Aslında Bir Sanat Var - Sadettin Ökten Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Aslında Bir Sanat Var kimin eseri? Aslında Bir Sanat Var kitabının yazarı kimdir? Aslında Bir Sanat Var konusu ve anafikri nedir? Aslında Bir Sanat Var kitabı ne anlatıyor? Aslında Bir Sanat Var PDF indirme linki var mı? Aslında Bir Sanat Var kitabının yazarı Sadettin Ökten kimdir? İşte Aslında Bir Sanat Var kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Sadettin Ökten
Yayın Evi: Tuti Kitap
İSBN: 9786059218535
Sayfa Sayısı: 272
Aslında Bir Sanat Var Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Ruhumuz, aklî dünyanın dar ve sıkışmış sınırları içerisine hapsedilemez; kendine sığınacak bir liman arar. İşte sanat, fark etsek de etmesek de o limanlardan biridir.
Mesela güneşin gurup vaktindeki ışık oyunlarını hatırlamak, Haliç’in karşı sahilinden Süleymaniye Camii’ni seyretmek, mevsim sonbahara dönerken bir parkta Chopin nağmeleri dinlemek, bir meşguliyet sırasında türkü mırıldanmak ya da târihî kimliğini koruyan bir kafede kahve içmek insanın sanatla ilgili gerçekleştirdiği tecrübelerdir aslında. Dolayısıyla hepimizin hayatında sanatın bir yeri vardır. Peki nedir sanat?
Sadettin Ökten bu kitapta sanata dair düşüncelerini ve deneyimlerini sunarken aynı zamanda İslâm medeniyet tasavvurunun sanatı ile modernist Batı’nın sanatını örneklerle karşılaştırarak iki farklı sanatsal serüveni değerlendiriyor.
Aslında Bir Sanat Var Alıntıları - Sözleri
- Kendi kimliğimizi doğru tanımlayıp netleştiremediğimiz sürece modernitenin ürettiklerine hayranlığımız ve onları tanımamakla kendimizi eksik hissetme durumumuz devam eder.
- Ruhumuz, aklî dünyanın dar ve sıkışmış sınırları içerisine hapsedilemez; kendine sığınacak bir liman arar. İşte sanat, fark etsek de etmesek de o limanlardan biridir.
- "Bazıları bireyin duygusal birikiminin fiziksel bir ifadeye kavuşmaksızın bir ötekinin iç âlemine yansıyabileceğini söylüyor. Dilimizde ise bu olguyu ifade eden "Kalpten kalbe yol vardır. " özdeyişi vardır."
- Kanaatimize göre bir insanı tanımak bir eseri tanımaktan çok daha zordur. Belki de insanı tanımak mümkün olmayacaktır. Çünkü eser bitmiş, tamamlanmış ve noktası konmuş bir bütünlüktür; insan ise her an değişen iç dünyasındaki oluşumları bizzat kendisinin bile açıklayamadığı bir girift gizemler yumağıdır. Bütün bu zorluklara rağmen insan olarak sanat eserini ortaya koyan bireyi, yani sanatkârı yine de tanımaya çalışırız.
- İnsan hem kendisi tarafından gözlemlenebilen dünyayı al algılayabilen hem de kendi iç âleminin derinliklerine doğru sezgisel olarak yola çıkabilen bir varlık yahut mahlûktur.
- İnsanı tanımak bir eseri tanımaktan daha zordur, belki de insanı tanımak mümkün olmayacaktır. Çünkü eser bitmiş, tamamlanmış ve noktası konmuş bir bütünklüktür ;insan ise her an değişen iç dünyasındaki oluşumları bizzat kendisinin bile açıklayamadığı bir girift gizemler yumağıdır.
- "Aklın yolu birdir. Buna karşılık sanatın yolu birçoktur." Sanat alanında aynı olay ya da olgu farklı eserler meydana getiriyor ve bunlar farklı simgesel mesajlar veriyor. Bu gerçeklik, sanatın özgürlüğünü ve sanata imkân veren, yol açan ruhun rasyonalitenin kalıplarıyla sınırlanamayacağını gösteriyor.
- Modernitenin estetik teorisini oluşturan kuramcılar, insanı bizâtihi insan olarak estetik manada güzel ve incelemeye değer bir vâkıa olarak ele almazlar. Onlar insanın ürettiği objeler üzerinde dururlar. Bu objelerin sanatsal bir değeri olup olmadığını incelerler, sanatsal değeri olanlara da “estetik obje” adını verirler.
- En büyük suç doğmuş olmaktır ve insan doğuştan suçludur.
- İslâm medeniyet tasavvurunda ise insan, yeryüzünde zübde-i âlem olarak halîfetullah niteliğiyle tesmiye edilmiştir. Bu açıdan baktığımızda İslâm medeniyet tasavvuruna göre insan en güzel, en bedîî (eşi görülmemiş) ve duygusal alana en derin manasıyla hitap eden bir mahlûktur. Çünkü onu, bütün noksan sıfatlardan münezzeh ve bütün Kemal sıfatlarıyla muttasıf Allah halk etmiştir. Güzel görmek isteyen göz, insana bakmalıdır.
- Mesela güneşin gurup vaktindeki ışık oyunlarını hatırlamak, Haliç’in karşı sahilinden Süleymaniye Camii’ni seyretmek, mevsim sonbahara dönerken bir parkta Chopin nağmeleri dinlemek, bir meşguliyet sırasında türkü mırıldanmak ya da târihî kimliğini koruyan bir kafede kahve içmek insanın sanatla ilgili gerçekleştirdiği tecrübeleridir aslında. Dolayısıyla hepimizin hayatında sanatın bir yeri vardır.
- Doldur ey sâki bu cem bezminde bir gün mey biter Boş kalır fani kadehler tel susar hey hey biter Dem geçer devran döner hicran biter her şey biter Boş kalır fânî kadehler tel susar hey hey biter
- Ey garib bülbül diyarın kandedir Bir haber ver gülizârın kandedir Sen bu ilde kimseye yâr olmadın Bir haber ver gülizârın kandedir Gökte uçarken seni indirdiler Çâr ânâsır bendlerine urdular Nûr iken adın Niyâzî koydular Şol ezelki itibârın kandedir Niyâzî-i Mısrî
- Kendi kimliğimizi doğru tanımlayıp netleştiremediğimiz sürece modernitenin ürettiklerine hayranlığımız ve onları tanımamakla kendimizi eksik hissetme durumumuz devam eder. Kendi payıma söyleyebilirim ki, yukarıda ifade etmeye çalıştığım gibi, benim dünyam Itrî’nin ve İsmail Dede’nin öz mûsikîsi ile; Karahisârî, Kazasker ve Hamit Bey’in hattı ile tanımlanmıştır. Bu dünyanın dışında bir başka dünya daha vardır. O dünyayı da Bach, Mozart ve Beethoven tanımlıyor. Rembrandt, Monet ve Klimt renklendiriyor ama o dünya benim değerlerimin sanat alanındaki izdüşümü değildir.
- “Eserle temas kurduğumuz anda modernitenin izin verdiği tek nitelik olan hazzın yanına kontrolümüz dışında hatıralar,çağrışımlar,hayaller ve arzular birbiri ardınca gelip yığılır iç dünyamıza.Modernitenin estetik tavır ilişkisini sadece haz duymaya indirgemesi,iç âlemimizi böyle yalıtılmış bir yalnızlığa mahkûm etmesi hayatın gerçekliğinden ve bütünlüğünden kopmuş rasyonalist bir yaklaşımın ürünüdür.Ne mutlu ki hayat,rasyonalitenin dar kalıplarına girmeyecek kadar zengin ve renklidir.”
Aslında Bir Sanat Var İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sanat ne güzelsin!!!: “Ruhumuz,aklî dünyanın dar ve sıkıştırılmış sınırları içerisinde hapsedilemez;kendine sığınacak bir liman arar.İşte sanat,fark etsek de etmesek de o limanlardan biridir.” Kitapta bireyin sanatla tanışması,birey ve değer,sanatkâr,sanat eseri,toplum ve sanat,sanat ve Batı estetik’i,sanat faaliyeti olarak 7 bölümde sanata dair düşünce ve deneyimlerini paylaşan yazar,İslam medeniyet tasavvurunun sanatı ile modernist Batı’nın sanatını karşılaştırarak anlatmaktadır. İnsanın iç dünyasında bilgi ve duygu birbirinden ayrılmaz her an içiçe girift bir yapı izleyerek etkinliğini sürdürür. İslam medeniyet tasavvuruna göre ise sanatın klavuzu doğadır.Ve sanat,doğaya bir öykünme sanatıdır aslında.Doğa ise daimi olarak Rabbi anlatır;rüzgar onun nefesidir,yağmur rahmeti...Güneş yaratılıştır her sabah ve heran yeniden... Uçsuz bucaksız gökyüzü Rahmanın sonsuzluğunu anlatır...Toprak ise hamurudur insanoğlunun ,toprakanadır, topraktan geldik toprağa gideceğizin yoludur...Varlıktan yok oluşa doğru bir yolculuktur. Necip Fazıl bu yolculuğu şöyle anlatır; “Anladım işi,sanat Allah’ı aramakmış, Marifet bu,gerisi yalnız çelik çomakmış.” Vesselam... Sevgi ve Muhabbetle.. (Şirin)
Kitapta Sadettin Ökten hocamız modernist görüşle, islam medeniyet tasavvurunun sanata olan bakışlarını ve sanat felsefeleriyle ilgili genel özelliklerini tanımlayıp açıklamış bulunuyor. Benim şahsi olarak sanat felsefesine yoğun bir alakam olmadığı için özellikle tanımlar kısmını okurken zorlandığımı söyleyebilirim. Ancak Sadettin Hoca'nın kendi deneyimlerini anlatıp sanatla tanışma serüvenini anlattığı bölümleri zevkle okudum. Modernist görüşü açıklarken ise yurtdışında tanıştığı akranının yaşadıkları bölümleri anlattığı ve kendi deneyimleriyle kıyas ettiği bölümler ilgi çekiciydi. Sanat üzerine düşünen, kafa yoran kişilerin bu kitaptan benden çok daha güzel şeyler alacağını düşünüyorum. İstifadeli olsun. (Melike)
Sanat her yerdedir. Baktığımız gökte, kokladığımız çiçekte, bazen gün batımını seyrettiğimiz uçsuz bucaksız bir denizde veyahut insani bir dokunuşta, sözde… İnsan var olmak ister. Varoluşunun bir doğası olarak aynı zamanda bazı şeylere ruhlarını fısıldayarak, kendisinden bir parça katarak bir eser ortaya koymak, var etmek ister. Peki nedir sanat, niçin vardır ve kaçınılmazdır? Saadettin Ökten sanata dair düşünce ve tecrübelerini ‘Aslında Bir Sanat Var’’ adlı eserinde bizlerle paylaşmıştır. Baktığımız her şeyde aslında bir sanat olduğunu, sanatı sadece beşerî dünyada aramamak gerektiğini doğada da sanatın en saf ve mükemmel haline tanık olacağımızdan bahsetmektedir. Sanatın çocukluk döneminde idrak safhasıyla başladığı ve ömür boyu sürdüğü görüşüne sahiptir. Saadettin Ökten bireyin sanatı fark edişini, sanatı, sanatkarı, sanat faaliyetlerini derinlemesine incelemiş kendi deneyimleri sonucunda bizlere bu kitabı sunmuştur. (İlayda Chkotua)
Aslında Bir Sanat Var PDF indirme linki var mı?
Sadettin Ökten - Aslında Bir Sanat Var kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Aslında Bir Sanat Var PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Sadettin Ökten Kimdir?
Sadettin Ökten 1 Eylül 1942’de Beyazıt’ta dünyaya gelmiştir. 1949 senesinde Koska’daki Koca Ragıp Paşa İlkokulu’na okumayı bildiği için ikinci sınıftan başlayan Ökten’in ikinci okulu ise, başlangıçta Arapça, daha sonrasında Kabataş, Darüşşafaka ve Vefa Liselerinin unutulmaz edebiyat hocası ve İmam Hatip okullarının kurucusu Mahmud Celaleddin Ökten’in yani babasının dost sohbetleridir. 1953 senesinde Vefa Lisesi’ne kaydolan Ökten, lise tahsilini tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi’ni kazanır. Yüksek inşaat mühendisi olmasına rağmen şehir ve medeniyet, özellikle de İslâm medeniyeti konularındaki entelektüel birikimiyle tanınan Prof. Dr. Sadettin Ökten Mimar Sinan Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesidir.
Sadettin Ökten Kitapları - Eserleri
- Fincanımda Cola Var
- İçimde Avm Var!
- Örselenmiş Osmanlı'dan Medeniyet Umuduna
- Gelenek Sanat ve Medeniyet
- Aslında Bir Sanat Var
- Hayatımdan Portreler
- Yahya Kemal'den Bugüne İstanbul
- Yahya Kemal'in Rüzgarıyla Düşünceler ve Duyuşlar
- Yahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı
Sadettin Ökten Alıntıları - Sözleri
- Tevfik Fikret Batıya hiç gitmemişti ama Batıyı biliyordu. Ziya Paşa gitmişti ama hiçbir şey görmemişti. (Örselenmiş Osmanlı'dan Medeniyet Umuduna)
- Ruhumuz, aklî dünyanın dar ve sıkışmış sınırları içerisine hapsedilemez; kendine sığınacak bir liman arar. İşte sanat, fark etsek de etmesek de o limanlardan biridir. (Aslında Bir Sanat Var)
- Gayb aleminden bi-behre olan kimseler, aşk şiirinden bir şey anlamazlar ancak bu şiirin kendilerinin erişemediği bir iklimin ürperiş ve esintilerini getirdiğinin de farkındadırlar. (Gelenek Sanat ve Medeniyet)
- “Şehirde yaşayan, para kazanan insana şehirli demiyoruz.” (İçimde Avm Var!)
- Ben hâlâ bulutlara bakarım. Ve bulutlara bakarak biçimlerinden bir küçük dünya kurarım içimde. Özellikle sonbaharda ve güneş gurûb ederken. Sonbaharı çok severim... (Hayatımdan Portreler)
- Gözün ve ruhun istirahati belki bedenin istirahatinden daha önemliydi.. (Yahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı)
- Geçende yine söyleşi tarzında bir kitabım neşredildi. Orada "dini nasıl öğrendiniz?" diye bana sordular. Ben dedim ki "biz dini yaşayarak öğrendik." Bize dinî bilgi telkin edilmedi. Çünkü etrafımızdaki bütün insanlarda hayatın akışı dinî esaslar üzerineydi. Çok abartı da değildi, çok gevşek de değildi. Böyle akıyordu hayat; yumuşak, tabiî, mûnis. (Hayatımdan Portreler)
- Albert Sorel, Sırp gençlerine, kendilerine bugün lazım olan kimliğin mazinin derinliklerinde saklı olduğunu, milli sanatlarında, tarihlerinde ve inançlarında mündemiç bulunduğunu söyler. Bugüne ait olan ve yaşanan zamana bir şeyler söyleyebilen bir kimlik inşa edebilmek için mazinin derinliklerine uzun, meşakkatli ve sabırlı bir yolculuk yapılması gerektiğini ve buralardan süzülerek elde edilen değerlerin halihazırda bir kimlik inşa edebilmek için sağlam ve ciddi bir temel teşkil edeceğini uzun uzun tafsil eder. (Gelenek Sanat ve Medeniyet)
- (...) Her yerde bozulmak vardır. Onun hiç üzerinde durmayın! Bu âlem kevn ü fesad âlemi.. Yapılır, bozulur, böyle gider. Biz yaşarken hangi safhaya rast geldik bunu bilemeyiz, bilsek de değiştiremeyiz. Ömür kısa, güzelliklerden istifade etmeye bakalım düşüncesindeyim. (Hayatımdan Portreler)
- En büyük fakih , insanın kalbidir (Fincanımda Cola Var)
- İstanbul’daki uğultu, çağdaş olduğunu zanneden ama çağın teknik ve toplumsal yaşama için vazettiği uyulması mecburi kurallarına uymakta zorlanan bir kitlenin ortaya koyduğu bir gerçekliktir... Hassas bir kulak ve derunî dünyayı araştıran bir gönül için bu uğultunun bir işkenceden farkı olamaz.Lakin modern hayat,konfor ve teknoloji namına sunduğu nimetlerin bedelini ruhumuza ve gönlümüze ödetiyor. (Yahya Kemal'den Bugüne İstanbul)
- Bir medeniyet tasavvurunun sahibi iseniz hayatın bütün alanlarında söz söyleyeceksiniz.Ve söylediğiniz her sözün davranışa yansıması gerek. (Fincanımda Cola Var)
- Doldur ey sâki bu cem bezminde bir gün mey biter Boş kalır fani kadehler tel susar hey hey biter Dem geçer devran döner hicran biter her şey biter Boş kalır fânî kadehler tel susar hey hey biter (Aslında Bir Sanat Var)
- Ve biz belki o basit şeylerle, kağıt, bez, pamuk gibi şeylerle kendimize ayrı bir dünya inşa ederdik. Şimdi bunun tam tersi yapılıyor. Biz dünyayı kurgulardık. Şimdi ise bütün çocuklar kurgulanmış bir dünyada esir ediliyor. Neredeyse tümüyle bitmiş bir hikaye seyrediyorlar. (Hayatımdan Portreler)
- Bilim size niçin sorusunun cevabını vermez.O cevabı felsefeyle araştırırsınız yahut tasavvufla, dinle ulaşırsınız ona.Bilim ise size nasıl sorusunun cevabını verir.Dolayısıyla hayatınızda bilime biçeceğiniz paye, ona vereceğiniz rol, sizin hayata nasıl baktığınızla, yani bakış açınızla çok ilgilidir. (Örselenmiş Osmanlı'dan Medeniyet Umuduna)
- "Bazıları bireyin duygusal birikiminin fiziksel bir ifadeye kavuşmaksızın bir ötekinin iç âlemine yansıyabileceğini söylüyor. Dilimizde ise bu olguyu ifade eden "Kalpten kalbe yol vardır. " özdeyişi vardır." (Aslında Bir Sanat Var)
- Ey garib bülbül diyarın kandedir Bir haber ver gülizârın kandedir Sen bu ilde kimseye yâr olmadın Bir haber ver gülizârın kandedir Gökte uçarken seni indirdiler Çâr ânâsır bendlerine urdular Nûr iken adın Niyâzî koydular Şol ezelki itibârın kandedir Niyâzî-i Mısrî (Aslında Bir Sanat Var)
- Rahat yaşıyorum ve güvendeyim (İçimde Avm Var!)
- İnsanın her hareketi bir seçime ve bir tercihe tâbidir.Yani her hareket aklî bir bilinç eseride olabilir, duygusal bir tercih eseri de ... (İçimde Avm Var!)
- "Çünkü insanın bir kutsala ihtiyacı var." (İçimde Avm Var!)