Aşk-ı Pervane - Mecbure İnal Vela Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Aşk-ı Pervane kimin eseri? Aşk-ı Pervane kitabının yazarı kimdir? Aşk-ı Pervane konusu ve anafikri nedir? Aşk-ı Pervane kitabı ne anlatıyor? Aşk-ı Pervane PDF indirme linki var mı? Aşk-ı Pervane kitabının yazarı Mecbure İnal Vela kimdir? İşte Aşk-ı Pervane kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Mecbure İnal Vela
Yayın Evi: Hayat Yayınları
İSBN: 9786055878900
Sayfa Sayısı: 264
Aşk-ı Pervane Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Mürşitleri, üç pervaneye ateşi öğretmekteymiş.
Birinci pervaneye hitaben demiş ki:
“Hadi uç ateşe doğru. Git ve tez vakitte geri dön. Bakalım bize ne haberler getireceksin?”
Heyecanla uçmuş birinci pervane ateşe. Çok geçmeden, gidişinin bin misli heyecanla geri dönmüş.
“Efendim!” demiş mürşidine. “Ateş öyle bir şey ki, görünce gözlerim kamaştı. Karanlık dünyam ışıdı! Çok muazzam bir şey bu ateş dedikleri!”
“Bu gördü!” demiş mürşit.
İkinci pervaneyi göndermiş ateşi öğrenmeye. Hayli gecikme ile geri dönmüş ikinci pervane. Birinci pervaneyi aşkın bir heyecan ve sersemlik, sarhoşluk içinde anlatmış:
“Efendim! Ateşe o kadar yaklaştım ki! Işığı gözlerimi kamaştırmakla kalmadı, sıcaklığı yüzümü yaladı. Bu sıcaklıktan adeta sarhoş oldum, kendimden geçtim. Toparlanmam uzun sürdüğü için dönmekte geciktim.”
“Bu bildi!” demiş pervanelerin mürşidi.
Son pervaneyi uçurmuş ateşe.
Beklemişler, beklemişler, beklemişler… Geri dönen olmamış.
“Bu da yaşadı!” diye mırıldanmış mürşit.
Ateşi merak eden pervanelerin öyküsüydü bu. Ateşe uçan, ateşi gören, ateşi bilen, yaşayan… Ateşin aşkına yanıp kül olan…
Ateşi yutan pervane görülmüş müdür? İçindeki ateş dışındakine denk olan? Yandıkça ateşe hasreti artan? Kalbindeki ateşin ışığından gözleri kamaşarak, dışındaki ateşi görmeden dalan?
Aşk-ı Pervane Alıntıları - Sözleri
- "Senden önce kitaplarda arıyordum derinliği, kitaplardan utanıyorum. Sen bütün kitaplardan daha derinsin."
- Fakat şunu da bil ki; insan "Seviyorum" dediği uğruna hiçbir sıkıntıya, hiçbir meşakkate katlanmıyorsa, aslında tek sevdiği kendi nefsidir.
- "Her kemalin bir zevali vardır."
- Kişinin ulaşmaya azmettiği bir hedefi varsa, doğan her yeni gün, onu hedefine yaklaştıran bir adıma dönüşür.
- İnsanoğlu rahata çok kolay alışır. Fakat henüz rahatla tanışmadıysa, zorluklarla da baş eder ve bu zorluklar içerisinde mutlu olmanın yollarını da bulur.
- "Dünyada herkes misafirdir. Yanındaki şeylerin hepsi 'aklın, ilmin, ömrün, gençliğin, güzelliğin, marifetlerin, malın ve evlatların' sana emanet olarak verilmiştir. Misafirin gitmekten, emanetlerin ise geriye alınmaktan başka çaresi yoktur." * İbn-i Mes'ud (r.a.)
- Sisal bitkisinin hikayesini bilir misiniz? Bu bitki Amerika kıtasında, sert ve verimsiz toprakta; soğuk rüzgar ve sıcak güneş altında yetişen bir bitki imiş. Yaprakları çok elyaflı olduğu için, dokumada kullanılırmış. Elyafının kıymeti nedeniyle, bu bitkiyi daha verimli topraklarda yetiştirmeyi denemişler. Bitki yetişmiş ve çok daha büyükçe yaprakları çıkmış. Fakat bakmışlar yaprakların içinde elyaf yok. Sonra anlaşılmış ki bitkinin kötü toprak, soğuk rüzgar ve sıcak güneşle mücadelesi, onun lifli yapısını meydana getiriyormuş. İşte insan içindeki cevher de zorluklara katlanma ve mücadele ile gelişmekte, tıpkı sisal bitkisinin hüneri gibi..
- "Allah'ım! Sana karşı hayretimi ve hayranlığımı artır!" *Hz.Muhammed (s.a.v.)
- Zıt kutuplar birbirini çeker deseler de, bu kanun, madde alemi için geçerlidir. İnsanın mânâ boyutu vardır ve hâlâ anlaşılamamış pek çok da gizemli yönü....
- Neler atmışım içime, neler neler saklamışım... Sanırsın bir define avcısı olmuşum, yada bir dalgıç... Derin(lik)lerimde bulduklarımı dışarı taşımak cehdine kapılmışım.
- Yazılarım yetişti imdadıma. Satırlara döktüm içimdeki yangının közlerini. Ateşin kelime tuğlalarıyla kurdum romandan şehirleri. Her kurulan şehirde sen oluyordun. Öyle anlattım ki seni, aşık olanlar çıktı romandaki izdüşümüne. Hayalinin ardına takılarak, seni soranlar çıktı. "O yaşıyor mu? Hayatta mı o?" dediler. "Yaşadığına inanmasam, yazmazdım." dedim.
- Şu fani dünyaya ne kadar az bağlanır, köklerimizi derinlere salmazsak, giderken fazla acı çekmeyiz. Ağaçlar toprağa kök saldıkça kuvvet bulur. İnsanlar dünyaya kök salmadıkça manevi tekâmül kaydeder.
- Küçük acılar konuşur, büyük acılar dilsizdir.
- Gün devrilmeye başladı mı, vakit akşama meyletti mi, bekleyen bendim seni. Pencere kıyısına büzülüp oturmuş kederli başını tülün aralığından cama yaslamış, gözleri yollara kilitli kalmış...
- "İhtiyaç ilmin hocasıdır."
Aşk-ı Pervane İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bir genç kızın hayalleri, bekleyişi ve sonrasında kansere yakalanınca son demlerinde hayatında önem arz eden kişiler adına bir bir kaleme aldığı mektuplar... Hakikati ne güzel özetlemiş... Okunulası bir eser... (Elif Çiçek)
Aşk-ı Pervane PDF indirme linki var mı?
Mecbure İnal Vela - Aşk-ı Pervane kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Aşk-ı Pervane PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Mecbure İnal Vela Kimdir?
1963 yılında Sivasın Yıldızeli ilçesine bağlı Demirözü köyünde dünyaya geldi. İlkokulu Sivasta tamamladı. Daha sonra, düzenli bir eğitim görme imkanı bulamadı. Çeşitli el becerisi kurslarına devam etti. Kuran-ı Kerim, Tefsir, Arapça, Osmanlıca dersler aldı. İlk yazı ve şiirleri 1988 yılında çeşitli dergilerde yer almaya başladı. Bizim Aile, Kardelen, Hüner, Güneysu, Çerağ dergilerinde ve Zaman Gazetesinde yazı, şiir ve hikayeleri yayınlandı. Bir süre Bursa Marmara Gazetesinde köşe yazarı ve sayfa sorumlusu olarak aktif gazetecilik yaptı. Haziran 1989da, Bizim Aile dergisinin düzenlendiği hikaye yarışmasında Bütünü Bölmek adlı hikayesiyle, 1994te ise Esra Filmin senaryo, roman ve hikaye dallarında düzenlenmiş olduğu yarışmada Erik Ağacımı Kestiler adlı çocuk romanıyla ikincilik ödülleri aldı. Sızı adlı romanı, radyo tiyatrosuna uyarlandı
Mecbure İnal Vela Kitapları - Eserleri
- Kalp ile Sır
- Sabah Yakın Değil Mi?
- Aşk-ı Pervane
- Erik Ağacımı Kestiler
- Sızı
- Gündönümü
- Kuşlar Vuruldu
- Ayrılık Benimle Kaldı
- Beklenen
- Kuş Kaderle Uçar
- Yalnızlığın Rengi
- Sana Dünyayı Anlatıyorum
- Hüdai
- Ya Niçin Deniz Olmuyorsun?
- Kardan Adam Yaralandı
- Masal Yağmuru
- Hayal Adası
- Ol Dedi
- Zambaklar Cennete Açar
- İyilik Güzel Şey
- İyilik Unutulmaz
- Karagöz ile Gözükara
- Gülümseyen Gelincik
- Yüksektepe Ormanı
- Yeryüzünün Mana Mimarları
- Nisa ve Orman Karıncası
- Püfür Püfür Masallar
- Sevgi Çiçeği
- Sinsi Sansar
- Tatlı Ders
- Korkutmayan Korkuluk
Mecbure İnal Vela Alıntıları - Sözleri
- Sisal bitkisinin hikayesini bilir misiniz? Bu bitki Amerika kıtasında, sert ve verimsiz toprakta; soğuk rüzgar ve sıcak güneş altında yetişen bir bitki imiş. Yaprakları çok elyaflı olduğu için, dokumada kullanılırmış. Elyafının kıymeti nedeniyle, bu bitkiyi daha verimli topraklarda yetiştirmeyi denemişler. Bitki yetişmiş ve çok daha büyükçe yaprakları çıkmış. Fakat bakmışlar yaprakların içinde elyaf yok. Sonra anlaşılmış ki bitkinin kötü toprak, soğuk rüzgar ve sıcak güneşle mücadelesi, onun lifli yapısını meydana getiriyormuş. İşte insan içindeki cevher de zorluklara katlanma ve mücadele ile gelişmekte, tıpkı sisal bitkisinin hüneri gibi.. (Aşk-ı Pervane)
- "İstediği her şeyi zahmetsizce elde etme imkanına sahip olanlar ve daima büyük şeylerle mükafatlandırılanlar, küçük nimetlere mutlu olmayı unutur." (Kuşlar Vuruldu)
- Yazılarım yetişti imdadıma. Satırlara döktüm içimdeki yangının közlerini. Ateşin kelime tuğlalarıyla kurdum romandan şehirleri. Her kurulan şehirde sen oluyordun. Öyle anlattım ki seni, aşık olanlar çıktı romandaki izdüşümüne. Hayalinin ardına takılarak, seni soranlar çıktı. "O yaşıyor mu? Hayatta mı o?" dediler. "Yaşadığına inanmasam, yazmazdım." dedim. (Aşk-ı Pervane)
- ..her an sanki bir şey olacakmışçasına tedirginim. (Sabah Yakın Değil Mi?)
- "Düşünmek, yaşamakla sarmaş dolaş içimde. Birbirinden çözemiyor, kopartamıyorum ikisini. Düşüncelerle yaşamak, yaşadıkça düşünmek mi kaderim? " (Kuşlar Vuruldu)
- Her odanın güneşten nasibi,penceresinin büyüklüğü nisbetindedir. (...) güneşten nasipsiz kalanlar kısır ve verimsiz,soğuk ve karanlık bir hayatı yaşamak zorundadır. (Sana Dünyayı Anlatıyorum)
- "Büyük adamın tarifini yap desem, yapabilir misin? Asıl büyük olanı pek az hatırlamaya başladığımızdan beri, cücelere büyüklük izafe eder olmuşuz. Diplomalı cahil yetiştirmek midir büyük adam yetiştirmenin yolu? Beyinler bilginin çöplüğü yapılmişsa bu insanı ufaltır." (Kuşlar Vuruldu)
- "Ne varki, suçlu fertler yargılanırken, suça iten cemiyet hiçbir zaman yargılanamaz..." (Kuşlar Vuruldu)
- İnsanoğlu rahata çok kolay alışır. Fakat henüz rahatla tanışmadıysa, zorluklarla da baş eder ve bu zorluklar içerisinde mutlu olmanın yollarını da bulur. (Aşk-ı Pervane)
- " Bir çift turna gördüm kuru dallarda Seversen Mevla'yı kalma yollarda." (Kuş Kaderle Uçar)
- Gerçekleri saklayarak susmak yalan söylemek kadar çirkindir (Ayrılık Benimle Kaldı)
- "Her kemalin bir zevali vardır." (Aşk-ı Pervane)
- En önemlisi de ne biliyor musun?Analar evlatlarına yalan söylüyor. Analar, çocuklarına söylediği küçük yalanlarla,yarının büyük yalancılarını yetiştiriyorlar. (Sana Dünyayı Anlatıyorum)
- Erguvan ağaçları çiçek giyinmiş, akasyalar yaprak kuşanmıştı. Toprağın üzerine döşeli çimenlerin arasında gülümseyen çiçekler elvan elvandı. Bu büyük bahçenin her bir karışı "bâ'su ba'del mevt"i ikrardaydı çimen çimen, çiçek çiçek... (Beklenen)
- Gâye yakalanmamışsa, zaman kavramı, gâyesizlik urganı ile idama mahkûm kılınmakta... Gâyesizler kervanında yol alırken, gâyeyi kavramak, ölümcül bir hastalığa yakalanmaktan beter Yârab! İçim yanıyor... (Beklenen)
- bahar iner bazen iklimine apansız, çiçeklenir elvan elvan kalp ovaları. gün olur , kışı soluklar yaz ortasında.. bahtına kar yağar saçından evvel.. (Sabah Yakın Değil Mi?)
- Yağmur yağmur yağmaktaydı hissiyâtına pişmanlık...Düşünce cephesi sırılsıklamdı. (Beklenen)
- "Senden önce kitaplarda arıyordum derinliği, kitaplardan utanıyorum. Sen bütün kitaplardan daha derinsin." (Aşk-ı Pervane)
- "Utançtan ve pişmanlıktan, kaçıp saklanacak bir kuytu aradıkça, daha da sırıtıyordu suçu." (Kuşlar Vuruldu)
- "Neyleyim ki aramızda dağlar değil, başka şeyler var." (Kuş Kaderle Uçar)