Bir Toplum Nasıl İntihar Eder? - Celal Şengör Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bir Toplum Nasıl İntihar Eder? kimin eseri? Bir Toplum Nasıl İntihar Eder? kitabının yazarı kimdir? Bir Toplum Nasıl İntihar Eder? konusu ve anafikri nedir? Bir Toplum Nasıl İntihar Eder? kitabı ne anlatıyor? Bir Toplum Nasıl İntihar Eder? PDF indirme linki var mı? Bir Toplum Nasıl İntihar Eder? kitabının yazarı Celal Şengör kimdir? İşte Bir Toplum Nasıl İntihar Eder? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Celal Şengör
Yayın Evi: Ka Kitap
İSBN: 9786058391574
Sayfa Sayısı: 189
Bir Toplum Nasıl İntihar Eder? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Türkiye bir bilim ülkesi değildir. Ürettiği bilim de birkaç kişisel istisna dışında dünya ölçeğinde tamamen ihmal edilebilir düzeydedir. Türkiye'nin bu bilim fakirliği, sanayisine ve ticaretine de yansımıştır. Özgün hemen hiçbir sanayi ürünü olmayan Türkiye, ticarette de, tarımda da gariban olup, örneğin yazılım oluşturmak gibi akıl ve bilgiden başka hiçbir sermaye istemeyen son derece kolay ve getirisi büyük bir işi dahi yapamamaktadır. Türkiye'de (askerlik hariç) hemen hiçbir konuda bir ehil insanlar sınıfı yoktur.
Türkiye bu zavallı duruma 1946'dan sonra düşmüştür. Çünkü 1946'dan sonra ülke idaresi tam cahillerin eline geçmiştir. 1920'lerden beri gelen Atatürk'ün elit idaresinden intikam almaya azmetmiş bu kırsal güruh, Türkiye'yi gerçek bir felâkete sürüklemiştir. Ülkedeki tüm sözümona "gelişme" dünya gelişme hızının çok gerisinde kalmış, ancak zır cahil üçüncü dünya ile kıyaslandığında "göğsümüzü kabartan" otoban gibi, gökdelenler gibi, telekomünikasyon gibi kopya ürünleriyle yaşam seviyesi yukarı doğru kımıldamıştır.
Eğitim, 1946 sonrası dönemde en büyük yarayı alan kesim olmuştur. Öğretmenlik mesleği ayağa düşürülmüş, üniversiteler, bu adı taşıyan bina sayısı arttığı halde tamamen ortadan kalkmış, eğitim ehil insan yaratmak yerine diplomalı cahil üreten bir fabrika haline getirilmiştir. Bunda da temel amaç, cahil kırsal kesimin hak etmeden ve emek harcamadan her şeye, başkalarını ve kendisini kandırarak ulaşma hırsını tatmin olmuştur.
Türkiye sonu pek fecî bitebilecek olan bu cehalet temelli politikalarından derhal vazgeçerek aklını başına almalıdır.
Bir Toplum Nasıl İntihar Eder? Alıntıları - Sözleri
- Yenecek ekmek azaltılabilir, ama alınacak kitap asla! Üniversite bütçesini kısmak mutlak gerekli olursa, ilk işe başlanacak yer, hocaların sayısını azaltmak olmalıdır, kitaplarınkini değil. Kütüphanesi olmayan hoca, motoru olmayan otomobile benzer, yani işe yaramaz.
- Üniversite, bir kütüphane etrafına toplanmış binalardan ibarettir.
- Ülkemizde de hele son son yirmi-otuz yılda "kampüsleşmek," yani okulları şehirden kırsala kaçırmak pek moda oldu. Öğrenciyi şehrin, yani uygarlığın dışına, kırsal ortamın içine atan bu saçma sapan eğilimin nedenlerini acaba birileri sorguladı mı? Şehrin içindeki kütüphanelerden, kültür yuvalarından, hatta lokanta ve sinemalardan çocuğu niçin koparıp aldık?
- Anadolu kasabasında bir kadıncağız yoldan geçerken susayan olur diye, camının önüne bir testi suyla bir bardak bırakırmış. "Bu tür insanların arttığı bir dünyada yaşamak istiyoruz"
- Yanlışlığı ispat edilmiş şeylere inanmaya devam etmeye saygı duyulması gerektiği tezini de ben bu nedenle anlayamıyorum (bu, koca bir insanın çocukken kendisine anlatılan masallara ömür boyu inanmasına saygı duymaya ve bu inançlara toplum yaşamında yer vermeye kalkmaya benziyor).
- “Osmanlı hayranlığı cehaletin eseri ve felaketin en feci habercisidir.”
- ... Fakat en hoşu,bu dünyada ne aradığımı sorgulayabiliyor ve ertesi gün dünyaya yepyeni bir zevkle bakabiliyor olabilmemdir. Benim için kainat bir cennettir.
- Bir ülkede üniversitenin bağımsızlığını bozabilecek, yani üniversiteye dışarıdan müdahale edebilecek hiçbir güç yoktur. Üniversite tam bağımsızdır, yani bir yerde devlet içerisinde devlet gibidir.
- Bizi, insan uygarlığından nasibini alamamış bilgisiz kişiler yönetiyor. Her yeni hükümetle biraz daha dünyanın alay konusu ve şamar oğlanı oluyoruz; Atatürk'ün bize bahşettiği dünyayı hayran bırakan Türk imajının yerine tekrar Osmanlı' nın hasta adam imajı geliyor.
- "Cebime para girecek diye, insanları ölüme mahkum eden bir düzen, uygar olamaz."
Bir Toplum Nasıl İntihar Eder? İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bilim hariç her şey 'ZIRVA' diyen adam :): Öncelikle Celal Şengör; Atatürkçü, Ateist, aşırı sağ ve aşırı sol görüşlere karşı, sürekli konuşmalarında bahsettiği gibi askeriye disiplinine ve askeriyeye aşık bir insan.(Örn. https://www.youtube.com/watch?v=euiFotdu_eU) Kitapta da bu görüşlerinin çıktılarını görebiliyoruz. Celal Şengör kitabın ilk kısımlarında Elitist anlayışının sadece parayla ölçülmediğini belirtiyor. Daha sonra nüfus artışı, üniversitelerin sayısının artması vb. konuları eleştiriyor. Medeniyet ve kültür arasındaki farkı kavrayamadığımızı vurguluyor. Latin harflerine geçişi ve getirilerini bilimsel verilerle ayrıntılı şekilde açıklıyor. İskenderiye Kütüphanesinin yakılması olayına ve kütüphanelerin önemine dair önemli tespitleri de var. kitap/kitap--225026, kitap/kitap--52503 ve kitap/kitap--52291 kitaplarında belirtildiği gibi Celal Şengör'de toplumda yozlaşmanın 1946 sonrasında yaşandığını belirtiyor. İlk çağ filozoflarından Anaksimandros'un görüşlerini beğendiği görülüyor. Gençlerin rol model aldığı insanların mafya babası olmasını ve kitabın yazıldığı dönemde Osmanlıcılığı diriltmeye çalışan Fetullah Güleni ağır eleştirilere tabii tutuyor. Atatürk'ün Türk Tarih Tezi hakkındaki düşüncelerine ve bu konudaki bilimselliğine dikkat çekiyor. Ayrıca açık şekilde Marksist, Osmanlıcı ya da dindar görüşlere karşı olduğunu belirtiyor. Özellikle Akp'ye ve dindar anlayışa karşı bilimi engellediğine dair eleştiriler getiriyor. Konu Fuat Sezgin'e gelince onu övmekle birlikte din hakkındaki görüşleri de biraz yumuşuyor. Doğan Kuban ile çok yakın arkadaş oldukları belli. Çünkü kitabın içinde onun adını da ziyadesiyle zikrediyor. Özetle, Celal Şengör'ün bilim tarihçisi ve jeolog olarak toplum düzeni, bilime bakış vb. konulardaki görüşlerini irdeleyebileceğiniz size farklı pencereler açacak bir kitap. Keyifli okumalar... (Muhammed Safa KAYA)
Celâl Şengör. Celâl Şengör benim çok sevdiğim bilim insanlarından birisi. Ne zaman onu dinlesem, okusam adeta mest oluyorum, sanki bir anda karşımda beliriyor ve omuzlarımdan tutup silkiyor beni. Daha çok öğrenmelisin, daha çok okumalısın diyor. Sadece Celâl Şengör değil tabii, Celâl Şengör gibi birçok bilim insanı hissettiriyor bana bunu. Kendimi çok bilgisiz, çok yetersiz gibi hissediyorum fakat bu iyi anlamda bir hissetme oluyor. Yani daha çok öğrenme, daha çok bilme isteğim artıyor. Özel hayatında nasıl biri olduğu benim için önemli değil, diğer insanlar için de geçerli bir durum bu benim için, tabii özel hayatımda olmayacaklarsa. Onun dışında çevremde hep bu tarz, beni iyi anlamda sarsacak, geliştirecek insanlar, kitaplar, filmler, diziler olsun istiyorum. Bu beni çok mutlu ediyor, izlerken olduğum kadar okurken de hayran kaldım kendisine. Diğer kitaplarını da okuyacağım ve tabii okurken bön gibi kaldığım bölümleri araştıracağım. (Buse)
Celal hocanın 2003-2007 yılları arasında yazmış olduğu makaleleri bu kitapta toplanmış. Açık ve net fikirler çerçevesinde bilim, din, devlet, siyaset, eğitim, Atatürk, askerlik, üniversite gibi konulara değinmiş. Muhakkak bu makaleleri okumanızı tavsiye ederim. (Ahmet Humanist)
Bir Toplum Nasıl İntihar Eder? PDF indirme linki var mı?
Celal Şengör - Bir Toplum Nasıl İntihar Eder? kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bir Toplum Nasıl İntihar Eder? PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Celal Şengör Kimdir?
24 Mart 1955'te İstanbul'da doğdu. 1973 yılında Robert Kolej'i bitirdi. 1978'de State University of New York at Albany'den jeolog olarak mezun oldu ve aynı üniversiteden 1979'da yüksek lisansını bitirdi. 1981'de İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi, Genel Jeoloji kürsüsünde asistan olarak görev yapmaya başladı. 1982'de de State University of New York at Albany'den doktora aldı. 1984 yılında Londra Jeoloji Cemiyeti'nin Başkanlık Ödülü'nü, 1986'da TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü aldı. Aynı yıl İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalında doçent oldu. 1988'de Neuchâtel Üniversitesi Fen Fakültesi'nden şeref bilim doktoru (Docteur ès sciences honoris causa) pâyesi aldı. Academia Europaea'ya 1990 yılında kabul edildi ve cemiyetin ilk Türk üyesi oldu. Aynı yıl Avusturya Jeoloji Servisi muhabir üyesi, 1991 yılında ise Avusturya Jeoloji Derneği şeref üyesi oldu. Yine 1991 yılında Kültür Bakanlığı'nın Bilgi Çağı Ödülünü kazandı. 1992 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalı'nda profesörlüğe yükseltildi. 1993 yılında Türkiye Bilimler Akademisi en genç kurucu üyesi oldu ve Akademi konseyine seçildi. Aynı yıl TÜBİTAK Bilim Kurulu üyesi oldu. 1994 yılında Rusya Doğa Bilimleri Akademisi üyeliğine, Fransız ve Amerikan jeoloji dernekleri şeref üyeliğine seçildi. Ayrıca kendisine Fransız Fizik Cemiyeti ve École Normale Supérieure Vakfı tarafından Rammal Madalyası verildi. Şengör 1997 yılında, Fransız Bilimler Akademisi tarafından yerbilimleri dalında büyük ödül (Lutaud Ödülü) ile taltif edildi. 1998 Mayıs ayı içerisinde Şengör, Collège de France'da misafir profesör olarak bir kürsü işgal etti. Burada "XIX. Yüzyılda Tektoniğin Gelişmesine Fransız Jeologlarının Katkısı" konulu bir ders verdi ve 28 Mayıs 1998'de Collège de France'ın madalyasını aldı. 1999'da Londra Jeoloji Cemiyeti kendisine Bigsby Madalyasını tevcih etti. 2000 yılının Nisan ayında Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Bilimler Akademisi yabancı üyeliğine seçilen ilk Türk oldu. Rus Bilimler Akademisi'ne Fuad Köprülü'den sonra seçilen ikinci Türktür. Ayrıca 2013 yılında Leopoldina Doğa Araştırıcıları Akademisi üyeliğine seçilmiştir.
Şengör, jeolojide bilhassa yapısal yerbilim ve tektonik dallarındaki çalışmaları ile ün yapmıştır. Şerit kıtaların dağ kuşaklarının yapısına etkisini ortaya koymuş ve Kimmer Kıtası adını verdiği bir şerit kıta keşfetmiştir. Orta Asya’nın jeolojik yapısını ortaya çıkarmış, Kıta-kıta çarpışmasının ön ülkeleri nasıl etkilediği meselesini çözmüştür. Yücel Yılmaz ile birlikte, Levha tektoniği içinde Türkiye'nin yerini değerlendiren ve atıf klasiği haline gelen bir makale yazmıştır. Jeoloji ve tektonik konularında 6 kitap, 175 bilimsel makale, 137 tebliğ özeti, pek çok popüler bilim makalesi, tarih ve felsefe ile ilgili de iki kitap ve 300’e yakın deneme yazısı yayınlamıştır. 86 ülkenin Bilimler Akademisine üye olan Şengör'ün yayınlanmış 1826 makalesi vardır ve bu makalelere 12658 atıf yapılmıştır. Bunların 1997-1998 yılları arasında Cumhuriyet Bilim Teknik dergisindeki "Zümrütten Akisler" köşesinde çıkmış olanları Yapı Kredi Yayınları tarafından 1999'da "Zümrütnâme" başlığı altında kitaplaştırılmıştır.
Fransa, İngiltere, Avustarya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde misafir öğretim üyesi olarak çalışmalarda bulunan Şengör, Collège de France dışında İngiltere'de Oxford (Royal Society Araştırıcı bursuyla), ABD'de California Institute of Technology (Moore Distinguished Scholar olarak) ve Avusturya'da Salzburg Lodron-Paris Üniversitesi'nde misafir profesörlük yapmıştır. Şengör ayrıca pek çok uluslararası dergide editör, yardımcı editör ve yayın kurulu üyeliği yapmıştır ve yapmaktadır.
Özel hayatı
Jeolojiye olan merakının nasıl başladığı, "Bir Bilim Adamının Serüveni" adlı kitapta, Şengör'ün "Ben jeolojiyi küçük yaştan yani Jules Verne'in Arzın Merkezine Seyahatkitabını okuduğum günden itibaren sevmeye başladım. Hemen arkasından Denizler Altında Yirmi Bin Fersah 'ı okudum. Onu da okuduktan sonra kendi kendime, ‘Adam olmak demek, Jules Verne'in tarif ettiği gibi olmak demektir’ diye düşündüm. Bana jeolojiyi Jules Verne sevdirdi..." şeklindeki ifadeleriyle anlatılmıştır.[6] Bir röportajında kendisine ait kütüphanesinde 30000'in üzerinde kitabı olduğunu söylemiştir.
Şengör 1986 yılında Oya Maltepe ile evlenmiştir. Tek çocuğu olan oğlu H. C. Asım Şengör 1989 yılında dünyaya gelmiştir. "Şengör Gayrimenkul Yatırım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi" adlı bir şirketi de vardır.
Çalıştığı üniversiteler
State University of New York At Albany, A.B.D - "Yüksek Lisans, Doktora"
Collège de France, Fransa - "Misafir Profesör"
Oxford Üniversitesi, İngiltere - "Misafir Profesör"
Caltech, A.B.D - "Misafir Profesör"
Salzburg Lodron-Paris, Avusturya - "Misafir Profesör"
İstanbul Teknik Üniversitesi - "Öğretim Üyesi"
Kitapları
Kendi yazdıkları:
"Zümrütname" (Yapı Kredi Yayınları, 1999)
"Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması" (TÜBİTAK Yayınları, 2001)
"Yaşamın Evrimi" (İstanbul Teknik Üniversitesi Yayınları, 2004)
"99 Sayfada İstanbul Depremi" (İş Bankası Kültür Yayınları, 2006)
"Zümrüt Ayna: Bilimsel Düşünce Üzerine Denemeler" (Yapı Kredi Yayınları, 2003)
''Bilgiyle Sohbet - Popüler Bilim Yazıları'' ( İş Bankası Kültür Yayınları, 2014)
Hakkında yazılanlar:
"Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı" (Söyleşi: Sefa Kaplan) (İş Bankası Kültür Yayınları, 2010)
Katkıda bulundukları:
"Pîrî Reis 1513 Dünya Haritası" (Boyut Yayıncılık, 2013)
Ödülleri
Yurtdışında birçok üniversitede bulunmuş olan Prof. Şengör, birçok uluslararası ödülün de sahibidir. Ayrıca, TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazanan en genç bilim adamıdır.
Ödüllerinin bazıları:
Londra Jeoloji Cemiyeti, Başkanlık Ödülü [1984]
TÜBİTAK, Bilim Ödülü [1986]
Neuchâtel Üniversitesi Fen Fakültesi, Şeref Bilim Doktoru (Docteur ès sciences honoris causa) [1988]
Kültür Bakanlığı, Bilgi Çağı Ödülü [1991]
Fransız Fizik Cemiyeti ve École Normale Supérieure Vakfı, Rammal Madalyası [1994]
Collège de France Madalyası [1998]
Londra Jeoloji Cemiyeti, Bigsby Madalyası [1999]
Guztav-Steinman Madalyası [2010]
Celal Şengör Kitapları - Eserleri
- Dahi Diktatör
- Aptalı Tanımak
- Bir Toplum Nasıl İntihar Eder?
- Bilgiyle Sohbet
- Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması
- Bilimin Büyüsü
- Zümrüt Ayna
- Cehennemdeki Üniversiteliler
- Newton Neden Türk Değildi?
- Zümrütname
- Yaşamın Evrimi
- Jeolojinin Eduard Suess'e Kadarki Kısa Tarihi
- Tectonic Evolution of the Tethyan Region
- Globale Geologie und ihr Einfluss auf das Denken von Eduard Suess: Der Katastrophismus-Uniformitarianismus-Streit
- Une Autre Histoire De La Tectonique
- The Large Wavelength Deformations of the Lithosphere
- The Face of the Earth: The Legacy of Eduard Suess
- The Permian Extinction and the Tethys: An Exercise in Global Geology
- Cimmeride Orogenic System And The Tectonics of Eurasia
- Is the Present the Key to the Past or the Past the Key to the Present?: James Hutton and Adam Smith Versus Abraham Gottlob Werner and Karl Marx in ...
- Revising the Revisions
Celal Şengör Alıntıları - Sözleri
- Evrim, yalnız yaşamın zaman içinde değişimi değil, doğadaki tüm süreçlerin sürekli açınımı ve dönüşümü olarak düşünülmediği takdirde anlaşılamaz. (Yaşamın Evrimi)
- İnsanoğlu düşünmeye başladığı en eski zamanlardan beri ölüm olgusuyla başa çıkabilmek için beden-ruh ikiliğini icat etmiştir. Ölüm sonucu bedeni yok olsa da ruhunun ebediyen yaşayacağını var sayarak kendini avutmuştur. (Bilgiyle Sohbet)
- icat çıkarma'’ gibi bir deyimi üretecek kadar salaklaşmış bir toplumun üyesidir. (Aptalı Tanımak)
- Bizi kurtaracak ne romantik solculuk, ne de gariban sağcılıktır! Unutmayalım: En hakiki mürşit ilimdir, fendir, ondan ayrılmak gaflettir, dalalettir. (Cehennemdeki Üniversiteliler)
- Anaksimandros bütün dünya bir zamanlar sularla kaplı idiyse, ilk canlılar arasında insanın olamayacağını düşünmüştür. Ona göre ilk canlılar balık gibiydi. Daha sonra kabuklu canlılar türedi ve bunlar ortaya çıkmaya başlayan karalara göç etti. Bunlardan da insan türedi. (Bilimin Büyüsü)
- Evet, din de sosyolojik bir olgudur, bunun öğrenilmesi, bilinmesi gerekir. Ama devletin yapacağı şey en fazla dinler tarihini okutmak, din felsefesini, sosyolojisini öğretmek olabilir. Bu kadar. (Dahi Diktatör)
- "Bu hurafelerin üzerine bir toplum bina edemeyiz. Sen buna inanmak istiyorsan inanabilirsin, ama bunu dayatmana müsaade etmeyeceğim. Sizin dayatmanızdır ki, toplumu felakete götürdü, çürüttü, yok etti. Ben bu çökmüş toplumun çocuğuyum, yeni nesillerin bu felakete doğmasına müsaade etmeyeceğim.” (Dahi Diktatör)
- Marx ve Engels, Darwin'in evrim kuramını 'insanlık hakkında acı bir hicviye' olarak nitelemiştir. (Yaşamın Evrimi)
- "Ancak düşündüğü şekilde hareket eden insan hürdür. Hiçbir riyakar, hiçbir yalancı hür olamaz. ...Doğrudan doğruya hakikati ve hayrı kendi ruhuna amaç bilmiyen, belki kurnaz bir adam olabilir. Fakat hiçbir zaman akıllı sayılamaz ve hür olamaz." (Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması)
- "Cehaletten, ancak esaret çıkar." (Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması)
- Yaşam basit şekillerle başlamış, giderek daha karmaşık, giderek daha gelişmiş türlere doğru evrimleşmişti. (Yaşamın Evrimi)
- — Lan, ananı da al git.. — (Şikâyetçi bir yurttaş hakkında) ...bak bakalım ne istiyor bu sahtekâr… — (Muhalefet partisi hakkında) Kadrolaşmanın en kaşarlanmışını... — (Muhalefet partisi başkanına) Sevsinler seni... Yerim olsa daha da uzatacağım bu listeyi. Çocuğunuzun terbiyesinin bozulmaması için duymamasını isteyeceğiniz bu sözlerin sahibi ülkemizin Başbakanlık Makamı’nda bulunan zattır. (Aptalı Tanımak)
- Ülkemizde de hele son son yirmi-otuz yılda "kampüsleşmek," yani okulları şehirden kırsala kaçırmak pek moda oldu. Öğrenciyi şehrin, yani uygarlığın dışına, kırsal ortamın içine atan bu saçma sapan eğilimin nedenlerini acaba birileri sorguladı mı? Şehrin içindeki kütüphanelerden, kültür yuvalarından, hatta lokanta ve sinemalardan çocuğu niçin koparıp aldık? (Bir Toplum Nasıl İntihar Eder?)
- Marx ve Engels'in savundukları şekliyle diyalektik, bilimsel (ve mantıki) bir düşünce tarzı değildir.Bir kere, doğada hiçbir şey gerekli olarak içinde kendi çelişkisinin tohumlarını taşımaz. Bazı süreçlerin ortadan kalkması, kendi iç mekanizmalarının bir ürünü değil, çevredeki tesadüfi değişimlerin sonucu olarak gelişir. (Yaşamın Evrimi)
- doğa bilimiyle çelişen, insanın çocukluk çağlarındaki cehaletin ürünü olan envai çeşit inançlara göre yaşamı düzenlemeye kalkmak, eninde sonunda doğa ile çarpışmaya mahkum bir projedir. (Newton Neden Türk Değildi?)
- Bizi, insan uygarlığından nasibini alamamış bilgisiz kişiler yönetiyor. Her yeni hükümetle biraz daha dünyanın alay konusu ve şamar oğlanı oluyoruz; Atatürk'ün bize bahşettiği dünyayı hayran bırakan Türk imajının yerine tekrar Osmanlı' nın hasta adam imajı geliyor. (Bir Toplum Nasıl İntihar Eder?)
- Cahille tartışma, dışarıdan bakanlar aranızdaki farkı anlayamayabilirler!” (Aptalı Tanımak)
- Her kitabın bir maksadı vardır. Kur’an’ın maksadı insanların kafasını anlamadığı seslerle doldurmak değildir. Bir mesaj vermektir. Atatürk bunun farkında, yaptığı ilk işlerden biri de Kur’an’ı tercüme ettirmek oluyor. Şunu söylemek istiyor aslında: İnanıyor musun? Evvela neye inandığını bil, bunu bilmen lazım. (Dahi Diktatör)
- Yanlışlanabilir teoriler ortaya atan ve bu teoriler yanlışlandığı zaman da yanıldıklarını kabul edip doğrunun peşinde koşan toplumlar bilimsel toplumlardır. (Zümrüt Ayna)
- İhvan al Safa ve Hillan al Vafa üyelerinin Kur'an'ın yanılmaz bir kılavuz olmadığını düşündükleri kesindir. Kur'an'ın içine karıştığını düşündükleri yanılgı ve çelişkileri akıl yönetiminde felsefenin temizleyebileceğine inanıyorlardı. (Yaşamın Evrimi)