Arasokakların Tarihi - Dücane Cündioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Arasokakların Tarihi kimin eseri? Arasokakların Tarihi kitabının yazarı kimdir? Arasokakların Tarihi konusu ve anafikri nedir? Arasokakların Tarihi kitabı ne anlatıyor? Arasokakların Tarihi PDF indirme linki var mı? Arasokakların Tarihi kitabının yazarı Dücane Cündioğlu kimdir? İşte Arasokakların Tarihi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Dücane Cündioğlu

Yayın Evi: Kapı Yayınları

İSBN: 9786055257101

Sayfa Sayısı: 236

Arasokakların Tarihi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Gençler hatırat yazmazlar, yazamazlar; zira gençlerin hatırlayabilecekleri ve/veya yazabilecekleri miktarda bir mazileri yoktur.Hatırat yazmak, evvelen yaşlıların işidir; yani yazmak istediklerinde işe yarayabilecek hatıralara sahip olanların.Saniyen, geçmişleriyle, daha doğrusu kendileriyle hesaplaşmak, mazilerinin muhasebesini yapmak zaruretini duyanların.Sâlisen, mağlupların, siyaset içinde değil, hayat karşısında mağlup olanların, mağlup olmaya değecek bir hayatı yaşamış olanların.

Arasokakların Tarihi Alıntıları - Sözleri

  • Değer değerli olana dışarıdan gelir.
  • Kitap toplamak biraz da kitaplarla ilgili hikayeler toplamak demektir. Çünkü her kitabın bir hikayesi vardır, her bir kitapseverin de.
  • Kitaplara düşkün olmadan ilme düşkünlük olmaz.
  • Değeri ve/veya anlamı şeylerden alamayız, bilakis anlamı ve değeri o şeylere biz veririz. Değer ya da anlam alınan değil, verilen bir şeydir. Çünkü bir şey iyi ya da kötü kılan o şeyin zatı, doğası, kendisi değildir.
  • Geçmiş geçmişi bilenler için geçmez.
  • Bütün subjektif karakterine rağmen hatıralar, yaygın kanıları gözden geçirmenin, muhalif yargıları hesaba katmanın, ana caddelerde dolaşmaktan bıkmış kimi zekâları tatmin etmenin zengin ve cazip kaynakları arasında sayılırlar.
  • Kitaplara düşkün olmadan ilme düşkünlük olmaz. İlmi, ilim edinmeyi sevenler kitapları da severler.
  • Çünkü genç yaşlarımda “okumak insanı olgunlaştırır” diye okumuştum. Olgunlaşmak ölmekmiş oysa.
  • ' her hatırat, tarih denen koca binanın inşasında kullanılan bir yapı taşı gibidir. '
  • ' ne diyeyim, ah şu ara sokaklar; taşları acı, hüzün ve ihanetle döşenmiş arka sokaklar! '
  • " kitaplara düşkün olmadan ilme düşkünlük olmaz. İlmi, ilim edinmeyi sevenler kitapları da severler . "
  • ' daha insancıl, daha adil bir düzen istedim. Direndim, insanları daha mutlu görebilmek için. Yaşam da bu değil mi zaten ? Ben de yaşadım insan gibi. '
  • " ah , siz cahiller " dedi; " Ben Osmanlıyım, Osmanlı! Siz sonradan yetiştiniz. Ama şimdi siz Türk oldunuz, ben Yunanlı. " • Niko Stavrinidis
  • ' insan, tarihin öznesi olduğu gibi, tarihi yaptığı, yazdığı gibi, tarih de insanı yapar ve yazar '

Arasokakların Tarihi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Şöyle dönüp geriye baktığımızda gözlerimizin önüne serilen şeyler ya acı çektiklerimiz ya da mutlu olduklarımız değil midir? Aradaki ufak tefek şeyler hatırlanmaz pek. Önemsiz gelir. Yargı dizisini seyrederken şöyle bir ifade çalındı kulağıma, hatırladığım kadarıyla; "Her ayrıntıyı düşün, her ayrıntıyı. Beynimiz bize oyunlar oynar, ilk anda aklımıza gelmez bazı detaylar. İyi düşün." Aslında bu düşünmeler hatıralar değil midir? Hayatımı yazsam roman olur, deriz de yazmayız. Çok mühim insanlar değiliz belki de ancak bir detay başka kapılar açabilir başka hayatlarda. İşte bu hatıraları, hatıraların gerekliliğini, hatıraların aslında bir tarih olduğunu ifade ediyor bu kitapta Dücane Cündioğlu. Hatıra. Düşünelim. Çok sevdiğimiz, hayran olduğumuz biri var. Onu en iyi kimden öğreniriz? Kendisinden. Ya da ona en yakın olandan. Tüm detaylar hatıralarda gizli değil midir? Bir yandan böyle. Bir yandan da şunu söyleyebiliriz: Bir insanın en büyük sansürcüsü kendisidir. Yazdığımız günlüklerde hangimiz sansür yapmıyoruz? Okul hatıramızı yazarken bir öğretmenin attığı fırçayı kaçımız yazdık? Hep ana hatlarıyla geçiştirip durmadık mı yaşadıklarımızı. Ânılarımızı yok saymadık mı? Hatıralar haberdir, arşivdir. Hem hatıra okumalı hem de hatıra bırakmalı tarihe. (Öğretmenden Notlar)

Her kitap ayrı bir hazine barındırır için de ve o hazineyi bulmak erbabına nasip olur. Bu eser öyle muazzam ve akıcı bir eser ki okudukça keyif alıp ve kaleminiz güçlü ise -ben neden bir hatırat yazmıyorum, hiç olmazsa kendi hatıralarımı kaleme almam gerekli diye düşündürüyor. İçindeki bilgiler -aaaaa buda böylemiymiş dedirtecek kadar ve sizi şaşırtacak kadar muazzam. Ama dediğim gibi okumayı ve kendini geliştirmeyi hedef olarak kabul edenlere bu sözlerim (agâh ol !...)

Genelin, şekillerin ve kalıpların bulunduğu dünyada insana dair bir şeylerin yer aldığı ve bir bakıma kaçınılmaz olarak insanî tarafı da olan hatıralar konusu ve yakın tarihimizden günümüze yazarın dikkatini çeken bazı hatıratlar eserde ele alınmıştır. Yazar tüm öznelliğine rağmen hayatı daha iyi aksettirdiğinden hareketle hatıraların okunmasını değerli buluyor. Yaşanmışlığın, hüznün, ıstırapların ve sevinçlerin yer aldığı hatıratların öznelliği sebebiyle tarih biliminde bunlara ihtiyatla yaklaşılsa da satır aralarını merak edenler açısından hatıratlar önemli veriler sunmaktadır. Meraklı ve mütecessisler için son derece bulunmaz hazine niteliğinde olan hatıratlar hayatın ve insanın anlaşılabilmesi bakımından önemlidir. Genel geçer bir bilgiden ziyade kafanızı kurcalayan, zihninizi allak bullak eden bir meselede ummadığınız bir verinin karşınıza çıkması her zaman mümkündür. Genelde insanların ahir ömründe yazdığı hatıratları, yaşanmış hayatlardan hareketle nasıl ve ne için yaşanmasına dair cevaplar bulmak için okunabilir. İçinde geçmekte olduğumuz süreçte de muhtemelen yaşanan trajikomik hadiseleri hatıralarda görme; insana, ibret alınmayan tarihin tekerrür ettiğini gösteriyor. Bu minvalde yazarın Yılların İçinden adlı eserden yaptığı alıntının bir kısmını paylaşmak gerekir: “Türkiye Komünist Partisi kurucularından Refik Koraltan, bizzat kendi muavinini (Kayseri ikinci başkanını, zira kendisi Kayseri birinci başkanıydı.) İstiklal Mahkemesinde sigaya çekmişti.” (s. 43) (İzzet Eroğlu)

Arasokakların Tarihi PDF indirme linki var mı?

Dücane Cündioğlu - Arasokakların Tarihi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Arasokakların Tarihi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Dücane Cündioğlu Kimdir?

1962 yılında İstanbul Üsküdar'da doğdu. 2 Nisan 1980 tarihinde başladığı yazı hayatına çeşitli dergi ve gazetelerde makaleler yazarak devam etti. 1981 yılında Kur’an ilimlerini temel uğraş alanı olarak seçti. Yorumbilim'in (İlm-i Tefsir) yanı sıra uzun yıllar Tarih, Dilbilim (İlm-i Belâğat), Düşüncebilim (İlm-i Mantık) ve Felsefe dersleri verdi. Şubat 1998’ten 2011'e kadar Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 5 Şubat 2011 tarihinde 'Son Günah' adlı son yazısı ile gazetedeki yazılarına son verdi. 1993 yılında Elmalılı Hamdi Yazır’ın 'Hak Dini Kur’an Dili: Kur’ân ve Meâlini' hazırlayıp notlandırdı.

Dücane Cündioğlu Kitapları - Eserleri

  • Hz. İnsan
  • Göz İzi
  • Ölümün Dört Rengi
  • Cenab-ı Aşk
  • Motto
  • Düşünce Düşlenir
  • Daire'ye Dair
  • Hakikat ve Hurafe
  • Kur'an'ı Anlama'nın Anlamı
  • Sanat ve Felsefe
  • Sinema ve Felsefe
  • Mimarlık ve Felsefe
  • Akif'e Dair
  • Söz'ün Özü
  • Keşf-i Kadim
  • Anlamın Buharlaşması Ve Kur'an
  • Felsefenin Türkçesi
  • Anlam'ın Tarihi
  • Kur'an Çevirilerinin Dünyası
  • Bir Mabed Bekçisi
  • Arasokakların Tarihi
  • Philo Sophia Loren
  • Bir Mabed Savaşçısı
  • Başörtü Risalesi
  • Bir Kur'an Şairi
  • Bir Mabed İşçisi
  • Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e Din ve Siyaset
  • Türkçe Kur'an ve Cumhuriyet İdeolojisi
  • Mehmet Akif'in Kur'an Tercümeleri
  • Kur'an ve Dil'e Dair
  • Bir Siyasi Proje Olarak Türkçe İbadet
  • Tarih ve Siyaset'e Dair
  • Bir Mabed İşçisi
  • Bir Mabed Bekçisi
  • Bir Mabed Savaşçısı

Dücane Cündioğlu Alıntıları - Sözleri

  • Ne var ki bu genç adam yalnızlık duygusundan hiç sıyrılamayacak, kendisini hep ayrı, aykırı hissedecek(…) (Bir Mabed Bekçisi)
  • -Nurullah Ataç’a ithafen- “Nesir yok artık. Beyaz sayfaları kirleten kelime leşleri. Mabedin enkazı üzerinde hora tepen binlerce deli ve başlarında başsız bir heyulâ: Ataç” (Bir Mabed Bekçisi)
  • Bil ki Kur’an, Arap Dili ve Arap Dili’nin üslub ve belâğatıyla nazil olmuştur. O nazil olduğunda Arapların hepsi Kur’an’ı anlıyorlardı ve onun bütün ayrı ayrı kelime ve terkiblerindeki mânâları biliyorlardı. Kur’an, tevhid’i ve dinî vecibeleri hâdiselere uygun olarak beyan etmek maksadıyla cümle cümle, ayet ayet inzâl ediliyordu...(İbn Haldun, 438) (Kur'an'ı Anlama'nın Anlamı)
  • Eller karıncalanmış. Karıncalar kanlanmış. Kabalar kalabalıklaşmış. Kalabalıklar kabalaşmış... (Hakikat ve Hurafe)
  • Rüzgarda unutulmuş bir mum gibi hisseder hep kendisini; fânussuz, yani kimsesiz, yani çaresiz… (Bir Mabed Bekçisi)
  • "İmam-ı Azam hazretleri ,"Kur'an'ı doğru okuyamayanlar için Kur'an'ın tercümesiyle namaz câiz olur " demiştir." (Türkçe Kur'an ve Cumhuriyet İdeolojisi)
  • Modernleşme/Dünyevileşme projesinin dindarlık anlayışı, Maûn Sûresi'nde kendisine veyl olunan o gafletin ve riyakârlığın eşlik ettiği öte dünyada hesaba çekilme bilincinden yoksun, gösteriş meraklısı ortakkoşucuların dindarlık anlayışının aynısıdır. (Philo Sophia Loren)
  • Dindar bilinç düşünmeyi bilmez, gücünün de zaaflarının da kökeni budur: düşünmemek, sadece inanmak. (Söz'ün Özü)
  • Ülkemizde ne yazık ki fikirlere değil, sloganlara rağbet etmek daha revaçta. Slogan atmak daha cazip, daha kârlı, daha masrafsız bir yol; üstelik etkileyici de. Düşünen değil, etkilenen insanlar... Tartışan değil, saldıran hasımlar... Öğretmeye veya öğrenmeye talip olmak yerine aldâtmaya veya aldatılmaya müheyya aydınlar... (Keşf-i Kadim)
  • Sizin anlayacağınız, aşılacak çok tepe var ve fakat henüz talib yok! (Kur'an Çevirilerinin Dünyası)
  • ' daha insancıl, daha adil bir düzen istedim. Direndim, insanları daha mutlu görebilmek için. Yaşam da bu değil mi zaten ? Ben de yaşadım insan gibi. ' (Arasokakların Tarihi)
  • Sanatın en başından itibaren yasayla, düzenle, genel ahlakla, hatta toplumla başının belada olmasının en temel nedeni bu serazadlığı değilse nedir? (Sanat ve Felsefe)
  • Kimse sana sende olmayanı veremez; bu nedenle sen sende olanı bulmalı, bulman gerekeni sen kendinde aramalısın. (Cenab-ı Aşk)
  • Yarım kalmışlık yaşamın özüdür, telafi edilemez. İtiraf etmek çok zor ama ne yazık ki böyle: tüm varlığımızla yinelenemez ve yenilenemez bir çevrimin içindeyiz. (Ölümün Dört Rengi)
  • Hakikatte ise sevgi elbette yaşamın özüdür... (Sinema ve Felsefe)
  • “Sanat halk içindir” tekerlemesi, “köylü efendimizdir” gibi bir klişe. Puşkin “mabedimden çekil” diyor sürüye; “sen tekmeden ve küfürden anlarsın.” | CM ~ Fildişi Kule’den (Bir Mabed Bekçisi)
  • Şiirin arkasında kalmak başka, şiirin arkasına saklanmak daha başka. (Akif'e Dair)
  • ... "kimi gülistan da gonca gül olur" imiş; kimi gonca güle har [diken] olur gider" imiş... (Daire'ye Dair)
  • Yoksula, yetime, esire seve seve yedirirler; "Size sadece Allah rızası için yediriyoruz, sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür beklemiyoruz. Çünkü biz, o suratsız kara günde Rabbimizin azabından korkarız" derler (İnsan: 8- 1 0) (Söz'ün Özü)
  • İnsan insanı insanda tanır. (Hz. İnsan)