Babalar Koğuşu - İsmail Oğuz Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Babalar Koğuşu kimin eseri? Babalar Koğuşu kitabının yazarı kimdir? Babalar Koğuşu konusu ve anafikri nedir? Babalar Koğuşu kitabı ne anlatıyor? Babalar Koğuşu kitabının yazarı İsmail Oğuz kimdir? İşte Babalar Koğuşu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: İsmail Oğuz
Yayın Evi: Akis Kitap
İSBN: 9759892852
Sayfa Sayısı: 155
Babalar Koğuşu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Bayrampaşa... Kimleri ağırlamadı ki... Kabadayısından tutun da hukukçusuna, siyasetçisine, sanatçısına, yazarına, gazetecisine, tiyatrocusuna ve iş adamına kadar isimli isimsiz birçok insanı misafir etti, taş duvarlarının ve demir parmaklıklarının, o soğuk ve loş aydınlığında... Bayrampaşa'da neler oldu, neler yaşandı birebir yaşadım ve gördüm."
İsmail Oğuz Bayrampaşa Baş Gardiyanı (Emekli)
Sağmalcılar sonraki adıyla Bayrampaşa Cezaevi, 1973'ten 2002 yılına kadar geçen yaklaşık 30 yıl içerisinde, anılarda en çok kalan, medyada en çok yazılan, yazarların en çok kaleme aldığı, filmlere konu olan bir cezaevi oldu. 30 sene içinde kimler geldi geçti buradan: Yazarlar, hukukçular, sanatçılar, kabadayılar... Cezaevinde nasıl yattılar, gardiyanlarla ne konuştular, nasıl bir ilişki kurdular. 12 sene Bayrampaşa Cezaevi'nden emekli olan İsmail Oğuz anılarını bu kitapta anlatıyor.
Babalar Koğuşu Alıntıları - Sözleri
- Hiçbir zaman Bayrampaşa cezaevi'nde yatan kabadayılardan korkmadım. Asıl korktuğum diğer tutuklulardı; eroin , hap kullanan, canının kıymetini bilmeyen diğer gençlerdi. Bu gençler, koğuşta her zaman huzursuzluk çıkarır, canlarını acımadan heba ederlerdi.
- Cezaevinde çıkan bir karışıklık sonucu yapılan teftiş ve soruşturmadan sonra bazı idari amirler, sürgün adı altında başka cezaevlerine gönderiyorlar; orada bir kaç yıl görev yaptıktan sonra tekrar aynı cezaevine geri geliyorlardı. Hiçbir şey olmamış gibi görevlerine devam edebiliyorlardı. Yani bir kapıdan çıkıp diğer kapıdan girebiliyorlardı. İşte karışıklık da buradan doğuyor başıboşluk da...
- 1980 yılında tüm yetkiyle baş gardiyan olarak atandım. Benden önceki baş gardiyanlardan biri vurulmuş, biri açığa alınmış, biri de Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi görmeye başlamıştı.
- ...tutuklular fareleri besleyerek koğuştan koğuşa uyuşturucu taşıyorlardı. Bir gün nasıl olduysa boynuna uyuşturucu asılan fare, koğuşa görevini yapmadan boş gitmiş. Tutuklular kendi aralarinda toplanarak fareye ceza vermek istemişler . Ben de boynuna ip bağlanmış fareyi alıp çıktım, kapıdaki nöbetçilere vererek fareyi ya da suçluyu mu demem gerek bilemiyorum cezaevinden dışarı saliverdim.
- Altını çizerek söylemek istiyorum ki, hiçbir tutuklu disiplinli, işine saygılı, prensip sahibi bir görevliye, para teklif edecek cesareti kendinde bulamaz. Onlar da dürüst, ilkeli görevlilere saygı duyar; aksi şekilde davrananları ise parayla veya başka yollarla kullanmaya başlarlar.
Babalar Koğuşu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Babalar Koğuşu/İsmail Oğuz: Ben kitaba 10 üzerinden 4 puan verdim.Bu demek değildir ki kitabı bütünüyle olumsuz bir şekilde eleştireceğim.Asla.Öncelikle redaksiyon yapılmış mı yapılmamış mı belli değil.Kitap içinde yazım hataları var,devrik cümleler.İsmail Oğuz nasıl kaleme aldıysa o şekilde kitap yapılmış.Bu kitaplar ilgimi çekiyor.Farklı hayat hikayeleri okumak insana değişik bir vizyon kazandırıyor.O dönemlerdeki cezaevinin zorluklarını,resimlerden ortaya çıkan çok zor olan yaşama koşullarını anlatıyor.Başgardiyan İsmail Oğuz beyin yaralanmalar dahil Bayrampaşa geçmişini.Bu kitabı daha iyi anlamanız için mesela bir kaç adet cezaevi müzesi gezin Türkiyede.Eminim çok yararı olacaktır.Anlatım olarak çok akıcı değil.Ama konular sürükleyici diyebiliriz.Eski karanlık bir dönemin bir köşesine ışık tutan bir kitap.Okuması kolay.Kolay bitirilebilen.İyi okumalar. (Bekir Fatih DEMİRAĞ)
Öncelikle kitabı yeni nesil bir İnfaz ve Koruma Memuru olarak okuduğumu belirtmeliyim. Bayrampaşa'da yaşanan sıkıntıları halen görev yapan meslek büyüklerimizden hala dinlemekteyiz. Bu kitabın varlığından haber olduğumda hemen okumak istedim ve ilk fırsatta kitaba ulaştım. İsmail Oğuz'un tecrübelerini, anılarını, yaşanmışlıklarını başmemurluk sınavına hazırlanan biri olarak çok önemsedim. Kitap yazma amaçlarından biri de biz yeni nesile oranın tecrübelerini aktarmakmış zaten. Bir İnfaz ve Koruma Başmemurunun kitap yazma düşüncesinde olması bile gerçekten çok değerli bir düşünce. Gençlere, anne-babalara, kendisi kabadayı dese de mafyalara tavsiyelerini de çok değerli buldum. Dili gayet akıcı, içeriği merak uyandırıcıydı. Hayata dönüş operasyonu anlatılsaydı daha iyi olurdu. Kırılma anı orasıydı; çünkü devlet artık tümüyle cezaevlerinde kontrolü bu operasyonla sağlamıştı. İdarecilerin tutumları güvenlik zafiyeti yönünde eleştiri konusu olmuş, bugün biz bunu yaşamıyoruz; lakin memurla uğraşan idareci şikayetlerini işitiyoruz. İnfaz ve Koruma memurunun yaptığı işin güvenlik işi olduğu, emniyet hizmetleri sınıfına alınarak tescillenirse bugün yaşadığımız diğer sıkıntıların da düzeleceğine inanıyorum. (Gökhan Yildiz)
Kitabın Yazarı İsmail Oğuz Kimdir?
İsmail Oğuz Kitapları - Eserleri
- Babalar Koğuşu
- Kabadayıların Gizemli Dünyası
- Babametre Babaların Babalığını Ölçün
İsmail Oğuz Alıntıları - Sözleri
- Altını çizerek söylemek istiyorum ki, hiçbir tutuklu disiplinli, işine saygılı, prensip sahibi bir görevliye, para teklif edecek cesareti kendinde bulamaz. Onlar da dürüst, ilkeli görevlilere saygı duyar; aksi şekilde davrananları ise parayla veya başka yollarla kullanmaya başlarlar. (Babalar Koğuşu)
- Hiçbir zaman Bayrampaşa cezaevi'nde yatan kabadayılardan korkmadım. Asıl korktuğum diğer tutuklulardı; eroin , hap kullanan, canının kıymetini bilmeyen diğer gençlerdi. Bu gençler, koğuşta her zaman huzursuzluk çıkarır, canlarını acımadan heba ederlerdi. (Babalar Koğuşu)
- Cezaevinde çıkan bir karışıklık sonucu yapılan teftiş ve soruşturmadan sonra bazı idari amirler, sürgün adı altında başka cezaevlerine gönderiyorlar; orada bir kaç yıl görev yaptıktan sonra tekrar aynı cezaevine geri geliyorlardı. Hiçbir şey olmamış gibi görevlerine devam edebiliyorlardı. Yani bir kapıdan çıkıp diğer kapıdan girebiliyorlardı. İşte karışıklık da buradan doğuyor başıboşluk da... (Babalar Koğuşu)
- 1980 yılında tüm yetkiyle baş gardiyan olarak atandım. Benden önceki baş gardiyanlardan biri vurulmuş, biri açığa alınmış, biri de Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi görmeye başlamıştı. (Babalar Koğuşu)
- ...tutuklular fareleri besleyerek koğuştan koğuşa uyuşturucu taşıyorlardı. Bir gün nasıl olduysa boynuna uyuşturucu asılan fare, koğuşa görevini yapmadan boş gitmiş. Tutuklular kendi aralarinda toplanarak fareye ceza vermek istemişler . Ben de boynuna ip bağlanmış fareyi alıp çıktım, kapıdaki nöbetçilere vererek fareyi ya da suçluyu mu demem gerek bilemiyorum cezaevinden dışarı saliverdim. (Babalar Koğuşu)