Biz Evleniyoruz - Julia Quinn Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Biz Evleniyoruz kimin eseri? Biz Evleniyoruz kitabının yazarı kimdir? Biz Evleniyoruz konusu ve anafikri nedir? Biz Evleniyoruz kitabı ne anlatıyor? Biz Evleniyoruz PDF indirme linki var mı? Biz Evleniyoruz kitabının yazarı Julia Quinn kimdir? İşte Biz Evleniyoruz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Julia Quinn
Çevirmen: Tuğba Şabanoğlu
Editör: Enis Köksaldı
Orijinal Adı: On the Way to Wedding
Yayın Evi: Epsilon Yayınları
İSBN: 9789944826563
Sayfa Sayısı: 392
Biz Evleniyoruz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Tanıdığı bütün adamların aksine, Gregory Bridgerton gerçek aşka inanmaktadır. Ve hayallerinin kadınını bulduğunda, onun doğru insan olduğunu bir anda anlayacağından emindir. Başına da tam olarak bu gelmiştir. Fakat... Bu kadın, doğru kişi değildir. Hatta, nefes kesici Bayan Hermione Watson başkasına âşıktır. Ama en iyi arkadaşı Leydi Lucinda Abernathy, Hermione’yi feci bir birliktelikten kurtarmaya karar verir, böylece Gregory’ye onun kalbini kazanması için yardım etmeyi teklif eder. Ama bu esnada Lucy aşık olur. Hem de Gregory’ye. Ancak Lucy nişanlıdır. Ve amcası onun nişandan caymasına izin verecek gibi görünmez.
Gregory kendine gelip, doğru kişinin keskin zekâsı ve insanın içini açan gülümsemesi ile kalbine şarkılar söyleten Lucy olduğunu anlayınca bile... Böylece, düğün yolunda, gelini öpme vakti geldiğinde, sunakta duran kişinin yalnızca kendisi olmasını sağlamak için Gregory’nin her şeyini riske atması gerekmektedir...
“Günümüzün Jane Austen’ı.”
-Jill Barnett
“Tam anlamıyla kusursuz bir hikâyeci.”
-Publishers Weekly
Biz Evleniyoruz Alıntıları - Sözleri
- Ben neden bu kadar darmaduman oldum, bilmiyorum.
- O an vardı sadece o garip, gizemli an ve her şey çok sessizdi.
- Zihni sözcüklerin olmadığı, garip bir şeye dönüşmüştü.
- Çiçeğe baktı, küçüktü ve narindi; ait olmadığı bir yerde asice filizleniyordu.
- Hava fazlasıyla sessiz ve temiz olduğunda her şeyi nasıl da geride bıraktığını görmeyi de severdi.
- "Aşkın farklı insanlar için farklı olacağını mı düşünüyorsunuz? Birini sevseniz, gerçekten ve derinden sevseniz, size şeymiş gibi gelmez mi... her şeymiş gibi?"
- Gülümsemelere ihtiyacı vardı.
- Zihninin derinliklerine hapsedilmiş anıları oradaydı...
- Tanımadığı insanlarla fikirlerini paylaşmak istemezdi.
- Belki de bütün hayatı bir başkasının hayal gücünün ufak bir parçasıydı.
- Her şey değişiyor ve ben bunu durduramıyorum.
- Aklı çok uzaklarda, başka bir yerdeydi.
- + Ben veda ediyormuş gibi hissediyorum. - Kime? + Kendime.
- Kendini sanki o daracık, küçücük kozasına tıkıştırılmış gibi hissederdi.
- Kendine nasıl davranılmasını istiyorsan, başkalarına da öyle davran.
Biz Evleniyoruz İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Evet 8 kitaplık Bridgerton serisinin son kitabı da bitti. Seriyi sırasıyla okuduğunuzda bu son kitapta duygulanmamak elde değil. Çünkü ilk kitapta Gregory on yaşlarında bir çocuk ve şimdi onu 26 yaşında evlenirken görüyoruz. İnsan duygulanıyor ve kendini yaşlı hissediyor. Öncelikle seri hakkında fikrime başlıyım, seride git gide azalan bir başarı grafiği var bence. Ben ilk 3 kitabı daha çok sevdim diğerlerine göre. Ama Julie Quinn tarzı değişmiyor tabi hepsi de okunur kitaplarıdı. Biz evleniyoruz romanına gelirsek. Tanıtımı okuduktan sonra pek konuyu sevmedim. Kitap bitti yine pek konudan hoşlanmadım diyebilirim. Karakter kısmı ise, ben Lucyi sevdim güçlü bir kızdı. Ama Gregory den hoşlanamadım ya, çok çocuksu buldum yaşına göre hareketlerini. Duyguları da çok karışık ve gerçekçi gelmedi bana. Karakter sevilmeyince roman da sevilmiyor, serinin en sevmediğim romanıydı. Sonuç kısmı sadece 15 sayfaya sığdırılmış ondan hoşlanmadım pek. Olay yeri olarak bir iki yer gördük bana o da kötü geldi. Ama son söz kısmı beni şok etti desem çok olmaz. Hiç beklemiyordum bunu. (Eda)
Evet, geldik Gregory'nin kitabının yorumuna... Gregory de Francesca gibi pek fazla okuyamadığımız bir karakterdi fakat var olan sahnelerini okurken, Gregory'nin tatlı biri olduğunu düşünmüştüm. Bu sebeple de kendisinin kitabından yana umutluydum. Kitabın beklentilerimi karşılayıp karşılamadığını anlatacağım ama öncelikle yorumun spoiler içereceğini söylemek zorundayım. Gregory kesinlikle Bridgerton erkeklerinin en iyisiydi. Sevdiği kadını aşağılamayan yahut kırmayan, itici ve kaba bir davranışta bulunmayan, aşkı için savaşmaktan vazgeçmeyen ve abilerine nazaran şaşırtıcı derece düzgün davranışlar sergilen biriydi. Evet, saflık derecesinde bir romantiklik anlayışı vardı ama Gregory iyi kalpli ve tatlı birisiydi. (Saflık derecesinde romantik demişken... Yahu Gregory, uzaktan bir kadının boynunu görüp, o boyna vurulup, o boyna methiyeler düzüp, bu kız benim kaderim aga moduna girmek nedir, Allah aşkına? Mağarada mı yaşadın bunca zaman oğlum? Hiç mi insan görmedin de bırak iki kelime etmeyi, yüzünü bile görmediğin bir kadının boynuna bakarak aşık olduğuna karar verdin?) Zeki ve sevimli bir karakter olduğu için Lucy'i de sevdim. Aslında Lucy'i, Kate'e çok benzetmiştim ve sonu Kate gibi olur diye endişelenmiştim ama Lucy kendisini hiç bozmadı. Gerçi Gregory, Lucy'e hiç kötü davranmadı ama bence kötü davransa da Lucy, bunu sineye çekmezdi. (Ya da belki de çekerdi. Julia Quinn'in yazdığı karakterlere asla güven olmaz.) Lucy aynı zamanda gayet tutarlı bir karakterdi. En başından beri, başkalarının mutluluğunu, kendi mutluluğunun önünde tutuyordu mesela ve son sayfaya kadar bu durum hiç değişmedi. O yüzden düğün konusundaki kararı yüzünden Lucy'e kızmadım. (Fakat Hyacinth, bu tavrından dolayı Lucy'e kızıyordu. Her şeye rağmen Lucy'den vazgeçmediği için de Gregory'e, ondan hâlâ nasıl hoşlanırsın, ben olsam... diye başlayan bir konuşma yapıyordu. Ya, hadi oradan be! Senin ne yaptığını da gördük Hyacinth! Kimi kandırıyorsun sen!) Lucy başka türlü davransa ve bu fedakarlığı yapmasa şaşırırdım. (Richard, Lucy'nin yaptığı bu fedakarlığı hak ediyor muydu, peki? ASLA! Sen nasıl bir abisin! Lord Haselby ile ilgili gerçeği bilirken, nasıl sessiz kalırsın! Nasıl amcana ses çıkarmazsın be adam!) Ayrıca Lucy, Anthony'nin korkutucu biri olduğunu düşünüyordu, bu yüzden de benden tam puan aldı. Anthony, korkutucu biri olduğundan değil tabii. Bence Lucy, Anthony'nin nasıl bir yılan olduğunu hissetti ve o yüzden onu korkutucu buldu. Lucy ve Gregory'in arkadaşlığını da sevdim. Sohbetlerini ve aşağılama amacı gütmeden birbirlerine laf sokmalarını keyifle okudum. Gel gelelim bu ikilinin aşkını pek hissedemedim. Lucy'ninki bir nebze daha hissedilebilirdi ama Gregory... Üzgünüm ama Gregory biraz ayran gönüllü biriydi. Hermione için ölüp bitiyordu mesela ve Hermione evlenmese, onun peşinden koşmaya devam edecekti muhtemelen. Hâl böyle olunca çok büyük çılgınlıklar yapsa da Gregory, aşkını bana geçiremedi. Hermione'yi de samimi bulmadım bu arada. Bir diğer ayran gönüllü de oydu ve Richard'a olan sevgisi hiç inandırıcı değildi. Tam olarak bu noktada rahatsız olduğum bir sahneden bahsetmek istiyorum. Bu sahnede Gregory Lucy'e, Hermione senin tırnağın olamaz, diyordu. Lucy de buna seviniyordu. Lucy'nin, en yakın arkadaşının aşağılanmasına müsade etmesi de Gregory'nin eskiden sevdiği bir kadın hakkında bu tarz söylemlerde bulunması da hoşuma gitmedi. Fakat bana göre kitabın en büyük sorunu, son sayfalara doğru çok fazla entrikalı olayların yaşanmasıydı. Yazar, heyecanlı bir final kitabı yazmak istemişti belki de ama bazı bu kadar çok olayın üst üste gelmesi (ki bazıları cidden saçmaydı) heyecanlanmaktan ziyade sıktı beni. Bu arada, Lord Haselby nasıl rahat bir adamdı ya... Düğünü basılıyordu, Lucy'nin başkasına âşık olduğunu öğreniyordu, partilerinde büyük olaylar oluyordu hatta bir sahnede silahlar patlıyordu ama abinin umrunda bile olmadı. Dünya yanıyor desen, yansııın, diyecek derecede bir rahatlık içindeydi ve ne yalan söyleyeyim, Lord Haselby'nin bu tavırları beni epey eğlendirdi. Sonuç olarak, kitabı ortalama bir beğeniyle okudum. Ve bu kitapla birlikte, Bridgertonlara veda etmiş oldum. Seride 6 puandan fazlasını verdiğim bir kitap olmadığını düşünürsek (ki o kitaplarda bile canımı sıkan olaylar oldu) bu vedanın üzücü bir veda olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. (Baştankara)
Bridgerton serisi 8 Serinin sonuna geldik Kitap bir hayli hızlı anlatımı olan bir kitaptı akşamki diş ağrısı yüzünden okuyamadım ama bugün sonunda bitirdim her neyse En küçük Oğlumuzun hikayesiydi Kızı gördüğü an aşık oldu aşk onun için herseydi ama bilmediği şey ise onun beklendigi şeyin daha fazlasi olduğuydu. Aşık olduğu kadın Aslında ilk gördüğü kadın değil ona refakat eden Lucydi Kitabı okurken çoğu yerde hadi ama yuh artık diye okudum diğer kitaplara nazaran daha basit bir kitap ama sonuna bayıldım hatta koptum o yüzden kitabi sonu için sevdim (PINAR DEĞİRMENCİ)
Biz Evleniyoruz PDF indirme linki var mı?
Julia Quinn - Biz Evleniyoruz kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Biz Evleniyoruz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Julia Quinn Kimdir?
Julia Quinn 1970 doğumlu ABD'li Best Seller aşk romanı yazarıdır. Asıl adı Julie Cotler Pottinger olan yazar, kitaplarının başarılı yazar Amanda Quick ile aynı raflarda olmasını istediği için Julia Quinn takma adını kullanmıştır. Romanları 13 farklı dile çevrilen yazar New York Times çok satanlar listesine dokuz kez girdi.
Harvard ve Radcliffe Üniversitelerinde tarih ve sanat eğitimi almıştır.Önceleri hukuk sonra tıp eğitimi almaya karar veren Quinn, Ben & Jerry isimli romanı okuduktan sonra bir roman yazmaya karar verir.
Yale Üniversitesinde Eczacılık ya da Columbia Üniversitesinde Fizyoterapi okumak arasında kalmışken, yazdığı ilk iki roman olan Splendid ve Dancing at Midnightın yayın evi tarafından basılacağı haberini alır. Eczacılık ya da tıp eğitimi almayı kenara koyup kitap yazmaya devam eder.
Julia Quinn Kitapları - Eserleri
- Yüreğe Söz Geçmiyor
- En Çok Beni Sev
- Son Söz Aşkın
- Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü
- Rüyalar Gerçek Olsa
- Sonsuz Sevgilerimle
- Sana Muhtacım
- Öpüşünde Saklı
- Bana Sevdiğini Söyle (Cep Boy)
- Biz Evleniyoruz
- Cennet Gibi
- Kayıp Dük
- Beni Öptüğün Gece
- Hayal Etmediğin Kadar
- Dudaklarımda Şarkısın
- Aşkın On Kanunu
- Yaşanacaksa Yaşanacak
- Sana Kalbimi Açtım
- İlk Öpücük
- Sevgiliye 36 Mektup
- To Catch an Heiress
- The Bridgertons: Happily Ever After
- Brighter Than the Sun
Julia Quinn Alıntıları - Sözleri
- Kelimeler yeterli değil... (Sonsuz Sevgilerimle)
- “Size hakaret ettiğim zamanda sesiniz çıkmıyor,” dedi Thomas, “ ama işin garibi, ben bunu çok eğlenceli bulmuyorum.” “Tahammül edilmez birisiniz,” diye inledi Amelia. “Ama gene de çıktılar,” diye göğüs geçirdi Thomas. “Sözcükler. Dudaklarından.” (Hayal Etmediğin Kadar)
- “Eskiden gülerdin," dedi yumuşak bir sesle. "Eskiden gülerdin ve gözlerin parlardı." "Ya şimdi?" "Şimdi sadece soğuk ve donuksun.” (Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü)
- Gülebildiğimiz her fırsatta gülmeliyiz. (Sana Muhtacım)
- Her bir zerrenle, ait olduğun yerin, o insanın yanı olduğunu bilmek. (Sonsuz Sevgilerimle)
- "Yakışıklıydı. (Yeğen, kont değil.) Çapkındı. (Yine yeğen.)" (Aşkın On Kanunu)
- Cesaret, cesareti doğurur. (Rüyalar Gerçek Olsa)
- "Tüm yapabildiğim mutlu sonlar yazmak," diye fısıldadı. "Başka bir şey yazmayı bilmiyorum." (Rüyalar Gerçek Olsa)
- "Dünya kör erkeklerle mi doluydu, yoksa erkeklerin tamamı aptal mıydı?" (Rüyalar Gerçek Olsa)
- "Öpmemesi gereken erkekler listesinde Kral, Lord Liverpol ve baca temizleyicisiyle birlikte en üst sırada olmalıydı. Ve açıkçası Annabel onun listede baca temizleyicisinden daha üstte yer alması gerektiğini bile düşünüyordu." (Aşkın On Kanunu)
- Kelimelerle savaşıyordu sanki. (En Çok Beni Sev)
- " Ölmeyi düşünmemiştim," dedi usulca Grace," ama nasıl yaşayacağımı da bilemiyordum." (Kayıp Dük)
- "Bütün turtayı getirdim." Marcus gözlerinin fal taşı gibi açıldığını hissetti. Tatlı bir şekilde ürperiyordu. Gerçekten. Beklentiyle ürperiyordu. Bayan Butterworth ve çekirgeleri bununla kıyaslandığında bir hiçti. "Sen benim kahramanımsın." (Cennet Gibi)
- "Genç kadının gözleri onunkilerle buluştu, derin ve özlem dolu bir buluşmaydı bu. Ve o da özlemle doldu. Genç kanının gözlerinde gördüğü şey de onun içine işledi, oldukça yumuşak ve tatlıydı. Hatta hüzünlüydü." (Aşkın On Kanunu)
- Seninle gülmek istiyorum. (Öpüşünde Saklı)
- Sonra saflığını yitirmesi vardı. Şimdi anımsamak zordu, ancak bir zamanlar, insanların iyi olduklarına inanırdı - onlara saygılı ve onurlu davranırsa, aynı şekilde karşılık vereceklerini sanırdı. (Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü)
- Zavallı Bay Thompson! Zavallı Bay Thompsoncık! Her şey çığrından çıktı, değil mi? Leydi Whistledown’ın Cemiyet Notları, 17 Haziran 1816 (Sana Kalbimi Açtım)
- Kendini sanki o daracık, küçücük kozasına tıkıştırılmış gibi hissederdi. (Biz Evleniyoruz)
- Tanrım, bunu özlediğini düşünmüştü ama bu... Bu çok daha fazla bir şeydi. Bu ağrıydı, göğsünde gerçek, zonklayan bir sancıydı; boş bir delik; boğazına ebedi olarak takılmış bir hıçkırıktı. Bu yuvaydı. (Kayıp Dük)
- Hayatıma devam etmek zorundayım. (Sana Muhtacım)