Alamut'un Piri Hasan Sabbah - Ahmet Haldun Terzioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Alamut'un Piri Hasan Sabbah kimin eseri? Alamut'un Piri Hasan Sabbah kitabının yazarı kimdir? Alamut'un Piri Hasan Sabbah konusu ve anafikri nedir? Alamut'un Piri Hasan Sabbah kitabı ne anlatıyor? Alamut'un Piri Hasan Sabbah PDF indirme linki var mı? Alamut'un Piri Hasan Sabbah kitabının yazarı Ahmet Haldun Terzioğlu kimdir? İşte Alamut'un Piri Hasan Sabbah kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Ahmet Haldun Terzioğlu
Yayın Evi: Kripto Basım Yayın
İSBN: 9786054125876
Sayfa Sayısı: 336
Alamut'un Piri Hasan Sabbah Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Cennet...
"Bir cennet var ve inananlar için ebedi hayat orada!"
Alamut'ta onca zorluklara rağmen koruduğu durmadan genişlettiği, her geçen gün yeni nebatat eklediği... Dillere destan bahçesi... Cennete olan özleminin ifadesi...
Yalnızca bir tasvir!
"Ya kan! Ya onca ölüm! Fedailerin düzenlediği suikastlar... Cinayetler... Alınan canlar..."
Bilinmezler karanlıkta kaldıkça gizemli kalın giysilerle birlikte öyküleri sarar. Ardından masalsı, destansı ögeler yüklenince anlamı güçlenir. Daha da olmazların içinde daha da saklanarak aslı nedir unutulur. Eğer geride maddi bir şeyler kaldıysa, tutunulası bilgilerin gereği kaçınılmazdır. Bilinmezleri çok, bilineni az olduğunda, kim ne söylerse eğer, aksi kanıtlanmadıkça anlatılan doğru bellenir. Doğrudan şüphe etmenin nedeni budur çoğu kez.
Doğru bilinen, doğru değilse...
"Gerçeği aramaktan başka yapılacak yok!"
İnançların tartışılmasında yenik ya da galip olmadığının farkındaydı iki taraf da. Her şey "İnandım!" kararı ile tanımlanmıştı. Burada karşılıklı söz atışı ile yapılacak deneme bir nevi tanıma ve anlama uygulamasıydı. Bâtıni iddialarını Sünni âlimlerin kabul etmesi mümkün değildi. Hasan Sabbah'ın da inandıklarından vazgeçmesi... Bazı konular yüz yıllardır tartışılmış, yazılmış, tenkit edilmiş ya da iddia edilmiş, kavga, savaş nedeni olmuş ancak bir ortak noktada buluşulamamıştı.
(Tanıtım Bülteninden)
Alamut'un Piri Hasan Sabbah Alıntıları - Sözleri
- Zamanı, zamanında yargılamak gerek!
- Orada başka bir şey vardı. Mutlaka bilmesi gereken başka şeyler... Değişik, ilginç ve gizemli... Doğuya has bir şey. İnanç yüklü...
- Ömer Hayyam, Hasan Sabbah ve Nizamülmülk'ün okul arkadaşı olduğu şeklindeki hikayelerin aslı yoktur. Yaşları itibari ile dahi buna imkan yokken bu rivayet pek çok kaynakta gerçek gibi anlatılmıştır. Ancak Ömer Hayyam ile Hasan Sabbah'ın görüştükleri kaynaklarla sabittir.
- Yanlışlıkla ve biraz da kasıtlı olarak "Haşhaşi veya haşhaşin" yani "Haşhaş kullanan" diye söylenmiş yazılmıştır. Batıda suikastçı anlamına gelen, "Assassin" kelimesinin buradan türediği iddia edilmektedir. Alamut Kalesi'nde ise esasa bağlı, aslı ve özü bilenler olarak tanımlandığı hakkında görüşler vardır. İsmaili inancının temeli manasında kullanılan "Asas" ile bağlantılı kişiler demek olabilir. "Sır bekçileri" olarak da tanımlanmıştır.
- Asıl adı el-Hasan bin Ali bin Muhammed bin Cafer bin el-Hüseyin bin Muhammed es-Sabbah el Hımyeri... Yemen kökenli, Kufeli bir Arap... Soyu Yemen'den Kufe'ye, Kufe'den Kum kentine göçmüş olan Hımyer Kabilesi'ne dayanır. Habeş kökenli bir kabiledir Hımyeriler. Bu adın "Koyu renkli" anlamına geldiği söylenmektedir. Hımyerilerin, çok eskiden Habeşistan'da yaşadığı bilinmektedir. Orada Reydan kentine sahip çıkmışlardı. Bir rivayete göre İslam öncesinde Yemen'i yöneten hanedandı Hımyeriler. Puta taparlardı ve çok ünlü putları vardı. İslam'la tanışınca putperesliğe son vermişlerdi. Hasan Sabbah, Kum kentinde doğdu(1946-1947). İmamiyeden, on iki imama bağlı Şii inançlı bir ailenin çocuğuydu. Yaşadığı çevrenin ve ailesinin etkisi ile dini eğitim alması kaçınılmazdı.
- Hangisinin daha yıkıcı olduğu tartışılırdı: Moğol mu yoksulluk mu ? Moğol alacak bir şey kalmayınca bir gün çekip gider mutlaka, ama yoksulluk...
- Kimin haddi yüreğe yerleşen aşkın hesabını sormak?
- Alamut'ta yetişen İsmaili dailer inançlarını yayacak çizgileri belirlemişlerdi: "On mertebe..." İlki alıştırmaydı... İkincisi inançlarda şüphe doğurma... Üçüncüsü halkın içine girme ve yakın olma... Dördüncüsü, talik yani gelişmeyi anlamak için samimiyeti ölçme... Beşincisi rapt, yani artık kazanıldığına emin olunan kişiye yemin ettirme... Altıncısı, tedlis, aldatma... Sırların yavaş yavaş açıklanması... Yedincisi, tesis, söylenenleri kabul ettirme ve akıllarda yer etmesini sağlama... Sekizincisi, hal... Eski yoldan çıkarma ve kendi yoluna çekme... Dokuz, sıyrılma... On ve sonuncusu, eski inancın, tamamen reddi...
- Bilinmezleri çok, bilineni az olduğunda, kim ne söylerse eğer, aksi kanıtlanmadıkça doğru bellenir.
- Duvarlar dahi yok olur da düşünceler yok olmaz.
- Hangisinin daha yıkıcı olduğu tartışılırdı: Moğol mu yoksulluk mu ? Moğol alacak bir şey kalmayınca bir gün çekip gider mutlaka, ama yoksulluk...
- Kişinin kendisini anlatabilmesi,kendini anlayabildiğine işarettir.Kendisini anlayan ise herkesi anlar.
- Ayrılık bedendedir, ruhta değildir. Ayrı yollara dönerken bedenleri, aynı yol üzerindeydi düşleri.
Alamut'un Piri Hasan Sabbah İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İhtiyar Bir Gezginin Kafile İle Seyahat Ederken, Mola Verdiği Bir Yerde , Yardımcısıyla Uzakta Gördüğü Yıkık Kaleye Bakması ve Esrarengiz Bir Şekilde İçinde Uyanan Esrar Perdesini Aralamak Adına, Araştırması, ve Sonunda Garip Şekilde Aklını Yitirmesi... (Şair Adam)
Kartal yuvası; Alamut.. Dünya tarihine, Türk tarihine, İslam tarihine etkisi olan Hasan Sabbah.. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki insanda merak uyandıran akıcı bir anlatımı var Ahmet Haldun'un, ben başına çok oturamadığım için biraz uzun sürdü fakat ilgisini çekenler için bir çırpıda okunabilecek oldukça öğretici bir kitap. Çünkü sadece Hasan Sabbah ve Alamut'u ele almakla kalmamış Selçuklu iç savaşlarını, mezhepleri, Abbasileri, Fatımileri, İsmailileri ve daha bir çok şeyi özetler nitelikte. Yazarın Hasan Sabbah hakkında anlattıklarına şaşırdım açıkcası yanlış bildiğimden ya da olayları Hasan Sabbah'ın gözünden anlattığından olsa gerek. Baştan sona Hasan Sabbah'ın hayatı, düşünceleri, yolu, davası, inancı sığdırılmış kitaba. Son olarak, başka yazardan ve kaynaklardan da okumak istiyorum tabi ama şunu söylemeliyim ki Alamut ve Hasan Sabbah hakkında bilmediğimiz, yanlış bildiğimiz, veya yarım yamalak bildiğimiz (en azından kendi adıma) ne çok şey varmış. Bu nedenle okunmasını tavsiye ederim. (Selcen)
Uzun süredir merak konularımdan biriydi Hasan Sabbah. Aynı konuyu işleyen başka bir kitabı yarım bıraktıktan sonra Ahmet Haldun'un kalemi ilaç gibi geldi. Sürükleyiciliği ve betimlemesi bir araya gelip bana Gezgin'i Hasan Sabbah'ı izlediği gibi izletti. Tek yönden bakışı yenen bir kitap olması ayrıca hoşuma gitti çünkü kimse haklı olduğunu düşünmeden savunmaz bir şeyi herkesin farklı görüşleri, inançları vardır. Bize uymuyor diye bir düşünceyi yok sayamayız. Ahmet Haldun da yok saymamış ve bence en doğrusunu yapmış. İnanç... Kimi için doğru kimi için yanlış. İnsana çok şey yaptırabilir. Yanlış yansıtılan tarih tüm düşünceyi değiştirebilir. Zengin bir kitap olduğunu düşünüyorum ilgilenenler okumaktan keyif alır. Tavsiye ederim. (Umay)
Alamut'un Piri Hasan Sabbah PDF indirme linki var mı?
Ahmet Haldun Terzioğlu - Alamut'un Piri Hasan Sabbah kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Alamut'un Piri Hasan Sabbah PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ahmet Haldun Terzioğlu Kimdir?
1960 yılında, Trabzon, Beşikdüzü İlçesi, Takazlı Köyü'nde doğdu.
Atatürk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Mezunudur. Ayrıca Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirmiştir.
Devlet memuru olarak Türkiye'nin hemen her bölgesinde; doğudan batıya, kuzeyden güneye görev yapmış ve 2006 yılında hizmet süresi dolar dolmaz, kendi isteği ile emekli olmuştur. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Edebiyat hayatı tarım konularında broşürler hazırlayarak ve makaleler yazarak başlamıştır. Bir dönem mesleki bir derginin yayın kurulunda görev almış ve köşesinde sürekli makaleler yazmıştır. Kısa bir dönem derginin editörlüğünü yürütmüştür.
Bazı kurum, kuruluş, siyasi parti ve kişiler için özel çalışmalar yapmış, yazıları, fikirleri, projeleri, hazırladığı afişler ve sloganları kullanılmıştır. Pek çok dergi ve kitapların düzenlemesinde ve çıkarılmasında katkı sağlamıştır.
Çeşitli kurum ve kuruluşlar için tanıtıcı film senaryosu yazmış, bunların hazırlanmasına katkıda bulunmuştur.
İlgi alanını Türk Tarihi ve Mitolojisi üzerine yönlendiren yazarın iki adet yayınlanmış mitolojik romanı bulunmaktadır. (Gök Tanrı'nın Çocukları ve Oğuz Han)
2006 IV. Gila Kohen Öykü Yarışmasında, "Veresiye defteri" isimli öyküsü yayınlanmaya layık bulunmuş ve hazırlanan kitapta yer almıştır.
2007 Yılı Mustafa Necati Sepetçioğlu Tarihi Roman Yarışmasında "Alp Er Tunga" İsimli Mitolojik Romanı ile Birincilik Ödülüne layık görülmüştür.
2008 Yılında Gelir İdaresi Başkalığı'nın düzenlediği, Vergi konulu Tiyatro yarışmasında, Çocuk Oyunu Dalında "Karınca Kararınca" isimli oyunu ile ikincilik ödülü almıştır. Oyunu yayınlanmış ve sahnelenmiştir.
2008 İLESAM "Esere ve Emeğe Saygı" Öykü yarışmasında "Gitti Hatıralarım" isimli öyküsü mansiyon kazanmıştır.
Daha birçok edebi yarışmada ödülleri bulunmaktadır.
Ahmet Haldun Terzioğlu Kitapları - Eserleri
- Mete Han
- Alp Er Tunga
- Tomris Han
- Kür Şad
- Aksaçlılar Meclisi 1 - Devletin Bekçileri
- Göktürkler
- Teoman Han
- Alparslan
- Bozkurt Destanı
- Çiçi Han
- Gök Moğolların Başbuğu: Cengiz Han
- Darağacında Bir Bozkurt
- Kiok Han
- Hun Kartal Savaşçısı
- Şaman Kız
- Alamut'un Piri Hasan Sabbah
- Tuğrul ve Çağrı Bey Devlet Yolunda
- Fırat'a Destan
- Aksaçlılar Meclisi 2 - Vurgun
- Selçuk Bey
- Reisim Çatlı
- Göktanrı'nın Çocukları
- Moğol
- Oğuz Kağan
- Aksaçlılar Meclisi 3 - Savaş
- Harem Ağası
- Hunlar da Çılgındı - Hun Türklerinin Çılgın Tarihi
- Kadim Türk Budun Kimmerler
- Komando
- Enver Paşa’nın Romanı
- Sultan Genç Osman
- İlk Türk Deniz Beyi Çaka Bey
- Aksaçlılar Meclisi 4 - Operasyon
- Oğuz Kağan Destanı
- Alp Urungu & Göktürkler Çağından Bir Türk Öyküsü
- Çete
- Türkistan'ın Ölümsüz Kahramanı Altayların Kartalı Osman Batur
- Atilla
- Aksaçlılar Meclisi 5 - Av
- Yalan Kurgusu
- Emir Sultan
- Kösem Sultan
- Güllerin Solduğu Gün
- Emir Timur
- Kahramanım Çatlı
- Provokatör
- Dördüncü Murat
- Kimmerya
- Çanakkale Savaşı
- Aziz Sancar
- Oğuz Han
- Bizi Fırtına Vurdu
- Çete 2
- Osmanlı'da İktidar Kavgaları ve Hanedan İçi Kıyımlar
- Çocuk Han
- Kürt Elhanı Alp Urungu
- Kahramanlar Çanakkale'de
- Göç
- Bozkurt Ordusu
- Sevda Üzerine Memleket Hikayeleri
- Bakan Bey'i Vurdular!
- Tarih Nedir?
- Göç Destanı
- Hüzün
- Türklerin Kökeni
- Kanuni Sultan Süleyman
- Tetikçi - Yazgı
- Göktürkler Destanı 1 - Aşina Soyu
- Göktürkler Destanı 3 - Başkaldırılar Çağı
- Göktürkler Destanı 2 - Birinci Türk Kağanlığının Sonu
- Osmanlı’da Yenilgiler ve Hezimetler
- Destanlarımız
- Göktürkler Destanı 4 - Bengütaşlar Çağı
- Osmanlı'da Zaferler ve Fetihler
- Enver Paşa - Ulu Turan İhtilal Orduları Kumandanı
- Kurmancan Datka Destanı Alay Dağlarının Gök Hatunu
- Enver Paşa - Ben Ulu Turan İhtilal Orduları Kumandanı
- Kimmerler Seti
Ahmet Haldun Terzioğlu Alıntıları - Sözleri
- Acun bilmeyene, görmeyene hep çok büyüktü. Bilene,görene ise küçük gelirdi. Bir büyük Han için çok, iki büyük Han için azdı. (Oğuz Han)
- Üstte Gök çökmese, altta yer delinmese, Türk’ün ilini, töresini kimse bozamaz. Kimse Türk’ü yıkamaz. Türk budun, kendini bil. Titre ve kendine dön. ( Kültigin Bengütaşı ) (Göktürkler Destanı 4 - Bengütaşlar Çağı)
- İnsan ne için yaşar? Namusu, şerefi, dini, imanı, vatanı, milleti ve bayrağı için. Bunlardan biri giderse, Allah korusun, bir teki yiterse, ne kalır geride? Ruhsuz bir beden! Ondan sonra yaşasan ne olacak, yaşamasan ne olacak? Ceset olursun ceset! (Darağacında Bir Bozkurt)
- Engellenemez duygulara doğru uçar kişioğlu (Fırat'a Destan)
- Destan milletin hafızasıdır. (Destanlarımız)
- Cengiz Han, Moğol'u şöyle tanımlamıştı: “Gününü yaşarken bir yavru karacadır Moğol. Toy ve şölen günlerinde genç bir taydır. Ne zaman ki savaş gelip çatar, vahşi bir doğan olur Moğol. Yağıların üzerine bir yaşın gibi atılır. Gün gelir yaşlı bir kurt benzeri pusuda gizlenir. Geceleri baykuş gibidir, uyumaz! Moğol değişkendir çünkü bozkırın ürünüdür. Onun yaşamı bozkıra denk olmalıdır” (Moğol)
- "Biz, yalnızca, tek olan Tanrı'ya secde ederiz!" (Kadim Türk Budun Kimmerler)
- Onun fiyatı yoktu. Bedeli canı, kanı bile olsa doğruluktan, dürüstlükten şaşmayacaktı. (Bakan Bey'i Vurdular!)
- Atı olmayan bir Türk diğer yarısını bulamamış gibidir. (Bozkurt Destanı)
- Kiok Tanhu, Yüeçiler üzerine yürüyordu. Yer sarsılıyordu atların ayak seslerinden. Ötüken Yış er doğuruyordu. (Kiok Han)
- Sevisi ağır basmış, bütün düşüncesini tutmuştu. Sevi başa düşünce, başka ne varsa unutulur! (Kadim Türk Budun Kimmerler)
- Özlenecek o kadar çok şey vardı ki gelecekte... (Kadim Türk Budun Kimmerler)
- İnsandan insana değişir sevda alıntısı! İnsandan insana başkalaşır! Adım adım aşılır da bütün safhalar, en sonunda en yüce anlamında doruklaşır. Bu memlekette 'SEVDA' hakkıyla yaşanır! (Sevda Üzerine Memleket Hikayeleri)
- Kahramanlık, Türkler için biçilmiş bir giysiydi. Bu giysiyi severek, isteyerek giyiyorlardı. Severek, isteyerek ölüyorlardı. (Bozkurt Destanı)
- Şehzade Bayezid, Murat Han'ın en güvendiği kişilerden ve kendinden sonra tahta oturacak veliahtıydı. Seçim böyle yapılmıştı. Ancak askerin gözünde başka bir şehzade daha öncüldü. Şehzade Yakup... Onun yeri başkaydı. Bu durum Bayezid'i düşündürüyor, gelecekte kardeşinin taht ile arasına gireceği korkusunu yaşıyordu. ... Hem kardeşini kolluyordu hem de ondan çekiniyordu. (Osmanlı'da İktidar Kavgaları ve Hanedan İçi Kıyımlar)
- Türk yok edilemez, çünkü Tanrı Türk'ü korur ve yüceltir! (Aksaçlılar Meclisi 1 - Devletin Bekçileri)
- "Doğru ve gerçek söz keskin bıçakla aynıdır!" Moğol atalar sözü, doğru söze verilen değeri böyle açıklar. (Gök Moğolların Başbuğu: Cengiz Han)
- Tanrı insanı var etmiş. Bakmış eksiği var, us vermiş. Yine yetmemiş, sol göğsünün altına yürek koymuş. (Tuğrul ve Çağrı Bey Devlet Yolunda)
- Beni iyi dinleyin Türk, Oğuz Beyleri, uluları…. Türk budun buyruklarıma uyun. Şunu unutmayın! Üstte Gök çökmese, altta yer delinmese, Türk’ün ilini, töresini kimse bozamaz. Kimse Türk’ü yıkamaz. Türk budun, kendini bil. Titre ve kendine dön. (Göktürkler Destanı 4 - Bengütaşlar Çağı)
- Bir gün Bahadır Şad'ın bir öyküsünü duydum, rahatladım. Anlattılar ki, Bahadır Şad, Çin Duvarına bakıp bakıp gülmüş. "Bu us işi değil!" demiş "Çin'i korumaktan çok, bize geçit görevi yapar bu duvar. Duvarın üzerini tutacak kadar çok sakçıyı, duvarın üzerinde savaşacak kadar çok çeriyi nerden bulacaklar? Çin, nasıl bir bela yaptığını, duvar bittiğinde anlayacak! Onca emeğe, onca cana yazık..." (Mete Han)