Boğazkesen: Fatih'in Romanı - Nedim Gürsel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Boğazkesen: Fatih'in Romanı kimin eseri? Boğazkesen: Fatih'in Romanı kitabının yazarı kimdir? Boğazkesen: Fatih'in Romanı konusu ve anafikri nedir? Boğazkesen: Fatih'in Romanı kitabı ne anlatıyor? Boğazkesen: Fatih'in Romanı PDF indirme linki var mı? Boğazkesen: Fatih'in Romanı kitabının yazarı Nedim Gürsel kimdir? İşte Boğazkesen: Fatih'in Romanı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Nedim Gürsel

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN: 9789759915643

Sayfa Sayısı: 244

Boğazkesen: Fatih'in Romanı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Sultan Mehmed... otağdan çıktığında güneş doğmamıştı henüz... yıkıntıların arasından gökyüzüne baktı. Yıldızlar kaybolmak üzereydiler. Birden, ağarmaya başlayan gökyüzünde bir yıldızın kaydığını gördü. Bizans'ın sonunu haber veriyordu belki de."

"- Ben ölmeden tez bitir romanını! diyen bir sesle irkildim. Deniz'di. Kalkıp masama gelmişti bile.

- Romanını bitirmekte çok acele etme, diye fısıldadı, şaka söylüyorum.

- Boğazkesen'i bitirmem gerek.

- Önce beni bitirsen... Dokunmadığın, keşfetmediğin daha nice yerler var bedenimde.

Kalem tutan elimi tuttu, çıplak göğüslerine doğru bastırıp..."

Boğazkesen'de özlem, aşktan daha mı şiddetli acaba? Orası belli değil, çünkü romancının hiç beklemediği bir anda karşısına çıkan esin perisi Deniz, alev alev bir görünümün demirini atıyor şimdiki zamana; öyle bir görünüm ki, parıltısı göz kamaştırıyor, bir o kadar da zarar veriyor.

-Philippe-Jean Catinchi, Le Monde-

Nedim Gürsel yalın bir tarih resmi çizmemiş, tersine postmodern bir biçimde, romanın oluşumunu romanın içine katmıştır. Kitap, sıcak bir yaz günü, İstanbul'da başlar. Anlatıcı, Boğaz'da bir villada, polis tarafından aranan bir terörist kadını saklamaktadır. geçirdiği bir aşk nöbeti sırasında sevdiği kadını öldürür; böylece Marcel Proust'un, romanın başlangıcında yer alan satırlarında belirtildiği gibi, Mehmed'in izinden gitmiş olur.

-Hans Christoph Buch, Die Zeit-

Boğazkesen: Fatih'in Romanı Alıntıları - Sözleri

  • "Yaprak dökümüne vakit var daha. Yaşanacak güneşli, güzel günler, yazılacak nice öyküler var."
  • "Çiçekler toprakta açar, yaralarsa insan gövdelerinde, bazan da YÜREKTE. Çiçeklerle da ha güzeldir yaşam, yaralarla daha korkunç."
  • "Belki savaş zorunluydu. bir onur sorunu, hatta bir sanattı. Ama doğal değildi."
  • "... aşka gelince görmüştü bir uzun hece imiş."
  • "... Cesaret makamı olan yürek bedenin sol tarafındadır."
  • “Uçurumun üzerine gerili ipte yürüyen bir cambazdım.”
  • “Bu kez para vermeden sevişecek onunla, uzun süredir birbirlerine hasret kalmış iki sevgili gibi murat alıp murat verecekler. Ve sırılsıklam aşık olacak Nefeli’ye. Bu kadının namuslu geçinen birçok kadın gibi ruhunu bitpazarında satmadığını, gövdesini teslim ettiği erkeklere gönlünü de teslim etmediğini biliyor çünkü.”
  • " ...Ölüm insana şahdamarından da yakın demek! Sağ elini şakağına koyup bastırdığında avucunda hissettiğin kalbinin atışı değil,sana her an kendini anımsatan ölüm. O gidip geliyor avuçlarında. Gövdenin kılcal damarlarına kan pompalayan da o, seni kalbin her vuruşunda kendine yaklaştıran da. Kan değil ölüm dolaşıyor damarlarında. Onunla yaşıyorsun, o isterse ciğerlerine çekiyorsun havayı. Yaşadığın sürece " Ölüm! Ölüm!" diye çarpıyor kalbin. Ölüm! Ölüm! Ölüm! Onun sesi bu duyduğun, seni her an yoklayan onun varlığı.......
  • .... bir gün kendi resminin de yapılacağını, ne var ki böyle bir albümün ilk sayfasına konulup çocukları, torunları, sonra da torunlarının torunları tarafından hayranlıkla, saygıyla, sevgiyle bakılmak şöyle dursun oğlu Bayezid tahta geçer geçmez Galata tüccarlarına satılacağını bilmiyordu.
  • Çandarlı ailesi Osmanlının düşünen aklı, yürüyen yasası, dönen çarkı olmuştu yüz elli yıldır.

Boğazkesen: Fatih'in Romanı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Nedim Gürsel’in ilk okuduğum romanı Boğazkesen 15.yüzyılla 12 eylül döneminde geçen bir tarihsel roman. Nedim Gürsel’i daha önce okumayan biri olarak bu romanını beğenip beğenmeyeceğimi bilemeyerek okudum. Oldukça ilgi çekici olabilecekken sürükleyici bir roman olmasına rağmen ortalama bir eser çıkmış ortaya. Anlatıcı rolündeki yazar 12 eylül döneminde İstanbul’da bir yalıda Fatih Sultan Mehmed’in romanını yazmaya başlar. Yazdıkça Fatih’in hayatına dair tarih kitaplarında okuyamadığımız bilgiler, oğlu şehzade Mustafa’nın öldürülüşü, yanından hiç ayırmadığı seyir katibi Selim’in (Nicolo) günlükleri de romanın kurmaca dünyasını zenginleştirir. Anlatıcı yazar romanını yazarken epeyce ilerlediğinde polis tarafından aranan bir kadın yalıya gelir. Anlatıcı yazar ile kadın arasında tutkulu bir ilişki başlar. Bir yandan romanını bitirmeye çalışan yazar bir yandan da kadını polisten saklamaya çalışır. Aralarındaki aşk arttıkça romanında yazmak istediklerini bir türlü toparlayamayan yazarın aklına romanın içinde Fatih ile ilgili anlatılan küçük bir hikayeye benzer trajik bir düşünce geçerken roman biter. Boğazkesen çok daha iyi olabilecekken ortalama düzeyde kalmış ancak sürükleyici bir roman. (Kurmacakitap)

Portmodern bir yapının üzerine oturtulan bu roman gerçekten ilgi çekiciydi. Ardında oldukça büyük bir emeğin olduğu aşikâr... Tarih, sosyoloji, efsaneler... Nedim Gürsel'in kalemi dert görmesin. Hararetle -özellikle tarihin bilinmezlerine dalmayı sevenlere- öneririm. (Sidar Sadık)

Tarihle post modern anlatı tekniğini birbirine ustaca harmanlamış başarılı bir yazar... Kurmaca dünyanın yazarın elinde olduğunu defalarca vurgulayan güzel bir yapıt. Roman boyunca tarih sahnesinin belli kesitlerini günümüze yazarın kendi penceresinden yansıtılıyor. Okumaya değer... (Fiknet Kararlı Kuşçu)

Boğazkesen: Fatih'in Romanı PDF indirme linki var mı?

Nedim Gürsel - Boğazkesen: Fatih'in Romanı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Boğazkesen: Fatih'in Romanı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Nedim Gürsel Kimdir?

1951 yılında Gaziantep'te doğdu. 1970'te Galatasaray Lisesi'ni, 1974'te Paris Sorbonne Üniversitesi Modern Fransız Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Aynı yerde karşılaştırmalı edebiyat doktorası yaptı. İlk yazıları 1969'tan itibaren edebiyat dergilerinde yayınladı. Sorbonne Üniversitesi'nde Türk Edebiyatı dersleri verdi. Fransa Bilimsel Araştırmalar Ulusal Merkezi'nde (CNRS) Türk Edebiyatı üzerine araştırma başkanı olarak çalıştı. Kitapları yabancı dillere çevrildi. ESERLERİ

Boğazkesen (Fatih'in Romanı)

Nedim Gürsel’in Boğazkesen’deki Fatih Sultan Mehmet algılaması ve tasviri eleştirilere uğradı.Gürsel, tarihi bir kişiyi anlatmasına rağmen bu kişiliğin bir roman kahramanı olduğunu söyledi.

Yapıtları yalnızca Türkiye'de değil, Batı ülkelerinde de yankılar uyandıran bir yazar Nedim Gürsel. Bu kez tarihle buluşturuyor bizi, daha doğrusu, Anadoluhisarı'ndaki eski bir yalıda Fatih dönemi üzerine bir roman yazan kahramanın öyküsüne, geçmişte kalmış kişilerin öykülerini katıyor. Fatih Sultan Mehmet, Çandarlı Halil, Uluğ Bey gibi tarihsel kişilerle saray cücelerinin, içoğlanlarıyla gezgin dervişlerin, Bizans yosmalarıyla keşişlerin öykülerini birlikte anlatıyor. Ne var ki tüm varoluşunu yazdığı romana adayan kahramanın yaşamına 12 Eylül askeri darbesiyle birlikte giren genç ve güzel bir kadın altüst ediyor her şeyi. Yapıtıyla sevgilisi arasında bocalayan roman kahramanı, bir seçim yapmaya zorlanıyor. Hem tarihsel bir roman Boğazkesen, hem de bir tutkunun, bir aşkın romanı. On beşinci yüzyıl Osmanlı tarihini ve İstanbul'un fethini tüm ayrıntılarıyla, seyrine doyulmaz bir minyatür renkliliğiyle okura sunan Nedim Gürsel, iki ayrı eksende gelişen anlatıyı ustalıkla yürütüyor, okuru serüvenin iki ayrı zamanında sürükleyip götürüyor.

Sevgilim İstanbul

Nedim Gürsel, yabancı ülkelere çevrilip yayınlanan kitaplarıyla, edebiyatımızı sınırlarımızın dışına taşımış değerli bir yazarımız. Boğazkesen adlı romanı, Türkiye'de aylarca satış listelerinden inmedi. Sevgilim İstanbul adlı bu kitapta, dünyayı yapayalnız dolaşan gurbette bir yazarın aşklarını, anılarını, özlemlerini bulacaksınız. Öykülerin kahramanı, Paris, Moskova, Leningrad, Atina, Cezayir, Marakeş, New York ve İstanbul'da dolaşırken, gerçekte belleğinin derinliklerinde yol alıyor. Her gittiği ülkeye, her gördüğü kente kendi geçmişini de taşıyor çünkü. Fransız Pen Kulübü Jüri Özel Ödülü ile Haldun Taner Öykü Ödülünü alan Sevgilim İstanbul'un bu yeni basımında Nedim Gürsel'in ilk öyküleriyle birlikte bir kısa film senaryosu da yer alıyor.

Kadınlar Kitabı

Nedim Gürselin bu kitabı, 1983 yılında ilk kez yayımlanmış ve on gün sonra da toplattırılmıştı. Yazarı hakkında müstehcenlik gerekçesiyle dava açılmış, ancak sonuçta yazar aklanmış, kitap da yeniden günışığına çıkma şansı bulmuştu. Kadınlar Kitabını yeniden basarken, kitabın sonuna yazarın mahkemede yaptığı savunmayı da eklemeyi doğru bulduk. Ayrıca ünlü İspanyol yazarı Juan Goytisolo, bu kitap için bir de önsöz yazdı. Çevrilip birkaç ülkede yayımlanan bu kitabın ilgiyle okunacağına inanıyoruz. Nedim Gürsel bu kitabında bir yandan kendi kimliğini ararken, bir yandan da İstanbul kentine olağanüstü güzellikte bir aşk mektubu yazıyor. -Tahar Ben Jelloun-

Gemiler de Gitti

Yine uzak bir kıyıdan yazıyor Nedim Gürsel ve okurlarını yeni yolculuklara çağırıyor. Denize kayan kent Venedik'e, İsa'nın bile uğramadığı yoksul bir köye, naif ressam Pirosmanişvili'nin kenti Tiflis'e, güneyin seraplarıyla yıkımdan sonraki Saraybosna'ya, Saint-Nazaire' den demir alan transatlantiklerin dünyasına götürüyor. Bu yolculuğun duraklarından biri de Mevlânâ'yla Şems'in olağanüstü aşklarının tanığı Konya. Boğazkesen'in yazarı, öykü tadında okunan bu kitabıyla yeni ülkeler, benzersiz dünyalar keşfettirecek size.

Uzun Sürmüş Bir Yaz

1976 Türk Dil Kurumu Ödülünü kazanan Nedim Gürselin bu ilk kitabı, belli başlı Avrupa dillerine de çevrilmiş, ne var ki 12 Eylül darbesinden sonra Türkiye'de uzun süre yasaklanmıştı. Yeni basımının genç kuşaklarca da ilgiyle karşılanacağını umuyoruz. Bir baskı döneminin, bireylerin iç dünyalarında yol açtığı sarsıntıları, işkence ve ölüm karşısındaki davranışlarını anlatırken, çocukluğun büyülü dünyasını da şiirsel bir dille yansıtan Uzun Sürmüş Bir Yaz için kitabın Fransızca çevirisine yazdığı önsözde Prof. Etiemble şöyle diyor: Önce iç sürgün, yani gizli eylem; sonra dış sürgün, yani yazmak. Özgürlük için savaşımın çetin, çok çetin olduğunu, çoğu kez şiddet eylemlerine dönüştüğünü biliyoruz? İstanbul baskı döneminin o tiksinç ve tehlikeli günlerini yaşıyor yeniden. Her önemli yapıt gibi Nedim Gürsel'in yapıtı da öylesine ince bir acıyla dokunmuş ki, çoğunluğun öyküsü öznel bir bilincin duyarlığında somutlaşıyor.

Nedim Gürsel Kitapları - Eserleri

  • Boğazkesen: Fatih'in Romanı
  • Allah'ın Kızları
  • Şeytan, Melek ve Komünist
  • Resimli Dünya
  • Yüzbaşının Oğlu
  • Uzun Sürmüş Bir Yaz
  • Tehlikeli Sevişmeler
  • Öğleden Sonra Aşk
  • Sevgilim İstanbul
  • Aşk ve İsyan
  • İlk Kadın
  • Yedi Dervişler
  • Bana İtalya'yı Anlat
  • Aragon
  • Baba Bak Deniz
  • Güneş'te Ölüm
  • Mehdi'yi Beklerken
  • Yaşar Kemal - Bir Geçiş Dönemi Romancısı
  • İzler ve Gölgeler
  • Aşk Kırgınları
  • Yalnızlığın Yarattığı Yazar: Sait Faik
  • Yine Bana Döneceksin
  • Son Fasıl
  • Kadınlar Kitabı
  • Kırk Kısa Şiir
  • Paris Yazıları
  • Hatırla Barbara
  • Gemiler de Gitti
  • Bozkırdaki Yabancı
  • Son Tramvay
  • Pasifik Kıyısında
  • Bir Avuç Dünya
  • Başkaldıran Edebiyat
  • Acı Hayatlar
  • Sağ Salim Kavuşsak
  • Derin Anadolu
  • Cicipapa
  • Dünya Şairi Nazım Hikmet
  • Piramitlerin Gölgesinde
  • Yüzyıl Biterken
  • Şeyh Bedrettin Destanı Üzerine
  • Sorguda
  • Seyir Defteri
  • Balkanlara Dönüş
  • Söz Uçar
  • Çıplak Berlin
  • Yeryüzünde Bir Yolcu
  • Türkiye Yaşlı Avrupa'ya Genç Damat
  • Son Yolcu
  • Yerel Kültürlerden Evrensele

Nedim Gürsel Alıntıları - Sözleri

  • Karnım tok sırtım pek çok şükür, ama yine de bir şey eksik hayatımda. (Şeytan, Melek ve Komünist)
  • Yasak nedir bilir misin sen diye sordu biri Öteki: Bu kâfir yasaktan değil, dayaktan anlar, diyerek yıktı yere saf oğlanı. Bu Türkler de ne tuhaf diye düşündü candide, ya savaştalar, ya namazdalar (Aşk ve İsyan)
  • Uygarlık kuzeye doğru çekilirken Akdeniz kıyılarına iki nöbetçi dikti Güneşi bir de şiiri Cemal Süreya (Yine Bana Döneceksin)
  • Çıkmayan candan umut kesilmez, peki ya çıkmayan sesten? (Şeytan, Melek ve Komünist)
  • ''Bir yerde herşey Pompei'nin son günleri'' (Bana İtalya'yı Anlat)
  • Boğa güreşçisi bir sanat yapıtı gerçekleştirir ve ölümle oynar. Boynuzun ucunda hissettiği ölümü her defasında biraz daha kendine yaklaştırır. Böylece ölümsüz olduğu izlenimini uyandırır seyircilerde. Siz de onu izlerken kendinizi ölümsüz hissedersiniz. Ancak bundan sonradır ki, boğaya kılıcını saplayarak, kendi ölümsüzlüğünü gözünüzün önünde kanıtlar. (Güneş'te Ölüm)
  • “Görülecek ne güzel yerler, nice günbatımları var daha. Gümdoğumları, denizler, yeni ağaçlarla yepyeni kentler, insanlar var. Evet, insanlar. Doğru, ömür biter yol bitmez. Yeter ki bir menzile erişelim bu kez.” (Pasifik Kıyısında)
  • Demek ki yalnızca anılar değil, eski fotoğraflar da naftalin kokan sandıklardan çıkarılmak için bazı yaşları bekliyorlar. (Yüzbaşının Oğlu)
  • Gece yeterince gece değil miydi henüz? (İzler ve Gölgeler)
  • Insanoğlunun ömrü dünyanın tüm duvarlarınkinden daha kısa. (Şeytan, Melek ve Komünist)
  • Her ölümden sonra bir doğum olması iyi de, gidenlerin bir daha hiç gelmemesi, yeniden doğmamaları kötü. (Baba Bak Deniz)
  • Ölülerin büsbütün ölmeden Resimlerine bakamam (İzler ve Gölgeler)
  • ... bir insanın hayatı belki hiçbir şeydir, ama hiçbir şey o insanın hayatından daha değerli ya da önemli değildir. (Şeytan, Melek ve Komünist)
  • Öncesiz ve sonrasız bir zamandaydın. (Yine Bana Döneceksin)
  • Gidecek bir yerin, kış uykusuna yatacak bir inin yoksa, şehvet içini kemiriyorsa geceleyin, günboyu yatakta zaman tükenmek bilmiyorsa, eski günlere gidersin sen de. (Şeytan, Melek ve Komünist)
  • Açıkta demirlemiş gemiler vardı. Her biri umut yüklü, tayfalarını kentin bağrına salıp rahatlamış, yalnız gemiler. (Yüzbaşının Oğlu)
  • yankısız bir derin kuyu yokluğun (Kırk Kısa Şiir)
  • Roma,Bizans,Osmanlı...Hiçbirinden haberim yoktu bunların.Seni sevmeyi yavaş yavaş öğrendim.Önceleri korkarak,çekinerek,sonraları coşkuyla.Yıllar geçti tadına varmam,güzelliğini,çekiciliğini kabullenebilmek için.Seni yavaş yavaş tanıdım. (İlk Kadın)
  • boşlukta el eleyiz. düşerken (Kırk Kısa Şiir)
  • Kalbim paramparça her şey kırık dökük (Aragon)