Biz Hep Şatoda Yaşadık - Shirley Jackson Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Biz Hep Şatoda Yaşadık kimin eseri? Biz Hep Şatoda Yaşadık kitabının yazarı kimdir? Biz Hep Şatoda Yaşadık konusu ve anafikri nedir? Biz Hep Şatoda Yaşadık kitabı ne anlatıyor? Biz Hep Şatoda Yaşadık PDF indirme linki var mı? Biz Hep Şatoda Yaşadık kitabının yazarı Shirley Jackson kimdir? İşte Biz Hep Şatoda Yaşadık kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Shirley Jackson

Çevirmen: Berrak Göçer

Orijinal Adı: We Have Always Lived in the Castle

Yayın Evi: Siren Yayınları

İSBN: 9786055903657

Sayfa Sayısı: 183

Biz Hep Şatoda Yaşadık Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Dünyadan gizlenerek yaşayan iki kız kardeş ve gölgesini geçmişten bugüne, onların üzerine düşüren gizemli bir olay... Usta yazar Shirley Jackson, bu kısa ve mücevher misali pırıl pırıl romanda ters köşelerle örülü bir öykü anlatıyor, okura tuzaklar ve yanılsamalarla dolu bir zemin sunuyor. Biz Hep Şatoda Yaşadık, inişleri ve çıkışları, anlatımdaki mahir sıçrayışlarıyla Shirley Jackson’ın dehasını ortaya koyuyor; üstelik karşılaşacağınız en tuhaf ve cazip roman kahramanlarından biriyle, Merricat ile tanışmanızı sağlıyor. Merricat, onu mahvedecek hakikatlerin karşısında hayallerinin sayesinde dimdik duruyor, ne ki bazı hayaller, kabuslarla koyun koyuna uyuyor.

Bugün Stephen King’den Neil Gaiman’a değin pek çok çağdaş yazarın ilham kaynakları arasında andığı Shirley Jackson, Amerikan Gotiği’nin klasiklerinden sayılan Biz Hep Şatoda Yaşadık ile anlatıcı olarak ustalığını gözler önüne seriyor ve kız kardeşliğe dair unutulmayacak bir metne imza atıyor. Doğada hiçbir şey yoktan var olmuyor ve sarayların enkaza, hayallerin hezeyana dönmesi için bir an yetiyor; geriye kala kala biraz toz, belki biraz da kül kalıyor. En ölümcül zehirler, tıpkı en kuvvetli tılsımlar gibi insan yüreğinde büyüyor ve hiçbir yer, ama hiçbir yer insanın evi gibi olmuyor.

Biz Hep Şatoda Yaşadık Alıntıları - Sözleri

  • Hanımefendilerin eline kitap ne de çok yakışıyor.
  • "Hanımefendilerin eline kitap ne de çok yakışıyor."
  • - "Hanımefendilerin eline kitap ne de çok yakışıyor.."
  • "Hanımefendilerin eline kitap ne de çok yakışıyor."
  • ".. çimlerde hiç neşeyle koşmuş muydu, çiçekleri seyretmiş miydi yahut mutluluğu ya da sevgiyi tatmış mıydı acaba?"
  • "Mevsimleri yiyip bitiriyoruz. Baharı, yazı ve sonbaharı yiyoruz. Bir şeylerin yetişmesini bekleyip sonra onu yiyoruz."
  • "Dünya korkunç insanlarla dolu."
  • “Mevsimleri yiyip bitiriyoruz. Baharı, yazı ve sonbaharı yiyoruz. Bir şeylerin yetişmesini bekleyip sonra onu yiyoruz.”

Biz Hep Şatoda Yaşadık İncelemesi - Şahsi Yorumlar

“Biz hep şatoda yaşadık. Bu isim hikayeyi tanımlıyor evet. Fakat ilk etapta daha farklı bir türde yazılmış izlenimi vermesi bazı okurların hoşuna gitmeyebilir. Kitap ismi daha çok gençlik,korku,gerilim,distopya yada fantastik bir içerik sunar gibi. Oysaki kitap toplum ve ötekileştirme temalı sade, çok fazla aksiyon barındırmayan monoton bir hikayeye sahip. Sanırım kitap ismi aynı kalıp, kapak fotoğrafında baş karakterlerin silüeti hemen arkalarındada diğer herkesin daha belirgin silüeti olabilirdi. Karanlık değilde biraz daha kahve renkler kullanılabilirdi de. Böylesi kapak içerik beklentisini daha doğru karşılayabilirdi. Toplum ve aile kavramlarını yansıtma biçimini görmek isteyenler tercihen okuyabilir.Mutlakalık bir tesiri olmadı üzerimde.” (Yağmur elverişli)

Biz Hep Şatoda Yaşadık: Gotik- gerilim bir romanın içine girmek isterseniz buyrun Biz Hep Şatoda Yaşadık.. Sayfaları çevirirken kapılar gıcırdıyor, bahçeye çıkarken çimenler hışırdıyor ve Mary Katherine konuşurken tüylerim diken diken oluyor. Shirley Jackson'ın mükemmel ters köşesi ve sosyolojik-psikolojik ruh tahlilleri insana hiç de 183 sayfalık kısacık bir roman okuduğu izlenimini vermiyor. Yüzlerce sayfalık hissiyatı kısacık ve tam tadında anlatmış. Şatodaki gizemi teninizde hissedecek kadar bir gariplik seziyorsunuz ama son sayfaya kadar tam olarak ne olduğunu öğrenemiyorsunuz. Tahmin edilebilir mi? Pek sanmam, eden olabilir tabi... Ama ben edemediğim için gerçekten sarsıldım. Etkileyici... (Esra Karaman)

1950-60 lı yıllar gibi bir dönemde geçen ailelerinden kalan geniş araziye sahip lüks bir evde yaşlı amcaları ile yaşayan iki kız kardeş hakkında kitap..Aileleri korkunç bir olay sonucu ölmüş.Kasabadaki halk bu kızlardan nefret etmekte.İşte kitap ailelerine olanları,insanların neden bu kadar öfke dolu olduklarını yavaş yavaş bize gösteriyor.Hikaye daha çok travmaların yarattığı fobiler ve sonuçları üzerine.Öyle perili ev modunda bir şeyler beklemeyin;çünkü bu bir dram hikayesi.Yazar farkli bir tarzda gerilimi-endişeyi bu iki kızın başına neler gelecek şeklinde son sayfasına kadar size yaşattırıyor. Oldukça beğendiğim bir kitap oldu. (Aybike Dönmez)

Biz Hep Şatoda Yaşadık PDF indirme linki var mı?

Shirley Jackson - Biz Hep Şatoda Yaşadık kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Biz Hep Şatoda Yaşadık PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Shirley Jackson Kimdir?

Amerikalı yazar Shirley Hardie Jackson, kendi zamanında oldukça popüler olan ve edebiyat çevrelerince romanları son yıllarda oldukça dikkat çeken gizem-korku yazarıdır. Neil Gaiman, Stephen King, Nigel Kneale ve Richard Matheson kendisinden esinlenmişlerdir. Kısa hikayesi "Piyango" (1948) ünlü kısa öyküsüdür. Tepedeki Ev ise bugüne dek yazılan en iyi hayalet hikayeleri olarak tanımlanmaktadır.

Shirley Jackson Kitapları - Eserleri

  • Tepedeki Ev
  • Biz Hep Şatoda Yaşadık
  • The Lottery
  • Piyango ve Diğer Öyküler
  • Deli Kız
  • The Witchcraft of Salem Village
  • Raising Demons
  • The Missing Girl

Shirley Jackson Alıntıları - Sözleri

  • Çocukların insanlara değiştiremeyecekleri şeyler yüzünden saldırmalarına dayanamıyorum. (Piyango ve Diğer Öyküler)
  • - "Hanımefendilerin eline kitap ne de çok yakışıyor.." (Biz Hep Şatoda Yaşadık)
  • “Mevsimleri yiyip bitiriyoruz. Baharı, yazı ve sonbaharı yiyoruz. Bir şeylerin yetişmesini bekleyip sonra onu yiyoruz.” (Biz Hep Şatoda Yaşadık)
  • Dışarıda bir yerlerde hâlâ bir dünya var mı ? (Tepedeki Ev)
  • Ben bundan fazlasıyım, görünenden fazlasıyım. (Piyango ve Diğer Öyküler)
  • Hanımefendilerin eline kitap ne de çok yakışıyor. (Biz Hep Şatoda Yaşadık)
  • Belki yarın, güneş yine parlar. (Tepedeki Ev)
  • "Ben sinemaya gitmek istiyorum." (Piyango ve Diğer Öyküler)
  • Eski evleri çok seviyorum, sıcaklar, insana güven veriyorlar, sanki bir sürü insanı mutlu etmişler de ne kadar işe yaradıklarını biliyorlarmış gibi. İnsan yeni bir evde hissedemiyor bunu. (Piyango ve Diğer Öyküler)
  • ".. çimlerde hiç neşeyle koşmuş muydu, çiçekleri seyretmiş miydi yahut mutluluğu ya da sevgiyi tatmış mıydı acaba?" (Biz Hep Şatoda Yaşadık)
  • "Hanımefendilerin eline kitap ne de çok yakışıyor." (Biz Hep Şatoda Yaşadık)
  • Ne tür bir piyango düzenlediklerini bilmeden önce, köylüler zararsız görünüyor, hatta tuhaf görünüyorlar: piyangoyu yönetmek için bir görevli var. çocuklar ise kasaba meydanında taş topluyorlar. (The Lottery)
  • "Hanımefendilerin eline kitap ne de çok yakışıyor." (Biz Hep Şatoda Yaşadık)
  • Bay White düşündü. "Tavuk katili bir köpeği tedavi etmenin bir yolu var galiba," dedi. "Ölü bir tavuk alıp köpeğin boynuna bağlıyorsun ki çıkaramasın, anladın mı?" " Boynuna mı?" diye sordu Bayan Walpole ve Bay White dişsiz ağzını göstererek sırıttı. "Bak şimdi, çıkaramayınca önce tavukla oynamaya başlıyor ama sonra rahatsız oluyor, anladın mı, sonra dönerek tavuktan kurtulmaya çalışıyor ama çıkmayınca ısırarak kurtulmaya çalışıyor ama çıkmıyor, sonra çıkmadığını fark edince ondan hiç kurtulamayacağını sanıp korkuyor, anladın mı? Ondan sonra boynunda tavukla kuyruğunu sıkıştırıp yanına gelmeye başlayacak ve durumu gitgide kötüleşecek." Bayan Walpole yalpalamamak için bir eliyle verandanın tırabzanına tutunmak zorunda kaldı. "Peki ya sonra?" diye sordu. "Yani," dedi Bay White, "duyduğuma göre, tavuk gitgide sertleşiyor, anlarsın ya, köpek onu gördükçe, hissettikçe, kokladıkça tavuktan nefret etmeye başlıyor. Ama asla kurtulamıyor, anladın mı?" "Ama köpeğin," dedi Bayan Walpole. "Yani Leydi'nin ... Tavuğun Leydi'nin boynunda ne kadar kalması gerekiyor?" "Eh," dedi Bay White heyecanla, "herhalde kendiliğinden düşene kadar çürümesini beklemek lazım. Anlıyorsun ya, kafası... " "Anlıyorum," dedi Bayan Walpole. "İşe yarar mı?" "Bilmem," dedi Bay White. "Şahsen denemedim." Sesi, onun hiçbir zaman tavuk öldüren bir köpeği olmadığını ima ediyordu. (Piyango ve Diğer Öyküler)
  • Mantıklı konuşan insanlara nadir rastlanıyor. (Tepedeki Ev)
  • Akşam gölgeler düşünce, Ve zifiri karanlık bastırınca Gecenin yaratıkları uluyunca Ve rüzgar ıssız ıssız uğuldayınca Beklerim çıkacak ilk yıldızı, Gümüşi ışıltısını arayarak, Mavi-yeşil alacakaranlık vaktinde, O yüce, yalnız yıldızın ışıldamasını (Piyango ve Diğer Öyküler)
  • "Dünya korkunç insanlarla dolu." (Biz Hep Şatoda Yaşadık)
  • “Sanki bahar hiç gelmeyecekmiş gibi,” dedi genç Bayan Winning. “Soğuktan öyle usanıyorum ki.” (Piyango ve Diğer Öyküler)
  • "Kasabadaki en güzel bahçe benimki olacak." (Piyango ve Diğer Öyküler)
  • "Daphne Hill," dedi kız uysalca. Elizabeth not kağıdına "Daphne Hill" yazdı ve harflere baktı; kısmen önemli bir karar vermek üzereymiş izlenimi vermek kısmen de "Daphne Hill"in yazılı nasıl durduğunu görmek istediğinden. (Piyango ve Diğer Öyküler)