Atlantis - Gerhart Hauptmann Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Atlantis kimin eseri? Atlantis kitabının yazarı kimdir? Atlantis konusu ve anafikri nedir? Atlantis kitabı ne anlatıyor? Atlantis PDF indirme linki var mı? Atlantis kitabının yazarı Gerhart Hauptmann kimdir? İşte Atlantis kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Gerhart Hauptmann

Çevirmen: Onur Aydın

Orijinal Adı: Atlantis

Yayın Evi: Altın Bilek Yayınları

İSBN: 9786055831769

Sayfa Sayısı: 496

Atlantis Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Amerikan rüyasının bir çılgınlığa dönüştüğü yıllarda Doktor Frederick von Kammacher'in İngiltere üzerinden Amerika'ya seyahati, bir White Star Denizcilik gemisi olan Roland ile başlar. Transatlantiklerin teknolojide birbirleriyle yarıştığı, görkemli bir mühendislik döneminin son harikalarından biridir Roland. Kammacher ise tam da rasyonel aklın üstün görüldüğü ve bilimin, sanatın ve felsefenin el üstünde tutulduğu bir dönemi hem bir doktor, hem de saygın bir beyefendi olarak temsil eden önemli bir figürdür.

Roland ile yolculuk başladığında, gemideki üç katmanlı sosyal yapılanma ayrıklaşmaya, sınıfsal ve cinsiyete dayalı sosyal parçalanma kendini belli etmeye ve bu farklılaşmaya şiddetle karşı çıkan Kammacher gibi rasyoneller de kendilerini açık etmeye başlamaktadır.

İşlerin sarpa sarması, yakalandığı fırtınada geminin motorlarının bozulmasıyla başlar ve böylece hem trajik bir insanlık dramı ortaya koyar yazar, hem de korkuyla karışık bir pişmanlık halinden hareketle sadece toplumsal değil, antropolojik de bir tartışmaya girişir.

Teknoloji mabedi Roland bir başka gemi ile çarpışır ve kazadan kurtulanlar da Amerika'nın her değeri paraya tevdi etmeye çalışan sistemi ile yüz yüze gelecekleri New York'a varırlar. Hikâye akışının hızlanması ile birlikte, doyumsuz bir edebi tat ile yüksek entelektüel kapasiteli bir zihnin anlatım yeteneği okuru kendisine hayran bırakmaya başlar.

Nobel Edebiyat Ödülü, Goethe Edebiyat Ödülü ve Almanya Onur Ödülü gibi pek çok ödüle sahip olan Hauptmann'ın tüm külliyatı okunmaya değerdir.

"Alman Edebiyatının Tolstoy'u."

-Friedrich Dürrenmatt-

"20. yüzyılın aydınlanmacı karakterleriyle sıradan insanları karşı karşıya getiren

destansı bir anlatım."

-Hermann Hesse-

(Tanıtım Bülteninden)

Atlantis Alıntıları - Sözleri

  • "Dünya, mucizevi tanrılar ve onları doğuran analarla dolu ve bildiğim kadarıyla onlar hiçbir zaman en karanlık cehalete bir tutam bile ışık serpmediler."
  • Büyük kadın reformcular, kadınları görünüşte erkek gibi davranmaya zorlayanlar değil, erkeklerin -en kudretlisinin bile- kadından doğma olduğunun farkında olanlardır.
  • Geçmişle bugün arasında neler vardı! İşe yaramaz çalışmalar, hayal kırıklığı, büyük fedakarlıklarla kazanılmış şöhret, peşinden tutkuyla koşulan ve sonra yitirilen mal mülk, ağır ağır tükenen aşk ve tutku, bir sürü buluşma ve zor ayrılık, genel ve özel her şeyle mücadele etme, bulanık sulara sürüklenen berrak hedefler, yalnızca çaresiz ve kör bir mahkumiyetle son bulan özgürlük ve kendini bulma mücadelesi.
  • "Kömür kıymetli, buğday kıymetli, petrol kıymetli ama insanların çöp kadar değeri yok."
  • "Kropotkin, Tolstoy, Dostoyevski. hepsini okuduğumu bilmek ilgini çekebilir. ... Ben de zulme uğradım. Hepimiz uğradık."
  • "Dostoyevski oku, Tolstoy oku, Kropotkin oku! Hayvanlar gibi avlanıyoruz. Nerede öldüğümüzün bir önemi yok."
  • "... insanların büyük çoğunluğunun yaşadığı sefaleti göz önünde bulundurursak, birinci sınıfta seyahat etmek acımasız ve aşağılık bir şey."
  • Ona göre düşünceleri düşünce değil, aktarılmış fikirlerin işleyişi idi.

Atlantis İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Atlantis PDF indirme linki var mı?

Gerhart Hauptmann - Atlantis kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Atlantis PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Gerhart Hauptmann Kimdir?

Gerhart Johann Robert Hauptmann (* 15 Kasım 1862 Szczawno Zdrój; ö. 6 Haziran 1946 Jagniątków), Alman dramatist ve oyun yazarı olup, Natüralizm akımının en önemli Alman temsilcisi olarak bilinir. Ancak çalışmalarında başka tarzlarla da bütünleşmiştir. 1912 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne lâyık görülmüştür.

Hayatı

Çocukluğu ve Gençliği

Gerhart Hauptmann 15 Kasım 1862'de Aşağı Silezya'nın Obersalzbrunn şehrinde doğdu. Ebeveyni, yörede bir otel işleten Robert ve Marie (Straehler) Hauptmann çiftiydi. Hauptmann'ın kendinden büyük üç kardeşi vardı: Georg (1853–1899), Johanna (1856–1943) ve Carl (1858–1921). Genç Hauptmann muhitte masalcı olarak tanınıyordu.

1868'de köy okuluna başladı. 10 Nisan 1874'te Breslau'da ön yeterlilik sınavını geçtiği liseye yazıldı. Hauptmann büyükşehirde gördüğü yeni çevreye alışmakta zorluklar yaşadı. Bir papazın yanında barınmadan önce, ağabeyi Carl'la birlikte perişan bir öğrenci pansiyonunda kaldı. Bundan başka, okulu ona problemler çıkardı. Okulda onu en çok rahatsız eden şey öğretmenlerinin ona karşı sert, soylu ailelerin çocuklarına karşı ise iyi davranmasıydı. Kendinde bu sebeplerle isteksizlik ve yakalndığı hastalıklar nedeniyle derslere katılamadığından ilk yılını tekrarlamak zorunda kaldı. Hauptmann 1878 baharında amcası Gustav Schubert'in Udanin'deki çiftliğinde tarım öğrenmek için ortaokuldan ayrıldı. Bir buçuk yıl sonra bu öğrenimi tamamlamak zorunda kaldı. Fiziksel açıdan yetersizdi ve onu 20 yıl boyunca ölümle burun buruna getirecek olan bir akciğer hastalığına yakalanmıştı.

1880 yılında Breslau Sanat Enstitüsünde heykeltıraşçılık eğitimi alan Hauptmann 1883 yılında heykeltıraş olarak Roma’ya yerleşir. İki yıl sonra zengin bir işadamının kızı olan Marie Thielmann ile evlenir ve çiftin üç çocuğu olur. Berlin yakınlarında Erkner semtine yerleşirler ve Hauptmann natüralist düşünceye sahip şairlerin derneği olan “Durch” ile iletişime geçer. Hauptmann 1889 yılında “Freie Bühne” (Serbest Sahne) isimli derneği kurar ve birçok eseri burada sahnelenir. “Vor Sonnenaufgang” (Güneşin doğuşu) isimli ilk yapıtının prömiyesi bu sahnede yapılır. Böylelikle modern çağın dramasının ileri gelen temsilcisi olur. Gerhart Hauptmann 1904 yılında eşinden boşandıktan sonra müzisyen öğrencisi Margarete Marschalke ile evlenir. İkinci eşinden bir oğlu dünyaya gelir. “Die Ratten” (Fareler) yapıtının prömiyesi 1911 yılında Berlin’de bulunan Lessing tiyatrosunda sahnelenir. Birçok ödüle layık görülen Hauptmann, 1918 yılında Alman Cumhuriyetinin kuruluşunda da aktif olur. Nasyonal sosyalizm’e bir beyanatta bulunmayan Hauptmann 1933 de kamu hayatından çekilir. 6 Haziran 1946 yılında 84 yaşında Agnetendorf’ da hayata veda eden Hauptmann’ın Yahudilere uygulanan tatbikatı anlatan öyküsü “Die Finsternisse” (Karanlıklar) ölümünden sonra yayınlanır. Türkçeye çevrilmiş eserinin adı "Dokumacılar"dır.

wikipedia

Gerhart Hauptmann Kitapları - Eserleri

  • Sevgili Wanda
  • Dokumacılar
  • Havari
  • Atlantis
  • Fareler
  • Hat Bekçisi Thiel
  • Rose Bernd
  • Yalnız insanlar
  • Güneş Batarken
  • Kunduz Kürk
  • Suana'lı Münkir
  • Elga

Gerhart Hauptmann Alıntıları - Sözleri

  • İnsanın en tehlikeli zararlı böcek olduğunu kavradı. Evet, buna hiç kuşku yoktu: kentler çibanlardan daha iyi değillerdi, uygarlığın tümörleriydi. Kente bakmak içini bulandırıyor ve acı veriyordu. (Havari)
  • "Sevgili Tanrım, beni dindar bir insan et. Eğer böyle olmazsam beni yeryüzünden al." (Yalnız insanlar)
  • ... öldürmek (en sıradan lahana kelebeği bile olsa) kendisine tüm suçların en ağırı olarak görünüyordu. (Havari)
  • Çok şey yitiririz… (Sevgili Wanda)
  • İnancın hasta ettiği, siyah sert bakışlı gözleri olan erkekler, kadınlar ve çocuklar. (Havari)
  • İçinde her şeye kadir bir güç vardı: Hakikatin her şeye kadirliği. (Havari)
  • “Dış alêm ona pek tesir etmiyor gibiydi. Sanki içinde bir kuvvet, karısının ona yaptığı her kötülüğü hem de fazlasiyle iyiliğe çeviriyordu.” (Hat Bekçisi Thiel)
  • Sanki benliğinin gözleri ile geçmişe değil de geleceğindeki yazgısına bakıyordu. (Sevgili Wanda)
  • İnsan birazcık olsun ölmek istiyor artık! (Dokumacılar)
  • Tahmin et bakalım, karnımda ne var? Soylu bir insanın yediği şeyler var karnımda. İnsan mutlu olmalı, o zaman şampanya içer, tavşan kızartması yersin. (Dokumacılar)
  • "Yalnızca uzaklaşmak istiyorum. Beni kimsenin tanımayacağı yerlere..." (Yalnız insanlar)
  • "Artık birlikte, seyahat eden, can yoldaşlığı eden pek kimse kalmadı,"dedi. Nedendir bilmem. Belki de herkes birbirinden korkuyor bu dünya da." (Fareler)
  • Ya şimdi ne yapıyorum? Seni sürüklüyorum peşimden! Sen bir işte tutunamazsın, hangi işe girsem, kaybettirirsin yerimi bana. İşin gücün yok, dört bir tarafa sürtüyorsun beni. Bu kadarla kalsa neyse. Başını da belaya sokarsın hep. Bir salozluk edersin, bana düşer pirincin taşını ayıklamak." (Fareler)
  • “Görünüşe göre dış dünya onu pek etkilemiyordu: Sanki içinde, kendisine yaptığı bütün kötülükleri iyi şeylerle fazlasıyla telafi eden bir güç vardı” (Havari)
  • "Beni seviyorsanız rahatsız etmeyin. İçimde neler oluyor, haberiniz yok." (Yalnız insanlar)
  • İnsan yaşamında bir şeyler yapmak istiyor, bir şeylere bağlanmak istiyor. Dinin bunda çok önemli bir rolü var. (Sevgili Wanda)
  • Hiçbir şey daha kolay anlaşılamazdı... (Havari)
  • Büyük kadın reformcular, kadınları görünüşte erkek gibi davranmaya zorlayanlar değil, erkeklerin -en kudretlisinin bile- kadından doğma olduğunun farkında olanlardır. (Atlantis)
  • İnsan mutlu olmalı, Gustav. İnsan mutlu olmalı! (Dokumacılar)
  • "Yalnızlık uzun müddet çekilmiyor. İnsan yalnız yaşayamaz. Mutlaka iki kişi olmalı." (Yalnız insanlar)