Ateş Şarkısı - Karen Marie Moning Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ateş Şarkısı kimin eseri? Ateş Şarkısı kitabının yazarı kimdir? Ateş Şarkısı konusu ve anafikri nedir? Ateş Şarkısı kitabı ne anlatıyor? Ateş Şarkısı PDF indirme linki var mı? Ateş Şarkısı kitabının yazarı Karen Marie Moning kimdir? İşte Ateş Şarkısı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Karen Marie Moning
Çevirmen: Beril Tüccarbaşıoğlu Uğur
Yayın Evi: Artemis Yayınları
İSBN: 9786053043294
Sayfa Sayısı: 640
Ateş Şarkısı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Mutluluğu beklemekle ancak ömrünü tüketirsin. Önemli olan, o mutluluğu bir savaşın ortasındayken bulabilmek.
Mac, Barrons, Ryodan ve Jada dünyanın kontrolünü yeniden kazanmaya çalışırken düşmanlar müttefik oluyor, doğru ve yanlışın, ölümle kalımın, arzuyla aşkın arasındaki çizgiler anlamını yitiriyor. Dublin’in üstündeki kara delikler dünyayı yok etme tehdidiyle yükselirken en büyük tehlike MacKayla Lane’in içinde ortaya çıkıyor: Sinsar Dubh, bedenini ele geçirdi ve doymak bilmez güç arzusuyla her şeyi yakıp yıkmaya kararlı.
İnsanlığın ve Fae’nin kaderi, kitabı yok edip Yaradılış Şarkısı’nı geri almaya bağlı. Ancak bu amaçlara ulaşabilmek için sidhe-kâhinlerin, Dokuzlar’ın, Seelie ve Unseelie’nin iş birliği yapması ve kaçınılmaz seçimlerle yüzleşmesi gerekiyor.
Bu kez fedakârlık olmadan başarı, risk olmadan kazanç, geri dönülmez kayıplar olmadan zafer yok. Mac’in ruhu için verilen savaşta, her kararın akıl almaz bir bedeli var.
“Mac ve Dani’nin dünyayı kurtarmaya çalıştığı bu zekice kurgulanmış, heyecan verici, sarsıcı hikâye sizi büyüleyecek. Serinin hayranları her andan, her sayfadan büyük keyif alacak. İnanılmaz yetenekli Karen Marie Moning’in sürprizleri bitmiyor.”
—USA Today
Ateş Şarkısı Alıntıları - Sözleri
- Umut cennete çıkan bir merdiven, korku cehenneme açılan bir kapıydı. Bizler durmadan bu ikisinin arasında bocalıyorduk.
- Bir zamanlar bambaşka bir adamdı. En kötüleriydi. Kemikkıran. Cengiz Han'la arkadaş olup Moğollar'la at sürmüştü. Atilla'yla savaşmıştı. Caligula'yla katliamlar yapmış, Nero'yla yakıp yıkmıştı. Korkunç Ivan'la gülmüş, Robespierre'in cellatlığını yapmış ve Kazıklı Voyvodo'yla düşmanlarının kafataslarından kan içmişti. Binlerce yıl boyunca durmadan savaşmıştı. Sayısız insan öldürmüştü. Kendi klanına sırt çevirmişti. Taa ki bir gün Ryodan önderliğinde ona saldırıp yakalamalarına dek.
- Bazı kafesler açık seçik ortadadır. Bazılarını da ancak tatlı sözlerle ve boş vaatlerle kandırılıp içine tıkıldıktan sonra fark edersiniz. Yapışkan banda takılan bir karasinek gibi debelenip durursunuz. Geriye de yalnızca paramparça olan masumiyetiniz kalır.
- "Her başarısızlıkla bilgimiz artar. Başarısızlığı başarıya çıkan basamaklar olarak görmek lazım."
- "Sonra Barrons'un salyalı canavarları beni ölümüne yaladı. Önce Cadı, sonra bu. Tanrı aşkına. Hani üniversiteye gidip fıstık gibi kızlarla takılacaktık?"
- "Sen de bana geldin. Beni cehennemimde yalnız bırakmadın." Belli belirsiz gülümsedi. "Belki de sen benimkine gelmişsindir."
- Çünkü hala her şeye sahip olabileceğine inanıyorsun, dedi siyah gözleriyle. Ama olmazsın. Bu andan başka hiçbir şeyimiz yok aslında. Bunu kavradığında neyin önemli olup olmadığını anlayacaksın. Ve asıl değerli olanı asla bırakmak istemeyeceksin.
- "Demek ki arkadaşlığımızın sonuna geldik. Çünkü ben bombalarla oynamayı seviyorum. Sen motor kullanırken beline sarılmayı ve yüzümü muhteşem saçlarına gömüp kokunu içime çekmeyi seviyorum. Kahkahalarını duymayı ve gözlerindeki o ışıltıyı görmeyi. Sen, Dani Mega O'Malley, bana yaşadığımı hissettiriyorsun. Seninle geçirdiğim tek bir andan bile ödün veremem. "
- Benim olanı geri alacaktım. Sonra da içine ettiğimin dünyasını yok edecektim.
- Aslında ayrılmak istemediğin erkek arkadaşını şu veya bu sebepten ötürü terk etmek zorunda kalmaktan daha kötüsü tükürdüğünüzü yalayıp ona geri dönmeye çalışırken reddedilmektir.
- Bir kere alıp başınızı giderseniz, yürümeye devam etmeniz gerek. Bir daha asla arkanıza bakmamalısınız.
- "Herkesten uzun yaşamak nasıl bir duygu haberin var mı? Önce hayatının partisine davet edildiğini sanırsın. Tıksırana kadar yer içer sevişirsin. İstediğin her boku yaparsın. Kendini dünyayı taşaklarından yakalamış gibi görürsün. Sonra takıldığın herkesin öleceğini fark edersin. Kaç tane müzisyen otuzunu bile göremedi. Kadınlar desen ayrı bela. Hangi birine bağlanacaksın? Kaç kere üzüleceksin? Kaçından nefret edeceksin? "
- "Rızamı almaya mı geldin?" Kalkıp kapıya doğru yürüdü. "Hayır," dedi omzunun üzerinden. "Bu gece yoluma çıkma demeye geldim. Bana engel olmaya kalkışırsan, seni de tanımam."
- Hep yaptığımı yapacaktım. Dancer'ın şu anda yaptığını. Yaşayacaktım. Yarın yokmuş gibi.
Ateş Şarkısı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ne kadar vasat bir seri sonu oldu bu böyle! Bu seride zekice kurgulanmış ayak oyunları olurdu, öyle ki serinin bir kitabını bitirdiğimde klişe kısımlarını affetmiş olurdum. Hatır için çekiliyordu, hadi bunlar da kitap çok satsın diye sos olmuş, neyse diyordum. Abartılı cinselliği(erotizmden değil karakterlerin abazanlık dozundan bahsediyorum), esas adamın alfa erkek pozları, baş hatunun alfamın bebişi-bebişimin alfasıyım tarzı kamyon tamponu çıkartması tadında ilişki anlayışı... Gerçi hakkını vermek gerek ilk kitaptan son kitaba bir değişim var eniştede, kükremeler azalmış, bölgesini işaretleme çabalarına girmemiş. E zaten sekiz kitaptır ensesindesin kızın, artık zamanı gelmişti. Neyse... Yazar bize bu tarz maskülen karakterleri yutturmak isteyen her yazar gibi acıklı bir geçmiş ve ara sıra gösterilen incelikleri es geçmediği için hor görmedik, bağrımıza bastık bu çifti ama hani bizim akıl oyunları? Tatmin oldun mu ey okuyucu? Bir diğer konu da kitabın çevirisi. Yavan. Özensiz. İngilizce Epub ile Türkçe kitabı karşılaştırdım okurken; hani altyazılı bir film izlersin de karakter bir torba laf eder, kısacık bir cümle çevirirler ya özetler gibi, aynı o tarz. Çevirmen sağolsun okumuş bize özetlemiş diyalogları. Ama başlangıç seviyesinde bir Türkçe kullanmış ki ayıp olmasın. Puntoyu büyüt, boşlukları arttır; al sana 600 küsür sayfa. Arada isimleri karıştır Ahmet'in lafını Mehmet'e söylet, hiç sorun değil canım biz anlarız. Çeviri iyi olsa en azından okuması daha zevkli olurdu. Dokuzuncu kitap ya, el insaf! (Duygu)
Ateş Serisi IX: Kitap Sinsar-Dubh'ın Mac'i ele geçirdiği yerden başlıyor. Oldum olası bu tarz şeyler, işte ele geçirilme/baş karakterin kılığına girilip ortada dolaşılması gibi, beni sıktığından ilk başlarda okumakta biraz zorlandım. Ve Jadanın olduğu kısımları okumaktan daha çok zevk aldım. Ki ben ilk kitaplar da Dani'nin kısımlarını okumaktan hoşlanmazdım. Ve Dani'nin daha önce yaşadıklarını okurken çok üzüldüm. Nasıl bir anne böyle bir şey yapabilir? Ve Ryodan'ın Dani'ye olan sevgisi. Dancer'la birlikteyken kendini tutması ve Dani için Dani'den vazgeçmesi. Tabi bir süreliğine. Çok güzeldi. Barrons'a, Lor'a, Ryodan'a tekrar tekrar aşık oldum. Dokuzları o kadar merak ediyorum ki. Her bir üyesini. Keşke onların da hikayelerini okuyabilsek. Zaten seriye de bu umutla devam ediyorum. Umarım okuruz. Yani kitapta o kadar çok şey olup bitti ki toparlayamıyorum. Jo'ya yapılanları okuduğum da şok oldum. Lor'un tepkisini de kendi ağzından okumalıydık bence. Ve daha büyük bir şey beklerdim Lor'dan. Nedense Jo'nun hep geri döneceğini düşündüm bir şekilde ama olmadı. Bana göre bu kitapta çok gereksiz ölümler oldu. Dancer belki olabilir ama Alina ve Jo'nun ölmesine anlam veremedim. Alina dirildiğinden beri ne işlevi oldu seride? Madem ölecekti neden baştan geri geldi? Çünkü geriye dönüp bakınca Mac'le takılmaktan, o da o kadar az ki, başka bir şey yapmadı. Sonra da öylesine öldü. Cruce'a üzüleceğimi sanmazdım ama onun öldüğünü düşününcede üzüldüm. Ki ölmemiş zaten. Nasıl başardı bilmiyorum. Ve en son Mac'in BKVSE'in tavanında gördüğü şey neydi anlayamadım. Yani Mac tamam da Barrons kim? Güzel bir kitaptı. Sonu bitmiş havası veriyor ama tabii bitmedi. Yeni bir dönem başlıyor diyebiliriz. Çok merak ediyorum (Nurşen)
Birinci sahne bitti, ikinciye geçelim.: Sanırım yılın en büyük hayal kırıklığını yaşadım. Kitapta hiçbir şey umduğum doğrultuda gitmedi. Gözlerim sürekli Ryodan’ı arıyordu. Mac ve Barrons çiftinin sevdiğim yönü kızın ‘güçlü kadın’ standartlarını sarsmasıydı. Mac tüm okurlara pembeyi seven, marka giyen ve renkli ojeler süren -toplumun aptal sarışın olarak nitelediği- kadınların da aslında ne kadar güçlü olduğunu, gücün ve sertliğin sevdiğimiz şeylerle değil yüreğimizle ilgili olduğunu öğretti. Toplumun dış baskılarına ve inanışlarına -Barrons’un tüm alaylarına rağmen- asla karakterinden ödün vermemesi gerektiğini öğretti. Bence bir kızı güçlü yapan tam da bu, bütün kızlardan sergilemesini beklediğimiz duruş bu. Mac Barrons’un standartlarına boyun eğmedi, aksine Barrons Mac’i kabullendi. İşte güçlü kadın karakter böyle olur, kalıplara değil ruhuna sığar, ruhunu yansıtır dedirtti... Bu yönüyle Mac ve Barrons gerçek anlamda benim için saygı duyulası bir çiftti ama ne yazık ki ben artık onların hikayesinin bittiğini düşünen taraftanım... Dani ve Ryodan’ı okumak istiyorum... İki alfa karakterin o sert atışmalarını ve hem duygularıyla hem de dünyayla savaşlarını okuma fikri bana artık daha cazip geliyor... Ne yazık ki bu kitapta istediğim gidişatı bulamadım. Beklentilerimin yarısını bile bulamadım. Ryodan resmen Dani’yi dancer’ın kollarına attı. Bu da ne yahu? Nasıl bir olaydı bu? Mac’in ikide bir dengesini şaşması, sayfalar dolusu saçma kitap konuşmasını saymıyorum bile. O kadar baydı, o kadar baydı ki! Bu kitap beni resmen yerle bir etti. Beklediğim onca zamana değmedi. Darısı Dani’nin tekrar ön plana çıktığı High Voltage’a hadi bakalım, gözüm yollarda... (Loc’hlaith)
Ateş Şarkısı PDF indirme linki var mı?
Karen Marie Moning - Ateş Şarkısı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ateş Şarkısı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Karen Marie Moning Kimdir?
Karen Marie Moning, 1964 yılında Cincinnati, Ohio'da Anthony R. ve Janet L. Moning çiftinin kızı olarak doğdu. Toplum ve hukuk lisans derecesi ile Purdue Üniversitesi'nden mezun oldu. Tam zamanlı bir yazar olmadan önce, barmen, bilgisayar danışmanı ve sigorta uzmanı olarak çalıştı.
Karen Marie Moning Kitapları - Eserleri
- Karanlık Ateş
- Kan Ateşi
- İntikam Ateşi
- Gölge Ateşi
- Rüya Ateşi
- Buz
- Alev
- İskoçyalı'nın Dokunuşu
- Ateşten Doğan
- Sisli Dağların Ötesinde
- Yenilmez Savaşçı
- Ateş Şarkısı
- Yüksek Gerilim
- The Immortal Highlander
- Kiss of the Highlander
- Spell of the Highlander
- Into the Dreaming
- Kingdom of Shadow and Light
- The Dark Highlander
- Fever Moon: The Fear Dorcha
Karen Marie Moning Alıntıları - Sözleri
- Hayatım olmasını istediğim şekilde gitmese de sahip olduğum tek hayat bu ve ben de onu hakkını vererek yaşamak istiyorum. (İntikam Ateşi)
- Düşünceler lineerdi. Duygular ise pimi çekilmiş birer el bombası. Düşünceler insanı hayatta tutardı. Duygular ise bir Gümüş'ün içine atlayıp Cehennem'e gitmenize sebep olabilirdi. (Ateşten Doğan)
- Ryodan benimle değil, başka bir yerde olmayı tercih etmişti. Benim için dünyayı yıkacağını sandığım adam iki yıldır bir tek mesaj bile atmamıştı. (Yüksek Gerilim)
- Sürekli mutlu ve süslü görünmek çok çaba, enerji ve konsantrasyon gerektirir. Böyle birine rastlarsanız neyden kaçtığını sorun. (Gölge Ateşi)
- "Ölmeyi beklersen," dedi. " ...ölürsün. Düşüncenin gücü, insanların sandığından çok daha büyüktür." (Karanlık Ateş)
- Sırıtışı kayboldu. Beni karanlık bakışlarla süzdü. "Ah, şu kadınlar! Sizi anlamıyorum. Sizi korumayız, kızarsınız. Koruruz, yine kızarsınız. Kapı tutarım, otoriter olurum. Kapı tutmam, mağara adamı olurum. Gerçi öyleyim ama. Bu nasıl bir manyaklık? Ya ne istediğinizi bilmiyorsunuz ya da sırf bize ters gitmek için sürekli fikir değiştiriyorsunuz. " (Yüksek Gerilim)
- Aslında ayrılmak istemediğin erkek arkadaşını şu veya bu sebepten ötürü terk etmek zorunda kalmaktan daha kötüsü tükürdüğünüzü yalayıp ona geri dönmeye çalışırken reddedilmektir. (Ateş Şarkısı)
- Çok uzun süredir, gerçekleri inkar ederek ve kaybının ağırlığı altında ezilerek, sonsuz acılar çekiyordu. (Alev)
- İnsanlar kabul etmemek için ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, gerçeklik algıdan ibarettir. Sizi olduğunuz kişi haline getiren, inanmayı seçtiklerinizdir. (Karanlık Ateş)
- Bazen bütün insan ırkının, güçlükle kontrol altında tutulan hayvanlar olduğunu düşünüyordum, en ufak bir bahanede medeni maskelerini yırtıp atabiliyorlardı. (Ateşten Doğan)
- Ryodan'ı özlemiştim. Beni olduğum gibi görebilmesini özlemiştim. Onun yanında hissettiklerimi özlemiştim. O, benim ateşimin benziniydi. Dinamitimi ateşleyen kibritti. Ryodan benim ateşimi seviyordu. (Yüksek Gerilim)
- Biri öldüğü zaman insanların söylediği şeyler ne kadar saçma. ~O şimdi daha iyi bir yerde.~ Nereden biliyorsun? ~Hayat devam ediyor.~ Bu mu rahatlatacak beni? Hayatın devam ettiğinin acı bir şekilde farkındayım. Her saniyesi ayrı acı veriyor. Bunun böyle devam edeceğini öğrenmek ne güzel. Hatırlattığınız için teşekkürler. ~Zaman her şeyin üstesinden gelir.~ Hayır gelmez. Zaman olsa olsa hepimizi mezara koyacak olan şeydir. Biz sadece acımızı dindirmek için yollar ararız. Zaman ne neşterdir ne de bandaj. Zaman hiçbir şeyi umursamaz. Yara dokusu hiç de iyi bir şey değildir. Adeta yaranın öbür yüzüdür. (Gölge Ateşi)
- "Yalnız büyüyenler, sert olurlardı. " (Buz)
- Nereden geldiğinin önemi yok. Önemli olan nereye gittiğindir. (Rüya Ateşi)
- Bu kapıyı sen açtın, dedi. Şimdi de kapatıyorum, diye yapıştırdım. Elinden geleni ardına koyma, kadın. Dudaklarında tehlikeli bir gülümseme oynaştı. (Yüksek Gerilim)
- Kendi zamanını bir başkasının hayatını kolaylaştırmak için harcamak, bence birine verilebilecek en güzel hediyeydi. (Buz)
- "Herkesten uzun yaşamak nasıl bir duygu haberin var mı? Önce hayatının partisine davet edildiğini sanırsın. Tıksırana kadar yer içer sevişirsin. İstediğin her boku yaparsın. Kendini dünyayı taşaklarından yakalamış gibi görürsün. Sonra takıldığın herkesin öleceğini fark edersin. Kaç tane müzisyen otuzunu bile göremedi. Kadınlar desen ayrı bela. Hangi birine bağlanacaksın? Kaç kere üzüleceksin? Kaçından nefret edeceksin? " (Ateş Şarkısı)
- Insan geleceğini kucaklayabilmek için geçmişiyle bağlarını koparmalıdır. (Karanlık Ateş)
- Bir zamanlar bambaşka bir adamdı. En kötüleriydi. Kemikkıran. Cengiz Han'la arkadaş olup Moğollar'la at sürmüştü. Atilla'yla savaşmıştı. Caligula'yla katliamlar yapmış, Nero'yla yakıp yıkmıştı. Korkunç Ivan'la gülmüş, Robespierre'in cellatlığını yapmış ve Kazıklı Voyvodo'yla düşmanlarının kafataslarından kan içmişti. Binlerce yıl boyunca durmadan savaşmıştı. Sayısız insan öldürmüştü. Kendi klanına sırt çevirmişti. Taa ki bir gün Ryodan önderliğinde ona saldırıp yakalamalarına dek. (Ateş Şarkısı)
- Hiç zamanın donduğunu hissettiniz mi? Hani dünyanın durduğu, sessizliğin olduğu ve yalnızca kulağınıza bir çınlamanın geldiği anlar oldu mu? Kalbinizin durduğu, gözlerinizin donduğu ve beyninizin boşaldığı o an... Ağzınızın açık kaldığı ve sorulan soru karşısında cevapsız olduğunuz... İşte bu, o anlardan biriydi. (Kan Ateşi)