Bir Acıya Kiracı - Metin Altıok Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Bir Acıya Kiracı kimin eseri? Bir Acıya Kiracı kitabının yazarı kimdir? Bir Acıya Kiracı konusu ve anafikri nedir? Bir Acıya Kiracı kitabı ne anlatıyor? Bir Acıya Kiracı PDF indirme linki var mı? Bir Acıya Kiracı kitabının yazarı Metin Altıok kimdir? İşte Bir Acıya Kiracı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Metin Altıok

Yayın Evi: Kırmızı Kedi Yayınevi

İSBN: 9786054764112

Sayfa Sayısı: 444

Bir Acıya Kiracı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

BİR ACIYA KİRACI

Sen yarım kalmış bir aşkın

Kaçınılmaz surgunu,

Katlanan göğsundeki kayaya.

Sen orda şimdi bir huznu köpurt,

Ben bir çocuğa su vereyim burda.

Ben ki kiracıyım bir acıya.

Sen imzalarsın sabah akşam

Defterini bensizliğin,

Bense kanla öderim

Kirasını kaldığım evin.

Bir takvimi tersten açardık

Eğer isteseydin.

Bir Acıya Kiracı Alıntıları - Sözleri

  • Bağırsam neye yarar, nasılsa duymazlar.
  • Kendi ipimi belki kendim çekerim.
  • Ben o gün öldüm gülüm, bir daha ölmem artık.
  • İnsanın bir yanı nedense hep eksik Ve o eksiği tamamlıyayım derken, Var olan aşınıyor azar azar zamanla.
  • Geçip gider zaman. Geri alınmaz bazı şeyler.
  • Koyup zarfın içine, üstünü acıyla pulladım, Sana bir sevinçlik menevişli kuş yolladım. Son kuşlarımdı bunlar, dedim telef olmasın, Geçti artık, göğsümde kuş barınmaz, anladım...
  • Gidiyorum burdan Anım olmayan bir kente.
  • "Çıkıp yürümüştük kıyı boyu Benim sıvası dökük yüzüm, senin çocuk gözlerinle. Oysa sen yürümeyi sevmezsin."
  • Aşk da kirlenir elbet insanla birlikte.
  • Gönlü yok kimsenin gül yetiştirmeye.
  • Bir ben kaldım şimdi , Tek yakın bana.

Bir Acıya Kiracı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Altıok Metin... Dağıttın beni. Çok bekledim tanışacağımız günü ve kalbimin hüzünlü zamanında kesişti yolumuz. Her bir sözün o kadar işledi ki içime, hiçbir kelime hislerimi tam anlamıyla karşılayamayacak. Bir insan nasıl bu kadar yara alırmış gördüm sende. 'Yangın' ve 'Ölüm' ü andığın her mısrada nefretim de acım da arttı. ''Kalanlar ölenler için şiirler yazar.'' demiştin. Yazdılar, yazacaklar Metin abi. ''İnsanın bir yanı nedense hep eksik Ve o eksiği tamamlıyayım derken, Var olan aşınıyor azar azar zamanla. Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.'' Artık yalnızca doğduğumuz şehir, sevdiğimiz abiler değil acılarımız da ortak. Keşke kocaman sarılabilsem sana. Ruhun şad, mekanın cennet olsun. (Sümeyye)

Gönlümün göğüne yerleşen şair Metin Altıok: Eğer sizi tanısaydım parmaklarımı hafifçe kapatıp, elimi yüzüme dayayıp, kuvvetle muhtemel anlattıklarınızla dalıp giderdim. Sesiniz de anlattıklarınız gibi miydi? Bahçemde kuşlar öterken, tüylerinin rengi gökkuşağına çalarken, okumak sizi çok güzel, keşke siz de olsaydınız. Akarsular içi soğuyunca donuyor, bahar gelirken zamana öykünerek damla damla çözülüyor. Soğuk dahi güzel sizi okurken; siz, sizi okumak ne demek asla bilemeyeceksiniz, sizin de dilinize tercüman olanlar oldu mu? Yosunlu yüreğinizi aşksız kaldığı demlerde bahtsızlık saymışsınız. Bu yüreği taşımak bir aşktan daha kıymetli, bileklerinizde bin aşktan daha fazlasını yüreklere dağıtma kuvveti varken, kelimeleri avuç avuç öyle serpmişsiniz ki kağıtlara, yüreklerde yeşerenleri anlatmaya kıyamıyorum, denemek vaktidir: Eğer ben yazmazsam, eğer siz daha fazla okunmazsanız, okundukça daha fazla bilinmezseniz, ününe orak sallamak istediğim nice satırcı (şair değil), zihinlerde hakikatliymiş gibi oturacak! Eyyy Metin Altıok, senin kral olduğun yerde birçoğu ancak soytarı olabilir. Elbette toprağımda yaşayan ve ölen birçok kıymetli şair var, ama içini bu kadar sağlam bir akisle, bir kuvvetle, bir ahenkle, bir temelle, bir yaratılıştan gelen hususiyetle ifade edebilme kaçımızın şahit olabildiği bir talihtir! Sizi okumak talihtir Metin Altıok! Sizi okumayan (vurguyla yazıyorum bunu sesimin en sert tonuyla!) ''Ben şiir okudum'' demesin! Baharda, bir yaylaya gitmek gibi sizi okumak; olgunluğunu, içinde tazelenen huzura borçlu bir sessizlikte, nazlı bir rüzgarın, bazen meltemin insanın yüzünü yalayıp gitmesi gibi. Aynı anda binlerce çiçeğin açılmasına şahit olmak gibi, baharın baharlığını haykırması gibi, nehirlerin coşması gibi, bir kuzuyu okşamak bazen, bir bebeğin uyuması gibi; o uslu, sakin soluk alışverişleri misali. Sizin şiiriniz tabiat gibi. Tabiat sizin şiiriniz gibi. ''Yürek de fetrete düşer, Biten bir aşkla yenisi arasında; Şaşırır menzilini, ayağı sürçer.'' Hadi bunun üzerine bir söz söyleyin, kelam olsun ama. Ben bulamadım. Gençliğim yüzümde pembe pembe oturmuş, kalbim gümbürderken bu satırlarla, ben de fetrete girdim galiba. Siz, sizi okuyanı da şair etme derdinde misiniz? Bu satırların uğruna, içinde gelincikler açmayanın kalbi kurusun da taş olsun. Akide şekerini seven kaç kişi kaldık? Antika zevklerden sayılır. İçindeki tarçın, limon ve şeker tadı dilimde, hissettiklerim göğsümde gökyüzüne izinsiz dağılan bir hava-i fişek gibi. Gözümü kapattığımda hep aynı yerdeyim. O dağ başında, o çeşme, o ağaç yalnız efeler gibi orada. Önümde koca koca dağlar, bağırsam sesim akis akis, arkamda anam, kardaşım, izini bırakmış nice sevdiğim. Baba toprağı olduğu için mi, hep zihnimdesin? İşte bu kitabı okurken ben hep oradaydım. ZOR ZAMANDA GAZEL'ine denk geldiğimde yutkundum ... gonderi/27990746 Bir rengin diğer bir renk içinde kaybolması gibiyim. Ne ben ne şiir aynı artık. Koyu kırmızı paltolu, ak yüzlü bir kızın, güneşi başına rüzgarı sırtına aldığı bir günde yürür gibiyim. Bu şiirleri okurken ne çok şey fark ettim kendimle ilgili. Mesela birini sevmekle ilgili hissetiklerimdeki kuvvet, meğer sadece benimle ilgiliymiş. İster ailem olsun, ister içinde can taşıyan her ne ise o, fark etmezmiş. Benmişim hep özne de konu da. Bir şeyler hissederken, bir çiçeğin açılırken attığı çığlık gibiyim. Gönül gözüyle bakanlar görür, kulak verenler duyar sesimi. Bundandır bazılarına sesimin sağır gelişi. Elbet solduğum vakitler de gelir sevdiklerime, güneşimi eksik edene susmak benim işim. *** ''Adıma özenenler, ah bir bilseler, kaç göçük, kaç ceset yaşadım çürüdüm bugünlere kadar ben'' diyen şair, öyle olmasaydı böyle yazabilir miydiniz zaten? Gönlümün göğüne yerleşen şair, ne uçurtmalar saldınız o göğe bir bilseniz... Ellerimiz çiçeklere ne kadar benzer, farkında mısınız insanlar? Hislerimiz binbir renkten mürekkeptir, akışkanlığı da nevi de bu sebeptendir. Elinizi sol yanınıza koyup bakın ona, kim bilir ne renk açmış bir çiçektir? Yüreğinizdekileri yeniden bulup çıkarmak için, bu şiirlerin her biri bir sebeptir. Kuş kanadına oturdum da okudum sizi Altıok. Dimağım bir serçe oldu büyüdü. Uçtum gözümü kapatıp bir bilseniz. Özgürlük kadar güzeldi yaşadıklarım. Gönül bir ceylandır, avcısı da yârdır. Bir denk gelmeyegör alıverir canını. Can'a can olan azdır, canan da olur. Bana yol arkadaşı oldunuz bunca zamandır. Bir insana hayal kırıklığına uğramayacağının güveni renginde gözlerim. Öyle koygun kahverengi, öyle hatrınız içinde okudum. Hâreli olsaydı, ateş böceklerinin gece mavisinde titreyişleriyle okurdum satırlarınızı Eyy Metin Altıok. Sen ne güzel adamsın! Ben ne mutlu bir okurum. Dalga kıyıyı aşındırır ama yüreklere de tuhaf bir ferahlık verir. İçinizdeki dalgaları kıyımıza vurduğunuz için müteşşekkirim değerli şair... Son şiirine kadar, yer yer sakinlese de hayal kırıklığına uğramadan okudum. Bitmesin diye, içimden adına domino taşına vurur gibi vurmak gelen şairlere(?) bile vakit ayırdım. Ama bitti. Fakat bittiğine üzgün değilim. Ben bu kitapla dolu dolu mevsimler geçirdim. Eğer şöyle 1000 tane alabilecek olsam alır dağıtırdım buradaki nice kişiye. Allah biliyor içimde bu istek ama bu kadarı beni aşar. Lütfen kendinize bir iyilik yapın ve bu kitabı hayatınıza katın. Sevgiyle kalın. (Kübra)

uzandım usulca cigarama ;yavan ömrüme katık.: ¶¶Kimi zaman çocuğum Bir müzik kutusu başucumda Ve ayımın gözleri saydam. Kimi zaman gardayım Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar. Ne zaman bir dosta gitsem, Evde yoklar.¶¶ ¶¶Baktım annem yoktu yanımda; Sırtımda bahriyeli giysimle, Ben bir kez kayboldum çocukluğumda¶¶ Yazdığın her mısra da bir sen yaşatmayı nasıl başardın ki Altıok?.. Çoğunluğa hitap ederken yalnızlığını yazmışsın hep. Kendi üzerinden bizim benliğimize... Dünya bir gurbetti ama Metin Altıok gurbetinde gurbetinde yaşadığını şiirlerinde öyle hüzünle hissettiriyor ki, ne acı bir yere ait olduğunu hissedememek. İnsan ancak bir yerlere ait olduğunu hissettiyse anlıyor bunun yokluğunu çekenin acısını. Çocukluğunda anneden görmediği, yaşamadığı sevgiyi anlattı şiirlerinde, babasına bir nebze de tutunarak. ¶¶Ölümü arayarak geçti Bunca yılım. Kötü annem Beni komşunun oğlu kadar seven, Yok olan babamdı belki Ölüm tutkumu pekiştiren.¶¶ “Arkadaşı Mehmet Taner’e anlattığı trajik hikayede olduğu gibi… Ki bu hikaye, şairin sonu düşünülerek okunduğunda söylenecek söz bırakmaz insana: “Biliyor musun, beni kaynar kazanda kaynattılar” dedi Metin Altıok birden. Yüzü karmakarışıktı… Küçücük bir çocukken, İzmir taraflarında, annesiyle babası tarladaki işleriyle meşgulken, bir ağacın altına bırakmışlar onu. O yaz sıcağında, bir akrep tarafından sokulmuş: Akrebin zehrini alsın diye, çevredekiler, ateşin üzerine koydukları bir kazan dolusu suya sokup, suyu kaynatmışlar… Gözyaşlarına boğulmuştu, “Küçücük yahu, daha küçücük bir beden suda kaynatılıyor, düşünsene” demişti” “Kız kardeşi Meral Altıok’a “On taneden fazla şiir kitabı çıkarmayacağım, elli yaşından fazla yaşamayacağım, ölümüm yatağımda sıradan bir ölüm olmayacak.” demiştir Metin Altıok. Dediklerinin hepsi de çıkar ne yazık ki. Metin Altıok bilir gibidir başına gelecekleri. Sadece bu sözüyle değil, şiirleriyle de anlatır, kendisini bekleyen sonu.” Eşim dediği insan bile bu yolda yalnız bıraktı onu, diğer bütün aydın arkadaşları gibi üzerine bir türlü oturtturulmayan dayatmaları haykırdı ateşler içinde yandığı son dakikaya kadar. Seni yakanlar cehennem ateşlerinde yansınlar, hani derler ya beddua ederken ”Huzur mahşerde rahat yüzü görme” diye. Görmeyin rahat yüzü. Eğer hala varsa bir parça insanlığınız hapsedin kendinizi kendi zindanlarınıza son nefesinizi verene kadar. Kendi pisliğinizde boğulun. Saygı, sevgi, hürmetle yad ediyorum seni bir acıya kiracı olan kıymetli insan :(( Okur kalın. (Ayfer)

Bir Acıya Kiracı PDF indirme linki var mı?

Metin Altıok - Bir Acıya Kiracı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bir Acıya Kiracı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Metin Altıok Kimdir?

14 Mart 1940 tarihinde Bergama'da doğdu. Karşıyaka Lisesi ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümünü bitirdi. Bingöl Lisesi'nde Felsefe Grubu Öğretmenliği ve daha sonra sürgün olduğu Bingöl'ün Genç ilçesinde, ayrıca Karaman Lisesi'nde felsefe öğretmenliği yaptı. İşçi Partisi üyesiydi.

Sivas katliamından (2 Temmuz) ağır yaralı olarak kurtuldu ancak komadan çıkamayarak 9 Temmuz 1993'te Ankara'da vefat etti.

Şiirleri 70'li yıllarda yayımlanmasına karşın Metin Altıok, şiirlerinin kaynakları bakımından 60'lı yılların geç ürün veren (ya da geç yayınlanan) şairlerinden biri olarak nitelendirilebilir.

Gezginde Servet-i Fünun'dan, Ahmet Haşim'den, Dranas'dan, İkinci Yeni'ye, ve 60'lı yıllar şiirinin bazı ortak söyleyişlerine kadar çeşitli etkilenmeler bulunmaktadır. Bu kuşağın en romantik, duygucu şairleri arasında olan sanatçının dili yalındır. Benzetme yapmayı, anlaşılması güç olmayan simgeler kullanmayı sevdi. Bu kitabında halk şiiri biçimlerinden de yararlandı.

Yerleşik Yabancı'da tüm şiirleri tek bir şiirmiş izlenimi uyandırmakta, söyleyişte ve konularda benzerlikler bulunmaktadır. Buna karşın, Kendinin Avcısında kendine özgü bir ses, romantik, acılı ve yalın bir söyleyiş gözlenir. Simge, alegori ve mecazlardan ölçülü bir tutumla yararlandığı bu şiirleriyle Türk şiirinin lirik geleneklerine bağlanmaktadır.

Yayımlanmış eserleri

Yerleşik yabancı (1978)

Kendinin avcısı (1979, Ahmet Telli ile 1980 Ö. F. Toprak şiir ödülü)

Küçük tragedyalar (1981)

İpek ve klabtan (1987)

Gerçeğin öte yakası (1990, Cemal Süreya şiir ödülü)

Dörtlükler ve desenler (1990)

Süveyda (1991)

Alaturka şiirler (1992)

Şiirin ilk atlası (1992)

Hesap işi şiirler (1993)

Bir acıya kiracı (1998-Bütün Şiirleri)

Metin Altıok Kitapları - Eserleri

  • Bir Acıya Kiracı
  • Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar
  • Küçük Tragedyalar
  • Şiirin İlk Atlası
  • Kendinin Avcısı
  • Yerleşik Yabancı
  • Süveyda
  • Gezgin
  • İpek ve Kılaptan
  • Soneler
  • Hesap - İşi Şiirler
  • Yel Ve Gül

Metin Altıok Alıntıları - Sözleri

  • Bunu unutamam, Aklımdadır hâlâ. (Küçük Tragedyalar)
  • Sevgilim aşk da çevreye uyar, Susuzluk,kaktüsü dikenle kaplar. (Kendinin Avcısı)
  • Seni beklerken yüreğimin ufalanıp dökülmüş yarısı.. Sevgilim ne zaman, ne zaman Bir dosyaya koyacağız bu yası.. (Kendinin Avcısı)
  • İnsanın bir yanı nedense hep eksik Ve o eksiği tamamlıyayım derken, Var olan aşınıyor azar azar zamanla. (Bir Acıya Kiracı)
  • "bir yarım umuttur elimizde kalan, göğüslemek için karanlık yarınları" (Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar)
  • Ama gördüğünün gerisinde, görmediğin bir şey var. (Şiirin İlk Atlası)
  • Ben Sevda ve dünya, ardarda üç noktaydık. Önümüz boştu, ardımızsa zaten boş; Önümüze ardımıza üçer üçer yayıldık. (Soneler)
  • Bilsen seni ne kadar özledim... Ama ne yapalım dünya bu. Hasret de, ayrılık da var içinde. (Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar)
  • Bir yanda sürek avı, bir yanda çılgın fiesta. Dünya kupası ve savaş. Binlerce insanın öldüğü, çocukların sakat kaldığı bir dünya. Kekre bir yaşam. Payımıza düşen sadece acı. (Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar)
  • Kadınlar da oldu elbet yaşamımda, Biri hariç hepsini bağışladım. Sınadım kendimi karşılıklı acıyla, Ben hep ölüme ve aşka inandım. Bir şey var dokunur bana; Yüzüme uymayan iğreti adım. (Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar)
  • Böyle garip bencileyin, Böyle yayan yapıldak, Yani amaçsız bir gezgin. Geldiğim şu dağlar boyuydu, Yüzünüz kadar ırak gittiğim. (Gezgin)
  • Bir ben kaldın şimdi Tek yakın bana. (Küçük Tragedyalar)
  • Ben bir boşluğa düştüm; Düşerim, düşerim hala. (Süveyda)
  • Şölensiz, sevinçsiz yaşıyoruz şimdilerde, Bir iğdiş ve buruşuk zamanı. Kimsenin türküsü yok dilinde Karşılayacak yağan karı Coşkulu ve sarhoş sesiyle. Bıçak açmıyor ağızları; Acı, yalnız acı var yüreklerde. (Hesap - İşi Şiirler)
  • Kendi kendini gören bir Göz gibi oldun mu hiç, içe dönük bir göz gibi? Gözünün bebeğinden Kaç fersah gördün içini? Nereye kadar sürdü yolculuğun, Dehlizin sandığından derin miydi? (Kendinin Avcısı)
  • Kusurlu dünyamızda Yer yoktur kusursuzluğa. Demir pas tutar, Gümüş kararır, Kurtlanır kar bile, Alev is yapar Ve insan içinde Bir kafesle yaşar, İnilti gibi kimi zaman Bir garip ses duyar. Bunun için intihar Parçasıdır hayatın. (İpek ve Kılaptan)
  • Ölsem ayıptır, sussam tehlikeli Çok sevmeli öyleyse, çok söylemeli... (Yerleşik Yabancı)
  • Özgürlük ve refahın olmadığı, yarın endişesinin kol gezdiği bir ülkede şiir kendi yalnızlığında, kendi sesiyle avunacaktır elbet. (Şiirin İlk Atlası)
  • Toprağın da vardır bir kişiliği, Her insanın nasıl bir iklimi varsa. Bir toprağı anlatmak değil mi ki, Bir insanı anlatmaktır biraz da. (Yerleşik Yabancı)
  • Çektiğin bunca acı Kefareti değil unutma Yaşadığın çaresizliğin. (İpek ve Kılaptan)