Alnımdaki Işık - Mehmed Alagaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Alnımdaki Işık kimin eseri? Alnımdaki Işık kitabının yazarı kimdir? Alnımdaki Işık konusu ve anafikri nedir? Alnımdaki Işık kitabı ne anlatıyor? Alnımdaki Işık kitabının yazarı Mehmed Alagaş kimdir? İşte Alnımdaki Işık kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Mehmed Alagaş
Yayın Evi: İnsan Dergisi Yayınları
İSBN: 9756062185
Sayfa Sayısı: 140
Alnımdaki Işık Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Sonra,
sonra engin bir sessizlik!..
Yerdeki cesedinize bakıyorsunuz!..
Daha önceleri "Benim elim, benim ayağım, benim başım..." diyerek kendinizle özleştirdiğiniz bu et yığınının sizden ayrı, sizden farklı bir şey olduğunu yeni farkediyorsunuz!.. Size emanet olarak verilen bu cesadin yaratıcısı geliyor aklınıza!..
"Allaaah" diyorsunuz dehşetle!..
"Dünya hayatında ne yapmam gerekirdi ve ben ne yaptım?" sorusu ateşten, bir göktaşı gibi düşüyor üzerinize!.
Eziliveriyorsunuz!.
Kalkamıyorsunuz, öırpınamıyorusnuz, kımıldayamıyorsunuz bu sorunun altında!. Oysa cevabını bildiğiniz bir sorudur bu!. Fakat yine de susmayı tercih ediyorusunuz!. Çünkü dilinizin ucuna gelen cevap, dilinizi bile utandıran bir cevaptır!.
Panik içindesiniz!.
Bütün bunlardan kaçmanız bütün bunlardan kaçabilmeniz, kendinizden kaçmanıza, kendinizden kaçabilmenize bağlı!.
Fakat ne mümkün!.
Size sizden uzak, size O'ndan yakın hiçbirşey yoktur etrafınızda!.
Alnımdaki Işık Alıntıları - Sözleri
- Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul'u fethettiği zaman önce iki rekat namaz kılmış sonra tahta oturmuştu. Ne güzel bir davranış, ne büyük bir tevazuydu bu!
- Zaten Allah bütün insanlara öleceklerini bildirmiş, bütün insanların her an ölüme hazır olmalarını istemişti. Öleceğini bilerek ibadet etmek, zaten her müslümanın yapması gereken bir şeydi.
- Din bir yaşam şeklidir. İslam dini bazı kimselerin zannettiği gibi yirmi dört saatimizin muayyen vakitlerine değil, yaşadığımız yirmi dört saate müdahale eden, ışık tutan, denetleyen, disipline alan bir dünya görüşü, bir yaşam tarzıdır.
- . -Tağut, insanları Allah'tan ve Allah'a kulluktan uzaklaştırarak, kendisine kulluğa davet eden her şeydir... .
- Fatih Sultan Mehmed han İstanbul'u fethettiği zaman önce iki rekat namaz kılmış sonra tahta oturmuştu. Ne güzel bir davranış, ne büyük bir tevazuydu bu!.
- Hiçbir insan ölümsüz değildir,bütün insanlar ölecektir,hiç kuşkusuz ben de öleceğim..
- Rahman ve Rahim olan Rabbimiz, bizleri bu dünyaya keyfimize göre yaşamamız için göndermemiştir. Karşılığı cennet ya da cehennem olan bir imtihan dünyasıdır bu!..
- İç dünyamda ise kıyamet çoktan kopmuş,kıyamet sonrası sessizliği yaşanıyordu!.
- Evet, Ölmek başka, bambaşka bir şeydi!. Ölmekle her şey değil sadece bir şey bitiyordu!. Ve bu bir şeyin bitmesiyle, her şey yeni başlıyordu!. .
- Ölümü bilerek,ölümü görerek,ölüme doğru gitmek mi iyiydi,yoksa ölümden bihaber yaşarken bir anda ölümle çarpışmak mı?
- . Ölümü bilerek, ölümü görerek, ölüme doğru gitmek mi iyiydi, yoksa ölümden bihaber yaşarken bir anda ölümle çarpışmak mı? .
- . İnsanları getirdim gözümün önüne!. Beyinsizce yaşayan çoktu, çoktu ama yine de hepsinin beyinleri vardı. Hiç kullanılmamış, gıcır gıcır beyinleri!. .
- Ve bunu çok iyi anlıyorum ki bu dünya da her şey sıhhatle, sihhatin ötesinde ölümü unutmak ile anlam kazanıyor. Ölümle karşılaşmak öleceğini bilmek ise dev bir silgi gibi siliveriyor bütün bu anlamları. Öyle ki geriye ne silgi kalır ne silinen...
- Böyle bir eş, servetten de, maldan da, mülkten de daha değerliydi bir insan için!. Bana böylesine değerli bir eş nasip ettiği için Allah'a hamdettim.
- Tağutun ne olduğunu anlamadan tabuta doğru ilerleyen bu işçiye üzülerek baktım..
Alnımdaki Işık İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bı insan ne oldum değil ne olacağım demelidir gerçekten bu kitap bu sözü gayet iyi anlatıyor bı insanın hayatı nasil bı anda değişebilir... gerçekten nefes kesmeden okuyabileceğiniz bir kitaptır (Mustafa Cızıcı)
Hiç ne zaman öleceğinizi merak ettiniz mi? Sizce biz yaşadığımız dini biliyor muyuz? Tağut kelimesini daha önce duydunuz mu? Namaz kılarak, oruç tutarak müslüman mı sayılıyoruz? Bize camilerde imam tarafından verilen bilgiler doğru ve eksiksiz mi? Elhamdülillah ben müslümanım, ama nasıl bir müslüman? Gibi bir çok sorunun cevabını aldığım ve severek okuduğum bir kitap oldu. Müslüman olarak hangi konumda olduğumu görmüş ve bilinçlenmiş oldum. Akıcı ve sade bir anlatımı ile konu çok güzel ele alınmış. Her müslümanın okuması gereken bir kitap. Beni çok etkileyen bir kitap oldu, umarım okuyan herkese katkısı olur. Kitap satırlarında buluşmak dileği ile, Keyifli okumalar :) (Rojin)
Kitabın Yazarı Mehmed Alagaş Kimdir?
Mehmet Alagaş,güzel bir müslüman olmak için nasıl düşünülmesi ve nasıl yaşanılması gerektiği sorusunu Kuran-ı Kerimde arayan ve bulduğu Kurani gerçekleri insanlarla paylaşmaya çalışan Allahın bir kuludur.
Mehmed Alagaş Kitapları - Eserleri
- Taş
- Alnımdaki Işık
- Tapusuz Süleyman
- Cumali
- Divane
- Tevhid ve Şirk
- Kimlik Tercihi
- Dünden Bugüne Şeytan ve Dostları
- Yaşama Fırsatı
- Tutsak
- Kadının Onuru
- Cumaya 5 Kala
- Aynalar Ve İnsanlar
- Yoldaki Musibetler
- Din Gerçeği ve İslam
- Şafak Mektupları
- Kişiye Özel
- İşaret Yazıları
- Kur'an'a Yönelirken
- İki Fecr Arasında
- Şeytanizme Rağmen İslami Uyanış
- Tartışılan Sorular
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1
- Rahmete Yolculuk
- Yaşama Fırsatı
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 2
- Vahdete 7 Adım
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 3
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık 4
- Sona Son Kala
- 2012 ve İki Deniz Arası
- Müteşabih Müslümanlar
- 23 Mesele
Mehmed Alagaş Alıntıları - Sözleri
- Fakat ne gariptir ki, insanlara rızık verici yani Rezzak olan Allah, insanları açlık ile korkutmazken; kendi rızıkları için dahi Allah'a muhtaç olan yaratıklar, insanları açlık ile korkutabilmektedirler! (Kur'an'a Yönelirken)
- Size güzel gelen bir kadının , Bacaklarına veya göğüslerine hangi duygularla bakıyorsanız, hiç şüpheniz olmasın ki, Karınızı güzel kabul eden bir erkek de, Karınızın bacaklarına ve göğüslerine aynı duygularla bakacaktır. (Kadının Onuru)
- Hakim ideolojilere bağlı bir yazar değilseniz ve bunun da ötesinde kaleminizle hakim ideolojilerin çürük tahtalan na dokunuyorsanız, mutlaka ve mutlaka dayanıklı bir yazar olmanız gerekmektedir. Çünkü ne zaman, neyle karşılacağınız pek belli olmaz. Dokunduğunuz çürük tahtalardan ortaya çıkan tahta kurulan "Sen bizim düzenimizi mi yıkmak istiyorsun?" diyerek size hücum edebilirler!. (Aynalar Ve İnsanlar)
- Şeytan bir tağuttur, meydanlara dikilen ve kendisine saygı gösterilmesi istenen putlar ve putperest davetçiler bir tağuttur,İnsanları, Allah'ın hükümlerini inkara dayanan kanunlara çağıran kişi ve kuruluşlar bir tağuttur,İnsanları Allah'a isyana ve kendilerine kulluğa davet eden bütün kişiler, bütün kuruluşlar, bütün devletler birer tağuttur. İşte tevhid gerçeği, hakkı kabulle birlikte legal veya illegal olan bütün bu tağutları inkar etmekte ve insanları bu inkara davet etmektedir. (Tevhid ve Şirk)
- Bizler dünyaya 'sahip' olmak için değil, 'şahit' olmak için geldik. (Divane)
- Netice olarak Allah ile kul arasına giren şeytandan değil de, insanları hakka davet eden salih müslümanlardan rahatsız olan bu çığırtkanlar, böylesi yaklaşımlar ile Allah'ı değil şeytanı memnun etmekte ve şeytanın dostu olmaktadır... (Kimlik Tercihi)
- Brüt olarak dağlarca ağırlığı olan nice insanın mal, makam ve şöhrete dayalı darasını çıkarırsanız, ne yazık ki geriye net olarak önemli bir şeyin kalmayacağını göreceksiniz! (Cumali)
- Kur'an'ı Kerim'in hayır olduğuna iman eden bütün Müslümanlara şunu sormak istiyoruz: Başlı başına hayır olan Kur'an'ı Kerim'in, size, sizin yaşantınıza, sizin düşüncelerinize, sizin eylemlerinize şimdiye kadar ne hayrı oldu? İşte bu soruya yeterli ve olumlu cevap veremeyen kimseler, başlı başına hayır olan Kur'an'ı Kerim'in hayrına ulaşamayan, bu hayırdan nasiplenemeyen kimselerdir. (Kur'an'a Yönelirken)
- Yarınlar uzak gerçekten uzak mıdır ? Oysa uzak olan, yarın değil dündür. Yirmi yıl sonramız değil, yirmi saniye öncemiz uzaktır, uzaklaşmıştır bizden. Yirmi yıl yol gitsek, yirmi saniye öncemize varabilmemiz mümkün değildir. Fakat yarınlar, yarınlar durmak bilmeyen adımlarla üzerimize doğru gelmektedir.Yarınlardan kaçmak, yarınlardan uzaklaşabilmek, durmayan zamandan korkanlar için dermansız bir derttir. (Tevhid ve Şirk)
- Geçmişteki hıristiyanlar, rahiplerine birkaç kuruş vererek cennet tapusu alıyorlardı. Herkesin yadırgadığı bu durumu, ben pek yadırgamıyorum. Hem neden yadırgayım ki! Birkaç kuruş menfaat için gerçek cennetlerini satan milyonlarca insanla bir arada yaşarken, onları nasıl yadırgayabilirim? Birkaç kuruş karşılığında cennet umudu alanlar mı yadırganmalı, yoksa birkaç kuruş karşılığında gerçek cennetlerini satanlar mı? (Tevhid ve Şirk)
- Allah için ölmek ne kadar güzel ise Allah için yaşamak da o kadar güzeldir. (Cumali)
- Camideki cemaatın durumunu tekrar gözden geçirdi. Kelime-i tevhidi açıklarsa, cemaatten itiraz edenler olacaktı. Çünkü kelime-i tevhidin gereği olarak, insanlara ilahlık taslayan bütün politikacıların, insanlara ilahlık taslayan bütün İdeolojilerin, bütün sistemlerin, bütün devletlerin reddedilmesi gerekecekti. Tevhid, sadece ve sadece Allah'a kulluk etmekti. Hakim olarak, hüküm koyucu olarak sadece Allah'ı kabul etmekti. Allah'ın hükmüne rağmen hüküm koyan kişiler, hüküm koyan merciler varsa, Allah'ın hukukuna tecavüz ederek insanlara ilahlık taslayan bu kişilerin, bu mercilerin reddedilmesi gerekirdi. (Cumaya 5 Kala)
- Gözyaşı, yaraları yıkar, mikrop kapmasını engeller, gönül yangınını söndürür. (Kimlik Tercihi)
- Dünyanın artık bekleyen değil, beklenen müslümanlara ihtiyacı var (Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1)
- "İnsan ölümle karşılaştığı zama geçmişinin bir film şeridi gibi gözünün önünden geçtiği söylenirdi. " (Yaşama Fırsatı)
- Müslüman bir erkeğin karısının haklarına riayet etmesi ve onun ihtiyaçlarını gidermesi, Müslüman bir kadının kocasının haklarına riayet etmesi ve onun hizmetini görmesi , Allah'ın rızası gözetilerek yapıldığı sürece , Allah'a kulluk içine girmekte ve karşılığı ecir olmaktadır . (Kadının Onuru)
- “Mü’minin her yaşı güzeldir” buyuruyor. (Cumali)
- "Sınırlı bir menzili ve keyfiyeti olan gôrme duyumuzdan hareket ederek herşeyi hakkıyla gören "Basir'ı" tanımlayacağımız gibi, şimdiki zamana bağlı sabrımız dan hareketle zamandan ve mekandan münezzeh olan Rabbimizin sabrını tanımlayamayız. Rabbîmizi kendimize göre "tanımlamaktan" sakınmamız ise elbetteki bizleri Rahmân olan Allah'ı âyetlerden hareketle tanımaya- anlamaya çalışmaktan alıkoymamalıdır." 23 MESELE // Mehmed ALAGAŞ, sh,74 - Insan Dergisi Yayınları (23 Mesele)
- Mesela duyduğu bir rahatsızlıktan dolayı doktora giden ve muayenesi sonucu öleceğini öğrenen insanın durumu ne olur hiç düşündünüz mü? Bu insanın dünyası ve dünyaya bakışı bir anda değişir! Sevdiği bir çok şeye karşı, sevgisini yitiriverir. Anlamlı gördüğü birçok şey anlamsızlaşıverir. Şu an dert edindiği birçok şey, dert olmaktan çıkar. Korktuğu birçok şeyden korkmaz olur. Elli yıl çalışarak biriktirdiği milyarları, elli gün daha fazla yaşamak için vermek ister. Bu insan müslümansa, ne yazık ki bu müslümanda da değişiklikler olur. Ölüm haberine her an hazır olan, bu haberi her an bekleyebilen bir müslümanda olmayacak, olmaması gereken değişiklikler, zamanımızdaki birçok müslümanda oluverir. Ölüm haberini alan bu müslüman bir anda kendisine geliverir. Öldükten sonra hesaba çekileceğini bildiği için, başını arkaya çevirerek hesap vereceği yaşantısına bakar. Sevdiği Rabbi için yapmadığı, ertelediği, geciktirdiği bütün güzel eylemler bir dağ gibi yığılır gözlerinin önüne! Ağlamaya, hüngür hüngür ağlamaya başlar.. Öleceği için değil, amel heybesini, güzel amellerle dolduramadığı için, göğsünü ve gönlünü gere gere "Ey güzel Allah'ım, ey güzel Rabbim, bana lûtfettiğin ömrümle sana bu amellerimi getirdim" diyemeyeceği için ağlar ve ağlar ve ağlar... Tabi ki gecikmiş bir idrak, gecikmiş bir gözyaşlarıdır bunlar. O halde sizler, sizler geç kalmayın canlar, geç kalmayın arkadaşlar! Şimdi gülüp, ölürken ağlayanlardan değil, şimdi ağlayıp,ölürken gülenlerden olun... Vakit öldüren ölülerden değil, dipdiri eylemlerle vakitlerini dirilten, dirilerden olun.. Çünkü sizlere bir doktor, bir profosör, bir kahin değil, sizleri yaratan Allah ve O'nun Rasulü bildiriyor. ÖLECEKSİNİZ...! (Kişiye Özel)
- Gündüzleri genellikle başkaları için çalışan geceleri televizyon karşısında başkalarının hayatını izleyip başkalarını dinleyen bu insanlar, yaşayamadıkları kendi hayatlarını başkalarına veren kendilerine başkalaşan insanlardı!. (Yaşama Fırsatı)