57. Alay Galiçya - İsmail Bilgin Kitap özeti, konusu ve incelemesi
57. Alay Galiçya kimin eseri? 57. Alay Galiçya kitabının yazarı kimdir? 57. Alay Galiçya konusu ve anafikri nedir? 57. Alay Galiçya kitabı ne anlatıyor? 57. Alay Galiçya PDF indirme linki var mı? 57. Alay Galiçya kitabının yazarı İsmail Bilgin kimdir? İşte 57. Alay Galiçya kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: İsmail Bilgin
Yayın Evi: Timaş Yayınları
İSBN: 9789752638914
Sayfa Sayısı: 336
57. Alay Galiçya Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Ölüm en çok 57. Alay′a yakışırdı sanki. O alay ki düşmana savaş meydanını dar etmiş, nasıl dövüştüğümüzü gören düşman çareyi kaçmakta bulmuştu. Çünkü 57. Alay, muharebe meydanında var olmak için ölüme meydan okumuştu. Ölmekle hayat bulacağını çok iyi anlayan kahraman alayımız, bu sebepten Arıburnu Çıkarması′nın ilk iki gününde üçte ikilik mevcudunu yitirmişti. Çok iyi hatırlarım; bölüklere kumanda edecek subay bulamayınca, tabur imamlarına kumandanlık görevi verilmişti."
Onlar Çanakkale Cephesi′nden sonra yine ateşe atılmak için sekiz haftalık bir yolculuğun ardından tam 33 bin asker ile Galiçya′ya gittiler. Vatanları için olmasa da, savaşmaya mecburdular. Görevlerini hakkıyla yerine getirdiler. Bu görev esnasında tam 12 bin şehit verdiler, bunlardan 95′i subay, 7 bini er idi. Diğerleri ise "kayıp" diye tarihe geçtiler.
Süleyman Nazif′in dediği gibi, Çanakkale bundan sonra bir isim değil, bir tarih olacaktır. Galiçya da onun zeyli.
İsmail Bilgin′in kaleminden, vatan topraklarından kilometrelerce uzakta savaşan askerlerimizin, 57. Alay′ın öyküsü...
57. Alay Galiçya Alıntıları - Sözleri
- Birçareyim. Kimsesizim. Yalnızım. Nereye gitsem taştan duvar karşılıyor beni. Duvarlar hep üzerime geliyor. Bu böyle ne kadar sürecek? Kendimi tanıyamıyorum.
- Dünya bütün insanları doyuracak, bütün insanlara yetecek kadar büyükmüş aslında. Tek mesele elindekinin kıymetini bilmek, koruyabilmek... Dünya büyük ama insanların hırsları dünyadan daha büyük...
- Birçareyim. Kimsesizim. Yalnızım. Nereye gitsem taştan duvar karşılıyor beni. Duvarlar hep üzerime geliyor. Bu böyle ne kadar sürecek? Kendimi tanıyamıyorum.
- Dalgalara benziyorduk. Usanmak bilmeden, başını kayalara çarpan hırçın, inatçı dalgalara. Asıl etkili olanın, dalganın gücü değil, sürekliliği olduğunu iyi biliyorduk. İşte bu yüzden “Hücuma kalkacağız!” dendiğinde bir coşku olurdu içimizde...
- Dünkü düşmanınız bugün dostunuz oluyor. Dostunuz da düşmanınız...
- Dikkatlice ellerime bakardım, defalarca parmaklarımı sayardım; bir, iki, üç, dört, beş. “Tamam” derdim içimden. Sonra diğer elimin parmaklarını sayardım. “Bir, iki, üç, dört, beş parmaklarım tamam” derdim. Gizli bir sevinç yaşarken, gözlerimin önünde elini, kolunu, bacağını, gözünü, kafasını yitirenler bitiverirdi. O zaman içimde büyük tezat yaşar, sevincim kursağımda kalır, derin kederler içinde kaybolurdum.
- En çok kimin yıldızı parlıyor diye gece boyunca çocukça oyunlar oynardık. “Bak şu yıldız benim.” “Hangisi?” “Şu taraftaki” “O benimki” “En parlak olanı.” “Hayır, en parlak benim yıldızım.” “Benimkisi en parlaktır ve bize en yakın gözükür.” “Vallahi arkadaş benim yıldızım bulutların arkasına saklandı. Peçesini açıp cemalini bir türlü göstermiyor bana. Ama alacağı olsun. Bende yarın gece ona bakmayacağım.” “Yarın gece de peçesini açmazsa?” “Kendisi bilir. Bana göre yıldız mı yok! Koskoca gökyüzü yıldız dolu. Bu saatten sonra naz çekemem.” “Çok vedasızsın.” “Öyleyimdir.”
- Öfkenizi kontrol altına alamazsanız, akıbetiniz meçhuldür.
- Ah geçmiş. Ah çocukluk... İyi bilirim, zamanın çöplüğünde yığılan hatıralar insanın yakasını hiç bırakmaz.
- Askerlerin gözünde bir çok şeyi görür ve okursunuz. Onlar size inanırlar. Güvenirler. "Haydi, ölüme!" dediğinizde gözlerini kırpmadan, hiç terettüd etmeden ileri atılırlar. Canlarını verirler...
- Yoksa bir kürek mahkumu gibi, ayağıma vurulan prangalar misali Gülnihal'in hayaline bağlı mı kalacaktım?
- Kendimi bırakmıyor ve yürümek için gayret ediyorum. İşte o zaman en kısa mesafelerin dahi ne denli uzadığına şahit oluyorum.
- "Rüyalar çok kısa sürermiş. Oysa benim en uzun rüyalarım hep sana ait. Gördüğüm ve gördüğümü sandığım her rüya, boynuma astığın hasret urganına bir ilmik, bir kördüğüm daha atıyor."
- "Unutmak bazen en büyük çaredir."
57. Alay Galiçya İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Efsaneleşmiş birliğimiz 57nci Alay. Cepheden cepheye koşmuş, bir çok muharebe sahasında vatanı savunmuş alayımız. Bir birlik son neferine kadar şehit olmaz, mevcudu eksilir, eksilen miktar kadar personel, yeni askere alınanların gönderilmesiyle tamamlanır. O anki asker miktarına göre tüm birliklere gönderilir. (Ünal Sökükcü)
57. Alayın Çanakkaleden sonra Almanlara ve Avusturyalılara zaman kazandırmak için Galiçya Cephesine gidişini ve burada yaşadıklarını anlatan bir eser. Kimi tarihçilere göre 57. Alay Çanakkalede son erine kadar savaşmış ve hepsi şehit düşmüştür. Kimine görede Çanakkalede son derece başarılı olmuş, yaralılananlar ve kurtulanlarla beraber geriye çekilmiş ve burada takviye alarak diğer cephelerde savaşa gitmiştir. Bu romanda alayın Çanakkalede şehit düşmediğini kalanların Galiçya cephesine gittiğini görüyoruz. Kitabı okuduktan sonra şöyle bir soru sorabiliriz kendimize; Enver Paşa kendi yurdumuzu savunmak varken neden askerlerimizi Galiçya göndermiş olabilir ki? (Onur UYGUN)
Uzun zaman sonra okuduğum ilk kitap oldu. Çanakkale'nin kahraman 57.Alayı'nın kahramanlığı sadece orada kalmıyor. Çanakkale zaferinin mimarları olan alaya hadi bakim kendi vatanımızı kurtardık sıra Almanlar destek için Galiçya cephesine... Binlerce asker Galiçya' da... Ve yüzlercesi, binlercesi hiç dönmemek üzere.... Şehit oluyor oralarda... Haaa Galiçya 'dan sonra ne mi yapıyor 57.Alay...? Ne mi yapıyor? Filistin cephesine yollanıyor. Bi süre önce Çanakkale' de ki 57.Alay Şehitliğini ziyaret etmek bana kısmet olmuştu. Çok şükür. İnsan üzülüyor... Memleketimiz için canını dişine takan memed vuruşa vuruşa şehit oluyor, buna eyvallah... Ammaaa kalkıpta müttefikimiz Almanlar için gevur ellerinde Şehit olması. Hakkaten çok üzücü... Mekanları cennet olsun. Yanlış devlet politikası ve verilen binlerce, onbinlerce kurban... Peki hadi tüm bunlar geçmişte kaldı... Ya bugün ki yöneticilerimiz ders almış mıdır acaba geçmişten? Bence, Tabi ki........... (!) Neyse... İyi okumalar... (M.G)
57. Alay Galiçya PDF indirme linki var mı?
İsmail Bilgin - 57. Alay Galiçya kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de 57. Alay Galiçya PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı İsmail Bilgin Kimdir?
1964 yılında Gelibolu'nun Evreşe bucağında doğdu. İlk ve ortaokulu Evreşe'de, liseyi Gelibolu'da bitirdi ve İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümünü kazandı. Fakülteye devam ederken, iki sene süreyle Türkiye Çocuk dergisinde çalıştı. Daha sonra, mezun olduğu üniversiteye asistan olarak girdi. 1993 yılında yüksek lisansını, 1999 yılında doktorasını tamamlayarak jeoloji doktoru unvanını aldı.
2000 yılında, akademik hayatını sürdürdüğü İstanbul Üniversitesi'nden ayrıldı. Hâlen bir kamu kurumunda jeoloji mühendisi olarak çalışmaktadır. Yayınlanmış makaleleri bulunan yazarın, edebî faaliyetlerinin yanı sıra bilimsel çalışmaları da sürmektedir.
Küçüklüğünden beri okuma yazmaya karşı büyük tutkusu olan yazar, 2000'de Ömer Seyfettin Hikâye yarışmasında İstanbul Depremi’ni anlattığı “Ne Oluyor Dendiği Zaman” adlı hikâyesi ile birinci oldu. Bu tarihten itibaren artan bir gayretle yazı hayatını sürdüren İsmail Bilgin, 2014'te Eskader tarafından tarih dalında "Kut’ül Amare" romanıyla; 2015'te de Yazarlar Birliği tarafından tarihî roman dalında ilk defa verilen büyük ödüle Çanakkale Romanları/Araştırmaları sebebiyle layık görüldü. Daha çok yakın tarih konularını, özellikle de 1. Dünya Savaşı dönemini ele alan eserlerle çocuklarda tarih bilincinin oluşmasına katkıda bulunmak için tarihî hikâyeler ve gençlik romanları yazdı ve yazmaya devam ediyor.
İsmail Bilgin Kitapları - Eserleri
- Sarıkamış
- Medine Müdafaası / Çöl Kaplanı Fahrettin Paşa
- Kut'ül Amare
- Kuşçubaşı Eşref
- 57. Alay Çanakkale
- 57. Alay Filistin
- Çanakkale Destanı
- Elveda Balkanlar
- Gelibolu
- 57. Alay Galiçya
- Diriliş / Osmanlılar Geliyor
- Sütçü İmam - Kahramanmaraş
- Safiye Hüseyin
- Zenci Musa
- Şerife Bacı / Kastamonu
- Şahin Bey / Gaziantep
- Çanakkale'ye Gidenler
- Küçük Yusuf / İstanbul
- Çanakkale'nin İsimsiz Kahramanları
- Hasan Tahsin / İzmir
- Ankara'nın Ateştir Yolu
- Onbaşı Nezahat / Kütahya
- İpsiz Recep / Karadeniz
- Çanakkale İçinde Vurdular Beni
- Yörük Ali Efe / Aydın
- Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit
- Binbaşı Emire Ayşe / Aydın
- Sultan Alparslan
- Mehmet Fazıl Paşa
- Kara Yılan / Gaziantep
- Kurtuluşa Koşanlar
- Kambur Kerim / Adapazarı - Eskişehir
- Kudüs’teki Son Osmanlı
- Asker Saime / İstanbul - İzmit
- Cafer Efe / Soke
- Casus Mehmet / Tarsus
- Ahmet Hulusi Efendi / Denizli
- Tayyar Rahime / Osmaniye
- Hamdi Bey / Eceabat
- Hatice Bacı / Pozanti
- Evliya Çelebi'nin Maceraları
- Yahya Kaptan / İzmit
- Gizemli Ok
- Kurtuluş Savaşı Hikayeleri
- Alparslan'ın Akıncısı Alperen - Saklı Hazine
- Özgürlük Savaşı
- Fetih Yolunda
- Cesur Hemşire
- Gizli Görev
- Esirler Kalesi
- Esrarengiz Bilgin
- Çanakkale Tufanı
- Cezeri
- Tarihimizi Yazanlar
- Çaka Bey
- Biruni
- Ayrılmaz İkili
- Alparslan'ın Akıncısı Alperen - Oyunun Sonu
- İngiliz Kıskacı
- Deli Dumrul
- Evliya Çelebi Maceraları / Hazarfen Ahmet Çelebi Uçuyor
- Bedeli Çanakkale’de Ödenmiştir
- Destan Yazanlar
- Kayıp Ferman
- Çanakkale Savaşı Günlüğü
- Harizmi
- Zafer Getiren Mayınlar
- Korkusuz Pilot
- Osman Gazi / Aşiretten Beyliğe
- Oruç Reis - Kahraman Türk Denizcileri
- Tepegöz
- Oğuz Kağan Destanı
- Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 3. Kitap / Azak Kalesi'nin Fethi
- Denizaltıyı Vuran Kahraman
- Düşmana Göğüs Gerenler
- Dünyayı Sırtlayan Yiğitler
- Orhan Gazi / Beylikten Devlete
- Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 8. Kitap / Mısır Piramitlerinde
- Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 10. Kitap / Hollanda Macerası
- Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 4. Kitap / Kırım’ın Buzlu Denizi
- Düşmana Korku Salanlar
- Esaretten Kurtulan Nefer
- Ertuğrul Gazi / Aşiretten Beyliğe
- Barbaros Hayreddin Paşa - Kahraman Türk Denizcileri
- Kemal Reis - Kahraman Türk Denizcileri
- Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 1. Kitap / Marmara Korsanları
- Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 7. Kitap / Bağdat Çekirgeleri
- Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 6. Kitap / Dicle Serüveni
- Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 5. Kitap / Eşkıya Peşinde
- Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - Çalınan Ferman
- Evliya Çelebi Mecaraları / Çocukluğu Ve Rüyası
- Evliya Çelebi Maceraları / Siyah Lale'nin Peşinde
- Evliya Çelebi Mecaraları / Karadenizde Fırtına
- Evliya Çelebi Mecaraları / Marmara Korsanları
- Masal Ormanı
- Sihirli Nar
- Evliya Çelebi Mecaraları / Balkanlarda
- Denizlerin Ejderhası - Turgut Reis
- Kara Mürsel Reis(Kahraman Türk Denizcileri)
- Umur Bey-Kahraman Türk Denizcileri
- Piri Reis - Kahraman Türk Denizcileri
- Bamsı Beyrek
- Battal Gazi
- Boğaç Han
- Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu
- Çelebi Mehmet
- Evliya Çelebi Mecaraları / Buz Tutan Denizde
- Mehmet Kamil
- Mehmet Nuri Efendi - Kurtuluşun Kahramanları 3
- Anadolu ve Balkanlara Vurulan Mühür Yıldırım Beyazıd
- Evliya Çelebi Mecaraları / Edirne'de
- Satuk Buğra Han Destanı
- Uluç Reis
- Büyük Türk Gezgini Evliya Çelebi’nin Dünya Turu - 9. Kitap / Foncistan Yolunda
- Evliya Çelebi Mecaraları / Afrika Ormanlarında
- Evliya Çelebi Mecaraları / Yol Kesen Kara Haydaroğlu
- Kurtuluşun Kahramanları 2 (10 Kitap)
- KURTULUŞUN KAHRAMANLARI 3
- Halide Edip
- Küçük Şükriye
- Mehmet Nuri Efendi
- Onikiler
- Tülütabaklar
- Tek Kurşun Atmadan
- Taş Bebek
- Devletten İmparatorluğa Sultan 1.Murad
- Buz Adaları
- Kuşların Dilinden Hikayeler
- Kelile ile Dimne'den Aslan ile Tilki
- Evliya Çelebi Mecaraları / Piramitlerdeki Hazine
- Seydi Ali Reis - Osmanlı'nın Hint ve Mısır Donanmalarının Kaptanı
- Çanakkale'nin Kahramanları Set 1
- Sarıkamış
- Evliya Çelebi - Buz Adaları
- Evliya Çelebi Mecaraları / Bitlis Diyarında
- Evliya Çelebi Mecaraları / Foncistan'da
- Evliya Çelebi Mecaraları / Ege Macerası
- Evliya Çelebi Mecaraları / Ferman Peşinde
- Evliya Çelebi Mecaraları / Gelibolu'da
- Evliya Çelebi Mecaraları / Diyarbakır'a Kelekle Yolculuk
- Evliya Çelebi Mecaraları / Bağdat'ta
- Fatih Sultan Mehmet
- Evliya Çelebi Mecaraları / Mısır Çöllerinde
- Evliya Çelebi Mecaraları / Battal Gazi İstanbul´da
- Hasret Hikayeleri
İsmail Bilgin Alıntıları - Sözleri
- Düşenin dostu olmazmış…Doğru ,çok doğru bir söz. (Kut'ül Amare)
- "Bakalım gelecek günler kimi haklı çıkaracak göreceğiz.. " (57. Alay Çanakkale)
- Mehmed Akif'in dudakları kapır kıpır duadaydı. Sık sık dua ederdi. Namazlarını hiç aksatmaz,vakit geldi mi hemen yer ve mekân tanımaksızın namaza dururdu. Kumluk, taşlık, çimenlik onun için fark etmezdi. Çok görmüştü, kuru katılaşmış kum tabakaları üzerinde namaz kıldığını ve alnında pek çok kum tanesiyle namazına son verdiğini. (Zenci Musa)
- - Yiğit şu hançerini bana sat, -Olmaz -İyi fiyata alırım -Olmaz dedim ya, bizde silah satılmaz . Silahsız yiğit çıplaktır, bilmez misin ? Çekil yolumdan! -Omzundaki Şahini sat o zaman. -Olmaz dedim ya . Biz dostlarımızı da satmayız. -Şahin’den dost mu olurmuş . -Olur ya ... Haydi çekil şimdi yolumdan! (Diriliş / Osmanlılar Geliyor)
- Orta Asya ülkeleriyle de ilişkileri iyi... Rusya ile aralarını bozduk ama şimdi adeta ittifak halindeler. S-400 füzelerini almak için çalışıyorlar. Korkarım en büyük kozumuz da elimizden alınacak." "Neymiş o koz?" “NATO olarak füze sistemiyle sizi koruyoruz diyorduk. Onlar şimdi ilk defa kendi milli füze sistemlerini geliştiriyorlar. Üstelik bunları terör örgütleriyle savaşırken yapıyorlar." (Zenci Musa)
- Çeşmeye yaklaştığında, arkadaşlarının su içmek isteyen bir taşladıklarını görmüştü. Köpek bu taşlardan korunmak için acı acı havlayarak kaçıyordu. Arkadaşları yavruyu taşlamaya devam ediyorlardı.bu hareketini gören Hasan onlara çıkıştı: -Ne yapıyorsunuz, rahat bırakın o köpeği! -Sen Karışma! -Niye karışmicakmışım, o da su içmek istiyor? -o içemez. -neden içemezmiş ? -içtikten sonra içebilir. -Siz içtiniz ya... -olsun, o köpek su içemez. -Birgül demiş ve daha sonra arkadaşları ile köpek için kavga bile etmiş. Ama neticede köpek çeşmeden su içememişti. Hasanda yavruyu alıp ona bir kapta su vermişti. Kana kana su içen Köpek teşekkür etmek etmek ister gibi Hasan'ın karşına geçip tatlı tatlı havlama havlayıp Durmuştu. (Çanakkale İçinde Vurdular Beni)
- Gönüllerde, yüreklerde açan yaralar da kabuk bağlar mı? (Zenci Musa)
- Yaran ağır değil. Çabuk iyileşirsin bak sen de gazi oldun -Arkadaşlarım daha yüksek bir rütbeye kavuştular.Lakin ben ulaşamadım Hasan hoca anlamamış gibi sordu: -Neymiş o rütbe -Şehitlik (Gelibolu)
- "Sonrada adamların dikkatini dağıtmak için; asıl siz kim oluyorsunuz da bize hesap soruyorsunuz." (Fatma Seher Hanım / Erzurum - İzmit)
- Gönlüm yine bir afet-i hicrana dolaştı Sevda'yı muhabbet başıma gör neler açtı Bu hal-i perişanıma düşman bile şaştı Yine sevda'yı muhabbet gör neler açtı... (Sarıkamış)
- Pirincin içindeki siyah taşlardan değil beyaz taşlardan kork. (Sultan Alparslan)
- Çanakkale boğazı ile izmir körfezinin kapatılması için hazırlık emri verildi. (Çanakkale Savaşı Günlüğü)
- Dikkatlice ellerime bakardım, defalarca parmaklarımı sayardım; bir, iki, üç, dört, beş. “Tamam” derdim içimden. Sonra diğer elimin parmaklarını sayardım. “Bir, iki, üç, dört, beş parmaklarım tamam” derdim. Gizli bir sevinç yaşarken, gözlerimin önünde elini, kolunu, bacağını, gözünü, kafasını yitirenler bitiverirdi. O zaman içimde büyük tezat yaşar, sevincim kursağımda kalır, derin kederler içinde kaybolurdum. (57. Alay Galiçya)
- Herkes adamın gösterdiği yere baktı. -Fransız karakolunda bir Türk bayrağı. -Bayrağımız sallanıyor. -Bakın bakın. -Bayrağımız dalgalanıyor. -Hem de düşman karakolunda! (Küçük Yusuf / İstanbul)
- Olaylar çok hızlı gelişti.. (57. Alay Çanakkale)
- Allah her şeye kadirdir. (Elveda Balkanlar)
- Şimdi düşman boğazımıza hançerini dayamış, son yurdunda milletimizi ve İslam'ı esir etmek istiyor. Eller koştu, biz yerimizde saydık. Birbirimize, 'Ah, vah!' ederek tefrika içinde bölündük. Çalışmadan ilerleyemezsin, geride kalırsın viraneler ülkesine dönersin. Başına akbabalar toplanır, seni durmadan didikler. (Ankara'nın Ateştir Yolu)
- İnanmış dört adam bütün dünyayı etkiler. İnanmak, bir davaya inanmak her işin başıdır. (Kuşçubaşı Eşref)
- Osmanlı hükümeti, harbiye nezaretinin 1.Ordu dahilinde bir müstakil süvari tugayı kurulması için emir verdi. (Çanakkale Savaşı Günlüğü)
- "Ailelerinden, vatanlarından uzaktaki bu adaya getirilenler, yaklaşık altı yüz yıldır köklü ama şimdilerde ayakta ölmeye başlamış bir çınarı andıran devletin evlatları, ilk defa esareti tadıyor, bu esaret rüzgarının esmesiyle, içlerinde yeşillenen ümit yaprakları titriyordu." (Medine Müdafaası / Çöl Kaplanı Fahrettin Paşa)