Asr-ı Saadet Gençliği - Hüseyin Okur Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Asr-ı Saadet Gençliği kimin eseri? Asr-ı Saadet Gençliği kitabının yazarı kimdir? Asr-ı Saadet Gençliği konusu ve anafikri nedir? Asr-ı Saadet Gençliği kitabı ne anlatıyor? Asr-ı Saadet Gençliği PDF indirme linki var mı? Asr-ı Saadet Gençliği kitabının yazarı Hüseyin Okur kimdir? İşte Asr-ı Saadet Gençliği kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Hüseyin Okur
Yayın Evi: Semerkand Yayınları
İSBN: 9786055207502
Sayfa Sayısı: 96
Asr-ı Saadet Gençliği Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Şüphesiz gençlik dönemini en verimli kullanan ve bizlere de örnek olan nesiller genç sahabilerdir. Nitekim İslâm'ın yayılmasında Allah Rasulüne (s.a.v.) asıl desteği veren gençler olmuştur. Yaşları 10 ila 30 arasında değişen nice sahabi, emsalsiz bir teslimiyetle Efendimize tabi olmuşlardır. Hz. Ali (r.a), Mus'ab b. Umeyr (r.a), Sa'd ibn Ebi Vakkas (r.a), Abdullah ibn Mesud (r.a) ve diğerleri... Bu sahabiler arasında gerek Efendimizin hayatında, gerekse onun vefatından sonraki dönemlerde çok önemli vazifeler üstlenenler olmuş, içlerinden valiler, komutanlar, alimler çıkmıştır. Bu eser, genç sahabileri ve onların hizmetlerini öğrenmek için bir vesile.
Asr-ı Saadet Gençliği Alıntıları - Sözleri
- Gençlik bir hazinedir.
- Sizin en hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır.
- Ahlâksızlık bir insan için en büyük yıkımdır.
- Çalışmak da Bir İbadettir
- Gençlik yıllarında Allah'a kulluk yapanın, ihtiyarlık zamanlarında kulluk yapmaya başlayana üstünlüğü, peygamberlerin insanlara olan üstünlüğü gibidir ( o derece faziletlidir).
- Resûl-i Kibriye Efendimiz bir başka hadislerinde zamanın ne denli kıymetli olduğunu şöyle ifade etmişlerdir: “Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin; ölüm gelmeden önce hayatın, hastalık gelmeden önce sağlığın, meşguliyet gelmeden önce boş vaktin, ihtiyarlık gelmeden önce gençliğin, fakirlik gelmeden önce zenginliğin.”
- “Kişi dostunun dini üzeredir. O halde her biriniz dost edindiği kişiye dikkat etsin” HZ. MUHAMMED (S.A.V)
- "Resul-i Kibriya Efendimiz bir başka hadislerinde zamanın ne denli kıymetli olduğunu şöyle ifade etmişlerdir: "Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bili; ölüm gelmeden önce hayatın, hastalık gelmeden önce sağlığın, meşguliyet gelmeden önce boş vaktin, ihtiyarlık gelmeden önce gençliğin, fakirlik gelmeden önce zenginliğin.""
- İşte israfın en kötüsü ise en lüzumlu ve aslî vazifeleri bırakıp en lüzumsuz ve zararlı şeylerle meşgul olarak ömrü veya gençliği boş yere harcamaktır
Asr-ı Saadet Gençliği İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kısa bir kitap olmasına rağmen içeriği dolu dolu, kitapta genç sahabelerin hayatlarını, İslâm için mücadelelerini, Allah'a ve Resûlullah'a olan sevdaları anlatılıyor. Gençler meyve vermeye hazırlanan bir ağaç gibidir. İlgi gösterilirse en güzel meyveleri alma imkânı vardır. O halde gençler, sahabenin Resûlullah Efendimize bağlılığını, onu sevmesini, ona itaati örnek almalıdırlar. (Muallimehanım)
Sahabe hazretleri denilince aklımıza koca koca adamlar gelir hep. Oysa İslam ile şereflenen ilk neslin pek çoğu 20 yaş altı, ekseriyeti ise 27 yaş altı. Günümüzde çocuk dediğimiz yaş gruplarında sahabe efendilerimiz, peygamberimizin izinde oyle hizmetler etmişler ki, ister istemez kendime şu soruyu soruyorum. "Sen ne işe yararsın " (Engin BOZKURT)
Sevgili Dost, Bir ormanda sağlam tohumdan olmuş sağlam fideler nasıl önemliyse toplum içinde gençler çok önemlidir. bence ülkelerin en önemli sermayesi genç insanlarıdır. Gençliğinizin değeri ve kalitesi kadar ülkesel ve toplumsal olarak güçlüsünüzdür. Peygamber efendimizde gençliğe çok önem vermiştir. İslam dininin ilk yıllarında gençler çok büyük görevler üstlenmiştir. İslam dininin yayılması konusunda olağanüstü gayret gösteren genç sahabelerden kısa kısa kesitlerle anlatıldığı değerli bir eserdir. Okumanızı tavsiye eder. İyi okumalar dilerim. (ANKA misali gezginokur)
Asr-ı Saadet Gençliği PDF indirme linki var mı?
Hüseyin Okur - Asr-ı Saadet Gençliği kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Asr-ı Saadet Gençliği PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Hüseyin Okur Kimdir?
1978 yılında Ankara’nın Çamlıdere ilçesinde doğan yazar, hafızlığın ardından dini ilimler alanında aldığı özel derslerle eğitim hayatına devam eder. Üsküdar İmam Hatip Lisesi ve Anadolu Üniversitesi İlahiyat Programı’nı tamamlar. Semerkand Araştırma Merkezi’nde çalışmalarına devam eden yazarın daha önce yayınlanmış tercüme eserleri ise şöyle: Yöneticilere Altın Öğütler (Gazali), Gençliğe Öğütler (Gazali), Ölüm ve Sonrası (Gazali), Ahiret Hayatı (Gazali), Onu Böyle Sevdiler (Kandehlevi), Onun Güzel Ahlakı (Kandehlevi). Evli ve bir çocuk babası olan yazar İstanbul’da yaşıyor.
Hüseyin Okur Kitapları - Eserleri
- Asr-ı Saadet Gençliği
- Yolumuz ''Dört Hak Mezhep''
- Esma-i Nebi
- Delilleriyle İslam Akaidi
- Evlilik ve Aile
- Üç Aylar
- Aile İlmihali Dersleri
- Recep Şaban Ramazan - Müminlerin Baharı
- İslam İbadetler Fıkhı
- Son Nefeste İman
- Genç Hayatlar
- Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerden Dualar
- Hikmet ve Faziletleriyle Cuma Günü ve Namazı
- Üç Aylar
- Namaz Tesbihatı
- Müminlerin Baharı Recep Şaban Ramazan
- Sevgili Peygamberimizin Çocukluğu
- Nafile İbadetler
- Kurban İbadeti
- Allah'a Yakınlaşmak İçin Kurban
- Zekat - 3 Kitap
- Fıkıh ve Anabilim
- Mübarek Gün ve Gecelerde İbadetlerimiz
- Resimli Namaz Hocası
Hüseyin Okur Alıntıları - Sözleri
- Mübarek gecelere kandil ismini verilmesi o gecelerde Selatin camileri başta olmak üzere mescitlerin dergahların içlerini ve minarelere kandillerin asılması ve mahyaların döşenmesi şeklinde son dört beş asırlık bir Osmanlı geleneği ne dayanmaktadır II. Selim döneminde camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yapılmıştır. (Recep Şaban Ramazan - Müminlerin Baharı)
- Karada, denizde, doğuda, batıda, uzakta ve yakında ilimlerin hepsi onun tedvinidir. Muhammed b. İshak en-Nedîm (Yolumuz ''Dört Hak Mezhep'')
- Müttakinin, içi gibi dışı da temizdir. Kalbi gibi işleri de güzeldir. (Aile İlmihali Dersleri)
- Nâfile ibâdetler Resûl-i Ekrem’in (s.a.v.) sünnetin(in) farz ve vâcib olmayan kısmına denir. (Nafile İbadetler)
- Ey kalbleri halden hale çeviren Allah'ım..Benim kalbimi dinin üzere sabit kıl.. (Son Nefeste İman)
- Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) zamanı iyi değerlendirmemiz hususunda şöyle buyurmaktadır: "Beş şey (başa) gelmeden önce şu beş şeyin kıymetini bil: ihtiyarlık gelmeden gençliğin, hastalık gelmeden sağlığın, fakirlik gelmeden zenginliğin, meşguliyet gelmeden boş vaktin, ölüm gelmeden hayatın..." [Buhari,Edeb,22.] (Üç Aylar)
- “Onlarla güzel geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız (kendilerine kötü muamele etmeyin ve hemen boşamaya kalkmayın). Şunu bilin ki, bazan siz birşeyden hoşlanmazsınız fakat Allah onda pek çok hayır yaratır." Nisa 4/19 (Aile İlmihali Dersleri)
- Verirler 'ben acizim, kudret senin' dedikçe, Verenin şanı büyük, sen iste istedikçe. (Genç Hayatlar)
- Sevgili Peygamberimiz(s.a.v.) Receb ayının başlangıcında, "Allahım, Receb ve Şabanı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl, bizi Ramazana ulaştır" şeklinde dua etmiştir. (Üç Aylar)
- "Allahım, bana senden korkup sakınan, her türlü şerden, şirkten günahtan uzak, temiz bir kalp ver. " (Recep Şaban Ramazan - Müminlerin Baharı)
- Şeyh Galib [rahmetullahi aleyh] (1757-1799), Müseddes Na'tında Resûl-i Ekrem Efendimiz'e [sallallahu aleyhi vesellem] duyduğu o derin sevgiyi şu güzel ifadelerle ve onun farklı isimleriyle şöyle ifade etmektedir: Sultan-ı rusül şâh-ı mümeccedsin efendim, Bîçârelere devlet-i sermedsin efendim, Divân-i ilâhîde ser-âmedsin efendim, Menşur-i "le-amrük"le müeyyedsin efendim, Sen Ahmed ü Mahmud u Muhammed'sin efendim Hak'tan bize sultân-ı müeyyedsin efendim Hutben okunur minber-i iklim-i bekâda Hükmün tutulur mahkeme-i rûz-ı cezâda Gülbank-i kudümün çekilir arş-ı Hudâ'da Esmâ-i şerifin anılır arz ü semâda Sen Ahmed ü Mahmud u Muhammed'sin efendim Hak'tan bize sultân-ı müeyyedsin efendim Ol dem ki velilerle nebîler kala hayrân "Nefsî" deyü dehşetle kopa cümleden efgân Ye's ile usâtın ola ahvâliperişân Destûr-ı şefaâtle senindir yine meydân Sen Ahmed ü Mahmud u Muhammed'sin efendim Hak'tan bize sultân-ı müeyyedsin efendim Bir gün ki dalup bahr-ı gama fikrete gittim İlden yitürüp kendümi bî-hodlıga yitdim Isyânım anıp âkıbetimden hazer etdim Bu matlaı yâd eyledi bir seyyîd işittim Sen Ahmed ü Mahmud u Muhammed'sin efendim Hak'tan bize sultân-ı müeyyedsin efendim Ümmideyiz ye's ile âh eylemeyiz biz Sermaye-i imanı tebâh eylemeyiz biz Babın koyup agyâre penâh eylemeyiz biz Bir kimseye sâyende nigâh eylemeyiz biz Sen Ahmed ü Mahmud u Muhammed'sin efendim Hak'tan bize sultân-ı müeyyedsin efendim Bîçâredir ümmetlerin isyânına bakma Dest-i red urup hasret ile dûzaha yakma Rahm eyle aman âteş-i hicrânına yakma Ez-cümle kulun Gâlib-i pür-cürmü bırakma Sen Ahmed ü Mahmud u Muhammed'sin efendim Hak'tan bize sultân-ı müeyyedsin efendim (Esma-i Nebi)
- İnsanlar fıkıhta Ebû Hanîfe’nin iyalidir. - İmam Şâfiî (Yolumuz ''Dört Hak Mezhep'')
- Bugün toplumun içine düştüğü ahlâkî çöküntüyü durdurmak istiyorsak işe aileden başlamalıyız. (Evlilik ve Aile)
- " Allahım, receb ve şabanı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl, bizi ramazana ulaştır." (Üç Aylar)
- Malik bin Dinar’a (rah.a), tövbesinin sebebi sorulduğunda şöyle anlatmıştır: “Ben önceleri şehirde güvenlik görevlisiydim. İçkiye çok düşkündüm. Ayrıca güzel bir kadınla evlenmiştim. O, bana bir kız evlat verdi. Kızımı o kadar çok sevmiştim ki, adeta bütün gönlümü onun sevgisi doldurmuştu. Emeklemeye başlayınca, kalbimdeki sevgisi daha arttı. O bana alışmış, bende ona alışmıştım. Ne zaman ki içki şişesini önüme koysam, yanıma gelir, beni uzaklaştırmaya çalışır veya elbiseme su dökerdi. Henüz iki yaşına yeni basmıştı ki öldü. Onun ölümü beni çok büyük bir üzüntüye boğmuştu. Şaban ayının 15.gecesi yani Berat kandiliydi ve günlerden cumaydı. Ben kızımı kaybetmenin üzüntüsüyle çok içmiş bir vaziyette yatağıma uzanmıştım. Uyuyakalmışım. Rüyasında kıyamet kopmuş, insanlar haşir meydanında toplanmıştır. O sırada büyük bir yılanın kendisine doğru gelmekte olduğunu gördü. Kendisini kaybetmek için mahşerdeki kalabalığın arasına daldı. Fakat yılanın yine kendisine doğru gelmekte olduğunu fark etti. Bunun üzerine, kaçmaya başladı ve yolda ihtiyar, zayıf, kambur bir adamla karşılaştı. Adama: – Amca, bu yılanı benden uzaklaştır, dedi. Fakat adam: – Bak sen gençsin, benim ise kuvvetim yoktur, diye cevap verdi. Malik bin Dinar, yine yılanın üzerine doğru gelmekte olduğunu gördü. Kaçarken, bir ateş gördü ve yılanın dehşetinden kendisini ateşe atmak istedi. Fakat bu arada, bir ses: “Dön, sen ateş ehli değilsin!” dedi. Malik bin Dinar, tekrar ihtiyara: – Bana yardımcı ol! Dedi. İhtiyar da: – Bak, şu tepeye doğru git. Orada İbrahim Peygamber vardır. Yanında ise küçük iken ölen müslüman çocukları vardır. Eğer senin küçük çocuğun ölmüş ise belki orada bir çare bulursun, diye yol gösterdi. Malik bin Dinar hemen oraya gitti ve çocukların içinde kızını da gördü. Kızı onu görünce hemen yanına geldi ve yılanı Malik bin Dinar’dan uzaklaştırdı. Malik bin Dinar, kızına: – Kızım, bu yılan neden kimseye değil de hep bana hücum ediyor? Diye sordu. Kızı: – Ey baba! Henüz kıyamet kopmadı, haşir meydanına toplanmadınız. Sen rüya görüyorsun. O yılan senin kötü amelindir. Sen nereye gidersen git, o mutlaka senin peşinden gelir, dedi. Malik bin Dinar: – Peki, o ihtiyar adam kimdi? Diye sorunca, kızı şöyle cevap verdi: – O ihtiyar adam, senin işlediğin salih amelindir. Onu çok zayıf bıraktığın için senin kötü ameline karşı koyamadı. Ey baba, sen bu hal üzere ölürsen, senin hayatın ebediyyen böyle olacaktır. Malik bin Dinar uyandığında, yatağın bir tarafta, yorganın bir tarafta olduğunu ve kendisinin yuvarlandığını gördü. Sıkıntıdan ter içerisinde kalmıştı. Bundan sonra, günahları ve keyf-ü sefayı bir tarafa bırakıp ve tevbe ederek Allah-u Zülcelal’e yöneldi. Bu sebepten dolayı, Allah-u Zülcelal’in büyük Evliyalarından oldu. (Üç Aylar)
- Lügatta “yürümek, gitmek” manasındaki “zhb” kökünden türetilen “mezhep” kelimesi “gidilen yol, tutulan yol” anlamına gelir. (Yolumuz ''Dört Hak Mezhep'')
- İnsanın fıtratına konan sevgiyi tanımayan, onu yerinde kullanamayan, sevmesini bilmeyen, incelik ve nezaketle gönle giremeyen, kısaca hakiki ve mecazi aşktan anlamayan kimse gerçek takvâ sahibi ve Allah dostu olamaz. (Aile İlmihali Dersleri)
- Oruçlunun uykusu ibadet, susması tespihtir (Recep Şaban Ramazan - Müminlerin Baharı)
- İlk olarak Osmanlı padişahlarından II.Selim döneminde (1566-1574), camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yakılmıştır. (Recep Şaban Ramazan - Müminlerin Baharı)
- Ot ve arpa yiyen kurban olur. Allah nuruyla gıdalardan Kur’an olur. HZ. Mevlana (Allah'a Yakınlaşmak İçin Kurban)