Askıya Alınmış Tutku - Marguerite Duras Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Askıya Alınmış Tutku kimin eseri? Askıya Alınmış Tutku kitabının yazarı kimdir? Askıya Alınmış Tutku konusu ve anafikri nedir? Askıya Alınmış Tutku kitabı ne anlatıyor? Askıya Alınmış Tutku PDF indirme linki var mı? Askıya Alınmış Tutku kitabının yazarı Marguerite Duras kimdir? İşte Askıya Alınmış Tutku kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Marguerite Duras
Çevirmen: Birsel Uzma
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789750724299
Sayfa Sayısı: 128
Askıya Alınmış Tutku Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İtalyan gazeteci Leopoldina Pallotta della Torre'nin 1987-1989 yılları arasında Marguerite Duras'la yaptığı bu uzun söyleşi, İtalya'da tekrar yayımlanmadığı gibi, yazarın ülkesi Fransa'da da uzun bir unutuşun ardından ilk kez 2012 yılında yayımlandı. On üç tematik bölümden oluşan söyleşi, yazarın hayranları ve sanat camiası için tam bir sürpriz oldu. Yaşamı boyunca birçok röportaj vermiş olan Duras, kendini hiç bu kadar açık ve net biçimde dile getirmemişti. Söylediklerini dikkat çekici kılan ise, doğru ya da yanlış olması değil, insanı tepki vermeye ve düşünmeye teşvik etmesi oldu. Hayatının en sorunlu figürü annesiyle, erkek kardeşleriyle, Hindiçin'de geçen çocukluğuyla, hareketli aşk hayatıyla ilgili, çoğu itiraf sayılabilecek, ilk kez dile getirdiği gerçekler, sinema ve edebiyat dünyasının önemli isimleri ve onların eserleri hakkında yine ilk kez dile getirdiği görüşlerinin yer aldığı bu söyleşinin bir diğer çarpıcı yanı, Duras'ın hayatının ve eserlerinin sadece bir yanına odaklanmakla yetinmemiş olması. Marguerite Duras'ın keskin ve acımasız zekâsıyla, tüm doğallığıyla kendini olduğu gibi anlattığı bu uzun söyleşi, edebiyat severler için tam bir şölen niteliğinde.
(Tanıtım Büleninden)
Askıya Alınmış Tutku Alıntıları - Sözleri
- Altında ezilmeme neden oldukları bu sessizliği konuşturmak için yazmaya koyuldum.
- Bizi çocukluğumuzdan beri sürekli olarak hayatımızı düzene koymaya zorladılar, her türlü düzensizliği şeytan çıkartır gibi uzaklaştırdılar.
- "kendimi hiçbir zaman olmak isteyeceğim yerde bulamadım, hep geç kalmıştım"
- Bilirsiniz, insan bir şeyler hakkında yalan söyleyebilir ama bu şey hakkında, acının özü hakkında söyleyemez.
- ... unutmak aslında mutlak gerekli bir eylem. Başımıza gelenlerin yüzde seksenini bastırmasak, yaşamak katlanılmaz olurdu. Unutmak, boşluk, gerçek hafıza: Bize anıların, perişan edecek acıların altında ezilmekten kurtulma olanağı veren. Ne mutlu ki unutuyoruz.
- Hem zaten bakın, bu insanlar da bana katlanamıyor artık sanırım. Ne zaman gazetelere röportaj versem ya da televizyona çıksam, geçen sene Gadard'la birlikte televizyonda sinemadan ve kitaplardan söz ettiğimiz zaman olduğu gibi, bana saldırmaya hazır bekleyen eleştirmenlerin çoğu gibi, kıskançlık ediyorlar. İçlerinden hiçbiri Lol V Stein'ın Kendinden Geçişii gibi bir kitap yazamayacak oysa.
- Aşk ancak birkaç saniyeliğine vardır. Sonra dağılır: Bir hayatın seyrini değiştirmenin gerçek anlamda olanaksızlığı içinde.
- Birini tanıyıp da kendime şu soruyu sormadığım olmadı: İnsanlar yazmıyorlarsa ne yaparlar? Yazmayan insanlara karşı gizli bir hayranlığım var ve nasıl yapabildiklerini tam olarak bilmiyorum.
- . Geleceği beklemekten yorulmuşken, şimdiki zamandan nasıl zevk alacağımı öğrenmeyi nasıl başarabilirim ? ...
- Standhal haklı: Çocukluk sonsuzdur.
- Kendimi bayağılaştırmak, yok etmek, önemimi ortadan kaldırmak, yükümü hafifletmek için yazıyorum: Metin benim yerimi alsın, daha az var olayım diye. İki durumda kendimi özgürleştirmeyi başarabiliyorum: intihar düşüncesiyle ve yazma düşüncesiyle.
- Zaten yaptığımız şeyle hiçbir zaman tamamen çakışmayız, olduğumuza inandığımız yerde olmayız tamamen.
Askıya Alınmış Tutku İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Mart Leopoldina Pallotta Della Torre, Marguerite Duras ile söyleşi yapabilmek için epey çaba sarfetmiş.Ortak dostları olan İnge Feltrinelli araya girince söyleşiyi kabul etmiş, Duras.Pallotta Della Torre, Askıya Alınmış Tutku kitabını oluştururken , benim de peşinde olduğum Matthieu Galey'in Marguerite Yourcenar'la yaptığı söyleşilerden oluşan kitabı, Açık Gözler'i model olarak almış. Marguerite Duras'ın Hindiçin'de geçen çocukluğu, annesi ve kardeşleri ile olan ilişkileri pek çok kitabına yansıyarak kitapların otobiyografik özellikler taşımasına yol açmış. Paris'te öğrenci olan Marguerite Duras, Robert Antelme'le evliliğinden sonra 1950'li yıllara kadar Komünist parti içinde yer alsa da o günleri sonrasında şöyle tanımlar. "Hâlâ komünistim ama komünizm içinde bulamıyorum kendimi.Bir partiye katılmak için otistik, nevrozlu, bir anlamda kör ve sağır olmak gerekiyor." syf 27 "Tüm rejimler gibi Marksizm de ' bazı özgür güçlerden'-hayal gücü, şiir, hatta aşk- korkuyor, kendi istediği gibi yönetilmezse, bir biçimde, temellerini sarsabileceğinden endişeleniyor."syf 29 Marguerite Duras yazarlığının yanı sıra gazetecilik yapmış sinema ile de ilgilenmiş. Gazeteciliğin işlevini de şöyle tanımlamış. "Başka türlü kimsenin fark etmeyeceği olaylar hakkında kamuoyu yaratmak." syf 34 İlk kitabı olan Les Impudents 29 yaşında yazan Duras kendisini yazmaya iten nedeni de "Aciliyetini hissettiğim ama tam olarak gerçekleştirme gücüne sahip olmadığım bir şeyi beyaz bir sayfa üzerinde var etme ihtiyacı."şeklinde ifade etmiş. Askıya Alınmış Tutku on iki bölümden oluşan, Marguerite Duras'ın edebiyattan, sinemaya, tiyatroya kadar çok yönlü sanatçı kişiliğini ortaya koyan çok enteresan anekdotların da yer aldığı bir söyleşi kitabı. Hani derler ya her aşkın bir şarkısı var.Ben de diyorum ki her okurun yazarları var.Marguerite Duras da benim yazarlarımdan biri. Söyleşi kitaplarını kaçırmayın derim, özellikle sevdiğiniz yazarlar üzerine olanları.Türk edebiyatında da söyleşi kitaplarının artmasını diliyorum.️ (Özlem Akbaş)
özel bir yöntemle; yazma ve intihar düşüncesiyle kendisini özgürleştiren marguerite duras'ın kaleme aldığı, konu dışı akışa sahip bölümleri, olay akışı sırasında geriye dönüşlerle yoğunlaştırılmış anlatımı, dipnotlarla oldukça güzel bir kitap haline gelmiş askıya alınmış tutku. kalemi oldukça realiteye bağlı sevgili duras'ın. hayatın içinde birbirinden bağımsız ama aynı aynda gelişen değişkenleri kitaba birebir yansıtmış. okurken yaşıyorsunuz bu sebeple. tutku kavramını öyle bir işliyor ki tutkusuz insanın güçsüzlüğü, iradesizliği ve isteksizliğini çok iyi şekilde hissettiriyor. aşk emek vermektir diyoruz. işte emek vermekteki irade ve güç tutkunun ta kendisi. duras bunu oldukça iyi anlatıyor bu kitabında. tutkuyu hayatın temel olgularından kabul eden biri olarak çok beğendim bu kitabı. (Uğur De Molinari)
Kitapyurdu'nun uygulamasında gezinirken karşıma çıkınca kendisi,söyleşileriyle merhaba demek istedim. Evet Marguerite, diğer kadın düşünürlerde de olduğu gibi sıradışı bir kadın,kendine olan haslığını yaşamından da çıkartabiliyorsunuz. Gerçi kadınların zengin olmadıkça iyi bir yere gelmesi,söz hakkına sahip olması,bireyselliğini ilan etmesi hele ki o dönem için yürek mi yedin,kendine gel denilecek kadar alaya vurulası bir durum. Ama gelin görün ki kadınlar hep vardı tarihin altına ne kadar süpürmeye çalışırsanız çalışın hep vardı olacaklardı da. O yüzden Marguerite nın da sesine kulak vermenizi şahsen ben çok isterim çünkü bunu o fazlasıyla hakkediyor. (marco stanley fogg)
Askıya Alınmış Tutku PDF indirme linki var mı?
Marguerite Duras - Askıya Alınmış Tutku kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Askıya Alınmış Tutku PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Marguerite Duras Kimdir?
1914 yılında Çinhindi'nde doğan Duras, gençliğini geçirdiği bu ülkenin atmosferinden ve olaylarından derinden etkilendi. 18 yaşında Paris'e geldi; hukuk, matematik ve siyaset bilimi okudu. Komünist Parti'ye katıldı. İlk romanı Les Impudents'ı 1943 yılında yayımladı. Özyaşamöyküsel bir roman olan Sevgili ile 1984'te Fransa'da Goncourt Ödülü'nü aldı. Çok sayıda roman dışında, birçok senaryoya da imza attı. Bütün eserlerinde edebiyatı sorguladı. 1960 Cannes Film Festivali'nde gösterilen Hiroşima Sevgilim, Duras'ı ününün doruğuna çıkardı. Duras 1996 yılının Mart ayında 82 yaşında öldü.
Marguerite Duras Kitapları - Eserleri
- Sevgili
- Ölüm Hastalığı
- Hiroşima Sevgilim
- Moderato Cantabile
- Bir Yaz Akşamı On Buçukta
- Bir Kış Günü Öğleden Sonra
- Yaz Yağmuru
- Yazmak
- Mavi Gözler Siyah Saçlar
- Bahçe
- Acı
- Yıkmak Diyor Kadın
- Askıya Alınmış Tutku
- Bay Andesmas'ın İkindisi
- Pasifik'e Karşı Bir Bent
- Somut Yaşam
- Yeşil Gözler
- Buraya Kadar
- Konsolos Yardımcısı
- İngiliz Sevgili
- Lol V. Stein'ın Kendinden Geçişi
- Tarquinia'nın Küçük Atları
- Ayrılık Müziği
- Normandiya Kıyısının Yosması
- Savaş Yılları Defterleri ve Diğer Metinler
- Kuzey Çinli Sevgili
- Cebelitarık Denizcisi
- Bütün Gün Ağaçlarda
- Yann Andrea Steiner
Marguerite Duras Alıntıları - Sözleri
- ona bakıyordum gitgide daha hızlı konuşuyordu ve sonra birdenbire konuşmayı kesti -bakıştık, bakıştık. Gökkubbe yıkıldı. (İngiliz Sevgili)
- Demek, yine. Her gün, her yerde artıyor. Televizyon hastalığı. Televizyon cihazı pis. Bir ev eşyası haline geliyor, ama eski ve pis, eski bir tencereye, bir bulaşık çukuruna dönüşüyor. Çok zamandır görüyor, duyuyoruz onları. (Yeşil Gözler)
- Karşılarına geçip bütün bir gece seyretseniz de, sizi ne fark eder, ne de sizden tedirgin olurlardı. Öylesine yalnızlardı ki dünyada, yalnızlık nedir artık bilmez olmuşlardı. (Bir Kış Günü Öğleden Sonra)
- Filmler vardır, kalıcıdır; filmler vardır, seyredildikten sonraki saatler içinde yok olur gider. Ben sinemaya gidip gitmediğimi buradan anlarım: bir önceki gün gördüğüm film, ertesi gün bende nasıl bir kılığa bürünmüşse, ne hale girmişse, gördüğüm film odur. (Yeşil Gözler)
- Öznesiz bir acının anlamı nedir? (Lol V. Stein'ın Kendinden Geçişi)
- İnsanın herhangi birinden kopması, doğasına uygun bir olay değildir . (Cebelitarık Denizcisi)
- Hayat beni fazla ilgilendirmiyor... Hiçbir zaman gerçek anlamda ilgilenmedim hayatla... (Yaz Yağmuru)
- Kalbimi hissetmiyorum artık. (Acı)
- Ben sizin yerinizde olsam dinlerdim. Dinleyin beni.. (İngiliz Sevgili)
- Ona beslediğim bu saçma sevgi, benim için kavranması olanaksız bir gizem olarak kalıyor. Neden ölümüyle ölmek isteyecek ölçüde çok seviyordu onu, bilmiyorum. Bu iş başa geldiğinde on yıldır ayrıydım ondan, onu çok ender düşünüyordum. Öyle görünüyordu ki her zaman için seviyordum onu, bu sevgide hiçbir değişiklik olamazdı. Ölümü unutmuştum. (Sevgili)
- Bakarsın ki yaşamda çözüm az ve her şey yerli yerine oturur, gün gelir bir tek değiştirme düşüncesi bile şaşırtıcı olur. (Bahçe)
- Bir yıl sürdü saçının uzaması. Düşünüyorum da, saçları mı kesenler saçların bu kadar zamanda uzadığını bilselerdi, bu işi yapmadan bir kez daha düşünürlerdi diyorum. (Hiroşima Sevgilim)
- Yavaş sesle ekledi: "Hep yirmi yaşındaymışçasına çekip gitmek gerek, bunu unutma." (Tarquinia'nın Küçük Atları)
- Yalnızlık hazır bulunmaz, oluşturulur. (Yazmak)
- Para yoksa erdem "geçersizdi" ve masumiyet mahküm edilebilirdi (Savaş Yılları Defterleri ve Diğer Metinler)
- Birincisi, onu öldürdüğümü düşümde görmüştüm. İkincisi, onu öldürdüğümde düş görmüyordum. (İngiliz Sevgili)
- Onun yanına uzanırsınız. Kendinize ağlarsınız hep. (Ölüm Hastalığı)
- tuhaf bir hikâye bu her şeye rağmen. (Yaz Yağmuru)
- Artık, yalnızca gözlerinizi görüyorum. (Normandiya Kıyısının Yosması)
- ..uzaklara git... Asla geri dönme ... Asla! .. çok uzaklara git... öyle ki, bulunduğun yer aklımın ucundan bile geçmesin ... (Konsolos Yardımcısı)