'99 Yazı - Arzum Uzun Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

'99 Yazı kimin eseri? '99 Yazı kitabının yazarı kimdir? '99 Yazı konusu ve anafikri nedir? '99 Yazı kitabı ne anlatıyor? '99 Yazı PDF indirme linki var mı? '99 Yazı kitabının yazarı Arzum Uzun kimdir? İşte '99 Yazı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Arzum Uzun

Yayın Evi: Destek Yayınları

İSBN: 9786059913942

Sayfa Sayısı: 304

'99 Yazı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

HER AŞK BİR OROSPU YARATIYOR

Tansu Çiller'le Mesut Yılmaz'ın her an romantik bir ilişki yaşayabileceği umuduyla büyümüş bir nesil olarak, siyaseten sıfırdık. Özal dönemi çocuklarıydık. Özelleştirmeleri, sınır kapılarının açılmasını, memleketi Rus kızlarının işgal edişini, koalisyonları, devalüasyonları, doların anamızı ağlatmasını, ekonomik krizleri, savaşları izlemiştik yıllarca. Bir boktan anlamıyorduk. Ama bıkkındık. Yine de bir umut vardı. Yıllar sonra ilk kez bir sol parti iktidarda, Ecevit başbakandı. O umuda istinaden, Yılmaz Erdoğan şiir okuyor, İclal Aydın "Hayat güzeldir..." diyordu. Ama hayat bok gibiydi. Hep beraber daha aydınlık, daha özgür bir topluma doğru dörtnala koştuğumuzu sanırken, hayatımızın son güzel yılını geçiriyorduk.

Milenyum kapıdaydı. Kim bilir? Belki iki binlerde bambaşka olurdu her şey...

Oldu da. Olmadı mı?

***

Türk edebiyatının parlayan yıldızlarından, çok satan yazarlarından Arzum Uzun, 99 Yazı adlı yeni romanında 20. yüzyılın son yazını, biriler alemindeki biri olmayan tek kişi genç Bilun Yılmaz ve onun arkadaş çevresi ekseninde Bodrum'un renkli atmosferinde, yaz sıcağında ve güneş parlaklığında anlatıyor.

Geçmişte kalan aşk skandalları, dudak uçuklatan aile sırları, anı süsleyen küçük entrikalar, büyük yalanlar, yoğun duygular, ilk aşklar, ilk hayal kırıklıkları, aile bağları, arkadaşlık ilişkileri ve zincirleme duygu kazaları...

99 Yazı, bir kere genç olduysanız, mutlaka okumanız gereken, elinizden düşüremeyeceğiniz, nasıl bittiğini anlamayacağınız, şaşırtıcı sonunu hayatınızın sonuna dek unutamayacağınız bir roman. Sadece o yazın değil, gelmiş geçmiş, yaşanmış ve yaşanacak tüm yazların romanı...

Bildiğiniz Arzum Uzun romanları gibi... Bu kez 90'lar tadında... Yine melankolik, yine sıcacık ve yine çok komik.

- Geçmişi nasıl bilirdiniz?

- Hiç geçmemiş gibi.

'99 Yazı Alıntıları - Sözleri

  • Büyümenin bedeli budur.
  • Dünyayı üstüne alınma altında kalırsın.
  • Dünyayı üstüne alınma altında kalırsın.
  • Birbirimizi tanımamız gerektiğine inanıyoruz. Birbirimize geçmişimizle ilgili sorular sorup çıkarım yapmaya çalışıyoruz. Daha önce kiminle birlikte olduğumuzun, başımıza gelenlerin bir önemi olduğunu sanıyoruz. Aslında yok.   İnsan bir şeydir. Tek bir şey. O anki enerjisi. Kainatın dört köşesinde dört farklı insan olabilir karşınızdaki. Seçimleri, hayata bakışı, yaşayışı değişebilir. Bu nedenle birinin geçmişini bilmek sizi şuradan şuraya götürmez. Buraya kilitler. Tam bu ana. O insanın her hareketine olmayacak bir anlam yüklediğiniz ana.   İşin esasında kimseye hak vermek ya da empati başlığı altında anlayış göstermek zorunda da değiliz. O insan, muhtemelen genele değil sadece bize o tavrı sergiliyordur. Nedenini aramak için ona değil kendimize bakmamız gerekir. İnsanlar reflektör gibidir. Ya da ayna. Sizden aldıklarını size yansıtırlar. Birine korkuyla yaklaşıyorsanız, karşılığında korku alırsınız. Birine açık kalplilikle yaklaşıyorsanız, onun ruhunun en gizli yerini görmeye başlarsınız.   Oysa pekçoğumuzun derdi bu değil. Karşımızdakinin gardını düşürüp onu teslim almaya çalışıyoruz. İnsan ilişkilerine bir kontrol savaşı olarak bakıyoruz. Neticede sürekli yeniliyoruz. En çok da kendimize.   Bir şeyi yontarak, iterek, ürküterek değiştiremezsiniz. Ancak ne olduğunu anlarsınız. Aslında kim olduğunu. Kriz anları mesela. İnsan en çok zor zamanlarda döker asıl kişiliğini ortaya. Dolayısıyla birinin hayat külliyatını da okusanız o bir anlık tepkisi kadar açıklayıcı bir cevap bulamazsınız.   Yıllar evvel bir çocukla görüşüyordum. Neye hırslandıysa artık "Sen benim eski sevgililerim hakkında bir fikre sahip misin?" diye çıkıştı bana. Boş boş baktım suratına. Eski sevgilisi-leri o kadar umurumda değildi ki. Tek umurumda olan bana nasıl davrandığı, nasıl hissettirdiğiydi. "Gereksiz bilgi" dedim. "İnsanların Cv'lerine bakmayı uzun süre önce bıraktım." "O ne demek? Kim olduğum umurunda değil mi yani?" diye çıkıştı bu kez. Aslında gerçekten değildi. Zerre kadar umurumda olmayan tek şey kim olduğuydu hatta. "Kim olduğunu yaşayıp göreceğiz" dedim sakin sakin. Rahatladı.   İnsanlar kim olduklarını bilmenizi isterler. Ve çoğunlukla anlattıkları şey, oldukları insan değil, olmak istedikleri kişidir. İnsanların kim olduğunu sözleri anlatmaz. Bireysel tarihleri de. Size nasıl davrandıkları anlatır. Bir aradayken ne hissettirdikleri anlatır. Bunun haricindeki her şey yalan olmasa da iyi niyetle sıkılmış palavradır.   Yıllar önce bir filmde izlemiştim. 60'larına gelmiş bir jigolonun evine bir edebiyat öğretmeni kiracı olarak yerleşiyordu. İkisi ayrı odalarda uyurken geçiyordu aralarında bu sohbet. "Bana biraz kendinizden bahsetseniz..." "Buna hiç gerek yok. Bence susalım. Birbirimiz hakkında ne kadar az şey bilirsek o kadar iyi" diyordu yaşlı jigolo. Anlatmaktan korktuğu için değil, Zamana bırakmayı bilecek kadar yaşlı olduğu için.   Hayat böyledir. Çok konuşmak, çok anlatmak, çok dinlemek değildir mesele. Gerçek bir bağ kurmayı deniyorsak birbirimizle, Yan yana durup çok hissetmektir. O insanın bireysel tarihindeki kırıkları, travmaları öğrenmek değil. Travma travmayı doğurur çünkü. Bilgi korkuyu doğurur. Korku tüm duyguları yener.   Bence susalım. Ve elimizden geldiğince çok hissedelim. Asla yalan söylemeyen tek şey hissettiklerimizdir çünkü. Dünyanın kalanı, büyük sözler yumağı, süslü laflar yığınıdır. Dünyadan hissettiklerimizi çıkarın, geriye koca bir yalan kalır. Yalana kanmayın.
  • Bazı insanlar böyledir. İstediklerini almak yerine, önlerine çıkanla idare ederler.
  • "Dünyayı üstüne alınma altında kalırsın."
  • "Herkes kaybeder. Önce masumiyetini sonra bütün iyi niyetini. Büyümenin bedeli budur."
  • "Her kahramanın uğruna yaşayacağı birine ihtiyacı vardı. Tek bir kişiye. Kalbini bıraktığı birine. Kahraman olmak için, bir kişi yeter."
  • Bir zamanlar herşey daha güzeldi... Gelecek bile...
  • Herkes kaybeder. Önce masumiyetini sonra bütün iyi niyetini. Büyümenin bedeli budur.
  • Bin yıl geçti üstümüzden Bin düş kırıklığı Şimdi sevme beni Seversen kırılırım

'99 Yazı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Son 90 lar...: 99 yazında Lise den mezun olmuştum. Bu kitap beni o zamanlara götürdü. Bu yüzden elimden bırakmadan okudum. 35-40 yaş arası kişilere özellikle öneririm. (Dendencor)

Arzum Uzun, ’99 Yazı’nda 20. yüzyılın son yazını, sevilen kahramanı Bilun Yılmaz’ın gözünden, onun arkadaş çevresi ekseninde Bodrum’un renkli atmosferinde, kahkahalara boğulacağınız, ağlamaktan kendinizi alamayacağınız eşsiz bir kurguyla anlatıyor. Sevilen romanları Süper Über ve Bitli Pileyboy’un kahramanları, Bilun, Cenda, Cenk, Ayda ve Luna’yı 15-18 yaşlarına döndürüp aynı yazlıkta buluşturduğu bu hikayede yazar, genç olmaya, ilk deneyimlere ve 90’ların o müthiş atmosferine; sosyo-kültürel yapı, zamanın ruhu, aile bağları, insan ilişkileri ve bir grup gencin yetişkinlik hayatlarını kökten değiştirecek olaylar dizisiyle mercek tutuyor. ’99 Yazı bir gençlik romanı değil. Geçmişin geleceği nasıl şekillendirdiği üzerine tasarlanmış, eğlenceli anlatımıyla güldüren, dramatik yapısıyla hüzünlendiren bir anlatı. Eski Türkiye’ye ve Y kuşağına bir de Arzum Uzun’un gözünden bakın. (Alfa Kitap)

Kitap şans eseri karşıma çıktı ve okumak için aldım. Kitapta geçen hikaye gerçekten sürükleyici bir biçimde. Zorlanmadan akıcı olarak okunabilecek bir kitap teşekkürler Arzum Hanım (Serdar)

'99 Yazı PDF indirme linki var mı?

Arzum Uzun - '99 Yazı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de '99 Yazı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Arzum Uzun Kimdir?

2 Kasım 1984’te Antalya’da dünyaya geldi.

İstanbul Burak Bora Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne devam etti. 2006 yılında Halkla İlişkiler ve Tanıtım (Reklam Anadalı) bölümünden mezun oldu.

2004 yılında reklam yazarı olarak başladığı kariyerine, 2005 yılında Vizon dergisinde editör olarak devam etti.

Vizon, Vizon Beauty, Vizon Erkek, Hülya ve Esquire dergilerinde editörlük, Alem dergisinde yazı işleri müdürlüğü, DYOU dergisinde yayın yönetmenliği yaptı. Ve 26 yaşında Türkiye’nin en genç yayın yönetmeni unvanını aldı.

Türkiye OK! dergisinin kurulum aşamasında bulundu. İngiltere ile koordineli gelişen süreçte sıfır sayılarını hazırladı.

Marie Claire dergisine oldukça ses getiren kapak röportajları yaptı ve Arzum’la Sorgu Odasıbaşlığı altında bir röportaj dizisi hazırladı.

Türkiye Cosmopolitan dergisine ilişkiler üzerine yazdığı yazılardan bazıları Amerikan Cosmopolitan’da yayınlandı.

2012 yılında dergicilik kariyerini bırakarak roman yazarlığı ve televizyonculuğa yoğunlaştı.

Gündüz kuşağına programlar yaptı.

Esprili dili ve üslubuyla Türkiye’yi “şehir komedisi” türünde romanlarla tanıştırdı.

Öykülerden oluşan ilk kitabı Aşkın 8 Kusuru 2010’da, ilk romanı Süper Zeki Bir Kadının Über Salak Hikayesi (SZBKÜSH) 2012’de ve ikinci romanı Nerdesin Aşkım 2013’te yayınlandı.

Başarılı bir satış grafiği yakalayan ve oldukça ses getiren Nerdesin Aşkım’dan sonra, merakla beklenen yeni romanı Bitli Pileyboy çok yakında piyasada olacak.

İyi derecede İngilizce biliyor. Edebiyat çalışmalarına bir yandan da şiir türünde İngilizce olarak devam ediyor.

Şu günlerde yeni romanı 99 Yazı üzerinde çalışıyor.

Arzum Uzun Kitapları - Eserleri

  • Bitli Pileyboy
  • '99 Yazı
  • Nerdesin Aşkım
  • Süper Zeki Bir Kadının Über Salak Hikayesi
  • Süper Über
  • Aşkın 8 Kusuru
  • İzi Kaldı
  • Vurgun Yiyenler

Arzum Uzun Alıntıları - Sözleri

  • Söz konusu aşksa her kadın biraz salaktır. (Süper Über)
  • Hayatının sonuna kadar aklında kalmayı, Her düşündüğünde canını yakmayı Üç beş gün yanında olmaya tercih ettim Ve gittim. Hepsi bu. (Bitli Pileyboy)
  • Seni buradan şuraya, Şuradan oraya, Oradan sonsuza dek sevmek tek derdim ama Anladım ki seni sevmek ,benimle ilgili değil Seninle ilgili. Sen beni Sevemedin sevmedin (İzi Kaldı)
  • “Kimse sevişemediği için ölmez. Bizi öldüren şey, aşksızlıktır.” (Süper Über)
  • “Tanrı’nın inayeti olmasa bizim gücümüz hiçbir şeye yaramaz. Dua eden kişi gayesine ulaşır.” (İzi Kaldı)
  • İyi olan her şey ve kötü olan herkestim. En çok kendime sustum. En çok kendime içtim. Kimi sever gibi görünürsem görüneyim, en çok kendimi sevmek istedim Kimseyi dört başı mamur sevemedim. (Vurgun Yiyenler)
  • Belki de benim kaderim, başkalarının kaderlerini değiştirmektir yalnızca. Kendi kaderime etkim yoktur belki. (Vurgun Yiyenler)
  • “Başarının en zor yanı, senin için sevinecek birilerini bulmaktır.” (Süper Über)
  • “…erkekler, onları zorlayan ve huzursuz eden kadınları her zaman hatırlar.” (Süper Über)
  • “Kırılmış bir adam gördüğünde, onu topla ve taşı. Kırılmış bir kadın gördüğünde, onu kollarının arasına al.” (Nerdesin Aşkım)
  • "Jiletler canını yakar, Nehirler nemlidir, Asitler lekeler, Ve haplar kramp yapar, Silahlar yasal değildir Urganlar kıvrılır Gaz kötü kokar Sen en iyisi hayatta kal." (Süper Zeki Bir Kadının Über Salak Hikayesi)
  • “Bize hiçbir şey yapmadılar, bizi tümüyle hiçliğin içine yerleştirdiler, çünkü bilindiği gibi yeryüzünde hiçbir şey insan ruhuna hiçlik kadar baskı yapmaz.” (İzi Kaldı)
  • Hayatta en saygı duyduğunuz insan olun. (İzi Kaldı)
  • Aşkından ölesin varsa, Tetikçi bulunur. (Vurgun Yiyenler)
  • Belki haddinden fazla anlam yüklüyorum sana. Taşıyamayacağın kadar fazla. (Vurgun Yiyenler)
  • Bin yıl geçti üstümüzden Bin düş kırıklığı Şimdi sevme beni Seversen kırılırım ('99 Yazı)
  • “…Neden her şeyi, tam istemediğim sırada veriyorsunuz bana? Neden bu kadar bekletiyorsunuz? Neden bir şeyi elde etmenin anlamı kalmayıncaya kadar, onu vermemekte inat ediyorsunuz?” (İzi Kaldı)
  • Bazı insanlar böyledir. İstediklerini almak yerine, önlerine çıkanla idare ederler. ('99 Yazı)
  • Büyümenin bedeli budur. ('99 Yazı)
  • Siz bir ilişki yaşadığınızı zannediyorsunuz. Ama karşınızdaki sizinle pek de aynı fikirde değil. Attığınız uzun mesajlara kısa cevaplar veriyor. Size tek bir güzel söz söylemiyor size istediğiniz sevgiyi, ilgiyi vermiyor. İstediğiniz kadar zaman ayırmıyor. Onunla daha çok görüşmek istediğinizde bu talebinizi çocukça ve şımarıkça buluyor. Gun icinde sesinizi duymak için aramıyor Size çok şey anlatır gibi yapıyor ama aslında hiçbir şey anlatmıyor. Sizinleyken başkalarına bakıyor Arkadaşlarıyla telefonda konuşurken Siz yokmussunuz gibi davranıyor Yani sizden bahsetmiyor ne ailesine ne arkadaşlarına Hiçbir duygu emaresi göstermiyor. Ve siz kendinizi adı “ilişki” olan, özünde hiç de ilişkiye benzemeyen bir çıkmazda buluyorsunuz. Sevilmiyor ve muhtemelen hayatın da kalıcı değilsiniz Bir  erkek sizi seviyorsa, hayatının önceliği olursunuz. İkinci planda kaldığınızı hissediyorsanız, o adam sizi SEVMİYORDUR! O halde ne diyoruz? NEEEEEĞĞĞĞXT! (İzi Kaldı)