Beyaz Türkü - Bekir Yıldız Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Beyaz Türkü kimin eseri? Beyaz Türkü kitabının yazarı kimdir? Beyaz Türkü konusu ve anafikri nedir? Beyaz Türkü kitabı ne anlatıyor? Beyaz Türkü PDF indirme linki var mı? Beyaz Türkü kitabının yazarı Bekir Yıldız kimdir? İşte Beyaz Türkü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Bekir Yıldız

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752897953

Sayfa Sayısı: 75

Beyaz Türkü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sesler bir bütün şimdi. Hepsini, kadının gözleri çevreleyebiliyor.

Çıktı çıkacak sindiği yerden. Çocuk da. Çocuk çıktı bile.

Hem de anasını, sancılar içinde yere düşürerek. Yarım can çocuk...

Ama türkü de söyleyecek, büyüyebilirse.

Beyaz ve özgür türküler...

Türk edebiyatının ustalarından Bekir Yıldız, güncelliğini hâlâ koruyan ağalık sistemi, töre cinayetleri gibi güneydoğunun kangrenleşmiş sorunlarını en çıplak haliyle edebiyatımıza sokmuş isimdir. Beyaz Türkü adlı bu öykü kitabında ise Bekir Yıldız, hem yakından tanık olduğu Almanya serüvenine hem de güneydoğu halkının yaşamına ışık tutuyor. Almanya'ya göç eden ilk kuşak Türk işçilerinin sorunlarını, ekmek parası peşinde dilini bile bilmedikleri bir ülkenin, yabancı bir kültürün içinde barınmaya çalışan, bu kavga içinde birbirini de ezmekten geri kalmayan, gitgide kendi kimliğiyle de sorunlar yaşayan, kısaca "Alamana" deyip geçtiğimiz bu isimsiz insanları birinci elden tanıklığıyla dile getiren Bekir Yıldız, bir kez daha edebiyatın başka yaşamları aktarmadaki gücünü gösteriyor okurlara.

Beyaz Türkü Alıntıları - Sözleri

  • İnsanlık yanıyor!
  • Çöken, hep omuzları olmuştu yıllar yılı; Muş'ta da olsa, Berlin'de de olsa.
  • Kurşun, kitapları öldürmez.
  • Ekmek, nasıl söylenir gâvurca ana?
  • Çocuğumuzun türkü söylemesi gerek. Mutluluk üstüne, özgür türküler.
  • Çünkü ölümsüzdür kitaplar, yazılmışsa eğer.
  • Tanrısı, sırtını döndürmüştü dünden beri kendisine. Can almıştı kocası çünkü, canı yaradandan tez.
  • Et yiyenlerden bizim gibi ot yiyenlere hayır gelmez.
  • Ateş, gâvurca ne demek? Acız biz. Muş'taki gibi üşüdük baba.
  • Şimdi daha iyi anlamışam, ölüevine, ak gelinlik yerine kara çarşafla gitmenin şart olduğunu.
  • İnsanlık yanıyor!
  • Soyumuza kalkan olan canına kurban olsun.
  • Gözünün yağına kurban..
  • Kitaplardan odun yapıyordu Hitler. Sokaklardaki gece lâmbasını soldurdu edebiyat. Heine, pencereye koştu. «İnsanlık yanıyor!» diye bağırdı. Kitaplardan yükselen ateştir, gökyüzünü dar eden, Hitlerin kahkahasına şimdi. Heine, açık pencereye doğru yeniden bağırdı. «Kara bir iskelet olacaksın, Hitler! Çünkü ölümsüzdür kitaplar, yazılmışsa eğer. Yaptığın, bir yayı sıkıştırmaktan farksız.»
  • Ölüm korkutmuyordu Tahsin'i şimdi. Açlık, ölümü bile hiçliyordu, işsiz kaldığından beri.

Beyaz Türkü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

DRAM BUDUR: Bekir Yıldız'ın birbirinden bağımsız on bir kısa hikâyeden oluşan kitabı Beyaz Türkü, yazarın kendine has tarzında, yurdumuzun özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yaşayan insanımızın yaşadığı zorlukları ve acıları sözü dolandırmadan, görünmesi gereken noktaya parmak basarak kesitler halinde anlattığı bir solukta okunabilecek bir yapıt. Kısacık öykülerde öyle derin mesajlar veriyor ki Bekir Yıldız, bazen bir tek cümleye takılıp kalabiliyorsunuz. Henüz on üç yaşında daha oyun çağındayken adı "gelin" konulan masum bir çocuktan, biberonla yanlışlıkla öldürülen minik bebeğin dramına eşlik ederken bir başka hikâyede açlık, ölüm ve kaçakçılık denkleminde kalan insanların çaresizliğini görüyoruz. Töreye boyun eğmişliğin aldığı canlar, "namus" belasına kana bulanan eller, "ahlâk" olgusunun değişkenliği, bir yorgan bir döşekten ibaret olan miras gibi sahneler barındıran bu kısa hikâyelerde dramı göstererek "dram budur" diyor yazar her çevirdiğimiz sayfada. Hikâyelerin satır aralarında göze çarpan yoksulluk, çaresizlik ve cehalet okurun içini acıtarak ciddi anlamda derin yaralar oluşturuyor bellekte. Kitapta yer alan "Kara Çarşaflı Gelin" ve "Barutçu Maho" isimli öykülerden yola çıkılarak çekilen ve oyuncu kadrosunda Hakan Balamir, Semra Özdamar, Aytaç Arman, Aliye Rona ve İhsan Yüce gibi usta isimlerin bulunduğu Kara Çarşaflı Gelin isimli filmin dört ayrı dalda birincilik ödülleri aldığını da ayrıca belirtmek isterim. (Özgür Köktürk)

Bekir Yıldız 1971 Sait Faik Ödülü almış bir yazar. Çok fazla adı duyulmamış, eserleri pek bilinmiyor. Beyaz Türkü 11 hikayeden oluşan bir eser. Doğu'nun acı yüzünü, töreleri, Almanya'ya giden işçileri, zor şartları kendine has diliyle hikayeleştirmiş. Birbirinden farklı ama içinizi burkan hikayeler hepsi. Hamuş ve Maria Otuz İki Yaşında hikayeleri ayrı güzel. Bir sahafta bulup merak edip aldığım bu kitap, açıkçası beklentimin çok üzerinde çıktı. Daha fazla duyulması ve okunması gereken bir yazar diye düşünüyorum. Herkese tavsiye eder, iyi okumalar dilerim. (Padme Amidala)

Beyaz türkü Bekir Yıldız Barutçu Maho’da ilkel kırsal topluluğun töreleri işlenir. Nalçacı Hüseyin’e, yeğenini öldüren Tayyar’ı vurmasını emrederler, ama Hüseyin, yeğenini vuranı değil, vurduranı öldürmek isteyecek, töre buyrultularının dışına çıkacaktır. Tahir Usta hikâyesinde Tahir Usta, küçük kardeşinin işvereni olduğu bir kutu atelyesinde işçi olarak çalışmaktadır. Hafta sonunda işveren kardeş, bir siparişin parasını alamadığı için, ağabeyi Tahir Usta’nın fazla mesai ücretini vermeyecektir. Kefene Sarılı Mavzer, kitapta Almanya göçünü konu edinen son üç hikayeye başlangıç gibidir. Bu hikâyelerden Celp’te yazar, Almanya’ya göç ederek yeni bir örgütlenme düzenine geçen bir Anadolu’ya göç ederek yeni bir örgütlenme düzenine geçen bir Anadolu insanını tipik bir özelliğinden yakalar; Karısı gece mesaisine kaldığı için evdeki bebeği beslemek durumunda Muş’lu işçi, biberonu kullanmasını bilmediği için, istemeyerek çocuğunun ölümüne sebep olur. Hay Hitler ve Maria Otuz Yaşında hikâyeleri de Almanya öyküleridir. Ve her biri açlığın,yoksulluğun öyküleridir . Baba, ata, töre, cehalet fiğürleri ön plandadır. Bekir Yıldız uyarlanan bazı filmlerin senaryo çalışmalarına da katılır.Bekir Yıldız senaryo çalışmalarına katılan, üç filmde (Bizim Ev TV Dizisi 1995, Kimlik1988, Çark 1987) oyuncu olarak yer alan Bekir Yıldız’ın 8 eseri de televizyon dizisi ve sinema filmi olarak uyarlanır. Bunlar; Baba (Sinema Filmi 1971), (Bedrana Sinema Filmi 1974), (Kara Çarşaflı Gelin Sinema Filmi 1975), (Halkalı Köle Sinema Filmi 1986), (Umut Zamanı Sinema Filmi 1987), Çark, (Sinema Filmi 1987) Bayan Perşembe (TV Dizisi 1993) ve Hamuş, TV Dizisi 1993) Hamuş isimli öykü beyaz türkü kitabında yer alır. Baba filmi kitlelerin Yılmaz Güneyi daha çok sevmesine ve tanınmasına yol açar. Edebiyat severlere dram yüklü bu eserini tavsiye ederim. Sağlıcakla ve dostlukla kalın Gürbüz Deniz (Gürbüz Deniz)

Beyaz Türkü PDF indirme linki var mı?

Bekir Yıldız - Beyaz Türkü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Beyaz Türkü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Bekir Yıldız Kimdir?

Bekir Yıldız (d. 1933 - ö. 8 Ağustos 1998), Türk öykü ve roman yazarı.

1933 yılında Urfa'da dünyaya geldi. Matbaa'cılık okulunu bitirerek, işçi olarak Almanya'da çalışmaya gitti. Yurda döndüğü zaman, Asya Matbaası'nı açan Bekir Yıldız, hikâyelerinde Güney Doğu insanlarının yaşamlarını anlattı. Hikâyelerinden bazıları senaryolaştırıldı ve filme alındı. May, Halkın Dostları, Yeni a, Yazko Edebiyat dergilerinde görev aldı. Birçok yazısı "Zaman İçinden" adlı kitapta toplanmıştır.1971 yılında Kaçakçı Şahan eseri ile Sait Faik Hikâye Armağanı'nı aldı. 11 Ağustos 1998 yılında geçirdiği kalp krizi sonucunda hayatını kaybetti. Karacaahmet Mezarlığı'nda defnedilmiştir.

Bekir Yıldız Kitapları - Eserleri

  • Evlilik Şirketi
  • Kaçakçı Şahan
  • Halkalı Köle
  • Reşo Ağa
  • ve Zalim ve İnanmış ve Kerbela
  • Kara Vagon
  • Harran
  • Beyaz Türkü
  • Arılar Ordusu
  • Demir Bebek
  • Alman Ekmeği
  • Sahipsizler
  • Dünyadan Bir Atlı Geçti
  • Darbe
  • Aile Savaşları
  • Mahşerin İnsanları
  • Sahipsizler - Dünyadan Bir Atlı Geçti
  • İnsan Posası Güneydoğu Zındanı
  • Bozkır Gelini
  • Türkler Almanya'da
  • Ölümsüz Kavak
  • Kör Güvercin
  • Yaman Göç
  • Düz Adam
  • Seçilmiş Öyküler
  • Röportajlar
  • Şahinler Vadisi
  • Yargılayan Zaman İçinden
  • Sahipsizler

Bekir Yıldız Alıntıları - Sözleri

  • Bir çuval buğday karşılığı çalışmak, ağanın gölgesinde yalanmak, Gaffar'ın babasını yatağa vurmuştu..Toprak, şimdi, yıllardan beri kendisini deşen, dölleyen bu adamı cezalandırıp altına almak sabırsızlanıyordu adeta. (Kaçakçı Şahan)
  • "Yanıp kül olsaydın, bundan iyi miydi?" dedim kendi kendime. "Çocuklar için kağıt olacaksın ya, hey şımarık kavak. Daha ne isteyeceksin?" (Ölümsüz Kavak)
  • Hele babanızın polisliğinin ilk günleri var ki... Bak sen nerden nereye... Utandıydı ilk günler sokağa çıkmaya. Ben de utandıydım ilk mantoyu giydiğimde... İşte o zaman bildiydim utanmak nedir, ne değildir. (Aile Savaşları)
  • Bizim toplumumuzda, çocuk kaç yaşına gelirse gelsin, anne babalar için büyümemiş süt kuzularıdırlar. (Yaman Göç)
  • Çağımızda başarının ilk koşulu, birlik olabilmektir. Bir elin nesi var, iki elin sesi var. (Arılar Ordusu)
  • Büyük kentlerde hatalar ve günahlar kalabalığın arasında kaybolup giderken, burada her hata ve günah kurşunla bastırılıyordu. (Reşo Ağa)
  • "Fırında insan...Mahşeri bir fırında...Ateş,yakıcı, kavurucu değilken, birilerini sırtına almak gösterisinde insan.Ama ısı artınca, ayaklar yanınca, insan, sırtındakini ateşe atıp attığının sırtına binme yarışında.... (Mahşerin İnsanları)
  • Sanki sömürü biçimi değişince, sömürü ortadan kalkıyor! (Harran)
  • Neydi sevgi? Nasıl bir şeydi aile? Sevgi uğruna adanan hayatlar, giderek nasıl da unutulup yeni adanmalara dönüşüveriyordu. (Darbe)
  • Bir zamanlar kılıçlarıyla saldıran Türkler, bu defa pasaportlarıyla sızıyorlardı Avrupa'ya... (Reşo Ağa)
  • " İnsansız kent başkadır,insanların olup da,dışarı çıkamadıkları bir kentse bambaşkadır. ' (Mahşerin İnsanları)
  • Bilip de bir şey yapmamak, bilmekten daha acıdır. (Demir Bebek)
  • Tanrı insanoğlunu en olağanüstü nitelikte, hem de maliyeti sıfır denecek bir ucuzlukta yaratıyordu. Oysa ki, doğanın hışmına uğrayan insanoğluna uzatılan her doktorun eli, büyük ve obur pençeliydi.. (Reşo Ağa)
  • "Hasretiz biz," dedi. "Suya hasret bitki gibi, hasretiz Türkçe konuşmaya. Hanım işe gider, göremezsin. Sokaklarda yürürken, korkarsın çoluk çocuğunla Türkçe konuşmaya. Oh... Oh be ne rahatmış meğer, ana diliyle konuşması insanın..." (Yaman Göç)
  • Bir çuvalın içine doldurulmuş kediler gibi, birbirimizi parçalamak yerine, bizleri çuvala dolduranlar üzerine konuşabilsek... (Darbe)
  • Emekçinin Türkü Almanı olur mu sanıyorsun? (Alman Ekmeği)
  • Düşünmek istiyordu Ali. Düşünmek, yaşamak demekti gene de. Yaşamak da; dünle, bugünle, hatta gelecekle hesaplaşmaktı. (Darbe)
  • Seviniyor kimi altta kalanlar. Gaz fırınlarında ölmenin sırası altta kalanlara üç beş saniye sonra geliyor çünkü. (Dünyadan Bir Atlı Geçti)
  • Çünkü ölümsüzdür kitaplar, yazılmışsa eğer. (Beyaz Türkü)
  • Damgalanan insanlar, çirkinleşen insanlar, Tanrı'ya açılan umutlarıyla kümeleştiler. (Kara Vagon)