Baltacı ve Katerina - Erhan Afyoncu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Baltacı ve Katerina kimin eseri? Baltacı ve Katerina kitabının yazarı kimdir? Baltacı ve Katerina konusu ve anafikri nedir? Baltacı ve Katerina kitabı ne anlatıyor? Baltacı ve Katerina PDF indirme linki var mı? Baltacı ve Katerina kitabının yazarı Erhan Afyoncu kimdir? İşte Baltacı ve Katerina kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Erhan Afyoncu
Yayın Evi: Yeditepe Yayınları
İSBN: 9786059787307
Sayfa Sayısı: 192
Baltacı ve Katerina Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Prut Savaşı’nda Katerina yüzünden mi Rus ordusunu yok etmedik? Baltacı-Katerina meselesinin aslı nedir? İlk Rus elçisi Osmanlı sarayında protokole uymayınca ne oldu? Rusya’yı durdurup, Müslüman hanlıkları kurtaracak Don-Volga Kanalı Projesi ihanet yüzünden mi hayata geçirilemedi? Türkler ve Ruslar’ı Avrupa’dan hangi Hristiyan kral atmak istedi? Rus ve Polonyalılar’ın desteklediği Kazaklar Osmanlı topraklarına nasıl saldırdılar? Tarih boyunca Osmanlı-Rus savaşlarının neticeleri ne oldu? İstanbul’a gelen ilk Rus gemisi nasıl heyecan uyandırdı? Ayakkabı fırlatılan Rus elçisi nasıl kriz çıkardı? Tatarlar, Ruslar’ı nasıl adam etti?
Bütün bu soruların cevabını ve Osmanlı-Rus ilişkilerinin tarihi seyrini bu kitapta bulacaksınız.
Baltacı ve Katerina Alıntıları - Sözleri
- Knezler, çocuklarını rehin olarak hanların yanlarında bırakırlardı. Altınordu merkezinde yaşayan ve ileride knezliklerin başına geçen Rus prensleri, rehinlik günlerinde devlet yönetimini burada öğrenerek, Altınordu'dan etkilenmişlerdir
- Moldavya'dan Hazar Denizi'ne kadar uzanan geniş step bölgesinin batısında Polonya ve Rusya'dan kaçmış Hıristiyan asiler yaşarlardı. Hükümdarların otoritesini tanımayıp steplere sığınanlara Kazak, yani kaçak denirdi.Bunlar Müslüman 'dı.
- Rusça’daki ismi tam olarak Marta Skovronska‘dır.15 Nisan 1684’te Litvanya’da bir köylü ailesinin kızı olarak dünyaya geldi.Üç yaşında öksüz kaldı.Marinensburg‘da Protestan bir papaz tarafından büyütüldü.İsveç’le yapılan Kuzey savaşları sırasında da Ruslar tarafından esir edildi ve Çar Petro‘nun danışmanına verildi.Çarın gönlünü çalan Katerina 1703’te bir çocuk doğurunca Ortodoks oldu ve Yekaterina Alekseyevna adını aldı. Şubat 1712’de resmen çarla evlendi, 1724’te ise taç giydi.1725’te Çar Petro varis tayin etmeden ölüncesoyluların muhalefetine rağmen muhafızların saraydaki görevlilerin desteği ile tahta adaya oldu.Kutsal Sinod, senato ve devlet ileri gelenleri tarafından çariçe ilân edildi.
- Türkçe'den Rusça'ya kıyafetle ilgili 300, beslenmeyle ilgili ise 280 kelimenin geçtiği tespit edilmiştir. Rusça'da Türkçe kökenli 2000'e yakın kelime vardır.
- Petro'dan önce düzenli bir Rus ordusu yoktu. Soyluların beslediği askerler, Kazaklar, Strelitz muhafızları ve ordunun yarısını meydana getiren yabancı paralı askerler Rus ordusunu oluşturuyordu. Rusya'nın ilk milli ordusu onun zamanında kuruldu. Askerliği zorunlu hale getirerek, paralı askerlere olan ihtiyacın ortadan kalkmasını sağladı.Ateşli silahların kullanılmasını yaygınlaştırdı, askerî eğitime önem verdi. Kara ordusunda ve donanmada ağır silahları kullanacak insanların eğitimi için akademiler kurdu. Daha önce Rusya'nın Baltık Denizi'nde ve Karadeniz'de limanı olmadığı için donanması da yoktu. İlk Rus donanmasını kurdu ve ülkesinin denizlerde de bir güç olarak boy göstermesini sağladı.
- Petro' dan önce düzenli bir Rus ordusu yoktu .soyluların beslediği askerler ,kazaklar ,strelitz muhafızları ve ordunun yarısını meydana getiren yabancı paralı askerler Rus ordusunu oluşturuyordu .Rusya'nın ilk milli ordusu onun zamanında kuruldu .askerliği zorunlu hale getirerek ,paralı askerlere olan ihtiyacın ortadan kalkmasını sağladı .
- Petro günlüğünde Osmanlılar'ın, Rus ordusunun en zayıf ve tahkimatsız olan batı kanadından saldırsalar başarılı olacaklarını, ancak bunu yapmadıklarını belirtir.
- Petro, 1682'de tahta geçtiğinde Rusya, Avrupa siyasetinde hiçbir ağırlığı olmayan sıradan bir devletti. Onun reformları ile Rus modernleşmesi başladı. Petro dönemi milletlerin gelişimde liderlerin oynadığı role örnek olarak gösterilir.
- Rus halk inanışlarında Bizans'ın Osmanlılar tarafından fethi sırasında suya atılan imparatorluk tacı ile asasının yüzerek Rusya'ya ulaştığı anlatılır. Artık Moskova Üçüncü Roma olma yolundaydı.
Baltacı ve Katerina İncelemesi - Şahsi Yorumlar
// "Okumak iptilâdır, müptelâlara selam olsun!” Kitabın adı BALTACI VE KATERİNA diye geçiyor ama tarihteki ve özellikle 1500-1900 yıllarındaki OSMANLI ile RUSYA arasında cereyan eden olayları,ilişkileri, savaşlarını anlatan o arada Prut savaşında Baltacı ve Katerinaya da bir bölüm ayırmış yazar. Osmanlı rus ilişkileri güzel ve yalın bir dille işlenmiş. Kulaktan dolma bilgiler yerine belgeleri esas almamız gerektiğinin önemini anlıyoruz. En azından katerina ve baltacının aşkının olmadığına tanıklık edebilirsiniz :) Şöyle de denilebilir tarih boyunca Ruslarla olan münasebetlerimizi merak ediyorsanız okumalısınız. İyi okumalar. (DERYA)
Osmanlı Rus İlişkileri: . Osmanlının bilhassa son dönemini anlamak için Rus tarihini bilmem gerektiğini fark ettim. Zira özellikle 17. yy sonrası Osmanlının ana düşmanı Rusyaydı. O tarihten sonra bütün büyük savaşlar Rusyaya karşı yapılmış, dönüm noktası sayılan anlaşmalar Rusya ile imzalanmıştı. Bu nedenle Osmanlı Rus ilişkilerini anlatan bu kitaba temayül ettim. Kitap bizlere Rus tarihini özetleyerek başlıyor. Ruriklerden Romanovlara geçiş ve Altınorda devletinin yıkılması ile Moskova’nın yükselişini okuyoruz. Akabinde bilhassa Petro döneminden sonra Rus Osmanlı ilişkileri ve savaşlarını okumaya başlıyoruz. Kitap bu konuları bizlere derli toplu bir özet şeklinde sunuyor. Osmanlı Rusya ilişkilerinde Rusların Balkanları nasıl kaşıdığını ve Osmanlı aleyhinde nasıl çalıştığını görüyoruz. Kitabı bu açıdan beğendim. Kitapta beğenmediğim noktalar ise Prut savaşına az değinmesi oldu. İsminden dolayı içeriği Prut savaşına dair olacağını düşündüm lakin netice öyle olmadı. Yinede güzel bir eser diyebilirim. İlgililerine tavsiye ederim. Bu kitabı beğenenlere ise Afyoncunun kitap/kitap--4633 kitabını da öneririm. kitap/kitap--4633 (Behzat Aktura)
Ruslara devlet yönetimini öğreten Altınordu Devleti’dir. Bu yüzden Altınordu Devleti birçok hususta Rusları etkilemiştir. Ruslar, devlet yönetiminden diplomasiye, askerî sistemden beslenmeye kadar birçok şeyi Tatarlar’dan öğrenmişlerdir. Rus-Türk ilişkileri İkinci Bâyezid döneminde dostlukla başlamıştır. Ancak Rusların 16. yüzyılın ortalarında Kazan ve Astrahan’ı işgali iki devletin arasını bozdu. 17. yüzyılın ortalarında Ukrayna’ya kimin hâkim olacağı meselesi yüzünden iki devlet savaştı. Rusya, Türk ordusunun 1683’teki İkinci Viyana kuşatmasında mağlup olması üzerine kurulan “Kutsal İttifak”a katılarak, 1686’dan itibaren Osmanlılar’la savaştı. Savaşın sonunda 1700’de imzalanan İstanbul Antlaşması’yla Ukrayna’daki Osmanlı nüfuzu sona erdi ve Karadeniz kıyısındaki Azak Kalesi, Ruslar’a verildi. İsveç Kralı Demirbaş Şarl, 1709’da Poltava Muharebesi’nde mağlup olup Osmanlı İmparatorluğu’na sığınınca Osmanlılar ile Ruslar arasındaki ilişkiler tekrar gerginleşti ve 1711’de iki devlet arasında savaş çıktı. Petro (Deli / Büyük), Prut Antlaşması’yla düştüğü zor durumdan kurtuldu, ancak Osmanlı toprakları ile ilgili hayallerine de veda etti. Avusturya ve Rusya birleşerek 1736-1739 yılları arasında Osmanlıya savaş açtılar. Ancak savaşın galibi Osmanlı oldu. 1739’da imzalanan antlaşma ile Rusya’yla uzun sürecek bir barış dönemine girildi. 1768’den sonraki Rus savaşlarında ise İngiliz ve Fransızlar’ın desteğini aldığımız 1853’teki Kırım Harbi hariç, hepsini kaybettik. Bu kitapta Tatarlar’ın Ruslar’a tesirlerinden başlayıp tarih boyunca Osmanlı-Rus ilişkileri ele alınmıştır. Yazarın değişik dönemlerde yazdıkları yazıların yanında farklı çalışmaların da alıntı yapılarak oluşturulan bu kitap Osmanlı - Rus ilişkilerine farklı bir bakış açısı sunan sade, akıcı ve güzel bir çalışmadır. Öncelikle kitabın kapak resmi ve adı üzerine eleştiri yapılabilir. Çünkü bu sadece Prut Savaşı üzerine ele alınmış izlenimi vermektedir. Ancak tarihi süreç içerisinde ilerleyen ve kitabın adı ya da kapağı farklı yapılsa daha iyi olabilirdi. Beklentimin çok üzerinde olan Rusya'yı anlama noktasında önemli bir çalışmadır. Günümüz politikaları görebilmek geçmişi bilmekle olabilir. Tarih okuyanların özellikle okuması gereken kitaplar arasında. Tarihe ilgi duyan günümüz sorunları araştıran arkadaşlara da öneririm. (Murad)
Baltacı ve Katerina PDF indirme linki var mı?
Erhan Afyoncu - Baltacı ve Katerina kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Baltacı ve Katerina PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Erhan Afyoncu Kimdir?
İlk ve ortaöğrenimini doğum yeri de olan Tokat'ta gördü. Gazi Osman Paşa Lisesini tamamladıktan sonra 1984 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Eğitimi Bölümüne başladı.[1] 1988 yılında mezun olup bir yıl sonra aynı bölümde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı. Yüksek lisansını Necati Efendi Tarih-i Kırım (Rusya Sefaratnamesi) tezi ile yapıp, 1997 yılında Osmanlı Devlet Teşkilatında Defterhâne-i Âmire (XVI-XVIII. Yüzyıllar) tezi ile doktorasını tamamladı. 2000 yılında yardımcı doçentliğe, 2008 yılında doçentliğe, 2014 yılında ise profesörlüğe yükseldi.[1] 2001 yılında Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümüne geçiş yaptı. 2010 yılında Marmara Üniversitesi-Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü başkan yardımcısı oldu. 2016 yılı itibarıyla Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi dekanıdır.
2007 yılında 24 televizyonunda Geçmiş Zaman Olur ki adlı haftalık bir tarih programına katılmaktaydı. Habertürk televizyonunda Murat Bardakçı ve Pelin Batu ile birlikte Tarihin Arka Odası adlı bir tarih programı yaptı. Ayrıca ilk sayısı 30 Mayıs 2010'da çıkan ancak 22 Mayıs 2011'de yayın hayatı son bulan Habertürk Tarih dergisinde de pazar günleri yazdı. Ayrıca derginin akademik koordinasyonu görevini üstlenmişti. 2011 yılında Show TV'de yayınlanan Muhteşem Yüzyıl adlı dizinin ilk sezonunda tarih danışmanlığını yapan Afyoncu, dizinin ikinci sezonunda tarih danışmanlığını bıraktı. 11 Nisan 2012 tarihinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu üyeliğine getirildi.
Bugün gazetesinde 2008 yılından Nisan 2014 tarihine kadar köşe yazıları yazdı. 17/25 Aralık olaylarından sonra bu gazetedeki görevinden ayrıldı. 2016 yılında Sabah gazetesinde köşe yazarlığına başladı.
4 Ekim 2016 tarihinde, 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 130. ve 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 5. maddeleri uyarınca, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın önerdiği ve Başbakan Binali Yıldırım'ın uygun gördüğü adaylar arasından Afyoncu'yu Millî Savunma Üniversitesi Rektörlüğü'ne atadı.
Erhan Afyoncu Kitapları - Eserleri
- Sorularla Osmanlı İmparatorluğu
- Osmanlı'nın Hayaleti
- Muhteşem Süleyman
- Herkes İçin Kısa Osmanlı Tarihi
- Truva'nın İntikamı
- Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 1
- Yavuz'un Küpesi
- Osmanlı Padişahları
- Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 2
- Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 3
- Bir Cihan Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed
- Sahte Mesih
- Son Dünya Düzeni
- Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 5
- Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 4
- Baltacı ve Katerina
- Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 6
- Kanuni ve Pargalı İbrahim Paşa
- Tanzimat Öncesi Osmanlı Tarihi Araştırma Rehberi
- Muhteşem Valide Kösem Sultan
- Geleceği Anlamak İçin Yakın Tarih Dersleri
- Osmanlı Devlet Teşkilatında Defterhane-i Amire
- Dünden Bugüne Kıbrıs Meselesi
- Fatih ve Fetih Albümü
- Süleyman Şah Türbesi
- Teravih-i Gazavat-ı Sultan Murad-ı Salis
Erhan Afyoncu Alıntıları - Sözleri
- Meşhur Olmak İçin Hakaret Et!!! Tarih boyunca Avrupa'da Türkler'e, İslamiyet'e ve Peygamberimiz'eﷺ saldırmak, meşhur bir yazar olmak için ilk adımdı. Fransız yazar Henri de Bornier (1825-1901), Fransız Bilimler Akademisi'ne üye olmak istiyordu. Daha önce yazdığı “Roland'ın Kızı" isimli oyunda İslam düşmanlığı yapmış ama fazla ses getirememişti. Bornier, 1888'de "Muhammed" isimli Peygamberimiz'e hakaret eden oyununu yazmayı bitirdi. Comedie Français'de sahnelenecek oyunun provaları yapılırken piyesin Peygamberimiz'e karşı hakaret içerdiği haberleri gazetelerde çıktı. Oyun Yasaklandı ________________ Sultan Abdülhamid, Avrupa basınından durumu öğrenince oyunun engellenmesi için diplomatlara emir verdi. Osmanlı Hariciye Nazırı, yani Dışişleri Bakanı Said Paşa, Paris Elçisi Esad Paşa'ya telgraf çekerek harekete geçmesini istedi. Osmanlı yönetimi, Fransa'nın İstanbul elçisini defalarca uyardı. Osmanlılar'ın Paris ve Fransızlar'ın İstanbul elçilerinin teşebbüsleriyle oyunun sahnelenmesi engellendi. Henri de Bornier, Fransa'da yasaklatılınca oyununu İngiltere, italya ve ABD'de sahneletmek için harekete geçti. Ancak Osmanlı yönetimi yaptığı diplomatik teşebbüslerle oyunun sahnelenmesini engelledi. Oyunun yasaklanması ise bütün dünya Müslümanları arasında sevinç gösterilerine sahne oldu. (Geleceği Anlamak İçin Yakın Tarih Dersleri)
- Osmanlı Beyliği'nin yayılma alanı uygun fırsatlar çıkmadığı takdirde Rumeli olmuştur.Osmanlı Beyliği'nin Rumeli'de kuvvetlendikten sonra Anadolu'yu içine aldığına dikkat etmek gerekir.Devletin ana siyasi organizasyonunu sağladığı bölge de Rumeli'dir. (Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 2)
- “Halil İnalcık, Osmanlı tarihinin ilk devirlerindeki dönüm noktasını, 27 Temmuz 1302’de Bizans’la, Osman Gazi komutasındaki Türkmenler arasında meydana gelen Bapheus (Koyunhisar) Savaşı olarak kabul eder. Bu savaştan önce Osman Bey, Bursa ve Kocaeli bölgesindeki Türkmen beyleri arasında primus inter pares (benzerleri/eşitler arasında birinci) konumundaydı. Ancak Koyunhisar savaşında Bizans kuvvetlerine karşı kazandığı zafer, Osman Gazi’yi bölgede karizmatik bir bey durumuna getirip, ona hanedan kurucusu karizması kazandırdı. Bu yüzden 27 Temmuz 1302 tarihini Osmanlı hanedanının, dolayısıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun kesin kuruluş tarihi olarak kabul etmek, 1299’a göre çok daha doğru olacaktır.” (Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 1)
- "Aklın gücü daima kılıçtan üstündür. " Sultan II. Murad Han (Bir Cihan Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed)
- " Osmanlı ordusu bazen yılda iki defa sefere çıkıyordu. Sadece yazları değil, çoğu zaman askeri harekãt için elverişsiz kış aylarında da seferler düzenlenmişti. Bu durum ise en başta yeniçerileri bıktırmıştı. Cepheden cepheye koşmaktan yorulan yeniçeriler Fatih Sultan Mehmed' den memnun değillerdi. Bu yüzden yeniçeriler, Fatih'in ölümünden sonra, babasına benzeyen Cem Sultan'ı değil, daha yumuşak huylu ve savaşla fazla arası olmayan II.Bãyezid'i desteklediler. " (Sorularla Osmanlı İmparatorluğu)
- Emperyalist devletlerin kışkırtması sonucu Ermeniler, devlet kurmaya kalkıp, Anadolu'yu yakıp, yıktılar. Osmanlı ordusunun lojistik sistemini zaafa uğrattılar. Osmanlı yönetimi, fiili isyan karşısında başka çaresi kalmayınca 27 Mayıs 1915'te Talât Paşa'nın tutturduğu ve Murat Bardakçı tarafından yayınlanan kayıtlara göre 924.158 Ermeni'yi kademeli olarak Suriye'ye sevk ve iskâna tâbi tuttu. Sevk işlemi yaklaşık 10 ay sürdü. Osmanlı yönetimi, Ermeniler'in Suriye'ye güven içerisin de sevkedilmesi için bölgedeki idarecilere emirler göndermişti. Ancak Ermeniler'in sevki sırasında Erzurum ile Erzincan arasında bir kafileye bölgedeki aşiretler saldırdı. Durum haber alınınca Dahiliye Nezareti'nden, yani İçişleri Bakanlığı'ndan bölgedeki vilayetlere 14 Haziran 1915'te bir talimat gönderildi. Tehcire tâbi tutulan Ermeniler'in korunması, halkın kafilelerden uzak tutulması, mukateleye izin verilmemesi ve suçluların en ağır şekilde cezalandırılması emredildi. 12 Temmuz 1915'te tehcir sırasında kimsesiz kalmış Ermeni çocuklara sahip çıkılması istendi. Ancak istenmeyen hadiseler yaşanmaya devam ediyordu. 26 Haziran'da Elazığ'a, 28 Ağustos'ta Trabzon'a, 29 Ağustos'ta Ankara'ya tehcir esnasın da yaşanan problemlerin önlenmesine ve suçluların cezalandırılmasına dair emirler gönderilip, daha sert önlemler alındı. Tokat jandarma komutanına soruşturma açıldı. Pınarbaşı Kaymakamı Hamid Bey görevden alınıp Divan-ı Harb'e sevke dildi; Şarkışla kaymakamı görevden alındı; Urfa civarındaki kafileleri korumakla görevli jandarmalar ihmallerinden dolayı Divan-ı Harb'e sevk edildi. Saldırı olma ihtimali olan yerlerde Ermeni kafilelerinin yol güzergâhları değiştirildi. (Geleceği Anlamak İçin Yakın Tarih Dersleri)
- Kitaplara ve okumaya düşkün bir padişahtı Saray kütüphanesindeki bir çok kıymetli kitap onun dönemine aittir. (Osmanlı Padişahları)
- Osmanlı sultanı fetihlerine devam ederken bütün Avrupa korku içerisinde, çaresizce bekliyor, birçok ülkede "acaba bu yıl Türkler ülkemize gelirler mi?" diye düşünülüyordu. (Herkes İçin Kısa Osmanlı Tarihi)
- Venedik'in ticari çıkarları her şeyin üstündeydi. Venedik balyosları Levant ticaretinin korunması ve geliştirilmesi için çaba sarfetmişlerdir. (Kanuni ve Pargalı İbrahim Paşa)
- İstanbul’un hâlâ en parlak, dünyanında da ilk kapalı büyük alışveriş merkezi olan Kapalıçarşı’da bize Fatih’in hediyesidir. (Truva'nın İntikamı)
- Fatih'ten sonra da Osmanlı tarihinde cihangir hükümdarlar çıkmıştır.Ancak Fatih kadar bilime,düşünceye önem veren bir padişah daha gelmemiştir.Fatih,bir Rönesans hükümdarıydı.Devrin ileri gelen alimlerini sık sık huzurunda tartıştırırdı.Fatih'in huzurundaki tartışmalarda başarılı olan mükâfatlandırılır,kaybeden ise bulunduğu görevi bırakmak zorunda kalırdı.Bu tartışmaların günlerce sürdüğü de olurdu. (Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 4)
- Şeyh uçmaz, müridi uçurur. (Sahte Mesih)
- Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş yılları 1768-1774 Osmanlı-Rus savaşından sonra başlar.Osmanlılar, ilk defa bu savaşta tek bir ülkeye karşı ağır bir mağlubiyete uğramış ve bundan sonra bir daha belini doğrultamamıştır. Bunda da en önemli sebeplerden birisi 1739'daki başarıdan sonra tehlike geçti diye yapılmakta olan askeri yeniliklerin terk edilmesi ve rehavet ortamına girilmesidir. XVIII.yüzyılın sonlarından itibaren sanayi inkılabının meydana getirdiği gelişmeler sebebiyle Avrupalı devletlerle ara gittikçe açılmış ve olaylar tamamıyla Osmanlı İmparatorluğu'nun aleyhine gelişmiştir. (Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 2)
- Sevi de 31 Mayıs 1665'ten itibaren artık kendisinin "Yakub'un Tanrısı'nın kutsal yağla yağladığı Mesih" olduğunu halka resmen ilan etti. (Sahte Mesih)
- Türk ismi Avrupalılar için şeytan, dinsiz ve barbar manasına gelmekteydi. Avrupalılar bu düşüncelerini kitaptan resme herşeye yansıttılar. Türk askerlerinin şeytana benzetildiği veya şeyhülislâm şeytanın kafasını okşarken gösterilen resimlere rastlanılır. Türkler Avrupa’da “Korkunç Türk”, “Müthiş Türk”, “dinsiz Türk”, “hain Türk”, “çağımızda Avrupa’nın karabasanı” gibi sıfatlarla da nitelendirildiler. (Osmanlı'nın Hayaleti)
- Aklın gücü daima kılıçtan üstündür. Ben nice yiğitlerin akıllarını kullanamadıkları, sırf kılıçlarına güvendikleri için yok olduklarını gördüm. Güçlü kuvvetli olmak iyidir. Ancak kuvvet aklın emrine verilmelidir. (Bir Cihan Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed)
- II.Mustafa, Veziriazamı Sürmeli Ali Paşa'ya şöyle demişti:" Bana ağırlık ve hazine lazım değil ,yeri geldiğinde kuru ekmek yerim, kendimi din uğruna feda ederim. Her ne denli zorluk olur ise sabr ve tahammül edebilirim. Halka hizmet görevim tamamlanıncaya kadar bu işten dönmem ."şeklinde cevap verdi. (Sorularla Osmanlı İmparatorluğu)
- "Tanzimat sürecini, kendisinden önceki yenilik fikir ve uygulamalarından ayıran ve onlara nispetle daha başarılı kılan en önemli faktör, bu dönemde yenilik fikrinin kişilerin iyi niyetine bağlı bir faaliyet olmaktan çıkartıp, sistemleştirip, kurumsallaştırmasıydı." (Sorularla Osmanlı İmparatorluğu)
- Altı asır süren Osmanlı İmparatorluğu, son dünya düzeniydi ve yenisi kurulamadı. (Osmanlı'nın Hayaleti)
- Fatih'in Papanın kendisini Hristiyanlığa davet mektubuna cevabı, Müslümanlığı kabül edip, sünnet ol seni şeyhülislam yapayım olmuştu. (Son Dünya Düzeni)