1Q84 - 3. Kitap - Haruki Murakami Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

1Q84 - 3. Kitap kimin eseri? 1Q84 - 3. Kitap kitabının yazarı kimdir? 1Q84 - 3. Kitap konusu ve anafikri nedir? 1Q84 - 3. Kitap kitabı ne anlatıyor? 1Q84 - 3. Kitap PDF indirme linki var mı? 1Q84 - 3. Kitap kitabının yazarı Haruki Murakami kimdir? İşte 1Q84 - 3. Kitap kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Haruki Murakami

Çevirmen: Hüseyin Can Erkin

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN: 9786050928174

Sayfa Sayısı: 540

1Q84 - 3. Kitap Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Haruki Murakami başyapıtı 1Q84 bu kez de üç ayrı kitap olarak okurlarla buluşuyor…

"Yürekten sevdiğin bir insan varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir…"

Sarsıcı bir yolculuğa hazır mısınız?

Öyleyse kemerlerinizi bağlayın. Erkekleri, titizlikle geliştirdiği bir yöntemle öteki dünyaya gönderen genç bir kadınla tanışacaksınız. Ve amansız bir takiple onun peşine düşen fanatik bir cemaatin müritleriyle…

Romantik misiniz?

Evet, bu kitapta aşk da var… İki dünya bir araya gelmeden mümkün olmayan bir aşk.

Yaşadığınız dünya gerçek mi, hiç düşündünüz mü?

Düşündüyseniz, paralel bir evrene geçmek sizi heyecanlandıracaktır o zaman. Hayatı algılayışınızı değiştirecek bir kitabın kapağını açmak üzeresiniz şu an.

Yaşayan en büyük yazarlardan biri olarak kabul edilen Haruki Murakami başyapıtı, tüm dünyada milyonlarca satan kitabı 1Q84'le bir imkânsızı başarıyor. Nefesinizi kesecek bir macera romanını, gerçek nedir, insan neye inanmalı, aşk dünyayı kurtarabilir mi soruları ekseninde bir yürek atlasına dönüştürüyor.

(Tanıtım Bülteninden)

1Q84 - 3. Kitap Alıntıları - Sözleri

  • “Ne olursa olsun fark etmez, kitap oku, diye babam rica etmişti.”
  • Kim olursa olsun bir insanı yüreğinin derinliklerine kadar anlayabilmek mümkün değildir.
  • “Beni bir an önce bul. Birileri beni bulmadan önce.”
  • “Önemli şeyleri elde etmek için o ölçüde bedel ödemek gerekir.”
  • İstediği kadar ses çıkarmamaya çalışsın, insan, varlığını hissettirir.
  • “Çok tuhaf bir dünya. Nereye kadar varsayım, nereden itibaren gerçek. Arasındaki sınır belli bile değil.”
  • “Birileri yanlışlıkla ömrünün filmini ileriye sarıvermiş gibi.”
  • "Fakat yine de ölene kadar bir şekilde yaşamımı sürdürmekten başka yolum olmadığı gibi, yaşarken de kendimce yöntemlerle yaşamaktan başka yapacak bir şey yok. Pek övünülecek bir şey olmasa bile, benim bundan başka bir yaşam biçimim yok."
  • “Eğer bir sorumlu arayacaksak, bu insanların yüreğine hükmeden hoşgörüsüzlüktür.”
  • Dile getirdiği sözcükler, sıradandı, derinlikten yoksundu.
  • “Nerdesin? Beni bir an önce bul. Birileri beni bulmadan önce.”
  • Fakat ilerleyemiyorum işte. Kayıkta ırmağın akıntısına karşı kürek çekiyormuşum gibi. Bir süre küreklere asıldıktan sonra dinlenip bir şeyler düşünürken, bir de bakıyorum, kayık tekrar eski yerine dönmüş.
  • Düşünce tarzları sıradan, bakış açıları dar, hayal gücünden yoksunlardı; sürekli başkalarının ne düşündüğünü merak ederlerdi.
  • “Bir insanın ölümü için orada her zaman derin bir yas olur... Tüm insanların ölümü için yas tutulması gerekir. Kısa bir süreliğine de olsa.
  • Şimdi aylardan ekim. Geriye üç aydan az zaman kalıyor. Saat durup dinlenmeden zamanı dilimlemeyi sürdürüyor.

1Q84 - 3. Kitap İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Büyüledi beni kitap. Gerçek olmadığını bile bile anlatılan her satırda ben de gittim 1Q84 yılına. Çok kapılıp akşam Ay'a bile baktim kimi zaman: Acaba Ay hala tek miydi?? :) Çokça soru işareti kalsa da kitaptan geriye, belirsizliğin tuhaf bir gizemi sardı beni. Gerçek bir dünyada olmayan kahramanlar, olaylar aslında bizim iç dünyamızdı bence. Gerçekten uzak hayaller kurarız, bazen olmayacak planlar yaparız. En nihayetinde insanız. Zihnimizin kaçıp kurtulmaya ihtiyacı olduğu zamanlarda belki de tıpkı Aomame gibi bir tünelden başka bir dünyaya geçiş yaparız. Bu da bizim hayatla başa çıkma yöntemimiz esasında. Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inananlardanım. Bize tesadüf olarak görünen tüm anlar aslında o kadar anlamlı bağlarla bağlı ki. Tengo ve Aomame kesinlikle tesadüf eseri gelmediler bir araya. Bir amacı vardı onların birlikteliğinin; belki de bir görevdi bu- hakkıyla üstesinden geldikleri bir görev. Bizim de nefes alıyor olmamızın bir gayesi var: Tesadüf dediğimiz yerlerde, hiç ummadığımız anlarda, tesadüf eseri karşımıza çıkan insanlarla hep bir imtihandayız. (İlknur)

kitap/1q84-1-kitap--78157 incelemem gonderi/46340632 kitap/1q84-2-kitap--78152 incelemem gonderi/46690365 3 kitabı okuyup seriyi tamamladım. Aklımda tek soru ''BEN BU KİTABI (1Q84) NEDEN OKUDUM???'' Bu kitabı okuyacaklara tavsiyem: OKUMAYIN.. İlk iki incelememde de olduğu gibi bir takım bilgiler ve spoiler içeriyor. Önce biraz 3. kitaptan bahsetmek istiyorum. Bilindiği üzere ilk iki kitapta Tengo ve Aomame ikilisinin kavuşma süreci acaba kavuşabilecekler mi? Aralarında ne gibi engeller var ve bu engelleri aşmak mümkün mü düşüncesi içinde geçiyordu. Görevler tamamlanmış, her ikisi için de iç sesinin dinlediği gibi farklı diyarlara gidip gereken zorluklar aşılmıştı oysa. Kitabın içimde bıraktığı muammalar zincirinin ucu hep açıktı ve hala açık bir şekilde duruyor. Kitap tam ortalarında tamamen kopuyor. Baskıdan dolayı mı yoksa yazarın kendi tercihi mi böyleydi bilmiyorum ama olaylar zinciri Tengo ve Aomame açısından bir ileri iki geri şeklinde dengesini yitirmiş bir haldeydi. Kitaba heyecan katan tek şey Uşikava karakterinin olaylara etkin bir şekilde dahil olmasıydı. Zekası ve yetenekleriyle, gerçekten fark yaratabileceğini düşünmüştüm ama yazar ne yazık ki bu karakterin de hakkını verememiş bence. İlk kitaptan beri bahsedilen 'Little People' diye diye kafayı yedirdiği ''Havadan Pupa'' olayı ise, gölgede kalmış karpuzdan başka hiçbir şey değil. Kitabın ana olayı diye tahmin etmiştim oysa ben bu dünyayı ve bu 1Q84 dünyasında olanları. Bu karmaşanın 3. kitapta çözülüp artık bir sonuca ulaşmasını umuyordum ama Murakami beni şaşırtmadı ve sonuç FOS çıktı. 3. Kitap için diyeceklerim kısaca bu kadar. Şimdi gelelim 3 kitabın ortalaması bir incelemeye. 3 kitap ve tam 1.440 sayfada hiç mi aklıma kazınacak bir olay ya da edebi açıdan elde avuçta tutulacak, okudum deyip tadı damağımda kalacak bir olay yaşanmaz? Sen 3 kitap boyunca ver gizemi ver ucu açık olayları biz de hevesle okuyalım, acaba şimdi ne olacak? haydi bakalım bu zorluğun altından nasıl kalkacak? diye düşünürken her şey tren rayına oturmuş gibi yolunda gitsin ve kitap birden Pollyanna oluversin. Tengo'nun düşmanları ve peşindeki kişiler, utanmasa giderken yoluna güller dökecekmiş gibi bir izlenim bıraktı kitap bende. Çok fazla kendini yormamış bence yazar bu kitabı yazarken. Hayal gücünde oluşturduğu Little People'ları yerleştirecek bir yer bulamamış ve bir işe yarayacak hale getiremediği için her şey böyle askıda kaldı, karakterlere ne oldu ve hangisi nereye gitti? bir sürü belirsizlikle yine bir Murakami kitabı bitti gitti. 3. kitabı tamamen bitirmek için yazdı diye düşünüyorum. 3 kişinin gözünden olaylara bakmak insanın canını bir süre sonra sıkıyor. Akış bozuluyor ve olayların akışını da gereksiz cinsellikle süslemesi çok absürttü bence. En duygusal anlarda araya giren cinsellik. Özellikle tüylere pek düşkün bir yazar olduğunu sanıyorum kendisinin. Bolca yer vermiş kitabında da. Bu, inceleme olduğu kadar eleştiri niteliği de taşıyor tabii ki. Tamamen kişisel görüşlerim. Okuyan herkeste farklı etki bırakabilir. Bunu dikkate alarak okuyup değerlendireceğinizi düşünüyorum. Bu kitap büyük bir hüsran ve hayal kırıklığından başka hiçbir etki bırakmadı bende. Bundan önce kitap/ruzgarin-sarkisini-dinle--108233 , kitap/sputnik-sevgilim--63053 ve 1Q84 üçlemesini okudum. Bundan sonra herhangi bir eserini okumayı düşünmüyorum. Medyanın abartılı bir şekilde şişirdiği ve (benim için) ekstra hiçbir özeliği olmayan bir yazar olduğundan hiçbir şüphem kalmadı. (Ayhan GÜVEN)

Yarım yamalak biten bir kitap. Yeniden yeniden anlatılan olaylar, karekter ve bölüm fazlalıklarıyla dolmuş valla. Uşikava ne mana pardon? Yani gayet bir bölümün yetebileceği bir yeri var kitapta, neden sayfalarca yazılmış? Okurken de zaten bana hani, bir şekilde konuyu bağlayıp bunları birleştirelim diye yazılmış bir karekter gibi geldi. Bir de karekterler nasıl zekiyse; tanımadığı bir kadını, her yeri kapalı bir şekilde görüyor, 'bacakları kaslı bu kadının, benim aradığım da sporcu bir kadındı, sporcular kaslı olur, o zaman bu kadın benim aradığım kadın?' diye olayı çözüyor. Bu ne lan? böyle mi çözülür olaylar? Yine aynı şeklide kadın karekter hiç görmediği adamı kafası büyük diye karanlıkta görüp tanıyor? Hayır madem bu kadar zekisiniz neden içine düştünüz bunca durumun? Erkek karekter gerçekten tavşan boku gibi kokmaz yapışmaz, sırf bir aşk hikayesi yazılsın diye yazılmış gibi. O karaoke gecesinin olduğu bölümün anlamı ne allah aşkına? Kediler şehri dediği yerde sayfalarca kalması kitaba ya da okuyucalara ne gibi bir yarar sağladı, bana açıklayabilir misiniz? Yıllarca annesini gördüğü halüsinasyon neden havada kaldı? Bu adam kriz geçiyor muydu serinin başında bu halüsinasyon sebebiyle, kitleniyordu on dakika felan? Ee nereye gitti o krizler 2. ve 3. kitapta ve karekter üzerinde bu kadar iz bıraktıysa, neden biz öğrenemedik gerçekte ne olduğunu? Kitap iteleyerek ilerledi, gerçekten çok sıkıldım. Mesela bir karekter her birine kartını verdiği zaman, ' zamanında şuna verdiği gibi uzattı kartı.'' cümlesi, abi en az beş kez neden yazıyorsun? Aynı karekterin fiziksel özelliğini neden her o karekterin bölümünde anlatıyorsun ? Öyle bir tekrar ki valla kendi bedenimden daha fazla hakimim adamın görünüşüne, yarın yolda görsem aa Uşikava'cım der sarılırım yani. Bir bölüm önce olanları neden o karekterin bir sonraki bölümünde yeniden yazıyorsun? Kadın karekterin her akşam 3 ay boyunca rutinini neden okuduk biz? Bir Genç Kızın Gizli Defteri serisi mi bu? Günlük mü bu ayol? Bir de kitap o kadar kolay bitiyor ki diğer kitaplar ve konu hakkındaki inandırıcılığını da bitirdi benim için. Şimdi bir ker little people her şeyi biliyorsa, örgüt bu kadar güçlüyse, siz nasıl elinizi kolunuzu sallaya sallaya çıktınız işin içinden? Pupa hava neden yapılıyor, kim bu little people? Amaçları ne? Paralel evrenleri neden bu kadar sıradan anlattın? Geçen bir programda dinlemiştim; Murakami'nin kitabları ingilizceye çevrileceği zaman yayın evi yüzde yirmibeş kısaltır mısınız' diyormuş, amca da tamam diyormuş. İnanın, ben bu seriyi tek kitap haline getirebilirim ki güzelleşir zira kitapaların son yüz sayfaları bir şeyler anlatıyor ve sürüklüyor. Seri olmasına gerek yok yani, öykü kitabı bile olabilirmiş. Birde Doğan Kitap bunu Hard Cover dediğimiz şekilde basmış, içine de kuşak geçmiş ki hani kitap ayracı olarak kullanalım diye, ama nasıl bir cimrilikse belirli sayfalarda kuşağı cımbızla tutabilirsiniz. Kitap 21 cm ise, kuşak 22 cm. Valla sinekten yağ çıkarıyorsunuz ben diyim. 100 liraya sattığınız kitap sonuçta, azıcık daha özen. Çevirisine laf yok yalnız, çok çok başarılı çevirmiş çeviren arkadaş. Daha fazla yazmayayım valla, yazdıkça sinirleniyorum. Japonya'ya gidip Yazarı bulup omuzlarından sarsıp; 'Sen Murakami'sin aptal olma, bırak insanlar kitaplarını konuşsun' diyesim var. (Joy Ivy)

1Q84 - 3. Kitap PDF indirme linki var mı?

Haruki Murakami - 1Q84 - 3. Kitap kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de 1Q84 - 3. Kitap PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Haruki Murakami Kimdir?

1949 yılında dünyaya geldi, 1975'te Tokyo'daki Vaseda Üniversitesi'nden mezun oldu. 1986-1995 yılları arasında Avrupa ve ABD'de yaşadı. Yazarın ilk ve Gunzou Edebiyat Ödülü'nü alan romanı "Kaze no oto vo kike"dir (1979). Onu "Hitsuci vo meguru Bohken" (1982) isimli romanı izledi. Yazar bu eseriyle Yeni Yazarlar Noma Edebiyat Ödülü'nü aldı. Ardından "Sekai no ovari to hahdo bohrudo" (1985) geldi ve bu kitap da yazara Tanizaki Ödülü'nü kazandırdı. Ama ona asıl ününü kazandıran 16 dile çevrilen "İmkânsızın Şarkısı" (1987) oldu. 1995'te yayımlanan "Zemberekkuşu'nun Güncesi"yle 1996 yılında Yomiuri Edebiyat Ödülü'nü de kazanan Murakami, daha sonra baştan çıkarıcı bir aşk hikâyesi olan "Supuhtoniku no Koibito"yu (2001) yazdı. Yazar ayrıca, "Zoh no şohşitsu" (1993) ve "Kami no Kodomotaçi-va mina adoru" (2002) adı altında öykülerini de kitaplaştırmıştır. Japonya'nın XX. yüzyıldaki en büyük edebiyatçılarından biri olarak kabul edilmesine rağmen, Amerikan kültürünün etkisi altında kaldığı ve aşırı Batıcı olduğu eleştirilerine maruz kalan yazarın edebiyat dışı tek kitabı "Andahguraundo"dur (2001). Murakami'nin son eserleri ise "Kokky no minami, taiyou no nişi" (2003) ve "Dansu dansu dansu"dur (2003).

Ödülleri :

- 1996 Yomiuri Edebiyat Ödülü ("Zemberekkuşu'nun Güncesi"yle

- 1985 Tanizaki Ödülü ("Sekai no ovari to hahdo bohrudo"yla)

- 1982 Yeni Yazarlar Noma Edebiyat Ödülü ("Hitsuci vo meguru Bohken"le)

- 1979 Gunzou Edebiyat Ödülü ("Kaze no oto vo kike"yle)

Haruki Murakami Kitapları - Eserleri

  • 1Q84 (Tek Cilt)
  • Sahilde Kafka
  • Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu
  • Zemberekkuşu'nun Güncesi
  • İmkansızın Şarkısı
  • Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında
  • Yaban Koyununun İzinde
  • Koşmasaydım Yazamazdım
  • Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları
  • Uyku
  • Kadınsız Erkekler
  • Sputnik Sevgilim
  • Tuhaf Kütüphane
  • 1Q84 - 2. Kitap
  • 1Q84 - 3. Kitap
  • Underground: The Tokyo Gas Attack and the Japanese Psyche
  • Wind/Pinball
  • Blind Willow, Sleeping Woman
  • Karanlıktan Sonra
  • Fırın Saldırısı
  • Rüzgarın Şarkısını Dinle
  • Dance, Dance, Dance
  • Kumandanı Öldürmek
  • Doğum Günü Kızı
  • Mesleğim Yazarlık
  • Efter Skælvet
  • The Elephant Vanishes
  • Pinball 1973
  • First Person Singular
  • Sadece Müzik
  • After Dark
  • Birinci Tekil Şahıs
  • Desire

Haruki Murakami Alıntıları - Sözleri

  • İnsanın yaşamı nasıl oluyor da böylesine değişip, tam tersi bir hal alabiliyor.. (Uyku)
  • Yaş almak ya da alamamak değil konu; doğum günü senin için yılda sadece bir gün, gerçekten de özel bir gün o; ona gereken önemi vermelisin. Ve bu biricik eşitliği kutlamalısın (Doğum Günü Kızı)
  • Ben çok sıradan bir insanım. Ben sadece kitap okumayı seviyorum (1Q84 (Tek Cilt))
  • Ben aslında insanlarla iletişimi iyi olan birisi değilim. Bir yerlerde kendi özüme dönmem gerekiyordu. (Koşmasaydım Yazamazdım)
  • İnsanlar erken, pek erken yaşlanmaya başlarlar. Yaşlılık silinmeyen bir leke gibi, bedenlerinin her yanına yavaş yavaş yayılır. (Yaban Koyununun İzinde)
  • "Ama aralarında belirli bir mesafe bırakarak da insanlar birbirlerine yakın olabilirler, öyle değil mi?" (Karanlıktan Sonra)
  • . Bazen insanların kalbinin derin kuyular gibi olduğunu düşünüyorum. Altta ne olduğunu kimse bilmiyor. Yapabileceğiniz tek şey, arada sırada yüzeye çıkan şeyleri hayal etmek. ... (Blind Willow, Sleeping Woman)
  • Bekleyen hep ben oluyordum (Yaban Koyununun İzinde)
  • Anılar ne kadar canlı olursa olsunlar zamanın gücüne karşı koyamazlar. (Birinci Tekil Şahıs)
  • Fakat ilerleyemiyorum işte. Kayıkta ırmağın akıntısına karşı kürek çekiyormuşum gibi. Bir süre küreklere asıldıktan sonra dinlenip bir şeyler düşünürken, bir de bakıyorum, kayık tekrar eski yerine dönmüş. (1Q84 - 3. Kitap)
  • . Bugünlerde ne demek istediğimi söyleyemiyorum. Yapamam... Ne zaman bir şey söylemeye çalışsam, asıl noktayı kaçırıyor. Ya öyle ya da ben demek istediğimin tersini söylerim. Ne kadar doğru yapmaya çalışırsam, o kadar karışık hale geliyor. Bazen ilk başta ne söylemeye çalıştığımı bile hatırlayamıyorum. Sanki vücudum ikiye bölünmüş ve birim diğerini büyük bir sütunun etrafında kovalıyor. Çevresinde daireler çiziyoruz. Diğer bende doğru sözler var ama onu asla yakalayamam. . (Blind Willow, Sleeping Woman)
  • • Kendimi bazen bir hiç gibi hissediyorum (Kumandanı Öldürmek)
  • Herkesin kendine göre bir savaş alanı vardır. (Karanlıktan Sonra)
  • "Fakat yine de ölene kadar bir şekilde yaşamımı sürdürmekten başka yolum olmadığı gibi, yaşarken de kendimce yöntemlerle yaşamaktan başka yapacak bir şey yok. Pek övünülecek bir şey olmasa bile, benim bundan başka bir yaşam biçimim yok." (1Q84 - 3. Kitap)
  • İki benden birbirinin içinde erimiş, tek beden olmuş gibi, çok güçlü bir sarılmaydı. Bir an bile gevşetmedi kollarını. Bir kez ayrılırsak bu dünyada bir daha asla bir araya gelemezmişiz gibi. (Karanlıktan Sonra)
  • Herkes bir gün ölür. Ama ölene kadar bir şekilde elli yıl falan yaşamak zorundasındır ve bir sürü şeyi düşünerek elli yıl geçirmek, açık konuşayım, hiçbir şey düşünmeden geçireceğin beş bin yıldan çok daha yorucudur. (Rüzgarın Şarkısını Dinle)
  • Güzel olan güzeldir, bu yeterli değil mi? (Uyku)
  • "Hayal dediğin kuş gibi özgür, deniz gibi geniştir. Kimse buna engel olamaz." (Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu)
  • Bir bakıma, benim için son durak olacak yere ulaştım. Kendimi, varmam gereken yere gelmişim gibi hissediyorum. (Yaban Koyununun İzinde)
  • "Şarkı bitti. Ama melodisi havada asılı kaldı." (Yaban Koyununun İzinde)