Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba - Rıdvan Akar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba kimin eseri? Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba kitabının yazarı kimdir? Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba konusu ve anafikri nedir? Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba kitabı ne anlatıyor? Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba PDF indirme linki var mı? Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba kitabının yazarı Rıdvan Akar kimdir? İşte Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Rıdvan Akar

Yayın Evi: Chiviyazıları Yayınevi / Edebiyat Dizisi

İSBN: 9786055708993

Sayfa Sayısı: 360

Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Türk spor tarihinin yaşayan en saygın ismi olduğu konusunda tüm spor kamuoyunun görüş birliği içerisinde bulunduğu Seba, hem Türk futbol tarihinin son 70 yılının yaşayan canlı tanığı hem de Beşiktaş tarihinde "Şeref Bey", "Baba Hakkı" ile birlikte oluşan sac ayağının yaşayan efsanesidir... Seba; bugün, o geleneğin son temsilcisi olarak, Beşiktaş Kulübü'nün resmi sitesinde "Beşiktaş Duruşu" diye kabul edilen değerleri, kişiliğinde cisimleştirmiş bir abide olarak anılıyor.

Seba'nın yaşam öyküsü kimi sırlar ve gizlerle örülüdür. Zir mesleği Milli İstihbarat Teşkilatı'nda memurluk olan Seba, hayatının iki parçasını bütün popülaritesine karşın titizlikle parlak neon ışıklarından uzak tuttu. Mesleğini ve sevdalarını hiçbir zaman karıştırmadı, konuşmadı ve anlatmadı.

Seba, Beşiktaş tarihinin en başarılı ve en etkin dönemine başkanlık yaptı. Bu 16 yıl içinde Beşiktaş tam beş kez lig şampiyonluğu yaşadı. Futbola, rakibe saygı, dürüstlük, tevazu, gençlere fırsat, sözünün eri olmak ve belki de en önemlisi "Şerefli ikinciliklerle övünmek" gibi değerleri kazandırdı ve yaşattı.

Bu kitapta sadece Süleyman Seba değil, onun yaşamının bütün önemli kilometre taşlarının tanıkları olan 100'den fazla isim de Seba'yı anlattı.

(Tanıtım Bülteninden)

Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba Alıntıları - Sözleri

  • "Hayatını Beşiktaş'a adayan, diğerkâmlığı ile Beşiktaş dışında hayattan mal, mülk, sevda vb. başka hiç bir beklentisi olmayan Süleyman Seba'ydı."
  • İnsanlarla yaşadım, insanı öğrendim. İnsanlarla yaşadım, insanlığı öğrendim. İnsanlarla yaşadım, İnsanlardan nankörlüğü gördüm. Dostlarım, dostlarım... Ama ben dostlarımdan çok korkarım.
  • Yıllar sonra, o maçta oynayan ve sonraki yıllarda da ABD Milli Takımı kaptanı olan Walter Bahr Beşiktaş ile ilgili şöyle diyecekti: "O yıllarda, Philadelphia Nationals takımında oynuyordum. St. Louis'de, Beşiktaş'la bir maç yaptık. il Dünya Savaşı'ndan çıkmıştık ve kendimize çok güveniyorduk. Amerikalıların, dünyanın en iyi askerleri ve sporcuları olduğuna inanıyorduk. Fakat Beşiktaş bizi 5-0 yendi. Herkes o kadar büyük hayal kırıklığına uğradı ki, adeta şok olduk. Bu sonucu asla beklemiyorduk. Futboldan ben bile soğudum.
  • Bir defasında, ayağındaki çarıkla memleketi Sivas' a gidecek olan arkadaşı Mesut'a "bununla gidilir mi oğlum" deyip, sükse yaptığı iskarpinini verivermişti.
  • Bir defasında, ayağındaki çarıkla memleketi Sivas' a gidecek olan arkadaşı Mesut'a "bununla gidilir mi oğlum" deyip, sükse yaptığı iskarpinini verivermişti.
  • Harp Okulu ile Ankara'da yapılan bir maçın ilk yarısında Beşiktaş, soyunma odasına gittiğinde 3-0 yenikti. Hakkı Kaptan kızgınlıkla elindeki tren biletlerini göstererek, takımın yenilmesi bilinde bütün biletleri yırtacağını ve yürüyerek İstanbul'a dönüleceğini söylediğinde futbolcular yapacağını biliyordu. İkinci yarıda Beşiktaş, maçı tam 6-3 galip bitirecekti.

Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba İncelemesi - Şahsi Yorumlar

kitaplarım için hep "yol arkadaşı" derim. bu kitap ise Beşiktaşlılar için gerçek bir "yol gösterici". tüm hayatını adamış, kendi istikbalinden vazgeçmiş bir kararlılık ve disiplin abidesinin, yıkılmadan dimdik duruşu..ve yürek dağlayan, onurlu, gururlu vedası..chivi yazıları - 2014 - 1.basım (yelda sever)

kitap/besiktasin-dervisi-suleyman-seba--28144 besiktas sevgisi her seyin onune gecen adam gibi adamin hikayesi akici bir dil soluksuz okunuyor fakat fazla detay var efsane takimin efsane baskani (Mutlu insanlar fotografhanesi.)

Başarılı bir biyografi kitabı olduğu kesin. Seba'nın Çerkes kültürü ve aile çevresi onun hayatını derinden etkilemiş. Bugün Beşiktaşlılık duruşu diye sunulan şeylerin aslında bizzat Seba'nın karakterinden kaynaklandığını görüyoruz kitapla birlikte. Ondan önce de pek olmayan ama ondan sonra hiç olmayan bir şey. Ben Samsunsporluyum. Ömrümce hiç Beşiktaşlı olmadım ama çocukluk/ilk gençlik yıllarımın Seba'lı Beşiktaş'ına hep derin bir hürmet besledim. Kitap aslında onun nedenlerini de ortaya koyuyor. Süleyman Seba'nın henüz gencecik bir futbolcu iken girdiği BJK camiasında kaptanlıktan, yöneticiliğe oradan da başkanlığa uzanan hikayesi var bu kitapta. Seba gidip de yerine Tüpçügiller gelince sadece BJK değil Türk futbolunun da kimyası alt üst olmuş görünüyor. (Mehmet Y.)

Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba PDF indirme linki var mı?

Rıdvan Akar - Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Rıdvan Akar Kimdir?

Rıdvan Akar 1961’de Zara’da doğdu. Kabataş Lisesi’nden mezun oldu. Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nü bitirdi. 1987’de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı. Doktora çalışmasına yine İstanbul Üniversitesi Maliye Bölümü’nde başladı. 1984 yılında Türk Haberler Ajansı’nda gazeteciliğe adım attı. Söz, Ekonomik Panorama, Tempo dergileri ile Milliyet gazetesinde çalıştı.

“32. Gün” programıyla televizyon dünyasına giren Rıdvan Akar, Madalyon / Cumhuriyet’in Yabancı Tanıkları ve 12 Eylül / Türkiye’nin Miladı (M. A. Birand ve Hikmet Bilâ ile birlikte), Karaoğlan (Can Dündar’la birlikte) vd. belgeselleri yaptı. Halen CNNTürk Haber Müdürü olan Rıdvan Akar, aynı televizyonda “Hayatın Tanığı” adlı belgesel programı ve “Habere Dair” adlı haber programını hazırlayıp sunuyor.

Pek çok gazete, dergi, ansiklopedi ve internet sitesine yazı yazan Rıdvan Akar; Varlık Vergisi / Tek Parti Döneminde Azınlık Karşıtı Politika Örneği, İstanbul’un Son Sürgünleri / 1964’te Rumların Sınırdışı Edilmesi (Hülya Demir’le birlikte), İşini Bilen Bir Memur: Engin Civan / Bir Prensin Hisseli Hikâyesi (Jale Özgentürk’le birlikte), 12 Eylül / Türkiye’nin Miladı (M. A. Birand ve Hikmet Bilâ’yla birlikte), Aşkale Yolcuları / Varlık Vergisi ve Çalışma Kampları, Lider Portrelerinde Türkiye (ed. Seyfi Öngider vd.), İ Poli ton Poleon / İstanbul Kentler Kenti, Ömrümden Uzun İdeallerim Var vd. kitaplara imza attı. Bir Irkçının İhaneti Rıdvan Akar’ın ilk romanıdır.

Rıdvan Akar Kitapları - Eserleri

  • Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba
  • Bir Dünya Kurmak-Hüsnü Özyeğin’in Yaşam Öyküsü
  • Baba Hakkı
  • İdealler Gerçekleşirken...
  • Bir Irkçının İhaneti
  • Aşkale Yolcuları
  • Rıza Güral'ın Tornası
  • Varlık Vergisi

Rıdvan Akar Alıntıları - Sözleri

  • Eğitim güçtür. Eğitim haktır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, bazı çocukların, sahip olabileceği tek güç, tek fırsattır. Eğitim, sadece okumaya-yazmaya, sayı saymaya, bilgi edinmeye değil, öncelikle kendi gücünü keşfetmeye ve hayatta kalmaya yarar! Çocukları nasıl soğuktan korumak için giydiriyorsak, yorulmasınlar diye kucağımızda taşıyorsak... Kendi ayakları üstünde durabilsinler diye çocuklarımızı eğitimle desteklemek gerekir. (İdealler Gerçekleşirken...)
  • Yıllar sonra, o maçta oynayan ve sonraki yıllarda da ABD Milli Takımı kaptanı olan Walter Bahr Beşiktaş ile ilgili şöyle diyecekti: "O yıllarda, Philadelphia Nationals takımında oynuyordum. St. Louis'de, Beşiktaş'la bir maç yaptık. il Dünya Savaşı'ndan çıkmıştık ve kendimize çok güveniyorduk. Amerikalıların, dünyanın en iyi askerleri ve sporcuları olduğuna inanıyorduk. Fakat Beşiktaş bizi 5-0 yendi. Herkes o kadar büyük hayal kırıklığına uğradı ki, adeta şok olduk. Bu sonucu asla beklemiyorduk. Futboldan ben bile soğudum. (Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba)
  • “Bir ülkenin en önemli değeri onu sonsuza kadar yaşatacak olan çocuklarıdır. Onları ne kadar iyi yetiştirirseniz, ülke o kadar güçlü olur.” (İdealler Gerçekleşirken...)
  • İnsanlarla yaşadım, insanı öğrendim. İnsanlarla yaşadım, insanlığı öğrendim. İnsanlarla yaşadım, İnsanlardan nankörlüğü gördüm. Dostlarım, dostlarım... Ama ben dostlarımdan çok korkarım. (Beşiktaş'ın Dervişi Süleyman Seba)
  • Behire hanım bu zor günlerde çocuklarına bakabilmenin kıt kanaat geçinmenin kimseye muhtaç olmadan yaşamanın derdindeydi. Bu güngörmüş kadın için "ele güne muhtaç olmamak" ilk koşuldu. Kimbilir belki de bu nedenle aile, kendi kendilerine yetebildiklerinin bir vesikası olarak soyadı kanunundan sonra "YETEN" soyadını benimseyecekti. (Baba Hakkı)
  • Hakkı'nın elleri başlı başına bir lisandır. Havaya kalktığı zaman hakem düdüğünü çalmadan yapamaz. Göğüste kavuştuğu zaman zaferi, arkada kavuştuğu zaman mağlubiyeti ilan ederler. Eğer Hakkı ellerini beline korsa müdafa oyuncuları pek yanına sokulmamalılar. (Baba Hakkı)
  • “ Ekonomik zorluklar aşılır, siyasi krizler çözülür. Ancak çocukları harcanmış bir toplumu yeniden onarmak mümkün değildir.” (İdealler Gerçekleşirken...)
  • Meşhur bir hakemimize idare ettiği bir Bjk-Gs maçından sonra sormuşlar: " Hakkı bugun çok sert oynadı bir çok faullerine göz yumdun az düdük çaldın. Neden?" Hakem şu cevabı vermiş: " Azizim delikanlının bakışı ve yürüyüşü bile faul hangi birine yetişeyim çalayım?" (Baba Hakkı)
  • "Kartal'ın yıllardır öne eğik başı bu defa havaya kalkacak... Kartal kanatlarını açacak..." (Baba Hakkı)
  • İkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye bir yandan savaş dı­şı konumunu sürdürmeye çalışırken, bir yandan da olası saldırılara karşı savunmasını güçlendirmeye çalışıyordu. Bu dönemde bütçe harcamalarının yansından fazlası mil­li savunma harcamalarına ayrılmıştı. Devletin kaynakları­nın yarısı orduya gidiyordu. Milli savunma harcamaları, bütçe harcamalarının 1940'da yüzde 53'ü, 1941'de yüzde 55'i, 1942'de yüzde 54'ü, 1943'de yüzde 52'si, 1944'de ise yüzde 51'iydi. Ülkenin kaynaklarının böylesine büyük bir oranının ekonomi dışı kalması, yaşanan ekonomik kri­zi daha da ağırlaştırıyordu. (Aşkale Yolcuları)
  • "Disiplin" ve "otorite"kavramları Hakkı Yeten'i yalnızca futbol hayatında değil, mesleki ve özel yaşamında da tanımlayan en önemli karakter özellikleri oldu. Antrenmana en erken o geldi, en son o terketti sahayı... (Baba Hakkı)
  • "Vergisini vermeyenlerin çalıştınlacakları yerler belli oldu. Bunlar: Deveboynu geçidi, Van ve civarı, Erzurum Zigana Dağı, Bitlis, Elazığ, Kopdağı, Diyarbakır, Siirt ve Palu'dur. " Yine aynı günlerde basın, çeşitli projelerde çalıştınl­mak için insan gücüne duyulan ihtiyaçtan sözediyordu. "Zigana dağının açılması için 100 bin kişiye ihtiyaç var." (Aşkale Yolcuları)
  • “Baba Hakkı hem başkan, hem kaptan, hem oyucuydu. Aynı zamanda da seyirci. Hakemin ürktüğü tek futbolcu da o oldu sanırım. Beşiktaş’ın Mao Zedung’u.” (Baba Hakkı)
  • Çünkü bir ülkenin büyüklüğü nüfusuyla, kentleriyle dağıyla taşıyla değil, kültür ve sanattaki başarısıyla ölçülüyor. İnsana yatırım, kültür ve sanata yatırımla eşdeğerdir. İnsana yatırım istiyoruz; sanata, kültüre, düşünceye, eğitime... (İdealler Gerçekleşirken...)
  • "Beşiktaş denilince, Hakkı geliyor akla. Zaferler kazandırdı, kafa, vücut, ayakla..." (Baba Hakkı)
  • "...Saçları beyazlasa da keten gibi Seni sevmek mümkün mü, Beşiktaş... Hakkı Yeten gibi..." (Baba Hakkı)
  • özyeğin gençlere,"Kendinize güvenin"diyordu."Ne istediğinizi,ne yapmak istediğinizi bilin.Aklınızı kullanın.Öncelikle inanmayı,sonra çalışmayı ve hiç vazgeçmemeyi seçin.unutmayın ki yaşam 100 metrelik bir yarışa değil,42 kilometrelik bir maratona benzer.Bu maraton sırasında iniş ve çıkışlarınız tabii olacaktir.Siz hedefe vardığınızda başarıyı elde edeceğinizi bilerek hareket edin.Hayal kurmaktan da asla vazgeçmeyin." (Bir Dünya Kurmak-Hüsnü Özyeğin’in Yaşam Öyküsü)
  • Almanya 1935'de çıkan ırkçı Nürnberg yasalarıyla. Yahudilerin sahip olduk­ları şirketleri izlemeye alıyordu. Bu firmalarla aynı sektörde iş yapan Alman firmalarından vergi dairelerinden tica­ret odalarından ve bu firmalara yerleştirilmiş casuslardan elde edilen istihbarat yoluyla, bu firmaları ucuz flyatlarla Almanlara devretmeleri için Yahudilerin zorlandıkları gö­rülüyordu. Bu süreçte Nazi Partisi ve devletin kurumlan birlikte çalıştı. Böylece 1933 ile 1935 arasında Yahudile­rin sahip olduğu firmaların yüzde 20 ile 25 arasındaki bö­lümü Alman ırkından olanlar tarafından satın alındı. (Aşkale Yolcuları)
  • Aşkale'de tuvalet temizleyen Moiz adında bir Musevi ile karşılaştım. Çok yoksuldu ve 60 bin lira vergi konul­muştu. "Yağcı" diye bilinirdi. Ne iş yaptığım sordum. Kepenklere yağ sürerek geçimini sağlarmış ve komisyon onu yağ tüccarı sanmış. Kısacası haksızlığı yaşadık. Erzurum ve Aşkale'deki bir çok arkadaşım hemen Türkiye'yi terk et­tiler. Hatta bize ·de "aptallar, bize onca yapılana rağmen kalıyorsunuz" dediler. Ancak biz kalanlar bu vatanın ço­cuğuyduk ve ölülerimiz bu topraklarda yatıyordu. Çünkü bu memleketi seviyorduk. Gidenier de hala buraları özler ve arar. (Aşkale Yolcuları)
  • Çocuklarla iletişim insana bambaşka şeyler kazandırıyor. (İdealler Gerçekleşirken...)