Bir Adam Girdi Şehre Koşarak - Tarık Tufan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bir Adam Girdi Şehre Koşarak kimin eseri? Bir Adam Girdi Şehre Koşarak kitabının yazarı kimdir? Bir Adam Girdi Şehre Koşarak konusu ve anafikri nedir? Bir Adam Girdi Şehre Koşarak kitabı ne anlatıyor? Bir Adam Girdi Şehre Koşarak kitabının yazarı Tarık Tufan kimdir? İşte Bir Adam Girdi Şehre Koşarak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Tarık Tufan
Editör: Adem Şenel
Yayın Evi: Profil Yayıncılık
İSBN: 9789759962814
Sayfa Sayısı: 120
Bir Adam Girdi Şehre Koşarak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
MEKSİKA SINIRI ve KAFA DENGİ TELEVİZYON PROGRAMLARININ VAZGEÇİLMEZ SUNUCUSU TARIK TUFAN’DAN...
Camlardan ölesiye sarkan gündelikçi kadınlar, elindeki eczane poşetleriyle çaresiz bekleyen yaşlı adamlar, pazar yerlerinden artık toplayanlar, eskimiş kıyafetleriyle düğün salonlarında şarkı söyleyenler, sefer tasından utanan genç adam ve diğerleri.
Şehrin ötekileri yani.
Biraz Raif Efendi, biraz Maria Puder, Sartre, Bachelard, Anna ve biraz Kudüs.
Karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok nefessiz, çok sabahsız, çok aşksız, çok çiçeksiz, çok neşesiz, çok kitapsız bir şehirde hayatta kalabilmek için her şey.
Büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulabilmek için yani.
Tarık Tufan, “Bir Adam Girdi Şehre Koşarak” kitabında her şey hızla akarken, yavaş gidenleri, yorulanları, rekabete güç yetiremeyenleri ve onların mekanlarını anlatıyor.
Bir Adam Girdi Şehre Koşarak Alıntıları - Sözleri
- Ben kolayca incinirim bilirsin. Kolayca hasta olur, kolayca vazgeçerim zor olan ne varsa.
- Gözlerim biraz yorgun. İçinde bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler…
- Kadınların yaralarını erkeklerin gözyaşları iyileştirir ancak. Erkekler ketumlaştıkça, gözleri kuraklaştıkça, acısı dinmemiş kadınların sayısı artıyor. Erkekler ağlamayınca kadınların yaraları bir türlü geçmiyor.
- “Kalk Kudüs’e gidelim sevgilim.”
- "Gözlerim biraz yorgun. İçinde bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler." .... ~...
- “Rabbimiz! Bizi evine kabul et.”
- Herkesin yalnızlığı kendi çaresizliğinde büyüyor.
- 'Aşklar da böyle gerçekte.Ezber cümlelerin, ezber duyguların içinde aktığını varsayarken,gerçekte kalbine dokunmak gerektiğini unutuyor insan.'
- Gitmek istemezsen bir şiir miktarı kadar otursak diyorum.
- “Sen beni tutarsan hiç düşmem biliyor musun?”
- İnsan hayatın bir yerlerinde ölüyor aslında. Ruhuyla arasına yaşamak kadar uzun bir mesafe giriyor. Ölüyor insan ve yeniden diriliyor. Umut etmek için diriliyor, başlayabilmek için diriliyor, doğru dürüst bir tek cümle kurabilmek için diriliyor işte. Sonra... Sonrası karanlık.
- "Gözlerim biraz yorgun. İçinde bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler..."
- Kadınlar kısa anlarda yaşarlar. Kinleri de, öfkeleri de, merhametleri de o anda açığa çıkan duygu durumundan fışkırır. Bunu saklamazlar.
- "Yakama yapışan cümleleri yazdım. Bir cümle insanın yakasına yapışır mı demeyin, yapışır."
Bir Adam Girdi Şehre Koşarak İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitabı okurken acaba bunları yaşamış mı? Bunlar kendi düşünceleri mi, yoksa farklı insanların yaşanmışlıkları mı? diye düşünüyorsunuz.Tarık Tufan günlük hayattaki olayları kendi bakış açısıyla gözler önüne sermiş... Ve bazen öyle kelimeler kullanmış ki günümüz dünyasının içinde bulunduğu durumu çok güzel izah etmiş. Hayata küçük pencereler açmış. Bize sadece biraz vakit ayırıp bakmak kalıyor.Sorunları,iç çekişleri,sevinçleri,isyanları en sade,en masum haliyle anlamak,içinde hissetmek isteyenler için harika bir kitap.Duyguyu kaçırmamak,yaşayabilmek için konsantre olamayacağınız yerlerde okumaya kıyamayacağınız,kesinlikle okunması gereken bir kitap. Keyifli okumalar ... (Hande gunkut)
Tarık Tufan'ın okuduğum ilk kitabı. Kitap kısa denemelerden oluşuyor, çok kısa sürede bitecek incelikte. Bazı yerlerde durup düşüncelere dalıyorsunuz. Şehrin öte ucundan gelip hakikati anlatmaya çalışan adam.. işte tam da şu an ihtiyacımız olan şey bu. Bu hızla akan dünyada nereye gittiğini bilmeden sürüklenir gibiyiz. O adam gelse de bize durun dese, bizi tüm kirlerden arındırsa, biz tükenmeden önce gelse. Rabbimiz! Ellerimizi tut. Ellerimizde derman kalmadı. Biz bıraksak da sen tut. Bizi kendimize bile bırakma Rabbimiz! (Lavantasever)
"Bazı şehirleri özlemek, tek gözlü bir odaya toplaşıp, annenin yaptığı sıcak tarhana çorbasıyla ısınmayı özlemek gibidir." . Tarık Tufan 'ın denemelerinden oluşan #kitap oldukça #akıcı , #sade ve insanı düşünceye sevkeden türden . Hızla akıp giden zamana karşı bir #nefes alımı ,bir durak ,bir parça #farkındalık edinmek adına hoş bir #okuma sağlıyor . Farkında olmadığımız , üzerinde düşünmediğimiz , çokça önemsemedigimiz için zihnimizde yer etmeyen farklı konular hakkında , farklı bir bakış açısı sunuyor bize yazar . #Denemeler birbirinden bağımsız olduğu için ara ara açıpta okunabilir . Severek okudum bende . (Sevtap Cüntay)
Kitabın Yazarı Tarık Tufan Kimdir?
Tarık Tufan 5 Haziran 1973 yılında İstanbul'da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünü bitirdi. Marmara Üniversitesi Ortadoğu ve İslam Ülkeleri Enstitüsü Sosyoloji Bölümünde yüksek lisans eğitimini tamamladı. Çeşitli gazete ve dergilerde yazıları yayınlanmakta ve bazı televizyon kanallarında edebiyat-sohbet türünde programlar sunmaktadır. Yayımlanmış beş adet kitabının yanı sıra Uzak İhtimal ve Yozgat Blues filmlerinin senaristlerindendir.
Edebiyat alanında beş adet kitabı mevcuttur. Kitaplarında, günlük hayat içinde insanın varoluş, kimlik sorunlarını irdeler. Uzak İhtimal ve Yozgat Blues'un senaristlerindendir. Kitaplarındaki zarif ve naif anlatım üslubunu senarist olduğu filmlerde de görmek mümkündür. "Uzak İhtimal" filmiyle 2009 yılında İstanbul Film Festivali'nde "En İyi Senaryo" ödülünü kazanmıştır. Uzak İhtimal'in ardından senaryosunu yazdığı "Yozgat Blues" filmiyle 2013 yılında Altın Koza Film Festivali'nde "En İyi Senaryo" ödülüne layık görülmüştür.
Tarık Tufan Kitapları - Eserleri
- Ve Sen Kuş Olur Gidersin
- Bir Adam Girdi Şehre Koşarak
- Kekeme Çocuklar Korosu
- Düşerken
- Şanzelize Düğün Salonu
- Hayal Meyal
- Beni Onlara Verme
- Kraliçenin Pireleri
- Kaybolan
- Geç Kalan
Tarık Tufan Alıntıları - Sözleri
- İnsan anbean delirdiğini fark edebilir mi? (Şanzelize Düğün Salonu)
- Gözlerim biraz yorgun. İçinde bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler… (Bir Adam Girdi Şehre Koşarak)
- " Herkesin hicreti niyet ettiğinedir. " (Beni Onlara Verme)
- Susuyorduk öylece. Göz göze gelsek kör olacaktık. Konuşsak sözler bitecekti. (Kraliçenin Pireleri)
- Ne garip, insan doğruların ne kadar farkında olursa olsun kendisini kandırabilme gücünü asla yitirmiyor. Beynine dayanan silahın önemi yok. Yaşıyorsan buradan da kurtulabilme şansın var demektir. (Ve Sen Kuş Olur Gidersin)
- Velhasıl ölüyorlar. Kendi katilleriyle sevişiyorlar, kendi katillerine yemek pişiriyorlar, kendi katillerinin ellerini öpüyorlar bayramda, kendi katillerinin donlarını yıkıyorlar, kendi katillerinin çocuklarını doğuruyorlar, kendi katillerinin çocuklarını büyütüyorlar. (Beni Onlara Verme)
- Sen unutuyorsun diye bütün acılar geçiyor mu? (Kaybolan)
- "Annemin ölümünün dil bilgisi, grameri olmuyor ki Eda. İnsanın annesinin ölümü zaten hayatın anlatım bozukluğu." (Şanzelize Düğün Salonu)
- "Gitmek, biraz ölmektir." (Kraliçenin Pireleri)
- Ben kolayca incinirim bilirsin. Kolayca hasta olur, kolayca vazgeçerim zor olan ne varsa. (Bir Adam Girdi Şehre Koşarak)
- “Kalk Kudüs’e gidelim sevgilim.” (Bir Adam Girdi Şehre Koşarak)
- "Insanlar hep yanlış şeyi alkışlıyorlar." (Kaybolan)
- "İnsanı çürüten ölüm değil, hayattır." (Düşerken)
- İnsanın en ölümcül yarası, içinde anbean büyüyen gitme hevesidir. (Düşerken)
- Susuyor olmam, acı çekmediğim anlamına gelmez... (Ve Sen Kuş Olur Gidersin)
- Kadınlar kısa anlarda yaşarlar. Kinleri de, öfkeleri de, merhametleri de o anda açığa çıkan duygu durumundan fışkırır. Bunu saklamazlar. (Bir Adam Girdi Şehre Koşarak)
- “Sen beni tutarsan hiç düşmem biliyor musun?” (Bir Adam Girdi Şehre Koşarak)
- İnsan, bir parça kandan ve çokça özlemden yaratıldı. İnsan, topraktan, sudan ve aşk acısından yaratıldı. (Geç Kalan)
- Annemin ölümünün dil bilgisi, grameri olmuyor ki Eda. İnsanın annesinin ölümü zaten hayatın anlatım bozukluğu. (Şanzelize Düğün Salonu)
- “Şimdi bulabildiğim tüm soru cümlelerini üst üste yığıp bulabildiğim en merhametli cevabın dizlerine yaslamak istiyorum başımı. Bulabildiğim en müşfik cümlenin önünde bir an olsun düşünmeksizin iyiden iyiye bitik, yorgun vücudumu yere bırakmak istiyorum. Uzanmak ve hangi günahtan kalma olduğunu kestiremediğim acıların yorgunluğunu bir parça olsun üzerimden atmak istiyorum. Uyumalıyım.Uzunca bir süre.Sınırların, para birimlerinin, zaman ölçülerinin değiştiği çağlara dek.” (Kraliçenin Pireleri)