Aynadaki Sır - Özge Doğar Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Aynadaki Sır kimin eseri? Aynadaki Sır kitabının yazarı kimdir? Aynadaki Sır konusu ve anafikri nedir? Aynadaki Sır kitabı ne anlatıyor? Aynadaki Sır PDF indirme linki var mı? Aynadaki Sır kitabının yazarı Özge Doğar kimdir? İşte Aynadaki Sır kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Özge Doğar
Yayın Evi: İthaki Yayınları
İSBN: 9786053756460
Sayfa Sayısı: 208
Aynadaki Sır Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kimsin Sen?
Özgür zannettiğin bilinç, kendi seçimlerini kendisi mi yapıyor? Seni ve kitleleri yöneten bir güç mü var? Gerçekten de insan kendi kendisini var edebilen tek canlı mıdır, yoksa sanal bir dünyanın sana uydurduğu rolü mü oynuyorsun? Yaşam dediğin alanda kimin eserisin; başarı dediğin şey yalanlara uyum sürecin mi, kimin istediği hayatı yaşıyorsun ya da gerçekten yaşıyor musun? Peki ya özgürlüğün nerede, sen neredesin…
“Apartmanda bir kadın, dalmış pembe âlemlere, uzaklaşmış kendince kendinden. Girmiş metal kutuya saklamış beynini, gizlemiş çıkarmamış gün yüzüne. Kadın dalmış rüyalara, bulmuş kendini bir saltanat koltuğunda, elinde bir kumanda dünya kimin umurunda. Dalmış dalmış uyutmuş beynini ninnilerle, kendisi bile kendinden çok uzak, bambaşka boyutta…
Bir adam apartman boşluğunda derdini vurmuş bedenine, vurmuş vurmuş da yetmemiş beynine. Adı değişmiş, şekli değişmiş zehrin ama değişmemiş beyin dalgalarının hafif frekansta dans edişi ruhunda. Hafif çakır keyiften tanrısal ayinlere kadar uzanan bir yol yapmış kendine. Donmuş beyni, kimin umurunda, kendisi bile kendinden çok uzak…”
Aynadaki Sır Alıntıları - Sözleri
- ... erkeklerin sevip sevmediği hiç anlaşılmazdı zaten.
- Aslında gerçek duygulara toplumca açız. O kadar açız ki medet umar olmuşuz ekrandaki sanal aşklardan, hayatlardan, nefret ve korkulardan bile.
- ...kafeste serçe besleyip en azından ölmüyor ben onun yaşamasını sağlıyorum denilmez.
- "Senin için dünyayı yakarım," diyecek ama o, yakılmaya gerek duyulacak bir dünya görmeyecekti.
- Yalnızlığı ben istemedim, bazı insanların doğuştan getirdiği bir çeyizdir bu.
- Emek vermeden derdinizden kurtulamaz, bedel ödemeden özgür olamazsınız.
- Her adımın unutulmayacak kadar sağlam, her gülüşün düşündürecek kadar güçlü değil ise hiç yaşama insan! Herkes süzülürcesine geçip gidiyor zaten yaşamak denen boşluktan...
- Mutluyken sevmek kolay da, mutsuzken anlaşılır yüreğin ne anlama geldiğini.
- Bu denk olma durumunu anlayamamıştım bir türlü. Neyimiz denk değildi? Gökyüzünün altında hepimiz eşit değil miydik, boğaza o da bakıyordu ben de. Ikimizde aynı havayı soluyorduk. Artık kimin umrunda, kendisi bile kendinden çok uzak diye düşündü.
- Her adımın unutulmayacak kadar sağlam,her gülüşün düşündürecek kadar güçlü değilse hiç yaşama insan!Herkes süzülürcesine geçip gidiyor zaten yaşamak denen boşluktan...
- Kitleler asla gerçeğin peşinde koşmamıştır. Yanılsamalar isterler ve yanılsamasız yapamazlar. Gerçek olmayanları gerçeklerin üstünde tutarlar, gerçeklerden çok gerçek olmayanların etkisinde kalırlar. S. FREUD
- Her adımın unutulmayacak kadar sağlam Her gülüşün düşündürecek kadar güçlü değilse Hiç yaşama insan! Herkes süzülürcesine geçip gidiyor Zaten yaşamak denen boşluktan...
Aynadaki Sır İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Aynadaki Sır PDF indirme linki var mı?
Özge Doğar - Aynadaki Sır kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Aynadaki Sır PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Özge Doğar Kimdir?
Yazarın kendi dilinden;
1978 Mersin doğumluyum. Ortaöğrenimimi Mersinde tamamladım. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünü bitirdim. Yaklaşık on yıldır felsefe ve rehber öğretmen olarak özel sektörde çalışıyorum.
Annem sınıf öğretmeni olduğu için kitaba ulaşmak benim için çok kolaydı. Okuma-yazmayı öğrendikten sonra, annemin sınıfındaki kitapları aşırıyordum. Bu aşırdığım kitapların benim okuma merakımı geliştirdiğini düşünüyorum. Behrengi, Bekir Yıldız ve Adalet Ağaoğlu’yla başlayan kitap okuma serüvenim, Erdal Atabek, Suna Tanaltay, Yaşar Kemal ve Orhan Kemal’le devam etti. Lise yıllarımda yaşadığım çevreye borçlu olduğumu düşündüm. Bu düşüncem beni daha çok kitapla arkadaş olmamı sağladı böylece kendimi kitap denizinin içinde buldum. Aynı dönemde Felsefeye karşı merakımda arttı. İnsanları, yaşadığım çevreyi ve dünyayı sorgulamaya başlamıştım. Okulda kurulmuş olan Felsefe kulübü de felsefe dair ilgimi arttırdı.
Yazı yazmaya dedemden kalma eski bir daktiloyla başladım. Aslında bu yazılar kendimle bir iç konuşmaydı, bir nevi günlük gibiydi fakat yazdıkça içimdekileri dışarıya atıyordum. En sonunda da tutku oldu. Çünkü yazmak konuşmaktan daha çok mutlu ediyordu beni. İlkokulda şiir yarışmasında aldığım ödül bana biraz tuhaf gelmişti çünkü içimden gelen duygulara birileri çok güzel diyor ve üstelik bunun için hediye veriyordu. Lise döneminde Felsefeyle tanıştım ve felsefe yazıyla birleşmeliydi benim için. Toplumcu Gerçekçiler benim vazgeçilmezim oldu bu yüzden. Toplumla ve insanla ilgili her düşünce benim ilgimi çekiyordu. Çünkü insan çevresinden kopuk yaşayamazdı. Beslendiğimi düşündüğüm yazarlar: Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Yaşar Kemal, Fakir Baykurt, Gorki, Hemıgway…
Özge Doğar Kitapları - Eserleri
- Aynadaki Sır
- Kağıttan Mutluluklar
- Aşk'zede
- Minnina Işıkları Kapama
- Meraklı Pandora
- Evlilik Anonim Şirketi
- Sevimli Köpek Maya
Özge Doğar Alıntıları - Sözleri
- ama ihanet, aslında kişinin kendine saygısını yitirmesiyle bağlantılıydı. (Minnina Işıkları Kapama)
- ~Bir kısır döngünün içinde~ Șimdi dyüșündüğümüz tek șey hayatımızın önümüze koydukları sadece. O da rutin șeyler tabiki. Eve ekmek götürmek, çocukları doyurmak, ailene uygun biriyle evlenmek, iș bulmak... Bir kısır döngünün içinde kendimizi kaybettik. Hem kendi düșüncelerimizi kaybettik hem de duygularımızı. Âșık olmadan evlendik, zaten âșık olduğumuza seni seviyorum bile diyememiștik. Ayıptı çünkü ne düșünürlerdi senin hakkında. İçinde öyle gizli saklı, ya da sinsi sinsi kalıverdi. Evlendin ve unuttun zaten așkı. (Meraklı Pandora)
- Bu denk olma durumunu anlayamamıştım bir türlü. Neyimiz denk değildi? Gökyüzünün altında hepimiz eşit değil miydik, boğaza o da bakıyordu ben de. Ikimizde aynı havayı soluyorduk. Artık kimin umrunda, kendisi bile kendinden çok uzak diye düşündü. (Aynadaki Sır)
- Tacize sessiz kalma, çocuğunu bilinçlendir, bedenini korumasını öğret ona. İstismara susma. Yasal haklarını kullan ve bu hakların daha da yelișmesi için mücadele et. İnsanı özünden dolayı sev ama eziyete, zulme sessiz kalma artık, sen sustukça daha da ağır darbeler vuruyor zalim sana... Kendine ve geleceğine sahip çık... (Meraklı Pandora)
- Çirkefliği kabul eden bünyeniz artık bir yola gelsin de, onuru, șerefi, namusu, iyiyi, haysiyeti seçsin... Zahmet olmazsa biraz adam olun... Yeter görüntü ve ruh kirliliği yarattığınız. İyiyle yașamak çok kolay, inanın doğarken iyiydi her insan, zaten bir kaç kırıntı kalmıș olmalı. Biraz dürüst olacaksın, biraz seveceksin insanı, biraz da empati oldu bitti iște. Bu bile zorsa senin için, değmezsen konușmaya, "Çirkefliğinde boğul" denir artık sana. (Meraklı Pandora)
- "Anne baba olmak, çocuğuna istediğin zaman git, istediğin zaman gel deme hakkı mı doğuruyordu. Anne baba olmak, çocukla oyuncak gibi oynamak mı demekti?" (Minnina Işıkları Kapama)
- ... erkeklerin sevip sevmediği hiç anlaşılmazdı zaten. (Aynadaki Sır)
- "Ama biz çocuklarımızı öperek severiz, bundan da yanlış bir şey anlaşılmaz. Belki sevgiyi gösterme şeklimiz yanlıştır." (Minnina Işıkları Kapama)
- Minnina sadece köksel birlikteliğimizin olduğu insanlar demek değildi, bizimle yüreğini birleştirip tüm kötülüklere karşı çıkmış ve birbirini kardeşlik bağıyla koruyan insanların hepsine verilen addı. (Minnina Işıkları Kapama)
- Bir lütuf değildir vefalı yașamak, bu zaten yapman gerekendir. Bir erkek eșini, sevgilisini ataerkil (erkek egemen) toplumda olduğu halde dövmüyorsa, bıçaklamıyorsa, psikolojik ve fizyolojik șiddet uygulayıp, așağılamıyorsa ki, bu zaten erkeğin yapması gerekendir. Bir insan bir insana zaten zulüm edemez. Bu davranıș erkeğin lütfu değil zaten olması gerekendir. Yasalar her ne kadar önleyici tedbirler almıșsa da yeterli olmadığı așikâr. (Meraklı Pandora)
- #İnsan...# Bir kahve içsek seninle, tüm dünyayı görebileceğimiz yerinde yüreğinin... Hiç kimse yoksulluktan ölmüyormuș gibi, dünyada acı çekmek yokmuș gibi... Düșünmüyormușuz, duymuyormușuz, dinlemiyormușuz gibi insanın özünü... Hiç savașta insanlar ölmüyormuș, biz hayalimizden uyduruyormușuz mesela... Uyușturucu bir ticaret değilmiș, tecavüz zaten külliyen yalanmıș... (Meraklı Pandora)
- Yalnızlığı ben istemedim, bazı insanların doğuştan getirdiği bir çeyizdir bu. (Aynadaki Sır)
- Aslında gerçek duygulara toplumca açız. O kadar açız ki medet umar olmuşuz ekrandaki sanal aşklardan, hayatlardan, nefret ve korkulardan bile. (Aynadaki Sır)
- Hep aynı çizgiden yürüyorsan çizgini sil yeniden çiz! Sorun hayatta değil sendedir. (Evlilik Anonim Şirketi)
- Düșünceyi sakladık beyinlerimize ve saklaya saklaya neredeyse kendi düșüncelerimizi unuttuk. Duygularımızı da kalplerimize sakladık, utandık çünkü duyglarımızdan, sevgimizden, nefretimizden, korkularımızdan utandık. Ne düșünce suçtur, ne de hissettiğin duygu ayıp. İkisi de insanı insan yapan, var olușun kendisidir aslında. Fakat kalıplaștırmak gerekiyordu, bir nizami anlamın olması gerekiyordu, sakladık beyinlerimize, düșünmez olduk unuttuk gitti düșünmeyi. (Meraklı Pandora)
- Sevgi varsa bir kuru ekmek paylașılır diyen insanlar yoktu artık. Sen böyle düșünen belki de son insandın. Bu yapaylık ordusu ne zaman son bulur bilmem ama bir toplumda așk tükenmișse tükenmemiș hiçbir șey yoktur. Sevgi bulașıcıdır. Sevgiyle büyür insanlık. Sevgiyle yeșerir her bir ölü yürek. İște bu yüzden bir can bir cana eklendiğinde bir ıșık olur yüzlerde. O ıșık tükenmesin diye seviyoruz iște her bir yüreği. (Meraklı Pandora)
- İstediğin mesleği yapamadın çünkü ilerde nasıl geçimini sağlardın. Geçerli meslek (!) seçmeliydin kendine, yapabileceğin ya da sevdiğin meslek değil. Mühim olan paraydı gerisi palavra. Boș laflarla süslüyorlardı zaten hayatı. Düșünmek neydi, hissetmek neydi? Hiç anlamamıștın zaten sen bunları. Ergenlik döneminden kalma çocukluk hayalleriydi, geçer demișlerdi ve sen bu duyguları bastırdın, zamanla da geçti. Oysa hiç bilemedin sen; șöyle doya doya seni seviyorum demenin mutluluğunu ve hiç bilemedin sevdiğin iși yapmanın doyumunu. Onlar istedi sen yaptın; gizli gizli, sinsi sinsi, kendine de kılıflar uydurdun, "Doğru olan bu" diye. Oysa doğru olanın ne olduğunu bile göremedin. (Meraklı Pandora)
- "Neye yoksulsak o kalıyor yerleşiyor yüzümüze; sevgiye, aşka, dosta, sıcak bir bakışa, anneye, aileye, sağlığa, barışa ve paraya... Ama hep yoksul olduğumuzdan canımız yanıyor. Sonra başlıyor teselli sözcükleri, ne gerek var ki bu sözcüklere. Acıları topyekûn kazımak gerek tenceremizin dibinden." (Minnina Işıkları Kapama)
- "Senin için dünyayı yakarım," diyecek ama o, yakılmaya gerek duyulacak bir dünya görmeyecekti. (Aynadaki Sır)
- Emek vermeden derdinizden kurtulamaz, bedel ödemeden özgür olamazsınız. (Aynadaki Sır)