşünür. Ama ''kazandığı'' zamanla da ne yapacağını bilemediği için onu ''öldürür''. Erich Fromm
1440 Dakika İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Her ne kadar "kişisel gelişim" kitaplarından nefret etsem de kitaplığımdaki tüm kitaplarımı okuma hedefim doğrultusunda Nil Gün isimli bayanın 1440 Dakika isimli zaman yönetiminden bahseden kitabını okudum. Türün diğer benzerleri gibi ana konusunun -bu kitap üzerinden gidersek- zaman yönetiminin öneminden, zamanı iyi değerlendirmenin bize neler kazandıracağından bahseden, ama zamanı nasıl yöneteceğimizden pek de bahsetmeyen, çaktırmadan zaman yönetimini öğrenmek için yazarın diğer yayınlarını almamızı salık veren bir ilginç kitap. (Umut Çalışan)
Yaşadığımız şu hayatta zaman kavramı sürekli akmakta ve geri gelmesi imkansız. Yazar zaman yönetimi konusunun hayatımızda çok önemli olduğunu güzel bir şekilde örnekleriyle dile getirmiştir. (OBSR)
Bu kitabı gittiğim bir sahaf dükkanının sahibi önerdi. O sırada alacağım kitapları seçmeye çalışıyordum ve bir anda gözden kaybolup onca kitabın içinden çıkarıp getirdi. Bazı satıcılar bunu müşteri memnuniyeti için değil de ticari kaygılarla yaptığını bildiğim için temkinliydim. Sonra samimiyetine güvenerek biraz inceledim ve almaya karar verdim. Gerçekten bazen doğru kitapları biz değil onlar bizi bulabiliyor. Zaman yönetimi konusunda işime yarayacak birçok bilgi buldum kitapta. Zamanın kıymeti, yönetimi, planlanması gibi önemli konulara değinmiş yazar. İçerisinde hayatıma uygulayabileceğim birçok bilgiye ulaştım. İyi ki almışım ve okumuşum. (Mahir Doğan)
Kitabın Yazarı Nil Gün Kimdir?
1952 yılında doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda okudu.
1972 yılında gittiği Amerika’nın Kaliforniya eyaletinde on dört yıl sürekli, on iki yıl da aralıklarla yaşadı. Kaliforniya’da alternatif sağlık, alternatif eğitim, insan potansiyeli ve hümanistik psikoloji alanlarında eğitim gördü.
Zihin Bilimi, Hipnoterapi, Reiki, Rebirthing, NLP ve kinesiyoloji eğitimleri aldı. California Jaycee’s organizasyonunda uzun yıllar bireysel gelişim alanında hizmet verdi. Sorunlu çocukların gittiği okullarda gönüllü çalıştı.
International Council for Self-Esteem Türkiye temsilcisidir.
Türkiye’de ilk kez 1993 yılında hipnoterapi yöntemiyle ağrısız ve ilaçsız, suda doğum yaptırdı.
Basın dünyasında birçok dergide ve Güneş gazetesinde araştırmacı gazeteci ve köşe yazarı olarak çalıştı. Dört yıl Bilar ve Bilsak’ta haftalık konferanslar verdi. Değişik radyolarda (Enerji FM, Show Radyo, Best FM ve Radyo TRT1) Kuraldışı ve Ötesi adlı psikoloji ve bireysel gelişim eksenli programlar hazırlayıp sundu. TGRT’de hafta içi her gün, Nil Gün ile Yeni Bir Gün adıyla bir sohbet programı yaptı. Radikalgazetesinde psikoloji ağırlıklı dizi yazıları yayımlandı.
Cine-5 kanalında Çekim Yasası programını hazırlayıp sundu. (2007)
Amerika’da 1981, Türkiye’de 1989 yılından beri, bireysel ve kurumsal workshop çalışmaları yapıyor.
Bireysel gelişim kavramının Türkiye’ye girmesinde ve birçok yayınevine yaptığı danışmanlıkla bu alandaki yayınların tanınmasında öncü oldu. Ayrıca uzun yıllardır ideali olan, okullara Özsaygı (Self-Esteem) derslerinin girmesi için ilk adımı attı ve özel bir okulda Özsaygı dersleri vermeye başladı.
Çok sayıda kitabı, çevirisi; hipnomeditasyon, zihin programlaması, motivasyon ve çocuk eğitimi CD’si vardır. Ayrıca Bütünsel Kinesiyoloji alanında yaptığı çalışmaları içeren, Bedenin Bilgeliği adında kapsamlı bir DVD çıkarttı.
Öncelikli hedefi, Bütünsel Kinesiyoloji (PiKi) eğitmenleri ve danışmanlar yetiştirerek eğitim, sağlık ve iş hayatı alanlarında topluma yararlı olmaktır.
Nil Gün Kitapları - Eserleri
- Çekim Yasası - Hayatın Büyük Sırrı
- NLP - Zihninizi Kullanma Kılavuzu
- Mutluluk Kitabı
- Özsaygı - Öncelikler Listende Kaçıncı Sıradasın?
- Küçük Pembe Mutluluk Kitabı
- İçimizdeki Şaman: Duyguların Simyası
- 1440 Dakika
- Küçük Mor Yüzleşme Kitabı
- Küçük Yeşil Affediş Kitabı
- Uygulamalı Çekim Yasası
- Küçük Kırmızı Aşk Kitabı
- Küçük Turuncu Şimdi Kitabı
- Küçük Renkli Dilek Kitabı
- Küçük Sarı Cesaret Kitabı
- Geçmişin Gölgeleri
- Küçük Mavi Empati Kitabı
- Yaşam Cesurları Sever
- Küçük Siyah Yas Kitabı
- Kaç Kiloya Programlısın
- Küçük Ebruli Enerji Kitabı
- Küçük Beyaz Şifa Kitabı
- Bedenin Bilgeliği
- Kadınlar ve Erkekler Nasıl Anlaşırlar
- Nlp İle Satış ve Pazarlama
- Sağlık Olsun
- Kuraldışı Ve Ötesi
- Geleceği Hatırlamak
- Sünnet!
- Meridyen Terapisi
- Minik Adımlar Büyük Kazanımlar
- Aç Olan Bedenin Değil Duyguların
- Eroin
- Küçük Mor Yüzleşme Kitabı
- Kuraldışı ve Ötesi
- Kilolarım Diyetlerim ve Ben
- Pazartesi Rejime Başlıyorum!
- İlişkilerimizde değiştiremediklerimiz karakterlerimiz
- Sünnet
Nil Gün Alıntıları - Sözleri
- Her öğünde kendinize şu üç soruyu sorun: 1 Protein alıyor muyum? (Hayvansal ve/veya bitkisel) 2 Canlı gıdalarla besleniyor muyum? (Güneş yüzü gören sebze ve meyveler) 3 Omega 3 alıyor muyum? (Yumurta, sardalye, uskumru, deniz somonu gibi balıklar, ceviz, ketentohumu vs.) (Kaç Kiloya Programlısın)
- Bu konuda taraf olmalıyız. Sünneti savunmak kolaydır; sadece susmanız ve pasif kalmanız yeterlidir. Sükut ikrardan gelir. Bu da daha fazla sakatlanma demektir. Ama pasiflik boyun eğmektir. Sünnete karşı çıkmak aksiyonu gerektirir. (Sünnet)
- Besleyici değeri düşük, yağ ve şeker oranı yüksek besinler yersen enerjin düşer ve duyguların olumsuzlaşır. (Küçük Pembe Mutluluk Kitabı)
- İnsanlık henüz emekleme döneminde. (Çekim Yasası - Hayatın Büyük Sırrı)
- Affetmediğimizde hayatımizda yanlış giden şeyler için başkalarını suçlamaya devam edebiliriz. Mutsuzluğumuzun sorumlusu da suçlusu da onlar olur. (Küçük Yeşil Affediş Kitabı)
- Aptal olmayan kişi, kendisine aptal diyen birine kızar mı? Güler geçer. Ama kendisini akıllı sanan bir aptal çok kızar. (Geçmişin Gölgeleri)
- Kendimi yalnız, çaresiz ve yetersiz hissediyordum. (Küçük Pembe Mutluluk Kitabı)
- Kedinin nankörlüğü, yılanın sinsiliği, aslanın cesurluğu, devenin kindarlığı, eşeğin inatçılığı bizim halüsinasyonlarımız. Kendimizin gölgelerini yansıtıyoruz hayvanlar alemine. Onlar kendi doğalarını yaşıyor. Biz ise kendi yarattığımız doğamıza uygun olmayan ama egomuzun açlığını umutsuzca gidermeye çalıştığımız dünya düzenimizde umutsuzca mutlu olmaya çalışıyoruz. (NLP - Zihninizi Kullanma Kılavuzu)
- "İnsanlar değişime karşı değildir ama değiştirilmeye karşıdır." (Küçük Kırmızı Aşk Kitabı)
- Gerçek üç basamakta ortaya çıkar: Önce yok varsayılır, Sonra şiddetle karşı gelinir, nihayet kendini kabul ettirir. (Sünnet)
- Affetmemek, kızgınlık duyduğunuz kişileri zihninizde bedava oturtmaktır. (Küçük Yeşil Affediş Kitabı)
- Suçlamanın bittiği yerde özgürlük başlar. (Özsaygı - Öncelikler Listende Kaçıncı Sıradasın?)
- Bizi aldatan ve kandıran kişinin bizi aptal yerine koymasıdır ve hiçbir insan aptal olduğunu kabullenmek istemez. (Geçmişin Gölgeleri)
- Önemli bilgi: Bedeniniz yağ yakmak istediğinde daha çok suya ihtiyaç duyar. Daha sık susadığınızı fark edersiniz. Yağ yakma sürecinde bedende birikmiş toksinlerin atılması için daha fazla su içilmesi gerekir. Sabahları ilk uyandığınızda bir ya da iki bardak su içme alışkanlığı kazanın. Kendinize büyük iyilik yapmış olursunuz. İçine birkaç damla da sıvı Himalaya tuzu koyun. Hem kilo vermenizi hem de toksinlerin bedenden atılmasını hızlandırır. Bir şey daha; çok az su içmek kadar çok fazla su tüketmek de zararlıdır. Bu kez de beden için faydalı birçok mineral, aşırı suyla birlikte dışarı atılır. Buna da dikkat! Her şey kararında olduğunda yararlı oluyor. (Kaç Kiloya Programlısın)
- Aslında abartılan her şey bir zayıflığı gizleme ihtiyacını gösterir. (Özsaygı - Öncelikler Listende Kaçıncı Sıradasın?)
- İlk kez deneyeceğiniz her şey, içinde riski de barındırır. Öte yandan, aldığınız riskler kadar gelişirsiniz. Yaşamın kalitesini alınan risklerin toplamı belirler. (Küçük Sarı Cesaret Kitabı)
- "Sahip olduğun maddi şeyleri vermek, vermenin en kolay yoludur. Ama burada bile takılı kalan ne çok insan var. Gerçek vermek, kişinin kendinden, özünden vermesidir. Emerson’un dediği gibi: " Yüzükler ve mücevherler armağan değildir. Gerçek armağanı veremediğin için dilenen özürdür. Gerçek armağan kendinden bir parçayı verebilmektir.”" (Mutluluk Kitabı)
- gördüğümüz manzara evin hangi penceresinden baktığımıza göre değişir. (NLP - Zihninizi Kullanma Kılavuzu)
- Çocuk, sünneti kendisine karşı bir saldırı olarak algılar; bu saldırıya karşı ya içine kapanarak ya saldırganlaşarak tepki verebilir. Gökçe Cansever’in British Journal of Medical Psychology’de yayımlanan makalesi 12 Türk çocuğu üzerinde yapılan araştırmanın sonuçlarına yer veriyor. “Çocukların psikolojik değişimleri sünnet öncesi ve sonrası yapılan çizimler ve bazı çizimlerin yorumlanması arasındaki farklardan anlaşılabiliyor. Sünnet sonrası yapılan çizimlerin öncesine göre daha küçük olduğu görülüyor. Çocuklar sünnetten sonra kendilerini daha ‘küçük’ görüyor. Bedensel imgenin küçülmesinin yetersizlik ve güvensizlik duygusu ile de bağlantılı olduğu düşünülüyor. Çocuk dışarıdan gelen saldırıya karşı kendisini daha korunmasız ve aciz hissediyor. Çizimler tamamlandıktan sonra sorulan sorulara verilen yanıtlara bakarak çocukların psikolojik değişimini iki başlıkta özetleyebiliriz.” (Sünnet!)
- Affetmek unutmak değildir. İnsanları adfettigimizde onlarla yaşanan deneyimleri unutmayız... Bu deneyimler bize zamanında acı vermiş olsa da artık kazandığımız derslerdir; yeniden kurban konumuna düşmemek için yaşanmış dersler. (Küçük Yeşil Affediş Kitabı)