Bir Varmış Bir Yokmuş - Ayşe Kulin Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bir Varmış Bir Yokmuş kimin eseri? Bir Varmış Bir Yokmuş kitabının yazarı kimdir? Bir Varmış Bir Yokmuş konusu ve anafikri nedir? Bir Varmış Bir Yokmuş kitabı ne anlatıyor? Bir Varmış Bir Yokmuş kitabının yazarı Ayşe Kulin kimdir? İşte Bir Varmış Bir Yokmuş kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Ayşe Kulin
Yayın Evi: Everest Yayınları
İSBN: 9789752892972
Sayfa Sayısı: 304
Bir Varmış Bir Yokmuş Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bir Varmış Bir Yokmuş'un bir yüzünde gerçek yaşamdan alınmış öyküler, diğer yüzünde ise kurgulanmış öyküler var... Ancak Ayşe Kulin'in kitabın önsözünde de belirttiği gibi hayal ile hakikat, kurgu ile gerçek kimileyin öylesine iç içe geçiyor ki... Bu iç içe geçişi en iyi dile getirecek biçim bu kitabı önlü arkalı, evire çevire okunacak bir kitap olarak tasarlamaktı.
Biz de öyle yaptık, bir yanda gerçek öyküler bir yanda kurgular var ama hangisinin gerçek, hangisinin hayal ürünü olduğunu karıştırmak mümkün. Belki hayatın gerçeği de tam bunu anlatmak istiyor bize...
(Tanıtım Bülteninden)
Bir Varmış Bir Yokmuş Alıntıları - Sözleri
- "Ruhunda kimsenin dizginleyemediği, doludizgin bir özgürlük duygusu vardı."
- "Büyük düşüneceksin, büyük hayaller kuracaksın,..."
- "Allahım, ne olur fazla içmese," diye kendi kendine söyleniyor Güllü, .. Biliyor ki, ilk kadehin keyfi, üçüncü kadeh biterken şiddete, hitap şekli ise "kız"dan "karı"ya dönüşecek ve kocası bahane bile aramayacak onu dövmek için. Bahane bile aramayacak.
- Bak yine düşünmüştü işte Rosa'yı... Kızdı kendine. Hem Rosa'yı düşünmeden edemiyor, hem de kızı aklından çıkaramadığı için tedirgin oluyordu. Rosa'yı düşünmediği an mı vardı aslında?
- Ama ne demişti Napoleon, "Şans avucumuzun içindeyken, bir bakarsınız, parmaklarımızın arasından kayıvermiş!"
- Babası ona her zaman şöyle derdi: "Aynaya baktığın zaman ne görüyorsun kızım? Gördüğünü beğeniyorsun mesele yok. Etraf onu demiş, bunu demiş aldırma. Ama eğer gördüğünü kendin beğenmiyorsan, o zaman yeniden düşünmelisin."
- - "İşini kaybetti ya, çok sıkıntı çektik... Paranın gözü kör olsun. İşsizlik yedi kocamın kafasını. Yoksa eskiden dövmezdi böyle." - "Dövüyor mu?" - "Yok... Yani... ara sıra." - "Dayağa katlanmak zorunda değilsin Güllü." - "Erkektir, hem döver hem sever işte."
- İkaz ediyorum, para suyunu çekmeye başladı diye. "Aldırma, daha satılacak çok malım var İstanbul'da," diyor. "Böyle gidersek sonunda beş parasız kalırsın." "Bak arkadaşım, paran varsa zengin gibi yaşayacaksın, paran yoksa yoksul gibi. Tamam mı?"
- "Şans avucumuzun içindeyken,bir bakarsınız, parmaklarımızın arasından kayıvermiş!"
- "Devran hızla dönüyor, hayat, bin bir sevinci ve çilesiyle, iyi ve kötü günleriyle su gibi akıp gidiyordu."
- Şans avucumuzun içindeyken, bir bakarsınız, parmaklarımızın arasından kayıvermiş
- "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir..."
- Aynı Tanrı'ya değişik yollardan ulaşmaya çalışıyorlar. Her inanç grubu en iyi yolun kendi yolu olduğu görüşünde. Bu yüzden aralarında anlaşmazlıklar, hatta savaşlar çıkıyormuş. Aynı Tanrı'ya ulaşmak için bu kavga niye, benim Rams mantığım bunu çözmekte aciz kaldı.
- "Neredeydi adalet?.." "Bu insanlar nasıl serbest kalmıştı?.."
- " Yüreğinde ince bir hüzün var. "
Bir Varmış Bir Yokmuş İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Nasıl güzel bir anlatım, nasıl güzel kurguyla yazılmış birbirine bağlı hikayeler. Hem önü hem arkasındaki hikayeler efsane güzel. Anlatılanların ne kadarı doğru bilmem ama ben kurgu olanları daha çok sevdim. (Deniz Süerkan)
dinler: SAYFA 176: Dünyalıların dinleri, bizim dinlerimizin aksine yasaklarla dolu. Dinler Rams'da olduğu gibi birleştirici değil de ayırıcı. Değişik görüşlere, fikirlere ve dinlere sahip Dünya insanları zaman zaman değişikliklerini kabullenerek huzur içinde yaşayabiliyorlarmış. Ama çoğu kez farklılıkları yüzünden birbirlerine giriyorlarmış. (Açelya Ceylan Sahilli)
Hayal ve gerçeğin iç içe olduğu;aynı zamanda hangisinin hayal, hangisinin gerçek olduğunu anlamasını bize bırakan bir yazarın kitabı. Ayşe Kulin'i okumayı oldukça uzun zamandır istiyordum ve açıkçası hangi kitabıyla başlayacağımı bilmiyordum. Tamamen tesadüf eseri yazarı keşfetmeye bu kitapla başladım ve eminim ki önümde uzun bir yol var. İçindeki hikayeler insanlara çok şey katabilecek türden. Mutlaka okunması gereken kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum. (H.)
Kitabın Yazarı Ayşe Kulin Kimdir?
Kaleme aldığı biyografik eserleri ve romanlarıyla çok okunan yazarlardan biri olmuş ve birçok ödül kazanmıştır. Üslubundaki akıcılık ve yalınlıkla büyük övgü alan yazarın öykü ve kitapları senaryolaştırılıp beyazperdeye aktarıldı. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji Edebiyat bölümünü bitirdi. Çeşitli gazete ve dergilerde editör ve muhabir olarak çalıştı. Uzun yıllar televizyon, reklam ve sinema filmlerinde sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senarist olarak görev yaptı.
Öykülerden oluşan ilk kitabı Güneşe Dön Yüzünü 1984 yılında yayımlandı. Bu kitaptaki Gülizar adlı öyküyü, Kırık Bebek adıyla senaryolaştırdı ve bu filmi 1986 yılında Kültür Bakanlığı Ödülü'nü kazandı. Kulin, 1986'da sahne yapımcılığını ve sanat yönetmenliğini üstlendiği Ayaşlı ve Kiracıları adlı dizideki çalışmasıyla Tiyatro Yazarları Derneği'nin En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü'nü kazandı, 1996 yılında Münir Nureddin Selçuk'un yaşam öyküsünün anlatıldığı Bir Tatlı Huzur adlı kitabı yayınlandı. Aynı yıl, Foto Sabah Resimleri adlı öyküsü Haldun Taner Öykü Ödülü'nü, bir yıl sonra aynı kitabı Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazandı.
1997'de yayınlanan ve Aylin Devrimel'in hayatını konu alan Adı: Aylin adlı kitabı ile, İstanbul İletişim Fakültesi tarafından yılın yazarı seçildi. Bu kitap yazarın çok geniş kitleler tarafından tanınmasını sağladı. 1998 yılında Geniş Zamanlar adlı öykü kitabı, 1999'da İletişim Fakültesi tarafından yılın romanı seçilmiş olan Sevdalinka ve 2000'de yine bir biyografik roman olan ve Füreya Koral'ın hayatını aktardığı Füreya yayınlandı.
Ayşe Kulin, 2001 yılında yayımlanan Köprü isimli romanı ile Türkiye'nin doğu illerinde yaşanan dramın kökenleri ve cumhuriyet tarihi içindeki nedenlerini ele aldı. Bu romanı, 2006 ve 2008 yılları arasında Star TV'de aynı isimle dizi olarak yayınlandı. Yine 2002 yılında yayınlanan Nefes Nefese isimli romanı ile İkinci Dünya Savaşı sırasında yüzlerce Yahudi'yi soykırımdan kurtaran Türk diplomatlarının kahramanlıklarını bir aşk öyküsü ile birlikte işliyor. Nefes Nefese romanı toplamda 34 ülkede yayınlandı. Ayrıca Ayşe Kulin bu romanıyla İtalya'da verilen Premio Roma Ödülleri'nde finale kalan beş yazardan biri oldu. Geniş Zamanlar adlı öykü kitabı, 2007 yılında Star TV'de aynı adla dizi olarak yayınlandı.
2004 yılında yazdığı Gece Sesleri romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2008 ve 2009 yılları arasında Show TV'de yayınlandı. Yine 2009 yılında yazdığı Tek ve Tek Başına Türkan adlı Biyografik romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2010 ve 2011 yılında arasında Kanal D'de yayınlandı.
2007 yılının Kasım ayında UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi oldu. 2008 yılında yazdığı Veda romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2012 yılında Kanal D'de yayınlandı.
İtalyancaya çevrilen Nefes Nefese adlı romanı, 2016'da İtalya'nın en prestijli roman ödüllerinden Premio Roma'da en iyi yabancı roman dalında ödüle layık görüldü.
Ayşe Kulin Kitapları - Eserleri
- Köprü
- Türkan
- Bora'nın Kitabı
- Gizli Anların Yolcusu
- Adı: Aylin
- Sevdalinka
- Füreya
- Güneşe Dön Yüzünü
- Nefes Nefese
- Umut
- Gece Sesleri
- İçimde Kızıl Bir Gül Gibi
- Veda
- Sit Nene'nin Masalları
- Bir Tatlı Huzur
- Foto Sabah Resimleri
- Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964)
- Hüzün - Dürbünümde Kırk Sene (1964-1983)
- Geniş Zamanlar
- Bir Gün
- Bir Varmış Bir Yokmuş
- Dönüş
- Kardelenler: Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş Kızları
- Hayal
- Babama
- Sessiz Öyküler
- Handan
- Tutsak Güneş
- Taş Duvar Açık Pencere
- Saklı Şiirler
- Kanadı Kırık Kuşlar
- Kördüğüm
- Son
- Her Yerde Kan Var
- Dönüş
- Hayat
- Hazan
- Taksiii
Ayşe Kulin Alıntıları - Sözleri
- "Kimi değiştirmemişti ki zaman?" (Sevdalinka)
- Yalan giderek büyüyen bir canavara dönüşür, dallanır budaklanır, içinden taşar... Sakın yalan söyleme. (Sessiz Öyküler)
- Kin zehirler insanı. (Tutsak Güneş)
- "Neredeydi adalet?.." "Bu insanlar nasıl serbest kalmıştı?.." (Bir Varmış Bir Yokmuş)
- Sen nereden bilebilirsin ki benim ruh halimi! Ben bu hale gelene kadar nerelerden geçtim, ne bilirsin sen? (Geniş Zamanlar)
- Yeter ki isteyelim, eğitim alalım ve çok çalışalım. Bir yerlere, hatta istediğimiz yere varmamamız için hiçbir neden yok! (Kardelenler: Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş Kızları)
- Savaş insana her şeyi öğretir. Bir de barış içinde yaşamayı öğretse, keşke. (Sevdalinka)
- Biz anlaşabiliriz. Biz anlaşmaya mecburuz. (Bir Gün)
- ...kendine acımaya vaktin yok, yürü git, önemli işlerinin peşinden... (Tutsak Güneş)
- Yaşam buydu. Gerçekleşmeyen beklentilerdi. (Foto Sabah Resimleri)
- Demek içimdeki fırtınayı yüzüme aksettirmiyorum, çok iyi! (Her Yerde Kan Var)
- Para icat edildiği andan itibaren yeryüzünde inançla, ahlakla, adaletle kısacası iyi ve güzel her şeyle sıkı bir rekabet halindeydi ve çoğu zaman da yarışı kazanan para oluyordu, ne yazık ki! (Taksiii)
- ... bence "üstün insan," ezen öldüren kumandan değil, yücelten, kurtaran, yaşatan hekimdir! (Türkan)
- "İnsanlar kaldıramayacakları acıları hatırlamak istemedikleri zaman bilinçaltına itiyorlar,hiç olmamış gibi yapabiliyorlar." (Dönüş)
- "Ayıp bir şey değil ki, meme herkeste var." (Hayal)
- Tuhaf bir ülkeydi benim memleketim. Birilerinin başı mutlaka dertte oluyordu. Memleketin tüm insanlarının dertsiz tasasız yaşayabilecekleri bir günün güneşi henüz doğmamıştı bu topraklarda! (Hayat)
- "...aşktan da üstün olan şefkat ve milli hisler vardır,'' diye yazmışım. Son nefesime yakınken dahi aynı şekilde düşündüğüme göre, hak etmemişim aşkı ben! Ee, ben hak etmeyince, Allah da vermemiş elbette! (Türkan)
- Ben yanlış zamanda yanlış yerde doğmuşum. (Bir Gün)
- "Sana beyaz keten örtülü sofralar kuramam memleket gibi esir ve yoksuldur odam." (İçimde Kızıl Bir Gül Gibi)
- "Beraber gülebildiğim insanlara içim hemen ısınır." (Kördüğüm)