Asa-yı Musa (Büyük Boy) - Bediüzzaman Said Nursî Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Asa-yı Musa (Büyük Boy) kimin eseri? Asa-yı Musa (Büyük Boy) kitabının yazarı kimdir? Asa-yı Musa (Büyük Boy) konusu ve anafikri nedir? Asa-yı Musa (Büyük Boy) kitabı ne anlatıyor? Asa-yı Musa (Büyük Boy) kitabının yazarı Bediüzzaman Said Nursî kimdir? İşte Asa-yı Musa (Büyük Boy) kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Bediüzzaman Said Nursî
Yayın Evi: Söz Neşriyat
İSBN: 9799756438199
Sayfa Sayısı: 366
Asa-yı Musa (Büyük Boy) Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bu acaip asırda ehl-i îman, Risale-i Nur'a; ve ehl-i fen ve mektep muallimleri "Asâ-yı Mûsa"ya şiddetle muhtaç oldukları gibi; hâfızlar ve hocalar dahi "Zülfikar"a şiddetle muhtaçtırlar. Evet, meselâ i'caz-ı Kur'âniye bahsindeki ekser âyetlerin medar-ı şüphe ve îtiraz olmuş aynı yerlerde, i'cazın lem'aları ve Kur'ân'ın güzel nükteleri isbat edilmiş. Bu risale, Denizli hapishânesinin bir meyvesi ve bir hâtırası ve iki Cuma gününün mahsulüdür.
Said Nursi
Asa-yı Musa (Büyük Boy) Alıntıları - Sözleri
- Elbette biz başıboş değiliz.
- Onu tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır. Onu unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır.
- Kimin için Allah var, ona her şey var. Ve kimin için yoksa, her şey ona yoktur hiçtir...
- Biz ancak, Allah'ı ve rızasını istiyoruz.
- “Rabbimin sözlerini yazmak için bütün denizler mürekkep olsa Rabbimin sözleri tükenmeden o denizler tükenirdi...” Kehf suresi,18
- Onu tanıyan ve itaat eden zindan da olsa bahtiyardır. Onu unutan saraylarda da olsa zindadır, behtbahtır.
- Onu tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır. Onu unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır.
- Ben başıboş değilim ve vazifedar bir yolcuyum.
- Biz ancak Allah'ı ve rızasını istiyoruz.
- Ömür sermayesi pek azdır. Lüzumlu işler pek çoktur...
- (Allah) bir baharı, bir çiçek kadar sühuletle îcad eder.
- Şer olmazsa, hayır bilinmez. Elem olmazsa, lezzet anlaşılmaz. Zulmetsiz ziya, ehemmiyeti olmaz.
- Gözünü kapayan, yalnız kendine gündüzü gece yapar.
Asa-yı Musa (Büyük Boy) İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Mücevher kutusu bir kitap! (İçerisinde kıymetli bilgiler var). Anlaşılması biraz güç olsa da bilgiyi derinlemesine öğrenmeyi sevenlerin bunu okumaktan keyif alacağını düşünüyorum. Bence ölmeden önce mutlaka okunması gereken kitaplardan. İlk defa RNK külliyatından büyük boyutlu olanlardan bunu okudum. Daha önce iman küfür muvazenelerini yarıda bırakmıştım. Çünkü onu matbu kitaptan okuyordum ve çoğu kelimelerin anlamlarını bilmediğimden pek anlayamıyorum. Fakat Asay-ı Musayı RNK mobil uygulamadan yani telefonumdan okudum. Bu şekilde bilmediğim kelimelerin anlamlarına (kelimelerin üzerine basılı tutunca anlamı çıkıyordu) hemen ulaşabiliyordum. Bu şekilde anlamak kolaylaşıyor ve daha az zaman harcayarak daha çok anlayabiliyordum. Sanırım ben iki ay gibi uzun bir sürede bitirdim. Bunun pek çok sebebi var. Bunlardan biri de ağır ağır anlayarak okumak istemem idi. Hem bunu okurken diğer yandan başka kitapları da okuduğumdan bu süre daha da uzadı. Açıkçası bu sürenin uzun olması, ilgimin başka kitaplara da kaymasına neden olup biraz kopukluk yaşadığım zamanlar oldu. Herneyse.. Sizler de Google Play Store'dan veya iPhone kullanıyorsanız app store dan RNK külliyatı yazarak indirebilirsiniz (android için indirme linki: 1-) https://play.google.com/store/apps/details?id=com.rnknesriyat.risaleinur 2-) https://play.google.com/store/apps/details?id=com.yukselis.okuma ) Kitabın içeriğine gelecek olursak; - felsefenin yoldan çıkmış kısmına ilişiyor. Onların iddialarını çürütüyor ve onlara altından kalkamayacağı sorular soruyor. (özellikle tabiatı ilahlaştıran kısmına ilişiyor. Fakat insanlığa menfaat sağlayan felsefeye ilişmiyor, onlarla mücadele etmiyor. Geçmişte birçok âlim felsefeyle uğraşmıştır yani bazı kesimlerin İslam felsefeye karşıdır iddiaları tamamen sallamasyondur.) - kitap İslam'a karşı, Kur'an a karşı Hz. Peygamber e (s.a.v.) karşı sorulmuş bazı sorulara (kısacası kişilerin İslam'dan uzaklaşmasına sebep olan sorulara) da cevap veriyor. Kur'an'ın Allah (c.c.) katından indiğüni, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) peygamber olduğunu şüphe bıraktırmayacak şekilde deliller sunuyor. - Bediüzzaman nın kendine has üslubuyla gayet edebî şekilde yazılmış, hem içinde çok çok kıymetli bilgiler içerir. - İman ile ilgili deliller sunarak imanımızı güçlendiriyor. - Varlıklara baktığımızda onları nasıl okumamız gerektiğini öğretiyor. (Okumayı "yazıları okumak" ile sınırlandırmamak gerek) - Kitapta beni en çok duygulandıran şey Bediüzzaman'ın talebeleriyle karşılıklı mektupları oldu. Mektupları okuyunca âdeta o zamanda yaşamış gibi hissettim. Karşılıklı muhabbetleri de beni etkiledi - kitap hakkında daha birçok şey söylenebilir. İçerikle ilgili yazdıklarımın çok eksik olduğunun farkındayım ancak bildiğim kadarıyla anlatmaya çalıştım. Okuyacaklara şimdiden iyi okumalar dilerim. Sizler de kitap hakkında sormak istediklerinizi veya "içeriğinde daha neler var" ile ilgili eklemek istediklerinizi yazabilirsiniz.(incelememde hatalı gördüğünüz yerleri de) Son olarak; "Lisan-ı hal ve lisan-ı kál" kelimelerini çok sevdim ( ◜‿◝ )♡ (Re edrî)
Risalei Nur: Rabbim senden razı olsun üstadım bu interaktif dünyada bu muhteşem tefsir ile bizim imanımızı muhafaza etmemizi sağladın en kısa sürede okullarda ve diyanette okutulması duası ile inşAllah (FIRAT ACAR)
Risale-i Nûr Külliyatından bitirdiğim ilk tefsirim. Rabbim ilmiyle amel edebilmeyi her satırında her cümlesinde her kelimesinde aldığım feyiz ve ilimle yaşamayı, hayatıma geçirmeyi nasip eylesin. (Elfida)
Kitabın Yazarı Bediüzzaman Said Nursî Kimdir?
Bediüzzaman Said Nursî (Mart 1878, Bitlis - 23 Mart 1960, Şanlıurfa), İslam alimi, düşünürü.
1892'de Bitlis'te Şeyh Emin Efendi ve diğer İslam alimlerinin de bulunduğu ilim meclisinde yapılan imtihan ve münazara sonunda Molla Fethullah tarafından Bediüzzaman unvanı verilmiş; diğer alimler tarafından da kabul görmüş ve bu isimle anılmaya başlanmıştır.
I. Dünya Savaşı'nda gönüllü alay komutanı olarak Kafkas Cephesi'nde mücadele etti. Savaş sırasında birçok öğrencisi ölmüş, kendisi ise gazi olmuştur. Başarılarından dolayı kendisine Harp madalyası verildi. Ordu-yu Hümâyun'un tavsiyesi ile Dar'ül-Hikmet'ül İslamiye azası olarak atandı. 1922'ye kadar görevini yerine getirdi.
1923 yılında TBMM'nin daveti üzerine Ankara'ya gelen Nursî, Ankara'da aradığı atmosferi bulamaz. Van'a dönerek inzivaya çekilir ve daha sonraları bu dönüşünü Yeni Said'in başlangıcı olarak nitelendirir. Bu dönemde sosyal ve siyasi meselelerden uzaklaşır. En önemli vazifenin imanı kuvvetlendirmek olduğunu söyler. Şiddetle karşı çıktığı ama silah çekmediği Cumhuriyet idaresi tarafından bu dönem zarfında uzun yıllar sürgün, gözetim ve yer yer hapis hayatı yaşatılacak ve zorunlu ikamete tabi tutulacaktır. Büyük çoğunluğunun Isparta Barla'da yazıldığı Risale-i Nur külliyatının yazımı ve Nur Cemaati'nin oluşumu bu dönemde yaşanmıştır.
23 Mart 1960'ta Şanlıurfa’da vefat etti.
Detaylı bilgi: https://tr.wikipedia.org/wiki/Said_Nursî
Bediüzzaman Said Nursî Kitapları - Eserleri
- Sözler
- Gençlik Rehberi
- Lem'alar
- Namaz Risalesi
- Hanımlar Rehberi
- Asa-yı Musa (Büyük Boy)
- İman ve Küfür Muvazeneleri
- Hizmet Rehberi
- Mektubat
- Şualar
- Barla Lahikası
- Kastamonu Lahikası
- Emirdağ Lahikası
- İşaratü'l-İ'caz
- Mesnevi-i Nuriye
- Sikke-i Tasdik-i Gaybi
- Zülfikar
- Tılsımlar Mecmuası
- Tarihçe-i Hayat (Büyük Boy-Ciltli)
- Muhakemat
- Münazarat
- Hutbe-i Şamiye
- Divan-ı Harb-i Örfî
- Sünnet-i Seniyye Risalesi
- Mu'cizât-i Ahmediye Risalesi
- Tabiat Risalesi
- Münacat
- Namaz ve Hikmetleri Risalesi
- Miftahü'l İman
- El-hüccetüz Zehra
- Tiryak
- Beyanat ve Tenvirler
- Nur'un İlk Kapısı
- Nur Aleminin Bir Anahtarı
- Latif Nükteler
- Ayet'ül Kübra
- Otuz Üç Pencere
- İman Hakikatleri
- Haşir Risalesi
- Ramazan, İktisat, Şükür Risaleleri
- İhtiyarlar Risalesi
- Meyve Risalesi
- Sünuhat
- Hastalar Risalesi
- İhlâs Risaleleri
- Uhuvvet Risalesi
- Küçük Sözler
- Vesvese Risalesi
- Risale-i Nur'dan Dualar
- Kader Risalesi
- Yirmiüçüncü Söz
- Risale-i Nura Giriş
- Bediüzzaman Cevap Veriyor
- Müdafaalar
- İçtimai Dersler
- Fihrist Risalesi
- Asar-ı Bediiyye
- Said Nursi'nin Kendi Dilinden Nesebi
- Dersên Civakî
- Telvihat-ı Tis’a
- Mucizat-ı Kur`âniye Risalesi
- İsm-i Âzam Risalesi
- Mirac Ve Şakk-ı Kamer Risaleleri
- Hakikat Nurları
- Rahmet Ve Şefkat İlâçları
- İçtihad Risalesi
- Ene Ve Zerre Risalesi
- Risale-i Nur Hakkında verilen Bir Konferans
- Zühretünnur
- Açıklamalı Cevşenü'l Kebir
- Siracü'n-Nur
- Hakkı Müdafaa Cephesi
- Hutuvat-ı Sitte
- Sevgi Risalesi
- Hizmet Düsturları
- Beş Risale
- Mektubat Mecmuası-1 (Osmanlıca)
- Mektubat Mecmuası 2 (Osmanlıca)
- Eski Said Dönemi Eserleri
- Mirkat-üs Sünnet
- Mektubat (Osmanlıca - Orta Boy)
- Ezkar-ı Nuriye
- Hizbul Kur'âni Ekber ve Virdül Kur'âni Elazım
- Bediüzzaman Said Nursi'nin İlk Dönem Eserleri
- Tefekkürname
- Mektubat Mecmuası 1. Kısım
- Mektubat Mecmuası 2. Kısım
- Şualar Mecmuası 2. Kısım
- Tasavvuf Risalesi
- Otuzuncu Lem'a Esma-i Sitte
- Hikmetü'l-İstiaze Risalesi
- Yirmi Dördüncü Söz
- İçtihad Sahabe ve Cennet Risalesi
- Münacat ve Hasbiye Risaleleri
- Mi'rac Risalesi
- Otuzikinci Söz
- Nurlardan Seçmeler - 2
- Beka-yı Ruh Melaike ve Haşr Risalesi
- İkinci Şua - Tevhide Dair
- Peyven Biçuk Peyva Bistu Seyemin Mektubata Bistemin
- Medrese-i Yusufiye Risalesi
- Sünuhat - Tuluat - İşarat
- Emirdağ Lahikası Mecmuası Cilt -1
- Nur Çeşmesi
- Emirdağ Lahikası 2.cilt
- Risale Günlüğüm
- Keşfü'l-Envar Külliyatından Arabi İşaratü'l-İcaz Meal ve Şerhi 4
- Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinden Hulusi Ağabey'e Gönderilen ve Neşredilmeyen Mektuplardan
- Usko ja Ihminen
- Viisaita Sanoja
- Totuus Luonnosta
- Yirmi Dördüncü Mektup
- Risalei Nur Külliyatından Namaz
- Fatiha Tefsiri
- Mu'cizat-ı Ahmediye Risalesi - Ondokuzuncu Mektup
- Risale-i Nur
- İhlas ve Kardeşlik
- On Birinci Söz'ün Şerhi
- Ene Risalesi'nin Şerhi
- Tesettür Risalesi
- Hüve Nüktesi
- Dua Risalesi
- Vesvese ve Hikmetü'l İstiâze Risâleleri
- Sabır Risalesi
- Risale-i Nur Külliyatından Misbahu'l-İman
- Ehl-i Beyt Risalesi
- Hastalar Risalesi ve Çocuk Taziyenamesi Risale-i Nur Külliyatından (Cep Boy)
- Emirdağ Lahikası Mecmuası-3
- Hukuk-u Valideyn (mini boy)
- Makalât-ı Hulûsiyye - 2
- İkinci Şua
- Rîsaleya Lem'eyan
- Rumuzat-ı Semaniye
- Namaz Tesbihatı
- Nurlardan Seçmeler -1
- Hakikat Çekirdekleri
- Türkçe Açıklamalı Kaside-i Celcelutiye ve Hizbü’l-Ekberi’n-Nuri
- Namaz Risalesi
- Mu'cizât-ı Ahmediye (asm) Risalesi
- Sırr-ı İnna A'tayna Risalesi
- Hastalar Risalesi
- Hutuvat-ı Sitte Risalesi
- Risale-i Nur Külliyatından Aile Risalesi
- Çekirdekler Çiçekleri
- Müsbet Hareket
- Risale-i Nur Külliyatı
- Vesvese Bahsi
Bediüzzaman Said Nursî Alıntıları - Sözleri
- Kelâmullah olan Kur'an o kadar hayatdar ve kıymetdardır ki, onu dinleyen, işiten kulakların adedini ve o kulaklara giren o kudsî kelimelerin sayısını, bütün denizler mürekkep ve melaikeler kâtib ve zerreler, nutfeler ve nebatlar ve kıllar kalemler olsa bitiremezler. (Latif Nükteler)
- Mahlukatın en zalimi insandır. (Mesnevi-i Nuriye)
- Hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez. (Hizmet Rehberi)
- Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku... Yoksa hayvan ve taş-toprak hükmünde cansız bir insan olma ihtimalin var! (Otuz Üç Pencere)
- Bununla beraber, meşâgil-i dünyeviye dediğin, çoğu sana ait olmayan ve fuzulî bir surette karıştığın ve karıştırdığın malâyani meşgalelerdir. En elzemini bırakıp, güya binler sene ömrün var gibi en lüzumsuz ve malûmat ile vakit geçiriyorsun. (Namaz ve Hikmetleri Risalesi)
- Evet, Kur'an der ki: "Eğer yerdeki ağaçlar kalem olup denizler mürekkep olsa Cenab-ı Hakk'ın kelimatını yazsalar, bitiremezler." (Zülfikar)
- Bedevîlikte beşer üç dört şeye muhtaç oluyordu. O üç dört hâcâtını tedarik etmeyen, on adette ancak ikisiydi. Şimdiki garp medeniyet-i zâlime-i hâzırası, su-i istimâlât ve israfat ve hevesatı tehyiç ve havâic-i gayr-ı zaruriyeyi, zarurî hâcatlar hükmüne getirip görenek ve tiryakilik cihetiyle, şimdiki o medenî insanın tam muhtaç olduğu dört hâcâtı yerine, yirmi şeye bu zamanda muhtaç oluyor. O yirmi hâcâtı tam helâl bir tarzda tedarik edecek, yirmiden ancak ikisi olabilir; on sekizi muhtaç hükmünde kalır. Demek, bu medeniyet-i hâzıra insanı çok fakir ediyor. O ihtiyaç cihetinde beşeri zulme, başka haram kazanmaya sevk etmiş. (Hizmet Düsturları)
- Kardeşlerimden rica ederim ki: Sıkıntı veya ruh darlığından veya titizlikten veya nefis ve şeytanın desiselerine kapılmaktan veya şuursuzluktan arkadaşlardan sudûr eden fena ve çirkin sözleriyle birbirine küsmesinler ve "Haysiyetime dokundu" demesinler. Ben, o fena sözleri kendime alıyorum. Damarınıza dokunmasın. Bin haysiyetim olsa, kardeşlerimin mabeynindeki muhabbete ve samimiyete feda ederim. (Medrese-i Yusufiye Risalesi)
- Her gün yirmi dört saat sermaye-i hayatı Hâlık'ımız bize ihsan ediyor; tâ ki, iki hayatımıza lâzım şeyler o sermaye ile alınsın. Biz kısacık hayat-ı dünyeviyeye yirmi üç saatı sarfedip, beş farz namaza kâfi gelen bir saati, pek çok uzun olan hayat-ı uhreviyemize sarfetmezsek; ne kadar hilâf-ı akıl bir hata ve o hatanın cezası olarak hem kalbî, hem ruhî sıkıntıları çekmek ve o sıkıntılar yüzünden ahlâkını bozmak ve meyûsane hayatını geçirmek sebebiyle, değil terbiye almak, belki terbiyenin aksine gitmekle ne derece hasâret ederiz, kıyâs edilsin. (Meyve Risalesi)
- . Ey göz, güzel bak! (Küçük Sözler)
- Bir sinek, elime kondu. Emanetullah olan gözünü, yüzünü, kanatlarını güzelce temizlemeye başladı. Bir neferin mîrî silâhını, elbisesini güzelce temizlediği gibi, sinek de temizliyordu. Nefsime dedim: "Bak!" Baktı, tam ders aldı. O sinek ise, mağrur ve tenbel nefsime hoca ve muallim oldu. (Latif Nükteler)
- ...mahlûkatın sıkıntılı gürültüsünden sıyrılıp huzûr-u Rahmân'a gitmek; bin can ile arzu edilir bir seyahattir, belki bir saadettir. (Tiryak)
- حَسْبُنَا اللَّهُ وَ نِعْمَ الْوَ كِيلُ Onun bekası bize yeter" dedim. (Şualar)
- "İhtiyarın cüz'î ise; kendi mâlikinin irâde-i külliyesine işini bırak. İktidarın küçük ise, Kadîr-i Mutlak'ın kudretine itimad et. Hayatın az ise, hayât-ı bâkiyeyi düşün. Ömrün kısa ise; ebedî bir ömrün var, merak etme. Fikrin sönük ise; Kur'ân'ın güneşi altına gir, îmanın nuruyla bak ki; yıldız böceği olan fikrin yerine herbir âyet-i Kur'ân, birer yıldız misillû sana ışık verir. Hem hadsiz emellerin, elemlerin varsa, nihayetsiz bir sevap ve hadsiz bir rahmet seni bekliyor. Hem hadsiz arzuların, makasıdın varsa, onları düşünüp muztarip olma. Onlar bu dünyaya sığışmaz. Onların yerleri başka diyardır ve onları veren de başkadır." (Ayet'ül Kübra)
- Ey rahmet ve keremi, sonsuzluğa uzanan bütün ümitlere tükenmez bir hazine olan ve her ne halde olunursa olunsun Kendisinden asla ümit kesilmeyen yüce Recâ (Açıklamalı Cevşenü'l Kebir)
- Tevafuk birkaç cihette bir şeyi gösterse, delalet derecesinde bir işarettir. Bazan bir tek tevafuk, bazı karainle delalet hükmüne geçer. (Latif Nükteler)
- İşte enva-ı dalalet derecatına göre az çok kâinatın yaratılmasındaki hikmet-i Rabbaniyeye ve dünyanın bekasındaki makasıd-ı Sübhaniyeye zarar verdiği için ehl-i isyana ve ehl-i dalalete karşı kâinat hiddete geliyor, mevcudat kızıyor, mahlukat öfkeleniyor. (İman Hakikatleri)
- Hem kat'iyyen biliniz ki; bu hayat-ı dünyeviyede hakikî lezzet, iman dairesindedir ve imandadır. (Hanımlar Rehberi)
- Artık bütün insanları kardeş yaparak yemyeşil cennetlerin nurlu ufuklarından esen refah ve saadet, huzur ve asayiş rüzgârıyla dalgalanan âlemşümul bir bayrak altında toplayacak olan yegâne kuvvet, İslâmdır. Zira beşeriyetin bugünkü hali, tıpkı İslâmdan evvelki insan cem'iyetlerinin acıklı halidir. Bunun için insanlığı o günkü ebedî felâketten kurtaran İslâm, bugün de kurtarabilir... (Nur Aleminin Bir Anahtarı)
- Zira bir müslimin herbir sıfatı İslâmiyetten neş'et etmek lâzım gelmez. (Muhakemat)