Berta Isla - Javier Marias Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Berta Isla kimin eseri? Berta Isla kitabının yazarı kimdir? Berta Isla konusu ve anafikri nedir? Berta Isla kitabı ne anlatıyor? Berta Isla PDF indirme linki var mı? Berta Isla kitabının yazarı Javier Marias kimdir? İşte Berta Isla kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Javier Marias
Çevirmen: Neyyire Gül Işık
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750844782
Sayfa Sayısı: 428
Berta Isla Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Berta Isla’yla Tomás Nevinson çok genç yaşta tanışır Madrid’de, kısa süre sonra da hayatlarını birlikte geçirmeye karar verirler, ne ki ilişkilerinin önce kesintili geçeceği, ardından da kopacağı akıllarına gelmez. Dil ve aksanları taklit etme konusunda inanılmaz bir yeteneğe sahip olan Tomás Oxford’da öğrenim gördüğü sırada bu özelliğiyle “Krallık”ın dikkatini çeker. Tam bu sıralarda, bir gün, başına gelenler hem onun hem de karısı Berta’nın geleceğini belirleyecektir...
“Yılın Kitabı” - El País
“Marías bu kitabıyla eşsiz bir biçim yakalamış.” - The Times Literary Supplement
“Yaşayan Avrupalı romancılar içinde Javier Marías’tan daha iyisi var mı?”
- Independent
“Gerçek ile ahlakı acımasızca irdeleyen, şaşırtıcı, merak uyandıran bir hikâye.”
- The Guardian
Berta Isla Alıntıları - Sözleri
- Mutlak kesinlikle yaşamanın sıkıcı olduğunu, bunun insanı bir tek yaşam sürmeye ya da aynı yaşamı hem gerçek hem hayali olmaya mahkum ettiğini keşfetmişti ve hiç kimse bu sonuncusundan tümüyle kaçınamaz.
- İlle de öğrenme merakı, bir lanetlemedir, en büyük felaketlerin kaynağıdır; insanlar bunu bilir ya da sezinler, yine de onu gemleyemez.
- İlerlemek, varlık sahibi olmak istemek her zaman yasal olmuştur, ve tarih yolunu bulanlarla doludur. Fakat kaç tanesi başarabiliyordu, kaç tanesi bugün de başarabiliyor ki? Hala pek ufak bir azınlık
- İnsan kendi yaşamında, görülmüş ya da yazılmış, demek istiyorum ki anlatılmış bir öykü gibi geri dönüşü olmayan şeyler bulunduğunu fark ediyor; bizi hemen hiç uzaklaşamayacağımız bir yola sokan şeyler, ya da en fazlası doğaçlama bir şeyler yapmamıza izin var, belkide yalnız fark edilmeyen bir el kol hareketi ya da göz kırpma; kaçmak için bile o yolu izlemek zorundayız, çünkü istemeksizin artık o yola girmiş bulunuyoruz, hem izlemek içinde olsa kaçmak içinde olsa, ne fark eder ki, hareketlerimizi ve attığımız zehirli adımları koşullandıran o. Kesin olan şey, sandığımızın ve irademizin aksine, biz o yoldan geçmekteyiz, birisi bizi oraya sokmuş, benim durumumda o kişi kocam, yüzlerce yıldır sevdiğim, varlığımı sonsuza değin onunkiyle birleştirdiğim ya da en azından buna niyet ettiğim adam, o kişi Tomâs.
- Herkesin hayatı herhangi bir yerde olabilir; nereye giderse oradadır; neresi rastgelirse orada.
- Önemli kişiler günümüzde o kadar fazla göz önünde duruyorlar ki, aşırı sergilenmeleri onları siliyor, gelecekte büsbütün böyle olacak. Peşlerinde gazeteciler, kameralar olmadan, her an izlenmeksizin tek adım atamayacaklar, o durumda hiçbir şeye şekil vermelerine olanak yok. Gizlisi kapaklısı, örtüsü olmayan hiçbir şeyin ağırlığı da olmaz.
- Arzu uyandırma - ya da yandaş yakalama - faslı daha önce yapılmış, bitmişti. Dünyayı birazcık olsun etkileme arzusu, hayattan bir bavul ya da etkileme arzusu, hayattan bir bavul ya da çöp kutusu ya da eşya gelip geçmeme arzusu.
- Ne kolaymış hiçbir şey bilmemek, ne kolaymış el yordamıyla ilerlemek, ne kolaymış kandırılmak, hele yalan söylemek büsbütün kolay, hiçbir hüner gerektirmiyor, her budalanın yapabileceği şey, sahtekârların kendilerini kurnaz ve becerilikli sanmaları tuhaf şey, yalan söylemek en ufak bir yetenek istemiyor. Bize söylenenler doğru olabilir de olmayabilir de, en etkileyici şey de en umursanmayan şey de, en zararsız şey de hayat memat meselesi olan da, yaşamımızı etkileyen de yakınından bile geçmeyen de. Sürgit hata içinde yaşayabiliriz bal gibi, anlaşılabilir, yerine oturmuş, elle tutulabilir bir yaşantımız olduğunu sanabiliriz, sonra bir bakmışın hepsi güvensiz, bataklık, ele gelmez, sağlam toprağa temellendirilmemiş; ya başından sonuna bir sahne oyunu, tiyatrodaymışız da sahi sanıyormuşuz sanki, ışıkların söndüğünü, perdenin kalktığını, üstüne üstlük kendimizin yukarda ya da aşağıda seyirciler arasında değil de sahnede bulunduğumuzu fark etmişiz ya da bir sinema perdesindeyiz ve dışına çıkamıyoruz, filmin içine hapsedilmişiz, her gösterimde kendi kendimizi tekrarlamak zorundaymışız, film şeridine dönüşmüşüz de olayları, konuyu, planları, ne bakış açısını ne ışığı değiştirecek güçten yoksun gibiyiz, birilerinin sürgit öyle olmasını kararlaştırdığı bir öykü
- Eğer bulunduğun yerde kalırsan, eğer onlardan ayrılmazsan, yaşamının özeti o olacak, işte bu dize. Ve korkuya hemen herşey vız gelir, neyin iyi neyin kötü olduğunu umursamaz, orantılı yada orantısız olduğunu, cinayetleri , sonuçlarını, zaten adalet de umurunda değildir. Yaptığın şeyi korkudan ötürü yapıyor olmandan korkuyorum. Tomas, ne olduğunu bilmediğim ve görünen o ki asla bilemeyeceğim şeyden korkuyorum. Ben ancak hayal edebiliyorum ve hayal ettiğim şeyler, arada fark var gerçi, ama eskiden burada toplumsalların yaptıklarından pek farklı değil sanıyorum. Onlar da kendilerini başkasıymış gibi tanıtıyorlardı, ajan olarak sızıyorlardı ve ihbar ediyorlardı. Ve sonra eylemler silinmez.
- Çekingenlikle, kaçamak bakışlarla, tutkuyu perdeleyen gülücükler ve ufak tefek sohbetlerle başlaması zorunlu olan o aşklarda ilkel ve keyfi kararlar gibi, estetik ve böbürlenme de ağırlık taşır ( insan çevresine bakınır, kendi kendine şöyle der; işte şu benim yanıma yakışacaktır.), yine de tutku derhal kök salar ve sonsuza değin yerinden kımıldamayacak gibi gelir. Elbette ki kuramsal hiçbir sınamaya sokulmayan, romanlardan, filmlerden öğrenilmiş bir sevdalanmadır bu; ileriye dönük, durağan bir imgenin egemenliğindeki bir tasarımdır.
Berta Isla İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Berta Isla... İnsana bahşedilen özellikler hayatımızı ya da dokunduğumuz hayatı ne kadar etkiler?.. Çok... Yaptıklarımız hatta yap(a)madıklarımızla bile sürekli etkiliyoruz ve etki altındayız... . Berta'nın kocası Tomas da tam olarak böyle bir karakter... Öğrendiği her dili anadili gibi konuşabilme, aksanı taklit edebilme özelliğine sahip... Ve bu da onu bir takım gizli işlerde kullanmalarına yetiyor... Hem de öyle kolay kolay vazgeçemeyeceği şekilde... . Berta ve Tomas için birbirinin çocukluk aşkı diyebiliriz... Üniversite yıllarında mesafe olarak ayrılıyorlar ama aşkları bitmiyor... Sonra nişan evlilik falan, iki de çocukları oluyor... Güzel bir aile tablosu gibi... . Gibi... Çünkü yukarıda da bahsettiğim gibi Tomas'ın ayrı bir dünyası var... Bu gizli saklı hayatı, ortalıktan kaybolmaları sürecinde Berta'nın hayatını izliyoruz biz... Tomas'tan haber alamayan Berta'nın mücadelesine, ruh hâline tanıklık ediyoruz... Sevdiğinden haber alamamak berbat bir durum... . Daha ilk cümleleriyle çok büyük bir soru işareti ile karşılaştığımız kitapta genel olarak, Tomas'ın yaşadığı hayatın Berta'daki yansımasını gösteriyor bize Marias... . Tabii anlatılanlar sadece bu değil... İngiltere ve İspanya'nın siyasi durumu, eylemler, çatışmalar, gizli örgütler arka planı süsleyen konular... Marias ile yolculuğumuz devam edecek... (Emet Denizci)
60’ların sonunda nişanlanan, lise aşkları Berta Isla ve Tomas Nevinson’un çarpıcı hikayeleri etrafında İspanya ve dünyadaki değişimlerin anlatıldığı bir hikaye Berta Isla. Babası İngiliz olan Tomas, bir tanıdıkları vasıtasıyla üniversite için Oxford’a giderken Berta, Madrid’de üniversiteye devam eder. Tomas son sınıftayken yabancı dillere olan yeteneği ve taklitleri ile başta Richard Wheeler olmak üzere çok sayıda öğretim görevlisinin dikkatini çeker. Wheeler vasıtasıyla aldığı ingiliz gizli servisine katılma davetini reddeder. Başına gelen talihsiz bir olay sonrası bazı seçimler yapmaya zorlanır. Ve yaptığı seçimler onun ve Berta’nın hayatını gerçek bir trajediye dönüştürür. Tüm Ruhlar ve Yarınki Yüzün üçlemesinin ardından Oxford çevresi ve MI6 ya geri götürüyor bizi Javier Marias. Richard Wheeler’ın daha aktif olduğu ve Yarınki Yüzün karakterlerinden Tupra’nın daha genç olduğu zamanlara yolculuk yapıyoruz. Gizli servis entrikalarıyla değişen hayatlar Tomas’ın hikayesiyle bir kere daha gözler önüne seriliyor. Tipik bir Javier Marias romanı hem yazım biçimi hem de tanıdık karakterlerin romana dahil edilmesi sebebiyle. Yarınki Yüzün karakteri Tupra’dan neden daha önceki kitaplarda da hoşlanmadığımı anladım. Bir yazarın tüm eserlerini kronolojik sırayla okumanın büyük faydasını gördüm Marias okurken. Ayrıca bu şekilde büyük zevk aldım. Her eseri büyük bir puzzle’ın parçası gibi. (Diğdem Abşin)
Berta Isla PDF indirme linki var mı?
Javier Marias - Berta Isla kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Berta Isla PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Javier Marias Kimdir?
İspanyol romancı, deneme yazarı, çevirmen. 1951'de Madrid'de doğdu. Çocukluğunun bir kısmını babası düşünür Julián Marías'ın çeşitli üniversitelerde ders verdiği ABD'de geçirdi. Yazarlık hayatına on yedi yaşında yazdığı Los dominios del lobo (Kurdun Toprakları) ile atılan Marías, Madrid Üniversitesi'nde İngiliz edebiyatı eğitimi gördü ve okuldan mezun olduktan sonra bir süre çevirmenliğe ağırlık verdi. Çevirdiği yazarlar arasında Hardy, Conrad, Nabokov, Faulkner, Kipling, James, Stevenson, Browne ve Shakespeare sayılabilir. 1980'ler boyunca Madrid, Oxford ve Venedik'teki çeşitli üniversitelerde, ayrıca Boston'daki Wellesley College'da ders verdi. Halen Reino de Redonda adlı küçük bir yayınevinin başında olan Marías, bunun yanı sıra El País gazetesinde köşe yazıları yazıyor.Eserleri otuzun üstünde dile çevrilmiş olan Marías'ın Türkçede yayımlanmış kitapları şunlar: Beyaz Kalp (Gendaş Kültür, 1999), Yarın Savaşta Beni Düşün (Sistem, 1999), Ufkun Öte Yanı (Everest, 2000), Yazınsal Yaşamlar (Can, 2008), Duygusal Adam (Sel, 2009).
Javier Marias Kitapları - Eserleri
- Karasevdalılar
- Beyaz Kalp
- Yarın Savaşta Beni Düşün
- Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak
- Duygusal Adam
- Acı Bir Başlangıç Bu
- Yazınsal Yaşamlar
- Yarınki Yüzün Cilt: 2 Dans ve Rüya
- Tüm Ruhlar
- Yarınki Yüzün Cilt 3: Zehir, Gölge, Veda
- Berta Isla
- Kötü Niyet Öyküleri
- Ufkun Öte Yanı
- Zamanın Karanlık Yüzü
Javier Marias Alıntıları - Sözleri
- Ortak bir dili tek paylaşmayalar, canlılarla ölülerdir Jacobo (Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak)
- "Unutma kapasitemiz için yeterli bir süre geçmemişti, ayrıca her şey fazlasıyla uzun süre açık bir yara gibiydi, rejim öyle olmasını sağlıyordu. Hiçbir zaman zihin temizliği yapılmadı, ruhları yatıştırmak için de birşey yapmadılar; rejimin yardım etme konusundaki ihmali sürekliydi ve diğer her şey gibi totaliterdi, çünkü hayatın bütün alanlarında ve aşamalarında geçerliydi, elle tutulmayan konularda bile." (Yarınki Yüzün Cilt: 2 Dans ve Rüya)
- Her kariyer aslen yitirdiklerimizi, heder ettiklerimizi, noksanlarımızı, tamamlanmamış arzularımızı, bir kenara bıraktıklarımızı, seçmediklerimizi, başaramadıklarımızı, çoğu gerçekleşmeyen sayısız imkanı, tereddütlerimizi, hayallerimizi, hayal kırıklığıyla sonuçlanan projelerimizi, yanlış yahut ilgisiz hasretlerimizi, kaskatı kesilmemize neden olan korkularımızı, geride bıraktıklarımızı ve bizi geride bırakanları da içinde barındırır. Kısacası biz insanların mayasını olduklarımız kadar olmadıklarımız; kanıtlanabilir, sayılabilir, hatırlanabilir olanlar kadar asılsız, belirsiz ve bulanık olanlar da oluşturur; belki olanlarla eşit oranda olabilecek olanlardır özümüzü oluşturan. (Yarın Savaşta Beni Düşün)
- "Öyle ya, hiç değilse sırtında ütülü giysilerle ölmeli insan." (Duygusal Adam)
- Dünya piç oldukları bilinmeyen ve onları pehdahlamış olmayan kimselerin servetlerini ya da sefaletlerini devralan piçlerle doludur. (Tüm Ruhlar)
- Ve kendimden nefret ettim. (Kötü Niyet Öyküleri)
- Anlatmak en çok öldüren ve en fazla defneden, yüzümüzü profilimizi ya da ensemizi sabitleştiren ve dondurup öylece bırakan şeydir. (Zamanın Karanlık Yüzü)
- Bizim için yaşamsal önemde ne çok insan bizi yarı yolda bırakmıştır. (Karasevdalılar)
- Hep sanırız ki bugün ve dün olan ve akıp giden şeyin durdurulabileceği bir yarın vardır, biz farkına varmaksızın o hal bir yeni rutine dönüşür, o da günlerimizi ve gecelerimizi eşitler, öyle ki sonunda barındırdıkları şeylerden hiçbiri olmaksızın düşünülemez olurlar, böylece gecelerin ve günlerin en azından özünde birbirinin tıpkısı olmaları gerekir, vazgeçişler de özveriler de, onları isteyen de güçbela tahammül eden de olmasın diye. (Kötü Niyet Öyküleri)
- ...hep sanırız ki bugün ve dün olan ve akıp giden şeyin durdurulabileceği bir yarın vardır, biz farkına varmaksızın o hal yeni bir rutine dönüşür, o da günlerimizi ve gecelerimizi eşitler, öyle ki sonunda barındırdıkları şeylerden hiçbiri olmaksızın düşünülemez olurlar... (Kötü Niyet Öyküleri)
- Dedim ki gerçekten son noktayı koyan şey son değildir, o sonun ve önceki gelişimin anlatısıdır. (Zamanın Karanlık Yüzü)
- Herkesin kendi hayatı vardır, bir tanecik hayatı, kimse onun arzularına göre gerçekleştiğini görmekten vazgeçmeye razı olmaz, arzuları olmayanlar dışında ki onlar aslında çoğunlukta. (Kötü Niyet Öyküleri)
- Eğer insan ne pahasına olursa olsun vicdanını rahatlatmak istiyorsa ya da buna ihtiyaç duyuyorsa, kendi vicdanına kendini bağışlatmak çoğunlukla zor değildir; hele vicdanı daha büyük, kolektif bir vicdanın, hatta yığınların vicdanının bir parçasıysa, işi daha kolaydır: "Bir tek ben değildim, ben canavar değildim, başkalarından farklı değildim, göze batmadım; hayatta kalmak zorundaydım, neredeyse herkes aynı şeyi yaptı, o sırada hayatta olsa herkes yapardı." Belki dindar olanların işi herkesten daha kolaydır, özellikle de Katoliklerin; rahipler en yüce ve mahrem konularda onları temize çıkarmaya hazırdır. (Yarınki Yüzün Cilt: 2 Dans ve Rüya)
- Yalanı iş edinmiş çok sayıda insan müthiş bir güçtür, etkisiz hale getirilmesi imkansızdır. Her savaşta çok sayıda yalan vardır, yalanlar savaşın temel unsurlarından biri, bazen başlıca unsurudur. İşin kötüsü, hiçbir şey asla kesin olarak yalanlanamaz. Aradan kaç yıl geçerse geçsin, aldatmacayı sürdürmeye hazır insanlar vardır her zaman; herhangi bir aldatmacayı, en gerçeğe aykırı, en çılgınca olanları bile. (Yarınki Yüzün Cilt 3: Zehir, Gölge, Veda)
- Gül ey saf çelişki bütün gözkapaklarının altında hiç kimsenin uykusu olamamanın sevinci. Rilke (Yazınsal Yaşamlar)
- Onunki iktidarsız ve sonuç vermeyecek, engellenmiş bir nefretti, panik ya da korkuyla karışıktı; belki de çocuklarınki gibi bir nefretti, çocuklar fazlasıyla uzun süre aykırı çocuk bedenlerinde kalmaya, kendilerini zıvanadan çıkaran fuzuli bir bekleyişe mahkum olduklarını bilirler, oysa nihayet büyüdüklerinde o nefreti hatırlamayacaklardır bile. (Yarınki Yüzün Cilt 3: Zehir, Gölge, Veda)
- Sen benim yaşamımsın, yaşamımın anlamısın ve sen benim yaşamım olduğun için öldüğümde yanımda senden başkası olsun istemiyorum. (Duygusal Adam)
- Mutlak kesinlikle yaşamanın sıkıcı olduğunu, bunun insanı bir tek yaşam sürmeye ya da aynı yaşamı hem gerçek hem hayali olmaya mahkum ettiğini keşfetmişti ve hiç kimse bu sonuncusundan tümüyle kaçınamaz. (Berta Isla)
- İnsanı aşırı utançtan fazla lekeleyen şey yoktur. (Kötü Niyet Öyküleri)
- Ama insanlar tek yönlü değildir dedim. Koşullara, karşılarına çıkan durumlara bağımlıdırlar, ayrıca değişirler, bozulur, düzelirler ya da sağlamlaşırlar. (Yarınki Yüzün Cilt: 1 Ateş ve Mızrak)