Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri - Mehmet Mollaosmanoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri kimin eseri? Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri kitabının yazarı kimdir? Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri konusu ve anafikri nedir? Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri kitabı ne anlatıyor? Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri PDF indirme linki var mı? Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri kitabının yazarı Mehmet Mollaosmanoğlu kimdir? İşte Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Mehmet Mollaosmanoğlu

Yayın Evi: Profil Yayıncılık

İSBN: 9789759964221

Sayfa Sayısı: 504

Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bir gün kendiniz olmadığınızı, hafıza nakliyle bir başkasının geçmişini yaşadığınızı anladınız. Bitmedi... Bu nakledilen hafıza en büyük düşmanınızındı ve bir sırra ulaşmak istiyordunuz... Üstelik siz düşmanınıza dönüşeceğinizi asla tahmin edememiştiniz. Artık karşınızdaki düşman, nakilden önceki sizsiniz.

Aklınız karıştı değil mi?

Akıl oyunlarına başlamadan önce neler olmuştu bir bakalım:

Hepsi 1913 yılının Şubat ayında Nikola Tesla'nın bir konferans için İstanbul'a gelmesiyle başladı. Aynı gün onu davet eden Tıp Doktoru Atahunalp Urumgalatlı buz tutmuş Haliç'in üzerinde yürürken buz kırıldı ve soğuk sulara gömüldü...

2015 yılının aynı gününde bir adam ıssız bir sahilde gözünü açtı. Hafızası yoktu ve çıplaktı... Arkadaki kayalığın zirvesindeki deniz fenerine ulaştığında kimliğini ve ailesini öğrendi. Adı Atahunalp Urumgalatlı'ydı, ailesi yakın bir çiftlikte yaşıyordu.

Bu kadar ıssız bir yerde çiftlik olmasının garipliği bir yana yedi kişilik ailesinin genetik bir hastalık olan hafıza zayıflığıyla boğuştuğunu öğrendiğinde geçmişinin peşine düşmekten başka çaresi kalmadığını anladı.

Peki, geçmiş neredeydi? 1913 yılında kırılan buzlarda mı, yoksa 2015 yılında gözünü açtığı ıssız sahilde mi?

Önce kendinin kim olduğunu bulmalıydı!

(Tanıtım Bülteninden)

Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri Alıntıları - Sözleri

  • Kötülüğün içinde kötülüğe bulaşmadan yaşaması mümkün müydü?
  • "Vazgeçemediklerimizin pek çoğu hayatımızı kolaylaştıran unsurlar değil, alışkanlıklarımızdır."
  • "Insan yaşamı boyunca farklı travmalarla sınanır. Bazen para olur sebep, bazen de aile... Para kaynaklı yaralar kolay geçer hâlbuki aileninkiler son nefesinde bile ensendedir. Allah kimseyi ailesiyle imtihan etmesin!"
  • "Akıl ve kalp, çöl ve göl gibidir... Kolay kolay bir araya gelmezler geldiklerinde ise muhteşem görüntüler sergilerler."
  • "Düşünme arzusu, bol ödüllü bulmacalar gibi insanı kışkırtıyor."
  • "Şimdiki zamanı anlamadan geçmiş zamana kapı açılmaz?"
  • Analık duygusu sihirden büyüden daha şaşırtıcıdır ve mucizevî etkiler yaratabilir. Kâinatın insanlara sunduğu en asil sevgidir analık. Beklentisiz, karşılıksız ve kalpten...
  • "Aklımla beraber ruhuma yatmayanlar da var!"
  • Hayırlı da olsa hayırsız da, kısmetler bazen şans gibi görünerek gelir insanın önüne. Ve o şans zannedilen tarifsiz şey, kaderleri değiştiriverir bir anda...
  • Aşka inanır mısın?............. ......... karşı cinslerin bencilce tutkularını aşk diyorlar ancak gerçek aşk koşulsuz inanmaktır.

Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yıl 1913, Başkarekterimiz Atahunalp'in kaderini belirleyecek  olayların başlangıcı Yüzyılın Dâhisi Nikola Tesla'nın  İstanbul seyahati ile gerçeklesiyor.  Asıl olay Nikola Tesla'nın simya ve elektrik gücüyle insan üzerinde deneyler yaparak dahi insan yaratmak için Atahunalp'le yollarının kesişmesi karakterimizin  Amel Defterini denetleyen meleklerinde kaderini değiştirmesiyle olayların akışı değişir. Ve dünden bugüne uzan Atahunalp'in serüveni Tesla'nın kendisine bahşettiği yaşlanmama sırrı ile aslında  gerçeği  ararken asıl ve ürkütücü gerçeğin yine kendisinde saklı olması ile kafa karıştıran  bölümler okuyoruz. Bu yaşanacakların evvelinde;  Yazar, Tanrı Bertamal'in terfi almasının  akabinde kendisine  Nekir ve Munker meleklerinin Atahunalp'in kısmetine müdahele edilmesinin danışıldığı ve yaşanacak olayların  seyrinin değiştiği bölümü  okuyucuya bırakarak okuyup okumama hakkını  sunduğu  ilginç  ve dikkat çekici  bir girişle kitabın sunumunu yapıyor. Doğal  olarak okuyucu seçimi  kendisine bırakılsa da  bu ilk bölümü  okumaktan kendini alamıyorken neden ikinci bölüme geçerek  kitaba başlamak  istesin ki? Diyerek ilk bölümü de okuyoruz. Böylece yazar okurun dikkatini bir anda olayların başlangıcına  çekerek bir kurgudan ibaret olan serüvenine  başından  sonuna kadar okunacak olan eserin garantisini vermiş oluyor.Gelelim kitabımıza; kendisini çıplak halde ıssız ve kayalıklardan oluşan  bir adada  baygın yatarken bulan Atahunalp geçmişine ve kendisine dair hiç bir şey  hatırlamıyor olması dışında onun ailesi olduğunu iddia eden torunları ve onların da torunlarıyla  herkesten uzak bir çiflikte kendisini birtakım kötülüklerden koruma çabaları ve benliğini arama mücadelesiyle yaşayacak  olduğu  serüvende yine bir kimlik çatışmasıyla olay örgüsü karmakarışık  bir hale geliyor. Burda okuyucunun rolü ise hiç bir ayrıntıyı kaçırmadan okuyacağı satır aralarında ; Aaa! Bu nerden çıktı? Şimdi bu da kim? Bu aslında  bu değilmiş  buymuş diyeceği hafızayı zorlayan bir kurgunun  içinde buluyor olmasından ibaret. Çiflik ve Antalya arası geçen  olayda konu biraz açıklığa  kavuşsa da daha sonra Tanrı Bertamel ve ekibinin dışında  bir örgütün olaylara dahil olmasıyla tansiyonlar biraz da olsa yükseliyor. Peki kim bu örgüt derseniz sizi şöyle bilgirendirebilirim ; Tanrıcılık  oynamaya niyetlenmiş asıl meslekleri doktorluk olan tıp alanında kariyer yapmış dahi psikopatların oluşturulduğu hafıza silme projesiyle biraraya gelmiş, bunların azılıları Atahunalp'in neslinden gelme torunları diyebilirim, insanları  en son intihara sürüklemeye kadar dayanan korkunç deneylerin mimarları . Çiflikte kimlerin olduğuna kısaca  değinmek isterdim fakat yazarımız ilk sayfada bilmemiz gereken karekterleri kısaca tanıtmış.Bende, babaannemizin olduğu bölümleri okurken yanınıza  bir kase dolusu çikolatalı badem draje almayı  unutmayın diyerek ilave yapmak istiyorum.Bu sözlerimi kitabı okumaya başlayan arkadaşlarım çoktan  anladı ve tebessüm ettiler bile.Yalnız bademleri cebe koymuyoruz ! Önemli detaylar kitabın ilerleyen bölümlerinde saklı diyerek; fazla  spoiler vermeden kitabın sadece  ilk bölümünde  diyaloglarına şahit olduğumuz Tanrı Bertamal ve onun sorumluluğunda olan yazıcı meleklerin beklenmedik bir finalle bir kez daha okuyucuya lanse ettiren yazar tekrardan bir kitabının  daha hakkını  vererek beğenerek okuduğum  yazarlar arasına  girmeyi hak ediyor. Büyü bozulmadan ve zihnimiz fazla bulanmadan okuyacağınız kitabın mimarı ve aynı  zamanda memleketlim olan  yazara bundan sonraki eserlerinde başarılar  diliyor, her ay bir Mollaosmanoğlu  eserleriyle keyifli buluşmalar  diliyorum. kitap/kitap--12292 yazar/i527 (Kemikbahçesi)

öncelikle son zamanlarda en iyi -türk yazarlar arasında hiç olmadığı kadar hem de- kurgulardan birine sahip. osmanlı saray tabiplerinden ve hiç yaşlanmama hastalığından muzdarip atahunalp urumgalatlı bir sahilde hafızasını yitirmiş bir şekilde kendine gelir. sahile bitişik yamaçlarda kurulu bir çiftliğe ulaşan atahunalp, burada kendisi gibi hafıza zayıflığı olan torunları, torunlarının torunları ile birlikte 140 küsur yıllık hafızasının peşinde olan bir örgütten sakladıklarını öğrenir. hem kaybolan hafızasını, hem de peşindekilerin kim olduğunu öğrenmek isterken kendini bir garip maceranın içide bulunur. dahası hafızasında bir şeyler canlandıkça kafası daha da çok karışacaktır. kitapta, özellikle başlarda yaşına göre konuşmayan mehveş hanım'ın diyaloglarını biraz yadırgamakla beraber, yazarın tükçe dilbigisi kurallarına tamamen uygun ancak tvde, radyoda ya da benzer kitaplarda kullanılan genel geçer türkçe'den farklı kullanımları dikkat çekiyor. bazı sitelerde "yazarın kötü türkçe kullanımı" diye bahsedilse de ben alışılmadık diye yorumluyorum. "önemsiz" yerine "mühimsiz", "tanıdık" yerine "aşina", "bir çuval incirin pestil olması" bu kullanımlardan birkaçı iken kelime dağarcığıma kattığı "iştiyak" kitabın başka bir artısı. http://www.umutcalisan.com/2014/09/atahunalp-urumgalatlnn-amel-defteri.html (Umut Çalışan)

Göksel Etkisiz Göksellik: Yazarın bu kitaptaki hayal gücüne hayran olmamak elde değil. Başlangıç ve gelişim safhaları inanılmaz güzel. Yaşlanma illetinden azat olmuş Atahunalp Urumgalatlı, adlı baş karakterin etrafında cereyan eden olaylar anlatılmakta olan kitapta, başlangıç efsaneydi. Aha dedim, inanılmaz, fantastik, göksel varlıklarında dahil olduğu, bir hikaye bizi bekliyor amma... Gel gör ki hikaye bir çiftlikte tıkandı, sahne trajedisine döndü durdu. Hele düğümlerin çözümlendiği o sonuç başlangıcı, tam ters köşe yaptıracak cinsten oldu, iyi yönde değil amma. Göksel varlıklarla başlayan bir olay örgüsünde göksel varlıkları görememek olmadı. Bir 9 lar konseyi falan olsaydı yada 5 ler meclisi, hadi hiç te yoksa Berthamel biraz olaya dahil olsaydı, o gereksiz çiftlik gerilim/dramaları yerine. Yine de Nikola Tesla nın dahil olduğu bir hikaye olması güzeldi. (Bozok Han)

Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri PDF indirme linki var mı?

Mehmet Mollaosmanoğlu - Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mehmet Mollaosmanoğlu Kimdir?

Alanyada doğdu. İlk ve ortaöğretimini de aynı şehirde tamamladı. 1983 yılında Akdeniz Üniversitesi Isparta Mühendislik Fakültesini (Şimdi SDÜ) bitirdi. Ardından bir süre İstanbul Belediyesinde kontrol mühendisi olarak çalıştı. Askerlikten sonra Alanyaya dönerek kendi işyerini kurdu. Antalya bölgesinde mimarlık ve mühendislik dallarında pek çok esere imza atmış olan Mollaosmanoglu 2000 yılında roman yazmaya başladı. İlk eseri olan Ataerkili 2007 de yayımladı. Tanınırlığı ikinci romanı Ata Mezarlığı ile arttı. Şimdi mesleği olan İnşaat Mühendisliği ile yazarlığı beraber yürütüyor. Ressam Seher Mollaosmanoğlu ile evli yazarın Servet ve Ateş adında iki oğlu var.

Mehmet Mollaosmanoğlu Kitapları - Eserleri

  • Cennet Ayracı
  • Peru Travması
  • Çark
  • Kutsal Adalet
  • Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri
  • Kaderler Tableti
  • Talaytaytan
  • Ata Mezarlığı
  • Ataerkil
  • Domuz Kasabı
  • Boğayı Öldür
  • Şili’de Alaturka

Mehmet Mollaosmanoğlu Alıntıları - Sözleri

  • Acılar kader değil, kısmettir çocuk... Kaderimizi biz değiştiririz bazen. (Cennet Ayracı)
  • "Yeryüzündeki bütün hainlerin üzerinde güven elbisesi, yüzünde sempati pudrası, dilinde biat sakızı olduğundan elindeki kamadan kimse şüphelenmez." (Talaytaytan)
  • Dünya sandığın gibi değil ki, güçlü olursan ayakta kalırsın (Çark)
  • "Tarih öncesi devirlerden beri toplumlardaki yıkımların tek sorumlusu sevgisizlik değil mi?" (Ataerkil)
  • "Çünkü kadınlar kocalarının çetrefilli işlerini duyduklarında hepsi anında birer yaşam koçuna dönüşüverirlerdi." (Domuz Kasabı)
  • Gecenin lisanı ağırdır, herkes anlamaz. Harfleri sessizliğin 29 halidir, kelimeleri soluk alıp verme biçiminde tezahür eder, cümleleri buğudur gecenin karanlığına karışır. Bu yüzden gecenin suskun olduğu zannedilir fakat aslında gece hep konuşur... (Talaytaytan)
  • "Rüyalar yarınki soruların bu günkü cevabıdır " (Boğayı Öldür)
  • Dinler, gelişmiş toplumlarda ruhsal rehber olarak kabul edilirken cahil toplumlarda kayıtsız şartsız biat edilecek ilahi kurallar olarak aşılanır. Bu da hükümdarların ve egemen güçlerin işini kolaylaştırır. Sonuçta can almak normal şartlarda günahken din için yapıldığı takdirde sevap olduğuna inanan toplumlar yaratmanın başlıca yolu budur işte; cehalet ve biat kültürü..." (Cennet Ayracı)
  • "...Adalet yoktur, asla da olamaz, yalnızca yaşamı düzene sokmak için insanın koyduğu kurallar vardır ve buna yasa denmiştir. Yasalar her zaman adalet sağlamaz!" (Kutsal Adalet)
  • "Siz, biz gibi iki karşıt kavram yaratmasalardı savaş olur muydu dünyada?" (Çark)
  • İnsan geçmişini de peşine takar, bir kuyruklu yıldız gibi geleceğe kayar ve geçmiş sadece gelecekle birlikte biter; nihai son denir adına. (Peru Travması)
  • "Insanlar kelimeleri icat ettiğinden beri hisleriyle konuşmayı unuttu. En büyük ayricaliğimiz zannettigimiz dil birliğimizi anlamımıza asla yetmedi, bir ağacı dahi dinleyebileceğimiz hislerimiz böyle köreldi..." (Peru Travması)
  • "Siyasetle beraber istismara en yakın konu dindir biliyorsun! Özü öyle olmadığı halde ikisi de yalnızca kendi gibi olana hoşgörülü bakar bu ülkede, farklı bakış açılarına saygı duymaz." (Domuz Kasabı)
  • Evrende arzulardan daha kuvvetli bir güç yoktur. (Kaderler Tableti)
  • Aşk, bedenin ve beynin beslediği sevgilerden en yoğunudur. Ve bedenin ölümüyle sona erer. Ama bir sevgi daha var ki, beden gibi yok olan bir sevgi değil... Ruh enerjisini saran ebedi sevgi... Aşka göre daha derin, daha kutsal. " Evrensel sevgi yani ! " (Ataerkil)
  • "insan aklı çözemediği sorunları görmezden gelmeye meyillidir..." (Kutsal Adalet)
  • "Düşünme arzusu, bol ödüllü bulmacalar gibi insanı kışkırtıyor." (Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri)
  • Devlet nasıl ve ne zaman olur biliyor musun? Sıradan bir vatandaşım en doğal hakkı olan aile kurma ve çocuk yetiştirme kaygıları duymayacağı bir düzen sağlandıysa devlet vardır, yoksa bankaların, resmî kurumların, özelleştirilmiş hizmet sektörünün ekonomik kıskaca aldığı, borçlandırdığı halkların ülkesinde devlet kavramı yalnızca kılıftan ibarettir. Bak etrafına, yoksulluk çeken insanlar altın varaklı saraylarda yaşayanlara laf söyletmiyor. En sesi çıkması gerekenler haykıracaklarına zirvedekilere hayranlık duyuyor. Böyle toplumlarda devlet kurmaya ne gerek var, devlet adı verilmiş maddi ve manevi yatırım yapan şirketler işi götürüyor nasılsa… (Peru Travması)
  • "Vazgeçemediklerimizin pek çoğu hayatımızı kolaylaştıran unsurlar değil, alışkanlıklarımızdır." (Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri)
  • "Yasalar şekilcidir, ruhsuzdur; yol çizer ancak yaşamın sonsuz paradoksunu barındırmaz bünyesinde." (Kutsal Adalet)