Alayına New York - Emine Can Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Alayına New York kimin eseri? Alayına New York kitabının yazarı kimdir? Alayına New York konusu ve anafikri nedir? Alayına New York kitabı ne anlatıyor? Alayına New York PDF indirme linki var mı? Alayına New York kitabının yazarı Emine Can kimdir? İşte Alayına New York kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Emine Can

Orijinal Adı: Alayına New York

Yayın Evi: Epsilon Yayınları

İSBN: 9789944829991

Sayfa Sayısı: 446

Alayına New York Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Seni çok özledim," diye fısıldadı kulağıma. Ses tonu öyle bir özlem barındırıyordu ki… Hiçbir şey söylemeden ona sarılıyor, gözyaşlarıma engel olamıyordum. "Rüya olmasından korkuyorum, Max. Birazdan uyanacak olmaktan, yok olmandan korkuyorum." Sanki mümkünmüş gibi daha sıkı sarılırken, başını yüzüme doğru eğip gözlerime baktı. "Senin kadar gerçeğim, güzelim. Artık yanındayım, seninleyim." 

 

Alayına New York Alıntıları - Sözleri

  • Kalbim mi çok acıyordu, bedenim mi bilmiyordum. Tek bildiğim ikisinin bir araya karışıp berbat bir his yarattığıydı...
  • Bir yanım sıranın tepesine çıkıp Mööö , diye bağırmak istese de inek öğrencilere saygıda kusur etmemek gerekirdi. Yazılılarda işimize yarıyorlardı sonuçta.
  • Kalbim mi çok acıyordu, bedenim mi bilmiyordum. Tek bildiğim ikisinin bir araya karışıp berbat bir his yarattığıydı...
  • korktuğunu asla belli etme 1 saat sonra kural 9 iptal ölümüne korkuyorum
  • Asıl korktuğum ise aşk dedikleri şeyin bu olma ihtimaliydi. Eğer aşk buysa kendi karanlığımda kendimi kaybetmem, duygudan yoksun halde yaşayan bir bitkiye dönüşmem an meselesiydi. Hani aşk güzel bir şeydi?..
  • Ağlama isteğimi geri gönderip ''Uykum var,'' diye mırıldandım. Ve gözlerimi kapattım. Her ne kadar beni üzen Max olsa da ilacım da o oluyordu. Ve ben onun kollarında huzurluydum...

Alayına New York İncelemesi - Şahsi Yorumlar

"Seni çok özledim," diye fısıldadı kulağıma. Ses tonu öyle bir özlem barındırıyordu ki… Hiçbir şey söylemeden ona sarılıyor, gözyaşlarıma engel olamıyordum. "Rüya olmasından korkuyorum, Max. Birazdan uyanacak olmaktan, yok olmandan korkuyorum." Sanki mümkünmüş gibi daha sıkı sarılırken, başını yüzüme doğru eğip gözlerime baktı. "Senin kadar gerçeğim, güzelim. Artık yanındayım, seninleyim." ... (Pfff)

Bu kitap okuyucusuna ne katabilir? Hiçbir şey. Kitabı kötülemek, yazarı aşağılamak değil asıl amacım ancak gerçekten okumasanız da hiçbir şey kaybetmezsiniz. Okuyalı çok oluyor. O zaman ki yaşımda bile bu kitabın güzel olduğunu düşünmüyordum. Üzgünüm ama aşırı ergen içerikli, gerçeklikle hiçbir alâkası olmayan ve çok fazla abartılmış bir kitaptı. Betimlemelerin olmadığı aşırı fazla yalin bir anlatımı vardı kitabın. Yazar, bu kitabını kaç yaşında yazdı bilemem ama küçük bir çocuğun elinden çıkmış kadar basit bir kitaptı. Eğlenceli olduğunu düşünen çok fazla kişi var ama ben okuduğum zaman kitabı hiç eğlenceli bulamadım maalesef. Belki yeni yeni kitap okuyanlar bu kitabı sevebilir ancak ben pek beğenemedim. (Hasret)

Ben beğenme odaklı bir insanımdır ve kusur bulma amacı ile okumam/izlemem kitapları/filmleri. Ama bu kitabın sevilesi hiçbir yanı olduğunu sanmıyorum. Başlangıçta oldukça akıcıydı, basit bir anlatımı olduğu için üstüne düşündürmüyordu insanı ve sayfalar farkındalık dışında çevriliyordu. İlk 100 sayfayı sayfa numarasına bakmadan okudum ama bir süre sonra olaylar başa sardı ve basit anlatısı bile kitabı kurtarmaya, akıcılık sağlamaya yetmedi. Güzel yazılmış klişeleri severim ama yazar bütün klişeleri kitap içinde derlemiş ve sınırlı kelime dağarcığı ile bunları bizlere anlatmış. Yazarı kötülemek istemiyorum, teşekkür kısmındaki yazısı ile sempati duyduğum bir kişi oldu ama kitap içerisinde sempatimi kazanan tek kısmın teşekkür yazısı olması durumu biraz zorlaştırıyor. Kitabın konusu kadını objeleştirmeye dayalı olmasa da kadının objeleştirildiği sahneler vardı ve sayfa 164’teki sahne gerçekten midemi bulandırdı. Kitap ile ilgili sınırlı sayıda olumlu görüşüm var. Onlar: Yazarın bazen mizah yapabilmesi, kahkaha attığım sahneler olması ve birkaç yeri tekrar okumak için işaretlemem. (Aslı N. Kaya)

Alayına New York PDF indirme linki var mı?

Emine Can - Alayına New York kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Alayına New York PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Emine Can Kimdir?

Emine Can Kitapları - Eserleri

  • Alayına New York
  • Yaz Aşkım
  • Alayına New York 2
  • Köşedeki Adam

Emine Can Alıntıları - Sözleri

  • "Elimde olsa ruhunu öperim güzel kadın." Öpmüştü. Ruhum kavrulurken öpücükleri üzerime damla damla düşen bir yağmurdu. Bu yağmuru senelerdir beklerken, yağmurlu bir günde karşıma çıkmasından anlamıştım onun benim yağmurum olacağını. O zaman hissetmiştim bunu... Peşine koşa koşa takıldığım bu cehennemden de pişman değildim. Ona rastlayana kadar ruhumun yangınında yalnızdım. Şimdi ise yanımda o vardı. (Köşedeki Adam)
  • Ağlama isteğimi geri gönderip ''Uykum var,'' diye mırıldandım. Ve gözlerimi kapattım. Her ne kadar beni üzen Max olsa da ilacım da o oluyordu. Ve ben onun kollarında huzurluydum... (Alayına New York)
  • Bir yanım sıranın tepesine çıkıp Mööö , diye bağırmak istese de inek öğrencilere saygıda kusur etmemek gerekirdi. Yazılılarda işimize yarıyorlardı sonuçta. (Alayına New York)
  • "Gün geçtikçe karşı çıkamaz olmuş, elim kolum bağlı halde izler duruma gelmiştim zihnimde kopan fırtınaları. Başa çıkamaz haldeydim. Susarak izlemek çaresizlikti... Çaresizdim. (Köşedeki Adam)
  • Senin güçsüz ve küçük bir kız çocuğu dediğinin bana sevmeyi öğretmeye gücü varmış demek ki, şimdi de benim o küçük kızı sevmeye ve O’nu büyütmeye ihtiyacım var. Benim sana ve senin gülüşüne ihtiyacım var güzelim (Yaz Aşkım)
  • Gerçek olmayan kitap karakterlerine aşık olacak derecede kafayı yemiştim. (Yaz Aşkım)
  • •Bende karanlığım... ama benim karanlığım beni boğacak kadar siyah değil. Bırak...Senin karanlığına karışayım. (Köşedeki Adam)
  • O an onun gözlerine bakarken tek bir şey de karar kılmıştım. Hayat bize ölüm için onlarca sebep sunabilirdi... Ve sonra yeni bir umut çıkardı karşımıza, bir gülüş için yaşamaya değer olurdu dünya. Tek bir gülüşle yeniden tutunurduk hayata. (Yaz Aşkım)
  • •Bu bir oyundu , bende bir kukla. Bir kukla onu yaratana karşı herhangi bir his beslememeliydi. Çünkü oyunun başında kuklayı yaratan... onu öldürebilirdi de. (Köşedeki Adam)
  • Sonra sarıldın... Yaralarımı sarılarak kapattın, yanımda olarak sardın üzüntülerimi, bunu sen yaptın Poyraz (Yaz Aşkım)
  • •Saçlarımı keserek kurtulmuştum  belki ama kulaklarımı kesebilir miydim? Peki ya zihnimi? Onlar benimleydi ve ben ölünceye dek kurtulamayacaktım. (Köşedeki Adam)
  • Seninle süslediğim güzel kulübeyi boş bir harabeye çevirdin (Yaz Aşkım)
  • Bu bir oyundu, ben de bir kukla. Bir kukla, onu yaratana karşı herhangi bir his beslememeliydi. Çünkü oyunun başında kuklayı yaratan... onu öldürebilirdi de. (Köşedeki Adam)
  • Umursamaz görünen insanlar en çok umursayanlardır... (Yaz Aşkım)
  • Asıl korktuğum ise aşk dedikleri şeyin bu olma ihtimaliydi. Eğer aşk buysa kendi karanlığımda kendimi kaybetmem, duygudan yoksun halde yaşayan bir bitkiye dönüşmem an meselesiydi. Hani aşk güzel bir şeydi?.. (Alayına New York)
  • "İlk defa görüyorum." "Neyi ilk defa görüyorsun?" Yüzümü okşadı. "Sevincini." Burnumun ucunu öptü. "Gülüşünün bu denli mutlulukla olduğunu." Gözlerimi kapatarak yanağımı avucunun içine yasladım ve yaşadığım huzuru en ufak hücreme kadar çektim. (Köşedeki Adam)
  • "Sonra sarıldın... Yaralarımı sarılarak kapattın, yanımda olarak sardın üzüntülerimi, bunu sen yaptın Poyraz." (Yaz Aşkım)
  • Kalbim mi çok acıyordu, bedenim mi bilmiyordum. Tek bildiğim ikisinin bir araya karışıp berbat bir his yarattığıydı... (Alayına New York)
  • "Farz et ki şu kadeh oyunun kendisi. İçinde şarap yok, kurallar var, kanla yazılmış kurallar. İçmeni istesem kana kana içebilecek misin?" Gösterdiği kadehe baktım. O anlatırken kadehe dolanmış bir yılan çizdim kafamda ve gözlerimi kırpıştırarak sildim. Tehlikeli olan, oyunun kendisi miydi, yoksa oynarken kurallardan şaşmamak mı? "İçmem gereken bu kadehi tehlikeli yapan oyun mu, yoksa senin kuralların mı?" "Bu oyunu tehlikeli yapan en önemli kural, duygulara yer olmaması. Canın acıyacak, belki üzüleceksin, hayal kırıklığına uğrayacaksın." O bunları söylerken aramızda oluşan tehlikeli çekimi düşündüm ve söyledikleri daha anlamlı hale geldi. Yanaklarıma akın eden ısı, yutkunmama neden oldu. Tok çıkan bu sözlerine bir cevap dahi veremedim ama o, benden cesur davranarak can alıcı şeyi söyledi: "Artık istesen de istemesen de bu oyunun bir parçasısın. Kendini karalarken, en önemli kısmını beyaz bırakan yarım parçasısın sen bu oyunun." (Köşedeki Adam)
  • ‘’Sana sevmeyi öğretemeyecek kadar güçsüz ve küçüğüm demiştim,’’ dediğim tek şey bu olmuştu. O kadar kısık çıkmıştı ki sesim. Söylediklerimi zihnim belirlemiyordu sanki. (Yaz Aşkım)