Acıtan Güzellik - Georgia Cates Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Acıtan Güzellik kimin eseri? Acıtan Güzellik kitabının yazarı kimdir? Acıtan Güzellik konusu ve anafikri nedir? Acıtan Güzellik kitabı ne anlatıyor? Acıtan Güzellik PDF indirme linki var mı? Acıtan Güzellik kitabının yazarı Georgia Cates kimdir? İşte Acıtan Güzellik kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Georgia Cates
Çevirmen: Belgin Selen Haktanır
Orijinal Adı: Beauty From Pain
Yayın Evi: Dex Yayınevi
İSBN: 9786050918557
Sayfa Sayısı: 356
Acıtan Güzellik Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Üç ay sürmesi konusunda anlaşmıslardı... Ama aşkları sınır tanımayacaktı.
Jack McLachlan nam-ı diğer Mağara Adamı, Avusturalya'nın en gözde bekârlarından milyoner bir şarap üreticisiydi. Başarısı, ünü ve zenginliği, romantik ilişkilerini karmaşık ve sorunlu bir hale getiriyordu, bu yüzden basitliği seçiyordu: isimsiz, kısa ilişkiler.
Bu onun oyunu ve kurallarıydı. Ta ki Laurelyn Prescott hayatına girene kadar.
Ateşli oyunun kuralları değismek zorunda kaldı, çünkü genç kadın öncekilere hiç benzemiyordu. Amerikalı nefes kesici müzisyenle iliskisi basladığı andan itibaren Jack'in ayakları yerden kesildi. Hiçbir sey planladığı gibi gitmemeye basladı ve Jack kuralları birer birer kendi elleriyle yıkmak zorunda kaldı.
Ve Laurelyn, mümkün olmayanı, mümkün kıldı.
(Tanıtım Bülteninden)
Acıtan Güzellik Alıntıları - Sözleri
- Ama insanın kalbi ne istediğini bilir..
- "Takım elbiseler hoşuna gitmez mi?" "Çok hoşuma gider ama başka ne tür kıyafetler giydiğini merak ettim." "O halde, bunu öğrenmek için beni tekrar görmek zorundasın."
- Birbirimize karşı rahat hissediyorduk çünkü "mış gibiler" yoktu.
- Neredeyse bir yabancı olan bu adam bana rahatlık veriyor ve ruhumu ona açmamı kolaylaştırıyordu.Kendime bunun nasıl mümkün olduğunu sorarken,cevabı buldum.Lachlan'layken kalbimi korumam gerekmiyordu.Onunla güvendeydi.Ve bu çok güzeldi.
- Bana sarıldı ve sarılışı tek kelime etmesine gerek kalmadan her şeyi anlattı.
Acıtan Güzellik İncelemesi - Şahsi Yorumlar
En son ne zaman bu kadar berbat bir çeviri okudum hatırlamıyorum. Çevirmenin Türkçe bildiğinden de emin değilim açıkçası. Kitabı editlerken aşk acısı çekiyordu muhtemelen. Konusu klişe olan, sırf yazarın ilk okuduğum kitabına hayran olduğum için başladığım bir seri ve daha şimdiden yaptığıma pişman oldum. Ama bu ayın sonuna kadar esas kitaplarımı elime almama kararı aldığım için, el mahkum bu tür kitapları aradan çıkaracağım. Konu aşırı klişe. Laurelyn ve Jack anlaşmalı bir şekilde 3 aylık sürecek bir partner oyununun içine çekilirler. Başta birbirlerine gerçek isimlerini bile söylemezler fakat sonra işler ilerler. Bu arada kitap full +18. Aptal kız onca şeyden sonra sonunda adama aşık olduğunu itiraf etti ama adam kız çekip gidene kadar bunu kabul edemedi. Şimdi ikinci kitapta deli gibi aşk acısı çekmelerini ve birbirlerinin peşine düşenlerini okuyacağız. Hadi bana kolay gelsin :/ (Sage Taylors)
GEORGIA CATES ~ ACITAN GÜZELLİK İki gün bile dolmadan bitirdiğim yaz günlerimi güzelleştiren aşk dolu kitabım.. (: Birbirlerinin kişiliklerine ve hatta gerçek adlarına dair hiçbir şey bilmeyen ve sadece mutlu olmak, unutmak isteyen bir genç kadın ve bir genç adam.. Adamın sınırları belliydi. Birliktw geçirmek istediği üç ayı vardı ve bu sürede kimliklerine dair hiçbir şey öğrenmeyeceklerdi, aşık olmayacak ve hatta bağlanmayacaklardı.. Üç ay sonra herkes kendi yoluna gidecekti. Ve bir daha asla birbirlerini görmeyeceklerdi.. Peki her şey bu kadar kolay mıydı ? Tabi ki hayır.. Tutku en beklenmedik anda kapınızı çalabilir ! ~ Kitap 18 yaşından büyük okuyucularımız için uygundur.. ~ (: (İnci Hamburacı)
İki kitabı okuyan ve bir tanesini de okumaya çalışan ben, ruh halimin değişkenliği nedeniyle başka bir kitap bulup onu bitirdim. Gerçekten okunmuyorsa okunmuyor, bundan sonra başladığım kitapları okuyamadığım zaman başka bir kitabı deneyeceğim. Böyle yapmadığımda hiçbir şekilde kitap okuyasım gelmiyor çünkü. Dediğim gibi ruh hali nedeniyle elime geçen ilk aşk romanını aldım, okumaya başladım. Biraz önce bitti, sarhoş edici derecede güzel değildi ama tekrardan kitap okuma isteğimi arttırdı. Kitaba başlarken arka kapağını okumadım, önyargı oluşacağını bildiğimden bilgi edinmeden başladım. Ve şaşırtıcı bir şekilde berbat bir kitap değildi. Son zamanlarda çok nadiren güzel kitapları yakalayabiliyorum. Bu yüzden bu kitap biraz umut ışığı oldu diyebilirim. İlk sayfalarda kadın karakterimiz olan Laurelyn’in düşünce şekli dikkatimi çekti. Devam etmemin nedeni gerçekten o düşünceydi. Uçakta yolculuk ederken e-reader’ını alıp bir kitap okumaya başladı ve okuduğu kitaptan bahsetti, ‘Kitabın sadece altıncı bölümüne gelmiştim ama baş kadın karakter yeni tanıştığı yakışıklı adama çoktan aşık olmuş, bunu itiraf etmekte zorlanıyordu. Basmakalıp, dedim içimden.’ Tam olarak bunlar yazıyordu. Ve ben yazarın, herkesin işlediği bu konuyu, bizim klişe olarak adlandırdığımız bu konuyu nasıl ilerleteceğini çok merak ettim. Hikayenin içine girmekte asla zorlanmadım ama yazarın yaptığı ters köşeler… Laurelyn ve Addison Wagga Wagga’ya indiklerinde Laurelyn’in Ben’le bir ilişkisi olacağını düşündüm. Yanıldım. Hemen ardından Zac girdi araya (bundan önce Addison abim yanında bir arkadaşını getiriyor dediğinde acaba Zac’le mi bir şeyler olacak diye düşündüm. Yanıldım.) ve Addison’la Zac’in birlikte olacağını anladım. Biraz kafam karıştı ama yazar yardıma yetişti. Jack MclachIan diye bir başlık altında, farklı bir bakış açısından anlatılmaya başlandı. Merakım arttı tabii. Sonuç olarak ana erkek karakterimiz Jack oldu! Farklı bir kadın arayan Jack şanslı günündeydi çünkü tam da o gün Amerikalı kızımız sahneye çıktı. Jack, aradığını bulduğunu hissetti. Garson kızın yardımıyla bilgiler edindi. Ama ismini öğrenmek istemedi. Burada biraz durmak istiyorum. İsimlerin bir gücü olduğuna inanırım, benim için isimler önemlidir ve duygulara karışabilir. Jack’in neden isim bilmek istemediğini ve ismini söylemediğini anlayışla karşıladım bu yüzden. Bazıları için saçma gelebilir ama benim için öyle değil. Aradaki detayları geçiyorum ve esas meseleye geliyorum. Beraber akşam yemeği yerlerken Jack üstü kapalı bir şekilde teklifini sunuyor. Laurelyn biraz geç olsa da durumu kavrıyor ve tam beklenildiği gibi kabul etmiyor. Kim tanımadığı ve daha bir iki kez karşılaştığı adamın teklifini kabul eder ki? Aldığı red cevabını kendine yediremeyen Jack yine de Laurelyn’in peşinden gidiyor. Peşinden gitmesi fikrini değiştirmeyecektir ama şansını dener. Düşünmesini ister… Sonuç olarak önce tanışmak koşuluyla teklif kabul edilir. Herkes mutlu olur. Ve kimse sadist değildir. Bu kısım içimi rahatlattı çünkü son zamanlarda yaygınlaşan bu sadistlik konusuna dayanamazdım. Olmaması çok iyi olmuş. Jack’in anlaşması üç aylık. Üç ay beraberiz sonra ne sen ara, ne de ben arayayım. E tabii bu anlaşmayı görünce diyorsunuz ki, ‘Biz çok duyduk bu lafları…’ Doğal olarak bende böyle dedim. Teklifine ‘evet’ cevabını almak için romantik tavırlar sergileyen (çok az bir miktardı bana göre) bir Jack gördüm. ‘Kendini rahatsız hissetmeni istemem. O yüzden, canın yanarsa bana derhal söyle.’ Gibisinden topuklu ayakkabıyla yürürse ayakları ağrır düşüncesine sahip birini gördüm. Sonrasında ayaklarını ovan bir Jack daha gördüm. Ve gerçekten romantik bir erkek göreceğimi sandım. Tamam yine gördüm ama hayalimdeki gibi değildi… Yazarın Laurelyn’i 13.kız yapmasını ve 13’ün uğursuzluğunu şöyle bir düşününce… Belki de yazar 13ü uğurlu buluyordur diye düşünmekten kendimi alamadım. Güzel bir detay olmuştu. Tıpkı Laurelyn’in tamamen tesadüf eseri Jack’e Jack demesi gibi. Tamam Jack’in değişeceğini biliyoruz, hissedebiliyoruz ama bunun ağırdan alınması benim çok hoşuma gitti. Noel için Laurelyn’i ailesinin evine davet etmeyişi gibi. Biraz kırıcı ama gerekli bir durumdu. Daha sonra ailenin yanından erkenden kaçıp Laurelyn’in yanına gelişi hoştu. Aralarındaki esprilere gülümsediğim de doğrudur. Yazarın ‘ilişkide netlik’ konusuna yaptığı vurgular gözümden kaçmadı. Kitapta iki kişi de ne istediğini biliyordu. Ergenlik yoktu. Gayet olması gerektiği gibiydi diye düşünüyorum. Öyle saçma sapan kıskançlıklar, ergen tavırlar, şımarık bir kadın görmedim. Ve görmediğim için de gayet mutluyum. Jack’in annesi de olmazsa olmazlardandı. Habire Jack’e öğretemedikleri hakkında üzgündü. Çok tatlıydı.Bir de ben aile üyeleriyle olan diyalogların daha fazla olmasını isterdim. Mesela Jack ve Chloe. Sonuçta kız kardeş,daha fazla konuşma daha fazla kavga isterdim. Aile için sıcak ve tatlı kavgalardan. Olmadı, bende içime gömdüm. Şu asla kelimesini bu kadar keskin bir şekilde kullanmaktan korkuyorum. Kullananları da görünce ‘hıhı’ demekten kendimi alamıyorum. Neler olacağını nereden bilebilirsin. Olmaz dediğin oluyor genelde, bu yüzden annesinin gelin ve torun istemesine karşılık Jack’in ‘Bu. Asla. Olmayacak. Önce cehennemin buz tutması lazım.’ Tarzı düşüncelerini okuyunca küçümseyen gülüşlerimi atmadan edemedim. Laurelyn’in gitmeden önce aklı başına gelen Jack sonunda sevdiğini kabullendi. Ama tahmin edersiniz ki çok geç kalmıştı. Laurelyn çoktan gitmişti. Genel olarak sevdiğim yanları vardı evet, sevmediğim yanları da vardı. Çok mükemmel şeyler hissettiğimi söyleyemem. Nötr durumdayım. İkinci kitabın ilk kitaptan daha iyi olacağını ümit ediyorum. (Aycan)
Acıtan Güzellik PDF indirme linki var mı?
Georgia Cates - Acıtan Güzellik kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Acıtan Güzellik PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Georgia Cates Kimdir?
Georgia Cates 1975 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde doğdu
Georgia, kocası Jeff ve iki güzel kızı ile kırsal Mississippi'de yaşıyor. Yazar olma hayalini kurmaya karar vermeden önce henüz onlara bakmamış olan doğum kontrol hemşiresi olarak on dört yılını geçirdi.
Yazmadığı zaman yazı yazmayı düşünüyor. Evde olunca, müziğini ve sahnelerini görselleştirme çalışmalarında halen devam etmekte olduğu için dinliyor. Ona gelen her hikayenin her zaman ilham kaynağı olacak bir şarkısı var.
Georgia Cates Kitapları - Eserleri
- Acıtan Güzellik
- Adanmış Güzellik
- Aşkla Gelen Güzellik
- Kaçınılmaz Günah
- One Last Sin
- The Next Sin
- Endurance
- A Necessary Sin
Georgia Cates Alıntıları - Sözleri
- "Takım elbiseler hoşuna gitmez mi?" "Çok hoşuma gider ama başka ne tür kıyafetler giydiğini merak ettim." "O halde, bunu öğrenmek için beni tekrar görmek zorundasın." (Acıtan Güzellik)
- "Sana inanamıyorum Jack Henry!" Annem çantasını alıp birkaç kere bana bir güzel vurdu. Oldukça sert vurdu. Otuz yaşındaki oğlunu dövmek için çantasını kullanan tanıdığım tek anne kendi annemdi. (Adanmış Güzellik)
- Neredeyse bir yabancı olan bu adam bana rahatlık veriyor ve ruhumu ona açmamı kolaylaştırıyordu.Kendime bunun nasıl mümkün olduğunu sorarken,cevabı buldum.Lachlan'layken kalbimi korumam gerekmiyordu.Onunla güvendeydi.Ve bu çok güzeldi. (Acıtan Güzellik)
- Külotunu da kalçalarından aşağı indirip bacaklarını sallayarak çıkardı. Külot ayaklarının dibine düşünce ayağıyla köşeye fırlattı ve üstünde sadece siyah topuklu ayakkabıları kaldı. “Söylediğin bir şey fikrimi değiştirdi. Bana dokunmanı istiyorum. (Aşkla Gelen Güzellik)
- "Bana dokunmanı istiyorum." (Aşkla Gelen Güzellik)
- Birbirimize karşı rahat hissediyorduk çünkü "mış gibiler" yoktu. (Acıtan Güzellik)
- Your fate is my destiny. Always. (The Next Sin)
- Pantolonumu ve bokserimi dizlerime indirip, bacaklarını belime sardı. Elimi poposuna koydum ve onu rahatlıkla tezgâhın kenarına çektim. Taş gibi olmuş erkekliğimi kavradı ve ıslak girişinde aşağı yukarı itti. Kalçalarımı iterek içine girmeye çalıştım, ama geriye çekildi. "Hayatındaki tek kadın olduğumu söyle.” “Sonsuza dek hayatımdaki tek kadınsın. Her zaman bir tek sen olacaksın, Bundan asla şüphe etme.” Kollarını boynuma doladı ve erkekliğimin ucu ona dayanana dek pelvisini öne itti. “İçimde istediğim tek kişi sensin.” Popomu sıkıca kavradı, beni içine çekerken tırnakları derime geçti... . Beni banyoda içine alırken, bacakları kâh sıkılaşıp kâh gevşerken, bedeni tam aksini söylüyordu. Kollarını omuzlarıma dolamış, ağzını kulağıma dayamıştı.Bedenini benimkine sürterken, ağzından çıkan bü tün sesleri duymamı sağlıyordu. Her inlemeyi ve ah sesini duyabiliyordum. Boşaldığında nefes nefese, tatlı bir sesle ismimi söylediğini, sonra da beni sevdiğini fısıldadığını duydum. Benden önce boşalmıştı, ama ben de saniyeler sonra içimi rahmine doyasıya boşaltırken onu sıkı sıkı kendime yakın tuttum. “Ben de seni seviyorum,Sadece seni.” (Aşkla Gelen Güzellik)
- Ama insanın kalbi ne istediğini bilir.. (Acıtan Güzellik)
- ‘’Söyle bana Blue. Rolünü yeterince gerçekçi oynarsan gerçek olur mu?’’ (Kaçınılmaz Günah)
- Aşık olan biri savunmasız kalmayı kabul eder. (Kaçınılmaz Günah)
- Bir gül nasıl rengini değiştiremiyorsa, bizim de geçmişimizi düzeltmemiz mümkün değil. Ancak bunu idrak ettiğimizde özgür kalabiliriz. (Kaçınılmaz Günah)
- Bana sarıldı ve sarılışı tek kelime etmesine gerek kalmadan her şeyi anlattı. (Acıtan Güzellik)
- “Seni her zaman sevdim, birini seversen eğer, olmasını istediğin gibi değil, olduğu gibi, her şeyiyle seversin.” Anna Karenina, Lev Nikolayeviç Tolstoy (Adanmış Güzellik)
- Rüzgarda savrulan bir alev gibiyiz. Birlikte dans ettik ve parladık ama ilk kuvvetli rüzgarda sönüverdik. (Kaçınılmaz Günah)