Batarya İle Ateş - Süleyman Nazif Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Batarya İle Ateş kimin eseri? Batarya İle Ateş kitabının yazarı kimdir? Batarya İle Ateş konusu ve anafikri nedir? Batarya İle Ateş kitabı ne anlatıyor? Batarya İle Ateş PDF indirme linki var mı? Batarya İle Ateş kitabının yazarı Süleyman Nazif kimdir? İşte Batarya İle Ateş kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Süleyman Nazif

Yayın Evi: Tercüman Gazetesi Yayınları

İSBN:

Sayfa Sayısı: 144

Batarya İle Ateş Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Bu kitaptaki ilk üç makale 1293 (1877) Türk - Rus Harbi'ne aittir. Bu makalelerde Türk askerlerinin Plevne'deki kahramanlık ve feragatleri anlatılmaktadır. Daha sonraki makalelerden biri destanlaşmış Kafkas kahramanı Şeyh Şamil'e diğeri Şıpka kahramanı Süleyman Paşa'ya aittir. Diğer makaleler arasında Türk - İtalyan Harbi ile Girit Adası hakkında yazılanları bilhassa zikre değer. Batarya ile Ateş kitabının sonunda yer alan Sully Prudhomme'un iki şiirinin Fransızca aslı ile Süleyman Nazif tarafından yapılan manzum tercümesine burada yer verilmemiştir." (Önsözden)

Batarya ile Ateş'te yer alan makaleler mahiyetleri itibariyle fikir yazısı olmaktan çok bizzat şahit olunan bir olaydan, çarpıcı bir gazete haberinden, bir kitaptaki pasajdan hareket edilerek kaleme alınmıştır. Henüz I. Dünya Savaşı'nın devam ettiği günlerde Türk milletinin duygu ve heyecanlarına tercüman olan bu makalelerde, yazarın dini ve milli heyecanının ön planda geldiği hareketli ve etkileyici bir üslup dikkati çeker. Bütün yazılarında olduğu gibi bunlarda- da fikirlerinin altındaki his ve heyecanlarını gizleyemeyen Süleyman Nazif, Türk nesrinin en güzel örnekleri arasında yer alan ve üslubunda zirveye çıktığı yazılarını bu kitabında toplamıştır.

1870 yılında Diyarbakır'da doğan ve 4 Ocak 1927 yılında İstanbul'da vefat etmiş olan Süleyman Nazif hakkında, özellikle son dönem edebiyat, sanat ve düşünce yayınlarında kayda değer yazılara rastlanmamaktadır. Döneminde yaşamış olan Ahmet Haşim, Mehmet Akif gibi birçok edebiyatçı tarafından büyük bir üslup sahibi olarak kabul edilmiş olan Süleyman Nazif, aynı zamanda birçok esere imza atmış olan değerli bir yazarımızdır. O, “Batarya İle Ateş” isimli eserinin dışında hiçbir eser yazmamış olsa dahi unutulmayı hak etmemektedir. Özellikle bu eseri Türk gençleri iyi tanımalı, her bir satırını düşünerek okumalıdır. Vatan sevgisini imanı derecesine çıkarmış olan vatan evladı Süleyman Nazif'in "muhtelif zamanlarda, muhtelif sebeplerin yazdırdığı perişan sahifeleri" BATARYA İLE ATEŞ adı altında toplamıştır. (İhsan Kurt)

Batarya İle Ateş Alıntıları - Sözleri

  • Nankörlük, bireylerden ziyade kavimlerin hayat sayfalarını kirletir. Unutmak ise nankörlüklerin en büyüğüdür.
  • Vatan, afiyet gibidir kıymeti ancak gittikten sonra bilinir.
  • Ey Türk oğlu!.. sana damarlarındaki kanı hediye edenler, kanlarının son damlarını Moskof muhaberelerinde döktüler. Sen bugün, yarın ne olursan ol; fakat unutma ki o şehitlerin ebedi bir yetimisin! Bu din, bu vatan gibi bu öfke , bu kin, bu intikam da onların sana mübarek bir mirasıdır.
  • Irkına, vatanına, tarihine, ihanet etmiş olan kişilerin ve kavimlerin hiç birini unutma, Türk oğlu!… Unutma ve affetme!…
  • Tarihi düşmanlarıma karşı yardımsever bir insan olarak yaşamaktansa vatan ve milletimin perişan enkazı huzurunda intikam dişlerini gösteren bir canavar olmaya razıyım
  • Moskof'un barışı aldatıcı, sessizliği ısırır gibi, dost yüzü hain, yardımı hilelidir.
  • Vatan, afiyet gibidir kıymeti ancak gittikten sonra bilinir.
  • Gelecekte kılıçla, düşünceyle, kalemle kahraman yetiştirmek için geçmiş kahramanlar daima hatırlanmalı ve daima yüceltilmelidir.

Batarya İle Ateş İncelemesi - Şahsi Yorumlar

"Irkına, vatanına, tarihine ihanet etmiş olan efrâd ve akvâmın hiçbirini unutma Türk oğlu! Unutma ve affetme!" . Sözleriyle başlayan Süleyman Nazıf bey’in eserini ilgiyle okudum. Öncelikle Süleyman Nazif bey bu eseri şehitlere ve onların çocuklarına ithaf ediliyor. Eser Osmanlı - Rus harbi, Trablusgarp, Balkan harbi ve Çanakkale savaşı sırasında Türk ordusunun ve Türk milletinin ruh halini sert ama bir o kadar da samimi bir dille ifade ediyor. Okunması ve nesilden nesile aktarılması gereken bir eser. (Vural haci)

Tanzimat dönemi yazarlarından Süleyman Nazif bu kitabında Osmanlı Devletinin son dönem savaşlarındaki kahramanlıkları ve düşmanlıkları kaleme almış. Plevne , Trablusgarp ve Çanakkale savaşlarının görünmeyen kahramanlarını şahitlerinden dinledikleri gibi anlatmış. İtalya , Rusya ve İngiltere gibi ülkelerin Osmanlı düşmanlıklarınıda yoğun bir şekilde eleştirmiş. Özellikle Rusya'ya sağlam giydirmiş. Güzel kitap. Milliyetçilik duygusunun yoğun hissedildiği bir kitap. (yasin özen)

Süleyman Nazif-Batarya İle Ateş: Süleyman Nazif'in Batarya ile Ateş eserini ilgiyle ve beğenerek okudum. Eserde Balkanlarda yaşanan gelişmelerden ve Kafkasyada Rusya ile yaşanan çatışmalardan bahsedilmiş. Özellikle Rusya'nın Osmanlı Devletine karşı son yüzyılda yapmış olduğu saldırılar, vermiş olduğu zararlar ve bu zararların topluma yansıması ele alınarak çıkarımlarda bulunulmuş. Şeyh Şamil, Süleyman Paşa, Gazi Osman Paşa, Karâni Bey, Ali Çavuş ve Albay Yunus Bey gibi tarihimizin bilinen veya karanlık sayfalarında kaybolan değerlerimize yer verilerek yeniden yaşatılması ve unutturulmaması amaçlanmış. Zaten yazar da bunu ifade ediyor. Yine tarihimizin mühim meseleleri kaleme alınarak çekilen cefalar dile getirilmiş ve perde arkasında yaşananlar ifade edilmeye çalışılmış. Girit Meselesi, Trablusgarpın İşgali, Çanakkale Muharebeleri hakkında da bilgiler verilmiş. Eserin en mühim yanı yaşananları unutturmamayı ve zamanı gelince rövanşı almayı savunması, okuyucuyu yönlendirmeye çalışması. Eserin olumsuz yönüne gelecek olursak padişah Vahdettin hakkındaki eleştirilerinde çok ağır ithamlara yer vermesi ve bunu yaparken herhangi bir kaynak veya belge belirtmemesi. (Mehmet Şahin)

Batarya İle Ateş PDF indirme linki var mı?

Süleyman Nazif - Batarya İle Ateş kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Batarya İle Ateş PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Süleyman Nazif Kimdir?

Süleyman Nazif (29 Ocak 1870, Diyarbakır – 4 Ocak 1927, İstanbul), Osmanlı İmparatorluğu ve erken Cumhuriyet döneminin Türk aydın, şair, yazarı ve devlet adamıdır.

Gördügü özel ögrenimle Farsça, Arapça ve Fransızca öğrendi. Diyarbakır Vilayet Matbaası Müdürlügü ve Diyarbakır Gazetesinin baş yazarlığını yaptı. II. Abdulhamit yönetiminden kaçti. Paris´e gitti ve orada Mesveret gazetesini çikardı. Yurda dönüsünde 12 yıl Bursa´da zorunlu oturma cezasına çaptırıldı.

Mesrutiyet´ten sonra Basra, Kastamonu, Musul, Trabzon ve Bagdat valiliklerinde bulundu. 1915´te İstanbul´a yerleşerek Halk,Ileri,Hadisat gazetelerinde yazdı ;Halk´ın bas yazarlıgını yapti. Istanbul´un isgalini protesto amacıyla yazdıgı "Kara Bir Gün" yazısı ve aynı yönde verdigi konferanslar nedeniyle Malta´ya sürüldü.1922 de yeniden İstanbul´a yerlesti. Yasaminin sonuna değin burada kaldı. Resimli Gazetede çalıstı. Süleyman Nazif´in hayati 1894-1895´de Diyarbekir Vilayeti Salnamesi´ni hazırlaması ile baslar.1898 de Servet´i Fünun´da siirleri yayinlandi. Mesrutiyet Döneminde yazdıgı tarih,elestiri, anı türündeki yazılarıyla basarı kazandı..

Süleyman Nazif Kitapları - Eserleri

  • Batarya İle Ateş
  • Hazret-i Îsâ’ya Açık Mektup
  • Malta Geceleri
  • Fuzuli
  • Vatana Dair (Osmanlıca-Türkçe)
  • Mehmed Akif
  • Namık Kemal
  • Çal Çoban Çal
  • Fuzuli Hayatı ve Eserleri
  • Mehmet Âkif
  • Bir Abdülhamid Müdâfaanâmesi
  • Malta Geceleri, Fırak-ı Irak ve Galiçya
  • Nâsırüddin Şah ve Bâbîler

Süleyman Nazif Alıntıları - Sözleri

  • Değildim ben sana mâil, sen ettin aklımı zâil Bana ta'n eyleyen gâfil, seni görgeç utanmaz mı? (Fuzuli Hayatı ve Eserleri)
  • “Aşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tabîb Kılma dermân kim helâkim zehri dermândadır (Fuzuli)
  • Üç kıt'ada yüz beldeye... Bin beldeye sâhib Bir memleketim vardı... Sen ey rabb-i mesâib. Sen vermiş iken aldın elimden yine bir bir ... Ya rabb, nerede kaldı o evvelki mefâhir ?.. (Malta Geceleri)
  • Yükselişlerin de, inişlerin de mübarek olsun Âkif. (Mehmet Âkif)
  • Bu hürriyet devrinde ve yazık ki bir kısım halkın dinsizliği moda şekline sokarak, onunla iftihar etmek hayâsızlığını zarâfet ve zekâ nişanesi addetmeye yeltenildiği bir zamanda, hiçbir nüfûz ve harici sebebin tesîrine kendini teslim etmeksizin, sırf kalp ve vicdanımın ka'r-ı îmânından gelen bir samimiyetle ilân ederim ki ben dinin esas hükümlerine itikat eden bir müslümanım. (Hazret-i Îsâ’ya Açık Mektup)
  • Ey vatan için can verenler!.. Ey vatan yolunda kolunu, ayağını yitirenler!.. Ey vatan sınırlarında ve topraklarında etten ve kemikten siperler yapanlar!.. Ve ey bunların yaslı ve kaygılı yakınları!.. Siz bu bencil topluluğun daima üstünde kalınız. (Malta Geceleri, Fırak-ı Irak ve Galiçya)
  • Geçti aylar, seneler gülmüyorum.. Ah fakat!.. ( Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz ) (Malta Geceleri, Fırak-ı Irak ve Galiçya)
  • "Kalmasın âlemde Allâh'ım hiçbir hakikat nihân." (Muallim Naci) (Bir Abdülhamid Müdâfaanâmesi)
  • Bugün Pierre Loti Yirminci Miladi asrın bilinen kişiliğidir. Çok fazla üzülürüz ki bu gibi mantıklı insanların adedi yirminci mila-di asrın vicdanını gelecekte keder ve utançtan kurtaracak mik-tarda bulunmuyor. Claude Farrére2, Durant3, Heriot4 ile birçok Fransız subay ve düşünürü o doğruluktan ayrılmayanlardır. 2 Claude Farrére: 27 Nisan 1876 - 21 Haziran 1957 Fransız yazar. Osmanlı devletine karşı M. Kemal'i destekledi. 3 Durant. Fransız yazar. 4 Heriot: Fransız yazar (Malta Geceleri)
  • Evet, dâr-ı fenâda Âdemoğluna nasîb-i huzur kalmadı. ( Evet dünyada Ademoğlu'na huzur nasibi kalmadı.) (Vatana Dair (Osmanlıca-Türkçe))
  • *"leyte le'alle" devri. *hayal ve ümit, "bakalım, bugün, yarın" gibi sözlerle vakit geçirme, işi sürüncemede bırakma, savsaklama. (Bir Abdülhamid Müdâfaanâmesi)
  • Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna Ya Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i... Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi... Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim seni tarihe desem, sığmazsın. (Mehmet Âkif)
  • Aklı ve vicdânı bozulmamış dinsizler bile, dindarlara hürmetsizlik etmezler. Toprağın üstünde hasedlerini, kinlerini, tama'larını, hâsılı delik deşik olmuş vicdanlarının bin türlü hevâcis-i mütefessihasını çırpındıranlar, bâri o toprağın altında bî-günâh bir penâh-ı refâha îmân etmekle mütesellî olanların ümîdine hakàret etmeseler... (Mehmet Âkif)
  • Karban-ı dil-u can oldu revan sen gideli Ne garib olmuşum ey munis-i can sen gideli FUZULİ Sen gideli gönül ve can kervanı da gitti EY dostum enisim, ben ne garipleşmişim kimsesizleşmişim sen gideli. (Fuzuli)
  • Ey Çanakkale'nin lâ-yemût ve ebed-zinde şühedâsı!.. Mehtaplı gecelerde Arş-ı Rahmet'ten yattığınız topraklara süzülen nûrlar, size böyle bir neşîde-i tebcil ihdâ edemez. Şehâdetinize mev'ûd olan mükâfâtı Allah'ın yed-i ta'ahhüdünden bizzat tesellüm edeceğiniz zamanın hulûlüne kadar, ruhlarınız, bu behişt-i belâgât içinde hırâmân olsun: *Şu Boğaz Harbi nedir?.. Var mı ki dünyada eşi?.. En kesif orduların yükleniyor dördü, beşi, .. Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber, Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber. Yâ Rabbi!.. Şâir bu mısrâ'ları senin arş-ı ilhâmından birer birer yeryüzüne indirirken, rûhu, kimbilir, heyecandan ne kadar sarsılmış; dimâğı, kalbi, a'sâbı ne kadar yıpranmış... Ve ne kadar harâb olmuş!.. Onun yazdıklarını biz yalnız okurken, bu kadar titredik. Ve sarardık. Senin düşmanlarına ve o düşmanların bi- rahmâne yağdırdıkları ateş ve ölüm tûfanlarına çıplak göğüslerini açıp da, sana bu yoldan kavuşmuş olan şehidlerin gibi, tehassüs ve heyecânın tâkat-güdâz ve hayat-güdâz dara-bất-ı mütevâliyyesine kendi rûhunu, tam on sene, vecd ü aşk ile arz ve kurbân eden şâirin de büyüktür. Şâir-i İlâhî!.. Evet, Allah'ın yalnız şehidleri değil, şâirleri de var. Mehmed Âkif gibi mızrâb-ı beyânı âlâm-ı İslâm olan ve bu âlâmı kendi kalbine yerleştirerek, kalb-i İslâm'ı göğsünün içine sığdıran bir şâiri görünce, şehidler "Biz bu kadar eziyet çekmedik; ve iztırâbın bu derecesine biz tahammül edemeyiz!.." derler. Ey Allah'ın büyük şâiri ve benim büyük dostum!... On sene evvel Necid çöllerinden Medîne'ye giderken, üzerinden geçtiğin şâhika-i san'atten daha yüksek ve ufukları daha vâsi' şevâhika çıktın. Tebrîk ederim. Burada çıktın demek ne büyük hatâdır! İlhâmlarını Arş-ı A'lâ'dan alan dehâ-yı şâiriyyetin, etekleri güneşler olan şâhikalara vakit vakit indi. Nâmütenâhîlikte hübût ile urûc elfâz-ı müterâdifedendirler. Ve aynı cihet ve hareketi ifâde ederler. Mi'râcların da, hübûtların da mübârek olsun Âkif. (Mehmet Âkif)
  • Millet dedi,millet dedi,millet dedi, gitti. (Namık Kemal)
  • De ki; —"Vatan derdiyle kararsızım; Umutlandıkça çaresizliğim artar.” Mezarım bu yerlerde kazılmışsa, Sevgiliye benden hüzünlü bir âh götür!, 15 Eylül 1921 (Malta Geceleri, Fırak-ı Irak ve Galiçya)
  • "Zaaf göstermek" mevcut kuvvetten istifade etmemek demektir. (Bir Abdülhamid Müdâfaanâmesi)
  • Namık Kemal vatan için öldü, Abdülhak Hamit edebiyat için yaşadı. (Namık Kemal)
  • Her yerde, her manzarada cem'iyet-i beşeri ve bilhassa o cem'iyetin şu'be-i İslâmiyyesini görür. O, hem tahkiyede hârikulâde kudret ve tasvîr ü ihsâsta tekellüfsüz ve cûşâcûş belâgatler gösteren bir şâir, hem eşyâyı ve vekayi'i ruhlarına ve serâirine nüfûz eden nazarlarla gören bî-menend bir râsıddır. Mehmed Âkif gibi şiirlerini bizzat yaşamış olan şâirlerin mâhiyet ve kıymetleri, eserleri serâpâ okunduktan sonra anlaşılır. Yazılarının yalnız bir veya birkaçını görerek hüküm vermek, bir vücûdun tek bir uzvunu tedkik ile hey'et-i mecmûası vemeselâ bir kemiğe bakarak, beşerenin güzelliğini teşhis etmeye çalışmak gibi bî-sûd ve nâ-kâfidir. (Mehmet Âkif)