Bir Defterden - Melih Cevdet Anday Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Bir Defterden kimin eseri? Bir Defterden kitabının yazarı kimdir? Bir Defterden konusu ve anafikri nedir? Bir Defterden kitabı ne anlatıyor? Bir Defterden PDF indirme linki var mı? Bir Defterden kitabının yazarı Melih Cevdet Anday kimdir? İşte Bir Defterden kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Melih Cevdet Anday

Derleyen: Sevengül Sönmez

Tasarımcı: Utku Lomlu

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752894693

Sayfa Sayısı: 83

Bir Defterden Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Gizli Günlüğünden Çok Özel Satırlar!.. Edebiyatımızın en büyük ustalarından Melih Cevdet Anday da artık hak ettiği yerde, Everest Yayınları'nda!

Bundan sonra tüm kitapları Everest Yayınları tarafından yayımlanacak olan Melih Cevdet Anday'ın ilk kez okurla buluşacak olan günlükleri Bir Defterden adıyla bugün Everest Yayınları tarafından piyasaya veriliyor. Bir Defterden yazarın günlük hayatı, geçirdiği ağır depresyon, şiir ve tiyatro hakkındaki duygu ve görüşleri açısından çok samimi izler taşıyor.

Melih Cevdet Anday gibi usta bir yazarın, yazıyla, tiyatroyla genel anlamıyla sanatla ve yaşamla hesaplaşmasını en açık biçimiyle okura sunan bu sayfalar bir yazarın gizli dünyasına açılan bir pencere.

Bir Defterden adlı kitaptan hemen sonra, Everest Yayınları Melih Cevdet Anday'ın toplu şiirlerini de okurlara ulaştıracak. Tüm şiirlerinin özenle hazırlanmış bu yeni baskısı şiir okurlarının kitaplıklarının önemli bir eksiğini giderecek.

Böylece okurlarımız bir ustanın şiirleriyle o şiirleri yaratan iç dünyayı birlikte keşfe çıkabilecekler.

Bir Defterden Alıntıları - Sözleri

  • Bir toplumun gerikalmışlığı diye işte buna derler; sevdiler mi, sevdiklerini hemen put yapıyorlar.
  • Adam "delirinceye kadar çok sıkıntı çektim" demiş.
  • En başta kendi kafamızı, mantığımızı, aklımızı eleştirmeliyiz. Yeni insanı kendimizle yaratmaya bakmalıyız. Gerçekte toplum, bireyin bu çabasını sürekli olarak engellemekte."
  • "Gerçek doğru hiçbir zaman benzemez doğruya, bunu biliyor musunuz? Doğruyu doğruya benzetmek için içine biraz yalan karıştırmak zorunluluğu vardır."
  • Sanki bir çocuk gibi geçirdim yaşamımı.
  • Tanrı inancı, insanın mutlak yalnızlık algılamasından doğmuş olabilir. Böyle bir algı içinde, “var” sayılan tek şey Tanrı’dır. Çünkü insan aklı mutlak yalnızlığı almaz. Mutlak yalnızlık sözünden ölürkenki yalnızlığı anlıyor. Ama yaşarken de böylesi yalnızlık durumları vardır, bulunabilir. Belki roman ve genellikle sanat bu durumların doğurduğu bir gereksinmedir. İnsan, yalnız kalmaktan korktuğu için, aşkı, sevgiyi, nefreti, aileyi.. icat etmiş olabilir. Sanatı da..
  • Ekonomik eşitsizliğin, bütün öteki eşitsizlikler üstüne çıkarılması belki doğru olabilir (ben tümden inanmıyorum buna), ama haksızlıkla savaşmanın yalnızca bu konu üzerinde durulmak sanılması; toplumun düşün yaşamını basitleştiriyor.
  • Yine başım dönüyor, kafam yorgunluk içinde. Neden? Anlayamıyorum. Uyumak için her akşam ilacı (Mogadon) alıyorum, uyuyorum da. Fakat rahat bir uyku değil. Sanki kafam uyanıkmışım gibi çalışıyor. Yorgun uyanıyorum. Neşesiz. Ama bir an içimde eski neşemi bulur gibi olduğum zamanlar da var. Tanıyorum onu. Beni bırakıp gidiyor. Ölüme hazırlanıyorum duygusu içindeyim.
  • Yazmak konuşmaktan daha iyidir bence.
  • "Demokrasi olmayan yerde sosyalizmden, sosyalizm olmayan yerde de demokrasiden söz edilemez."
  • Akıl, kalbin sağlığını korumak için vardır.
  • Beklesin gizemli suda bekleyen kamış Ve ayın kuru eteğinden bakan göz kuşu Kent kurulmadan taşı kör eden kan bıçak, Ah beklesin bekleyecek olan alın bekler Tut gelgitin ucundan derim tutar ve bekler. Sürer gider su, toprak, usun arsız otu, Atlı karınca, örtüler, tapmak ve merdiven Sürer ölümsüz mutluluk, iç sıkıntısı, Bekleriz bize verilmiş olanı yaşayarak.
  • Şiire varan ne çok yol var!
  • Oktay Akbal, "Sence yazmak yaşamak mıdır?" diye sordu özellikle. Soruya doyurucu bir yanıt veremedim. Ama sonra çok düşündüm üzerinde. Evet, yazmak yaşamaktır...

Bir Defterden İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Melih Cevdet Anday’ın kitaplarını okumak istiyordum gerçekten iyi bir başlangıç yapmışım. Günlüklerindeki dertleri, sıkıntıları ve bunları dışa vurması harikulade. Aynı zamanda entelektüel birikimleri, yaptığı işleri ve yaşadığı kaygıları öyle güzel dile getirtmiş ki kitap hiç bitmesin istiyor insan. Bu kadar üretken bir adamın günlüklerinin bile çeşitli zevkler sunduğu tartışılmaz. Baba olmak, yazar olmak, hasta olmak, haklı olmak, arkadaş olmak, inançsız olmak, umutsuz olmak, şair olmak her şey o kadar dozunda ki… (Kafamdakimakina)

Bir yazarı tanımanın en iyi yolu mektuplarını ve günlüklerini okumaktır. Melih Cevdet'in edebiyat anlayışı, günlük yaşantısı ve 70'li yılların toplumsal yapısını anlamak için güzel bir eser. Ama sadece 1976-78 yılları arasında yazılmış yazılar var. Keşke daha uzun zamana yayılan yazıları olsaymış dedirtiyor insana. (Ali Ercan ŞAHİN)

Usta şair Melih Cevdet Andayın yaşamının bir bölümünden kesitler veren günlüğünü okumak gerçekten çok keyifliydi. Kendisinin henüz şiir kitabını okumadım, aslında bilerek önce kendine ait biseyler okuyarak başlamak istedim. İyi de yapmışım.. Yasadığı dönemin edebiyata bakış açısını, dönemin önemli kişileriyle ettiği sohbetleri kendi kaleminden okumak çok keyifliydi.. Okuyun derim (Berkay Yıldız)

Bir Defterden PDF indirme linki var mı?

Melih Cevdet Anday - Bir Defterden kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bir Defterden PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Melih Cevdet Anday Kimdir?

Melih Cevdet Anday (13 Mart 1915, İstanbul - 28 Kasım 2002, İstanbul), şair, tiyatro oyunu, roman, deneme, makale yazarı.

Lise arkadaşları Orhan Veli ve Oktay Rifat'la birlikte ortaya çıkardıkları Garip Akımı ile Türk şiirindeki yenilenmeyi başlatmıştır. Kolları Bağlı Odysseus ile kendine özgü felsefi şiir akımını başlatmış, Garip Akımı`ndan ayrılmıştır. UNESCO'nun Courrier dergisi, 1971 yılında onu Cervantes, Dante, Tolstoy, Unamuno, Seferis ve Kawabata düzeyinde bir edebiyat adamı olarak gördüğünü açıklamıştır.

İstanbul'da doğan Melih Cevdet Anday'ın çocukluğu Kadıköy Bahariye'de geçti. Ortaokula kadar İstanbul'da eğitim gördü. Liseyi ise Ankara'da, Gazi Lisesi'nde tamamladı. Lisede okuduğu sırada, Orhan Veli ve Oktay Rifat ile tanıştı.

Liseyi bitirdikten sonra bir süre Hukuk Fakültesi'ne devam etti. Daha sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'ne kaydoldu. Ancak Devlet Demiryolları'nda memur olarak çalıştığı için öğrenimine devam edemedi. Çalıştığı kuruluş tarafından sosyoloji öğrenimi görmek için Belçika'ya gönderildi.

Ukde isimli şiiri 1936'da Varlık Dergisi'nde yayımlandı. Bunun ardından şiirleri Ses, Yaprak, Yeditepe, Papirüs, Yeni Ufuklar, Yeni Dergi, Soyut, Ataç, Dönem, Yön gibi dergilerde yayınlandı. Orhan Veli ve Oktay Rifat ile birlikte 1941 yılında Garip isimli şiir kitabını çıkardı.

Hasan Âli Yücel'in tavsiyesi ile Milli Eğitim Bakanlığı Neşriyat Müdürlüğü'ne memur olarak atandı. 1946 seçimleriyle birlikte bakanlığın el değiştirmesi sonrasında önce yeniden askere alındı, sonra Konya'ya atandı. Ancak bu atama daha sonra geri alındı. Anday, bir süre sonra bu görevinden ayrılarak İstanbul'a döndü.

1953-1954 yılları arasında Akşam Gazetesi'nin edebiyat ve sanat sayfasını hazırladı. Fikirleri sebebiyle işten çıkarıldı. Doğan Kardeş Yayınları'na geçti ve çeviriler yaptı. Buradaki görevinden de aynı sebeple ayrılmak zorunda kaldı.

1958'den itibaren Tercüman, Büyük Gazete, Yeni Tanin ve İkdam'da kendi adıyla ve çeşitli takma adlarla denemeler ve makaleler yazdı, tefrika romanlar yayınladı. 1960'ta Nadir Nadi'nin desteğiyle Cumhuriyet'te köşe yazıları yazmaya başladı. Bu gazetedeki yazılarını 1997'ye kadar sürdürdü.

1956'da yayınladığı Yanyana isimli şiir kitabı, 142. maddeye aykırı olduğu gerekçesiyle 1964'te yasaklandı. Anday gerek şiir kitaplarıyla, gerekse daha sonraları yöneldiği roman ve tiyatro alanlarındaki yapıtlarıyla birçok ödül aldı.

Anday, İstanbul Belediye Konservatuarı Tiyatro Bölümü'nde diksiyon, özel bir tiyatro okulunda mitoloji dersleri verdi. 1964-1969 yılları arasında TRT'de yönetim kurulu üyeliği, 1979-1980 yıllarında da Paris'te eğitim müşavirliği görevlerinde bulundu.

Solunum ve böbrek yetmezliği tanısıyla Marmara Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi'ne kaldırılan Melih Cevdet Anday, 28 Kasım 2002'de 87 yaşındayken vefat etti. Büyükada mezarlığında toprağa verildi.

Takma Adları

Anday, eserlerinde kendi adı haricinde şu takma adları da kullanmıştır: Yaşar Tellidede, Niyaz Niyazoğlu, A. Mecdi Velet, M. C. A., H. Mecdi Velet, Yaşar Tellidere, Gani Girgin, Zater, Yaşar Tellioğlu.

Melih Cevdet Anday Kitapları - Eserleri

  • İsa'nın Güncesi
  • Gökyüzü Haritası
  • Balerina'nın Ölümü
  • Bakır Çağı
  • Akan Zaman Duran Zaman
  • Açık Pencere
  • Raziye
  • Aylaklar
  • Gizli Emir
  • Bütün Şiirleri - Sözcükler
  • Yağmurlu Sokak
  • İçerdekiler
  • Toplu Oyunlar I - Ölümsüzler
  • Toplu Oyunlar II - İçerdekiler
  • Tanıdık Dünya
  • Yağmurun Altında
  • Konuşarak
  • Şiir Yaşantısı - Şiir Yazıları
  • Mikado'nun Çöpleri
  • Seçme Şiirler
  • Kalabalığın Şiiri
  • Yanyana
  • Teknenin Ölümü
  • Seçmeler
  • Rahatı Kaçan Ağaç
  • Yasak
  • Bir Gecede Üç Erkek
  • Telgrafhane
  • Güneşte
  • Suçumuz Edebiyat
  • Bir Defterden
  • Ölümsüzlük Ardında Gılgamış
  • Dilimiz Üstüne Konuşmalar
  • Aldanma ki...
  • Sevişmenin Güdüklüğü ve Yüceliği
  • Açıklığa Doğru
  • Birbirimizi Anlayamayız
  • Bütün Yüzyılları Yaşadım
  • Sovyet Rusya Azerbaycan Özbekistan Bulgaristan Macaristan
  • Bir Sis Çanı Gecenin İçinde
  • İçerdekiler
  • Annabell Lee
  • Paris Yazıları
  • Gelişen Komedya
  • Dünyada Geçirdim Çocukluğumu
  • Dakika Atlamadan
  • İmge Ormanları
  • Kolları Bağlı Odysseus
  • Geçmişin Geleceği
  • Ölümsüzlük Ardında Gılgamış
  • Yeni Tanrılar
  • Yeni Tanrılar - Yasak
  • Felsefesiz Yaşamak
  • Zifaftan Önce
  • Çok Sesli Toplum
  • Göçebe Denizin Üstünde
  • Doğu-Batı
  • Anadoluda ve Sosyalist Ülkelerde
  • Meryem Gibi
  • Geleceği Yaşamak

Melih Cevdet Anday Alıntıları - Sözleri

  • Gözlerine bakıyorum Denizden çıkarılmış bir tabaktaki kuş resmi Dağınık köy evleri gibi orda burda Sepetteki sümbül soğanı gibi gölgeli Yüreğimiz öylesine aşmış ki düşüncemizi Yarışı başlatan tabanca sesi gibi geç Duyuyoruz söylediklerimizi (Göçebe Denizin Üstünde)
  • Şiir, bilinen sözcüklerle bilinmeyen sözler yazmaktır. (Şiir Yaşantısı - Şiir Yazıları)
  • Oktay Akbal: Bizde neden bu kadar çok ozan var. ... Melih Cevdet Anday: Geri kalmış ülke olmamızdan geliyor bu. Bizde düzyazı çok geç oluştu. Tanzimatta bile düşüncelerimizi nazımla anlatıyorduk. Ziya Gökalp ki yabacı dil bilir, şiirle anlatıyordu fikirlerini, ona alışıktı, Türk halkı düzyazıyı kolay anlayamıyor. Oktay Akbal: Şiir olunca anlatıyor mu? Melih Cevdet Anday: Ona alışık, düzyazıyı anlamıyor. Düzyazı için Descartes'tan geçmek lazım. Fikret, şiirin düzyazıdan kolay olduğunu söyler. Oktay Akbal: Hâlâ mı öyle? Melih Cevdet Anday: Bizde yüz bin mi ne şair varmış, geriliğimizden, modern çağa giremediğimizden. Tümceyi kuramıyoruz bir türlü. Oktay Akbal: Dünyada şiirin etkisi azalıyor mu? Melih Cevdet Anday: Azalıyor. Mesela Nermin Hanım İngiltere'den geldi, yeni şairler var mı dedim. İki üç kişi var dedi. (Dünyada Geçirdim Çocukluğumu)
  • Bu yolu bulup geçeceğim; Ama ne denli güç olursa olsun Bilerek varmak istiyorum şimdi Sirenlerin ezgilerini dinleyeceğim Dedim ve büyük bir mum peteğini Tunç hançer ucu ile ezdim çabucak Tıkadım kürekçilerin kulaklarını bir bir Orta direğe bağlattım kendimi. (Kolları Bağlı Odysseus)
  • Kadınlara haklarını bağışlayacak olanlar erkekler değildir. Kadının toplumsal durumunda yapılacak düzeltmeleri erkeğin insafına bırakmak hiçbir sonuç vermez. Bütün iş, yaşamı kadın için de erkek için de yaşanılır hale getirmektir. (Konuşarak)
  • Kimlikler saptanırken komiser, toplantıda başka kimsenin bulunup bulunmadığını sormuş. "Ankara'dan gelen bir arkadaş da vardı," demişler. "Adı ne onun?" "Melih Cevdet Anday." "Necidir bu Melih Cevdet Anday?" "Şair." "Ünlü bir şair mi?" "Hayır." Komiser, ifadeleri makinede yazan polise dönmüş: "Yaz oğlum, "demiş," meşhur olmayan şair Melih Cevdet Anday'ın da bulunduğu bu toplantıda her ne kadar Figaro diye bağrıldıysa da bunun General Figaro olmayıp.." İşte benim ünlü bir ozan olmadığım böylece devlet kayıtlarına geçmiş bulundu. (Akan Zaman Duran Zaman)
  • Evlilik bilimle yürümez, anlaşma ister... (İsa'nın Güncesi)
  • Halk biraz da eğlenmek istiyor canım. (Gizli Emir)
  • PAVEL PETROVİÇ: Nihilistler... Eskiden Hegelciler vardı! Demek şimdi bir de Nihilistler türedi. Bakalım boşlukta, kuralsız bir boşlukta nasıl yaşayacaksınız. (Bazarov görünür) işte Bay nihilist geliyor. (İçerdekiler)
  • Hele yarı uygar olan kişi, ilkel insanın yüceliğinden uzağa düşmüştür. Amerika'ya giden ilk beyazlar, orada karşılaştıkları beyazlardan daha mı uyardılar sanki! (Aldanma ki...)
  • "İnsanın başına gelen değildir önemli olan, başına gelenlere karşı ne yaptığıdır." (Mikado'nun Çöpleri)
  • Turgenyev'in şu güzel sözü: "Gençliğinde genç olabilenlere ne mutlu!" (Gökyüzü Haritası)
  • Melih Cevdet ile tanışmam garip olmuştur. 1947'de kendisini dairesinde ziyaret etmiş, Özel El Yazıları Defterime bir şeyler yazmasını rica etmiştim. İlk anda, Melih Cevdet, Defterime yazmak istememiş, istersem bir kağıda yazabileceğini [söylemiş], Defterim'e kendi el yazısı ile yazmak istememişti. Israrım üzerine bir şiir ile -tuhaf olarak- biyografisini yazmıştı. Biyografisi şöyle idi Melih Cevdet Anday'ın: "Peki iki satır daha yazayım. Evliyim, daha çocuğum yok. Ama tabii hep böyle kalınmaz. Elbet bir çocuğum olur. İsterse şair olsun, karşı gelmem. Ama iyi okuturum. Şairliğin en ciddi işler kadar ciddi bir iş olduğunu öğretirim. Konuşmayı severim. Onun için tiyatro eserleri de yazacağım. Bu kadar yetmez mi?" (Dakika Atlamadan)
  • Aklımı dinlendirmek istiyorum. İçimden öyle geliyor ki, bundan sonra hiçbir şeyi dert edinmeyeceğim kendime, her işi oluruna bırakacağım. Bedbahtsam, bedbahtlığımı benimseyeceğim. (Birbirimizi Anlayamayız)
  • “Kız evlat büyütmek zor…” diye düşünüyordu, “hele bizim gibi cahil insanlar için…” (Balerina'nın Ölümü)
  • Ölürken anlarmış insan dünyada mutlu olmanın yolunu. (Mikado'nun Çöpleri)
  • (Kalbim yaralı, paramparça) Sevda çırçıplak bir gölgedir Budaklı, çıplak bir ağaçta. (Annabell Lee)
  • farkında değiliz. taşın sesi insan sesine benziyor. (Göçebe Denizin Üstünde)
  • Yaşamaktan soğumamak için tek çare, daha güzel bir dünya düşünmektir. O dünyayı özlemek ve o dünya için savaşmaktır. (Aylaklar)
  • Masamız çıtırtılar içindeydi Ağacın eski yaşamından... (Dakika Atlamadan)