Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu - Necip Fazıl Kısakürek Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu kimin eseri? Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu kitabının yazarı kimdir? Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu konusu ve anafikri nedir? Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu kitabı ne anlatıyor? Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu PDF indirme linki var mı? Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu kitabının yazarı Necip Fazıl Kısakürek kimdir? İşte Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Necip Fazıl Kısakürek

Yayın Evi: Büyük Doğu Yayınları

İSBN: 9789758180274

Sayfa Sayısı: 226

Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu eser İdeolocya Örgüsü'ne bağlı olarak benim en başa alınması gereken verimlerimden biri...

Eser 20 yıl kadar önce Ramazan ayında ve üç defada konferans şeklinde verilmiş ve üç gece teravihten sahur vaktine kadar sürmüştür.

"Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu" üç gecede dörder saatten oniki saat konuşan adamın muazzam davayı temellendirmeye ve bir (sentez)'e bağlamaya çalıştığı en kesafetli bir deneme kabul edilmelidir.

(Önsöz'den)

Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu Alıntıları - Sözleri

  • Her şey kendi aslı içinde seyreder, hiçbir asıl inhiraf ve başka bir asla inkılâp etmez.
  • Velî dua ediyor, diyor ki: -"Allah'ım istiğfarlarımdan dahi sana istiğfar ederim!" Buyurun! Çünkü istiğfarda samimiyet eksikliği var... "Ben bir daha yalan söylemiyeceğim, beni affet!" derken Allah'a en büyük yalanı söylüyoruz. Velî ise böyle istiğfar ediyor. Görüyor musunuz dinimizin hazine tarafının hudutsuzluğunu?..
  • İmam-ı Rabbani buyuruyor ki: "Sen dua edebiliyor musun; nail oldun demektir! Senin duanı kabul etmeyecek olan sana dua ettirmez!.."
  • En güzel iman, Muhiddin-i Arabî'nin dediği gibi, küfrün menşeini, kaynağını görerek vücuda gelendir. Küfrün kaynağını tanımak her mümine borç...
  • "Tek gaye Allah'ın rızası..."
  • Râbıtaya itiraz felakettir. Çünkü leblebi kafalılar zannederler ki, rabıta demek şeyhini mübalağa ile büyütmek, gaye zannetmek! Asla... O şeyhinin kılığından ilâhî huzura doğru çıkmak için bir bilet almaktan başka bir şey değil... Sırası gelmişken kaydedelim. Günün ucuz, gayet ucuz, bayağı ve ahmak inkâr modası içinde bir de formül vardır: -"Allah'la kul arasına girilir mi? Cevap vereyim; sizde söyleyenlere aynı karşılığı verin... Bana, bunu söyleyen bir profesöre şöyle dedim: -"Yahu, sen Üsküdar'a gitmek için bile vasıtaya muhtaçsın!.. Bütün beşerî vasıtaları elinden alsam, sen acaba potin mi giyebilirsin, sigara mı içebilirsin, yemek mi yiyebilirsin?.. İlahî huzura gitmek için vasıtasızlık ne demek? Elbette vasıtaya ihtiyaç var... Elbette Allah'la kul arasına girilemez! Fakat, Allah'la kul arasında münasebet kademeleri mevcut... Yoksa ey ahmak, Allah'la kul arasına hiç kimse giremez!.." Rabıta hâşâ, Allah'la kul arasına girmek değil... Hâşâ... Eğer bütün olarak, tüm olarak vasıtaya ihtiyaç olmasaydı, bir tane Nebî ve Resûl gelmezdi.
  • "Zaten sonunda herkesin sermayesi bir adet kefenden ibaret değil midir?.."
  • Yahudiler esrarlı mahlûklar... (Kapitalizm)i o kurar, (Komünizm)i o yapar, sonra o yıkar. Şimdi Yahudi'yi şöyle, kısaca tahlil edelim: Biri bir adım ileri attırırsa, diğeri gelir, o adımı geri aldırır. Peki, nedir bundan murad?.. Hiçbir yerde birlik bırakmamak... Bâtılda bile buluşturmak istemez insanları... Yahudi budur; ve hak veya bâtıl, her birliğe düşmandır. Tek gayesi, gizli Yahudilik hegemonyasını kurabilmek için insanlığı bölmek, ufalamak, çözmek ve çürütmek...
  • Sorar biri: -"Ey Allah'ın resulü cihad'ı ekber nedir?"... -"Tek insanın kendi nefsiyle boğuşması..." Yani milyonluk orduların, milyonluk ordularla, milletlerin milletlerle boğuşması cihad-ı asgar (küçük cihad)... Bir adamın kendisiyle boğuşması ise cihad-ı ekber (büyük cihad)... Bu da bütünüyle tasavvuftur. Bilenler ve nefsini tanıyanlar için nefse karşı Cihad...
  • Kitap mevzuunda memleketimizin ne hâlde olduğunu görmenizi isterim. Bunu bir cümle ile geçeyim; Profesörlerimiz kitapsızdır, şairlerimiz kitapsızdır. Yahya Kemâl'in yüzüne söylemiş ve onu kitaplık bir cehde davet etmiştim: "O nedir senin yaptığın? Radyum gibi miligram miligram tartılan keyfiyetin bile kemiyete istinadı şarttır!" Bu ona çok tesir etmişti; son zamanlarında bir hamaratlık gelmişti ona... 'Hürriyet' gazetesinde, şiirleri çıktı; ama yine kitaplık çapta değil... Ne yazık ki, bizde kitaplık çapta adam yoktur. Fransa'da bir lise mualliminin bile (orijinal) eseri vardır. Bugün Avrupa kültürüne örnek birçok adam vardır ki, ana eserlerini doktora tezleri olarak vermişlerdir.
  • "Dünya ahiretin tarlasıdır."
  • İmam-ı Rabbanî buyuruyor ki: -"Sen dua edebiliyor musun; nail oldun demektir!" Senin duanı kabûl etmeyecek olan sana dua ettirmez!..
  • "Edep, hududa riayet etmek demektir."
  • Hazret-i Âdem cennette Allah Resûlünün ismini gördü. "Kelime-i Tevhid" içinde... Ve Allah'a yalvardı: -"O'nun aşkına beni affet!" Allah da ona: -"Seni affettim!" dedi: "Onun aşkına..." O'nu böyle anlamak lâzım... Tasavvufta gayenin aslî sahibi Muhammedî hakikatin mazharıdır. Öbür nebîlerin hali de bu ferdî ve Muhammedî hakikat üzeredir. Bu mutlak ifade... Akla göre nispeti malûm fakat hikmeti tabiî yine aklın fevkinde...
  • "Din, edepten ibarettir!"

Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Üstad'ın bir Ramazan ayında 3 gecede, dörder saatten toplamda 12 saat olmak üzere teravihten sahura kadar yapmış olduğu konferansın, teyp kayıtlarınından derlenerek kitaplaştırılmış eseridir. Üstad takdim kısmında 20 yıl önce kadar bir Ramazan ayında bu konferansı verdiğini  naklediyor. Eserin ilk baskısı 1982 yılında olduğuna göre demek ki konferansın yapıldığı dönemde 1962 senesi olması gerekir, diye düşündüm ve araştırdım.  Konferansın ses kaydına denk geldim ve tarihini buldum :) Konferans tarihi: 13 Şubat 1963 _______________ Kitap iki bölüme ayrılmış 1. Bölüm de 》Batı Tefekkürü 2. Bölüm de 》 İslam Tasavvufu Konuları ele alınmış. Okurken, Üstadın birikimine hayran kalmamak imkânsız çünkü her konuya hâkim ve her konuda detaylı bir şekilde mevzuları anlaşılır şekilde naklediyor. Kısa ve kalın hatları ile Batı'yı, İnce ve mahrem çizgileri ile Doğu'yu... Batılılar, aklı baltalayıcı noktaya varmışlardır ama akılla abes, mümkünle muhal arasını ayırt edecek muvazeneyi elden kaçırmışlardır ve bir kere inandıkları için her türlü saçmalığa kucak açma felaketine düşmekten kurtulamamışlardır. İman ile akıl arası muvazeneyi bozmuşlardır. İslam'da akıl, evvela Allah'a teslim sonra kula iade edilir ve tam akılla hareket gerçekleşir. Şimdi, akıl deyince oradan iş felsefeye dökülüyor. Felsefe aklın, kendi hükümdarlığını göstermek için kurduğu müessise... Felsefe, bulmanın değil, boyuna aramanın yoludur. Tasavvufta gayenin aslî sahibi Muhammedî hakikatın mazharıdır.Öbür nebîlerin hali de bu ferdî ve Muhammedî hakikat üzeredir.Bu mutlak ifade...Akla göre nisbeti malûm fakat hikmeti tabiî yine aklın fevkinde... Tasavvuf, İslami ruh ikliminin su gibi güneş gibi ağaç gibi ana unsuru belki de hepsi birden... Son olarak, Üstad; "Bu eser İdeolocya Örgüsü'ne bağlı olarak benim en başa alınması gereken verimlerimden biri.."diyor. Es-selâm (Şeyma)

Batının, bütün eserini sıfıra indirici eksiği ruh, asl olarak Doğuda, ahiretin tarlası olan dünya fethine memur akıl da Batıda... Bu iki kutbu birleştirip bir ark lambası parlayışına vücut vermeden, yaşanmaya değer hayatın sırrı ele geçirilemeyecektir. (Bilal)

"Bu eser İdeolocya Örgüsü'ne bağlı olarak benim en başa alınması gereken verimlerimden biri .." Bu cümle ile başlamış Necip Fâzıl kitaba. Aslında bir kitap olarak kaleme alınmamış metin. Ramazan ayında teravih namazı ile sahur arasında verdiği birkaç konferansın ses kayıtlarının kitaplaştırılmış hali. Ama kitaba büyük önem atfetmiş kendisi. Batıyı anlatırken aklın sınırlarına özellikle vurgu yapmış. Tasavvufu anlatırken kendi ifadesiyle incelmiş. İtiraf edeyim, kitabı okurken böyle bir konuşmayı Dücane Cündioğlundan dinlemeyi çok istediğimi hissettim. Doğunun ruhu ile batının aklını mukayeseli olarak ele alabilecek ender şahsiyetlerden biri olarak görüyorum çünkü Dücane Hocayı. Necip Fazıl'daki mukayese doğunun üstünlüğü üzerine yoğunlaşmış ve sanki sığ kalmış. Şahıslar ve fikirler bağlamında dogu-batı mukayesesine değinmemiş Necip Fâzıl. Ama konuya giriş bağlamında elbette kıymetli bir eser kesinlikle. (Her iki alanda da vukufiyetim olduğu iddiasında değilim.) Birkaç alıntı paylaşmak istiyorum. Cidden etkilendiğimi gururla ifade edeyim. "Zevken idrak. Anlamadan anlamak." "Ne ki O zannesersin, O'na perdedir." "Fetva ile takvayı ayırmak lazım. Fetva umum içindir, takva husus için. Yani yalnızız orada." "Sahabeyi görseydiniz onlara deli derdiniz, onlar sizi görseydi size müslüman demezlerdi." "Tasavvuf nedir? İçtima ile zikr, istima ile vecd, ittiba ile amel...(Cüneyd-i Bağdadî)" (Vakti Garîbe Âlemi Muhal)

Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu PDF indirme linki var mı?

Necip Fazıl Kısakürek - Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Necip Fazıl Kısakürek Kimdir?

Ahmet Necip Fazıl Kısakürek, (d. 26 Mayıs 1904, İstanbul - ö. 25 Mayıs 1983, İstanbul) Türk ve İslamcı şair, yazar ve fikir adamıdır.

Necip Fazıl, 21 yaşında yayımladığı Örümcek Ağı adlı şiir kitabının ardından, 24 yaşındayken yayımladığı Kaldırımlar adlı şiir kitabıyla tanınmıştır.[2] 1934 yılına kadar sadece şair olarak tanınmış ve meşhur Bâb-ı Âli'nin önde gelen isimleri arasında yer almıştır. 1934 yılında Abdülhakîm Arvâsî ile tanıştıktan sonra büyük bir değişim yaşamış ve bu değişimi kendisi "...içimi öylesine bir sosyal mücadele ve cemiyeti yorma hamlesi kapladı ki, artık çalışamaz oldum." şeklinde tanımlar.

Bu tarihten sonra Türkiye'nin bir çok şehrinde konferanslar düzenlemiş, düzenlemiş olduğu konferanslarda ki sözlerinden dolayı hakkında dâvâlar açılmış ve bu dâvâlar neticesinde öncülük ettiği Büyük Doğu Hareketi'ne dair yayın yapan Büyük Doğu Dergisi yayın hayatı boyunca 16 kez kapatılmış, Necip Fazıl'ın eserleri toplanmış ve basımı yasaklanmıştır.

Necip Fazıl Kısakürek Kitapları - Eserleri

  • Çile
  • Çöle İnen Nur
  • Bir Adam Yaratmak
  • O ve Ben
  • Reis Bey
  • Aynadaki Yalan
  • İmân ve Aksiyon
  • Son Devrin Din Mazlumları
  • Kafa Kağıdı
  • Hikayelerim
  • Tohum
  • İdeolocya Örgüsü
  • Sabır Taşı
  • Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu
  • Doğru Yolun Sapık Kolları
  • Yunus Emre
  • Cinnet Mustatili
  • Ahşap Konak
  • Mümin - Kâfir
  • Dünya Bir İnkılap Bekliyor
  • Sahte Kahramanlar
  • Hazreti Ali
  • Abdülhamid Han
  • Bâbıâli
  • Sosyalizm, Komünizm ve İnsanlık
  • İbrahim Ethem
  • Ulu Hakan
  • Esselam
  • Peygamber Halkası
  • Para
  • Siyah Pelerinli Adam
  • Tasavvuf Bahçeleri
  • Kanlı Sarık
  • Canım İstanbul
  • Parmaksız Salih
  • Mukaddes Emanet
  • İman ve İslâm Atlası
  • Püf Noktası
  • Hesaplaşma
  • Müdafaalarım
  • Yeniçeri
  • Bediüzzaman Said Nursi
  • Künye
  • Nur Harmanı
  • Tanrı Kulundan Dinlediklerim
  • Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar
  • İstanbula Hasret
  • Vatan Dostu Sultan Vahidüddin
  • Türkiye'nin Manzarası
  • Öfke ve Hiciv
  • Deprem
  • Veliler Ordusundan 333
  • Rabıta-i Şerife
  • At'a Senfoni
  • Ufuk çizgisi
  • Başbuğ Velilerden 33
  • Dininizi Öğreniniz
  • Hac
  • Reşahat
  • İhtilal
  • Benim Gözümde Menderes
  • Moskof
  • Mektubat
  • Hitabeler
  • Konuşmalar
  • Vatan Şairi Namık Kemal
  • Katibim
  • En Kötü Patron
  • Yahudilik - Masonluk - Dönmelik
  • Gönül Nimetleri
  • Edebiyat Mahkemeleri
  • Villa Semer
  • Hücum ve Polemik
  • Rapor 1/2
  • Nasreddin Hoca
  • Çerçeve 1
  • Şiirlerim
  • Namık Kemal
  • Başmakalelerim 1
  • Cinnet Mustatili
  • Tiyatro ve Tesiri
  • Büyük Doğu Cemiyeti
  • Rapor 5/6
  • Çerçeve 2
  • Rapor 3/4
  • Rapor 11/13
  • Rapor 7/8
  • Dil ve Edebiyat
  • Rapor 9/10
  • Çerçeve 3
  • Vesikalar Konuşuyor
  • Hadiselerin Muhasebesi 1
  • Başmakalelerim 2
  • Senaryo Romanlarım (kod38)
  • Büyük Kapı
  • Necip Fazıl Bibliyografyası
  • Savaş Yazıları 1
  • Rapor 7/9
  • Çerçeve 4
  • Başmakalelerim 3
  • Rapor 4/6
  • Savaş Yazıları 2
  • Çerçeve 6
  • Hadiselerin Muhasebesi 3
  • Hadiselerin Muhasebesi 2
  • Rapor 1/3
  • Çerçeve 5
  • Ruh Burkuntularından Hikayeler
  • 101 Hadis
  • Aynadaki Yalan
  • Para
  • İki Hitabe
  • Rapor Aylık Dergi-Kitap Sayı 7
  • Ben ve Ötesi
  • Necip Fazıl Kısakürek
  • Altun Halka
  • Tiyatro Eserleri 1-2-3
  • Yolumuz Halimiz Çaremiz
  • Hikayelerim
  • Tanrı Kulundan Dinlediklerim
  • Büyük Doğu Dergisi Sayı:83
  • Yunus Emre - Kanlı Sarık - Para - Mukaddes Emanet
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Büyük Kapı - Ek -

Necip Fazıl Kısakürek Alıntıları - Sözleri

  • Bir saniyeden fazla yaşamaya hakkı olmayan sevinç!.. (Ruh Burkuntularından Hikayeler)
  • Ölü müyüm, diri miyim diye haber salmışsın İki gözün iki çeşmeymiş Saçına ak düşmüş, Kahırdan elin yüzün buruşmuş, Gözlerin yolda kalmış Şimdilik ne ölüyüm, ne diriyim, Bugün yaşıyanlardanım, Yarın öleceklerden biriyim... (Büyük Doğu Dergisi Sayı:83)
  • Odama kapandım, 7 günlük bir çalışma sonunda "Tohum"u bitirdim. (Konuşmalar)
  • Bu nasıl bir dünya, hikayesi zor; Mekanı bir satıh, zamanı vehim. Bütün bir kainat muşamba dekor Bütün bir insanlık yalana teslim. (İmân ve Aksiyon)
  • Demokrasi dediler, yalnız Allah’a ve Resûlü’ne sımsıkı kapattıkları kapı ve pencereleri başkalarına açık bıraktılar. Giren de girdi! Ve başımızdaki belâ dâsitâni, efsanevî bir başsızlık, sahipsizlik halinde tecelli etti. (Rapor 1/2)
  • İslamî nizamı propaganda ettiğimizi söylüyorlar. Şüphe mi var? Biz yalnız bu işi yapmıyor, bu işi yapmak için yaşıyoruz!.. (Müdafaalarım)
  • Umumiyetle içinin zindanında yaşayan bir insan olduğum için, hiçbir dekor kaygısına düşmeden yazarım. (Konuşmalar)
  • "Eğer bu eseri sahneye vaz ederseniz, Türkiye bütün İslam ülkeleriyle beraber son damla kanına kadar harb ilan edecektir." Ve Fransa demokrasi memleketi, hususi bir tiyatronun perdesini kapatamayacağı halde, kanun çıkartıp kapatmıştır, korkusundan. İşte adam böyle olur, hareket böyle olur. (Tiyatro ve Tesiri)
  • Bazıları "ben Allah'ı severim, ondan korkmam" der. Bilmez ki, korku sevginin ta merkezine yerleştirilmiştir. Sevgi korkunçtur; dağın tepesini seven, uçurumdan nasıl korkmaz? (Mümin - Kâfir)
  • İslam, Türkiye'de bozuldu ve her yerde bozuldu; Türkiye'de düzelmelidir ki, her yerde düzelsin!.. (Dünya Bir İnkılap Bekliyor)
  • Hamlet, bence en büyük eseridir; bir melankoli eseri... Ruhu içinde derinleşe derinleşe bütün cemiyet alakalarını kaybeder hale gelen ve ruhunun ısdırap kutbundan en mahrem iklimine geçen bir tipin hikayesi.. (Tiyatro ve Tesiri)
  • İnsanoğluna en çok dokunan sevmediğini sevmeye davet edilmesi değil de, sevdiğini sevmekten vazgeçmeye zorlanmasıdır. (Hazreti Ali)
  • “Japonları zafere eriştiren, ruh, disiplin ve bilgidir.” (Künye)
  • Sizə, universitetli hörmətli xanım, içində yaşadığınız dünya, fikrə fikirlə cavab verməyi öyrətmir, amma birkəlməlik qəlibləri yadda saxladır. Qutudan fiş çıxaran kimi, hər fikrin bircə kəlməlik mənasını çıxarırsınız, vəssəlam... Sonra da "axmaqlıq" yerinə "paradoks" özünüzü xəstəliyi sağaltmış həkim hesab eləyirsiniz. (Seçilmiş Əsərləri)
  • Beyaz perdede hissizlik, aşk ve alaka levhaları neden mi en haşmetli ilim kitaplarından daha fazla müşteri buluyor? (Çerçeve 2)
  • “Hiçbir sahtekarlık, hakikatin yüzünü boyayamaz.” (Para)
  • - Ne o Selma, ağlıyor musun? - Çok basit... Ben her zaman ağlarım...Her şeye ağlarım... (Deprem)
  • Hapishaneleri kaldırmak, kökünden kazımak ve cezalıları devlet emrindeki iş tesislerinde, şu veya bu suretle çalışmağa mahkûm etmek lâzımdır. Meselâ beş sene filân maden ocağında, üç ay falan yük taşıma işinde vesaire vesaire. (Vesikalar Konuşuyor)
  • - Sen şapkasız geziyorsun! Şapka giymen lâzım! Gel bizimle karakola! Zulmün bu kadarı olur. (Son Devrin Din Mazlumları)
  • Bana, temiz bir müminin anlattığına göre, asıldığı günün gecesi, saf ve dünyadan geçmiş bir İslam kadını, rüyada, Allah'ın Resülünü görmüş... Kâinatın Efendisi, kadına sol elini uzatmış... Kadın, acaba niçin Âlemin Fahri bana sağ elini uzatması diye düşünürken cevap gelmiş: Sağ elimde Adnan var!.. Bu bir rüyadır, hiçbir bakımdan şer'î huccet değildir ve yalnız görüldüğüyle hakikattir; öz hakikatiyse Allah'a malum.... Fakat her şeye rağmen, ötelere ve esrar âlemine inananlar için güzel bir ümit vaadı... Eğer Allah, Islâmiyeti koruduğun yalanını, sana, o beyin yırtıcı ve yürek delici yalnızlığın içinde doğrulttuysa, sen bir şehitsin ve Allah Resulü'nün ilyltifatına layıksın... Elveda Adnan Bey! İnşallah yeni yetişeceklere ders olsun!.. Elveda!.. (Benim Gözümde Menderes)