Aşk Her Şeyi Affeder mi? - Burcu Büyükyıldız Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Aşk Her Şeyi Affeder mi? kimin eseri? Aşk Her Şeyi Affeder mi? kitabının yazarı kimdir? Aşk Her Şeyi Affeder mi? konusu ve anafikri nedir? Aşk Her Şeyi Affeder mi? kitabı ne anlatıyor? Aşk Her Şeyi Affeder mi? PDF indirme linki var mı? Aşk Her Şeyi Affeder mi? kitabının yazarı Burcu Büyükyıldız kimdir? İşte Aşk Her Şeyi Affeder mi? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Burcu Büyükyıldız
Editör: Nilüfer Savaşer Nişli
Yayın Evi: Ephesus Yayınları
İSBN: 9786059232210
Sayfa Sayısı: 509
Aşk Her Şeyi Affeder mi? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bir gizemin peşinde olduğu yolda, tutkunun ateşine adım atan güçlü bir adam...
Sırlarını, güzelliğinin ve cesaretinin ardına saklayan genç bir kız…
Ve can yakan kıskançlığın kıyısında, tutku dolu, hırçın bir aşk...
Demir Aras, yaşadığı hızlı hayatın yanında, başarıları ve zenginliğiyle tanınan etkileyici bir adamdı. Keskin bakışları ve ihtişamıyla kadınları baştan ayağa titretirken, tek istediği yalnızca zevke dayalı ilişkiler kurmaktı. Ancak gözleri iki meleksi gamzeye değdiği an, reddettiği tüm duyguların gerçek olduğunu kabullenmek zorunda kalmıştı.
Yaşamındaki karmaşadan kaçıp geldiği Paris’te kendine yepyeni bir hayat kuran Burcu Doğan, etrafındaki her erkeği büyüleyen eşsiz bir güzelliğe sahipti. Yaşadığı gizli esareti sona erdirdiği anda kalbini, tek bakışıyla çekimine kapıldığı bir yabancıya teslim etmişti. O andan itibaren aşk, kesişen hayatlarının tam ortasına düşerken, adam taparcasına sevdiği kadını öfkesi ve kıskançlığıyla yıkacaktı.
Yaşananlar onları yakıp tüketirken, ikisi de aşk ve tutkunun koynunda, birbirlerinin soluklarında var olacaklardı.
Paris’ten İstanbul’a uzanan, sırlarla örülü bu ilişki sonsuza dek var olabilecek miydi? Gerçekler açığa çıktığında, aşk her şeyi affedebilecek, küllerinden yeniden doğabilecek miydi?
Aşk Her Şeyi Affeder mi? Alıntıları - Sözleri
- Çünkü ben, seni izlerken aklımı kaybediyorum. Senden başka her şeyin silindiğini hissediyorum.
- "Aşk...Böyle yakar mı insanı? Her şeyi unutturur mu? Kendini bile..."
- Yaşadığım hayal kırıklığını anlatabilmem imkânsız..
- Intikam, koynuna sızan sinsi bir yılan gibidir; seni yiyip bitirir.
- Ne zaman mutlu etsen, mutlu ettiğinden daha fazla canımı yakıp beni yerle bir ediyorsun.
- ..Içimdeki kırgınlık gücümü tüketiyor. Böyle mutsuz bir hayat istemiyorum.
- "Çünkü ben, seni izlerken aklımı kaybediyorum. Senden başka her şeyin silindiğini hissediyorum."
- " Utanmayı bilen kadınlar her zaman küçük kalırlar."
- “Korkuyorum,” diye fısıldadım kendimi tutamayarak. “Neden? Benden mi korkuyorsun?” “Hani hep çok fazla dedik ya... Aramızda her şey hep zirvede, çok fazla yaşanacak dedik ya... İşte bundan korkuyorum. Sadece mutluluklarımız zirvede olsun, Demir. Beni, seni affedemeyeceğim kadar çok kırgınlıkla tek başıma bırakma.”
- “Sen bana aitsin. Benimsin. Seni nasıl çıldırır gibi sevdiğimi bilsen, şuradaki tüm hisleri görebilsen...” dedi ve elimi göğsüne yaslarken devam etti. “Seni benden alabilecek her şeyi, herkesi mahvedebileceğimi anlayabilsen, arkana bakmadan kaçardın.” “Şimdiye kadar kaçtım mı? Tüm yaşadıklarımıza rağmen...” “Kaçmana izin vermem. Mutluluk ya da mutsuzluk... Yaşayacaksak birlikte yaşayacağız, küçüğüm. Bencil bir adamım ben. Yaşatacağım tek şey mutsuzluk olsa bile, sen iyi ol diye benden uzak olmana asla razı gelmem.” “Zorbasın işte!” dedim gülümseyerek ve cilveyle ondan uzaklaştım. Müziğin ritminde kalçalarımı hafifçe sallayıp dans ederken bakışlarımı onunkilerden ayırmadım. Gözlerinden geçen arzuyu ve tutkuyu görüyordum. Nitekim onu kışkırtmak, daha da çıldırtmak için sahip olduğum her şeyi kullanmaktan da kaçınmıyordum. “Sen beni öldüreceksin!” diye tısladı ve beni hızla kendine doğru çekti. Dudaklarımız aşkla birleşirken, elleri saçlarımın arasına dalmış, yalnızca ona ait olduğumu hissettirmişti. Dudaklarım dudaklarının arasında kıstırılıp, dişlerimiz hazla birbirine çarparken, soluk soluğa onun tadını alıyorken, hissettiğimiz aşk yerini yakıcı bir arzuya teslim etmişti. Ve zorlukla ayrıldığımızda, ikimizin de dudaklarından dökülen sözler gecenin güzelliği, rüzgârın fısıltılarıyla birleşmişti. “Her şeyimsin, Demir.” “Her şeyimsin, küçüğüm.” ️
Aşk Her Şeyi Affeder mi? İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Aşk Her Şeyi Affeder Mi?: Kalemine hayran olduğum Burcu Büyükyıldız'ın yıllar önce okuduğum tanışma kitabım Aşk Her Şeyi Affeder Mi? Kitabını tekrak okudum gecenlerde. Bazı kitapları tekrar tekrar okur ve asla sıkılmaz, ilk kez okuyormuş gibi keyif alırsınız ya öyle bir sevda benimkisi. Hazır okumuşken güncel bir de yorum yapayım da okumayan varsa dikkatleri bu güzelliğe çekeyim dedim. Açıkçası kitap bittiğinde hem çok mutlu hem çok mutsuz hissediyorsunuz. . Demir'in kitapta bir bölümde yaşadığı ikilem gibi. Mutlu oluyorsunuz, çünkü böyle bir kitabı okumuş olmanın, ciğerlerime kadar bütün duygusunu hissetmiş olmanın sevinci oluyor içimde. Mutsuz hissediyorsunuz, çünkü kendinizi kaptırıp yaşarcasına okuduğunuz kitabınız bitiyor ve boğazınızda kocaman bir yumru, kalbimde bir boşluk ve burnumda kitabın her sayfasından aldığınız gül kokusu ile öylece kalıyorsunuz. Yıllar önce kitabı tek bir alıntısını okur okumaz sepetime eklemiş, gelir gelmez okumuş ve tabiki bayılmıştım. O zaman ne hissettiysem şimdiki hislerim onun iki katı. Aynı kitap, farklı zamanlarda aynı duygularla kalbinizi her anlamda ele geçiriyorsa çevrenizdeki herkese onu okutmak istersiniz değil mi? Benim de şu an burada olma sebebim bu. [ ] Biraz kitabımızın içeriğinden bahsedecek olursak; Demir, çok yakışıklı, zengin aynı zamanda da uslanmaz biçapçapkındır. Geçmişinde karşılaştığı bazı olumsuz olaylar nedeniyle hiçbir kadın ile bağ kurmak istemez. Tek düze kısa ilişkiler yaşar. Derken bir gün yolu fransa'ya düşer ve bir davete katılır. O davette karşılaştığı bir çift mavi göz ve tatlı bir gamzenın esiri olur. Hayatı, taşıdığı değerleri ve benliği o günden itibaren onun elinde olmadan şekillenmeye başlar. Demir bey gül kokulu yarini bulmuştur. Burcu; bizim dünya güzeli küçüğümüz. Geçmişin kötü izlerini üzerinden atmaya çalışan, sırlar ve acılarla dolu, duygusal esas kızımız. Gözleri Demir'in mavilerini gördüğünde oradan başka gidecek yerinin olmadığını anlar ve böylece tutkulu bir aşk başlar. Araya sırlar, kavgalar olaylar girer. Ağır bedeller bekler genç çifti ve geçmesi çetin aşk sınavları başlar onlar için. Aşkları her zorluğu aşacak kadar güçlü müdür? Sırlar ve yalanlar ortaya çıktığında, canlar yanıp, gözlerden yaşlar aktığında aşk ateşi sönecek midir? yoksa güçlü bir aleve dönüşecek midir? Okurken beni en çok etkileyen Demir oldu. Sahiplenici, sadık, korumacı, ne istediğini bilen tam bir aşık adamıydı hep. Öyle güzel sevdi ki... Burcu karakteri de kitaplarda görmeyi sevdiğim güçlü, bilgili, donanımlı kadın profiliyle ve Demir'e olan tutkusuyla kusursuzdu. Kitapta hep bir uyum vardı. Mükemmel bir dil, sonuna kadar hissedilen duygular, bütünleşmiş sahneler ve ilişkiler ve doyurucu bir final. Yazarın kalemi öyle kendine has ve oturmuş ki bunu okuduğunuz her satırda hissediyorsunuz. Aşk okumayı seven her bireyin Burcu Büyükyıldız kaleminiyle tanışmasını şiddetle tavsiye ediyorum. Okuyun, okutun ve aşk'la kalın. (Hatun Akbulut)
Çok şükür bitti dediğim bir Kitap. Emeklere saygısızlık etmek istemem ama eline her kalem alan yazar olamaz ve değildir de. Ciddi anlamda zaman kaybı. Kitabı size özetlicem: toxic olan, güvensiz, kontrol delisi olan iki "aşık" ve hiç bir sayfayı pas geçmeyen sevişme ve inilti. Aşk bu değildir ve bana göre aşk her şeyi affetmez. Kitap da affetmekden bahsedildiği halde aslında affetmediklerinide bir şekilde belirtiyor yazar. Okumanızı zerre tavsiye etmem. (Ebru Özenir)
Aşk Her Şeyi Affeder Mi?: Aşk herşeyi affeder mi? Demir gittiği balo da gördüğü kadını aylar sonra karşısında gördüğünde kaderin den kaçamayacağını anladı.. Ama bu güzel kızın balo da yanındaki adamın sevgilisi olabileceğini düşündükçe kıskançlıktan içini kemiriyordu oysaki demir tek gecelil ilişkilerin adamıydı taki burcuyu görene kadar 22 yaşındaki bir kızın peşinden bu kadar aklındam çıkaramacağını düşünmemişti.. En yakın arkadaşına atılan iftirayı temizlemek için uğraşan demirim hayatına bir de burcu nun sırla dolu geçmişi katılınca demir için sakin günler geride kalmış 2 davası birden oluşmuştu.. Burcu 22 yaşında babasının zoruyla nişanlandığı çağlar yurtdışına kaçıp geçmişine sünger çekmişti ikizi için herşeyi yapardı.. Arkadaşlarının ayarladığı bir buluşmada kendinden yaşça büyük olan demire aşık olana kadar sırların ona bu kadar başına dert açabileceğini düşünmemişti.. Kıskançlıkla dolu bir aşk hikayesi onların birbirine güvensizliği ve aşk için içlerindeki savaşı kadının gururu erkeğin pişmanlığını.. Romantik bir o kadar tutku dolu satırlara hazır olun bu güzel kitabı ve seri canım hediye etti ve teşekkürü ne kadar etsem az güzel bir yolculuk beni bekliyor #kitapoku #booknerd #sözler #kitaplık #okumak #sayfa #bookstagram #reading #kitaplariyikivar #okumahalleri #booklover #book #kitapaşkı #instagram #kitaplar #kitap #kahve #kitapsever #kitapkurdu #kitapkokusu #sevgi #ülke #kitapyorum #askherseyiafferdermi #kesfetteyiz (Yasemin bayrak)
Aşk Her Şeyi Affeder mi? PDF indirme linki var mı?
Burcu Büyükyıldız - Aşk Her Şeyi Affeder mi? kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Aşk Her Şeyi Affeder mi? PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Burcu Büyükyıldız Kimdir?
9 Nisan 1987’de İstanbul’da doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra İnsan Kaynakları kariyerine başlayan genç yazar, 2011 yılında evlendi. Uzun yıllar sırasıyla danışmanlık, teknoloji ve enerji sektörlerinde Yetenek Yönetimi Uzmanı olarak çalıştı. Küçük yaşlardan beri içinde olan okuma ve yazma sevgisi, lise döneminde kurgularını kâğıda dökmeye kadar gitti. Yazdıklarını ilk kez 2012 yılında, kendi adıyla açtığı Facebook sayfasında ve hikâye forumlarında okurlarla buluşturdu. Aşk ve tutkuyu, polisiye ve aksiyon ögeleriyle harmanlayarak on ikiden fazla roman niteliğinde hikâyeye imza attı. Ağustos 2014’te raflarda yerini alan ilk basılı kitabı Çilek Mevsimi okurların büyük beğenisini kazandı. Yazarın bunun dışında Aşk Her Şeyi Affeder mi, Bir Günah Gibi ve Cezayir Menekşesi adlarıyla yayımlanan, bir aile serisine ait üç kitabı daha bulunmaktadır. Şimdilerde yeni kitaplarının hazırlığında olan Büyükyıldız severek yazdığı serisinin ardından bambaşka türlere ait kurgularını da kitaplaştırmayı planlamaktadır.
Burcu Büyükyıldız Kitapları - Eserleri
- Çilek Mevsimi
- Bir Günah Gibi
- Aşk Her Şeyi Affeder mi?
- Cezayir Menekşesi
Burcu Büyükyıldız Alıntıları - Sözleri
- Kalbi ona aitken, nefesi nefesine karışıp teni kokusuna bulanmışken, soluk alabildiği her gün aynı mevsimin kollarındaydı. Kulağına fısıldanan aşk dolu sözler, ateşe veren dokunuşlar ve burnuna dolan çilek kokuları dün gibi aklındayken, sonsuza dek sürecek tek bir mevsimde esir kalmıştı. (Çilek Mevsimi)
- "Çünkü sen benim aldığım nefessin. O yüzden her zaman...Öncelik sensin... Sadece sen!" (Cezayir Menekşesi)
- "Aşk...Böyle yakar mı insanı? Her şeyi unutturur mu? Kendini bile..." (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
- "İyiyim ben,"dedi artık kalbine sığdıramadığı aşkının sesine taşmasına izin verirken,"sen az önce sarıldın ya bana...Kendi isteğinle bana koştun ya...Ben çok iyiyim güzelim." (Bir Günah Gibi)
- “Eğer bulduğum boşluklardan kalbine sızmanın bir yolu varsa, bu uğurda her şeyi göze alabilirim.” (Bir Günah Gibi)
- Çünkü ben, seni izlerken aklımı kaybediyorum. Senden başka her şeyin silindiğini hissediyorum. (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
- “Kuzey... Ben...” “Ne oldu?” Elini onun yüzüne götürüp, gözlerinden akan yaşları kuruladı. Fakat her okşayışından sonra yenileri ekleniyor, parmaklarına onun berrak gözyaşları karışıyordu. “Neden ağlıyorsun?” “Biz... Gerçekten evlenecek miyiz?” diye sordu kendisine engel olamadan. En çılgın hayallerinde, en pervasız düşlerinde bile bu kadarını isteyememişti. Önündeki her yol Kuzey’e çıksa da, bir gün onun karısı olmayı içinden dahi geçirememişti. “İstemiyor musun?” Selin ellerini onun erkeksi dudaklarının üzerine kapattı. “Hem de nasıl istiyorum...” diye mırıldandı. “Sadece... Ben... Dileğimin bu denli çabuk gerçekleşeceğini tahmin edememiştim.” “Dileğin mi?” “Hı hı... Pastamı üflerken içimden geçirdiğim dileğim...” “Ne dilemiştin?” Bir hıçkırık daha aralarındaki kısacık mesafede kayboldu. “Seni...” diye inledi. Ona dokunmayı bir türlü bırakamayarak, ellerini devasa bedeninde dolaştırmaya devam etti. Gözlerinden bu kez mutluluk gözyaşları akıyordu. Küçük damlalar dudaklarına iniyor, Kuzey dudaklarını onunkilere sürttüğü anda yok oluyordu. “Sonsuza kadar sana ait kalmayı diledim.” Yüzü meleksi bir gülüşle aydınlandı. Adamın kocaman elini alıp, kalbinin üzerine bastırdı. “Seni ilk gördüğüm andan beri... Her dileğimde sen vardın, Kuzey,” diye fısıldadığı anda dudakları hoyratça yakalandı. Kuzey onun sözleri zihninde yankılanırken, dilini ıslak ağzına kaydırdı. Gözlerini kapatmıştı, sanki oraya akın eden ışığı saklıyordu. Elleri, dili, dudakları onu hissetmekle yetinemiyor, boğazının gerilerinden çıkan hırıltılar Selin’in inleyişlerine karışıyordu. Bir şeyler oluyor, tüm bedeninde, ruhunda hissettikleriyle sarsılıyordu. Nasıl bir tutkuydu bu? Nasıl her dokunuş açlığını artırıyor, parmak uçları daha fazlası için sızlıyordu? Kalbinin tam ortasında, küçücük bir ateş parçasının yarattığı yangın vardı. Sanki... Aylar boyunca tutsak ettiği duygular, zincirlerini kırıp özgür kalmışlardı. Alevler yükseliyor, onu içine almaya hazırlanıyordu. Ve Kuzey... Artık direnmeyi bırakmıştı. Düşüyor... Düşüyor... Düşüyordu... ️ (Cezayir Menekşesi)
- "Bazen..." diye mırıldandı Selin dudakları hafifçe kıvrılırken. "Bana böyle âşık olduğuna inanamıyorum, biliyor musun? O kadar rüya gibiydi ki bu. Şimdi düşünüyorum da... Sanırım seni elde etmek adına yaptıklarım, kurduğum hayaller... Hiçbirinin arasında senin bana delicesine âşık olman yokmuş. Galiba bunu o denli imkânsız görmüşüm ki, hayal etmeye bile korkmuşum." Genç adam onun incecik elini alıp kalbinin üzerine bastırdı. "Duyuyor musun?" diye sordu. Göğsündeki savaş çok uzun zamandır sürüyordu. Bazen bu, Kuzey'i yorgun düşürüyor, alışkın olmadığı duygular dengesini bozuyordu. Ama yalnızca Selin'e dokunmak yetiyor, aşk, kıskançlık, tutku, öfke, koruma hissi birbirine karışsa da, hayatında hiçbir şeyin ona bu kadar doğru gelmediğini biliyordu. "Senin için... Sen varsan... Benimsen... Burası yalnızca o zaman atıyor." (Cezayir Menekşesi)
- Ne zaman mutlu etsen, mutlu ettiğinden daha fazla canımı yakıp beni yerle bir ediyorsun. (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
- "Seni seviyorum, " ve devam etti genç kız. "Seni tanıyana dek aldığım nefesin gerçek bir soluk olmadığını biliyorum. Yaşamaya seninle başladığımı ve bundan sonra da yalnızca seninle sürdürebileceğimi biliyorum. İstediğim tek şeyin, tek dileğimin böylece kollarında olmak olduğunu artık biliyorum." (Bir Günah Gibi)
- Kalbim, artık orada başka hiçbir şey bulamayacağım kadar seninle dolu. (Bir Günah Gibi)
- İnsan bazen birine verdiği değeri, onu kaybettiğinde anlardı. O zamana dek inkar edilmiş her şey önemini yitirir, geriye kaybın sızısı ve dile getirilmemiş sözlerin, yaşanamamış saniyelerin pişmanlığı kalırdı. (Çilek Mevsimi)
- "Sen de tıpkı benim gibisin. Senin için hiçbir duygunun sınırı yok. Ya sıcacık bir güneşsin, ya da şiddetli bir fırtına. Ya hep, ya hiç..." (Çilek Mevsimi)
- “Sevmek mi?” diye gürledi Kuzey onun kollarındaki çırpınışına dayanamayarak. “Sevmek, hedefine herhangi birini koyabileceğin boktan bir kelime!” Şiddeti, hiddeti, öfkesi, tutkusu ve kaybetme korkusu daha fazla kabına sığamıyordu. “Kardeşimi severim. Hem de çok... Annemi de öyle... Ya da babamı... Kuzenlerimi, arkadaşlarımı...” Eliyle onun yüzünü kavrayıp ateş saçan bakışlarını ıslak gözleriyle birleştirdi. “Bir erkek, etrafında kıymet verdiği birçok insanı sevebilir,” diye hırladı dişlerinin arasından. “Ama yalnızca tek bir kadın için hayatını bile hiç düşünmeden feda edebilir.” Çenesini sıktı. Şakağında atıp duran damar, nasıl zorlandığının kanıtıydı. Selin’in başına silah dayanmış görüntüsü bir daha asla unutamayacağı şekilde aklına kazınmıştı. “Ben orada... Sahip olduğum her şeyin, canımın üzerinde saydığım bir kadın uğruna ölmeye hazırdım!” derken sesi cehennemden farksızdı. Tüm benliğini kaplayıp her şeye galip gelen o büyülü hissi artık özgür bırakmanın zamanıydı. “Sevmek çok kolay ve sıradan, sarışın! Sana karşı hissettiklerimin kolay ve sıradan olmakla en ufak bir ilgisi bile yokken, eğer seni kaybetseydim bu dünyayı yakardım!” (Cezayir Menekşesi)
- "Aşkın kendisi zaten çok da mantıklı bir şey değil. " (Bir Günah Gibi)
- Tereddüt, bir uçurumun üzerinde ipte yürümek gibiydi. Ancak Yağız'ın tüm benliği sonsuz bir cesaretle sarılmış, o dipsiz uçuruma düştüğü anda paramparça olacağını önemsememişti. (Çilek Mevsimi)
- "Eski bir efsaneye göre....." diye mırıldandı saçlarını hafifçe kavrarken . "Zamanın birinde , bir yerlerde , idam mahkumlarının boynuna bir çiçek aşarlarmış. " Parmakları onun bakmaya doyamadığı gözlerinin kenarında dolaştı . "Hem umudu ..... Hem de ölümü simgeler gibi....Hem kurtuluş , hem de yenilgi..." dedi dudaklarını onunkilere sürterken. Rengi ,senin gözlerinin renginde......Ne mor, ne mavi.....Ismi , Cezayir Menekşesi ....." (Cezayir Menekşesi)
- Ya sıcacık bir güneşsin, ya da şiddetli bir fırtına. Ya hep, ya hiç... (Çilek Mevsimi)
- Intikam, koynuna sızan sinsi bir yılan gibidir; seni yiyip bitirir. (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
- Aşk, bazen mis kokulu bir mevsimde çıkagelip yerleşme de kalplere; terk edilişler, hayal kırıklıkları ve özlemleri de ardından sürükler; hazan renginde hüzünlere boyardı bir fırtına misali esip dağıttığı hayatları... (Çilek Mevsimi)