Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan - Oğuz Atay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan kimin eseri? Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan kitabının yazarı kimdir? Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan konusu ve anafikri nedir? Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan kitabı ne anlatıyor? Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan kitabının yazarı Oğuz Atay kimdir? İşte Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Oğuz Atay

Tasarımcı: Ümit Kıvanç

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9789754700671

Sayfa Sayısı: 283

Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Türkiye'de pek benimsenmemiş bir dalda, biyografik roman türünde, Oğuz Atay'ın kendine özgü üslubu ve kurgusuyla, kendi hocası da olan Prof. Mustafa İnan'ı anlatışı. Atay'ın hedefi, bir halk çocuğunun uluslararası ün sahibi bir bilim adamı oluşunun zorlu macerasını sergilemek. Bunun yanısıra, Oğuz Atay'ın toplumsal eleştiri kalıplarını zorlayışını da izliyoruz. Bu kitapta, Prof. Mustafa İnan'ın hayatından kesitler veren bir de fotoğraf albümü yeralıyor.

Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan Alıntıları - Sözleri

  • Ve memleketin haline öyle üzülmeye başlarsın ki üzülmekten başka bir şey yapmaya gücün kalmaz.
  • Anlamıyorlar, nazlanıyorum sanıyorlar. Oysa hiçbir şey istemiyor içim..
  • İnsanlarımız, bazı madenler gibi çabuk ısınır ve çabuk soğurlar.
  • "Biz ziyan olmuş bir nesle mensubuz."
  • “Ah insanlarımız. Ah küçük hesaplarımız. Ah dün akşam ne yediğini unutanlarımız.”
  • Anlamıyorlar, nazlanıyorum sanıyorlar. Oysa hiçbir şey istemiyor içim.
  • "Anlamıyorlar, nazlanıyorum sanıyorlar. Oysa hiçbir şey istemiyor içim."
  • Düşünme yeteneğini gittikçe kaybettiğimi hissediyordum.
  • "Biz ziyan olmuş bir nesle mensubuz."
  • İlmin gayesi gerçeği aramaktır.
  • İnsan öğrendikçe, bildikçe evrenselleşir.
  • İnsanlar ölünce sözler de kayboluyor. Ne acıklı değil mi?
  • Oysa bu ülke Hindistan'a benziyordu: Kastlardan geçilmiyordu.

Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan İncelemesi - Şahsi Yorumlar

"Dur bakalım" derdi, "bir de benden dinleyin hikayeyi..": Şu incelemeyi yazmaya kalkışmakla üzerime büyük bir sorumluluk aldığımın farkındayım.. :) Tam 66 gün. Bu süre içerisinde kaç tane diğer bir edebiyat kitapları bitirdim! Ama hepsiyle paralel bu kitabı da okumayı sürdürdüm. Oğuz Atay kalemiyle daha önceden tanışmamış birisi için zor gelebilir hatta yarım bile bırakabilirler. Ama iki kitabıyla artık yazı usûlünü benimsediğim Oğuz Atay'ın dil ve uslubu yine beni hayran bıraktı.. Kitapta bahsi geçen şahıs, mühendislik üniversitesinden yazarın öğretmeni olmuş Mustafa İnan. İsmini dünyanın bir çok ülkesinde duyurmayı başarmış bilim adamının, öğrencisi Oğuz Atay'ın değil, edebi bir "profesör" tarafından anlatılmasına karşın aslında tüm bu fikirlerin direkt Oğuz Bey'in dilinden geldiği belliydi. Profesör ve kitaptaki hitap şekliyle "delikanlı"ysa bir nevi eseri romanlaştırmaya hizmet ediyor. En başından sonuna kadar bu büyük bilim adamının hayatı pek ayrıntılara varmadan anlatılıyor. Çocukluktan ailesi dahil birçok kişi tarafından gelecek için yararsız şahsiyet gibi görülen Mustafa, bu düşüncelerin tam aksinin mümkünlüğünü ispat etti. Üniversitenin hocası, dekanı, rektörü vazifelerine kadar yükselmeyi kendi akıl ve zekâsıyla başardı. Öğrencileriyle samimi, gerektiğinde şakacı gerektiğinde bir büyükleri gibi davranmasıyla tüm öğretmenler adına örnek biri oldu. Bu yüzden kitabı tüm okullulara, güzel bir gelecek edinmek isteyen öğrencilere önerdiğim gibi öğretmenlere de şiddetle tavsiye ediyorum. Mustafa Hoca karakterine bir çok yerde tekrar tekrar hayran kaldım.. Kitapta sadece hoca şunu araştırmış bunla ilgilenmiş gibi bilgilerin değil birebir araştırma konularının da yer alması olağanüstü mutlu etti beni. Mesela bazı kelimelerin etimolojisi hem şaşırttı, hem gülümsetti, hem Mustafa İnan'a hayranlığımı arttırdı. Hadi en etkilendiğim bir tanesini buraya bırakayım; "çocuk" sözünün domuz yavrusu anlamına geldiğini kaç kişi biliyordu? :)) Cümlelerin gizli anlamını keşfetmek çok güzel duygu ve bu kitapta bunu sık sık yaşadım. Bir betimlemeninse hiç aklımdan çıkmayacağını sanıyorum: "Delikanlı" profesöre, "bilimi asık suratlı amca gibi tanıtmışlar bize, ona yaklaşmaya korkuyoruz" diye bir laf kullandı ve gerçekten de böyle olduğu ne kadar üzse de büyük bir hakikat.. En beğendiğim alıntılardan; #138851329 Beni Oğuz Atay'la hem tanıştıran, hem öneren, hem sevdiren, hem de yazarı burada yaşatan değerli Oguz__Atay'ne teşekkürlerimi iletiyorum.. Keyifli okumalar! (Rûhe)

Oğuz Atay'ın Tutunamayanlarini okuyan bir genç var. Çok seviyor ve etkileniyor. Kendinden bir parça buluyor sanki, ama bir yandan da sevmiyor. Popüler kültürün acımasız ellerine teslim edilen bir insan ve kitap var. Kimse okumuyor ama herkes biliyor! Bunlara rağmen yine de seviyor Oğuz Atay'ı. Öyle ya kendisi de mühendis ve edebiyatı seviyor... Yine kitap okuma isteği ile Üniversitesinin kutuphanesinden gidip kitap almak istiyor. Elinde almak istediği kitapların listesi... Bakıyor bakıyor bakıyor, aylar önce lisedeki müzik hocasının kendisine tavsiye ettiği kitap olan Bir Bilim Adamının Romani'ni alıyor. Ama düşünüyor da, "Yahu, bilim adamına roman da mi yazılır..." Kitabı okumaya başlıyor. Biyografi diye geçiyor ama biyografi gibi de değil. Bir roman okuyor sanki ama roman da değil. Bu dünyadan geçip giden bir insanı anlatmıyor Oğuz Atay, bu dünyada iz bırakan birisini anlatıyor. Her sayfasında bu insanın bilime olan sevgisini ve katkısını anlatıyor. Sonra kitabı okuyan şahıs dönüp kendisine bakıyor. Sahi bu anlamsız dünyaya anlam katmak için ben ne yaptım? Yaptığım şeyler elbet vardır diyor ama daha fazlası şart! Okumak lazım. Öğrenmek lazım. Bilmek lazım. Daha da önemlisi anlatmak konuşmak lazım. Ve kitabı bitirmesinin ardından hayatında köklü değişiklikler yapmanın kararını alıyor. Zaten hayalleri olan birisi olan bu okur, insanlara yeni bir şeyler öğretmek istiyor. Ülkesine faydası dokunsun istiyor, gelişmemiz şart diyor. Hayallerinde birazcık sisli olan Akademik kariyer fikrini ve hayalini artık gerçekleştirmek için daha çok çalışması gerektiğini anlıyor. Artık kendisi de üniversitede öğretmen olmak istediğini anlıyor. Evet sevgili arkadaşlar; o okur benim ve gerçekten de hayallerimizi artık gerçekleştirme zamanı. Bir gün gerçek anlamda bir öğretmen olursam bu kitabı borçlu olurum bunu. Size söylemek istediğim çok şey var ama hislerimi buraya yazabilecek kadar usta birisi değilimdir. Ve hislerim de buraya yazılacak kadar kısa değildir... Size söylemek istediğim şeylerden birisi bu kitabı HERKES OKUMALI! Hayatim boyunca insanların okuması gerektiği bir kitap olan Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabının ardından bu kitap için de varımı yoğumu harcamaya hazırım. Affiniza sığınarak bu incelemeyi herkesin gormesi için birkaç gün arayla defalarca paylasacagim. Tek maksadım insanlar ne hissettigimi gorsun ve kitabı okumak istesin. Sizden de ricam paylaşın ki daha çok okur gorsun ve okusun. Hepinize teşekkürler ve iyi okumalar :) Ben şimdi bilime geri dönüyorum :) (Ömer Gezen)

İnsan bilmediği şeyin cahilidir derler ya bu kitabı okurken sürekli kendimi cahil hissettim. Neden daha önce Mustafa İnan hakkında pek bir şey öğrenmemiştim?Neden ülkemize böylesi büyük bilimsel ve düşünsel anlamda katkıları olan bilime adanmış bir hayat bize okullarda anlatılmamıştı? Zaten kitabı okurken bu sorularıma da dolaylı olarak yanıtlar buldum. Ne yazık ki ülkemizde bilim hak ettiği değeri görmemiş,bu durum bundan 60 sene önce de böyleymiş şimdi de böyle. Düşünen,üreten insanlarımızın kıymetini onlar hayattayken bilemeyen bir toplumuz ne yazık ki. Mustafa İnan'a hayran kaldım kitap boyunca. Hem öğretmen yönüne hem de insani... Bu şahane kitabı herkese tavsiye ediyorum (Goncagül)

Kitabın Yazarı Oğuz Atay Kimdir?

Oğuz Atay (1934; İnebolu, Kastamonu - 13 Aralık 1977, İstanbul), Türk yazar

Babası, VI., VII dönem Sinop, VIII. Dönem Kastamonu Milletvekilliği yapan Cemil Atay'dır. 1951'de bugünkü adı TED Ankara Koleji olan Ankara Maarif Koleji'ni, 1957'de de İTÜ İnşaat Fakültesi'ni bitirdi. Üç yıl sonra İDMMA İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi (şimdiki Yıldız Teknik Üniversitesi) İnşaat Bölümü'nde öğretim üyesi oldu. 1975'te doçent olan Atay, Topografya adlı bir de mesleki kitap yazdı. Çeşitli dergi ve gazetelerde makale ve söyleşileri yayınlandı. Oğuz Atay, Tutunamayanlar'ın 1971-72'de yayınlanmasından sonra, önemli bir tartışmanın odak noktası oldu. Bu romanıyla 1970 TRT Roman Ödülü'nü kazandı.

Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar, eleştirmen Berna Moran tarafından, "hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı" olarak nitelendirilmiştir. Moran'a göre Tutunamayanlar'daki edebi yetkinlik, Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır.

Atay'ın büyük etki yaratan eseri Tutunamayanlar'ı 1973'te yayınladığı Tehlikeli Oyunlar adlı ikinci romanı izlemiştir. Hikâyelerini Korkuyu Beklerken başlığı altında toplayan Atay, 1911-1967 yılları arasında yaşamış Prof. Mustafa İnan'ın hayatı konu eden Bir Bilim Adamının Romanı'nı 1975 yılında yayımlamıştır. 1973 yılında yayımlanan Oyunlarla Yaşayanlar adlı oyunu Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenmiştir. Atay, beyninde çıkan bir tümör nedeniyle büyük projesi "Türkiye'nin Ruhu"nu yazamadan 13 Aralık 1977'de, İstanbul'da hayatını kaybetmiştir. Edirnekapı Sakızağacı Mezarlığı'na defnedildi.

Öldükten sonra 1987'de Günlük, 1998'de ise Eylembilim adlı kitapları yayımlanmıştır. Sağlığında hiçbir kitabı ikinci baskı bile yapamayan Atay'ın kitapları ölümünden sonra büyük ilgi gördü ve defalarca basıldı. Yıldız Ecevit'in hazırladığı Oğuz Atay biyografisi Ben Buradayım... 2005 yılında yayınlandı. Türk edebiyatında yazdığı Tutunamayanlar ile post-modern tarzda eser veren ilk yazar Oğuz Atay'dır.

Oğuz Atay, özellikle Tutunamayanlar romanında, modern şehir yaşamı içinde bireyin yaşadığı yalnızlığı, toplumdan kopuşları ve toplumsal ahlaka,kalıplaşmış düşüncelere yabancılaşan, tutunamayan bireylerin iç dünyasını anlatır. Yapıtları eleştiri, mizah ve ironi barındırır.

Oğuz Atay Kitapları - Eserleri

  • Tutunamayanlar
  • Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan
  • Eylembilim
  • Günlük
  • Korkuyu Beklerken
  • Oyunlarla Yaşayanlar

  • Tehlikeli Oyunlar

Oğuz Atay Alıntıları - Sözleri

  • Kaderimizi kötü bir oyun gibi yaşıyoruz artık. (Günlük)
  • Hayır, sizi de sevmemeliyim. Çünkü her zaman olduğu gibi hayal kırıklığı bekliyor beni. (Oyunlarla Yaşayanlar)
  • Kaçıp gitmek istiyoruz.. (Günlük)
  • "Ben yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkum edildim. Bu karara bütün gücüm ile muhalefet ediyorum. Ben yalnızlığa dayanamıyorum," (Korkuyu Beklerken)
  • Beni ya şımartın ya da kapı dışarı edin! Yarı içtenliğe dayanmam zor benim. (Tutunamayanlar)
  • Oyunlarda bile hür olmak mümkün mü? (Günlük)

  • "Fakat mesele bu değildi; mesele, bir şeyleri, sıcak bir çorbanın kokusunu duyar gibi hissedebilmekti." (Korkuyu Beklerken)
  • İçimin yorulduğunu hissediyordum. (Korkuyu Beklerken)
  • "Hayır, gerçekten ölmedi; çünkü ben yaşayamazdım ölseydi." (Korkuyu Beklerken)
  • Oysa bu ülke Hindistan'a benziyordu: Kastlardan geçilmiyordu. (Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan)
  • Artık benim sesimi de dinlemeli insanlar! İster keman sesi olsun, ister oyun sesi; yeni bir ses getirmeliyim bu dünyaya! (Oyunlarla Yaşayanlar)
  • Biliyor musunuz, ne düşünüyorum? (Oyunlarla Yaşayanlar)
  • Ölsem artık demiştim ya geçen gün. Siz insanlara inanmayın. Şimdi hiç ölmek istemiyorum. (Günlük)

  • Sevgi propagandası yapan nefret dolu insanlar... (Günlük)
  • "Anlamıyorlar, nazlanıyorum sanıyorlar. Oysa hiçbir şey istemiyor içim." (Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan)
  • Zaten zaman nedir ki? Belki birçok kişi, benim gibi, yaşadığı olayların sırasını değiştirmek için kim bilir neler vermezdi! (Eylembilim)
  • Oysa, elimin tersiyle seni yıkabilirdim. Bıraktım ki, sen kendi sonunu hazırla... (Tehlikeli Oyunlar)
  • - Biliyor musunuz Albayım ne olmalı? Yeni bir gençlik yetişmeli... (Tehlikeli Oyunlar)
  • "Sessiz faziletlerin heykeli dikilmiyor." (Günlük)
  • Olayların heyecanına kapılıp sürüklenmekle hiçbir şey çözümlenemez. (Eylembilim)