Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar - Ali Şeriati Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar kimin eseri? Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar kitabının yazarı kimdir? Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar konusu ve anafikri nedir? Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar kitabı ne anlatıyor? Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar kitabının yazarı Ali Şeriati kimdir? İşte Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ali Şeriati

Çevirmen: Davut Duman

Yayın Evi: Fecr Yayınevi

İSBN: 9789756004937

Sayfa Sayısı: 271

Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ve işte o zaman bir yazarın eylemi (işi), bir konuşmacının, bir öğretmenin, bir mütercimin, bir ideologun, bir fikir önderinin, bir tarihçinin, bir aydının eylemi konuşmaktır: Ateşli sözlerden oluşan kurşunları düşmanın kara ordusuna yağdırmak, uyuyanları uyandırmak, cehalet gecesinin kara çadırını yırtıp yakmak ve düşünce alevi ile geceyi ateşe vermek, kışı ısıtmak, tek kelimeyle "mesajı" halkın kulağına iletmektir. Tarihleri alt üst eden, zamanları yaratan, medeniyetleri kuran peygamberler mesaj iletmekten başka bir şey mi yapmışlardır? Aydın kimse, zamanın ve toplumun peygamberidir.Eğer sözünü doğru söylerse ve doğru söz söylerse; artık söz söylemiş olmaz, amel etmiş olur. Çünkü aydının eylemi "söz söylemektir". Elbette sözden söze de fark vardır. "Mürekkebi şehidin kanından üstün" söz de vardır! Ve sen ey oğlum! Hiçbir diktatörün elinde tutsak olmak istemiyorsan sadece bir şey yap:Oku, oku, oku!!

Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar Alıntıları - Sözleri

  • "Allah seni bana vermekle bana vermediklerini telafi etmiştir."
  • Ve sen ey oğlum! Hiçbir diktatörün elinde tutsak olmak istemiyorsan, sadece birşey yap: Oku, oku, oku..
  • "Allah seni bana vermekle, bana vermediklerini telafi etmiştir." -Ali Şeriatî'den eşi Puran Şeriatî'ye
  • Acının düğümü boğuyor beni.
  • Eğer dini bu tekrarlanagelen kalıpların tekelinden kurtaramaz ve onu bir harekete dönüştüremezsek, din, kendisine gelenek nedeniyle vefakâr kılan kocamış ve tükenmiş kuşakla birlikte ölecektir.
  • Sömürü, dün olduğu gibi bugün de zaaflarımıza ve kusurlarımıza bir bahane olmuştur.
  • Allah'ı görüyorum, hissediyorum, açıkça ve net bir şekilde. Kendi varlığımı, güneşin sıcaklığını ve ışığını, karanlıkta ansızın çakan şimşeğin aydınlığını, bütün bir geceyi, ateşin yakıcılığını, gülün kokusunu ve aşkı... Allah'ı, Allah'ın kendisini... Ellerini lütuf ve himaye belirtisi olarak omuzlarıma koyduğunu hissediyorum.
  • Bu dünyada şu üç şeyi şunlarla ara: Gerçekliği, düşünce ve ilimle; iyiliği, ahlak ve dinle; güzelliği, sanatla. Ve aşk sana bu üç dünyanın da kapılarını açabilir.
  • Hayatında hiç bir ''niçin''i olmayan kimse bütün ''nasıllarla iyi geçinebilir.''
  • Ey ebedi sığınak! Sığınılacak hiçbir yer kalmasa da sığınak olarak Sen yetersin.
  • Allah için demek halk için demektir. Aksi takdirde halktan gayri Allah için olursa mollacılık ve sofuculuk olur, Müslümanlık değil.
  • Üstad Şehid Dr. Ali Şeriati şehadetinden(Haziran, 1977) önceki aylarda bir mektup yazıyor oğlu İhsan'a, ve şu sözlerle bitiriyor; " Fakat bilmiyorum, takdir, bana daha ne kadar görev vermiştir? Çantasında ne vardır? Her neyse, Meterling'in ölüm yatağında oğlu için, hemşiresine hitaben yazdığı şiiri tekrarlıyorum: O geldiği zaman Benim bu asamı, yükümü ve çarıklarımı ona ver. Ve ona de ki ben Kırk yıl önce Bu asayı elime aldım Bu çarığı ayağıma geçirdim Ve bu yükümü omzuma aldım Ve yola koyuldum Kırk yıl yorulmadan susuz ve âşık Yoluma devam ettim Şimdi yolun burasına kadar geldim Ve sen oğlum! Şimdi Asamı eline al! Çarıklarımı giy Ve yükümü sırtına al Ve bu yolu Benim kaldığım yerden Devam ettir. Ve sen de yaşamının sonunda onu oğluna teslim et ve senin kaldığın yerden devam ettirmesini vasiyet et " -Ali Şeriati Ferverdin 1356(Mart-Nisan 1977)
  • Hiçbir diktatörün elinde tutsak olmak istemiyorsan sadece bir şey yap: Oku, oku, oku !!
  • Zaten Allah hep ihtişamdır, güzelliktir, sevgidir ve bütün bunlarla yakın akrabadır, mahremdir, tanıdıktır, dertten anlayandır, sırrı, ihtiyacı, acıyı, sıkıntıyı, aşkı, yenilgiyi, insan ruhunun arzusunu bilendir. Bu dünyanın ve bu hayatın boşluğunu, soğukluğunu ve sessizliğini doldurandır. Şefkatli, ümit bahşeden, okşayan, yalnızlığımızı gideren bir arkadaştır...
  • Hiçbir diktatörün elinde tutsak olmak istemiyorsan sadece bir şey yap: Oku, oku, oku!!

Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bilgisizliğin hakim olduğu bir çağda ‘’bilmek’’ suç sayılıyordu.: Merhaba kardeşler; Ali Şeriati’ye ait ‘’Aşina Yüzlerle/ Ailesine ve Dostlarına Mektuplar’’ isimli eser ile karşınızdayım… ‘’SİZİ RAHATSIZ ETMEYE GELDİM!’’ Şeriati’nin bu sözü ile kitaba giriş yapıyorsunuz ve; ‘’Hiçbir diktatörün elinde tutsak olmak istemiyorsan sadece bir şey yap: Oku, oku, oku!!’’ Sonsözü ile kitabın kapağını kapatıyorsunuz… 1977 yılında, Londra’da SAVAK görevlilerinin her yıl binlerce defa yaptıkları ‘’görev’’lerinden birini daha yerine getirişlerinden ve ülkesinden uzaklarda, sürgünde yaşayan bir düşünürü ‘’yok ettiklerini’’ sandıkları günden bugüne uzun bir zaman geçmedi. Fakat tüm zalimler gibi onların ve efendilerinin de ‘’düşünürleri’’ yok etmekle çok şeyin de değişeceğine, düşüncelerinin ortadan kalkacağına olan inançları tamdı. Ama görüyoruz ki tarih zalimleri haklı çıkarmamıştır ve O’nun şehit edilişinin üzerinden iki yıl bile geçmeden savunduğu düşüncelerin bayraklaştığı bir büyük kıyamdan sonra, halkı ve hayatını vererek yetiştirmeye çalıştığı gençliğin; Şeriati’nin eserlerini, konferanslarını, mektuplarını ve hatta hayatını kaleme alıp insanlığa sunduğunu görüyoruz. Elinizdeki bu eser de bunlardan yalnızca biri… Peki Şeriati neden şehid edildi? Bu soruya yine kendisinin diliyle, ‘’Kevir’’ isimli eserinden bir pasajla cevap verelim: ‘’Bilgisizliğin hâkim olduğu bir çağda ‘’bilmek’’ suç sayılıyordu. Ezilmiş ve hor görülmüş bir toplumda, soylu bir ruha, yiğit bir yüreğe sahip olmak veya Buda’nın dediği gibi, ’’Göller ülkesinde bir ada olmak’’ bağışlanacak suçlardan biri değildi…’’ ‘’Allah’ın inayetiyle, öyle bir yola koyuldum ki, ömrümün bir anını bile kişisel mutluluğum için harcayamam. Mademki Allah’ın yardımı benim zayıflıklarımı telafi ediyor ve mademki bu ömür bir gün nasıl olsa bitecektir, öyleyse ömrümü bu uğurda harcamamdan daha büyük mutluluk ne olabilir?’’ Hani söylenegelen bir söz vardır ‘’Eğer sen doğru söylersen, Allah da seni doğrular.’’ Şeriati, sözünün doğruluğunu şehitliği ile ispatlamıştır. Allah rahmeti ile muamele eylesin… Peki Şeriati nasıl yetiştirildi? (Soruya, cevabı yine kendi kalemi cevap veriyor:) ‘’Maneviyatımı ilk biçimlendiren babamdır. Bana düşünme ve insan olma sanatını ilk öğreten odur. Annem beni sütten keser kesmez, babam bana hürriyet, asalet, saffet, sebat, iffet ve iman duygularını vermeye başladı. Beni dostlarıyla yani kitaplarıyla o tanıştırdı. Kitaplar, okula başladığım ilk günlerden itibaren en sadık arkadaşlarım oldu. Onun bütün hayatı ve ailesi demek olan kütüphanesinde büyüdüm. Büyüdükten sonra ancak yoğun çaba ile öğrenebileceğim şeyleri o bana çocukluğumda kolayca, kendiliğinden armağan etti. Babamın kütüphanesi şimdi benim için paha biçilmez hatıralarla dolu bir dünyadır. Bütün kitaplarını -hatta ciltlerini bile- hatırlayabiliyorum…’’ Şeriati ilahi reçete olan ‘’okumak’’ eylemi ile çok küçük yaşlarda tanışmış ve bu eylemi tüm zalimlerin zulmüne İbrahimî bir darbe olarak görmüş ve şöyle demiştir: ‘’Okuyun; Çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor!’’ Dr Şeriati’nin elinizde bulunan bu eserine baktığımızda yazarın ailesine ve dostlarına farklı zamanlarda yazdığı mektupların olduğunu göreceksiniz. Ailesine yazdığı mektuplarda bile çağın sosyal meselelerine değinmiş, yalnızlığını, inancını, eylemlerini, umudunu ve isyanını dile getirmiştir. Yalnızlığının ve inancının şaha kalktığı şu satırlarla yazıma son vermek istiyorum: ‘’Ama ben yenilmeyeceğim ! Yalnızların en yalnızı olsam da Allah var O her yokluğun yerini tutar Lanetlemeler ve övgüler boştur. Yaratılmışların hepsi kudurmuş kurt olsa, Üzerime gökten korku ve kin yağsa da Sen benim ölümsüz, zarar görmeyen Mevlamsın Ey ebedi sığınak !!! Sığınılacak hiçbir yer kalmasa da sığınak olarak Sen yetersin.’’ (Had Ra)

Kitabın Yazarı Ali Şeriati Kimdir?

Ali Şeriati (Farsça: علی شريعتی‎) (d. 1933, Sabzevar - ö. 1977), İranlı Müslüman sosyolog, aktivist, düşünür ve yazar; özellikle din sosyolojisi ve çağdaş İslam düşüncesi üzerine eserler vermiştir. Marksist düşünceden yaptığı alıntılar ve türetmeler ve bunların kendi zamanındaki İran'a ve çevresine adapte edilmesi ve Marksizm kritiği ile birlikte çağdaş İslam düşüncesi ve devrimcilik açısından ortaya koyduğu çeşitli sonuçlar ve yarattığı ilgi sebebiyle, gerek önemli çağdaş İslam düşünürleri arasında gerekse İran'daki devrimci İslam'ın babası ve İran İslam Devrimi'nin baş düşünürü olarak anıldığı olmuştur. Düşünceleri genel olarak "İslam'a dönüş" -"öz"e dönüş- başlığı altında toplanabilir ve bilimsel kaynaklara dayanması, sosyoloji vurgusu yapması ve Batı metodolojisini, çeşitli açılardan eleştirmekle birlikte çeşitli açılardan yapıcı bir şekilde kullanması (ki sosyoloji gibi çeşitli bilimler ve Batı düşüncesinde ortaya çıkan çeşitli fikirlerin, örneğin bazı Marksist fikirlerin, İslam'ın özünde de daha farklı bir şekilde ortaya konduğunu da savunur) sebebiyle moderndir ve gelenekçilikten uzak olduğu gibi gelenekçi görüş ve kesimlere eleştirel yaklaşır nitekim bu sebeple eleştirildiği veya çelişki ile suçlandığı olmuştur. Bu tarzından yola çıkarak kendisi hakkında "sosyolojiyi İslamlaştırmaktan" ziyade "İslam'ın sosyolojik" bir okumasını yaptığı da söylenmiştir.

Hayatı

Çocukluğu

Şeriati 1933 yılında Mazinan, Sabzevar, İran'da doğdu. Babası ilerici milliyetçi bir öğretmen olan Muhammed Taki'dir. Eğitim yıllarında ilk kez İran'ın daha aşağı sınıflarından insanlarla tanıştı, var olan fakat bilmediği yoksulluk ve zorluklarla tanışması bu dönemde oldu. Ayrıca aynı dönemde Batı felsefi ve siyasi düşüncesiyle de tanışmıştır. Modern sosyoloji ve felsefenin bakış açısı ve bunun geleneksel İslami prensipler ile harmanlanması aracılığıyla Müslüman toplum ve toplulukların karşılaştığı sorunları açıklamaya ve çözümler bulmaya çalışmıştır. Şeriati Mevlana ve Muhammed İkbal'den büyük ölçüde etkilenmiştir.

Eğitimi

Lisansını İran'da bitirdikten sonra, Paris Üniversitesi'nde doktorasına başladı. Burada, 1964 yılında Sayfuddin'den "Belh'in Faziletleri Tarihi" isimli bir el yazmasının notlandırılmış bir Farsça çevirisini yaparak Edebiyat dalında doktor olmuştur. Daha sonra İran'a dönmüş, fakat hemen şah yönetimi tarafından tutuklanıp hapsedilmiştir. Yönetim onuFransa'dayken devleti yıkıcı siyasi aktivitelerde bulunmakla suçlamıştır. Daha sonra 1965'te serbest bırakılmış ve Meşhed Üniversitesi'nde eğitim vermeye başlamıştır.

Ölümü ve etkileri

Dersleri kısa sürede farklı toplumun farklı kesimlerinden öğrenciler tarafından beğenilmiş ve popülerleşmiştir. Bunun sonucu yönetim Üniversite'yi zorlayarak onun eğitim vermesini engellemiştir. Bunun üzerine Şeriati Tahran'a giderek Hüseyniye-i İrşad Enstitüsü'nde ders vermeye başlamıştır. Yine büyük bir popüleriteye ulaşan dersleri, yine toplumun her kesiminden öğrencileri etkilemiştir. Şeriati'nin görüşlerine ilginin arttığı orta ve yüksek sınıflardan öğrencilerin olması dikkat çekiciydi. Bu ilgi de şah yönetiminin Şeriati ile bazı öğrencilerinin tutkulanması emrini vermesine neden oldu. Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından gelen tepkiler üzerine yönetim onu serbest bıraksa da çeşitli şartlarla tahliye edilmişti: kesinlikle herhangi bir eğitim aktivitesinde yer almayacak, hiçbir şey yayımlamayacak ve özel veya genel hiçbir toplantı yapmayacaktı. Ayrıca devletin güvenlik örgütlerinden SAVAK onun yakın çevresini yakın gözetim ve denetim altında tutacaktı. Şeriati bu şartlara karşı çıkarak ülkesini İngiltere'ye gitmek üzere terk etmeye karar verdi. Üç hafta sonra, 19 Haziran 1977'de SAVAK tarafından öldürüldü.

Tahran'ın büyük hastanelerinden birine Şeriati'nin ismi verilmiştir.

Devrim öncesi İran'ın en önemli ve etkili felsefi liderlerinden sayılan Şeriati'nin görüşleri bugün hâlâ İran toplumunda popüler ve etkindir. Özellikle bugünki İslami Cumhuriyet rejiminin biçimi, ruhban sınıfının konumu ve eşitlik anlayışına karşı çıkan kesimler tarafından beğenilmektedir.

Şeriati'nin düşünsel çalışmaları sadece devrim öncesi ve sonrası İran'ı değil, dünya çapında İslamcı topluluk ve düşünceler başta olmak üzere birçok kişi ve grubu etkilemiştir. Çeşitli dini kavramlara yaklaşımı, ruhban sınıfının eleştirisi ve İslamcılık hareketinin içinde kabul edilen çeşitli çıkarımlarıyla ilgi çekmiştir.

Şeriati, ayrıca Martinikli Marksist düşünür ve şair Frantz Fanon'un "Yeryüzünün Lanetlileri" isimli eserini, Jacques Derrida'dan "Şiir Nedir" ve Fransız oryantalist ve aynı zamanda katolik papaz olan Louis Massignon'dan "Selman-ı Pak" adlı eserleri Farsçaya çevirmiştir.

Birçok eseri bulunan Ali Şeriati'nin eserlerinin neredeyse tümü Türkçeye çevrilmiştir.

wikipedia

Ali Şeriati Kitapları - Eserleri

  • Hac
  • İnsanın Dört Zindanı
  • Ali
  • Dine Karşı Din
  • Kendini Devrimci Yetiştirmek
  • Ebuzer

  • Anne Baba Biz Suçluyuz
  • Kadın (Fatıma Fatımadır)
  • Her Hicret Bir İnkılaptır
  • Muhammed Kimdir
  • Kendisi Olmayan İnsan
  • İnsan
  • Bilinç ve Eşekleştirme

  • Dua
  • Çocuklar ve Gençler
  • Dinler Tarihi 1
  • Dinler Tarihi 2
  • Şehadet
  • Aydın
  • İslam ve Sınıfsal Yapı

  • Marksizm
  • Kur'an'a Bakış
  • Hangi Şia?
  • Kapitalizm
  • İran ve İslam
  • İslam Bilimi (Ciltli) I-II
  • İbrahim'le Buluşma

  • İslam'ı Tanıma Metodu
  • Dünya Görüşü ve İdeoloji
  • Yeni Çağ'ın Özellikleri
  • Ne Yapmalı
  • Yalnızlık Sözleri 1
  • İslambilim 1
  • İslambilim 2

  • Biz ve İkbal
  • Aydınlara Umut Çağrısı
  • Ali Şiası Safevi Şiası
  • Hür Düşünce Mektebi
  • İslam Nedir Muhammed Kimdir
  • Mektuplar
  • Çöle İniş

  • İslam'ı Anlamak
  • İnsan Olmak
  • Kevir/ Bir Tarih Olarak Beliren Coğrafya
  • Muhammed'i Tanıyalım
  • Kültür ve İdeoloji
  • Kendini Bilmek
  • Yalnızlık Sözleri 2

  • Medeniyet ve Modernizm
  • Medeniyet Tarihi 1
  • Medeniyet Tarihi 2
  • İdeallerin Yenilgisi
  • Kapitalizm Uyanıyor mu?
  • Şia
  • Mükemmel Bir Cemaat Ali Şiası

  • Sanat
  • Dine Karşı Din / Anne Baba Biz Suçluyuz
  • Ümmet ve İmamet
  • Adem'in Varisi Hüseyin
  • Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar
  • Kavramlar Sözlüğü
  • Muhtelif Eserler- I

  • Muhtelif Eserler- II
  • İslambilim 3
  • Bir Önünde Sonsuz Sayıda Sıfırlar
  • Tevhidi Altyapı
  • Bekleyiş - Karşı Tepki Dini
  • İslam Ekonomisi
  • İslam'ın Tarih Felsefesi

  • İslam Sosyolojisi Üzerine
  • Sizi Rahatsız Etmeye Geldim
  • Marksizm ve Diğer Batı Düşünceleri
  • Yarının Tarihine Bakış
  • Sevmek Aşktan Üstündür
  • Terimler Sözlüğü
  • Gençler İçin İnanç ve Ahlak Prensipleri

  • Dine Dayanmak
  • Siret
  • Ali Şeriati'den Aforizmalar
  • Dinleri Tanımak
  • İki Sûre İki Yorum
  • Çağımızın Müslüman Kadından Beklentisi - Emperyalizme Karşı Müslüman Kadın
  • Toplumbilim Üzerine

  • Çar Zindanen İnsan-Eli Şerieti
  • Aşk ve Devrim
  • Ve Cevap Veriyorum
  • Öze Dönüş
  • Ayet Yorumları

Ali Şeriati Alıntıları - Sözleri

  • Diğer canlılar niçin yaşadıklarını anlamaları gerekmeksizin yaşarlar. Ama insana: "Yaşa!" dedikleri zaman "Nasıl?" diye sormadan önce "Niçin?" diye soruyor. Bundan dolayı insana,sadece nasıl yaşayacağını öğretmek yetmiyor. İnsan, aç olduğu sürece alışılmış hayat nimetlerinin peşinden gider ve gündelik dertlerini gidermek için çabalar; bu durumda bu sorulardan az ya da çok uzaklaşır. Fakat bu ihtiyaçlar giderildiğinde onun için insan olmanın temel ihtiyaçları ve nerede olması gerektiği gündeme gelir.Gercekten de gerçek din ve mutlak din duygusu bugün daha çok, daha ciddi ve daha hayatı bir ihtiyaç konusudur. (Dinler Tarihi 1)
  • Bu dünyada şu üç şeyi şunlarla ara: Gerçekliği, düşünce ve ilimle; iyiliği, ahlak ve dinle; güzelliği, sanatla. Ve aşk sana bu üç dünyanın da kapılarını açabilir. (Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar)
  • Başkalarıyla oldukça kendimi yalnız görüyordum. Yalnız kendimle, yalnız değildim. (Çöle İniş)
  • Diyorlar ki kafir, ölümden sonraki dünyaya inancı olmayan kimse demektir. Mümin ise bunlara inancı olan kimsedir. (Dine Dayanmak)
  • Peygamber, ağır düşüncelerin baskısı altında bunaldığında ve ruhunun çetin dalgaları ve düşüncelerinin yüksek miraçları karşısında takatsiz kaldığında, Ayşe' yi çağırıp " Benimle konuş ey Hümeyra( pembelim) ! diyordu. (İslam Nedir Muhammed Kimdir)
  • “Sezgisel ve tahmini değil, aksine gözle görme şeklinde olan kesim bilimsel ölçülere dayanarak ikinci neslimiz bizimle yabancılaştığını biliniz.” (İbrahim'le Buluşma)

  • Dua; öğreten, bilinçlendiren, iyilik ve güzelliği telkin eden bir metin, ruhu ruhani miraca götüren, ölüm gününden kurtaran, Allaha yaklaştıran, eğitip öğreten bir ilimdir. (Kavramlar Sözlüğü)
  • Kıyamette görmeye başlayıp başkalarını görme azabına uğrayacağımdan korkuyorum. [Ebulala Maarri] (İslambilim 2)
  • İbrahim'e bak! Sevgili evladını aşka kurban ediyor. (Ali Şeriati'den Aforizmalar)
  • "O sıfır aleminin içinde bir gibiydi." (Çocuklar ve Gençler)
  • Netice, yine umutsuzluk, nefret, sorumlu­luktan kaçma, kendi köşesine çekilme, mistik hayat, varoluşçu oyunlar vb .. (Medeniyet ve Modernizm)
  • Dua, yüzüne açılmayan hiçbir kapıyı çalmaz.. Dua, en yüksek ifade zirvesini, aklın karanlık gecesinde, Akıl bineğinin ayağı topalladığında, Aşk uçuşu sırasında bulur.. (Dua)
  • lnsan ne kadar daha fazla anlar ve ne kadar daha derin hissederse daha çok acı çeker ve sorumluluğu ağırlaşır. (Yalnızlık Sözleri 2)

  • Yarının tarihini yazarsak ancak, tarih değer kazanacaktır. Tarih, eğer yarını bilmemize, bugünün insanını ya da ortaya çıkacak insanı bilmemize yardımcı olmuyorsa, faydasız olacaktır. Çünkü tüm bilimler; insanları, geleceğin insanının hayatını ve bugün ile yarının insanının idealini anlamada, en azından yararlı olmak zorundadır. Geçmişteki insanı anlamak, kendimizi ve geleceğimizi anlamada bir başlangıç olmalıdır... (Yarının Tarihine Bakış)
  • Şüphe yok ki, bu memlekette aç olanlar en çok çalışanlardır. Bununla şerefiyle çalışan, hırsızlık, yan kesicilik, aldatma, dalkavukluk, rüşvet, nüfuz sömürücülüğü, kadın ticareti, insanı kısa yoldan seçkin kılacak herhangi ber şeyi yapmayan namusluları kastediyorum. (Kapitalizm Uyanıyor mu?)
  • Komünizm ve kapitalizmin her ikisi de şekil farklılıklarına rağmen insana "ekonomik bir hayvan" olarak bakmaktadırlar. Aralarındaki bu şekil farkı bu hayvanın ihtiyaçlarını karşılamada hangisinin daha başarılı olabileceği meselesi üzerinedir. (İnsan)
  • Aydın ; son peygamberden sonra, peygambere benzeme eylemidir. Ümmi olmak ; halkın adamı olmaktır. Ümmetin hem içinde hem de dışında ayaklanmaktır. (Ne Yapmalı)
  • "Bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez." (Bilinç ve Eşekleştirme)
  • Halkın eleştirilerini özgürce yapamadığı bir toplumda eleştiriler, mizahla yapılır ve bu mizahlar bir araçtır. (Medeniyet Tarihi 1)
  • Kuran'ın Allah'ı insana yakındır, herkesle birliktedir. (İslam Nedir Muhammed Kimdir)