Ahlak Mektupları - Seneca Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Ahlak Mektupları kimin eseri? Ahlak Mektupları kitabının yazarı kimdir? Ahlak Mektupları konusu ve anafikri nedir? Ahlak Mektupları kitabı ne anlatıyor? Ahlak Mektupları PDF indirme linki var mı? Ahlak Mektupları kitabının yazarı Seneca kimdir? İşte Ahlak Mektupları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Seneca

Çevirmen: Türkan Uzel

Orijinal Adı: Epistulae morales ad Lucilium

Yayın Evi: Jaguar Kitap

İSBN: 9786058259393

Sayfa Sayısı: 500

Ahlak Mektupları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Arka Kapak Yazısı (Tanıtım Bülteninden)

Seneca, mektuplarına Lucilius’unu selamlayarak başlamıştı: Seneca Lucilio suo salutem!

Fakat onun bu seslenişi sadece dostu Lucilius’ta değil, iki bin yıl boyunca birçok nesilde karşılık buldu. Öyle ki, Ahlak Mektupları, birçok büyük kitabın, hatta Avrupa düşüncesinin kaynakları arasında yer aldı: “Fransız Seneca” olarak da adlandırılan Montaigne’in en çok etkilendiği eser Ahlak Mektupları’ydı. Erasmus, Seneca’nın mektuplarını ve yazılarını gururla yayımladı. Shakespeare, Marlowe, Bacon gibi birçok edebiyat devi Ahlak Mektupları’ndan beslendi. Aforoz edildiğinde tüm kitaplığını geride bırakmak zorunda kalan Spinoza’nın yanına aldığı Ahlak Mektupları, Marx’ın Latin ve Yunan düşüncesine açılan kapısı oldu. Yüzyıllar boyunca yaşam, ölüm, dostluk, sanat, erdem, felsefe, Tanrı, iyi ve kötü, yalnızlık, iktidar gibi insanı ilgilendiren her konuda bir “bilge”ye danışmak isteyen insanlar öncelikle Ahlak Mektupları’na başvurdu.

Seneca’nın ölümünden kısa bir süre önce kaleme aldığı ve bugün klasik edebiyatın başyapıtı sayılan Ahlak Mektupları’nı Türkân Uzel Latince aslından çevirdi.

“Ah, kimi insanlar için bir yerden değil, önce kendilerinden kaçabilmele­ri ne büyük bir mutluluk olurdu! Onlar kendilerine yük olmuşlardır; endişe, telaş ve korku içindedirler. Denizleri aşmak, kentten kente dolanmak neye yarar? Seni hırpalayan kötülüklerden kaçınmak istiyorsan başka yerde değil, başka biri olmalısın.

Her gün, her saat değiştiriyor seni. Ne var ki kimi şeylerde bu yağma daha kolay ortaya çıkıyor; sendekilerse gizlice olup bitiyor, açıkta olmuyor. Kimi şeyler sürülüp götürülüyor, bizler de fark edilmeden çalınıyoruz kendimizden. Bunlardan hiçbirini düşünmeyeceksin, yaraları­na merhem sürmeyeceksin de, kimi şeyleri umut ederek, kimi şeylerden umut keserek kendine yeni kaygı nedenleri yaratacaksın, öyle mi? Aklın varsa ürettiğin duyguların birini ötekine kat. Umudun umutsuzlukla, umutsuzluğun umutla birlikte olsun.”

Ahlak Mektupları Alıntıları - Sözleri

  • “ Çarpık olan şeyleri, bir cetvelin olmadan asla düzeltemezsin..! “
  • Ne kadar ilerlediğimi mi soruyorsun? “ Kendime dost olmaya başladım.”
  • Ölümden korkmak çılgınlıktır; çünkü insanlar belirli olanı beklerler, müphem olandan korkarlar.
  • Neden o bitmez tükenmez vaatlerinizi tutmuyorsunuz?
  • "Sevilmek istersen, sev."
  • Düşünüyorum kendi kendime, bedenini çalıştıran onca kişi varken, zekasını işleten ne kadar da az!
  • Beni bulmak için acele et ama önce kendini bulmak için geliştir kendini.
  • “İyi mi yaşadım?” diye soran yok. “Ne kadar yaşadım?” diye bakıyor herkes.
  • Bir adamın yaşayışı sözleriyle uyuşmalı.
  • Adaletin ilk koşulu eşitliktir.

Ahlak Mektupları İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hayatın her anında tekrar tekrar okunabilecek dost kitap. Sindire sindire okudum. Anlamaya çalıştım, çokça düşündüm. Bazen 4-5 sayfa okumak yetti birkaç gün için. Kitap 124 mektuptan oluşuyor. Seneca'nın, dostu Lucilius'a yazdığı mektuplar. Hepsi birbirinden değerli düşüncelerle dolu. Bazı cümleleri okumak pek çok kitabı okumaktan daha değerli. Eserin günümüze gelmiş olmasını Orta Çağ'da fizik kitabı olarak okullarda okutulmasına borçluyuz, diyor çevirmeni Türkan Tüzel. Keza eser 2000 yıl geçmişten geliyor. Seneca eserini herkes için yazmamış. Peki kimler için yazmış? Son cümleyi beklemiş söylemek için. "Mutlu azınlığa!" (Ümit Akyiğit)

Yanlışlıkla sildiğim incelemem. :): Kitap yazarın bulunduğu çağın yaşayışlarını, düşüncelerini, fikirlerini, zevklerini, ahlaklarını yansıtan 124 tane mektuptan oluşmaktadır. Bunların yanı sıra yazar döneminin fikir adamı olan filozofların fikirlerine de yer vermiştir. Kitabı okurken benim hissettiğim yazarın insanlığa hümanizmi aşılamaya çalışması olmuştur. Tüm insanlığı, iyiye, erdeme ve mutluluğa yöneltici bir kitap... Umutsuz bir anınızda, bir dostunuzla sohbet ediyor ve dostunuz da size yaşamın onur verici yönlerini gösterip, umut veren ve yaşamı olması gerektiği gibi sevmenizi öğütleyen bir dost gibi hissettiriyor. Mektuplarda bazı anlar dağınık bir anlatım hissetsek de, hepsinde aynı ahlaki endişeyi vurgulayan farklı konular mevcuttur. Mektuplarında, mutluluğa, mutsuzluğa, ahlaka, erdeme, iyiliğe felsefi bir derinlik katarak anlatmaktadır. Yazarın, zaman zaman bazı mektuplarında ölümle ilgili düşüncelerine de rastlıyoruz. Bu da bize kitabın son eseri olduğunu gösteriyor. Kısacası şöyle diyebiliriz: Büyük bir yaşam deneyiminin, kimi zaman isyan, kimi zaman tevekkül arasında gidip gelerek; erdemi, doğruyu ve mutluluğu bulmak için izlediği yolu anlatmaktadır. Son olarak birkaç alıntı ile bitireyim. * "İnsan, kaderini değiştiremez ama onu iyi kötü yanıyla, olduğu gibi kabul edip katlanırsa ona, kaderin kötü yanlarından kurtulmuş olur." * "Önceden bilinen şeylerin tokadı daha az acı verir." Keyifli okumalar. :)) (Elif)

Seneca, bütün ömrünce nefes darlığından yakınmıştır. Tacitus' a göre, astım nevralji ve sık sık bayılma gibi sağlık sorunları vardır. Çektiği acılar yüzünden bir defa intihara bile kalkıştığını kendisi anlatır bir mektubunda. Öyle ki bu kitabı okumama neden olan durum buydu. Kıymetli bir arkadaşım Seneca'nın da senin gibi astım problemi varmış ve bu nedenle çok acılar çekmiş demesiyle kitabı okumaya başladım. Uzun bir aradan sonra inceleme yapıyorum. Yazarlarla genelde derin bir bağ kurduğum zaman bu hisse kapılıp yazmak istiyorum...Ahlak Mektupları' na gelince; bunlar Sicilya'da vali olan Lucilius'a adanmış/yazılmıştır. Hepsinin de gerçek birer mektup olmalarına rağmen -Seneca' nın mektupları da Lucilius'unkiler de- yayımlanmak üzere yazılmıştır. "Çalışmaların ünlü, seçkin bir insan olmanı sağlayacak," diyor Lucilius' a başka bir yerde Seneca. Mektuplarda; ahlak, bilgelik, zenginlik, fakirlik, erdem ve mutluluk gibi önemli değerler üzerinde durmuş ve deneme tadında kaleme almış. Kitap gerçekten çok akıcı ve vurucu. Her sözü farklı bir etki yaratıyor insanda. Tekrar okuyacağım kitaplar arasında ve bu senenin en iyi kitabı olabilir benim için. Toplum içinde büyük bir övgü kazanmış, en yüksek mevkilere çıkmış, sürgün acısına katlanmış, sonunda intihara zorlanmış bir kişi olan Seneca, öleceğini bilerek yazıyor son mektuplarını. Büyük bir yaşam deneyiminden geçmiş bir insanın yaşama veda ederken kimi zaman isyan, çok zaman tevekkül içinde doğruluğuna inandığı yollar, mutluluk çareleri bunlar. Mektup şeklinde olduğu için, her zaman günlük konulardan yola çıkarak ahlak konusuna, felsefeye dönen Seneca,başkalarının hatalarını, belki de kimi zaman kendi hatalarını dile getiriyor. Diyor çevirmen... "...yanıldığımız bir nokta var; sanıyoruz ki ölüm önümüzdedir; oysa ölümün büyük bir kısmı şimdiden geçip gitmiştir. hayatımızın gerimizde kalan kısmını ölüm geçirmiş eline... O halde, bana yazdığın gibi davran Lucilius'um, sarıl bütün saatlerine; bugününe el koyarsan, daha az bağlı kalacaksın yarına..." (eda)

Ahlak Mektupları PDF indirme linki var mı?

Seneca - Ahlak Mektupları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ahlak Mektupları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Seneca Kimdir?

Roma’ya küçük yaşta teyzesi tarafından getirilmiş ve Mısır valisinin eşi olan bu kudretli kadının gözetiminde büyümüştür. Babası atlı sınıfına (equites) üyedir ve derlediği söylevlerle Latin edebiyatında Rhetor Seneca ve Stoacı ahlak görüşleriyle tanınan Seneka, ahlakın temeline doğaya uygun yaşama ilkesiyle, bir bilge idealini yerleştirmiştir. Zamanın toplumunu bir vahşi hayvanlar topluluğu olarak gören Seneka, bilge kişisini, kendi kendine yeten, hazza olduğu kadar eleme karşı da duygusuz, korku bilmez, evrenin gerçek efendisi, erdemi özgür iradesinin sonucu olan ve ölümden korkmayan kişi olarak tanımlamıştır.

Her ne kadar Stoacı maddeciliği benimsemiş olsa da, Tanrı'nın aşkın olduğunu öne süren Seneca, pratik felsefeyi öne çıkarmış ve gerçek erdemle değerin, dışarıda değil de, insanın içinde olduğunu belirtmiştir. Ayrıca harici iyiler ve zenginliklerin, insana mutluluk sağlamayacağını da söylemiştir.

Seneca, ailesinin varlıklı olması sayesinde ünlü felsefeciler ve söylev ustalarından (rhetor) eğitim almış ve bilgelik sevgisi yüzünden genç yaşta retorikten (söylev sanatı bilgisi) sıyrılmış ve felsefe eğitimine ağırlık vermiştir. Pythagorasçı Sotion’dan dersler alarak onun gibi etyemez olmuş ve ruhun ölümsüzlüğüne inanmıştır. Daha sonra Attalus’a bağlanıp güzel kokulardan, şaraptan, istiridye ve mantar yemekten ve yumuşak bir yatakta uyumaktan vazgeçmiştir. Kynik Demetrius’u ve Papirius Fabianus’u da hararetle dinleyen Seneca’nın felsefeye olan aşırı düşkünlüğü babasını telaşlandırmıştır; çünkü İmparator Tiberius gençliği saran bu felsefe akımlarına hiç sıcak bakmıyor, garip kılıklı ve tavırlı bu kişileri Roma’dan uzaklaştırıyordu. Ayrıca Seneca’nın, yaptığı perhizlerden dolayı zaten narin olan bünyesi daha da bozulmuştu, sağlığı iyice kötüye gidiyordu. Babası, oğlunun sağlığını düzeltmek ve felsefeden uzaklaştırmak için onu ilk önce Pompei’ye, sonra Mısır’a gönderdi. Roma’ya MS 31 yılında dönen Seneca, kendini siyasete verdi ve quaestorluk (idam cezası vermeye yetkili hakim) elde ederek mahkemede avukatlık yapmaya başladı. Quaestor oldu, senato üyeliğine seçildi. Fabianus’tan öğrendiği keskin çelişkiler içeren, imalarla dolu kısa cümleli ifadeler kullanmada oldukça başarılıydı. Kıskanç İmparator Caligula’nın deyimiyle “kum taneleri” gibi akıp giden üslubu ölüm nedeniydi. Böyle başarılı bir konuşmacının kendi Roma’sında yeri yoktu. Ancak saraydaki bazı kişiler Seneca’nın hasta bir insan olduğunu ve çok az bir ömrü kaldığını söyleyerek İmparatoru zor ikna etti ve ünlü bir düşünürün yaşamını bağışlattı. İmparatoriçe Messalina, Caligula and Agrippina'nın kızkardeşi Julia Livilla ile Seneca arasında bir ilişki olduğuna ilişkin dedikodular çıkarınca, Seneca MS 41’de Korsika’ya sürgüne yollandı. Livilla ise öldürüldü. Seneca sürgündeki yaşamını felsefe yapıtları yazarak, bilim ve şiirle uğraşarak geçirdi. İlk yıllar kolay geçti, ama sonraki yıllarda Roma’ya dönme arzusu yüreğini iyice kaplayınca, Cladius’un azatlısı Polybius’a kardeşinin ölümünden dolayı yazdığı Ad Polybium De Consolatione (Polybius’a Teselli Üzerine) başlıklı yazısında hem ona hem de imparatora adeta yalvarmıştır. Ayrıca yine aynı ruh durumuyla annesine yazdığı Ad Helviam Matrem De Consolatione (Annem Helvia’ya Teselli Üzerine) yazısında da annesinden çok kendini teselli eder gibidir. Bütün bu yakarılarına karşın Seneca Roma’ya ancak Livilla’nın kardeşi Agrippina zamanında dönebilmiştir. Genç Prens Neron’un annesi Agrippina, tanınmış bir edebiyatçının, oğlunun eğitiminde önemli bir rol oynayacağını düşündüğü için Seneca’yı sürgünden çağırtmıştı. Neron’un tüm eğitimini üstlenen Seneca, ona çağının önemli kültür konularıyla ilgili dersler vermiş, ancak Agrippina’nın felsefeye pek sıcak bakmaması nedeniyle bu konulardaki derslerine bazı kısıtlamalar getirmek zorunda kalmıştır. M.S 54 yılında Claudius öldüğünde Neron on altı yaşında İmparator ilan edilince, Seneca muhafız kıtası komutanı Afranius Burrus ile birlikte idarede söz sahibi olmuştur. Ama filozoflara yakışmayacak yaşam tarzı ile savunduğu düşünceler uyuşmadığı için hakkında dedikodular çıkmasına engel olamamıştır. Bu arada Neron tümüyle anormal davranışlar içine girmiş ve annesi Agrippina’yı öldürtmüştür. Bunun ardından Burrus’un zehirlenerek öldürülmesi Seneca’yı saray yönetiminde tek başına bırakmıştır. Bunun üzerine tüm servetini imparatora bırakarak özel yaşamına çekilmeye karar veren Seneca, bu düşüncesini Neron’a açmış, ancak reddedilmiştir. İS 64’te meydana gelen büyük Roma yangınından sonra bu önerisini yinelediği halde imparator tarafından ikinci kez reddedilmiştir. Ancak Seneca bu kez kararlı davranmış, Neron’dan aldıklarının bir kısmını geri vererek siyasetten ayrılmıştır.

M.S 61-65 yılları Seneca’nın kendini tümüyle felsefeye verdiği en verimli dönemi oldu. Ancak M.S 65’te C. Calpurnius Piso’nun başı çektiği, Faenius Rufus, Plautus Lateranus ve şair Lucanus'un adının karıştığı Neron’a karşı düzenlenen bir suikast girişimine onun da adı karıştığı için, İmparator tarafından kendini öldürmesi emri verildi. Bütün yaşamı boyunca ölümün hiçe sayılması gerektiğini savunmuş olan Seneca, bu emri metanetle karşıladı ve M.S 65’te damarlarını keserek intihar etti.

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Lucius_Annaeus_Seneca

Seneca Kitapları - Eserleri

  • Medea
  • Tanrısal Öngörü
  • Phaedra
  • Doğa Araştırmaları
  • Troialı Kadınlar
  • Hoşgörü Üzerine - Ruh Dinginliği Üzerine
  • Annem Helvia’ya Teselli
  • Bilgenin Sarsılmazlığı Üzerine - İnziva Üzerine
  • Teselliler
  • Ahlak Mektupları
  • Törel Mektuplar
  • Seçme Epigramlar ve İmparator Claudius'un Kabaklaşması
  • Mutlu Yaşam Üzerine – Yaşamın Kısalığı Üzerine
  • Thyestes
  • Ruh Dinginliği Üzerine
  • İşsizliğe Övgü
  • Gladyatör Kararını Arenada Verir
  • Öfke Üzerine
  • Dialogues and Essays
  • Dialogues and Letters
  • Das Leben ist kurz!
  • İnsan Olmak

Seneca Alıntıları - Sözleri

  • “İyi mi yaşadım?” diye soran yok. “Ne kadar yaşadım?” diye bakıyor herkes. (Ahlak Mektupları)
  • . Korkunun nedeni bilgisizliktir. ... (Thyestes)
  • "Kimse bir maskeyi uzun süre taşıyamaz, uydurma şeyler çabucak kendi doğalarına geri döner..." (Hoşgörü Üzerine - Ruh Dinginliği Üzerine)
  • "Dertler hafifse konuşur, ağırsa susup kalır.." (Phaedra)
  • “ Çarpık olan şeyleri, bir cetvelin olmadan asla düzeltemezsin..! “ (Ahlak Mektupları)
  • Ne sayıları kalabalık diye kötülerden ol ne de sana benzemiyor diye birçoğuna düşman ol. (Gladyatör Kararını Arenada Verir)
  • Bu hayat senin sefaletini ve esaretini kendiliğinden bitirmeyecektir. Yara bere içindeki başını bu boyunduruktan kurtar. Durmadan eğileceğine bir kerede kopsun daha iyi. (İşsizliğe Övgü)
  • "Mutlak bir zorunluluğun doğurduğu cesaret en güçlü cesarettir." (Hoşgörü Üzerine - Ruh Dinginliği Üzerine)
  • Bütün acılar ölümle birlikte yok olup giderler. (Teselliler)
  • Kötü bir örnek olmadıkça büyük örnek de ortaya çıkmaz. (Tanrısal Öngörü)
  • Öfke, zaman zaman karşılaştığı şeyleri kırıp parçalara ayırsa bile çoğunlukla kendi kendini yıkar.. (Öfke Üzerine)
  • İnsan hazza üstün geldiği gün, acıya da üstün gelecektir. (Mutlu Yaşam Üzerine – Yaşamın Kısalığı Üzerine)
  • Tutulmadıkça Güneş'in bile seyircisi yoktur, keza kimse, kararmadıkça Ay'ı seyreylemez. (Doğa Araştırmaları)
  • "Kaderinden kaçamazsın; seni ablukaya alıyor ve nereye insen, heybetli görünümüyle seni izliyor." (Hoşgörü Üzerine - Ruh Dinginliği Üzerine)
  • . İyi bir zihin bir krallığa sahiptir. ... (Thyestes)
  • İnsanlar eskiden dostluk arardı; şimdi herkes av peşinde.. (İşsizliğe Övgü)
  • Ölümden korkmak çılgınlıktır; çünkü insanlar belirli olanı beklerler, müphem olandan korkarlar. (Törel Mektuplar)
  • Birisinin beyaz saçlarına ve kırışıklıklarına bakıp uzun yaşadığını düşünmenin alemi yok, o uzun yaşamadı, sadece uzun var oldu. (Mutlu Yaşam Üzerine – Yaşamın Kısalığı Üzerine)
  • Bizi incitecek olanlara öfke duyduğumuz doğru, ancak onların amaçları zaten bizi incitmektir, can yakmaya niyetlenmiş kişi bu eyleme çoktan başlamıştır. (Öfke Üzerine)
  • Hiç umudu olmayan, hiçbir şeyden umudunu kesmez. (Medea)