Beni Sorarsan - Gülten Akın Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Beni Sorarsan kimin eseri? Beni Sorarsan kitabının yazarı kimdir? Beni Sorarsan konusu ve anafikri nedir? Beni Sorarsan kitabı ne anlatıyor? Beni Sorarsan PDF indirme linki var mı? Beni Sorarsan kitabının yazarı Gülten Akın kimdir? İşte Beni Sorarsan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Gülten Akın
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750826467
Sayfa Sayısı: 73
Beni Sorarsan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Beni sorarsan,
Kış işte
Kalbin elem günleri geldi
Dünya evlere çekildi, içlere
Sarı yaseminle gül arasında
Dağların mor baharıyla
Sis arasında
Denizle göl arasında
Beni Sorarsan Alıntıları - Sözleri
- Kabuğu kaldırsan derinleşir yara
- "Savaşarak, birbirimizi yiyerek, yakıp yıkarak neyi kanıtlamak istiyoruz ki? Bir cezaevine çevrilen yerde mapus da tutukludur, gardiyan da. Üstelik ölüm herkes için."
- Ağır, çok ağır bir dünya.
- sonsuz güzelleşecek dünya biz kurduğumuz zaman
- Gün kendini değiştiriyor. Ama insan kendini değiştiremiyor.
- Ağır, çok ağır bir dünya.
- Bir bile değildim hiç oldum ne utanç kaldı ne korku ne bağ AŞKı istedim. öyle yürekten istedim, yürek eridi.
- Göstere göstere bilediğin bıçak bir gün elini kesecek
- "Şiir bizim eski suç ortağımız Biz ne işledikse onunla işledik"
- Beni sorarsan, Kış işte Kalbin elem günleri geldi Dünya evlere çekildi, içlere
- "Beni sorarsan, Kış işte Kalbin elem günleri geldi"
- Hayata teşekkür ederim, dünyaya doğaya, teşekkür ederim ; soluk alıyorum, düşünüyorum, kimi sözcükleri unutsam da anlatabiliyorum.
- Şiir bizim eski suç ortağımız Biz ne işledikse onunla işledik
- Gün kendini değiştiriyor. Ama insan kendini değiştiremiyor. Yılların getirip yüklediği ağırlıklar var,beden de yürekte. Susmuyor, geri çekilmiyor, bir an.
- Beni sorarsan Kış işte Kalbin elem günleri geldi.
Beni Sorarsan İncelemesi - Şahsi Yorumlar
"Şiir bizim eski suç ortağımız": Çok uzun zamandır okumak istediğim yazarlardan biri Gülten Akın. Sonunda onunla tanıştım, iyi ki de tanıştım. Bu bir inceleme değil aslında. Şiir kitaplarına inceleme yazmak demek kitabın bizde hissettirdiklerini anlatmaya çalışmaktır bana kalırsa. Satırları okurken neler hissettik, o dizeler bize dokunabildi mi önemli olan budur. Gülten Akın'cım beni fazlasıyla etkiledi. Yazdıklarıyla birilerine dokunabilmek kolay bir şey değil. Her bir dize yazan kişinin yaraları sonuçta. Eğer Gülten Akın ile tanışmak istiyorsanız önce hayatı hakkında bilgi sahibi olursanız okuduğunuz kitabı çok daha iyi anlamanıza yardımcı olur bu.Bence fazla bekletmeyin siz de onunla tanışın. "Beni sorarsan, Kış işte Kalbin elem günleri geldi Dünya evlere çekildi, içlere Sarı yaseminle gül arasında Dağların mor baharıyla Sis arasında Denizle göl arasında Yanımda kediler, kuşlar Fikrimden dolaşıyorum." Keyifli okumalar. (Dilek)
"BENİ SORARSAN Beni sorarsan, Kış işte Kalbin elem günleri geldi Dünya evlere çekildi, içlere Sarı yaseminle gül arasında Dağların mor baharıyla Sis arasında Denizle göl arasında Yanımda kediler, kuşlar Fikrimden dolaşıyorum ÇİZECEK GİBİSİN Neyimsin, neyinim, bir uç vermeden Yabancı yabancı giriyorsun Sende görünür olandan Görünmezin umudunu aldım Sanki iklimini odama taşıdım Yanıldım mı, yetişir mi sandım Bir çekirdekten bir asma ÖTEKİ ZAMAN Şeyler yolunda gitmediğinde Öteki zamana geçiyorsun Bir yıldız düşüyor dünyaya Yer sarsılıyor birden Ölü gözleriyle çocuklar Ne çok kar ve rüzgâr Unutulan nergis Doğmayacak güneşi bekliyor Dağlarda Açıncaya kadar DİNDİM dinmek ne yok olmak ne de susmak kaygılı yeni yolculuklar için azık toplamak bir limanda ya da bir dağ kahvesinde giderken Kozaktan Bergamaya ya da Artvin yolunda Yalnız Kahvede mola vermek gibi ekşimezse insan biriktirdiğiyle şaraba dönüşür de gün gelir hazır HİÇ İki bire borçlu varlığını Bir hiç'e ÇİLE Ucu kaybolursa bir çile nasıl sarılır? SES-GÖLGE Elimdeki doğuştan kâse bildim bir şey beklemeye değildi AŞKtı mekâna sığmazdı kâseyi attım AŞKın şavkıdığı dünyayı istedim bir bile değildim hiç oldum ne utanç kaldı ne korku ne bağ AŞKı istedim. öyle yürekten istedim, yürek eridi kaygan biçimlere tutuldum biçim kaygım en kırık yanımdı AŞKI sesten olmuş bir gölgeye yükledim. ten ayrı ve uzak durdu hayat koşum takımları düzgün gündelik talika ten alındı götürüldü, dışardan baktım o kendini yaşadı ben AŞK diye ses-gölgeyle kaldım. Konuşmasındaki bu cümle çok anlamlı. Savaşarak, birbirimizi yiyerek, yakıp yıkarak neyi kanıtlamak istiyoruz ki? Bir cezaevine çevrilen yerde mapus da tutukludur, gardiyan da." (Agnès Varda)
Adı konmamış bir şehre mesela...: ''Bir şiir kitabı gibiyim cezaevinden çıkma yeniden yazıldım da giderek daha ağır, daha sessiz, eski deyimle daha asude orası burası işaretlene çizile'' Ya ben Gülten Akın; Bir değişiklik yapmalı, karşı çıkmalı kedere dedim bu akşam kendime.. çekmek geçiyor içimden, çekilmek uzak diyarlara… Adı konmamış bir şehre mesela. En koyusundan özlemlerimi geçirip üzerime ; karmaşıklığımın çözümüne, çaresizliğimin anlamını bulmaya , uzaklardan sevdiğim adama .. Bir değişiklik yapmalı karşı çıkmalı kedere dedim bu akşam kendime...sesine sarılarak, huzurun koynunda uyuyamadım şuracıkta..başucumda kokun...çekmek geçiyor içimden, çekilmek uzak diyarlara…Adı konmamış bir şehre mesela.. Tüm iyi niyetlerimi aramaya çıktım, yüreğimin ellerinden tutup da ömrümü ömrüne katmaya, uzaklardan sevdiğim adama .. Bekliyorsun biliyorum , bırak uyusun Adı konmamış bu şehir... sen uyuma, dudaklarıma yerleşen adını, sabrı aşk’ı neşeyi ahde vefayı seni sevdiğimi söyleyeceğim kulağına ...Hızla yol alıp kadınlığımın makamına erişmek, yalnızlığımın kirlerinden arınıp seninle safileşmek, masum kahkahalar devşirmek çok güzel olacak Adı konmamış bir şehirde mesela. Şimdi bana biraz daha lazım değil kelime ...sussun artık uzun ve konuşan birkaç cümle...sen gözlerinle vuruldun ben sözlerle…gözlerin ardına indikçe, yanacak canımız , sözleri kalbimize kazıdıkça, hatırladıkça almayalım durduk yere dizelerin ahını..sen susacaksın ben susacağım , kalplerimiz susmayacak, sevdamızın masalını gizlice yazacak, Adı konmamış bir şehirde mesela.... Bekliyorsun biliyorum , bırak uyusun Adı konmamış bu şehir... serin bir bahar akşamı üstelik, saçlarımız ağarsa da sesimiz kırık dökük , gözlerimizde nemli ama özlemli o bakış, olsun varsın kim kusursuz ki başka baharda kalmış olsa da heveslerimiz.. ... havada efsunlu bir telaş , kokumuz dağılacak önce bahçeye, içimizdeki özlem neş’eyle susacak Adı konmamış bir şehirde mesela.... Bir değişiklik yapmalı, karşı çıkmalı kedere dedim bu akşam kendime.. çekmek geçiyor içimden, çekilmek uzak diyarlara… Ve sen sakın asla uyuma bana hoş geldin demek için Adı konmamış bir şehirde mesela.... https://youtu.be/tEcSZ7Mny0c Keyifli okumalar. (Ferah)
Beni Sorarsan PDF indirme linki var mı?
Gülten Akın - Beni Sorarsan kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Beni Sorarsan PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Gülten Akın Kimdir?
Gülten Akın Cankoçak (d. 23 Ocak 1933, Yozgat - ö. 4 Kasım 2015). Türk şair ve yazar.
1950'li yıllarda yazmaya başladığı şiirleriyle, kısmen İkinci Yeni çizgisinde görülen, ancak 1970'li yıllardaki şiirlerinden itibaren bireysellikten toplumculuğa yönelen bir şairdir.
Şiirleri pek çok dile çevrilen ve kırktan fazla şiiri bestelenen Gülten Akın, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın 2008 yılındaki vefatından sonra Milliyet gazetesinin yaptığı bir araştırmada en fazla oyu alarak "Yaşayan En Büyük Türk Şairi" olarak gösterildi. Şiirinde bir doruk noktası olarak nitelenen Beni Sorarsan'ı 2013'te yayımladı.
23 Ocak 1933 tarihinde Yozgat'ta doğdu. Yozgat'ın Sorgun ilçesinde ilköğrenimini tamamladı. 1940'lı yıllarda memleketi Yozgat'tan Ankara'ya göç etti ve ortaöğrenimini Ankara Atatürk Anadolu Lisesi 'nde tamamladı. 1955'te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.
1956'da Yaşar Cankoçak'la evlendi; bu evlilikten beş çocuk sahibi oldu. Kaymakam olan eşinin görevi nedeniyle 1958-1972 arasında Anadolu'nun çeşitli ilçelerinde yaşadı. Gevaş, Alucra, Gerze, Saray ilçelerinde ve Kahramanmaraş'ta yardımcı avukatlık, avukatlık ve öğretmenlik yaptı.
1972'de Ankara'ya yerleşerek Türk Dil Kurumu Derleme ve Tarama Kolu'nda çalıştı. Kültür Bakanlığı Yayın Danışma Kurulu üyeliğinde bulundu. Demokratik kitle örgütlerinin yeniden kuruluşu çalışmalarına katıldı. İnsan Hakları Derneği, Halkevleri, Dil Derneği gibi örgütlerde kurucu ve yönetici olarak görev aldı. 1978'de emekliye ayrıldı. 1980'lerde Ankara'da bir banka soygununa katıldığı gerekçesiyle tutuklanan ve dosyası Şentepe Devrimci Yol davasıyla birleştirilerek önce müebbet hapse mahkum edilen sonra cezası Yargıtayca bozulan oğlunun cezaevi günlerinde yaşadıklarını şiirine yansıttı. 42 gün (1986) adlı kitabında Mamak Cezaevi'nde süren açlık grevini anlattı. Yaşamını Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde sürdürdü.
4 Kasım 2015'te tedavi görmekte olduğu hastanede hayatını kaybetti. Cenazesi 6 Kasım 2015 cuma günü Kocatepe Camii'nden kaldırılarak Karşıyaka Mezarlığı'na defnedildi.
Son Haber gazetesinde ilk şiiri 1951'de yayımlandı. Ardından Hisar, Varlık, Yeditepe, Türk Dili, Mülkiye gibi dergilerde çıktı. Başlarda şiirlerinin konusu doğa, aşk, ayrılık, özlem iken, daha sonraları ise toplumsal sorunlar ağır bastı. 1980 öncesinde halkın yaşadıkları, onun da hayatına ve şiirine yansıdı. Daha sonraki şiirlerinde toplumsal sorunlara yöneldi. Gezip gördüğü yerlerden aldığı esinle zenginleşen ve coşkulu bir insan sevgisiyle yoğrulan şiiri, toplumsal sorunları, yaşam-halk ilişkisini öne çıkardı.
Şiirlerinde büyük ölçüde folklor öğelerinden yararlandı. Şiir üzerine yazılarını bir araya getiren "Şiiri Düzde Kuşatmak" (1983) kitabında, halk kaynağına inme isteğini, "halkta var olan öz ve biçimi diyalektik olarak yükseltmek, şiiri yükseltirken halkın yaşamının ve yaşam biçimlerinin yükselmesine yardımcı olmak" sözleriyle açıklar. Şiirleri pek çok dile çevrildi ve kırktan fazla şiiri bestelendi. Bestelenen şiirlerinden biri, Sezen Aksu'nun 1993 tarihli albümüne adını veren Deli Kızın Türküsü'dür.
2008'de Dağlarca'nın ölümünden sonra Milliyet gazetesinin yaptığı yaşayan en büyük şair araştırmasında en çok oyu alan Gülten Akın, şiirinde bir doruk noktası olarak nitelenen Beni Sorarsan'ı 2013'te yayımlamış ve bu kitabı ile Metin Altıok Şiir Ödülü'ne layık görülmüştür.
Akın, şiir dışındaki edebi türlere fazla ilgi göstermedi ancak yedi adet kısa oyun yazdı. Ürettiği tiyatro metinlerinde kadın, evlilik, düzene yönelik eleştiriler, yoksulluk, yalnızlık, yaşlılık ve yabancılaşma gibi konular üzerinde durdu.
Ödülleri
1955 - Varlık şiir yarışmasında birincilik ödülü
1964 - Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü ,Sığda ile
1972 - TRT Sanat Ödülleri Yarışması'nda Başarı Ödülü, Maraş'ın ve Ökkeş'in Destanı ile
1976 - Yeditepe Şiir Armağanı, Ağıtlar ve Türküler ile
1991 - Halil Kocagöz Şiir Ödülü
1992 - Sedat Simavi Edebiyat Ödülü
1999 - Akdeniz Altın Portakal Şiir Ödülü
2003 - Dünya gazetesi Yılın Telif Kitabı Ödülü
2008 - Erdal Öz Edebiyat Ödülü
2014 - Metin Altıok Şiir Ödülü
Gülten Akın Kitapları - Eserleri
- Deli Kızın Türküsü
- Kestim Kara Saçlarımı
- Kırmızı Karanfil
- Beni Sorarsan
- Sessiz Arka Bahçeler
- 42 Gün
- Ağıtlar ve Türküler
- Uzak Bir Kıyıda 1984 - 2003
- Toplu Şiirler 2
- Toplu Şiirler 1
- Kuş Uçsa Gölge Kalır
- Sonra İşte Yaşlandım
- Seyran
- Şiir Üzerine Notlar
- Uzak Bir Kıyıda / 1991-2013 - Toplu Şiirler III
- Celaliler Destanı
- Rüzgar Saati
- Şiiri Düzde Kuşatmak
- Sığda
- Sevda Kalıcıdır
- Toplu Şiirler
- İlahiler
- Sevdiğim Yaz Geldi Yine ( Ciltli )
- Maraş'ın ve Ökkeş'in Destanı
- Toplu Oyunlar
- Bütün Eserleri I - Gülten Akın
Gülten Akın Alıntıları - Sözleri
- Suya düşmüş arıyı gözleyen Bu dünya düşündürmez mi Kimin hayatı, kimin umurunda Oysa sarmalandın, paylaşıldın Ortasında sen gibi bir kalabalığın... (Sessiz Arka Bahçeler)
- Bazı adamlar var şaşıyoruz. Avuçlarındaki sıcağı nasıl Düzenlerini nasıl yitirmiyorlar Şaşıyoruz burası İstanbul  (Kestim Kara Saçlarımı)
- Azizler yahut günahkârlar gibi farketmez Ellerim yüreğim dolu gelmişim Şuracıkta dünyanın öbür ucunda Rüzgârı senin değirmenine çevirebilirim (Rüzgar Saati)
- Yüreği ışıdı, "insan'' diye düşündü. İnsandır. İnsanda umut vardır umut vardır... (42 Gün)
- Sevememek biraz yorgunluktandır. (Kestim Kara Saçlarımı)
- Gün kendini değiştiriyor. Ama insan kendini değiştiremiyor. (Beni Sorarsan)
- Bir roman kadar uzun bu tümce, - Sonra işte yaşlandım. (Uzak Bir Kıyıda 1984 - 2003)
- Biz belki çok bilen, çok dalgın, çok konuşkan Ama kesinlikle ölen solucanlarız Tam eskimiş, sinmiş gövdemize Tam kendimizin olmuş giysiyi Hızla yenileriz, hızla yenileriz, hızla, hız... (Sığda)
- Ayrılık sularda nilüfer görürsün tutamazsın (Ağıtlar ve Türküler)
- Bizcil sen de Kuş mu sandın yalanı yanlışı Taksan kanatlanır mı? Yediğin seni yakacak Vurduğun seni yakacak Gör cehennem yok mu var mı? (Ağıtlar ve Türküler)
- “Aynı dille konuşuyor / aynı dili konuşmuyoruz.” . (Ağıtlar ve Türküler)
- “. . . Aynı dille konuşuyor, aynı dili konuşmuyoruz." (Ağıtlar ve Türküler)
- "Senin verdiğin umudu Geyik içse ölür, balık yutsa.." (Toplu Şiirler)
- Her mültecinin içinde bir gül ağacı boylanır Sıcağa susuzluğa dayanıklı Ülkesizlik tüm ülkeler sayısınca genişliktir Sınırsızlığa sonsuzluğa dayanıklı (Sevda Kalıcıdır)
- "Adresini yaktım. Yakmak gibiydi biraz da dünyayı, her şeyi... Yaktım adresini, şimdi özlem dolu hayatım." (Toplu Şiirler)
- - Otuz gün oldu bacım bugün. Tam otuz gün. Eriyip gidiyorlar. - Sebebi neymiş peki, niye bu oruç. - İnsanca yaşamak istiyorlar yalnızca. Kötülüksüz, dayaksız. Ölmeyi, onurlarıyla ölmeyi seçtiler. (Toplu Şiirler 2)
- Ufak şeylerdi diyorum, küçük soluklar,bir ömre karşılık bu kör yalnızlık değildi seçtiğim... (Kuş Uçsa Gölge Kalır)
- Ağaçtan maviden denizden uçar kuş Kendinden uçamaz (Kestim Kara Saçlarımı)
- Bir roman kadar uzun bu tümce, —Sonra işte yaşlandım. (Uzak Bir Kıyıda / 1991-2013 - Toplu Şiirler III)
- Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya (Kırmızı Karanfil)