Asiye - Nejla Arslan Kurt Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Asiye kimin eseri? Asiye kitabının yazarı kimdir? Asiye konusu ve anafikri nedir? Asiye kitabı ne anlatıyor? Asiye PDF indirme linki var mı? Asiye kitabının yazarı Nejla Arslan Kurt kimdir? İşte Asiye kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Nejla Arslan Kurt
Yayın Evi: Hayat Yayıncılık
İSBN: 9786051512464
Sayfa Sayısı: 264
Asiye Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Asiye...
Daha doğmadan babası tarafından terk edilen, sonra annesinin yeniden evlenmesiyle ikinci darbeyi yiyen ve büyükannesinin yanında büyümek zorunda kalan bir genç kız.
İnsanların kendine acımasından nefret eden ve bu sebeple asla acısını kimseye göstermeyen bir kız.
Evlilik çağına erdiğinde büyükannesi 'gözüm arkada kalmasın' deyip evlendirmeye çalışır fakat o her gelen görücüyü ardına bile bakmadan kaçırır. Ona göre aşk denen şey koca bir yalandır.
Ta ki bir gün evlerine gelen bir misafirle tüm kaderi değişene kadar...
Asiye Alıntıları - Sözleri
- Tıpkı Bir Deniz Gibi... Kimi Zaman Asi Ve Hırçın Kimi Zaman Sakin Ve Durgun...
- Adını bir türlü koyamadığı garip bir histi yüreğindeki..
- Sonra kapanmıştı kapı, sanki bir daha hiç açılmayacakmışçasına... Feryadı sokağı çınlatıyordu. Bir yavru annesinden koparılıyordu ve dünya bunu görüp utanmıyordu..
- Karakteri güçlü kızlar buna asla müsaade etmez ve hazinesini doğru zaman , doğru kişi için muhafaza ederdi.
- Her nasip vaktine esirdir.
- Her nasip vaktine esirdir.
- Sanki burada bekleyen evladı değildi. Asiye tam da böyle düşünmüştü, henüz sekiz yaşında küçücük bir kızken. O gün beklemekten Vazgeçti. Ve sevmekten...
- Adını bir türlü koyamadığı garip bir histi yüreğindeki.
- " Her nasip vaktine esirdir. "
- “Her nasip vaktine esirdir”
- Gelin olan kızın başına cennetten bir kuş konarmış ve bu kuş ona büyülü bir güzellik katarmış.
- “Fiziki yaşınız epey ilerlemiş olsa da görüyorum ki akıl yaşınız yerinde saymış”
- Haklısınız belki de ama bilmez misiniz? Her nasip vaktine esirdir...
- "Tıpkı bir deniz gibi... Kimi zaman asi ve hırçın ve kimi zaman sakin ve durgun..."
Asiye İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Aslına bakarsanız klasik Türk yaz dizisi tadında bir kitaptı. 10 sayfa sonra ne olacağını hatta kitabın sonunda ne olacağını tahmin etmek pek zor olmuyor. Yine de okunabilir bir kitaptı. Gerek Asiye'nin pot kırışları gerek babaannenin konuşma tarzı ile okurken eğlenebileceğimiz bir kitap olmuş. (Helîn.)
Biraz basit bir hikaye olmuş. Zaman ve karakterler oturmamış yerine. Yiğit çok zengin genç bir iş adamı, Asiye herhangi bir mahalle kızı. Eğitim yok, bilgi yok, kültür yok. Kadınlarımızı hikayelerde, romanlarda bile olsa eğitimsiz, görgüsüz gösteren yazarlarımızı anlamıyorum. Asiye gerçekten hiçbir niteliği olmayan parazit gibi yaşayan bir bireyken, Yiğit yurtdışında işler bitiren cevval bir genç olarak niye böyle vasıfsız bir kızı alsın ki? Keşke kızımız da en azından ayakları üzerinde durabilen eğitimli biri olsaymış. Dedesinin istegi ile Asiye ile evlenmek zorunda kalan Yiğit klasik Türk dizi ve filmlerimizde olduğu gibi sanırım aşık olacak ama bu ikinci kitapta belli ki. Okuycaz mecburen. Hikaye yarım kalmasın. Keyifli okumalar. (kitapçıkız)
Ben asla evlenmeyeceğim diyenlerden korkun: Asiye, anne ve babasız olarak büyükannesinin yanında büyümüş, hem asi hem de itaatkar, hem sevgi dolu hem de hırçın bir kız. Başladıktan sonra hemen bitirmek isteyeceğiniz bir roman olmuş. Yiğit ile Asiye nin büyüklerini üzmemek adına kabul ettikleri evcilik oyununda iki farklı karakterin birbirini çekim gücü ile sanki aşka adım atıyorlar. Birbirlerini sevecekler mi acaba? Roman kısa kaldı bence. Daha çok sayfaları olmalı. (Kenan ÖZ)
Asiye PDF indirme linki var mı?
Nejla Arslan Kurt - Asiye kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Asiye PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Nejla Arslan Kurt Kimdir?
1984 tarihinde Kahramanmaraş'ta doğdu. 18 yaşında kendi isteğiyle de görücü usulü ile evlendirildi. Şu an bu evlilikten olma iki kız bir erkek evladı olan yazar hala Kahramanmaraş'ta ikamet etmektedir. Yazarın şimdiye kadar yayınlanmış "Görücü Usulü Aşk ve Görücü Usulü Aşk Vuslat Vakti" adında seriden oluşan iki kitabı vardır.
Nejla Arslan Kurt Kitapları - Eserleri
- Görücü Usulü Aşk
- Görücü Usulü Aşk Vuslat Vakti
- Görücü Usulü Aşk 3
- Seni Bana Yazmışlar
- Asiye
- Asiye
- Sirayet
Nejla Arslan Kurt Alıntıları - Sözleri
- Kaderde ne ise odur, etme merak, Uyma kendi nefsine, Hakk’ın emrine bırak. Hz. Mevlana (Seni Bana Yazmışlar)
- "Eğer bir erkek senin en çirkin halini gördüğünde bile yine senden vazgeçmiyorsa işte bu gerçek sevgidir" (Görücü Usulü Aşk Vuslat Vakti)
- Adını bir türlü koyamadığı garip bir histi yüreğindeki. (Asiye)
- Soru çoktu lakin insanoğlunun kendi kendine sorduğu soruya cevap vermesi pek zordu. (Seni Bana Yazmışlar)
- "Bazı anlar bu yaşadıklarımı rüyadan ibaret sanıyor ve korkuyorum" (Görücü Usulü Aşk 3)
- İnsan uyudu, hayvan uyudu ama evren uyumadı. Sular akmaya, rüzgar esmeye ve dünya dönmeye devam etti. (Asiye)
- Her evin ocağı tüter. Tüter de nasıl tüter bilinmez. O ocakta pişen et midir yoksa dert midir? Bunu sadece evin sahipleri bilebilir. (Görücü Usulü Aşk 3)
- "Her insanda nefis vardır ve her nefsin akıl hocası şeytandır. (Seni Bana Yazmışlar)
- Oysa Aşktır Yakışan Kalbe Ve Kalptir Taşıyan Aşkı! (Görücü Usulü Aşk)
- Oysa asktir yakisan kalbe ve kalptir tasiyan aski (Görücü Usulü Aşk)
- Gelin olan kızın başına cennetten bir kuş konarmış ve bu kuş ona büyülü bir güzellik katarmış. (Asiye)
- Duyulan tek ses yağmurun hışırtısıydı. Öyle güzel yağıyordu ki... Biraz hırslı, biraz hasret ve birazda ağlamaklı... Ama en çok da aşkla yağıyordu... Ve yağmur toprakla buluştu. Kavuştu sevdasına. (Görücü Usulü Aşk Vuslat Vakti)
- "Aşk dediğin suret değil, siretten ibarettir.Zamanla suret değişir ama siret baki kalır.Sen, sen ol seni suretin için sevenlerin değil, siretin için tercih edenlerin yanında ol.Eğer bir erkek senin en çirkin hâlini gördüğünde bile yine senden vazgeçmiyorsa işte bu gerçek sevgidir." (Sirayet)
- "Gideni getiremeyeceğimizi bilsek de kalanlara şükrettik. Olması gereken de buydu zaten. Yoksa bu hayat nasıl geçerdi?" (Sirayet)
- "Sabır taşım da demlenen çaresizliği yudumladım damla damla..." (Görücü Usulü Aşk)
- Genç bir öğrenci bir gece yarısı, mum işığı altında ders çalış maktaydı. İlmi araştırmalara daldığı bir sırada kapisi çalındı. O vakitte birinin gelmesinin meydana getirdiği hayret ve gelen mi safirin kimliği hakkındaki merakla kapıyı açtı. Karşısında genç ve güzel bir kızcağız durmaktaydı. Karşısındaki misafir, yolunu kaybettiğini ve etrafta başka bir ışık göremediği için onun kapısı mi çalmaya mecbur kaldığını söyledi. Genç öğrenci, misafirini geri çevirip onu gece karanlığına ve sokağın soğuğuna terk edemeyeceği için çaresizce içeri aldı. Ona oturup dinlenebileceği bir köşe gösterdikten sonra da sabaha ka dar dersine çalışmaya devam etti. Utangaç ve gizli saklı nazarlar la onu seyreden kızcağız, genç talebenin bir hâline oldukça şaşır mıştı. Genç, arada bir parmağını önünde yanan mumun alevine tutmakta ve bir müddet öylece bekledikten sonra geri çekmektey di. Bir defa ile de yetinmemekte, bunu ara ara tekrarlamaktaydı. Bu hâl üzere sabah olmuştu. Gün işıdıktan sonra genç kız oradan ayrılıp evine döndü. Halkın yardımıyla yolunu bularak ulaştığı ev, Osmanlı vezir lerinden birinin sarayıydı ve genç kız da vezirin kızıydı. Saray halki, ona geceyi nerede ve nasıl geçirdiğini merakla sordu; çünkü bütün gece onu aramış ama bir türlü bulamamışlardı. Genç kız başından geçenleri, gördüklerini ve özellikle de kendi sini misafir eden öğrencinin tuhaf hâlini bir bir anlattı soranlara. Bunun üzerine vezir, kızına yardım eden o genci sarayına da vet etti ve ona niçin sabaha kadar elini yanan mumun üzerinde tuttuğunu ve elini yaktığını sordu. Yusuf yüzlü genç şu güzel cevabı verdi vezire: - Yolunu kaybettiği için kapımı çalan bir misafiri dışarıda bırakamazdım. Bu sebeple onu kulübeme aldım. Nefsimin desise lerine karşı koyabilmek için de elimi, ara sıra mumun bana cehen nemi hatırlatan alevi üzerine koydum. Şeytan beni kandırmaya yeltendiğinde parmağımı ateşe tutarak, nefsime cehennem azabını hatırlattım ve böylece yanlış bir şey yapmaktan kurtuldum. Iffet ve ismet şuuruyla ve bir gün vereceği azim hesabın kor kusuyla parmağını yakan gencin bu hareketi vezirin çok hoşuna gitti. Vezir, ondan kızı ile evlenmesini teklif etti. Teklifi kabul eden genç bundan sonra "Damat Efendi" lakabıyla meşhur olan, Mec mau'l-Enhür isimli Hanefi fikih kitabının yazarı Muhammed bin Süleyman'dan başkası değildi. (Seni Bana Yazmışlar)
- "Arada gök gürültüsü duyuluyordu. Sanki yağmur ve toprağın vuslatını kutluyordu gökyüzü. Onlar için bir düğün kurulmuştu da bu neşeyle arada tebrik naraları atıyordu, onları kendi lisanında tebrik ediyordu sanki." (Görücü Usulü Aşk Vuslat Vakti)
- İnsan yarın öleceğini de bilse iki şeyden vazgeçemiyordu; sevmekten ve umut etmekten… (Sirayet)
- Sanki burada bekleyen evladı değildi. Asiye tam da böyle düşünmüştü, henüz sekiz yaşında küçücük bir kızken. O gün beklemekten Vazgeçti. Ve sevmekten... (Asiye)
- Sabır taşım da demlenen çaresizliği yudumladım damla damla... (Görücü Usulü Aşk)