Bazı Yollar Yalnız Yürünür - Özgür Bacaksız Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bazı Yollar Yalnız Yürünür kimin eseri? Bazı Yollar Yalnız Yürünür kitabının yazarı kimdir? Bazı Yollar Yalnız Yürünür konusu ve anafikri nedir? Bazı Yollar Yalnız Yürünür kitabı ne anlatıyor? Bazı Yollar Yalnız Yürünür PDF indirme linki var mı? Bazı Yollar Yalnız Yürünür kitabının yazarı Özgür Bacaksız kimdir? İşte Bazı Yollar Yalnız Yürünür kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Özgür Bacaksız
Yayın Evi: Destek Yayınları
İSBN: 9786053113867
Sayfa Sayısı: 144
Bazı Yollar Yalnız Yürünür Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kitapsız, çiçeksiz, hayvansız, vicdansız, doğrusuz insandan uzak dur.
Umudu öldürüp, nefreti toprağa dikmek isteyenlerden uzak dur.
Hayatı sadece ideoloji ve düşünce olarak görenden uzak dur.
Mutlu olmanı, sorgulamanı, düşünebilmeni kendilerine yapılmış bir tehdit olarak görenlerden uzak dur.
Kendilerine duydukları yabancılık yüzünden karşısındakini kötü bilenlerden uzak dur.
Nefreti evinin kapısına koyan, artık her dışarı çıktığında avucunda nefret taşıyanlardan uzak dur.
İnsan hayatına olan saygısızlığı bir övünç madalyası gibi, gurur mekanizması gibi görenlerden uzak dur.
Kelimeleri özenle seçmeyen, her cümlesi biat olan, her sözcüğü toz olandan uzak dur.
Sesinin tonu kalbinin tonundan çok olanlardan uzak dur.
Çünkü neye çok yaklaşırsan, neyi çok biriktirirsen, ona dönüşürsün.
Bazı Yollar Yalnız Yürünür Alıntıları - Sözleri
- Aldırma kötülüğe, küçük şeylere sığın umut orada.
- Düşüncelerin ürperti havasında dolaştığı bu yaşlarda insan bir şey istiyor. Tek bir şey. Bir sıcaklık. O gölgeye gelecek tek bir ışık istiyor. Bir başka yüz, bir başka sahil kasabası, masum gözlere dalıp gitmek...
- Meyve mevsiminde, papatya ikliminde, deniz durgunluğunda, insan sabrında güzeldir.
- zamanında tadılan hissiyat, zamansız tercih edilen mutluluktan daha kıymetlidir.
- “Bir şeyi kaybedeceğinizi anladığınız zaman, o şeyi daha çok seversiniz.”
- Her şey bitmek için başlar...
- Yalnızlığın hiçbir şeye ihtiyacı yok. O her şeyi öğretir.
- İnsanlara bir gün sana geri dönecek olan her şeyi ver. Tek bir kez pişman olmamak için doğru şeyleri ver. Kanadı kırılıp dönemeyenlere yardım et, gökyüzü herkesindir. Sevgi budur, gidene, dönene, kalana yol ortasında yardım etmek.
- Umudu öldürüp, nefreti toprağa dikmek isteyenlerden uzak dur.
- Dostları uçurum kenarına beklerim, düşecek kenarlara, kıvrımlı yollara. Bir ovanın düzlüğüne değil, bir bataklığın tam ortasına beklerim.
- Zarar vermeyerek değil, zarar vermeyi bile düşünmeyecek kadar merhametli olursun. "
- Ne çirkin bir felsefedir, bir noktaya ulaşınca herkesi geride bırakmak.
Bazı Yollar Yalnız Yürünür İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bazı Yollar da Takipçi Satın Alarak Yürünür: YouTube kitap kanalımda Bazı Yollar Yalnız Yürünür kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: https://youtu.be/cZco9tl4rBs Binlerce kişinin okuduğu ve hatta yüzlerce kişinin epey yüksek puanlar verdiği, kitap fuarında bana sıkça sorulan bir kitabı yorumluyorum bugün, toplaşın. Yine çok acayip yerlere gittim... Sabah duşunu her gün Ganj Nehri'nde alan ve Ferrari'sini hiç düşünmeden satan bilgenin galericisi olduğu söylenen Özgür Bacaksız'ın bu "felsefe" kitabına konuk oluyoruz. Google'a Özgür Bacaksız hakkında bilgi almak için girdiğimizde görüyoruz ki yazar hakkında "Türkiye'ye felsefeyi sevdiren genç bir yazar Özgür Bacaksız." cümlesi yazıyor. Hmm, peki. E eğitimi, mezuniyeti, uzmanlık alanı neymiş bir bakalım dediğimizde ne görüyoruz? Adıyaman Üniversitesi muhasebe mezunu. Yani tam bir win-win olayı var. Ben şu an Manisa Celal Bayar Üniversitesi tütün eksperliği bölümünden mezun olup kuantum fiziği üzerine kitap yazsaydım bence daha az absürt görünürdü diye düşünüyorum. Neyse, biz incelemeye devam edelim... Kitabın ana felsefesi: "Kendine, “birilerine hiçbir zaman ihtiyacın olmayacağını” sürekli tekrarla." Ne kadar mantıklı değil mi? Yani Özgür Bacaksız, bu kitabını yayımlatabilmek için kesinlikle bir ağaç kesme ve boylama operatörüne, o ağaçları taşıyan kamyon şoförüne, kağıt fabrikasındaki işçilere, yayınevi sahibine, redaktöre, editöre ve özellikle de bu kitabı sadece Kitapyurdu'ndan alan 10 bin okura hiçbir zaman ihtiyaç duymamıştır bence de. Kitaptan yoğun bir Nilgün Bodur kokusu geldiğini söylemem gerek, yani felsefe kitabı niyetiyle alıp internet gazetelerindeki tıklama tuzağı haberlere tıklamışcasına bir tat almış oluyorsunuz. Birkaç alıntı söylemem gerek bunu kanıtlamak için: "Umudu öldürüp, nefreti toprağa dikmek isteyenlerden uzak dur." (s. 11) demiş Özgür Bey. Bu düşünce güzel bir düşünce fakat işin sıkıntısı şu... Bu cümleyi dedikten 1 sayfa sonra Özgür Bey, Nietzsche'den alıntı vermekle başlıyor kitabına. E Nietzsche'nin "Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır." alıntısı yok muydu? Ben bugüne kadar çok çelişkili insan gördüm ama Özgür Bacaksız kadar çelişkilisini de az görüyorum. Bunu birazdan daha iyi anlayacağız. Kitap, 1 sayfa yazı 1 sayfa resim olacak şekilde ilerliyor. Kitabın ana temasının başkasına ihtiyaç duymamak olduğunu söylemiştim. Hemen 13. sayfasında ise bizi şu fotoğraf karşılıyor: https://i.ibb.co/cvdZFpN/e-satran.jpg Evet, satranç. Sanırım Özgür Bacaksız, dünyaca ünlü Garry Kasparov'un bile yapamadığı başkasına ihtiyaç duyulmadan oynanan tek kişilik satranç adlı bir oyunu icat etmiş. Stefan Zweig'ın bunu göremeden ölmüş olması gerçekten çok üzücü... Esas bomba kısımlardan birisi şu, 15. sayfada ve daha pek çok sayfada ego ile ilgili yazanlardan birisi şu : "Egosunun zincirine takılanlar ne âcizdir." Kitabın sonraki sayfalarında Sigmund Freud'dan alıntılar veren Özgür Bacaksız'ın, Freud'un id, ego ve süperegosundan zerre kadar haberi olmadığına adım kadar eminim. Çünkü bak kardeşim, ego sağlıklı bir insan olmanın baş şartlarından biri zaten. Ego, ne kadar iyi çalışırsa o kadar kimliğin bütün olur, sorgulayabilir ve kendine hakim olabilirsin. Yani senin sandığın gibi halk dilindeki ego, yanlış bir kullanımdır. Egosunun zincirine takılanlar esas insan olmayı başarabilen büyük filozof ve yazarlardır. 19. sayfada; "Gözlerin... O güzel gözlerin saflığını yitirdi. Görüp de müdahale etmedin, edemedin, çürüdü gözlerin." diye bir alıntı geçiyor. E tamam güzel, böyle bitirseydin keşke. Hemen bir sayfa sonra bir resim paylaşılmış, o da şu: https://i.ibb.co/9y3JmG9/ha.jpg Bilmeyenler için bunun ne olduğunu söyleyeyim, "Psychedelic Tapestry" Yani saykodelik dokuma, işleme demek. LSD tribine giren insanların halüsinasyon gördükleri zaman neler gördüğünü temsil eden illüstrasyon çalışmaları bunlar. Yani o güzel gözlerinin saflığını yitirip çürümesi çok normal bence kardeşim. Kitabın içinde herhangi bir felsefeyle uzaktan yakından alakası olmayan şeyler dendikten sonra her sayfa arasında şu tür resimler var: https://i.ibb.co/FYK1sV5/bu-ne-la.jpg Biraderim, felsefe ile resimdeki kübizm akımının nasıl bir alakası var? Hayır, okur anlamaz zaten, okur gerizekalıdır, güzel bir resim der ve geçer diyorsunuz biliyorum. Ama ben geçmiyorum işte gördüğün gibi, üzgünüm. 99. sayfada "Esnek ol, bazen Gandi, bazen Mevlana ol." demiş kendisi. Valla benim Vodafone'da esnek paketim var, ben bile istediğim zaman Gandi, istediğim zaman Mevlana, hop bugün de canım sıkıldı biraz Zeus olayım diyemiyorum. Ama bir telefon şirketi eğer bir gün tasavvuf paketi çıkarırsa eminim ki Özgür Bacaksız bu fırsattan istifade edip hemen esnek tasavvuf paketine geçecek gibi duruyor. Bu kadar şey dedikten sonra en son olarak bir de kitabın -evet kitabın- Instagram sayfasına bir göz atalım: https://www.instagram.com/felsefeklubu/ Kitap en fazla 20-25 bin satılmış olmasına rağmen sayfanın 680 bin takipçisi var. Yorumlarda hep aynı tip baş parmaklı onaylamalar, süperler, aman ne güzeller, yani parayla sahte yorum yazdırmalar falan... Yani sayfanın epeyce bir takipçi satın aldığını ilkokul çocuğu bile anlayabilecek kapasitede. E kardeşim, sana sormazlar mı? Hani "Kendine, “birilerine hiçbir zaman ihtiyacın olmayacağını” sürekli tekrarla." diye? Lan zaten Türkiye'de felsefe ile ilgilenen insanları toplasan kaç kişi eder? Demek ki, kendine, takipçi satın alma hariç olarak birilerine ihtiyacın olmayacağını tekrarla olarak değiştirmen gerek o sözü. Duymak istediklerinizi ve hoşunuza gidecek şeyleri söylüyor diye bu tür kitaplara prim veriyorsan Allah veya inandığın hangi Tanrı ise o sana akıl fikir versin kardeşim ama ben yine de sana bir kıyak yapıp felsefeye başlangıç yapabileceğin birkaç kitap yazmış olayım. Bu iyiliğimi de unutma. Kıps. 1- Büyük Filozoflar (Platon'dan Wittgenstein'a Batı Felsefesi), Bryan Magee 2- Felsefeye Giriş, Ahmet Arslan 3- Felsefeye Giriş, Kazimierz Adjukiewicz 4- Felsefenin Temel Disiplinleri, Heinz Heimsoeth 5- Felsefe Sorunları, Bertrand Russell Bonus: 1- Felsefe Sözlüğü, Ahmet Cevizci 2- Sofie'nin Dünyası, Jostein Gaarder (Oğuz Aktürk)
Çalışma masasının ucundan bulunabilir. Ara ara açıp bir kaç sayfa okuyabileceğimiz, güzel bakış açıları kazandıracak eserlerden. Bende Sokrates'in "Erdemli insan" kavramını canlandırdı okuduklarım. Felsefe, edebiyat vs alanında çok bilindik insanların sözlerini kendi düşünceleri ile desteklemiş. Sayfalarda hoş çizimler olan kısa bir eserdi fakat sürekli kişisel gelişim hakkında olması beni boğdu tarzım olmadığından. Yine de okunmaya değer kişisel gelişim tarzında bir kitap. Tavsiye ediyorum:) (ferda)
Bu kitabı yaklaşık iki buçuk yıl kadar önce sırf merak ettiğim için almıştım çünkü sosyal medyada birçok reklamda sürekli karşıma çıkıyordu. Ama kitap tam bir hayal kırıklığı... Yani ben anlamıyorum, dünyaca ünlü yazarların kült olmuş kitaplarından en sevilen cümleleri alıp kopyala yapıştır yapmak kitap yazmak mı oluyor? Ya da bunu yapan insan yazar mı oluyor?? Üstelik kitaba kendi kattığınız hiçbir şey yok. Edebi bilgi desen yok, felsefe desen yok, yani bu kitabı yazan kişi neyi başarmış da yazar vasfını almış ben anlamadım. Sözlerim sadece bu yazar için geçerli değil. Hiçbir şey bilmeden , hiçbir şey öğrenmeden, hiçbir birikim yapmadan, pat diye kitap çıkarıp kendini yazar ilan eden herkese bu sözlerim. Yani arkadaşlar ne bu kitabı alıp okuyun, ne de bunun gibi başka kitapları alıp okuyun. Hem paranıza, hem zamanınıza, hem gözlerinize, hem de sinirlerinize yazık :) (Tuba)
Bazı Yollar Yalnız Yürünür PDF indirme linki var mı?
Özgür Bacaksız - Bazı Yollar Yalnız Yürünür kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bazı Yollar Yalnız Yürünür PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Özgür Bacaksız Kimdir?
Üniversite öğrencisi olduğu günlerde, ev arkadaşları batak oynarken o kitap karıştırıyordu. En sevdiği paragrafların altını çizmekle yetinmedi, paylaşmak istedi. Bilgisayar başında bu kadar boşa zaman geçirme eleştirileri altında, Felsefe Kulübü adında bir Facebook grubu kurdu. 50 arkadaşıyla başlayan kulüp, 4 yılda 1.700.000 üyeye ulaştı.
Üye sayısıyla, Türkiyenin en büyük felsefe kulübü oldu. Facebookta açılan tüm beğen sayfaları içinde ilk 10 a girdi. 25 yaşında ilk kitabı yayınladı. En beğenilen felsefi sözleri, Bilgelikle Yaşama Sanatı adıyla kitaplaştırdı. Kitabının arka kapak yazısını Mümin Sekman yazdı.
Bilgelik sevgisi anlamına gelen felsefeyi Türkiyede yaygınlaştıran, başarısıyla Facebook fenomenlerinden biri olan Özgür Bacaksız, başarı hikayesini anlattı
1-Bize biraz kendinizi tanıtır mısınız? Özgür Bacaksız kimdir?
Diyarbakırda doğdum. 25 yaşındayım. Hatay/İskenderunda yaşadım, ailem hâla orada. İskenderun bizim için ikinci memlekettir. 25 senedir oradayız. Babam emekli öğretmen, annem ev hanımı. Bir abim var uzman doktor , bir de kardeşim var o da liseye gidiyor. Annem hep subay olmamı isterdi. Adıyaman Üniversitesinde muhasebe okudum, şu an açıköğretim felsefe bölümünden devam ediyorum. Yazı yazmaktan, kitap okumaktan, sorgulamaktan son derece memnunum. Şu an tek bir amacım var sosyal anlamda, bilgi ve yazı anlamında bu ülkeye, insanlara bir şeyler verebilmek.
2-Felsefeye olan ilginiz nasıl başladı?
Felsefeye ilgim üniversite yıllarımda başladı, o yıllarda kişiliğimde sorgulamacı bir eğilim doğmuştu. Sanırım geçmişten gelen bir eksiklik vardı bilgi anlamında, bu eksikliği felsefi bilgi ve değerlerle kapatmaya çalışıyordum.
3- Felsefe Kulübünün kurma fikri nasıl doğdu? Kulüp nasıl büyüdü?
Yine aynı dönemde, yani üniversite yıllarımda kurdum Felsefe Kulübünü. Genelde odamdaydım, yalnız kalırdım. Ev arkadaşlarım sürekli batak oynarlardı, ben ise araştırmayı ve karıştırmayı, bilgisayar işlerini severdim. O ara en sevdiğim sığınaktı kitaplar. Kulübü açmamda kitaplara olan ilgim en etkili faktördü.
Sayfayı açtığımda içinde fazla üye yoktu, dostlarım, yakın arkadaşlarım. Yani toplasanız 50 kişi anca vardı. Ama sayfa 50 kişi de olsa ben sürekli özgün alıntılar, paylaşımlar, felsefi fragmanlar atardım. En başından işinizi iyi yapmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu 50 kişinin de o paylaşımları beğenmesi, paylaşması kısa zamanda sayfanın 1000 kişi olmasına vesile oldu
Tabi 1000li rakamlara geçince sayfa ve yaptığınız iş daha özveri daha çok özgünlük istiyor. Beni tanımayanlar da vardı, belki farklı görüşten insanlar da. O gün bugün yani 4 yıldır her zaman özgün oldum, hiçbir zaman seçkin ve kaliteli sayfa yapısını bozmadım. Bugün 2 milyona geldiyse üye sayısı en etkili nedeni budur. Farklı bilgileri, değerleri, cümleleri, paragrafları arayan insanlar kulübe üye oldular ve geneli memnun. Bu sevindirici tabi.
4. Projenizin fikirsel hazırlık süreci ve hayata geçirilmesi aşamasında yapamazsın ya da başarılı olamazsın diyenler oldu mu? Şayet oldu ise bu tutumlar sizi nasıl etkiledi?
Aslında bu proje miydi, hobi miydi bunu tam olarak bilmiyorum, ilk yıllarda hedefim yoktu. İlk sayfayı kurduğu zamanlarda ailem, çevrem, yakın dostlarım bilgisayar başında fazla durmama üzülürlerdi! Benim için ise bu boş zaman kaybı değil, orada işin aslı eğitimdi, bilgi dünyasında olmaktı. Eğitim üzerine işler yapmak sanal bile olsa insana ilham veriyor. Yani kendimi, düşüncelerimi değiştirmeme internet önayak oldu. Felsefeyi tanımlayan bir özdeyiş vardır,: önemli olan varmak değil yolda olmaktır Ben de seviyordum yolda olmayı. Kimseyi dinlemeden bir ağaca sürekli gübre ve su verdim. İnsanlara 4 yıldır taze, özgün, bilgi dolu paragrafları sunuyorum. Ben sadece işimi yaptım, aynı hassasiyeti sürdürdüm, sürdürüyorum.
5. - Başardım duygusunu hangi eşiği geçtikten sonra hissettiniz? Felsefe Kulübünün yakaladığı başarıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sayfanın üye sayısı bir milyonu geçtikten sonra bir şeyleri başardığımı düşündüm. Bu ülkede her kesimden insanın felsefeye ilgi gösterdiğini, bazı şeylere karşı merakla yaklaşıldığını gördüm. Belki uyuyan devi uyandıramadık ama uyanması için dürttük! Benim için en büyük mutluluk bu. Düşünsenize yüzbinlerce sayfa var, şirket sayfaları var, sanatçı sayfaları var, futbol sayfaları var ama biz eğitim ve felsefeden gidiyoruz, üye sayımız iki milyona yaklaştı. Bundan daha çok ne gurur verebilir?
6. Gönderilerinizi seçmekte başarılısınız k, bu kadar büyüdünüz. Sözleri neye göre seçiyorsunuz? Kulübü yönetirken ilkeleriniz/prensipleriniz neler?
Sözleri ve paragrafları evrensel bir bakış açısıyla seçiyorum. Her ideolojiden, her düşünceden, ayrı dünyalardan insanlar mevcut. Bazen tüm kitleye hitap etmek zor oluyor. Bazen mahalle baskısına da maruz kalıyoruz tabii! O yüzden ince eleyip sık dokuyorum. Bana göre her bilgi değerlidir, her filozof, her yazar, her düşünce adamı değerlidir. Felsefenin güzelliği de burada yatıyor aslında, evrenselliğinde ve çeşitliliğinde.
7. Felsefe Kulübünün geleceğine dair planlarınız neler?
Bugüne kadar sayfayı ne ticari ne de ideolojik kullandım. Sadece sanal bir kütüphane havasında, insanları bilgilendirerek mutlu etmek istedim. Gelecekte gerçekten böyle bir kulübün reel anlamda da var olmasını istiyorum.Bazı şeyler artık sanaldan reele taşınmalı. İnsanlara sosyal anlamda bir şeyler vermeliyim diye düşünüyorum. Bilgelikle Yaşama Sanatı kitabı reele doğru adımımızın ilk aşaması. Okunmamış paragrafları, görülmemiş bilgileri insanlara aktarmalıyız.
8. Bilgelikle Yaşama Sanatı adlı bir kitap hazırladınız. Bilgelikle Yaşama Sanatı konusunda neler tavsiye edebilirsiniz?
Bilgelikle Yaşama Sanatı kitabını 7 ayda derledim. Derlerken kulübün verdiği istatistikleri kullandım, yani sosyal medyada insanların en çok ilgi gösterdiği paragrafları, filozoflardan fragmanları , bilgelik hikayelerini bir araya getirdim. Bu alanda böyle bir çalışma ilk. Özdeyiş derlemesi şeklinde antoloji kitapları var, ama filozoflardan ve yazarlardan paragrafları bir arada görmek daha yararlı diye düşünüyorum. Bence başucu kitabı olabilir, değerli paragraflar var. Felsefeye gönül veren tüm dostların kitapçıda bir göz atıp karar vermesini isterim.
9. Kitabınızın arka kapak yazısını Mümin Sekman yazmış. Sekmanın kitaplarının hayatınızda bir rolü var mı?
Evet, arka kapak yazısını değerli Mümin Sekman yazdı. Ona içten teşekkürlerimi iletiyorum. Ben kendimi onun öğrencisi gibi gördüğüm için ona hocam derim. Hocamla İstanbulda tanıştık, sayfa 1.000.000 olduktan sonra İstanbula gelmiştim. Hayatım yayın ve yazar dünyasına kaydı. Yaptığım iş, kitlem, çevrem hep bu dünyadaydı.
Yine Üniversite yıllarımda Her Şey Seninle Başlar kitabını okumuştum, bizim dönemimizde o yılların gerçekten en değerli kitapları arasındaydı. Özellikle üniversitede başarı üzerine kitaplar bizim için çok önemliydi. Benimde bir çırpıda okuyup bitirdiğim kitaplardandı. Kitap içinde felsefi, bilimsel örnekler, cümleler, bilgece paragraflar çoktu. Bence temel başarı kitapları arasındaki en nadir eserlerdendi
Her yaştan insan okumalı, okutulmalı.
Bir gün hocama mail atmıştım, birkaç konuda onun düşüncelerini almak, bilgi anlamında onunla çalışmak, beraber sosyal alanda iş yapmak istemiştim. Sonra onunla tanıştık ve beraber iyi işler yaptık diye düşünüyorum. İnsan bazen klavuza ihtiyaç duyar. Benim bu şehirdeki ve bu hayatımdaki kılavuzum Mümin Sekman. Kendisinden daha öğrenecek çok şeyim var, bunun bir listesini yapmadım. Listeyi doldurmak önemli değil, önemli olan listeye eklediklerini iyi uygulamak. Ben de hocamın öğütlerini, eğitim alanında bana verdiği tüm bilgeliği kendi hayatıma yansıtmaya çalışıyorum.
10. Attığınız bir mesajın milyonlarca insana ulaşması nasıl bir duygu?
Paylaşımların milyonlara ulaşması tarifsiz bir duygu. Öğrenmekten mutlu olan milyonlarca insana, onları mutlu eden bir bilgi parçası veriyorsunuz. Farklı insanlar, duygular, düşünceler, yorumlar. Bu kadar farklı insan çeşidi olduğunu görmek de güzel bir duygu. Her insan gerçekten mücevherdir. Biliyorum buna inanmıyoruz, klişe olduğunu düşünüyoruz. Ama inanın bana her insan bir mücevher. Ve herkesin içinde yatan o merak duygusu, insanların kendilerini bulmalarının anahtarıdır bence. Sayfayı takip eden milyonlarca insan bunun farkında. Hayatın anlamını arayanların platformudur Felsefe Kulübü.
11. Alanınızda en çok üyesi olan sayfayı 4 yılda oluşturmayı başardınız. Farklı konularda sayfa açıp da sizin başardığınızı başarmak isteyen gençlere önerileriniz nelerdir?:)
Önerim şu ki; gerçekten insanlara faydalı olan işi yapsınlar, o özgünlüğü yakalasınlar. Kopya bir yaşam, zincirlere takılı kalmak insanı özgür kılmaz. Farklı olanı, insanlara lazım olan tüm bilgileri ortaya çıkarmamız lazım.
12. Kitabınız yeni çıktı; çiçeği burnunda bir yazar olarak, ilk kitabınızın çıktığını görmek nasıl bir duygu? Kitabınızla ilgili gelişmeler neler?
Evet. Felsefe Kulübü / Bilgelikle Yaşama Sanatı kitabı bir hafta önce Destek yayınlarından çıktı. Kitabı kendi üyelerim için derledim aslında, Felsefe Kulübünün kitap hali de diyebiliriz. Tabi sayfaya üye olmayan insanların da okuması gurur verici. Şu an ilk hafta olmasına rağmen çok heyecanlıyım J Çünkü sanaldan reele adım attık. Bu heyecan başka! İlk haftada çok satan kitaplara girmiş durumda. Raflarda, özellikle felsefe raflarında insanlar çok ilgi gösteriyor. 2. Baskıya da geçti. Çok yakında 3. Baskıya da geçer gibi gözüküyor.
Çok satması değil de çok okunması taraftarıyım. Yani aynı kitabın birden fazla okunmasını isterim. Çünkü oradaki paragraflar hayatın her evresinde gerekli. Siz yenilendikçe okuduğunuz o metinler de yeni anlamlar kazanır. Kütüphanelerimizde olması gereken bir kitap. Gerçeği söylemek gerekirse kendime yazar demiyorum , ama yazarlık yolunda bir adım attığımı biliyorum. İlerde kendi kitaplarımı oluşturduğumda bu bana tecrübe olacak. İnsanlar için yararlı bir işe imza attığımı düşünüyorum ve devamının geleceğini umuyo
Özgür Bacaksız Kitapları - Eserleri
- Bazı Yollar Yalnız Yürünür
- Deli Çocuğun Güncesi
- Mutsuz Çocuklar Ülkesi
- Yaşamak Sakinlik İster
- Bilgelikle Yaşama Sanatı
Özgür Bacaksız Alıntıları - Sözleri
- "Yükseğe çıkması çok zor, ama düşmesi de bir o kadar kolaydır." Montaigne (Bilgelikle Yaşama Sanatı)
- Sonuçta üç şey önemlidir: Ne kadar sevdiğiniz, ne kadar nazik yaşadığınız ve sizin için uygun olmayan şeyleri ne kadar zarif bir şekilde bıraktığınız. (Yaşamak Sakinlik İster)
- zamanında tadılan hissiyat, zamansız tercih edilen mutluluktan daha kıymetlidir. (Bazı Yollar Yalnız Yürünür)
- Kelimeler bazen sessizlikte gizlidir, onu duymak için susman gerekir. (Yaşamak Sakinlik İster)
- Çok yalnızdım, hiç tek başıma yaşamadım. Başka bir yalnızlıktı bu. Kalabalıkların asil yalnızlığı. Birileri vardı hep, dostlarım, ailem, hayallerim. Birileri hep vardı, hissederdim, göremezdim, acı verirdi. (Deli Çocuğun Güncesi)
- Zarar vermeyerek değil, zarar vermeyi bile düşünmeyecek kadar merhametli olursun. " (Bazı Yollar Yalnız Yürünür)
- Çocukluktan sonraki tüm çabalar delik bir balonu şişirme uğraşı kadar boş... (Mutsuz Çocuklar Ülkesi)
- Acı, büyümenin bir parçasıdır. Ve unutmayın, bir şey canınızı yaktığında içinizdeki başka bir şey bastırılmıştır. Acıdan kaçınmaktansa içine dalın. Bırakın canınız yansın! Tamamen acısın ki yara tamamen açılsın. Yara bir kere tamamıyla açılırsa iyileşmeye başlar. Acıyı hissettiğinizde ondan kaçarsanız, acı içinizde kalır ve tekrar tekrar karşınıza çıkar... (Bilgelikle Yaşama Sanatı)
- Kendin kendine iyi geldikten sonra, başkasının sana nasıl geldiği, senden nasıl gittiği önemsiz... (Yaşamak Sakinlik İster)
- Ne çirkin bir felsefedir, bir noktaya ulaşınca herkesi geride bırakmak. (Bazı Yollar Yalnız Yürünür)
- Ve bazen kimseyi suçlayamazsın,çünkü bilirsin, mutsuzluk kendi seçimindir... (Mutsuz Çocuklar Ülkesi)
- Aldırma kötülüğe, küçük şeylere sığın umut orada. (Bazı Yollar Yalnız Yürünür)
- Modern dünyadaki ilk ruhsal ilaç, insanın aynaya ve kendine bakmasıdır. Kendi yerini ve tımarhanesini,yalnızlığını, gerçeklerini bilmesidir, deli olduğunu kabullenmesidir. Bunun dışındaki her kaçış yine kendini arayıştır. (Deli Çocuğun Güncesi)
- Çevrende ne kadar enerjini çalan insan varsa, kafanda bir o kadar gürültü vardır. (Yaşamak Sakinlik İster)
- Meyve mevsiminde, papatya ikliminde, deniz durgunluğunda, insan sabrında güzeldir. (Bazı Yollar Yalnız Yürünür)
- Kaçıyorduk işte, birbirimizden kaçamayacağımızı bilerek. (Deli Çocuğun Güncesi)
- “Kim olduğunu belirleyen şey çizdiğin sınırlardır. Nerede hayır diyebildiğine, nerede neden hayır diyemediğine bak. Bu sana kim olduğunu ya da kim olmadığını gösterir.” (Yaşamak Sakinlik İster)
- “Dünya acıtıyor, ama zamanla bitiyor. Acı olan her şey…” (Mutsuz Çocuklar Ülkesi)
- Gurursuzluğun ve umutsuzluğun altında “gitmek” bazen yaşamak için sebeptir, acı da olsa hayatta kalmanın eylemidir. (Mutsuz Çocuklar Ülkesi)
- Tüm belalar yalnız ve sakin kalma yeteneğimizin olmayışından gelir başımıza... (Yaşamak Sakinlik İster)