Ben Ben - Maggie O'Farrell Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Ben Ben kimin eseri? Ben Ben kitabının yazarı kimdir? Ben Ben konusu ve anafikri nedir? Ben Ben kitabı ne anlatıyor? Ben Ben PDF indirme linki var mı? Ben Ben kitabının yazarı Maggie O'Farrell kimdir? İşte Ben Ben kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Maggie O'Farrell

Çevirmen: Kıvanç Güney

Editör: Algan Sezgintüredi

Tasarımcı: Betül Güzhan

Orijinal Adı: I Am, I Am, I Am: Seventeen Brushes with Death

Yayın Evi: Domingo Yayınevi

İSBN: 9786051981475

Sayfa Sayısı: 280

Ben Ben Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ölümcül seyreden bir çocukluk hastalığı, neredeyse felaketle sonlanacak bir ergenlik isyanı, ıssız bir patikada bir seri katille karşılaşma, eksik personelli bir hastanede beceriksizce yaptırılan bir doğum. Bunlar çağdaş edebiyatın önemli yazarlarından, Costa Ödülü sahibi Maggie O’Farrell’ın bizzat yaşadığı ve bu sıra dışı anı kitabıyla okuruyla paylaştığı, ölümle on yedi karşılaşmasından sadece dördü. Gerçek, soluksuz bırakan ama hepsinden öte, bizlere “derin bir nefes alıp kalbimizin atışını dinlememizi” hatırlatan bir anı-roman.

"Nefes kesecek kadar iyi." Guardian

“O’Farrell eline okla yayı alıp doğrudan kalbe nişanlıyor.” Times

“Ölüm hakkında olup da kendimi bu kadar canlı hissettiren hiçbir kitap olmadı.” Tracy Chevalier

“O’Farrell her manada bir mucize. Bu kitabı asla unutamayacağım.” Ann Patchett

Ben Ben Alıntıları - Sözleri

  • Çocuksanız, kimse size öleceğinizi söylemiyor. Kendiniz anlamak zorunda kalıyorsunuz.
  • Çocukken itilip kalkılmışsanız ya da birileri size vurmuşsa, o acizlik ve savunmasızlık hissini, sevecenliğin göz açıp kapayıncaya, bir nefes alıp verinceye kadar nasıl acımasızlığa dönüşebildiğini asla unutmuyorsunuz.
  • Notlarım, onları şapkadan çıkarabilme becerim elimdeki tek şeydi; bir tek bu işte iyiydim.
  • Ölmeye, savaşmaktan vazgeçmeye hazırdım. Bunu yapmak hayatta kalmaktan daha kolay olacaktı.
  • Hepsi bitti. Artık o defteri kapatmam lazım. Hikayedeki sözcükler aracılığla şairle kurduğum o bağı seviyordum. O bağa güveniyordum. Kitabın sayfalarından geçmişe uzanarak o kadının elini tutmuştum sanki. Ama ondan da vazgeçmeliyim. O kitabı bir daha yıllar boyu okumayacağım.
  • Mesele, içimdeki özgür olma, her şeyden bağımsız olma arzusu. Bu öyle zorlayıcı, öyle baskın bir dürtü ki her şeyi gölgede bırakıyor. Böyle bir hayata tahammül edemiyorum.
  • Çok geçmeden keşfedeceğim gibi, en iyi yol, her zaman en kolay yol değildir.
  • Yanlış hayatın içindeyim ya da öyle zannediyorum. Bir çok yönden yoldan çıkmış durumdayım, uzayda dönüp duruyorum.
  • Çocukken itilip kalkılmışsanız ya da birileri size vurmuşsa, o acizlik ve savunmasızlık hissini, sevecenliğin göz açıp kapayıncaya, bir nefes alıp verinceye kadar nasıl acımasızlığa dönüşebildiğini asla unutmuyorsunuz.
  • » “hepimiz bazı şeylerin farkına varmadan ortalıkta dolaşan, zamandan çalan, ânın tadını çıkaran, kaderlerimizden kaçan, baltanın ne zaman ineceğini bilmeden aradan sıyrılıveren insanlarız”

Ben Ben İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Ölmekten her zaman korktum, hala da korkuyorum. Nasıl geleceğini bilmediğim bir kesinlik olduğu için belki de. Yavaş ve acılı bir ölüm de olabilir, aniden- bir belirti vermeden de. Korkunun ecele faydası yok elbette. Ama bazı hislerden sıyrılamıyorsunuz kolayca. Ölümden korktukça ne kadar yakın olduğunu da fark ediyorsunuz, kıl payı kurtuluyorsunuz bazen. Hızla yaklaşan bir arabadan son anda kurtarıyorsunuz kendinizi, bir santim ile tehlikeden kaçabiliyorsunuz. Aslında yaşamanın da önemini kavrıyorsunuz o anlarda. Derin bir ‘oh’ çekiyorsunuz, ‘ucuz yırttık!’ . Belki ölüme yaklaştığınız bir anınızı hatırlamıyorsunuz ama Maggie O’Farrell hatırlıyor. Hem de on yedi korku dolu anını. Çocukluğundan ergenliğine, olgun bir kadın olana dek başına gelen kırılma noktalarını. Doğumu örneğin, ya da herkesin meraklı gözlerle ona baktığı çocukluk hastalığını. . Uzun zamandır bir kitapta bu kadar ağlamamıştım (bilhassa annelik kısımlarında). O’Farrell’ın bir kadın-bir anne-bir evlat-bir eş ve en temelinde bir insan olarak yaşadığı tecrübeleri, tüm zorluklara karşın kalemine sığınması, her şeye rağmen hala şükran dolu bir kalple yaşaması beni derinden etkiledi. Kitabın başından sonuna dek, kimseyi yargılamaksızın-isyan etmeksizin sadece kendi içini dökmesi de diğer bir hayranlık nedenim oldu. Çok sevdim bilhassa bu kadar şeffaf oluşunu.. . Kıvanç Güney çevirisi, Yeti Lambregts kapak tasarımıyla kesinlikle tavsiye ettiğim bir eser. (Hülya Açılan)

Nefes kesecek kadar iyi!: Guardian'in ifadesi bu! Ve bence az bile kalmış bir ifade. Asla asla unutmayacağım bir eser. Tüyleriniz diken diken, gözleriniz dolu dolu okuyacağınız, her anında nefesinizi tutacağınız bir baş yapıt. Kitabın konusunu yazar yine kendi kitabında şöyle özetliyor; 《Annem demliği masaya taşırken bu aralar ne yazdığımı sorunca, ağzımdaki suyu yutup yalnızca ölüme yakın deneyimler yoluyla anlatılan bir yaşamöyküsü üstünde çalıştığı mı söylüyorum. Bir an susup çaydanlığın kılıfını, sütlüğü, fincan saplarını düzeltiyor. "Kendi hayatını mı?" diye soruyor. "Evet," derken biraz tedirginim. Buna ne tepki vereceğini bilemiyorum. "Yani... yalnızca... bir hayattan kısa kısa parçalar. Bir dizi an. Bazı bölümler uzun olacak. Bazıları çok kısa olabilir."》 (S.132) Yazar aslında başından geçen ölümle 17 karşılaşmayı anlatıyor. İlk hikayeden (Issız bir patikada bir seri katille karşılaşma) son hikayeye kadar (Hastalığı ölümcül olabilecek bir çocukla birlikte yaşamak.) muhteşemdi. Beni hangi hikayenin daha çok etkilediğini anlatamam çünkü her hikayeye ayrı bir parçamı bıraktım. Birini ilk hikâyedeki ölümü teğet geçemeyen o kızda, Birini yazarın on altı yaşındayken peşinden atlayan o çocukta, Birini hastene köşesinde doğum yaparken öleceğini düşünen o genç kadında bıraktım, Vee en büyük parçamı sonda o kadar acı çeken o küçük bebekte bıraktım. 《Böyle bir hastalığın olabileceğine, bunun normal bulunabileceğine inanamıyordum. Ne halt edeceğim ben, diye haykırmak istiyordum duvarlara, halılara, koltuklara. Bir yerlere şikâyette bulunmak, itirazımı bildirmek istiyordum. Sık sık kucağımda bebekle sokağa fırlamak, yoldan geçenleri durdurup kızımı göstermek ve bakın, gördünüz mü, demek geliyordu içimden. Böyle bir şey gördünüz mü hiç? Ne yapmam gerektiğini biliyor musunuz? Ona yardım edebilir misiniz? Bana yardım edebilir misiniz? Nasıl yaşayacağımı, var olmaya nasıl devam edeceğimi, o kadar küçük bir çocuğun bu kadar acı çekmesine seyirci kalmaya nasıl katlanacağımı, acısını nasıl dindirebileceğimi bilemiyordum.》 Bu satırlarda usul usul ağladığımı biliyorum. "Masallarda isteğinizin gerçekleşmesinin bir bedeli vardı." Diyor yazar. Aynen öyle çok ağır bir bedel ödeniyor. İtiraf etmeliyim bir anne olsaydım bu romanı kolay kolay kaldıramadım. Gerçi bu durumda bile zordu. Bu romanı anlatmaya benim kalemin yetmez arkadaşlar. Kefilim diyorum o kadar. Mutlaka okunması gereken bir kitap. O yüzden okuyun okutun! XOXO (Besra Köse)

Yazarla tanisma kitabim oldu ve iyi ki tanismisim dedim. Kitabin beni en cok etkileyen kisimlarina gelecek olursam: olum gibi kulaga hos gelmeyen bir konuyu bu kadar canli anlatimi, yasanmis gercek olaylardan derlenmis olmasi ve hayatimdaki bircok noktaya tekrar tekrar sukretmeyi hatirlatmasi acisindan kitap, siddetle onerecegim kitaplar arasinda yerini aldi. Kitap icin yazarin cocuklugundan, ergenligine ve anne olduktan sonraki kisimlarina kadar basindan gecen olumden kil payi kurtuluslarini anlattigi bir otobiyografi kitabi diyebiliriz. Klasik otobiyografi kitaplarindan cok farkli bir bakis acisiyla yazilmis. Yazarin olume bu kadar yaklastigi on yedi ani kaleme aldigi ve sonra geri donup baktiginda hayatindaki gizli melekleri farkettigi bir yolculuk. Bu anlarin icerisinde mucadele etmek zorunda oldugu iki hastaliktan da bahsediyor.(ansefalit ve kronik egzema) Ancak hicbir noktada vazgecis, isyan, yargilama olmaksizin sukran dolu bir kalp ile yoluna devam edisi ve bunu en anac en seffaf en icten kalemiyle anlatisi...Kesinlikle okumanizi onerecegim bir kitap. (Esra Alp)

Ben Ben PDF indirme linki var mı?

Maggie O'Farrell - Ben Ben kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ben Ben PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Maggie O'Farrell Kimdir?

Maggie O’Farrell 1972’de Kuzey İrlanda’da doğdu. Çocukluğu Galler ve İskoçya’da geçti. Gazetecilik yaptı, yaratıcı yazarlık dersleri verdi. The Distance Between Us adlı romanıyla 2005 Somerset Maugham Ödülü’nü, The Hand That First Held Mine (Elimi İlk Tutan El) adlı romanıyla da 2010 Costa Roman Ödülü’nü kazandı. O’Farrell, eşi ve iki çocuğuyla beraber İskoçya’da, Edinburgh’da yaşamaktadır.

Maggie O'Farrell Kitapları - Eserleri

  • Sevgilimin Sevgilisi
  • Ben Ben
  • Cehennem Sıcakları İçin Talimatlar
  • Esme Lennox Nasıl Yok Oldu
  • Elimi İlk Tutan El
  • Sen Gittikten Sonra
  • Hamnet

Maggie O'Farrell Alıntıları - Sözleri

  • Öyle yaşarız biz de, hep veda ederek. Rainer Maria Rilke (Sevgilimin Sevgilisi)
  • "Sinead..." kitabı narin bir sanat eseriymiş gibi sehpanın üstüne koyup ellerini pantolonunun arka ceplerine soktu. "İnsanın aşık olacağı türden bir kadındı. Öyleydi." (Sevgilimin Sevgilisi)
  • Çocukken itilip kalkılmışsanız ya da birileri size vurmuşsa, o acizlik ve savunmasızlık hissini, sevecenliğin göz açıp kapayıncaya, bir nefes alıp verinceye kadar nasıl acımasızlığa dönüşebildiğini asla unutmuyorsunuz. (Ben Ben)
  • O beyaz elbisesiyle, beyaz dantelli soket çoraplarıyla, esintide uçuşan duvağıyla kilisenin basamaklarında duran çocuğun büyüdüğünde annesine İsa'nın doğum günü için üstünde bina resmi olan bir karpostal gönderecek kadar nankör ve düşüncesiz olacağı kimin aklına gelirdi? (Cehennem Sıcakları İçin Talimatlar)
  • "Çakışma anları her zaman vardır-şunu farklı yapsaydım ya da evden iki dakika erken çıksaydım veya o yoldan geçmeseydim hayatım tamamen başka bir yol izleyebilirdi demenin mümkün olduğu anlar." (Sevgilimin Sevgilisi)
  • "Kimseye itiraf etmezdi ama karanlıktan hiç hoşlanmıyordu." (Sevgilimin Sevgilisi)
  • İnsanlar yollarına devam ederler. Bazen sebebini belirlemek zor olur. Bazen de ortada sebep yoktur. (Sevgilimin Sevgilisi)
  • Kendini kağıttan yapılmış gibi hissediyor. Güçsüz, dayanıksız ve kolaycacık yırtılabilir. (Cehennem Sıcakları İçin Talimatlar)
  • "Bu adamda ona bağlanmasına sebep olan bir şey vardı ve Lily ne olduğunu anlayamıyordu. Sanki bir araya getirilip bükülmüş incecik bir sürü tel onu Marcus'a bağlıyordu; tek tek anlaşılmaz ve kırılgandı bu teller ama bir aradayken ayrılmaz ve kopmaz bir bütün oluyorlardı.Bu kadar güçlü bir duyguyu anlamıyordu." (Sevgilimin Sevgilisi)
  • "Mucizeler hiç bitmez." (Esme Lennox Nasıl Yok Oldu)
  • Çocukken itilip kalkılmışsanız ya da birileri size vurmuşsa, o acizlik ve savunmasızlık hissini, sevecenliğin göz açıp kapayıncaya, bir nefes alıp verinceye kadar nasıl acımasızlığa dönüşebildiğini asla unutmuyorsunuz. (Ben Ben)
  • "Kadınlar inanılmazdı. Tanıştıktan iki saat sonra iç çamaşırından konuşabiliyorlardı." (Sevgilimin Sevgilisi)
  • Gözlerini hiç kaçırmadan bakarak sonunda karşısındakinin kaçırmasını, cesaretinden, sessiz şiddetinden ürkerek süklüm püklüm çekip gitmesini sağlayabiliyor. Sessizliğin büyük büyük bir güç olabileceğini öğrenmiş. (Hamnet)
  • “Ama Lily,” diyordu, “Herkesin bir geçmişi vardır.” “Biliyorum” dedi Lily. “Ve geçmişi olmayanlar da zahmete değmeyecek kadar sıkıcı tiplerdir.” (Sevgilimin Sevgilisi)
  • Hamnet ölümün odada,kapının orada bir yerde,gölgelerin içinde durduğunu,onlara bakmadığını ama yine de izlediğini,hep izlediğini hissediyor.Ölüm onları izliyor,zamanını bekliyor. (Hamnet)
  • Mutluluğumu bir başkasına yapılan yanlışın-haksızlığın- üstüne kuramam... Böyle bir temel üstüne nasıl bir hayat inşa edilebilir ki? Edith Wharton (Esme Lennox Nasıl Yok Oldu)
  • Notlarım, onları şapkadan çıkarabilme becerim elimdeki tek şeydi; bir tek bu işte iyiydim. (Ben Ben)
  • Güzel, diyor, çok güzel. Hayat varsa, umut da vardır. (Hamnet)
  • Çocuksanız, kimse size öleceğinizi söylemiyor. Kendiniz anlamak zorunda kalıyorsunuz. (Ben Ben)
  • Başparmakla işaret parmağı arasındaki o kası karşı konulmaz buluyor. Kuş gagası gibi açılıp kapanabilen, tutuşun bütün kuvvetini, kavrayışın bütün gücünü barındıran bir yer. İnsanın nelere kadir olduğu, nereye kadar gidebileceği, özü, oradan anlaşılabiliyor. Yapıp ettikleri, kendilerine kattıkları, elde etmek istedikleri her şey orada. Biri hakkında bilmek istediği her şeyi yalnızca orayı sıkarak öğrenebileceğini fark ediyor Agnes. (Hamnet)