Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy) - Mehmed Uzun Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy) kimin eseri? Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy) kitabının yazarı kimdir? Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy) konusu ve anafikri nedir? Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy) kitabı ne anlatıyor? Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy) kitabının yazarı Mehmed Uzun kimdir? İşte Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy) kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Mehmed Uzun
Çevirmen: Muhsin Kızılkaya
Orijinal Adı: Ronî Mîna Evîne - Tarî Mîna Mirinê
Yayın Evi: İthaki Yayınları
İSBN: 9786053752035
Sayfa Sayısı: 358
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy) Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Aşka en çok çaresizlerin mi ihtiyacı vardır?
İki çaresiz, yalnız, eksik ve kırgın yürek aynı topraktan olmalarına rağmen yazgılarına yenik düşüp, farklı cephelerde yer alır. Baz devletin derinliklerinde, yalancı bir geçmişle beslenmiş bir komutan, Kevok, üniversiteyi bırakıp sevdiğinin ardı sıra dağları mekan tutan idealist bir genç kız. Ve bununla birlikte akıp giden, bir halkın makus talihi ve gelecek işaretleri. Yazgıları, onları en umulmadık zamanda buluşturup ölüme yolcu eder.
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy) Alıntıları - Sözleri
- Çünkü aşk çaresiz, sıkışmış insanların gördüğü bir rüyadır; çaresizlerin hayalidir. Çünkü aşk, yoldan sapmış insanların önüne çıkan bilmedikleri yeni bir yoldur.
- "Çünkü aşk, insani bir hastalıktır, insanı insan yapar."
- “İnançları farklı, dilleri farklı, kimlikleri farklı diye insanlar birbirine düşman olmamalı. İnsan bir kimliğe, bir dine, bir dile sahip olarak dünyaya geliyor ve bunlarla büyüyüp yaşıyor. Bunda insanın günahı, suçu ne?”
- Şimdi gidiyorlar, her şeyi ,yaşadıklarını, geçmişlerini, anılarını geride bırakarak gidiyorlar.
- Canımın içi, niçin içimi yakıyorsun?
- "İnsan bir kimliğe, bir dine, bir dile sahip olarak dünyaya geliyor ve bununla büyüyüp yaşıyor. Bunda insanın günahı, suçu ne?"
- Bu zayıf duruş sana yakışmıyor, kendine gel.Ölüm bu hayattan daha iyi değil mi Kevok
- “Aşk bir kaçıştır , insanın sığındığı bir sığınak ; yüreği yaralı olanların , çaresizlerin kurduğu bir hayaldir aşk .”
- Varlığımızı niçin kabul etmiyorsunuz? Bizi niçin rahat bırakmıyorsunuz, neden hep bizi değiştirmek istiyorsunuz?
- Bu ülkede her sözün ağır bir bedeli var.Kelimeler pahalı burada,özgür ülkelerdeki gibi ucuz değil.
- Peki kimim ben? Hiç kimse, hiçbir şey, sadece büyük bir çarkın küçük bir dişlişi.
- Canımın içi, Niçin içimi yakıyorsun?
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy) İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ölümle başlayan ve ölümle noktalanan bir hikaye. Baz ile Kevok... Kan ,ölüm, korku ve vahşetle başlıyor Baz'ın hikayesi , Kevok'un ise göç ile. Farklı ırklar , Farkli inançlar, Farkli diller , Farkli ideolojiler ve bu farklılıklardan dolayı yaşanan sefaleteri, çaresizlikleri, dökülen kanları, annelerin ağıtlarını, aşkın aydınlığını, ölümün karanlığını yazar yalın ve su gibi akan bir dille kaleme almış. Hikayede her ne kadar : Nefretten -Sevgiye, Düşmanlıktan-Dostluğa Karanlıktan-Aydınlığa geçişler olsa da bir tek geçiş kapısı kapalı kaldı . O da faşistlikten insanlığa geçiş kapısı... Zaten bu kapı gerçek hayatta da hep kapalı olarak kalmadı mı? (Lina)
İki yaşamın hikayesini, birbirine hiç benzemeyen yaşamların, bir o kadar da birbirine benzeyen iki kaderin hikayesini anlatıyor Mehmet Uzun'un Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık romanı. Yiten hayatların, genç yaşta toprağa düşenlerin, çaresizlerin romanı. Baz ile Kevok'un hikayesi... Baz şahin, Kevok güvercin demek kendi dillerinde. Şahinle güvercinin buluşma hikayesi... Aydınlık ve karanlığın hikayesi... Korkunun ve umudun hikayesi... Siyahla beyazın hikayesi... Ölümle yaşamın hikayesi... Hepsinden öte aşkın hikayesi, özgürlüğe aşık olanların, yaşamaya aşık olanların, doğduğu topraklara aşık olanların hikayesi... Aynı topraklardan olmalarına rağmen, kaderin ördüğü ağlar sonucu farklı taraflarda yer alan Baz ve Kevok. Baz kendi gerçeğini bilmeden ,kimsesiz bir çocuk olarak devlet tarafından yetiştirilip, okutulan bir komutan, Kevok ailesinin tek kızı, üniversite öğrencisi, sevdiği adam uğruna her şeyi geride bırakıp dağlara çıkan bir genç kız. Baz için varsa yoksa, tabanca, mermi, cephane, askerler, generaller, dağlar, yarlar, kar, soğuk, kan, ter, korku, şiddet, ölüm, aydınlığın yasak olduğu bir hayat varken, Kevok için ise aşk, sevgi, umut, aydınlık, insanların zor zamanlarda sığındığı edebiyat var. Her ikisinin etrafında gelişen olaylar, bir halkın ve bir devletin karşı karşıya kalmasının , kaderin Baz ve Kevok'u en umulmadık zamanda buluşturup ölüme göndermesinin hikayesi Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık. Bu topraklar asırlar boyu farklı inanışlara, dillere, dinlere, kültürlere, kimliklere ev sahipliği etmiş .Birbirimizden farkımız yok, özünde hepimiz insanız. Okurken ben kendimi düşünmekten alıkoyamadım. Değiştirmeye, dönüştürmeye çalışmak yerine ortak bir yaşam inşa etmek daha kolay olmaz mıydı acaba? (Filiz)
Öncelikle Mehmed Uzun'nun okuduğum ilk kitabıydı, kitabın anlatımı merak uyandırıcı, kelimeleri çok etkileyiciydi. Baz ve Kevok'un hikayesi; Baz devletin derinliklerinde, yalancı bir geçmişle beslenmiş bir komutan... Kevok, üniversiteyi bırakıp sevdiğinin ardı sıra dağları mekân tutan idealist bir genç kız ve bununla birlikte akıp giden, bir halkın makus talihi ve geleceği... Baz, daha Kevok bebekken onunla aynı ortamda olması ve yirmi yıl kadar sonra tekrar ama başka bir şekilde karşılaşması... Kevokun bileğindeki ben sayesinde tanıması... Kitap baştan sona etkileyiciydi. Bir yandan Bazın hiç bir zaman öğrenemediği kendisi, kendisinin kim olduğu sonsuza dek öğrenememesi, acımasız yalanlarla kandırılıp eşsiz, korkusuz bir komutan olarak yetiştirildi ve ardından başı kesilmeyen ölüm ve kan.. Diğer yandan Kevok; sevdiğinin ardından ölümün hiç kesilmediği yerlerde direnişci olarak benimsedi kendini, ilk karşılaştıklarında Baz hiç duymadığı bir duyguyla sarsıldı adeta, bu duguyu hiç yaşamamıştı. Ardından kaçış planları o esnada büyüyen âşkları, yazgıları... onları en umulmadık zamanda buluşturup ölüme yolcu eder.. Kesinikle çok beğendiğim bir roman oldu, kitabı tavsiye edenlere çok teşekkür ederim. Okumayı düşünenlere de şidettle tavsiye ederim.. (Ceylan)
Kitabın Yazarı Mehmed Uzun Kimdir?
1953 yılında, Viranşehir kökenli bir aşiret ailesinin çocuğu olarak Siverek'te doğdu. Anne tarafı Zaza, baba tarafı Kürt kökenlidir. Babası koyun tüccarı olan Mehmed'in, beş kardeşi daha vardı. Küçük yaşlarında ailesinden duyduğu sözlü anlatım örnekleri, edebi sanatının temelini oluşturmuştur. İlerde yazacağı romanların kökü, bu çocukluk anılarından beslenmiştir.
Kürt dilinin yasak olduğu bir dönemde, birçok Kürt yazarın aksine egemen dilde değil anadilinde yazmayı tercih etmiştir. Özellikle, zayıf olan Kürtçe yazı dilini geliştirmek, ortak bir edebi dil oluşturmak ve Kürt hikâye anlatım geleneğini canlandırmaya yönelik yaptığı çalışmalarla modern Kürt edebiyatında kurucu bir role sahiptir.
26 Ağustos 1977'de, sahte Tunus pasaportuyla Suriye üzerinden gittiği İsveç'e yerleşti. Kurmanci, Türkçe ve İsveççe yazdığı kitapları yirmiye yakın dilde yayınlandı. Hakkında, Türkiye'de çok sayıda dava açıldı. 1981'de Türk vatandaşlığından atıldı ve 1992 yılına kadar Türkiye'ye gelemedi.
Uzun yıllar İsveç Yazarlar Birliği yönetim kurulu üyeliği yaptı. Ayrıca İsveç Pen Kulübü ve Uluslararası Pen Kulüp'te aktif çalıştı. İsveç ve Dünya Gazeteciler Birliği'nin de üyesi olan Uzun'un bugüne kadar çok sayıda Kürtçe roman yazdı.
Mehmed Uzun, "Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık" romanı ve "Nar Çiçekleri" adlı deneme kitabı ile ilgili olarak 2001 baharında yargılandı.
Yakalandığı mide kanseri nedeniyle uzun süre tedavi gören ünlü edebiyatçı, 11 Ekim 2007 günü Diyarbakır'da yaşamını yitirdi.
13 Ekim günü Diyarbakır Ulucami'de kılınan cenaze namazı ardından, cami önündeki kalabalığa sırasıyla Yaşar Kemal, Şerafettin Elçi, Ahmet Türk ve Osman Baydemir'in yaptığı konuşmaların ardından Mardinkapı Mezarlığı'na defnedildi.
Mehmed Uzun Kitapları - Eserleri
- Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy)
- Yitik Bir Aşkın Gölgesinde
- Sen
- Yaşlı Rind'in Ölümü
- Nar Çiçekleri
- Kader Kuyusu
- Dicle'nin Yakarışı
- Abdalın Bir Günü
- Dicle'nin Sürgünleri
- Dengbejlerim
- Zincirlenmiş Zamanlar Zincirlenmiş Sözcükler
- Kürt Edebiyatına Giriş
- Ruhun Gökkuşağı
- Bir Dil Yaratmak
- Ölüm Meleğiyle Randevu
- Kürt Edebiyatı Antolojisi
- Dicle'nin Sesi
- Bir Romanın Hatıra Defteri
- Küllerinden Doğan Dil ve Roman
- Mirina Egidekî
- Hez û Bedewiya Pânûsi
Mehmed Uzun Alıntıları - Sözleri
- “İnsan neden böyle? Neden çabuk alışıyor bir şeylere? (Sen)
- Dengbêjlik, bir gelenek olarak, şimdiye kadar, Kürt edebiyatı, sanatı ve müziğinin atar damarı olmuştur. Tüm baskı ve şiddete, asimilasyon ve yok etme kampanyalarına rağmen Kürt dili edebiyatı ve müziği hâlâ canlılığını koruyabiliyorsa bunda dengbêjlik geleneğinin payı büyüktür. Yüzyıllardan beri süren bu vefakar geleneğe çok şey borçluyuz. (Bir Dil Yaratmak)
- "Xwîn bi xwînê nayê şuştin." (Kan kanla yıkanmaz.) Kan, ancak adalet duygusu, insani ve vicdani yaklaşımla yıkanabilir, temizlenebilir. Adalet anlayışının, insani ve vicdani duyguların kaynağı da edebiyattır. (Nar Çiçekleri)
- ... Usul usul, hayatımın ve Ruhumun en derin yerlerinde kök saldı. ... (Kader Kuyusu)
- "Hevalno, ji bîr mekin Em pênç hezar dil Pênç hezar efsaneyên li ser lêvan Pênç hezar destanên li ser kaxizan in Pênç hezar sterkên ronî yên Kurdan in..." (Mirina Egidekî)
- Türkiye'de öğretmen okulunda okudum. Öğretmen okulunda şoven ve asimilasyonun temelde olduğu bir eğitim sistemiyle öğrenim gördük... Kürtleri kötülüyorlardı... (Mahmut Baksi) (Kürt Edebiyatı Antolojisi)
- Ben de destan ve stranlarımız¹ gibi eskiyim. Düne aidim,bugüne değil. Bugünle hiçbir ilişkim yok. 1: Kürt halk ezgisi. (Yaşlı Rind'in Ölümü)
- Kendimi o kadar çok geliştirmek zorundayım ki, öğrenmek zorunda olduğum öyle çok şey var ki. (Bir Dil Yaratmak)
- Eğer dizelerin kamaştırıcı incilerini istiyorsan, Mela'nın şiirine bak, Şirazi'ye ne gerek? (Kürt Edebiyatına Giriş)
- “İnançları farklı, dilleri farklı, kimlikleri farklı diye insanlar birbirine düşman olmamalı. İnsan bir kimliğe, bir dine, bir dile sahip olarak dünyaya geliyor ve bunlarla büyüyüp yaşıyor. Bunda insanın günahı, suçu ne?” (Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy))
- Ben sözün gücüne çok inanıyorum. Kürtçeyi yasaklayanlar, yasaklamalarla bu dilin yok olacağını, gücünü yitireceğini sanıyorlardı. Bunun ne kadar yanlış olduğu ve insanlıkdışı bir anlayış olduğu Diyarbakır' da 2000 yılının Ocak ayında bir kez daha anlaşıldı. Yasaklanmış bir söze saygınlık, bir güzellik ve bir güç vermek, işte ömrümün en kısa özeti... (Bir Dil Yaratmak)
- Annesini günlerce görmemiş bir çocuk sevgisiyle küçülmüştün göğsümde 1000Kitap (Kürt Edebiyatına Giriş)
- Aşk sözcüğü mesela neyi ifade ediyor, hiçbir şeyi. Ama Kürtçe evin çok şey ifade ediyor ve kutsal bir sözcük. O da aşk. (Bir Dil Yaratmak)
- Barış, insanlığın yarattığı en önemli, en erdemli eserdir. (Ölüm Meleğiyle Randevu)
- "Dayan, diren, sabırlı ol; günü birlik düşünme; zaman, sadece bir andan oluşmuyor, zamanı hiç bitmeyecek bir ayin gibi düşün ve yaşa; kine, nefrete, haset ve kıskançlıklara kulak verecek, onları kendine yaklaştıracak kadar küçülme; çile çekmeden insan ve insanlığı mutlu edebilecek hiçbir şeyin yaratılamayacağını unutma; acı ve hüzünden insanı mutlu edebilecek bir eser yaratmanın hünerini öğren, bu güneşin ustası ol; derin yalnızlığımı, yaratacağım eserle, herkesin ortak olabileceği bir mutluluk haline getir." (Zincirlenmiş Zamanlar Zincirlenmiş Sözcükler)
- İmdat, insan ve insanlık için imdat! (Bir Romanın Hatıra Defteri)
- Kurdistan. Di çapkirina ve pirtûka heja û tarîxî de alîkarîya bavê tejî pir bû. Di pirtûke de, şehîden me yen neteweyî li pey hev, di nav rûpelan de, rezbûyî ne. Şêx Seîd, Seyid Ebdulqadir, Xalide Cibirî, Yada Axa, Dr. Fuad Beg, Bave Tûjo, Seyid Riza, Qadî Mihemed û gelekên din têde ne... Ma tu dizanî, bavê te di bin sûretê Bave Tûjo de çi nivisiye?.. "Çehremane mezin" ... Wî weha nivîsîye... Çehremane mezin... Serdile, kezizere, Bave te hevale qehremanen mezin bû... (Hez û Bedewiya Pânûsi)
- Ez bawer im di vî warî de ê sedem esasî ne. bi kurtî 1- Gele kurd ne xwedî dewlet û müessese netewî ne ku devlet û müessen netewî bikaribin li seran serê Kurdistane xwendinê bi re xînin. Bi xebatên pêwîst bikaribin problemên zimanê kurdî hal bikin, çap kirin û vveşandina kovar, rojname û pirtûkan bikin. (Hez û Bedewiya Pânûsi)
- Ve zamanla ,yitirdiklerimize ilişkin ,şu duygu egemen hale gelir ;kendileri artık yitip gitmiştir ,bir tek ,yüreğimiz ve ruhumuzda onların kıpırdayan gölgeleri ,silikleşen sesleri ve belirsiz renkleri kalmıştır . (Nar Çiçekleri)
- Stêra'min, yıldızlara bak... Onlar anlamaz mı ahvalimizden, niçin gelmiyorlar yardımımıza, niçin yaralarımıza merhem sürmüyorlar? Niçin bu zulme, bu cehalete, bu kin ve nefrete bir cevap bulmuyorlar? (Dicle'nin Sesi)