Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi - Arminius Vambery Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi kimin eseri? Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi kitabının yazarı kimdir? Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi konusu ve anafikri nedir? Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi kitabı ne anlatıyor? Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi PDF indirme linki var mı? Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi kitabının yazarı Arminius Vambery kimdir? İşte Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Arminius Vambery
Çevirmen: Abdurrahman Samipaşazade Abdülhalim
Yayın Evi: Kitabevi
İSBN: 6054208333
Sayfa Sayısı: 228
Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Siyonizm'in ünlü lideri Theodor Herzl, kendisiyle görüştükten sonra, günlüğüne şunları yazar: "Yetmiş yaşını aşkın bu topal Macar Musevisinin şahsında dünyanın en ilginç insanlarını tanıdım. Kendisinin Türk mü?, yoksa İngiliz mi olduğuna bir türlü karar veremeyen bu insan, Almanca kitap yazmakta, on iki dili aynı akıcılıkta konuşmaktadır; ayrıca ikisine ruhban olarak bağlandığı beş din değiştirdiğini iddia etmektedir. Bana Şark'ın bin bir muammasını ve Padişah'la olan ilişkisini anlattı. Bana tümüyle güvenerek kendisinin Türkiye'nin ve İngiltere'nin gizli ajanı olduğunu söyledi. Musevilere düşman olan bir toplumda çektiği sıkıntıları anlatarak Macaristan'daki öğretim üyeliğinin göstermelik olduğundan söz etti."
Herzl'in deyimiyle bu "dünyanın en ilginç insanlarından biri"nin kişiliğini oluşturan daha başka nitelikleri de var: 33 derecelik masonluk, Siyonizm'in sadık hizmetkarlığı, sahte dervişlik, gezginlik, kaşiflik, Türk-Macar soybirliği savunuculuğu, Türk hayranlığı ve dostluğu, Jön Türklerin akıl hocalığı, devletler arası arabuluculuk... Bütün bu nitelikleri kendinde toplayan kişi, Vambery'den başkası değildir.
Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi Alıntıları - Sözleri
- "Misafir ve balık üç günden sonra zehirdir ."
- "Hükümet, sırf davranışları denetleyebilir. İnsanın içini ise, yalnız Tanrı bilir."
- Kımız deve sütünden yapılır.Kımız üretiminde Kırgızlar ün kazanmışlardır.Bu içeceğe Orta Asyada semirtme özelliği atfedilir ve keyif verici olarak kullanılır.
- Bu ülkede doymak, kabul edilebilir bir kelime değildir. Çabuk doyan adamın yaratılışın da bir eksiklik olduğu kabul edilir.
- 1860'lı yıllarda Profesör Arminius Vambery önce kılığını, ardından dinini, en sonunda da adını değiştirdi. Reşid Paşa unvanıyla İstanbul'a geldi. Osmanlıcayı mükemmel denebilecek kadar iyi konuşuyordu. Tam dört yıl Osmanlı topraklarında kaldı. Hiç kimse ondan şüphelenmedi. Herkes tarafından büyük bir saygı ve ilgi gördü. Rus-İngiliz siyasi çatışmasının yoğunlaştığı devreye rastlayan yıllarda, Londra Coğrafya Cemiyeti ona çok önemli ve gizli bir görev vermişti.
- "Misafir ve balık üç günden sonra zehirdir." (Eski bir Fransız Atasözü)
- Çünkü Tahran'ın şartları içinde, hatırlanıp anıldıkça İstanbul'un doğal güzellikleri bir kat daha artar. Bunca şairin övgülerine konu olmuş İran ülkesi, gerçekte ürkütücü bir çöldür. Buna karşılık Türkiye adeta bir cennet gibidir. Ancak İran halkında gözlemlediğim zihin berraklığı, kavrama gücü ve zerafet Osmanlılarda az bulunur. Buna karşılık Türklerde ki doğruluk ve ahlak, içtenlik ve kalp temizliği rakipleri olan İranlılarda yoktur. 19
- Timur'un Türbesi..."Mezarların sonunda, rahleler üzerinde, mollaların gece gündüz okudukları iki kur'ân duruyordu. Gerek türbedar, gerek sürekli Kur'ân okuyan mollalar, Timur'un vasiyeti gereğince, dâima Nogay Tatarlarından seçiliyordu. Çünkü bu kabile, Emir Timur'a sonuna kadar bağlı kalmıştı
- "Bunca şairin övgülerine konu olmuş İran ülkesi, gerçekte ürkütücü bir çöldür. Buna karşılık Türkiye adeta bir cennet gibidir. Ancak İran hakkında gözlemlediğim zihin berraklığı, kavrama gücü ve zerafet Osmanlılarda az bulunur. Buna karşılık Türklerdeki doğruluk ve ahlak, içtenlik ve kalp temizliği rakipleri olan İranlılarda yoktur. "
- Dünyada beden ve zihnin dinlenmesi için, ağaç gölgesinden iyi tavan olamaz.
Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Yazar Abdülhamid döneminde etkin bir Macar yahudisidir. Hatta herzl ile Abdülhamid'i görüştüren kişi de kendisidir. Bu onun ajan olduğu anlamını çıkarmasa da İngiltere ile de ilişkileri olduğu için farklı bir vizyonu olan arabulucu diyebiliriz. Macar olduğu için Türklere kendini yakın hissediyor da olabilir. Bu kitapta Orta Asya seyahatini anlatan bir gezi kitabıdır. Aslında amacı Macar dilinin kökeni araştırmak olsa da bana pek öyle bir izlenim vermedi. Bu geziyi de hacı kılığına girip Osmanlı pasaportu ile yapıyor. Hacı kimliği ile yapmasından da İslam dünyasının hacı sınıfına karşı ne kadar safça ve iyiniyetli davrandığını görebiliriz. Çünkü o dönemde şiilerin sunnilerin, farklı Türkmen boylarının sürekli savaş ve mücadele içinde olduğu bir dönem. Tahran, ısfahan, herat gibi etnik bakımından farklı kimlikleri barındıran tarih boyunca sürekli cehaletin ve çatışmaların geçtiği yerleri bu kimliğe sığınarak gezmiş ve pek çok seyyahın başaramadığını başarmıştır. Kitabı bu bölgeleri merak eden ve sosyolojik durumlarına ilgi duyanların okumasını tavsiye ederim. Gezisinde Türkmen boyları, harzemliler, iranlılar hakkında pek çok şey öğrenebilirsiniz. Bu toprakların tarihini bilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca her hacıya hocaya her dönemde ilahi bir nitelik vermenin ironiliğini görmekte bize ders olsun. Her hacıyım diyen sakallı kişiyi masum sanmayın. (Yunus emre Pektaş)
arminius vanberynin meşakkatle yaptığı orta gezisinden bir kaç anektod:: *orta asya’da sıradan bir ziyarette bile , misafir kendisi için hazırlanmış yemekten mutlaka bir kaç lokma yemelidir . bu ülkede doymak kabul edilebilir bir kelime değildir .çabuk doyan adamın yaradılışında , bir eksiklik olduğu kabul edilir . * orta asya hükümdarlarının çok gaddar olmalarına karşılık halk da çok kötü ahlaklıdır . * buharada çay şekersiz ve mısır unuyla iç yağından yapılmış bir çörekle birlikte içilmektedir . çaya üflemek edebe aykırı sayılıyor ; bu nedenle soğutmak için kasenin içinde sallamak çalkalamak gerekiyordu. zarif ve görgülü bir kimse olduğunu kanıtlamak isteyen kişi , sağ dirseğini sol elinin üzerine koyarak , bir damla bile dökmemek şartıyla , elindeki kasenin içimdeki çayı , nazikane bir hareketle sürekli döndürmeye özen göstermeliydi. eğer bir damla dökecek olursa , bütün ününü yitirirdi . (Serhat Ataseven)
Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi PDF indirme linki var mı?
Arminius Vambery - Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Arminius Vambery Kimdir?
Arminius Vámbéry veya Ármin Vámbéry (Macarca: Ármin Vámbéry, Almanca: Hermann Vámbéry) d. 12 veya 19 Mart 1832, Szerdahely/Avusturya-Macaristan İmparatorluğu (bugünkü Slovakya); öl. 15 Eylül 1913, Budapeşte/Macaristan (esas adı: Hermann Wamberger, Bamberger ya daVamberger), Macar asıllı bir müsteşrik ve türkolog, seyyah ve yüksek ihtimalle Büyük Britanya Krallığı emrinde bir casustu.
Vámbéry, fakir, dindar bir yahudi ailesinin oğlu olarak dünyaya geldi. Ayağı aksak doğan Vámbéry, on iki yaşından itibaren geçimi için çalışmak zorunda kalmıştı, önceleri terzi çırağı, sonraları özel öğretmen olarak. Bunun yanı sıra etnografya ve filoloji alanlarında araştırmalar yaptı. Vámbéry, Bratislava yakınındaki Svätý Jur manastırında piyaristlerineğitimini aldıktan sonra kendi kendini geliştirerek çok sayıda dilde yetkinlik kazandı. Önceleri Avrupa dillerine eğilen Vámbéry, daha sonra Arapça, Türkçe (Osmanlıca) ve Farsçadillerini dilleri iyi bir şekilde öğrendi.
Macar halkının Asya menşelerini bulmak arzusu içinde 22 yaşındayken İstanbul'a seyahat edip orada Asıf Bey ve daha sonra Rıfat Paşa'nın hizmetinde frenk lisanları muallimi (Avrupa dilleri hocası) olarak çalıştı. İstanbul'da bulunduğu 1857–1863 yılları arasında, farklı Türk ağız ve lehçelerini öğrenme fırsatını da buldu. Aynı zamanda Türk Tarihindenbazı eserlerin çevirilerini yaparak Almanca-Osmanlıca bir sözlük de yayınladı (bkz. eserleri).
Macar İlimler Akademisi'nin desteği ile, sünnî bir derviş kılığında 1861–64 yılları arasında o dönemde Batılılara neredeyse kapalı bir bölge sayılan Ermenistan, İran ve Türkistan'ı gezdi ve yolculuğundan coğrafya, etnografya ve filoloji alanlarında önemli bulgularla döndü. İngiltere Jeoloji Enstitüsü'nün hizmetinde ve Britanya Krallığının emrinde bir casus olarak Raşid Efendi müstear adıyla önce İstanbul'dan gemiyle Trabzon'a, oradan katır üstünde kervanlarla Tebriz ve İsfahan'a seyahat etti. Oradan gittiği Tahran'da bir süreOsmanlı elçiliğinde kaldıktan sonra Hazar Denizi'nin güneyinden Buhara, Semerkant ve Hive'ye gitti, arkasından Herat ve Tahran üzerinden Osmanlı Devletine döndü ve İstanbul üzerinden memleketi Macaristan'a geri gitti. Travels and Adventures in Central Asia adlı eseri 1864 yılında yayınlandığında, başta o dönemde bölgedeki hakimiyet için Rusya ile rekabet halinde olan İngiltere olmak üzere tüm Avrupa'da büyük ilgi gördü.
1864 yılının bahar aylarında geri döndükten sonra Londra'da büyük heyecanla karşılandı, daha sonra kendisine Budapeşte Üniversitesinde 1905 yılına kadar başkanlığını yaptığı Şark Dilleri kürsüsü verildi. Macar ile Fin dillerinin ortak kökene dayandığı Fin-Ugorsavına en sert bir şekilde karşı çıkanlardandı. Kendisine göre Macar dili sadece Ugor öğelere sahip bir Türk dilidir. Vámbéry'nin bu tezi günümüzde artık kabul görmemektedir. Çağdaş dilbilimcilerine göre Macarca, güçlü Türkçe etkilerine sahip köken itibarıyla Ugor bir dildir. Aralarında bazı romanların da bulunduğu eserlerini, İngilizce, Almanca ve Macarca olarak yayınladı. Osmanlıca yayınlanıp günümüz Türkçesine çevrilen eserleri de vardır. (bkz. eserleri). Ünlü şarkiyatçı Ignaz Goldziher Vámbéry'nin öğrencilerindendi.
Kaynak : Vikipedia
Arminius Vambery Kitapları - Eserleri
- Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi
- Doğu Ülkelerinde Batı Kültürü
Arminius Vambery Alıntıları - Sözleri
- "Hükümet, sırf davranışları denetleyebilir. İnsanın içini ise, yalnız Tanrı bilir." (Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi)
- 1860'lı yıllarda Profesör Arminius Vambery önce kılığını, ardından dinini, en sonunda da adını değiştirdi. Reşid Paşa unvanıyla İstanbul'a geldi. Osmanlıcayı mükemmel denebilecek kadar iyi konuşuyordu. Tam dört yıl Osmanlı topraklarında kaldı. Hiç kimse ondan şüphelenmedi. Herkes tarafından büyük bir saygı ve ilgi gördü. Rus-İngiliz siyasi çatışmasının yoğunlaştığı devreye rastlayan yıllarda, Londra Coğrafya Cemiyeti ona çok önemli ve gizli bir görev vermişti. (Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi)
- Çünkü Tahran'ın şartları içinde, hatırlanıp anıldıkça İstanbul'un doğal güzellikleri bir kat daha artar. Bunca şairin övgülerine konu olmuş İran ülkesi, gerçekte ürkütücü bir çöldür. Buna karşılık Türkiye adeta bir cennet gibidir. Ancak İran halkında gözlemlediğim zihin berraklığı, kavrama gücü ve zerafet Osmanlılarda az bulunur. Buna karşılık Türklerde ki doğruluk ve ahlak, içtenlik ve kalp temizliği rakipleri olan İranlılarda yoktur. 19 (Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi)
- "Misafir ve balık üç günden sonra zehirdir ." (Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi)
- Dünyada beden ve zihnin dinlenmesi için, ağaç gölgesinden iyi tavan olamaz. (Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi)
- Bu ülkede doymak, kabul edilebilir bir kelime değildir. Çabuk doyan adamın yaratılışın da bir eksiklik olduğu kabul edilir. (Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi)
- Kımız deve sütünden yapılır.Kımız üretiminde Kırgızlar ün kazanmışlardır.Bu içeceğe Orta Asyada semirtme özelliği atfedilir ve keyif verici olarak kullanılır. (Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi)
- Timur'un Türbesi..."Mezarların sonunda, rahleler üzerinde, mollaların gece gündüz okudukları iki kur'ân duruyordu. Gerek türbedar, gerek sürekli Kur'ân okuyan mollalar, Timur'un vasiyeti gereğince, dâima Nogay Tatarlarından seçiliyordu. Çünkü bu kabile, Emir Timur'a sonuna kadar bağlı kalmıştı (Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi)
- "Misafir ve balık üç günden sonra zehirdir." (Eski bir Fransız Atasözü) (Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi)
- "Bunca şairin övgülerine konu olmuş İran ülkesi, gerçekte ürkütücü bir çöldür. Buna karşılık Türkiye adeta bir cennet gibidir. Ancak İran hakkında gözlemlediğim zihin berraklığı, kavrama gücü ve zerafet Osmanlılarda az bulunur. Buna karşılık Türklerdeki doğruluk ve ahlak, içtenlik ve kalp temizliği rakipleri olan İranlılarda yoktur. " (Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi)