Arthur Schopenhauer - Toplu Eserler 1 - Arthur Schopenhauer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Arthur Schopenhauer - Toplu Eserler 1 kimin eseri? Arthur Schopenhauer - Toplu Eserler 1 kitabının yazarı kimdir? Arthur Schopenhauer - Toplu Eserler 1 konusu ve anafikri nedir? Arthur Schopenhauer - Toplu Eserler 1 kitabı ne anlatıyor? Arthur Schopenhauer - Toplu Eserler 1 kitabının yazarı Arthur Schopenhauer kimdir? İşte Arthur Schopenhauer - Toplu Eserler 1 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Arthur Schopenhauer

Çevirmen: Göksu Birol

Yayın Evi: Yason Yayıncılık

İSBN: 9786059317429

Sayfa Sayısı: 428

Arthur Schopenhauer - Toplu Eserler 1 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Arthur Schopenhauer (d. 22 Şubat 1788, Danzig - 21 Eylül 1860, Frankfurt), Alman bir filozof, yazar ve eğitmendir. Schopenhauer, Alman felsefe dünyasındaki ilklerdendir ve dünyanın anlaşılmaz, akılsız prensipler üzerine kurulu nedenselliklerinin olduğunu söyleyerek dikkatleri çekmiştir.Ayrıca Schopenhauer, Nietzsche´nin ilk akıl hocasıdır.

Schopenhauer, Platon´un ve Immanuel Kant´ın etkisinde idealizmin teorisini kendince anladığı boyutunda temsil ederken, bu genel bakışı subjektif idealizmin sınırlarından taşıramamış ve Hegel´in felsefesini de reddetmiştir. Hegel, Schelling ve Fichte´ye ve sonradan kendisini fikirlerinden dolayı onore eden Schleiermacher´e karşı etkileyici polemikler yazmaktan çekinmemiştir.

Felsefesinin ilkesel bir kavramı irade kavramıdır. Dünyanın özü ve gerçekliği irade iken, fenomenlerden oluşan dünya, tasarımdan başka bir şey değildir. İrade, Schopenhauer felsefesinde kendini bir zorunluluk olarak gösterir, ki onun düşüncesindeki kötümserliğin ve karamsarlığın kaynağı da esas olarak budur. İnsan, tamamen kurtulamayacak olsa da istencin emrine boyun eğerek acı ve kederden kısmen kurtulabilir. Bu noktada Schopenhauer´ın düşüncelerinin belirli ölçüde, kaderciliğin ağır bastığı doğu felsefelerine yakınlaştığı söylenebilir.

Schopenhauer´a göre; birbirlerini en çok büyüleyenler, birbirlerini en çok tamamlayanlardır.

Schopenhauer, potansiyel olarak aktif anlamlar taşıyan iki entelektüel beceriyi yani aklı ve anlayışı birbirinden ayırmıştır. Anlayış, bakmayı kavramsal ve terimsel olarak düşünebilme sonrasında içinde barındırdığını temsil etme yetisidir. Bu zihindeki soyut bir konsepttir. Akıl ise buna karşılık, baktığıyla kendini doğrudan doğruya belirsiz; bir insanın ne kadar hızlı veya güçlü olabileceğini bilebilmek, bir gürültünün nedeninin ne olabileceğini veya bir mızrağın hedefine varması için hangi açıyla ya da hangi güçle fırlatılması gerektiğini tahmin ve hesap etmek şeklinde muhakemelerin içinde bulur.

(Tanıtım Bülteninden)

Arthur Schopenhauer - Toplu Eserler 1 Alıntıları - Sözleri

  • "İnsan, kişiliğini küçük şeylere olan tutumuyla belli eder."
  • “Bir kafesteki kuşun ruh halidir hastalık.”
  • Kuşkusuz hayatın üzerine oynanandan daha büyük bir kumar bilemeyiz. Bunlarla ilgili her kararı en yüksek ilgi ve korkuyla izleriz. Çünkü gözümüzün önünde bahse sürülebilecek her şey sürülmüştür, her şey tehlikededir. Buna mukabil hiç bir zaman yalan söylemeyen her zaman dürüst ve samimi olan tabiat Bhagavadgita'daki Krişna gibi bu bahiste gayet farklı konuşur. O der ki bireyin ölümünün ve yaşamının hiçbir değeri yoktur. O bunu her canlının hatta insanın hayatını kurtarmaya gerek duymaksızın en önemsiz tesadüflere terk ederek ifade eder. Üzerinde ihtiyat ve telakkuzun en küçük emaresini görmediğimiz bütün bu canlılar hayatlarını her an tehdit eden tehlikeler arasında saf saf dolaşmaktadır. Tabiat böylesi dile söze sığmaz bir maharetle vücuda getirdiği organizmaları sadece daha güçlü olanın yırtıcı içgüdüsüne değil fakat aynı zamanda en kör kazaya, her aptalın keyfine, her çocuğun mızırlığına tasasız ihtiyatsız terk ettiği için bu bireylerin olmasının yok olmamasının kendisi için bir olduğunun dolayısıyla daha büyük anlam ve öneminin olmadığını göstergesidir.
  • Hayatımızın başlangıcı sonuna göre ne kadar da farklıdır ! Başlangıç asılsız umutlarla, çılgınca arzularla, bedensel zevklerin sarhoşlukları ile doludur, fakat kaçınılmaz son bütün uzuvların çözülüp dağılması ve cesetlerden yayılan fena kokulardır.
  • Zevkler ve hazlar arttıkça bunlara karşı duyarlılığımız azalır ;alıştığımız şeyleri artık bir zevk olarak hissetmeyiz.
  • Dünya bir cehennemden farksızdır ve onun içinde bir taraftan insanlar, diğer taraftan iblisler azap ve işkence gören ruhlardır.
  • Bu dünyada zevkin acıya ağır bastığı veya herhalde bu ikisinin birbirini dengelediği iddiasını her kim kısa yoldan sınamak isterse avını parçalayıp yiyen hayvanın hissiyatıyla ona av olan hayvanın hissiyatını mukayese etmelidir.
  • Ruhun ölümsüzlüğü umudu her zaman daha iyi bir gelecek hayaliyle beslenir. Bu aslında mevcut dünyanın pek de iyi bir yer olmadığının işaretidir.
  • Şu çocuk dünyaya getirme işi şimdi olduğu gibi bir zorunluluk veya bedensel zevkin eşlik ettiği bir şey değil de tamamen düşünüp taşınarak akılla yapılan bir iş olsaydı acaba insan soyu gerçekten varlığını sürdürmek ister miydi?
  • Kitaplar basılı insanlıktır. Üslup zihnin fizyonomisidir.
  • Hayatımızın belli günlerinin mutlu olduğu dikkatimizi ancak bunların yerine mutsuz günler aldığında çeker.
  • Keza ne doymaz bir varlıktır insan! Ulaştığı her tatmin yeni bir arzunun tohumudur, dolayısıyla onun ebediyen doyurulamaz arzularının sonu yoktur.
  • Bu hayata sınırsız bağlılığın bilgi ve tefekkürden kaynaklandığı söylenemez. Bilakis bunlar açısından böyle bir bağlılık aptalca görülür. Çünkü hayatın nesnel değeri hayli belirsizdir ve var oluşun var olmayışa tercih edilip edilmeyeceği kuşkulu olarak kalır. Hatta tecrübe ve tefekkür söyleyeceklerini söylese var olmayış kesinlikle kazanacaktır. Eğer mezarların kapıları çalınsa ve ölülere tekrar dirilmek isteyip istemedikleri sorulsa başlarını sallayacaklardır. Ayrıca hayat her halükarda çok çabuk sona erecektir. Dolayısıyla muhtemelen var olacağımız bir kaç yıl var olmayacağımız sonsuz zaman önünde kayboluverir. O halde bu kısacık zaman dilimi için fazlaca kaygılanmak, tehlikeler karşısında hayli fazla titremek, ölümün korkunçluğuyla ilgili tragedyalar yazmak gülünç bile görülebilir
  • Hayvanlar var oluştan bizden daha fazla tatmin olurlar ;bitkiler bütünüyle tatmin olur ,insan ise bönlük yahut bönlük derecesine göre.
  • Yeryüzünün tadı tuzu olarak bizler dünyanın selleri fırtınaları yanımızı yöremizi istila etse, hayatın gaileleri duygularımızı heyecanlarımızı tahrik etse de zihinsel hayatımızın gereklerinin peşinde koşarken bizi asla hiçbir şeyin rahatsız etmesine izin vermemeli ve köle kadının değil, özgür kadının çocukları olduğumuzu aklımızdan çıkarmamalıyız.

Arthur Schopenhauer - Toplu Eserler 1 İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Arthur Schopenhauer Toplu Eserler Cilt 1 (25.03.2020) Kant'ın gözbebeği, Nietzsche'nin ilk akıl hocası olan Schopenhauer ın hayat-ölüm-din-aşk-kadın konularında düşüncelerinin bulunduğu bir çalışma. . Bazı konularda 'Acaba?' dedirtir,Fernando Pessoa'nın Huzursuzluğun Kitabı gibi huzursuz etsede özellikle kadına bakış açısını beğenmedim.Zaten filozoflardan kadına değer veren bir yorum okumadım henüz. (Kâri Civil)

Hayatın Anlamı Düşünmekten Geçer.: Schopenhauer'un çeşitli konulara ait kitapları var. Bu kitapta ise adından da anlaşılacağı üzere bir çok konu bir araya getirilmiş. Kitabın bu haliyle tanınırliğı bir hayli düşük. Öncelikle kitapta hangi başlıkların işlendiğini belirtmek isterim: Hayatın anlamı, Seckinlik ve Sıradanlık üzerine, Ölümün anlamı, Aşka ve kadınlara dair, Din üzerine, Patiteizm ve Teizm üzerine başlıklarından oluşmakta. Yazarın daha doğrusu filozofun, Aforizmalar adlı yapıtını okumuştum ve fikirleri çok ilgili çekmişti ve beni oldukça etkilemişti. Sonrasında diğer kitaplarını okuma kararı verdim. Bu kitabını aldım ve beklentimi çok büyük oranda karşıladı. Sadece felsefe seven değil, gerçekten kitaptaki başlıklar hakkında azıcık merakı olan herkesin okumasını çok isterim. (Turan inal)

Farklı bakış açıları ve tekrar eden yaklaşımları ile zihin yoran bir kitap. Bir felsefe kitabı olduğunu düşünürsek bu durum bizi rahatsız etmez sanırım. Arthur Schopenhauer'ın bazı fikirleri sizi rahatsız edebilir. Bu durum kişiden kişiye değişebilir ama ben felsefe eğitimi ve kadınlar hakkında yaklaşımlarını beğenmedim. Sadece okumak için değil düşünmek için de bolca zamanınızın olduğu bir dönemde okumanızı tavsiye ederim:) (İbrahim Saruhan)

Kitabın Yazarı Arthur Schopenhauer Kimdir?

Arthur Schopenhauer (d. 22 Şubat 1788, Danzig - 21 Eylül 1860, Frankfurt), Alman filozof, yazar ve eğitmendir. Aynı zamanda Immanuel Kant'ın en çok değer verdiği öğrencisiydi. Schopenhauer, Alman felsefe dünyasındaki ilklerdendir ve dünyanın anlaşılmaz, akılsız prensipler üzerine kurulu nedenselliklerinin olduğunu söyleyerek dikkatleri çekmiştir.Ayrıca Schopenhauer, Nietzsche'nin ilk akıl hocasıdır.

Arthur Schopenhauer Kitapları - Eserleri

  • Bilmek ve İstemek
  • Düşüncenin Çağrısı
  • Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar
  • İnsan Doğası Üzerine
  • Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
  • Bilim ve Bilgelik

  • Felsefe Tarihinden Kesitler
  • Hayatın Anlamı
  • Aşkın Metafiziği
  • Fikirlerin Bilgisi Üzerine
  • Eristik Diyalektik
  • Akıl Sağlığı
  • Ölümün Anlamı

  • Din Üzerine
  • İdeal ve Gerçek
  • Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine
  • Güzelin Metafiziği
  • Okumaya ve Okumuşlara Dair
  • Ölüm ve İçsel Doğamızın Yok Edilemezliği ile Olan İlişkisi
  • İstencin Özgürlüğü Üzerine

  • Merhamet
  • Üniversiteler ve Felsefe
  • Hiçliğin Mutlu Sessizliği - Aforizmalar
  • Arthur Schopenhauer - Bir Filozofun Huzurunda
  • Hukuk, Ahlak ve Siyaset Üzerine
  • Hayatın Bilgeliği
  • İsteme ve Tasarım Olarak Dünya

  • Okumak Yazmak ve Düşünmek Üzerine
  • Akıl Zayıflığı
  • Varolmanın Acısı
  • Aşk ve Cinnet
  • Mantıksal Düşünce Doktrini
  • Edebiyat Dersleri
  • Parerga ile Paralipomena

  • Arthur Schopenhauer - Toplu Eserler 2
  • Arthur Schopenhauer - Toplu Eserler 1
  • Kişilik Oluşumu ve Sorunları
  • Yaşamın Bilgece Deneyimleri
  • Aforizmalar
  • Ruh Görme Üzerine
  • Dünyanın Istırabı Üzerine

  • İrade Felsefesi
  • Mutlu Olma Sanatı
  • Kötümserlik Üzerine
  • Fikir Mimarları Dizisi 19
  • On Women
  • Müxtəlif Predmetlər Haqqında Düşüncələr
  • The Horrors and Absurdities of Religion

  • Yeterli Temel İlkesinin Dörtlü Kökü Üzerine
  • Studies in Pessimism
  • Parerga ve Paralipomena 2
  • Seçme Yazılar
  • Mutluluk Kendi Kendine Yetenlerindir
  • Düşünceler
  • Kadınlar ve Diğer Konular

  • The Art of Literature
  • Aklın Yolu
  • Writings Of Schopenhauer On Various Themes, Vol. 1
  • Aşkın Metafiziği
  • Həyat Müdrikliyi Aforizmləri
  • Cinsel Aşkın Metafiziği
  • Metafizik İhtiyacı

  • Doğadaki İsteme Üzerine
  • Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar
  • Kant Felsefesi Eleştirisi

Arthur Schopenhauer Alıntıları - Sözleri

  • les grandes pensées viennent du coeur* Büyük düşünceler kalpten gelir. (Dünyanın Istırabı Üzerine)
  • “Her şeyin niçin olduğunun bir temeli vardır.” (Yeterli Temel İlkesinin Dörtlü Kökü Üzerine)
  • Güzelin nadiren yararlı olanla birleştiğini görürüz. Uzun ve narin ağaçlar meyve vermez, meyve ağaçları ufak tefek, bodur ve çirkindir... En güzel binalar, kullanışlı, işe yarar binalar değildir; bir tapınak barınacak bir mesken değildir. (Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine)
  • Hafıza düşünülmüş bir şeyi düşünür. (Düşüncenin Çağrısı)
  • Okumaksızın geçen boş zaman bir tür ölüm, insanın canlı canlı gömülmesidir(Seneca, 82) (Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine)
  • Bir düşüncenin esas yaşamı sadece kelimelerin sınır noktasına varıncaya kadar sürer. Orada taşa dönüşür, donakalır ve hayatı sona erer, fakat hayvan ve bitki fosilleri gibi ölümsüzdürler. Geçirdikleri kısa yaşamları bir kristalin kesilme anına benzer. Çünkü düşüncemiz kelimeleri bulduğu andan itibaren içtenliğini kaybettiği gibi ciddi olmaktan da çıkar. Başkaları için varolmaya başladığı andan itibaren içimizde yaşamaya devam etmesi son bulur, tıpkı bir bebeğin annesinden kopup kendi benliğine adım atmaya başlaması gibi. Şairin de dediği gibi: "Beni itirazla şaşırtmayın! İnsan konuşmaya başladığı anda yanılmaya da başlar." (Edebiyat Dersleri)

  • Dünya cehennemin ta kendisidir ve insanlar da bir yandan zulüm gören ruhlar, öte yandan cehennemdeki şeytanlardır (Dünyanın Istırabı Üzerine)
  • Dar kafalılık ve ahmaklık her zaman ve her yerde, bütün durum ve koşullarda, anlayıştan, zekâdan ve yetenekten nefret ettiği kadar şu dünyada başka hiçbir şeyden böylesine içten ve yürekten nefret etmez. (Üniversiteler ve Felsefe)
  • Kendisinin görgül karakterine dair edindiği kesin bilgi kişiye edinilmiş karakter denilen şeyi sağlar. O kişi iyi ya da kötü kendi özelliklerini ve bu yüzden kendisine ne için inanıp inanamayacağı ya da kendisinden ne beklenip beklenemeyeceğini kesinlikle bilir. Görgül karakteri sayesinde önceden sadece doğallıkla oynadığı rolünü artık artistik ve yöntemli bir şekilde ciddiyet ve kayrayla, söylendiği gibi karakterine hiç vefasızlık etmeden oynar. Kişi ne zaman karakterine sadık kalmazsa kendisi hakkında yanılır. (İstencin Özgürlüğü Üzerine)
  • Doyum dilenciye atılan sadaka gibidir, sadaka onu bugün canlı tutar, böylece onun sefaleti yarına uzatılabilir. (İsteme ve Tasarım Olarak Dünya)
  • “Yaptığımız her eylemde ilk önce “İnsanlar ne der?” diye düşünmekteyiz. Hayat sıkıntılarının neredeyse yarısı sırf bu yüzden oluşmaktadır.” (Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar)
  • Keder içerisinde neşe, neşe içerisinde keder. (Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine)
  • Hayat. hayat ismiyle anılır, ama gerçekte ölümdür o. (Hayatın Anlamı)

  • Voltaire “Saadet sadece bir rüyadan ibarettir.” der ve ekler:Sinekler örümcekler tarafından,insanlarsa acılar tarafından yenilmek üzere vardırlar. (Merhamet)
  • Kavrayışı bir suç, doğumu bir ceza, yaşamı bir iş ve ölümü de bir gereklilik olan bir insan, kendi­siyle nasıl gurur duyabilir ki? (İnsan Doğası Üzerine)
  • Çünkü her nesne gölge verir; her cisim kesinlikle özgül ağırlığına karşılık gelen bir ağırlıkla düşer... (Ruh Görme Üzerine)
  • Hayal gücü mahsulü olan her eser işkenceler içerisindeki insan yüreğinin kasılmalarını ve çırpınmalarını seyrettiğimiz bir gösteri kutusudur. (Hayatın Anlamı)
  • Zihinsel bir uğraşı içermeyen boş zaman ölümdür ve diri diri gömülmektir." (Aforizmalar)
  • Felsefe, sığınılacak bir limandan çok çıkılan bir yolculuğa benzer. (Yeterli Temel İlkesinin Dörtlü Kökü Üzerine)
  • Bu sıkılma hali varoluşun kendi içinde değersiz olduğunun dolaysız bir kanıtıdır, çünkü sıkılma hali varoluşun boşluğunu algılamaktan başka bir şey değildir. (Dünyanın Istırabı Üzerine)